POLİTİKA - 06 Mart 2021 Cumartesi 18:43

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan Mısır mesajı!

A
A
A
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan Mısır mesajı!

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama ihalesini Türkiye’nin daha önce ilan ettiği ve BM’ye bildirdiği sınırlara saygılı olarak yapmasını olumlu olarak nitelendirerek, “Bu çok önemli bir gelişme bunun devam etmesini bekliyoruz. Mısır ile bizim tarihsel, kültürel birçok ortak değerimiz var. Bunların aktive olmasıyla önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir diye değerlendiriyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile Ege Denizi açıklarındaki TCG Oruçreis’ten Mavi Vatan 2021 Tatbikatı’nın Seçkin Gözlemci Günü faaliyetlerini takip etti.

Faaliyetlerin başarıyla tamamlanmasının ardından tatbikatta görev alan gemilere video konferans yöntemi ile bağlanarak personele hitap eden Akar, sözlerine Bitlis’te kaza kırıma uğrayan helikopterde şehit olan personele başsağlığı, yaralılara şifa dileyerek başladı.

Bölgesel ve küresel hassas ve kritik bir süreçten geçildiğini, terör sorununa ilave mülteci akını ve birçok gelişmelerin yaşandığını ifade eden Akar, ”Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bütün faaliyetleri, uluslararası, siyasi, diplomatik, güvenlik ve savunma konularını proaktif bir şekilde takip ediyor ve gerekli tedbirleri almaya devam ediyoruz. Türkiye, şu anda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ortamda bir özne haline gelmiş bulunuyor ve her geçen gün etki ve ilgi alanı genişliyor” diye konuştu.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin birden fazla harekat alanında faaliyetlerine başarıyla devam ettiğini belirten Akar, “Hem karada hem denizde hem de semalarımızda yoğun bir faaliyet var. Bu görevlerimizi şu ana kadar eksiksiz, aksaksız yerine getirdik, bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. Ayrıca dost, kardeş ve müttefiklerimizin de hak, alaka ve menfaatlerine yönelik yapılan mücadeleye de gerekli katkıyı sağlıyor, bölge ve dünya barışına katkılarımızı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

“NATO görevlerimizi kararlılıkla sürdürüyoruz”

Ülkelerin silahlı kuvvetlerini geliştirmek, sistemlerini denemek ve personelin becerisini artırmak için uluslararası hukuk çerçevesinde çeşitli tatbikatlar yaptığına dikkati çeken Akar, “Bizim Mavi Vatan Tatbikatımız da tamamen uluslararası hukuk çerçevesinde, tecrübemizi, bilgimizi, becerimizi artırmak için yapılan bir tatbikattır. Bu tatbikata Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerimiz, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik unsurları katılmaktadır. Beraber çalışabilme yeteneğimizi geliştirmeye bu tatbikatın çok önemli katkılar sağladığını değerlendiriyorum” dedi.

Bakan Akar, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının fiili planlı tatbikatının jenerik bir senaryoda gerçekleştirildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Tatbikat ile aynı anda diğer milli, uluslararası ve NATO görevlerimizi de aynı kararlılıkla sürdürüyoruz. Risk, tehdit ve tehlikelerin arttığı bir dönemde NATO dayanışması çok daha önemli hale gelmiştir. Bu konuda NATO bünyesinde gayet yapıcı, planlı, programlı bir ilişkimiz var. Bu ilişkimiz her geçen gün gelişmekte ve ilerlemektedir. Geçtiğimiz günlerde Sayın NATO Genel Sekreteri’nin yaptığı bir açıklama gerçekten çok önemli. Avrupa’nın, NATO’nun korunmasında, Türkiye’nin çok önemli bir rolü olduğunu açık ve seçik bir şekilde ortaya koydu. Ona da buradan teşekkür etmek istiyorum.”

“Kendilerini bekliyoruz”

Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlara dikkati çeken Akar, “Biz tüm sorunların uluslararası hukuk çerçevesinde, diyalog yoluyla, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözülmesinden yanayız. Bu konuda müzakerelere açığız, barışçıl yol ve yöntemlerin tamamının kullanılmasını arzu etmekteyiz” diye konuştu.

Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanlıkları arasında Ege istişari görüşmelerinin yapılmaya başlandığı, NATO Karargahı’nda askeri heyetler arasında ayrıştırma toplantılarının gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, “Diğer bir toplantı ise daha önce ikisini Atina’da birini Ankara’da yaptığımız güven artırıcı önlemler çerçevesindeki görüşmeler. Komşumuza bunun dördüncüsünün Ankara’da yapma konusunda hazır olduğumuzu, kendilerini beklediğimizi ifade ettik” şeklinde konuştu.

Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm bu olumlu yaklaşımlara rağmen maalesef komşumuz tarafından provokatif girişimler, eylemler, sorumsuz açıklamalar, tehdit dili ve benzer yaklaşımlar bölgedeki barış ve istikrarı bozmaktadır. Gerilimi artıran ve bunları ortaya atarak istikrarı olumsuz etkileyen sözler ve eylemlerden kaçınmaları gerektiğini kendilerine devamlı söylüyoruz. Komşumuzun yaptığı bu faaliyetlerin temel amacının AB ve uluslararası kamuoyunu olumsuz etkilemek, onları yanıltmak olduğunu biliyoruz. Buna karşı da elimizden gelen her türlü tedbiri aldık, almaya devam ediyoruz. Kullanılan dilin, yapılan tacizlerin iyi komşuluk ilişkilerine yakışmadığını tekrar tekrar söylemeye devam ediyoruz. Bu dilin, provokasyonların, gerilimi artırıcı girişimlerin ve silahlanma gayretlerinin en büyük zararının Yunan halkına olduğunu, Yunan halkının kaynaklarının boşa harcandığını ifade ediyoruz. Aynı zamanda aklıselim sahibi Yunan akademisyen, emekli general ve amiraller ile bazı siyasilerin bu konuları artık ifade etmeye başladığını da memnuniyetle görüyoruz.”

Yunanistan’ın iki ülke arasındaki sorunları Türkiye-Avrupa Birliği veya Türkiye-ABD sorunu gibi yansıtmaya çalıştığını ancak bunların beyhude çabalar olduğunu ifade eden Akar, “Yapılan bu iş hiçbir şekilde hukuki, ahlaki değil. Bizim kimsenin toprağında, hakkında hukukunda gözümüz yok. Bizim tek derdimiz hukuk çerçevesinde egemenlik haklarımızı ve kendi hak, alaka ve menfaatlerimizi korumak ve kollamaktır. Biz tüm komşularımızın egemenlik haklarına, toprak bütünlüğüne saygılıyız fakat diğer taraftan da kendi hak, alaka ve menfaatlerimizi hiçbir şekilde çiğnetmedik, çiğnetmeyeceğiz. Bu konuda bugüne kadar yapılması gereken ne varsa yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu. 

“Olumlu sonuç vermesini bekliyoruz.”

Mısır’ın Doğu Akdeniz’de hidrokarbon arama ihalesini Türkiye’nin daha önce ilan ettiği ve BM’ye bildirdiği sınırlara saygılı olarak yapmasına yönelik de değerlendirmelerde bulunan Akar, şunları kaydetti:

“Bu çok önemli bir gelişme bunun devam etmesini bekliyoruz. Mısır ile bizim tarihsel, kültürel birçok ortak değerimiz var. Bunların aktive olmasıyla önümüzdeki günlerde farklı gelişmeler olabilir diye değerlendiriyoruz. Zaten Mısır’ın aldığı bu kararın, bizim deniz yetki alanlarımıza saygı duyularak yapılan bu çalışmaların, bizim çalışmalarımıza uygun olduğu kadar Mısır halkının da hak ve menfaatinin yararına olduğunun da bilinmesini istiyorum. BM’ye beyan ettiğimiz deniz yetki alanları sınırlarımızla uyumlu bir şekilde Mısır’la da anlaşma, sözleşme, mutabakat muhtırası gibi çalışmaların önümüzdeki dönemde olabileceğini değerlendiriyoruz. Bu konuda Dışişleri Bakanlığımız gerekli çalışmaları ilgili, kurum, kuruluş ve bakanlıklarla koordineli şekilde sürdürüyor. Bu çalışmalar yapılmakta ve bunların da olumlu sonuç vermesini bekliyoruz.”

“Rum gözlüğü”

Kıbrıs’ın Türkiye’nin milli bir meselesi olduğunu vurgulayan Akar, “Bizim Türkiye olarak 1974’teki bakışımız neyse şu anda da hepimiz aynı noktada, anlayış içindeyiz. Bunu da herkesin bilmesi lazım” dedi.

