DÜNYA - 02 Ağustos 2022 Salı 10:30

Hiroşima ve Nagazaki'deki atom bombası trajedisinin 77. yılı

A
A
A
Hiroşima ve Nagazaki'deki atom bombası trajedisinin 77. yılı

ABD'nin dünya tarihinde ilk kez Japonya’ya karşı atom bombası kullandığı ve yaklaşık 200 bin kişinin hayatını kaybettiği nükleer saldırıların 77. yıl dönümü yaklaşırken, Japonlar Ukrayna-Rusya savaşının bir kez daha barışın önemini hatırlattığını ve tüm dünyanın Japonya’daki trajediden ders alması gerektiğini belirtti.

İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında tarihin akışını değiştiren dünyanın ilk nükleer silah saldırılarında 77 yıl geride kalırken, atom bombalarının hedefi olan Japonya'da acılar hala taze. Kimilerinin Japonya'nın ABD’yi kalbinden vurduğu "Pearl Harbour" saldırısının intikamı olarak gördüğü, kimilerinin ise gövde gösterisi olarak yorumladığı trajedi dünya tarihinde derin izler bıraktı.

Trajediye adım adım

ABD'nin nükleer silaha ilk kez Japonya’ya karşı başvurmasıyla sonlanan süreç, Japonya'nın savaştan çekilmeyi reddetmesiyle başladı. Japonya, 10 Temmuz 1945'te Almanya'nın Potsdam kentinde müttefiklerin o dönemki liderleri ABD Başkanı Harry Truman, Sovyet lider Josef Stalin ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in de katıldığı toplantıya Soyvetler Birliği aracılığı ile bir elçi göndermek istedi, ancak müttefikler bunu reddetti. 2 hafta sonra, 26 Temmuz 1945'te bu kez müttefiklerden Japonya'ya gelen "savaşı sonlandırma" çağrısı Japonya tarafından reddedildi. Japonya'nın bu tavrı, yaklaşık 10 gün sonra ülkeye düzenlenecek atom bombası saldırılarında belirleyici rol oynadı.

Tokyo'nun yerine Nagazaki hedef seçildi

ABD Başkanı Franklin Roosevelt'in 12 Nisan 1945'te ölmesiyle başkanlık koltuğuna oturan Harry Truman, zaman kaybetmeden atom bombasının atılması için gerekli süreci başlattı. 27 Nisan 1945'te düzenlenen Hedef Tetkik Komitesi'nin ilk toplantısında 17 bölge hedef olarak seçilmek üzere incelemeye alındı. İddialara göre, 1945'in Mayıs ayı itibariyle muhtemel nükleer saldırı hedefleri arasında olan 4 kente hava saldırıları sonlandırılarak savaştan kaçan Japon halkının atom bombalarının hedefi olacak şehirlere göç etmesi sağlandı. 14 Haziran 1945'te Tokyo ve Yokohama hedef şehir adaylarının arasından çıkarılarak yerine Nagazaki seçildi. Yapılan seçimlerde coğrafi, askeri, iklimsel ve demografik birçok etken rol oynadı.

Japonya'ya ilk darbe Hiroşima'da vuruldu

Tarihin akışını değiştiren atom bombası saldırılarının ilk hedefi Hiroşima oldu. Uranyum-235 tipi atom bombası "Little Boy"u taşıyan "Enola Gay" adlı uçak, 6 Ağustos 1945 Pazartesi günü Hiroşima semalarına ulaştı. Atom bombasını taşıyan uçaktan önce şehrin semalarında gözlem yapmak amacıyla bölgeye giden "Straight Flush" adlı uçak Japon Hava Kuvvetleri tarafından fark edilse de, "Enola Gay" hava sahasında ciddi yol kat etmeyi başardı. Saatler 08.13'ü gösterdiğinde atom bombasını taşıyan Enola Gay Japon Hava Kuvvetleri tarafından fark edildiğini anlayınca vakit kaybetmeden düğmeye bastı. 6 Ağustos 1945 saat 08.15'te Hiroşima'ya bırakılan atom bombası, yaklaşık 43 saniye sonra 08.16'da yeryüzüne 600 metre mesafede patladı. Yaklaşık 140 bin kişinin hayatını kaybettiği Hiroşima saldırısı, dolaylı olarak yüzbinlerce insanın yaralanmasına ve radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden oldu.

