DÜNYA - 03 Aralık 2024 Salı 21:48 | Son Güncelleme : 03 Aralık 2024 Salı 21:49

Dışişleri Bakanı Fidan, Kuzey Atlantik Konseyi Dışişleri Bakanları Çalışma Oturumu'na katıldı

A
A
A

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Belçika’da düzenlenen Kuzey Atlantik Konseyi Dışişleri Bakanları Çalışma Oturumu'na katıldı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’na katılmak üzere Belçika’nın başkenti Brüksel’de temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, NATO Karargahı’nda düzenlenen Kuzey Atlantik Konseyi Dışişleri Bakanları Çalışma Oturumu'na katıldı. Bakan Fidan, oturum öncesi birçok mevkidaşı ile ayaküstü sohbet etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da terör operasyonları: 4 tutuklama Malatya Valisi Seddar Yavuz, son 1 aylık asayiş verilerini paylaşarak düzenlenen 8 ayrı terör operasyonunda gözaltına alınan 12 zanlıdan 4’ünün tutuklandığını kaydetti. Malatya Valisi Seddar Yavuz, Kasım ayında kolluk kuvvetleri tarafından kent genelinde çeşitli başlıklarda gerçekleştirilen denetim, uygulama, şok baskın ve operasyonlarda ilgili verileri paylaştı. Açıklamasına terörle mücadelede kararlılık vurgusu yaparak başlayan Vali Yavuz, Kasım ayında terör örgütlerine yönelik düzenlenen 8 ayrı operasyonda gözaltına alınan 12 zanlıdan 4’ünün tutuklandığını 6 kişi ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığını belirtti. Düzensiz göç ile mücadeleye yönelik uygulama göçmen kaçakçılığıyla mücadele çalışmalarının da aralıksız sürdüğüne vurgu yapan Vali Yavuz, 5 operasyonla 9 organizatörün yakalandığını 124 düzensiz göçmen ise geri gönderme merkezlerine sevk edildiğini kaydetti. Vali Yavuz, narkotik suçlarla ilgili aktardığı bilgilerde ise gerçekleştirilen 248 operasyonda gözaltına alınan 371 zanlıdan 31’inin tutuklandığını 15 kişinin ise adli kontrolle şartı ile serbest bırakıldığını ifade etti. Kasım ayı içerisinde toplamda meydana gelen bin 823 olayda gözaltına alınan 193 kişiden 65 zanlının tutuklandığını ifade ederek olay sayısı bakımında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19’luk bir gerilemenin yaşandığını aktaran Vali Yavuz, Malatyalıların huzur ve güvenini sağlamaya yönelik çalışmaların aralıksız devam edeceğini söyledi.
Osmaniye Asırlık motifler gelecek nesillere aktarılıyor Osmaniye’nin geleneksel kök boyalarla hazırlanan kilimleri kadınların ellerinde gelecek kuşaklara aktarılıyor. Toprakkale ilçesinde kurulan Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatifinde, geleneksel doğal kök boyalarla hazırlanan kilimler kadınların elinde hayat buluyor. Özel hazırlanan tezgahlarda kök boyalı iplerle yüzyıllık motifleri ilmek ilmek kilimlere nakşeden kooperatif üyesi kadınlar kilimin yanı sıra anahtarlık, kemer, çanta ve aksesuarlar dokuyarak hem aile bütçesine katkıda bulunuyor hem de yüzyıllık kilim dokuma geleneğini ayakta tutmaya çalışıyor. Kilim dokuma sanatını annesinden öğrendiğini söyleyen Toprakkale Kadın Girişimi Üretimi ve İşletme Kooperatif Başkanı Şule Çukadar, “Bu işi yaklaşık 21 yıldır yapıyorum, Halk eğitim kurslarında usta öğretici olarak çalışıyorum. Bu işi annemden öğrendim. Annem de annesinden öğrendi muhtemelen. 21 yılda çok öğrenci yetiştirdim, çok kişiye bu sanatı öğrettim. Onlara bu kültürel mirası aktarmaya çalıştım. İnşallah başarabilmişimdir. Bu işi geliştirip, daha çok kadın istihdam etmeyi ve onlarla birlikte daha çok büyütmeyi istiyorum. Burada şu anda biz 30, 40, 50 kişi çalıştırmak istiyoruz. Sadece burada da değil çevre yerlerde, kursa gelemeyen ya da atölyeye gelemeyen insanlara tezgahlar verip orada yaptırmak istiyorum. Küçük bir pazara ulaştığımız anda bu işin olacağına inanıyorum. Kilimlerimizin özelliği iplerimizin yüzde yüz yün olmasıdır. Kilimlerimiz tamamen kök boyadan, doğal boyalardan yapılıyor. Ayrıca yüz yıllardır aynı yöntemle dokunuyor. Tamamen el dokuması ve yünden yapılıyor. Kimyasal katkı yok. İnsan vücudundaki elektriği alıyor. Yünler doğal boyalarla yapılıp elle dokunup hazırlanıyor ve insanlara sunuluyor. Yüzyıllardır aynı yöntemlerle ipler üretiliyor, o ipler kök boyalarla boyanıyor ve elde dokunup insanların kullanımına sunuluyor” diye konuştu. Kooperatif üyesi Elif Çolak, “Bu işi seviyorum. Bu işi babaannem, anneannem de yapardı. Bende de hep bir merak uyandırırdı. Hocamla da tanıştıktan sonra bırakmadım. Severek yapıyorum. Yüzyıllardır yapılan bir geleneği yaşatmak hoşuma gidiyor. Bizden sonraki gelecek nesillere de bu işi aktarabilmek için böyle bir kooperatif kurduk. Herkes buraya gelsin, bu işi yapsın isteriz. Herkes merak etsin, dokusun. En azından gençlerimiz bu işi öğrensin, geleneklerimiz de büyüsün. Gençlerimiz geleneklerimizi görerek büyüsün isteriz. Kadınlar olarak, bir şeyler üretmek bir şeyler ortaya çıkartmak, bir şeyler başarmak bizleri mutlu ediyor. Evde boş boş oturmaktan daha güzeldir diye yola çıktık arkadaşlarımızla. Ayrıca, ürettiğimiz şeyin kültürümüzle alakalı olması bizleri gururlandırıyor” ifadelerini kullandı.
