SAĞLIK - 04 Aralık 2024 Çarşamba 12:11

On günde geçmeyen bel ağrısına dikkat

A
A
A
On günde geçmeyen bel ağrısına dikkat

Son zamanlarda en sık yakınılan rahatsızlıklar arasında yer alan bel ağrısı hakkında uyarılarda bulunan uzmanlar, medikal tedaviye rağmen yaklaşık 10 günde bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda olduğunu belirtiyor.


Geçmeyen bel ağrıları çoğu zaman hayatımızı etkileyen problemler arasında ön sıralarda yer alabiliyor. Kas ve bağların zorlanması, bel fıtığı, kireçlenme, omur kayması, omurilik kanalının daralması ve omurga eğrilmesi uzun süreli ya da geçmeyen bel ağrısı sebepleri arasında yer alıyor. Yaşam kalitesini oldukça düşüren bu sorunun çaresini vatandaşların farklı yöntemlerde aradığına dikkat çeken Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bel ağrısı en basit kas spazmı, bel fıtığı, kanal daralması gibi sebeplerle görülebilir. Yine az da olsa tümörel nedenlerden romatizmal hastalıklara bağlı bel ağrısı oluşabilir. Burada öncelikle detaylı muayene yapılıp şikayetler dinlenmeli. Yapılan tetkikler sonrasında ağrının kaynağı tespit edilebilir. Eğer bu ağrının kaynağı bel fıtığı, kanal daralması ise ona göre önlemlerimizi alıyoruz” dedi.


“Her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz”


En çok merak edilen soruların başında gelen ‘her bel fıtığı ameliyat edilir mi, riskli mi’ sorusunun cevabını veren Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bu sorunun cevabı ’hayır değil’, biz her bel fıtığını ameliyat etmiyoruz. Genel itibariyle hastalar ilaçlar ve iyi bir istirahatle kendine dikkat ederek rahatlayabiliyor. Ama bazı hastalara da ekseri olarak fizik tedavi öneriyoruz. Fizik tedaviyle geçen hastalar oluyor. Biz kimlere ameliyat öneriyoruz dersek; hastanın bel ağrısı var, altta yatan nedenler bel fıtığı, bel kayması, kanal daralması olabilir ama hastanın şikayetlerini biz dinliyoruz. Burada eğer hastanın kalçasından topuğuna, başparmağına kadar inen siyatalji dediğimiz bir siyatik ağrı var ise bu bizim için önemli bir kriter. Muayenelerinde bir güç kaybı tespit edersek MR’la da uyumlu ise onlara ameliyat önerebiliyoruz. Tabii burada ameliyattan önce hastayla iyi bir iletişim kurmakta fayda var. Çünkü hastaların korkuları oluyor; bel fıtığı ameliyatlarından sonra eski hayatıma dönebilir miyim, her işi yapabilir miyim. Yahut işte bel fıtığı ameliyatlarında hep halk arasında platin mi konuluyor -vida dediğimiz uygulama- hayır, biz her bel ameliyatında vida uygulaması yapmıyoruz ve şu an dünyada altın standart mikrocerrahi dediğimiz ameliyat. Bu ameliyatların ardından hasta istirahatten sonra özellikle 2-3 ay sonra normal hayatına dönebiliyor. Zaten ameliyatlardan sonra ertesi gün mobilize olabiliyorlar. Günümüzde yine gelişmekte olan full endoskopik tam kapalı bel ameliyatları da artık altın standart kabul edilmekte. Bu ameliyat sonrasında hasta 4 saat sonra taburcu olabiliyor. Bu da günümüz açısından çok mutlu edici bir gelişme bizim açımızdan" ifadelerini kullandı.


“Ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var”


Vatandaşların merdiven altı yöntemlerini kullanması durumunda daha fazla sağlık problemlerinin ortaya çıkabileceğine değinen Dr. Öğr.Üyesi Mahmut Sertdemir, “Bel çektirme yöntemini kullanan merdivenaltı diye tabir ettiğimiz bel çekenlere yönelimler mevcut. Sonrasında ise maalesef tarafımıza ilerlemiş bel fıtığıyla başvuran, sedyede gelen hastalarımız oldu. Bunun için öncelikle şikayetleri devam ediyorsa, medikal tedaviyle geçmiyorsa, bir uzmana başvurmaları, en azından bir MR tetkikiyle bel fıtığının olup olmadığı veya ileri evre mi değil mi bunu öğrenmesi gerekiyor. Çünkü ileri evre bel fıtıklarında bu yapılan ters hareketler fıtığın daha da ilerlemesine yol açabilir. Bu da bacakta, ayaklarda güç kaybı, yine fıtığın olduğu seviyeye göre idrar tutamama, büyük abdestini yapamama, bacaklarda güç kaybı gibi durumlara yol açabilir. Bundan dolayı öncelikle bir doktor muayenesi gerekir. Tetkiklerden sonra zaten hasta uygunsa biz fizik tedaviye, fizyoterapistlere yönlendiriyoruz. Her bel ağrısı tehlikeli değildir ama geçmeyen, 1 hafta, 10 gün veyahut yaklaşık 2 hafta medikal tedaviye rağmen herhangi bel ağrısında azalma olmayan hastaların bir uzmana başvurmasında fayda var. Sonuç olarak kas spazmı, basit ağrılar kendiliğinden süreçte geçmekle beraber inat eden, sebat eden ağrılarda doktora başvurulmasını öneririz” diye konuştu.


