İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında tarihin akışını değiştiren dünyanın ilk nükleer silah saldırılarında 77 yıl geride kalırken, atom bombalarının hedefi olan Japonya'da acılar hala taze. Kimilerinin Japonya'nın ABD’yi kalbinden vurduğu "Pearl Harbour" saldırısının intikamı olarak gördüğü, kimilerinin ise gövde gösterisi olarak yorumladığı trajedi dünya tarihinde derin izler bıraktı.
Trajediye adım adım
ABD'nin nükleer silaha ilk kez Japonya’ya karşı başvurmasıyla sonlanan süreç, Japonya'nın savaştan çekilmeyi reddetmesiyle başladı. Japonya, 10 Temmuz 1945'te Almanya'nın Potsdam kentinde müttefiklerin o dönemki liderleri ABD Başkanı Harry Truman, Sovyet lider Josef Stalin ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in de katıldığı toplantıya Soyvetler Birliği aracılığı ile bir elçi göndermek istedi, ancak müttefikler bunu reddetti. 2 hafta sonra, 26 Temmuz 1945'te bu kez müttefiklerden Japonya'ya gelen "savaşı sonlandırma" çağrısı Japonya tarafından reddedildi. Japonya'nın bu tavrı, yaklaşık 10 gün sonra ülkeye düzenlenecek atom bombası saldırılarında belirleyici rol oynadı.
Tokyo'nun yerine Nagazaki hedef seçildi
ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in 12 Nisan 1945'te ölmesiyle başkanlık koltuğuna oturan Harry Truman, zaman kaybetmeden atom bombasının atılması için gerekli süreci başlattı. 27 Nisan 1945'te düzenlenen Hedef Tetkik Komitesi'nin ilk toplantısında 17 bölge hedef olarak seçilmek üzere incelemeye alındı. İddialara göre, 1945'in Mayıs ayı itibariyle muhtemel nükleer saldırı hedefleri arasında olan 4 kente hava saldırıları sonlandırılarak savaştan kaçan Japon halkının atom bombalarının hedefi olacak şehirlere göç etmesi sağlandı. 14 Haziran 1945'te Tokyo ve Yokohama hedef şehir adaylarının arasından çıkarılarak yerine Nagazaki seçildi. Yapılan seçimlerde coğrafi, askeri, iklimsel ve demografik birçok etken rol oynadı.
Japonya'ya ilk darbe Hiroşima'da vuruldu
Tarihin akışını değiştiren atom bombası saldırılarının ilk hedefi Hiroşima oldu. Uranyum-235 tipi atom bombası "Little Boy"u taşıyan "Enola Gay" adlı uçak, 6 Ağustos 1945 Pazartesi günü Hiroşima semalarına ulaştı. Atom bombasını taşıyan uçaktan önce şehrin semalarında gözlem yapmak amacıyla bölgeye giden "Straight Flush" adlı uçak Japon Hava Kuvvetleri tarafından fark edilse de, "Enola Gay" hava sahasında ciddi yol kat etmeyi başardı. Saatler 08.13'ü gösterdiğinde atom bombasını taşıyan Enola Gay Japon Hava Kuvvetleri tarafından fark edildiğini anlayınca vakit kaybetmeden düğmeye bastı. 6 Ağustos 1945 saat 08.15'te Hiroşima'ya bırakılan atom bombası, yaklaşık 43 saniye sonra 08.16'da yeryüzüne 600 metre mesafede patladı. Yaklaşık 140 bin kişinin hayatını kaybettiği Hiroşima saldırısı, dolaylı olarak yüzbinlerce insanın yaralanmasına ve radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden oldu.
Aksilikler Japonya'yı kurtarmaya yetmedi
Japonya atılan ilk atom bombasının şokunu henüz atlatamamışken, yalnızca günler sonra ülke bu kez "Fat Man"in neden olduğu yıkımla yüz yüze geldi. 9 Ağustos 1945 saat sabaha karşı 03.47'de, ABD hava kuvvetlerinin B-29 tipi bombardıman uçağı Bockscar, Tinian adasından havalandı. Böylece "Centerboard II" adı verilen ve ikinci bir atom bombasının bir Japon şehrine atılmasını hedefleyen operasyon başlamış oldu. Taşıdığı 5 tonluk bombanın üzerinde Amerikan askerleri tarafından yazılan "Size bir hediye daha" ve "Hirohito'ya ikinci öpücük" notları da bulunan Bockscar adlı uçak, atom bombasının gücünü ölçmesi için görevlendirilen uçak ve görüntüleme görevi verilen bir uçakla gökyüzünde buluşmayı hedeflese de işler yolunda gitmedi. 50 dakikalık bekleyişin ardından görüntüleme uçağıyla buluşamayan iki uçak, Kokura şehrine doğru yola çıktı.