Konya On günde geçmeyen bel ağrısına dikkat Son zamanlarda en sık yakınılan rahatsızlıklar arasında yer alan bel ağrısı hakkında uyarılarda bulunan uzmanlar, medikal tedaviye rağmen yaklaşık 10 günde bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda olduğunu belirtiyor. Geçmeyen bel ağrıları çoğu zaman hayatımızı etkileyen problemler arasında ön sıralarda yer alabiliyor. Kas ve bağların zorlanması, bel fıtığı, kireçlenme, omur kayması, omurilik kanalının daralması ve omurga eğrilmesi uzun süreli ya da geçmeyen bel ağrısı sebepleri arasında yer alıyor. Yaşam kalitesini oldukça düşüren bu sorunun çaresini vatandaşların farklı yöntemlerde aradığına dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bel ağrısı en basit kas spazmı, bel fıtığı, kanal daralması gibi sebeplerle görülebilir. Yine az da olsa tümörel nedenlerden romatizmal hastalıklara bağlı bel ağrısı oluşabilir. Burada öncelikle detaylı muayene yapılıp şikayetler dinlenmeli. Yapılan tetkikler sonrasında ağrının kaynağı tespit edilebilir. Eğer bu ağrının kaynağı bel fıtığı, kanal daralması ise ona göre önlemlerimizi alıyoruz” dedi. “Her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz” En çok merak edilen soruların başında gelen ‘her bel fıtığı ameliyat edilir mi, riskli mi’ sorusunun cevabını veren Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bu sorunun cevabı ’hayır değil’, biz her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz. Genel itibariyle hastalar ilaçlar ve iyi bir istirahatle kendine dikkat ederek rahatlayabiliyor. Ama bazı hastalara da ekseri olarak fizik tedavi öneriyoruz. Fizik tedaviyle geçen hastalar oluyor. Biz kimlere ameliyat öneriyoruz dersek; hastanın bel ağrısı var, altta yatan nedenler bel fıtığı, bel kayması, kanal daralması olabilir ama hastanın şikayetlerini biz dinliyoruz. Burada eğer hastanın kalçasından topuğuna, başparmağına kadar inen siyatalji dediğimiz bir siyatik ağrı var ise bu bizim için önemli bir kriter. Muayenelerinde bir güç kaybı tespit edersek MR’la da uyumlu ise onlara ameliyat önerebiliyoruz. Tabii burada ameliyattan önce hastayla iyi bir iletişim kurmakta fayda var. Çünkü hastaların korkuları oluyor; bel fıtığı ameliyatlarından sonra eski hayatıma dönebilir miyim, her işi yapabilir miyim. Yahut işte bel fıtığı ameliyatlarında hep halk arasında platin mi konuluyor -vida dediğimiz uygulama- hayır, biz her bel ameliyatında vida uygulaması yapmıyoruz ve şu an dünyada altın standart mikrocerrahi dediğimiz ameliyat. Bu ameliyatların ardından hasta istirahatten sonra özellikle 2-3 ay sonra normal hayatına dönebiliyor. Zaten ameliyatlardan sonra ertesi gün mobilize olabiliyorlar. Günümüzde yine gelişmekte olan full endoskopik tam kapalı bel ameliyatları da artık altın standart kabul edilmekte. Bu ameliyat sonrasında hasta 4 saat sonra taburcu olabiliyor. Bu da günümüz açısından çok mutlu edici bir gelişme bizim açımızdan" ifadelerini kullandı. “Ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var” Vatandaşların merdiven altı yöntemlerini kullanması durumunda daha fazla sağlık problemlerinin ortaya çıkabileceğine değinen Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bel çektirme yöntemini kullanan merdivenaltı diye tabir ettiğimiz bel çekenlere yönelimler mevcut. Sonrasında ise maalesef tarafımıza ilerlemiş bel fıtığıyla başvuran, sedyede gelen hastalarımız oldu. Bunun için öncelikle şikayetleri devam ediyorsa, medikal tedaviyle geçmiyorsa, bir uzmana başvurmaları, en azından bir MR tetkikiyle bel fıtığının olup olmadığı veya ileri evre mi değil mi bunu öğrenmesi gerekiyor. Çünkü ileri evre bel fıtıklarında bu yapılan ters hareketler fıtığın daha da ilerlemesine yol açabilir. Bu da bacakta, ayaklarda güç kaybı, yine fıtığın olduğu seviyeye göre idrar tutamama, büyük abdestini yapamama, bacaklarda güç kaybı gibi durumlara yol açabilir. Bundan dolayı öncelikle bir doktor muayenesi gerekir. Tetkiklerden sonra zaten hasta uygunsa biz fizik tedaviye, fizyoterapistlere yönlendiriyoruz. Her bel ağrısı tehlikeli değildir ama geçmeyen, 1 hafta, 10 gün veyahut yaklaşık 2 hafta medikal tedaviye rağmen herhangi bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var. Sonuç olarak kas spazmı, basit ağrılar kendiliğinden süreçte geçmekle beraber inat eden, sebat eden ağrılarda doktora başvurulmasını öneririz” diye konuştu. (İY-FM-
