GÜNDEM - 02 Kasım 2020 Pazartesi 17:52

Gazi Üniversitesi profesöründen deprem bölgesinde önemli açıklamalar

A
A
A
Gazi Üniversitesi profesöründen deprem bölgesinde önemli açıklamalar

İzmir’de deprem bölgesinde incelemelerde bulunan Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Prof. Dr. A. Samet Arslan, “Türkiye’nin genelinde her gün her an deprem beklentisi içerisinde olmamız lazım. Bunu bir kültür olarak algılamamız gerekiyor. Yani ‘bu yıl deprem var, ertesi yıl deprem yok’ gibi düşünmemeliyiz'' dedi.

Gazi Üniversitesinden yer bilimleri, deprem mühendisliği, betonarme yapılar, beton ve yapı malzemeleri ve zemin mekaniği konularında uzmanlardan oluşan heyet, İzmir’deki deprem bölgesinde incelemelerde bulundu. Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan başkanlığında kurulan inceleme heyetinde yer alan Prof. Dr. Sabahattin Aykaç, Prof. Dr. S. Oğuzhan Akbaş ve Doç. Dr. Bülent Özmen, enkaza dönen ve hasarlı binalarda detaylı incelemelerde yaptı. Deprem sonrası tamamen yıkılan Doğanlar Apartmanı önünde yaptığı izlenimleri basına aktaran Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Prof. Dr. A. Samet Arslan, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Arslan, “Türkiye’nin genelinde her gün her an deprem beklentisi içerisinde olmamız lazım. Aslında bunu bir kültür olarak algılamamız gerekiyor. Yani ‘bu yıl deprem var, ertesi yıl deprem yok’ gibi düşünmemeliyiz. İnşallah hayatta olursak 5-6 yıl içerisinde aynen böyle bir röportaj yapmak durumunda kalacağız. Bu kadar sık deprem oluyor Türkiye’de. Bu aralık maksimum 7 yıl aralığındadır. Yine bunları konuşacağız. Hangi hataları yaptık, hangi dersleri çıkardığımızı konuşacağız. Tabii ki bu süreçte olumlu anlamda ilerledik. Depremin ilk günü Ankara’da masa başında fotoğraf ve görüntülerle bazı şeyleri tahmin etmeye çalıştık ama buraya gelip gördüğüm manzara daha farklı. Ankara’daki fikrim ile buradaki fikrim çok farklı.

Sabah Seferihisar tarafına gittim. Oradaki binalarda hiç hasar yok neredeyse. Deprem dalgası güneybatıdan gelmesine rağmen o bölgelerde bir şey yok ama Bayraklı’ya geldiğim zaman çok enteresan bir manzara var. Neden diye merak ettiğimizde ortaya çıkan durum şu: burada kil, silt ve kumdan oluşan bir zemin var. En yakın kaya 80 ila 90 metre civarında başlıyor, yukarısı kil, silt ve kum. Yani bildiğiniz balçık aslında. Dolayısıyla buradaki binaların hasar görmesi hiç sürpriz değil. Hasarların şekli bile belli. Hasar görüp de ayakta kalan binalara baktığımızda hemen hemen hepsine zemin kat hasarlar var. Zemin kat hasarları yukarılara hiç sirayet etmemiş. Aslında bina tam sarsıntıya, titreşime geçmemiş bile. Tabandan kesme suretiyle hasar oluşmuş, hiçbirisinde bodrum yok. Çünkü yer altı su seviyesi burada yüksek. Tabii bir sorun da binan beton kalitesizliği. Standartlarda öngördüğümüz beton kalitesinden çok altlarda bir kalite var” dedi.

