ASAYİŞ - 04 Aralık 2024 Çarşamba 22:33

Narin Güran cinayetinde ek bilirkişi raporu dava dosyasında

A
A
A
Narin Güran cinayetinde ek bilirkişi raporu dava dosyasında

Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin dava dosyasında bulunan daraltılmış baz raporunun hangi teknikler ve hangi baz verileri kullanılarak hazırlandığına ilişkin ek bilirkişi raporu tamamlandı.

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin tutuklu amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor.

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince alınan ara kararda, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılarak dosyada bulunan daraltılmış baz raporunu hazırlayanlardan hangi yöntem ile hangi baz verilerini kullanarak, hangi cihazlar ve hangi kriterlere uyularak, bilimsel tekniklerin neler olduğunu gösterir ve sapma payının olup olmama ihtimalini de belirtip ayrıntılı ek rapor aldırılması talep edildi.

Ara karar doğrultusunda yeminli bilirkişiler tarafından hazırlanan ek bilirkişi raporu tamamlanarak Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. Raporda, cep telefonlarının, baz istasyonları aracılığıyla mobil şebekeye bağlandığı, telefonlar ve baz istasyonları arasında radyo frekansları üzerinden veri iletildiği, kullanıcı bir arama yaptığında, mesaj gönderdiğinde veya internete bağlandığında, bu bilgilerin radyo sinyalleri yoluyla baz istasyonuna ulaştığı ve oradan operatörün ana iletişim ağına iletildiği kaydedildi.

Bazlar ile coğrafi yer tespit etme yöntemlerinden birinin de "Triangulation (Üçgenleme)" yöntemi olduğu ifade edilen raporda, şu bilgilere yer aldı:

"Cep telefonu, en az üç farklı baz istasyonuyla bağlantıda olduğunda, operatör bu baz istasyonlarına olan uzaklık bilgilerini kullanarak telefonun bulunduğu yeri yaklaşık olarak belirleyebilir. Her baz istasyonundan gelen sinyalin gücüne ve yayılma süresine göre bir mesafe hesaplanır, ardından bu bilgiler kullanılarak telefonun hangi bölgede olduğu belirlenebilir. GSM hatları ile yapılan görüşmeler sinyal aldığı baz istasyonunun yoğun olması halinde görüşme yapılan yere en yakın baz istasyonundan sinyal aldığı, yer değişikliği olduğunda bulunduğunuz kapsama alanından çıkıp başka bir baz istasyonunun kapsama alanına girdiği, cep telefonlarının çekmeme nedeni dış etkenlere bağlı olsa da bazen cihazın içerisindeki donanım ya da yazılım kaynaklı bir sorun da neden olabileceği, cep telefonunun içerisindeki antenlerde arıza ya da yazılım kaynaklı sorunların telefonun çekim gücünü etkileyebileceği gibi hususlar dikkate alınmaktadır.

Dar alan baz tespit çalışması yapılırken Tavşantepe Mahallesi ve tüm dünyadaki bazlar ’Open Signal’, ’Netwok Cell Info Lite’, ’Netmonsters’ gibi programlar başta olmak üzere HTS analizi üzerine yazılımı yapılmış çeşitli lisanslı programlar üzerinden alınan veriler ışığında köyde bulunan bütün bazların tek tek tespiti yapılıp, sinyal gücü değerleri, görsellerde göründüğü gibi sinyal hücre bilgileri tek tek değerlendirilerek, alınan hücre bilgileri Microsoft Excel de oluşturulan çalışma sayfası ve programında sistemsel çakıştırma ve ayrıştırma algoritması kullanılarak tek tek analizi yapılmış olup, olayda adı geçen şahısların kullandıkları telefonların bulunabilecekleri yerlerin değerlendirilmesi yapılmıştır."

