TEKNOLOJİ - 26 Ekim 2021 Salı 10:58

Mikail Emre Çalışkan: 'Türkiye teknoloji alanında emin adımlarla ilerliyor'

A
A
A
Mikail Emre Çalışkan: 'Türkiye teknoloji alanında emin adımlarla ilerliyor'

Parlak projeler ile öne çıkan iş insanı Mikail Emre Çalışkan, “Türkiye’nin teknolojide geri kaldığı şeklinde bir algımız var. Oysa ki ülkemiz teknoloji alanında emin adımlarla ilerliyor, kendini yeniliyor” dedi.

Mikail Emre Çalışkan Türkiye'nin teknolojide geri kaldığı şeklinde bir algının doğruyu yansıtmadığını belirterek, "Aslında geçen ay gerçekleşen Teknofest de bunun çok güzel bir kanıtıdır. Ülkemizin özellikle de savunma sanayii alanında başarıları artmaktadır. Bayraktar İHA’ları bunun örneğidir. Yurt dışına ürettiğimiz zırhlı araçları satıyoruz. Uzay alanında yürütmeye başlanan AR-GE projelerini de unutmamak gerekir" dedi. Çalışkan, bu konuda gençlerimizi yönlendirmemiz gerektiğini de belirterek, "Teknoloji alanında yapılacak yatırımların önemi açıktır. Teknoloji bizi ileri taşır, hayatımızı kolaylaştırır, her zaman önde olmamızı sağlar. Yatırımcılarımızı ve gençlerimizi teknoloji alanına yönlendirerek bu alandaki bilgi birikimimizi arttırmalı ve gereken desteği göstermeliyiz. Bazen içerisine düşülen -teknoloji alanında zaten lider kabul edilen ülkeler var- karamsarlığı kabul edilemez bir yaklaşımdır. Türk gençleri, bilişimle iç içe olmayı seviyor. Yazılım öğreniyor, kendini geliştirmeye çabalıyor ve ülkemizin geleceğini kuruyorlar. Onların da katkısıyla ülkemizin teknoloji yarışında çok daha iyi noktalara geleceğine eminiz. Ülkemizin bugünkü çabalarını takdir ediyor ve elimizden gelen desteği gösteriyoruz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır 8 milyon dolar yatırım yapan iş adamı, asgari ücret görüşmeleri öncesi fırsatçılara tepki gösterdi Diyarbakır’da son 2 yılda yaklaşık 8 milyon dolar yatırım yapan iş adamı, asgari ücret görüşmeleri sürecinde fırsatçıların fiyat artışına girmesine tepki gösterdi. Hacıbaba Pastaneleri Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Elaldı, asgari ücret çalışmasıyla beraber fırsatçılara gün doğduğunu söyledi. Bu; evlerde, dükkanlar, sektörlerindeki ham maddelere kadar fırsatçılık yapıldığını değerlendiren Elaldı, “Geçen söylemiştim, fırsatçıların önü alınmadığı takdirde baklavanın kilosu bin 500 lira olacak. Şu anda o fiyatlarda. Fıstıkta son 10-15 yılın en iyi rekoltesi alınmasına rağmen kilosu bin, bin 200, bin 300 lira. Bu fırsatçılık değil de nedir? Fıstık, şeker, asgari ücret, SSK, vergidir hepsi bir etkendir. Bunlar normalinde olsa tamam” dedi. Bugün bir torba şekerin bin 600-700’ye dayandığını söyleyen Elaldı, “Rekoltesi son 10 yılın üstüne vurmuş bir ürün, şu anda yok satılıyor. Asgari ücretle birlikte bize yük binecek, bundan da rahatsızlık duymuyoruz. Yükseldiği zaman fiyatlara da yansıyacak. Bugün baklava bin liradan satılırken, Hacıbaba Pastanelerinde 500 lira. Hacıbaba Pastaneleri olarak her zaman en iyisini en ucuza mantığıyla devam ettik, edeceğiz” diye konuştu. Yeni asgari ücretle beraber yılbaşından sonra tatlının kilosu bin 500’ü lirayı geçeceğini düşündüğünü aktaran Elaldı, “40 yıldır bu işi yapıyorum, 30 yıldır yatırım yapıyorum, ilk defa bu kadar dara düştük. Çiftçiye nasıl küçük faizlerle kredi veriliyorsa, yatırımcı insana da bunun yapılması lazım. Son 2 yılda 7-8 milyon dolar yatırım yaptım. Bundan destek isteyeceğiz, bankalardan kredi alacağız. Bu kredilerle yatırımı yüzde 30’lara indirdik” şeklinde konuştu.
İstanbul Yenidoğan Çetesi’nin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak fezleke hazırlanmıştı. Fezleke değerlendirme yapılması için Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmişti. İddianame Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Davanın görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ilk celsesinin görülmesine 4’üncü gününde devam ediliyor. Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmaya bir kısım tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada mahkeme heyeti de yerini alarak duruşmayı başlattı. Duruşmada bugün sanık savunmalarının alınmasına devam edileceği öğrenildi. İddianameden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 47 sanığa ve 19 sağlık kuruluşuna yer verilirken 10 bebeğin ise hayatını kaybettiği belirtildi. İddianamede Fırat Sarı liderliğindeki ve yöneticiliğini İlker Gönen ile Gıyasettin Mert Özdemir’in yaptığı suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf ederek doluluğunu sağlamak, hastaların basamakları ile oynama yaparak SGK’dan üst sınırdan ödeme almak olduğu açıklandı. İddianamede çetenin hastaların mevcut durumlarını, evrak işlemlerine farklı yansıtarak (entübe olanı entübe olmayan, entübe olmayanı