(İY-FM-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bağcılar’da çatı katında yangın paniği: Mutfak tüpü patladı İstanbul Bağcılar’da çatı katında bulunan iş yerinde yangın çıktı. Yangın tüm çatı katını sararken, mutfak tüpünün patlamasıyla panik oluştu. Çatının alevlere teslim olduğu anlar cep telefonuna yansırken, yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü. Yangın, saat 19.00 sıralarında Bağcılar Göztepe Mahallesi 2343 Sokak’ta bulunan üç katlı binanın gözlük malzemesi imalathanesi olarak kullanılan çatı katında meydana geldi. İddiaya göre, iş yerinde henüz bilinmeyen bir nedenle başlayan yangın büyümesiyle çalışanlar kendilerini dışarı atarak durumu itfaiyeye bildirdi. Olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sırasında mutfakta bulunan tüpün patlamasıyla yangın bitişikteki binalara da sirayet etti. İtfaiye ekiplerinin farklı noktalardan müdahalesiyle yangın söndürüldü. Yangında yaralı veya can kaybının olmadığı öğrenildi. Yangın sebebiyle çatı katı kullanılamaz hale geldi. Çatı katını saran yangın ise vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı. Yangının kesin çıkış nedeni yapılacak incelemenin ardından belli olacak. Yangını gören mahalle esnafı Kemal Savcı, "Yangın çok kötüydü, bir anda panik havası oldu. İtfaiye gelene kadar sokaktaki araçları biz tahliye ettik. Çok şükür can kaybı yok. Zayiat mala gelmiş, cana gelmesin. Büyük bir yangındı, tüpün patlamasından dolayı bir arka sokağa kadar sıçramıştı. Şu an soğutma işlemleri hala devam ediyor. Yaklaşık bir saat yangını söndürmeye çalıştı itfaiye. İtfaiye hala daha burada. Çok şükür can kaybı yok" dedi.
Diyarbakır Narin Güran cinayetinde ek bilirkişi raporu dava dosyasında Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin dava dosyasında bulunan daraltılmış baz raporunun hangi teknikler ve hangi baz verileri kullanılarak hazırlandığına ilişkin ek bilirkişi raporu tamamlandı. Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince alınan ara kararda, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak dosyada bulunan daraltılmış baz raporunu hazırlayanlardan hangi yöntem ile hangi baz verilerini kullanarak, hangi cihazlar ve hangi kriterlere uyularak, bilimsel tekniklerin neler olduğunu gösterir ve sapma payının olup olmama ihtimalini de belirtip ayrıntılı ek rapor aldırılması talep edildi. Ara karar doğrultusunda yeminli bilirkişiler tarafından hazırlanan ek bilirkişi raporu tamamlanarak Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. Raporda, cep telefonlarının, baz istasyonları aracılığıyla mobil şebekeye bağlandığı, telefonlar ve baz istasyonları arasında radyo frekansları üzerinden veri iletildiği, kullanıcı bir arama yaptığında, mesaj gönderdiğinde veya internete bağlandığında, bu bilgilerin radyo sinyalleri yoluyla baz istasyonuna ulaştığı ve oradan operatörün ana iletişim ağına iletildiği kaydedildi. Bazlar ile coğrafi yer tespit etme yöntemlerinden birinin de "Triangulation (Üçgenleme)" yöntemi olduğu ifade edilen raporda, şu bilgilere yer aldı: "Cep telefonu, en az üç farklı baz istasyonuyla bağlantıda olduğunda, operatör bu baz istasyonlarına olan uzaklık bilgilerini kullanarak telefonun bulunduğu yeri yaklaşık olarak belirleyebilir. Her baz istasyonundan gelen sinyalin gücüne ve yayılma süresine göre bir mesafe hesaplanır, ardından bu bilgiler kullanılarak telefonun hangi bölgede olduğu belirlenebilir. GSM hatları ile yapılan görüşmeler sinyal aldığı baz istasyonunun yoğun olması halinde görüşme yapılan yere en yakın baz istasyonundan sinyal aldığı, yer değişikliği olduğunda bulunduğunuz kapsama alanından çıkıp başka bir baz istasyonunun kapsama alanına girdiği, cep telefonlarının çekmeme nedeni dış etkenlere bağlı olsa da bazen cihazın içerisindeki donanım ya da yazılım kaynaklı bir sorun da neden olabileceği, cep telefonunun içerisindeki antenlerde arıza ya da yazılım kaynaklı sorunların telefonun çekim gücünü etkileyebileceği gibi hususlar dikkate alınmaktadır. Dar alan baz tespit çalışması yapılırken Tavşantepe Mahallesi ve tüm dünyadaki bazlar ’Open Signal’, ’Netwok Cell Info Lite’, ’Netmonsters’ gibi programlar başta olmak üzere HTS analizi üzerine yazılımı yapılmış çeşitli lisanslı programlar üzerinden alınan veriler ışığında köyde bulunan bütün bazların tek tek tespiti yapılıp, sinyal gücü değerleri, görsellerde göründüğü gibi sinyal hücre bilgileri tek tek değerlendirilerek, alınan hücre bilgileri Microsoft Excel de oluşturulan çalışma sayfası ve programında sistemsel çakıştırma ve ayrıştırma algoritması kullanılarak tek tek analizi yapılmış olup, olayda adı geçen şahısların kullandıkları telefonların bulunabilecekleri yerlerin