Tavşantepe Mahallesi’ne 29-30 Ağustos’ta ve Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu tarih olan 8 Eylül ile 9 Eylül’de gidildiği belirtilen raporda, şunlar kaydedildi:

"Bütün şüpheliler, Salim Güran’ın ikameti, Arif Güran’ın ve Nevzat Bahtiyar’ın ikameti, ara yerler, sokaklar üzerinde gündüz ve gece farklı gün ve saatlerde daraltılmış baz çalışması yapılmış, özellikle Arif ve Salim Güran’ın evi ve civarında çalışma yapılırken, bölgede bulunan görevlilerin cep telefonları kapattırılarak bazda yoğunluk olmaması gibi hususlar dikkate alınarak, farklı programlarla, en az iki hat kullanılarak, Arif ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar’ın evi ve müştemilatında, ara yollarda adım adım çalışma yapılarak ana baz, yan baz GPRS bazları hataya yer verilmeden yüzlerce işlem yapıldıktan sonra titizlikle ve net bir şekilde tespiti yapılmıştır."

Mahallenin tepede kalması, şehir merkezi ve civarda bulunan birçok bazdan sinyal alması, bazların sayısının oldukça fazla olmasının, gösterilen yerlerde dar alan baz çalışması imkanını kolaylaştırdığı, aksi takdirde baz sayısının az olması durumunda bu çalışmaların bu kadar detaylandırılamayacağı ifade edilen raporda, ayrıca Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu bölgenin söz konusu mahallenin aşağısında kalması nedeni ile bazların biraz daha geniş alanda verebileceği ve cesedin bulunduğu yer ve tarla gibi kısımlarda baz çalışmasının bölgelerin geniş olmasından dolayı çok detaylı çalışılamadığı belirtildi.

Raporda, çalışmalar yapılırken bütün bazlar, bazların sinyal gücü, sinyal hücre değerlerinin tek tek tespit edilerek analiz yapıldığı aktarıldı.

22 farklı bazdan sinyal alındı

"Tavşantepe Mahallesi sadece 1 bazdan sinyal almayıp en az 20 farklı bazdan sinyal almaktadır" ifadesine yer verilen raporda, sinyal alınan 22 baz istasyonuna ilişkin bilgiler paylaşıldı. Raporda, şüphelilerin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan (BTK) alınan HTS kayıtlarında bazların kayıtlı olarak bulunduğu ve listelendiği de belirtildi.

Olay günü Arif Güran’ın ikameti ve müştemilatındaki baz kayıtları

Raporda Arif Güran’ın ikameti ve müştemilatından alınan sinyallere ilişkin şu bilgiler yer aldı:

"Salim Güran’ın olay günü saat 15.20 sıralarında Arif Güran’ın ikametine geldiği, 15.22 sıralarında ahır kısmına geçtiği, 15.22 ile 15.26 arasında evin içerisinde olduğu, 15.36 sıralarında Arif Güran’ın ikametine girdiği, 15.52 sıralarında Mehmet Selim Atasoy ile görüştüğünde Arif Güran’ın ikametinde olduğu ve 16.08 sıralarında Arif Güran’ın ikametinin arka tarafında bulunduğu, 16.35 sıralarında Uzunbahçe tarafından bulunan mısır tarlasında olduğu, Nevzat Bahtiyar’ın ise olay günü saat 15.10 sıralarında Arif ve Salim Güran’ın ikametleri arasında bulunan yol ile Arif’in evinin yakınlarında olduğu, 15.18 sıralarında Arif’in ikametine yakın olduğu, 15.27 sıralarında Arif Güran’ın ikametinde ve müştemilatında olduğu, 16.00 sıralarında Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu bölgede olduğu tespit edildi."

Raporda, "Tek başına baz numaralarına bakılarak karşılaştırma yapılması hataya düşüreceğinden, söz konusu tespitler yapılırken, bölgede yaptığımız ölçümler sonucu elde ettiğimiz sinyal gücüne ilişkin veriler, kişinin HTS raporunda yer alan baz geçiş sıralaması, bölgeye hizmet sağlayan bazlardaki ara baz, ana baz ve yan baz ayrımının yapılması ve diğer hususlar değerlendirilmektedir" bilgisi de paylaşıldı.