Aksilikler Japonya'yı kurtarmaya yetmedi

Japonya atılan ilk atom bombasının şokunu henüz atlatamamışken, yalnızca günler sonra ülke bu kez "Fat Man"in neden olduğu yıkımla yüz yüze geldi. 9 Ağustos 1945 saat sabaha karşı 03.47'de, ABD hava kuvvetlerinin B-29 tipi bombardıman uçağı Bockscar, Tinian adasından havalandı. Böylece "Centerboard II" adı verilen ve ikinci bir atom bombasının bir Japon şehrine atılmasını hedefleyen operasyon başlamış oldu. Taşıdığı 5 tonluk bombanın üzerinde Amerikan askerleri tarafından yazılan "Size bir hediye daha" ve "Hirohito'ya ikinci öpücük" notları da bulunan Bockscar adlı uçak, atom bombasının gücünü ölçmesi için görevlendirilen uçak ve görüntüleme görevi verilen bir uçakla gökyüzünde buluşmayı hedeflese de işler yolunda gitmedi. 50 dakikalık bekleyişin ardından görüntüleme uçağıyla buluşamayan iki uçak, Kokura şehrine doğru yola çıktı.

Hava koşulları şehrin kaderini değiştirdi

178 bin nüfuslu şehir, ABD ordusu komutanları tarafından 'Japonya'nın en büyük silah depolarından birisi' olarak tanımlanıyordu. Bockscar mürettebatına verilen emir ise radar sistemini kullanmadan, hedefi gördükten sonra bombanın bırakılması yönündeydi. Bu emrin gerekçesi o dönemde kullanılan radar sistemlerinin başarısızlığıydı. Bockscar 9 Ağustos sabah 10.45'te Kokura'ya ulaştığında kentteki askeri yapıların üzerinde büyük bir sis bulutu olduğunu gördü. Nedeni hâlâ belli olmayan bu sis bulutu Kokura'daki hedeflerin vurulmasını neredeyse imkansız hale getiriyordu. Ve bu durum, şehrin kaderini değiştirecekti. Atom bombasını Kokura'ya atamayan ABD uçağı, daha önce 17 muhtemel hedeften biri olarak belirlenen fakat ardından hedefler arasından çıkarılan Nagazaki'ye yöneldi. Her ne kadar Nagazaki'de büyük bir liman ve Japon donanması için torpidolar imal eden tesisler olsa da kentte aynı zamanda ABD'li savaş esirlerinin tutulduğu bir kamp da yer alıyordu. Fakat bu, şehrin kaderini değiştirmeye yetmedi. 11.50'de toplam 8 saatlik uçuşun ardından Nagazaki'ye ulaşan Bockscar, 2 saatten az yetecek yakıtının kaldığını da göz önüne alarak düğmeye bastı. Şehrin üzerinde bulutlar olmasına rağmen mürettebat bulutların izin verdiği aralıklardan Mitsubishi silah fabrikasını görmüştü. Fat Man 12.02'de Nagazaki'ye düştü. On binlerce kişinin öldüğü saldırının ardından, Japonya teslim olduğunu açıkladı.

200 bin insanın hayatına mal oldu

ABD tarafından gerçekleştirilen saldırılar, 200 bin dolayında insanın direkt olarak hayatını kaybetmesine, binlerce insanın da radyasyon kaynaklı hastalıklara maruz kalmasına neden oldu. Saldırılar sırasında ABD Başkanı olan Truman yaşananların hemen ardından yazdığı günlüğünde "Atom bombası askerlere, askeri tesislere ya da donanmamalara yönelik olarak kullanılmalı. Sivillere, kadınlara ve çocuklara karşı değil!" ifadelerini kullandı. Dönemin Ticaret Bakanı Henry Wallace ise Başkan Truman'ın büyük vicdan azabı çektiğini ifade ederek günlüğüne "100 bin insanı bir anda öldürme fikrine katlanamıyordu. Sürekli kendi kendisine 'onca çocuk' diyordu" notunu düştü. Nagazaki saldırısından sonra Truman atom bombasının kullanımına dair ilk kararını açıkladı: "Başkanın doğrudan izni olmadan hiçbir atom bombası kullanılmayacak." 9 Ağustos 1945'ten bu yana savaşlarda bir daha atom bombası kullanılmadı.

77 yıldır acılar taze

Atom bombası saldırılarının ardından büyük darbe alan Japonya'da acılar halen tazeliğini koruyor. 2. Dünya Savaşı sonrası kültürel ve politik anlamda büyük değişim yaşayan ülkede, kurbanlar her yıl düzenlenen törenlerle anılıyor. 6 Ağustos 1945ten sonra bir “barış şehri” olarak yeniden inşa edilen Hiroşima, her sene “Hiroşima Barış Anıtı”nda düzenlenen ve saldırılarda yaşamını yitirenlerin anıldığı bir törene ev sahipliği yapıyor. Nagazaki'de de her yıl anma etkinlikleri gerçekleştiriliyor.