Gazi Üniversitesi profesöründen deprem bölgesinde önemli açıklamalar

“Hasarlı binalara girilmemeli”

İzmir’in tarihinde çok sayıda depremin olduğuna işaret eden Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Şiddetli olan 3-4 tanesi var. Bu da son periyodu oldu. O depremlerden 5-6 ay hatta 9 aya kadar süren artçı sarsıntılar olmuş. Dolayısıyla Ege Bölgesinin fay yapısı diğer bölgelerden biraz daha ayrışıyor. Daha sık aralıklarda ama orta şiddette sık depremlerin olduğu bir bölge. Bu deprem burada her zaman beklenir. 5.9’a kadar artçı sarsıntıların olabileceğini öngörmek lazım. Bu nedenle ağır hasarlı binalara kesinlikle girilmemeli. Orta hasarlı binalara da aynı şekilde girilmemesi gerekiyor. Hafif hasarlıları da uzmanlar gezmeden görmeden gerekli önlemler alınmadan girilmemeli.

Orta şiddetteki ve ortanın altındaki artçı sarsıntılar devam edebilir. Bunlar korkutmasın. Sağlam binalara bir etki yapmaz ama bu depremden hasar görmüş binalarda çok ciddi etkiler yapabilir. Örneğin bardağı ağzına kadar doldurursunuz en sonunda da bir damla koyduğunuz zaman nasıl ki bardak taşıyorsa o bir damla bardağın dolmasına yeter. İşte burada da bir enerji birikimi olursa hasar görmüş binalarda küçücük bir enerji transferi ve yerden gelecek sarsıntı o binanın tamamen yıkılmasına sebep olabilir. Bu yüzden tedbirli olunmalı. Yeni binaların sıkıntısı yok ama 2000 yılından önce yapılmış binalarda dikkatli olmamız gerekiyor”

“2000 yılı öncesi yapı stoğunun durumu vahim”

Bundan önceki depremlerden alınan ciddi derslerin olduğunu belirten Arslan, 2000 yılından önce yapılan yapı stoğuna dikkat çekti. Arslan, “Körfez depreminden alınmış çok ciddi dersler var. Her ne kadar ders almadık diye söyleyen çok insan varsa da en basiti işte görüyorsunuz burada yıkım ekibinin durumunu iğneyle kuyu kazıyorlar. Eskiden Mehmetçik geliyordu. Bu işten tam anlamayan insanlar can siparene çalışıyordu. Şimdi burada son teknoloji cihazlarla çalışılıyor. Tıbbı müdahale bile göçüğün altında yapılıyor.

Ancak şunu vurgulamak gerekiyor, 2000 yılından önce yapılmış olan yapı stoğumuzun durumu vahim, çok kötü. Çıplak bir gözlemle yapılacak bir analizle bir binanın depreme dayanıklı olup olmadığını ortaya koyabilmek mümkün. 750 bin, 1 milyon liraya satın aldığınız daireye lütfen 5 bin lira 10 bin lira verin oturduğunuz binanın ne kadar sağlam olup olmadığını öğrenin en azından. Maalesef burada tabi olay başka türlü başımıza çıkıyor. Sağlam raporu aldığınızda sevinip cebinize koyuyorsunuz ama ‘bu bina yetersizdir’ dendiği zaman sizi şu korku basıyor:‘Eyvah ben bunu devlet birimlerine bildirirsem binamı gelir yıkarlar ve ben binasız kalırım. En iyisi ben sesimi çıkarmayım. Bu raporu da kimseye vermeyeyim’ diyorlar. İşte buradaki iki apartman bu şekilde yıkıldı” diye konuştu.