Türkiye’nin Kıbrıs’ta garantör olduğunu belirten Akar, “Garantörlük anlaşması çerçevesinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının varlığını yanlış yerlere çekmenin kabul edilemez olduğunu, bu mevcudiyetin de uluslararası hukuk çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini tüm muhataplarımıza hatırlatmak istiyorum. Yapılan çarpıtmaların, gerçeği yansıtmayan açıklama ve girişimlerin Rum tarafına ve Yunanlara fayda sağlamadığını da bilmeleri gerek. Rumların bu uzlaşmaz tutumlarından bir an önce vazgeçmeleri ve oradaki Türk varlığını kabul etmeleri lazım. Onların egemen ve eşit unsurlar olduklarını bilmeleri lazım. Bu konuda AB’nin de stratejik körlüğünün sona ermesini temenni ediyoruz. Oradaki gelişmeler maalesef tek gözlükle, Rum gözlüğüyle görülmektedir. Bu da kesinlikle uluslararası hukuka ve gerçeklere uygun değil” ifadelerine yer verdi.

“Ada’da artık tek çıkış yolunun iki devletli çözüm olduğunu herkesin görmesi lazım” diyen Akar, bir an önce bunun gerçekleşmesinin önemine değindi. Üçüncü tarafların da bu konuda objektif olmasının önemini vurgulayan Akar, “Dost ve müttefiklerimizin buradaki gelişmeleri, sorunları akıl-mantık çerçevesinde değerlendirmeleri, konulara duygusallıktan, tarafgirlikten uzak, objektif bakmaları lazım. AB’nin bu konuda bir taraf olmaktan çıkıp bir arabulucu rolünde sorunun çözülmesine katkı sağlamasını da bekliyoruz” dedi.

Milli Savunma Bakanı Akar, Türkiye’nin 500 yıllık tarihi kardeşlik bağları bulunan Libya halkının haklı davalarında desteğe ve iş birliğine devam edeceğini belirterek, “Tek millet, iki devlet olduğumuz Azerbaycanlı kardeşlerimizle de tek yürek olmaya ve tüm imkanlarımızla yanlarında bulunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Barbaros’un torunları”

Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, Mavi Vatan’da ve onun semalarında faaliyetlerinin yanı sıra BM, NATO, AB, AGİT ve ikili anlaşmalar kapsamındaki görevlerini başarıyla yerine getirdiğini belirten Akar, şöyle konuştu:

“Asil milletimizin bağrından çıkan TSK, akıl ve bilim ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Peygamber ocağı ordumuz asil Türk milletinin sevgisi, güveni ve duasından aldığı güçle, görevini ‘ölürsem şehit kalırsam gazı’ anlayışıyla ciddiyet ve samimiyetle yerine getirmeye devam edecektir.”