İstanbul Yenidoğan Çetesi’ne yeni soruşturma: 14 şüpheli gözaltına alındı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Yenidoğan Çetesi’ne yönelik yürütülen yeni bir soruşturma kapsamında aralarında doktor ve sağlık çalışanlarının yer aldığı 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Operasyonlar sonucu 2 şüphelinin ise firari olduğu belirlendi. Firari şüphelilerden birinin dün Yenidoğan Çetesi’ne yönelik görülen davada savcı tarafından tutuklanması talep edilen sanık hemşire Serenay Şenkalaycı olduğu da ortaya çıktı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüphelinin daha suç eylemlerine dahil oldukları belirlendi. Yapılan çalışmalar kapsamında Yenidoğan Çetesi davasında örgüt lideri ve örgüt yöneticisi olarak yargılanan doktorlar Fırat Sarı ve İlker Gönen’in 112 Acil Çağrı Merkezi’nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek bebek acil hastaları önceden anlaşmış oldukları hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevk etmeleri karşılığında haksız kazanç elde ettikleri yönünde iddiaların yer alması üzerine çalışma başlatıldı. Sarı ve Gönen’in irtibatlı oldukları 112 çalışanlarıyla birlikte hareket ettiği, özel hastanelerin yöneticileriyle irtibat kurup yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin tam kapasite çalışabileceği sayıda bebek yönlendirmesi karşılığında yüklü miktarda maddi menfaat temin ettikleri, yenidoğan yoğun bakımlarında kalan her bebek hasta için SGK Başkanlığı tarafından o özel hastaneye günlük 8 bin TL ödeme yapıldığı, bu sebeple özel hastanelerin 112 acil servisten kasıtlı olarak yönlendirdiği bebekleri iyileşmiş olsalar dahi SGK’nın ödeme yaptığı, maksimum gün süresince hastanenin yoğun bakım ünitesinde tutmaya devam ettiği belirlendi. Şüphelilerin, yoğun bakım ünitelerinde 7/24 bulunması zorunlu doktor personeli masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı, yalnızca resmi kayıtlarda isminin görünmesi için kimliğini kiraladığı, doktorların evrakta ismini gösterdiği, ancak evrakta yoğun bakım ünitesinde görevli görünen doktorların HTS kayıtları incelendiğinde özellikle bebek hastaların durumları ağırlaştığı günlerde görev listesinde görünen doktorların bambaşka noktalarda baz verdikleri de belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde mütemadiyen hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, yapılan denetimler esnasında veya hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları da soruşturma kapsamında tespit edildi. Yürütülen yeni soruşturma kapsamında bebek ölümlerinde ihmali bulunduğu ve suç eyleminde yer aldığı müfettiş raporları ile tespit edilen 5 doktor, 10 sağlık çalışanı ve 1 sivil olmak üzere toplamda 16 şüpheliye yönelik "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ,"nitelikli dolandırıcılık", "rüşvet", "resmi belgede sahtecilik" ve "kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi" suçlarından İstanbul ve Tekirdağ’da eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyon kapsamında 4 doktor, 9 sağlık çalışanı ve 1 sivil olmak üzere toplamda 14 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Öte yandan 2 şüphelinin ise firari olduğu bilgisine ulaşıldı. Firari sanıklardan birinin dün Yenidoğan Çetesi davasının duruşmasında tutuklanması talep edilen tutuksuz sanıklardan hemşire Serenay Şenkalaycı olduğu da ortaya çıktı. Diğer firari şüpheli kadın doğum doktoru Songül Kaloğlu’nun ise İngiltere’de olduğu öğrenildi.