"Savaşın acımasızlığını hatırlatıyor"

77 yıl önce yaşanan trajedi hakkında konuşan Japon vatandaşları ise benzer görüşleri dile getirdi. Haruki Matsuyama, "Hiroşima ve Nagazaki'yi okulda ve derslerde herkes öğrense de, gerçek anlamını çok az kişi biliyor. Ancak yaşananlar Japonya tarihinde unutulmaz izler bıraktı" derken, Eri Maezawa ise, "Hiroşima ve Nagazaki tarihimizde çok önemli bir yere sahip. Ancak üzerinden çok uzun zaman geçtiği için özellikle genç kuşakların ne yaşandığını tam olarak bilmesi zor. Biz sadece büyüklerimizden duyduklarımızı ve okuduklarımızı biliyoruz. Şu an Hiroşima ve Nagazaki'nin bize hatırlattığı en önemli şey savaşın acımasız ve kötü bir şey olduğu" ifadelerini kullandı.

"Ukrayna-Rusya savaşı barışın önemini hatırlattı"

Kendi neslinin savaşı okulda öğrendiğini ancak üzerinden uzun zaman geçtiği için gerçek anlamda savaşı anlamanın zor olduğunu kaydeden Yuka Haneda da, "Japonya uzun yıllardır çok barışçıl bir ülke. Fakat son günlerde yaşanan Ukrayna-Rusya savaşı bizi bir kez daha barışın önemi hakkında düşünmeye sevk etti" dedi. Emi Kitamura ise, yaş itibariyle yaşananlara tanıklık edemediğini ancak okulda öğrendiğini belirterek, "Fakat, her yıl saldırıların yıl dönümünde hayatını kaybedenlerin ruhları için dua ediyorum" şeklinde konuştu.

"Umarım tüm dünya ders alır"