Akar sözlerini, “Barbaros’un torunları denizleriniz sakin, pruvanız neta, yolunuz, bahtınız açık olsun ” ifadesiyle tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dubai çikolatası tüketimi sağlık risklerini beraberinde getiriyor Son günlerde hem üretimi hem de tüketimi hızla yaygınlaşan Dubai çikolatası, sık tüketildiğinde birçok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Dubai çikolatasının zararlarını ve insan sağlığını tehdit eden yönlerini Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram açıkladı. Antep fıstığı, tahin ve kavrulmuş kadayıf ile üretilmeye başlayan Dubai çikolatası, sosyal medya platformlarındaki paylaşımların da etkisiyle adeta bir tüketim çılgınlığına dönüştü. Görüntüsü ve lezzetiyle tüketicileri cezbeden Dubai çikolatası göründüğü kadar masum değil. Kısa sürede tüketimi yaygınlaşan çikolata ile ilgili İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi (SBF) Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram önemli açıklamalarda bulundu. Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram yaptığı açıklamada “Hem Dubai hem de diğer çikolataların içerdiği şeker, yağ, kafein ve bazı bileşenler, sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Bu olumsuz özelliklerden bazıları mide asidini artırarak reflüye yol açması, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıyla yanma hissine neden olmasıdır. Ayrıca, içinde bulunan laktoz (sütlü çikolatalarda) ve şekerler, bazı bireylerde bağırsakta gaz oluşumuna yol açabilir. İçeriğinde bulunan yağ ve şeker, bağırsak hareketlerini etkileyebilir ve mide kramplarına neden olabilir. Özellikle hassas bağırsak sendromu (IBS) olan bireyler için bu durum daha belirgin olabilir” diyerek tüketicileri uyardı. Fıstık alerjisi olanlar dikkat Dubai çikolatası içerdiği bol miktarda Antep fıstığıyla dikkat çekiyor. Yaygın bir alerjen maddesi olan fıstığa alerjisi olanlar için bu durum risk oluşturabilir. Konu ile ilgili Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Fıstık alerjisi olan kişiler için fıstık kreması çok tehlikeli olabilir ve şiddetli alerjik reaksiyonlara (anafilaksi) yol açabilir. Tahin, susam tohumlarından yapılır ve susam alerjisi olan kişilerde alerjik reaksiyona yol açabilir. Susam alerjisi, bazı kişilerde cilt döküntüleri, mide bulantısı veya ciddi alerjik reaksiyonlarla sonuçlanabilir. Kadayıfın kendisi gluten içeren buğday unu ile yapılır, bu nedenle gluten alerjisi (çölyak hastalığı veya gluten intoleransı) olan kişiler için sorun oluşturabilir. Ayrıca kadayıf, kavrulmuş olması durumunda bazı kişilerin sindirimini zorlaştırabilir, ancak fıstık veya susam kadar yaygın bir alerjen değildir” açıklamasında bulundu. Kan şekerini hızla yükseltiyor Dubai çikolatasının muhtemel tüm zararlarına değinen Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Dubai çikolatası yüksek miktarda şeker içerir ve şeker tüketimi, kan şekerini hızla yükseltir. Bu durum, insülinin hızlıca salgılanmasını tetikler ve zamanla insülin direncine yol açabilir. İnsülin direnci gelişirse, vücut insüline karşı daha az duyarlı hale gelir ve bu durum uzun vadede tip 2 diyabet riskini artırabilir” açıklamasıyla tüketicileri tip 2 diyabet riskine karşı uyardı.
Antalya Muratpaşa’da genç girişimci kadınlar yeşil sektöre geçiş hikayelerini anlatacak Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin 6-7 Aralık’ta toplayacağı “+0.5 Akdeniz’in Geleceği” çevre çalıştayında, genç girişimci kadınlar yeşil sektöre geçiş hikayelerini Antalyalı genç girişimciler, girişimci adayları ve öğrenciler için anlatacak. Muratpaşa Belediyesi, iklim krizine dikkat çekmek amacıyla düzenlediği “+0.5 Akdeniz’in Geleceği” çalıştaylarının dördüncüsünü bu yıl “Antalya 2050 İklim Senaryoları” temasıyla 6-7 Aralık’ta Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde gerçekleştirecek. Çalıştayın ikinci gününde düzenlenecek “Gelecek İçin İklim Dostu İşler” oturumunda genç girişimci kadınlar, çevre ve iklim odaklı iş fikirlerinin büyük birer başarı hikayesine dönüşümünü paylaşacak. Akdeniz Üniversitesi coğrafya bölümünden, akıllı kentler üzerine çalışan Dr. Öğretim Üyesi Tahsin Şahin’in moderasyonunda gerçekleşecek oturumda, Biolive’den Duygu Yılmaz, Light Way’den Hümeyra Ergin, AKSU’s Labs kurucuları Büşra Atkesen, Nadide Toprak ve İlknur Bağlan’ın katılımıyla düzenlenecek. “İlham veren kadınlar” Duygu Yılmaz, zeytin çekirdeklerinden elde edilen selülozik maddeyi biyolojik olarak parçalanabilen plastik ürünlere dönüştüren biyoteknoloji kuruluşu Biolive’in ilham verici hikayesini paylaşacak. 2018’de Los Angeles’ta uluslararası temiz çevre teknoloji alanında Türkiye’yi temsil eden Yılmaz, ‘İleri Malzeme Birincilik Ödülü’ kazandı. Fortune’da 40 Yaş Altı En Başarılı 40 CEO Ödülü’nü alan Yılmaz, Joint Commission International (JCI) tarafından Türkiye’nin en başarılı 10 genci arasında gösterildi. Hümeyra Engin, ışık kirliliğini ortadan kaldırmayı hedefleyen ve ISIF 2020 Uluslararası Buluş Fuarı’nda altın madalya kazanan yeni nesil aydınlatma sistemi Light Way’in hikayesini anlatacak. AKSU’s Labs kurucuları Büşra Atkesen yeni nesil nano alev geciktirici Fire-Stopper, Nadide Toprak enerjisiz soğutma teknolojileri üzerine çalışan Cold Touch ve İlknur Bağlan geri dönüştürülemez sınırlı kaynakları selüloz ile değiştirmeyi hedefleyen Cell-Designer ile ilgili deneyimlerini aktaracak.