entübe olan, kullanılmayan ilaçları kullanılmış şekilde) gibi yöntemlerle evrak sahteciliği yapıp SGK’ya fatura ettiği, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek daha uzun süre yatış sağlayıp SGK’dan yüksek ücret tahsil ettiği ve bazı hasta yakınlarından fazladan ücret adı altında para almak gibi işlemlerle maddi çıkar elde ettiği de aktarıldı. Hazırlanan iddianamede yer alan şüphelilerin çoğunun sağlık çalışanı olduğu ve kazanılan kardan bu çalışanların da aldığı belirtildi. İddianamede 112 sevk sistemi bertaraf edildiği için bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı gördüğü hastanelere yatışının yapıldığı, bu noktada amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi olarak en fazla kazanç elde edilmesi olduğu belirtildi. Bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmasının kimi bebeklerde enfeksiyon kapma gibi rahatsızlıklara kimi bebeklerde ise ölüme dahi sebep olduğu da iddianamede kaydedildi. Şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları currosurf, infasurf gibi ilaçları hastaneden çıkartarak satıp maddi kazanç elde ettikleri, Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında Fırat Sarı liderliğindeki Yenidoğan Suç Örgütü’nün çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalışması nedeni ile aslında sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hatta hemşire yardımcıları ile verildiği bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı da iddianamede kaydedildi. İddianamede hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı, bir kısım örgüt mensuplarının yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşireler eli ile usule aykırı gerçek olmayan epikriz raporları yazıldığı da açıklandı. Soruşturma kapsamında incelenen dijital materyallerde ise şüphelilerin "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablon hasta değerlerinin yer aldığı ve çoğu zaman hastaların kan gazı, kan değerleri, enfeksiyon olup olmadığı gibi konularda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmadan kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize edip raporlarını şablon olarak tek elden, merkezden, hastane dışından yazdıkları iddianamede kaydedildi. Bu nedenle hangi bebeğe hangi tedavinin uygulanacağı yönünde tereddütler yaşandığı ve bebeklerin hayatını kaybetmesine kadar varan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğduğu iddianamede kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından ilgili hastaneler ve suç örgütünün faaliyetlerini incelemek ve raporlamak için görevlendirilen müfettişlerin bebek ölümleri ile ilgili olarak alanında uzman neotologlardan oluşan uzman heyetten aldığı görüşe göre hastanelerde tıbbi imkansızlıklar, erken teşhis ve tedavi olmaması, birebir yakın hekim kontrolü olmaması, gerekli tetkik ve tahlillerin yapılmaması, hayati öneme sahip ilaçların kesilmesi, 3. Düzey olmamasına rağmen 3. Düzey hasta kabulü yapılması, doktorların hastaların klinik takip ve tedavisini üstlenmedikleri, ölüm sebeplerinin doktorlar tarafından örtbas edilmesi, TPN sıvısı içerisine lipit multivitamin, fosfor ve magnezyum destekleri verilmemesi sonucu yeterli enerji protein desteği alamadığı için hastaların beslenme bozukluğuna sebep olunduğu, bebeğin kalbi düşmesine rağmen adrenalin kullanılmaması, hastaların uzun süre yatışı yapılıp uygun merkezlere sevk edilmemesi, ilaç hazırlanması ve saklanmasında ihmal gösterilmesi, hastalara protein ve lipit desteği yapılmaması, gerekli ilaçların uygun şekilde verilmemesi, uygun şekil ve süre canlandırma desteği uygulanmaması, sahte hasta dosyası düzenlenmesi, hastaya pasif ötenazi uygulanması nedeniyle bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığı şeklinde tespitler olduğu aktarıldı. İddianamede bazı bebeklerin yoğun bakıma girdikten sonra kilo alması gerekirken aksine ciddi kilo kaybı yaşadığı da aktarılırken, Yenidoğan Suç Örgütü’nün ve örgüte yardım eden hastane yönetimlerinin sırf giderleri azaltmak ve maddi menfaat temin etmek adına bebeklere yeterli besin verme işlemini yerine getirmedikleri, tapelerde "TPN tüketimini azaltın" şeklinde talimatların yer aldığı da açıklandı. İddianame kapsamında sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 10 kez ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve 11 kez ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9’ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Sanık Gıyasettin Mert Özdemir’in ise ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi’, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık’, ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi. İddianamede diğer sanıklar hakkında benzer suçlardan değişen oranlarda hapis cezası talep edildi.