Yukari Ono üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle Japonya ve dünya gündeminin değiştiğine dikkat çekerek, "Ben çocukken Hiroşima ve Nagazaki hakkındaki haberleri daha çok duyardık. Ancak üzerinden çok uzun zaman geçti. Şu an dünya gündemi Covid-19, Ukrayna krizi gibi olaylar etrafında şekillendiği için Hiroşima ve Nagazaki yalnızca yıl dönümünde hatırlanıyor. Ancak yaşananlar tabii ki Japonya için tarihsel önemde" ifadelerini kullanırken, Hisashi Okazaki ise saldırılarda en az 200 bin kişinin öldüğünü hatırlatarak, "Umarım dünyadaki hiçbir ülke Japonya’da yaşanan trajediyle yüz yüze gelmez ve nükleer silahlar sonsuza dek tarihe karışır. Ukrayna savaşında Putin'in nükleer silah tehdidinde bulunması çok üzücü. Umarım tüm dünya Japonya’daki trajediden ders alır" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep SANKO Üniversitesi Akademik Yıl Açılışı ve Tıp Fakültesi Beyaz Önlük Giyme Töreni SANKO Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış ve Beyaz Önlük Giyme Töreni, Abdulkadir Konukoğlu Kültür ve Spor Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törende, atama ve yükseltmeleri tamamlanan 29 akademisyene cüppe, tıp fakültesi birinci sınıfta öğrenim gören 101 öğrenciye de beyaz önlük giydirildi. Mütevelli Heyet Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, törende yaptığı konuşmada, ana gayelerinin ülkeye hizmet edecek üst düzey sağlık profesyonelleri yetiştirmek olduğunu söyledi. Öğrencilere meslek hayatına atıldıklarında hastalara anne, baba ve kardeşleri gibi yaklaşmalarını öneren Konukoğlu, “Hastanın yanına gittiğiniz zaman candan davranın. Hastalarınız ve hasta yakınlarınıza empati kurarak yaklaşın. Yeni akademik yılın hayırlı olmasını diliyor, çıktığınız bu yolda başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı. "Üniversitemiz hedefine hızla ilerlemektedir" Mütevelli Heyet Başkanı Zeki Konukoğlu ise gönderdiği mesajında şu ifadelere yer verdi: "Konukoğlu ailesi olarak pek çok sektörde ülkemize değer katan yatırımlarımızın yanı sıra sosyal sorumluluk anlayışı ile hayata geçirdiğimiz SANKO Üniversitemiz, güçlü akademik kadrosu, modern teknolojik donanımlı hastanesi, tam donanımlı laboratuvarları ve gelecek teknolojilerini yakalama ve alanında lider olma vizyonu ile ülkemizin ve akabinde dünyanın prestijli üniversitelerinden biri olma hedefine doğru hızla ilerlemektedir. SANKO Üniversitesi’ni tercih ederek bu vizyonu paylaşan tüm öğrencilerimizi tebrik eder, değerli akademisyenlerimize, idari personelimize ve sevgili öğrencilerimize sağlıklı ve başarılı bir akademik yıl geçirmelerini dilerim.” "Dünya çok hızlı bir değişim ve dönüşüm sürecine girdi" SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ise konuşmasında dünyanın çok hızlı değişim ve dönüşüm sürecine girdiği söyledi. “Gençlerimize her konuda güveniyoruz” diyen Konukoğlu, şunları kaydetti: “Önümüzdeki beş yıl içerisinde birçok meslek grubunda yapay zeka daha da ilerleyecek. Yapayı zekaya emek verip etkin kullanamazsak kaybedenler tarafında oluruz. Ülke olarak bu konunun üzerinde durmamız gerekiyor. Eğitim bizim için çok önemli. Üniversitemizin başarı çıtasının her geçen gün daha yükseldiğini görmek bizleri gururlandırıyor. Bu başarıya emek verip katkı sunan herkese teşekkür ediyor, yeni akademik yılın hayırlı olmasını diliyorum.” "Bilimin ışığında eğitimimizi en iyi şekilde sürdüreceğiz" Kurumsal yardımlaşma ve dayanışmanın sembolü haline gelen Sani Konukoğlu Vakfı hamiliğinde Konukoğlu ailesi ve SANKO Holding’in sosyal sorumluluk anlayışı ile 2013 yılında kurulan SANKO Üniversitesi’nin 2014-2015 akademik yılında eğitime başladığını hatırlatan Rektör Prof. Dr. Güner Dağlı, şöyle konuştu: “Günümüz dünyasında gelişen teknoloji, değişen toplumsal ve bireysel ihtiyaçlar hayatın her alanında olduğu gibi eğitim alanında da değişimi zorunlu kılmaktadır. Bu durum bizi hep daha iyisini yapmaya yöneltmektedir. Bu amaçla dünyadaki bilgi ve teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor ve bu gelişmeleri üniversitemize entegre etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Üniversitemiz ilk kurulduğunda 53 akademik, 32 idari personel ve 231 öğrenciyle başladığımız yolculuğumuza, bugün 2 yerleşkede 2 fakülte, 1 enstitü ve 1 meslek yüksekokulu olarak 153 akademik, 90 idari personelimiz ve bu yıl kayıt yaptıran 539 öğrencimiz dahil olmak üzere toplam 1.817 öğrencimizle eğitim faaliyetlerimize devam ediyoruz. Geride kalan on bir yıl içerisinde 65 Profesör, 37 Doçent, 118 Dr. Öğretim Üyesi, 44 Öğretim Görevlisi ve 28 Araştırma Görevlisinin yükseltme ve atamaları yapıldı. Üniversitemizin çağdaş bilim yolundaki hedeflerine sundukları katkı için kıymetli hocalarıma teşekkür ediyorum.” Prof. Dr. Dağlı, “Yeni akademik yılımızda da hocalarım ve idari personelimin katkılarıyla yeni araştırmalar, yeni tecrübeler ve yeni projeler ile, birlikte daha büyük başarılara imza atacağımıza ve bilimin ışığında eğitimimizi en iyi şekilde sürdüreceğimize olan inancım tamdır. 