Hava koşulları şehrin kaderini değiştirdi
178 bin nüfuslu şehir, ABD ordusu komutanları tarafından 'Japonya'nın en büyük silah depolarından birisi' olarak tanımlanıyordu. Bockscar mürettebatına verilen emir ise radar sistemini kullanmadan, hedefi gördükten sonra bombanın bırakılması yönündeydi. Bu emrin gerekçesi o dönemde kullanılan radar sistemlerinin başarısızlığıydı. Bockscar 9 Ağustos sabah 10.45'te Kokura'ya ulaştığında kentteki askeri yapıların üzerinde büyük bir sis bulutu olduğunu gördü. Nedeni hâlâ belli olmayan bu sis bulutu Kokura'daki hedeflerin vurulmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu. Ve bu durum, şehrin kaderini değiştirecekti. Atom bombasını Kokura'ya atamayan ABD uçağı, daha önce 17 muhtemel hedeften biri olarak belirlenen fakat ardından hedefler arasından çıkarılan Nagazaki'ye yöneldi. Her ne kadar Nagazaki'de büyük bir liman ve Japon donanması için torpidolar imal eden tesisler olsa da kentte aynı zamanda ABD'li savaş esirlerinin tutulduğu bir kamp da yer alıyordu. Fakat bu, şehrin kaderini değiştirmeye yetmedi. 11.50'de toplam 8 saatlik uçuşun ardından Nagazaki'ye ulaşan Bockscar, 2 saatten az yetecek yakıtının kaldığını da göz önüne alarak düğmeye bastı. Şehrin üzerinde bulutlar olmasına rağmen mürettebat bulutların izin verdiği aralıklardan Mitsubishi silah fabrikasını görmüştü. Fat Man 12.02'de Nagazaki'ye düştü. On binlerce kişinin öldüğü saldırının ardından, Japonya teslim olduğunu açıkladı.
200 bin insanın hayatına mal oldu
ABD tarafından gerçekleştirilen saldırılar, 200 bin dolayında insanın direkt olarak hayatını kaybetmesine, binlerce insanın da radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden oldu. Saldırılar sırasında ABD Başkanı olan Truman yaşananların hemen ardından yazdığı günlüğünde "Atom bombası askerlere, askeri tesislere ya da donanmamalara yönelik olarak kullanılmalı. Sivillere, kadınlara ve çocuklara karşı değil!" ifadelerini kullandı. Dönemin Ticaret Bakanı Henry Wallace ise Başkan Truman'ın büyük vicdan azabı çektiğini ifade ederek günlüğüne "100 bin insanı bir anda öldürme fikrine katlanamıyordu. Sürekli kendi kendisine 'onca çocuk' diyordu" notunu düştü. Nagazaki saldırısından sonra Truman atom bombasının kullanımına dair ilk kararını açıkladı: "Başkanın doğrudan izni olmadan hiçbir atom bombası kullanılmayacak." 9 Ağustos 1945'ten bu yana savaşlarda bir daha atom bombası kullanılmadı.
77 yıldır acılar taze
Atom bombası saldırılarının ardından büyük darbe alan Japonya'da acılar halen tazeliğini koruyor. 2. Dünya Savaşı sonrası kültürel ve politik anlamda büyük değişim yaşayan ülkede, kurbanlar her yıl düzenlenen törenlerle anılıyor. 6 Ağustos 1945ten sonra bir “barış şehri” olarak yeniden inşa edilen Hiroşima, her sene “Hiroşima Barış Anıtı”nda düzenlenen ve saldırılarda yaşamını yitirenlerin anıldığı bir törene ev sahipliği yapıyor. Nagazaki'de de her yıl anma etkinlikleri gerçekleştiriliyor.
"Savaşın acımasızlığını hatırlatıyor"
77 yıl önce yaşanan trajedi hakkında konuşan Japon vatandaşları ise benzer görüşleri dile getirdi. Haruki Matsuyama, "Hiroşima ve Nagazaki'yi okulda ve derslerde herkes öğrense de, gerçek anlamını çok az kişi biliyor. Ancak yaşananlar Japonya tarihinde unutulmaz izler bıraktı" derken, Eri Maezawa ise, "Hiroşima ve Nagazaki tarihimizde çok önemli bir yere sahip. Ancak üzerinden çok uzun zaman geçtiği için özellikle genç kuşakların ne yaşandığını tam olarak bilmesi zor. Biz sadece büyüklerimizden duyduklarımızı ve okuduklarımızı biliyoruz. Şu an Hiroşima ve Nagazaki'nin bize hatırlattığı en önemli şey savaşın acımasız ve kötü bir şey olduğu" ifadelerini kullandı.
"Ukrayna-Rusya savaşı barışın önemini hatırlattı"
Kendi neslinin savaşı okulda öğrendiğini ancak üzerinden uzun zaman geçtiği için gerçek anlamda savaşı anlamanın zor olduğunu kaydeden Yuka Haneda da, "Japonya uzun yıllardır çok barışçıl bir ülke. Fakat son günlerde yaşanan Ukrayna-Rusya savaşı bizi bir kez daha barışın önemi hakkında düşünmeye sevk etti" dedi. Emi Kitamura ise, yaş itibariyle yaşananlara tanıklık edemediğini ancak okulda öğrendiğini belirterek, "Fakat, her yıl saldırıların yıl dönümünde hayatını kaybedenlerin ruhları için dua ediyorum" şeklinde konuştu.
"Umarım tüm dünya ders alır"
Yukari Ono üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle Japonya ve dünya gündeminin değiştiğine dikkat çekerek, "Ben çocukken Hiroşima ve Nagazaki hakkındaki haberleri daha çok duyardık. Ancak üzerinden çok uzun zaman geçti. Şu an dünya gündemi Covid-19, Ukrayna krizi gibi olaylar etrafında şekillendiği için Hiroşima ve Nagazaki yalnızca yıl dönümünde hatırlanıyor. Ancak yaşananlar tabii ki Japonya için tarihsel önemde" ifadelerini kullanırken, Hisashi Okazaki ise saldırılarda en az 200 bin kişinin öldüğünü hatırlatarak, "Umarım dünyadaki hiçbir ülke Japonya’da yaşanan trajediyle yüz yüze gelmez ve nükleer silahlar sonsuza dek tarihe karışır. Ukrayna savaşında Putin'in nükleer silah tehdidinde bulunması çok üzücü. Umarım tüm dünya Japonya’daki trajediden ders alır" diye konuştu.