Önder Aydın-Abdullah Çibir-Samet Doğru

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Başkan Zeyrek, Dünya Madenciler Günü’nde Soma’da maden işçileriyle buluştu Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde Soma ilçesinde bir dizi program gerçekleştirdi. Başkan Zeyrek, programı kapsamında, maden şehitliğini, maden sendikalarını ve görevleri başındaki maden emekçilerini ziyaret etti. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde Soma ilçesini ziyaret etti. Başkan Zeyrek, Soma programında ilk olarak CHP Soma İlçe Başkanı Levent Elbinsoy, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur ve Kırkağaç Belediye Başkanı Üstün Dönmez ile birlikte maden şehitliğini ziyaret etti. Şehit madencilerin mezarına karanfiller bırakıldı, dualar edildi. Ardından Başkan Zeyrek ve beraberindeki heyet, Soma Belediyesi tarafından Dünya Madenciler Günü için hazırlanan fotoğraf sergisini gezdi. Başkan Zeyrek, serginin gezilmesinin ardından Soma Belediyesini ziyaret etti. Başkan Zeyrek, ilk olarak Türkiye Maden İşçileri Sendikasını ziyaret ederek, Ege Bölgesi Şube Başkanı Cumhur Yılmaz, Ege Bölgesi 1 no’lu Şube Başkanı Rıza Sal ve 2 no’lu Şube Başkanı Murat Çolak ile bir araya geldi. Başkan Zeyrek, ardından Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Şube Başkanı Gökay Çakır ve Soma 301 Madenciler Sosyal Yardımlaşma Derneği Başkanı İsmail Çolak ve maden emekçilerini ziyaret etti. Maden yoluna asfalt sözü Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Türkiye Maden İşçileri Sendikası ziyaretinde gelen asfalt talebine kayıtsız kalmadı. Başkan Zeyrek, “Asfalt sezonuna Mayıs ayı gibi başlayacağız. Ve o zaman maden yoluna asfalt sermenin sözünü ben sizlere veriyorum. Bu, hem benim sözüm, hem de Sercan Okur’un sözüdür. Biz, 2025 yılı yol çalışmalarında maden yolunu inşallah düzelten taraf olacağız” dedi. Başkan Zeyrek, sendikalarda yaptığı açıklamalarda, “Tabiki, bu günü kutlarken hep aklımıza 13 Mayıs’ta yaşadığımız acı olay geliyor. Geçtiğimiz aylarda, Fernas’ta yaşanan direnişte madenci kardeşlerimizle birlikteydik. Bizler, sizin yanınızda her zaman için varız. 4 Aralık’ı Soma’da geçirmemin en büyük sebebi de budur. Sermaye sahiplerinin de madencilere artık saygı duyması, onlara hak ettiği değeri vermesi bizim en öncelikli istediğimiz şeylerden bir tanesidir. Bugün, 4 Aralık’ta madencilerimizi anıyoruz. Madencilerimiz alnının teriyle, yerin yüzlerce metre altında helal ekmeği kazanmanın derdindeyken maalesef hak ettikleri iş sağlığı ve güvenliğine de ulaşamadığını görüyoruz. Daima sizlerin yanında olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Belediyeler bugüne kadar maalesef ya hiç ilgilenmedi ya da sermayenin tarafında kaldı. Ülkemizde, Cumhuriyet Halk Partisi Belediyeciliği diye bir anlayış var artık. Bugüne kadar Sayın Genel Başkanım hep Soma’daydı. Soma faciasının ilk gününden son gününe kadar adli süreçte de her zaman yanınızdaydı. Biz, bu düsturda olan kişileriz. Tüm işçilerimizin her zaman yanında olacak, onların haklarını savunan tarafta olacağız” dedi. “Maden işçilerimizin sorunları, bizlerin de sorunlarıdır” Soma Belediye Başkanı Sercan Okur ise, “Biz, önceki yıllarda Büyükşehir Belediye Başkanını 13 Mayıs gibi Soma için çok önemli bir anma gününde bile yanımızda görememiştik, hissedememiştik. Bu anlamda, Ferdi başkanıma da tekrar teşekkür ediyoruz. Maden işçilerimizin sorunları, bizlerin de sorunlarıdır. Bu sorunları çözmek adına sizlerle de istişare halinde olmaya, görüşme halinde olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. “Bugüne kadar, madenciler günümüzü kutlamaya gelen bir ilçe belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı görmedim” Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Şube Başkanı Gökay Çakır da, “2014 yılından beri 301 madencimizi kaybettikten sonra Genel Başkanımız Özgür Özel ile birlikte çok istişareler yaptık. Çok emeği var. Fernas şirketine karşı bizlere çok destek verdiniz. CHP olarak bizi onurlandırdınız. Bu mücadeleler tek başına olan mücadeleler değil. 