2024-2025 akademik yılımızın, tüm öğrencilerimize, akademik ve idari çalışma arkadaşlarımıza başarılı ve hayırlı olmasını diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı. Konuşmaların ardından, atama ve yükseltmeleri tamamlanmış olan öğretim üyeleri cüppe giydi. Açılış dersini Prof. Dr. Muzaffer Şeker verdi Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, “Yükseköğretimde Beşeri Sermayemiz: Akademik Sorumluluklarımız” başlığıyla açılış dersini anlattı. Doğum oranlarının düşmesinin beşeri sermaye konusunda kaygı verici bir süreç olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şeker, şöyle devam etti: “Nüfusumuzun giderek yaşlandığını görmemiz gerekiyor. Doğurganlık hızı dünya genelinde düşüyor ama özellikle Avrupa doğurganlık hızından dolayı çok ciddi ve hızlı bir yaşlanma sürecine giriyor ve şu anda göçmen talep ediyor. Üniversiteyi üniversite yapan başlıklar, eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal katkıdır. Beşeri sermayeyi yetiştirirken toplumsal katkıyı üniversitelerde ve eğitim hayatımızda ne kadar öne çıkarabilirsek insani değerleri korumuş ve paylaşımcı, üretken ve dayanışma içerisinde bir toplumu sağlamış oluruz.” Açılış dersinin tamamlanmasının ardından Prof. Dr. Muzaffer Şeker’e Mütevelli Heyet Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu ve Rektör Prof. Dr. Güner Dağlı tarafından armağan ve çiçek takdim edildi. Ayrıca 2023-2024 eğitim öğretim yılı içerisinde 3 öğretim elemanı ile bilimsel alanda yaptığı başarılı çalışmaları farklı kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle değer görülen 1 öğretim üyesine teşekkür belgesi ve armağan takdim edildi. Beyaz Önlük Töreni Akademik yıl açılış programının ardından, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bu öğretim yılında kayıt yaptıran 101 öğrenciye beyaz önlük giydirildi. Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, bugüne kadar beş dönem mezun verdiklerini hatırlatarak, şu bilgileri paylaştı: “Sağlık ordumuza emanet ettiğimiz mezunlarımızın sayısı 280 oldu. Atandıkları sağlık kurumlarında göreve başlamış olan mezunlarımızın fakültemizde almış oldukları eğitimleri ile ilgili yetkinlik ve yeterlikleri konusunda verdikleri özgüveni yüksek olumlu geribildirimler hocaları olarak bizleri hem sevindiriyor hem de gururlandırıyor.” “Öğrencilerimizin giydiği ilk önlükler, insana hizmet eden en kutsal mesleklerin başında gelen hekimlik mesleğimizde, beyaz renkleri ile saflığı, tarafsızlığı ve temizliği ifade etmektedir” diyen Prof. Dr. Akkın, öğrencilerine şöyle seslendi: “Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği akıl ve bilim yolundan ayrılmayacağınız inancıyla, tıp biliminin aydınlığı ve hekimlik sanatının ışıltısının siz sevgili öğrencilerimizin hekimlik mesleği yolculuğunda şimdiden rehber olması, beyaz önlüklerinizin tertemiz kalması arzusuyla; sizleri 2030’lu yılların genç hekimleri arasında görmekten duyacağımız mutluluk ve gururu şimdiden paylaşıyor, hepinize başarılı bir öğrenim hayatı diliyorum.” Prof. Dr. Akkın, “Başta sevgili hocalarımız olmak üzere, SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak eğitim ve akademik faaliyet deneyimlerimize değer katan tüm bileşenlerimize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Tören, hekimliğe adım atan öğrencilere beyaz önlüklerinin “hekim ustaları” tarafından giydirilmesi, pasta kesimi ve birlikte fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Denizli Özel Denizli Cerrahi Hastanesi 17. yaşını coşkuyla kutladı Denizli’de kuruluşunun 17. Yıldönümünü kutlayan Denizli Özel Cerrahi Hastanesi tüm personelin katılımıyla yılın yorgunluğunu unutulmaz gecede attı. Denizli’de 2008 yılında faaliyetlerine başlayan Özel Cerrahi Hastanesi geleneksel hale getirdiği kuruluş yıldönümünü kutlamalarının 17’incisini düzenledi. Yönetim Kurulu üyeleri, hastane hekimleri, hemşireleri, iş ortakları gibi tüm personelin bir araya geldiği gecede yılın tüm yorgunluğu atıldı. Program öncesi Özel Cerrahi Hastanesi bünyesinde 10. Yılını tamamlayan personele plaketleri takdim edildi. Özel Cerrahi Hastanesi’nin 17. kuruluş yıldönümü programında konuşma yapan Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zerrin Çelik, duygu dolu anlar yaşadı. Geçtiğimiz Nisan ayında hayatını kaybeden Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Murat Çelik’i anan Dr. Zerrin Çelik, “Bu gece hepimizin. Hepinizi burada görmek beni çok mutlu etti. Hepiniz burada ev sahibi gibi hissedin çünkü burada misafir yok; biz büyük bir aileyiz. Hepimiz için ani ve büyük bir kayıp olan Murat Bey’in olmaması hepimizi derinden etkiledi. Ancak onun bu geleneği devam ettirmemizi isteyeceğine inanarak bu yıl da bir aradayız. Bu başarı, zincirin tüm halkalarının aynı disiplin ve sağlamlıkta çalışmasıyla mümkün oldu. Tüm hekim arkadaşlarıma, hemşirelerimize, yardımcı sağlık personelimize, temizlik ekiplerimize, çağrı merkezi çalışanlarımıza ve emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum” dedi.