değerlendirilmesi yapılmıştır." Tavşantepe Mahallesi’ne 29-30 Ağustos’ta ve Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu tarih olan 8 Eylül ile 9 Eylül’de gidildiği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi: "Bütün şüpheliler, Salim Güran’ın ikameti, Arif Güran’ın ve Nevzat Bahtiyar’ın ikameti, ara yerler, sokaklar üzerinde gündüz ve gece farklı gün ve saatlerde daraltılmış baz çalışması yapılmış, özellikle Arif ve Salim Güran’ın evi ve civarında çalışma yapılırken, bölgede bulunan görevlilerin cep telefonları kapattırılarak bazda yoğunluk olmaması gibi hususlar dikkate alınarak, farklı programlarla, en az iki hat kullanılarak, Arif ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın evi ve müştemilatında, ara yollarda adım adım çalışma yapılarak ana baz, yan baz GPRS bazları hataya yer verilmeden yüzlerce işlem yapıldıktan sonra titizlikle ve net bir şekilde tespiti yapılmıştır." Mahallenin tepede kalması, şehir merkezi ve civarda bulunan birçok bazdan sinyal alması, bazların sayısının oldukça fazla olmasının, gösterilen yerlerde dar alan baz çalışması imkanını kolaylaştırdığı, aksi takdirde baz sayısının az olması durumunda bu çalışmaların bu kadar detaylandırılamayacağı ifade edilen raporda, ayrıca Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu bölgenin söz konusu mahallenin aşağısında kalması nedeni ile bazların biraz daha geniş alanda verebileceği ve cesedin bulunduğu yer ve tarla gibi kısımlarda baz çalışmasının bölgelerin geniş olmasından dolayı çok detaylı çalışılamadığı belirtildi. Raporda, çalışmalar yapılırken bütün bazlar, bazların sinyal gücü, sinyal hücre değerlerinin tek tek tespit edilerek analiz yapıldığı aktarıldı. 22 farklı bazdan sinyal alındı "Tavşantepe Mahallesi sadece 1 bazdan sinyal almayıp en az 20 farklı bazdan sinyal almaktadır" ifadesine yer verilen raporda, sinyal alınan 22 baz istasyonuna ilişkin bilgiler paylaşıldı. Raporda, şüphelilerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) alınan HTS kayıtlarında bazların kayıtlı olarak bulunduğu ve listelendiği de belirtildi. Olay günü Arif Güran’ın ikameti ve müştemilatındaki baz kayıtları Raporda Arif Güran’ın ikameti ve müştemilatından alınan sinyallere ilişkin şu bilgiler yer aldı: "Salim Güran’ın olay günü saat 15.20 sıralarında Arif Güran’ın ikametine geldiği, 15.22 sıralarında ahır kısmına geçtiği, 15.22 ile 15.26 arasında evin içerisinde olduğu, 15.36 sıralarında Arif Güran’ın ikametine girdiği, 15.52 sıralarında Mehmet Selim Atasoy ile görüştüğünde Arif Güran’ın ikametinde olduğu ve 16.08 sıralarında Arif Güran’ın ikametinin arka tarafında bulunduğu, 16.35 sıralarında Uzunbahçe tarafından bulunan mısır tarlasında olduğu, Nevzat Bahtiyar’ın ise olay günü saat 15.10 sıralarında Arif ve Salim Güran’ın ikametleri arasında bulunan yol ile Arif’in evinin yakınlarında olduğu, 15.18 sıralarında Arif’in ikametine yakın olduğu, 15.27 sıralarında Arif Güran’ın ikametinde ve müştemilatında olduğu, 16.00 sıralarında Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu bölgede olduğu tespit edildi." Raporda, "Tek başına baz numaralarına bakılarak karşılaştırma yapılması hataya düşüreceğinden, söz konusu tespitler yapılırken, bölgede yaptığımız ölçümler sonucu elde ettiğimiz sinyal gücüne ilişkin veriler, kişinin HTS raporunda yer alan baz geçiş sıralaması, bölgeye hizmet sağlayan bazlardaki ara baz, ana baz ve yan baz ayrımının yapılması ve diğer hususlar değerlendirilmektedir" bilgisi de paylaşıldı. "Dar alan baz çalışmalarında yoruma dair en ufacık bir husus olamayacağı, yapılan çalışma sonuçlarının HTS’deki görüşmelere ve bazın yoğunluğuna ya da bazların değişkenliğine göre yön aldığı, bazların çok olmasının olayların ve şahısların bulundukları yerin tespitine avantaj ve kolaylık sağladığının bilinmesinin önemli olduğu ve bu çalışmalar yapılırken yaklaşık 2 metre ve 1 dakika bazlar arası geçişten ve hareketlilikten kaynaklı yanılma olabileceği hususunu vurgulamak isteriz" ifadelerine yer verilen raporda, ilk raporda yer verilen "Salim Güran’ın kullandığı telefonun, 21 Ağustos’ta saat 22.47 ile 22.55 arasında Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu yerdeki mısır tarlasından baz verdiği" bilgisinde mısır tarlası olarak belirtilen alanın Narin’in cesedinin bulunduğu yerin yakınındaki tarla olduğu kaydedildi. Raporda, "Narin Güran cinayeti ile ilgili olarak dosyada bulunan HTS kayıtları ve Salim Güran’ın ilk ifadesi dışında herhangi bir delile temas edilmemiş, ifadelerden örnek alınmamış ya da kamera kayıtları ile ilgili tutanak, rapor alınmamış olup sadece sahada yapmış olduğumuz çalışmalar sonucu elde edilen veriler raporlanmıştır" denildi.