6 yıldır bu sendikadayım. Bugüne kadar, madenciler günümüzü kutlamaya gelen bir ilçe belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanı görmedim. Sizlere, madenciler gününde çok teşekkür ederim” dedi. Maden işçileri çalışma alanlarında ziyaret edildi Başkan Zeyrek, Soma programı kapsamında, maden ocaklarını da ziyaret ederek, maden emekçileri ile de bir araya geldi. Başkan Zeyrek, maden emekçilerine şöyle seslendi: “Çok değerli maden emekçisi kardeşlerim, hepinizin öncelikle Dünya Madenciler Gününüz kutlu olsun. İyi ki bir aradayız, iyi ki varsınız. Görüyorum, bazılarınız ocaktan çıktı, bazılarınız ocağa girecek. Siz çalışmaya girerken helallik isteyen, çıktığında geçmiş olsun diyerek, birbirine sarılan, kazandığı parayı helalinden kazanan insanlarsınız. Kazandığınız her kuruş, ananızın ak sütü gibi size helal olsun. Orhan Veli şöyle diyor: “Yüz karası değil, kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası.” 4 Aralık’ta sizlerle birlikte olmak istedim. Emeğiniz çok kutsal, emeğiniz çok büyük. İyi ki varsınız. 4 Aralık Madenciler Gününüz kutlu olsun.”
Isparta Kadın meselesi yüzünden arkadaşını öldüren sanığa müebbet hapis cezası Isparta’nın Uluborlu ilçesinde, kadın meselesi yüzünden köy kahvehanesinde arkadaşını öldüren sanık hakkında karar çıktı. Duruşmada, "Olay saniyeler içinde oldu, keşke böyle bir olay yaşanmasaydı" ifadelerini kullanan sanık, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Olay, 15 Aralık 2023 tarihinde Isparta’nın Uluborlu ilçesi Küçükkabaca köyünde bulunan bir köy kahvehanesinde meydana geldi. Daha önce aralarında kadın meselesi yüzünden husumet bulunan Etem Yağcı (64) ile Fikret Akar (62) arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından Etem Yağcı, ruhsatsız tabanca ile Akar’a ateş etti. İhbar üzerine bölgeye çok sayıda sağlık ve jandarma ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Akar’ın olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Aile en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi Sanık Etem Yağcı hakkında açılan, ’tasarlayarak kasten adam öldürme’ davasının karar duruşması görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Etem Yağcı, maktul Fikret Akar’ın yakınları ve taraf avukatları katıldı. 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, söz hakkı verilen Fikret Akar’ın ailesi, önceki duruşmalarda verdikleri beyanları tekrar ederek sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini belirtti. Duruşmada savunma yapan Akar’ın avukatı, sanık Etem Yağcı’ya herhangi bir tahrik indirimi uygulanmadan cezalandırılmasını talep etti. “Maktul elini beline atınca ben de panikle silahı çekip ateşledim” Karar öncesi söz verilen sanık Etem Yağcı, önceki duruşmalarda verdiği savunmaları tekrar ettiğini belirterek, "Olay saniyeler içinde oldu. Maktul elini beline atınca ben de panikle silahı çekip ateşledim, keşke böyle bir olay yaşanmasaydı" dedi. Sanık avukatı ise, öldürme olayında tasarlamanın sabit olmadığı ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını talep etti. Sanık Etem Yağcı’ya karar verileceği hatırlatılarak son sözü soruldu. "Takdir mahkemenindir" dedi. Müebbet cezasına çarptırıldı Mahkeme heyeti, duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra sanık hakkında verilen cezayı açıkladı ve Etem Yağcı’ya müebbet hapis cezası verdi.