"Dar alan baz çalışmalarında yoruma dair en ufacık bir husus olamayacağı, yapılan çalışma sonuçlarının HTS’deki görüşmelere ve bazın yoğunluğuna ya da bazların değişkenliğine göre yön aldığı, bazların çok olmasının olayların ve şahısların bulundukları yerin tespitine avantaj ve kolaylık sağladığının bilinmesinin önemli olduğu ve bu çalışmalar yapılırken yaklaşık 2 metre ve 1 dakika bazlar arası geçişten ve hareketlilikten kaynaklı yanılma olabileceği hususunu vurgulamak isteriz" ifadelerine yer verilen raporda, ilk raporda yer verilen "Salim Güran’ın kullandığı telefonun, 21 Ağustos’ta saat 22.47 ile 22.55 arasında Narin Güran’ın cesedinin bulunduğu yerdeki mısır tarlasından baz verdiği" bilgisinde mısır tarlası olarak belirtilen alanın Narin’in cesedinin bulunduğu yerin yakınındaki tarla olduğu kaydedildi.

Raporda, "Narin Güran cinayeti ile ilgili olarak dosyada bulunan HTS kayıtları ve Salim Güran’ın ilk ifadesi dışında herhangi bir delile temas edilmemiş, ifadelerden örnek alınmamış ya da kamera kayıtları ile ilgili tutanak, rapor alınmamış olup sadece sahada yapmış olduğumuz çalışmalar sonucu elde edilen veriler raporlanmıştır" denildi.

Rıdvan Kılıç



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Saylak: “Toprağı korumak, vatanı korumaktır” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kararıyla gündeme gelen 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, "Gıda arzının temeli tarım, tarımın temel kaynağı ise topraktır. Biz topraklarımızı, vatanı korur gibi korumak için çalışıyoruz" dedi. Saylak, toprağın sonsuz yaşam kaynağı olduğunu, toprağı korumanın ‘Vatanı Korumak’ anlamına geldiğini belirtti. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Küresel iklim değişikliği, çölleşme ve doğal afetlerin tehdit ettiği tarımsal toprak varlığımızı gelecek nesillere koruyarak ve geliştirerek aktarabilmek adına yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımızın da teminatıdır. Bakanlığımızın öncülüğünde, tarımsal üretim yapılan topraklarımızın verimliliğini, kalitesini artırmak, atıl topraklarımızı üretime kazandırmak ve yaşadığımız kayıpları bertaraf edebilmek adına projelerimizi art arda hayata geçiriyoruz. Toprağın korunması konusunda tüm paydaşlarımızın sorumluluğu olduğunu ve bu konudaki farkındalığı geliştirmek adına dayanışma içinde çalışmamız gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz” diye konuştu. “Her yıl 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor” Dünya üzerinde her yıl yaklaşık 75 milyar ton toprağın erozyona uğradığını, hızlı yapılaşma, doğal afetler ve iklim değişiklikleri nedeniyle toprak varlığının büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Saylak, "Gıdanın, üretimin, tarımın temelini oluşturan sağlıklı topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan biri, aynı zamanda ekosistemin taşıyıcı gücüdür. O nedenle, üreticilerimizi sürdürülebilir olmayan toprak ve arazi kullanımı, kural dışı hasat, yanlış bitki koruma ürünü kullanımı, anız yakımı gibi uygulamalar konusunda sürekli uyarıyoruz" dedi. 100. yıl toprak analiz laboratuvarı Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) işbirliğiyle ‘YİKOB Destekli Toprak Analizi’ projesi hazırlayarak uygulamaya başladıklarını belirten İl Müdürü Barış Saylak, proje kapsamında Muğla’ya bir laboratuvar kazandırdıklarını kaydetti. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Menteşe İlçe Müdürlüğü binasında hizmete sunulan 100. Yıl Laboratuvarının, toprak ve sulama suyu faaliyetlerine devam ettiğini ve açıldığı günden bu yana 535 adet toprak ve 2 adet sulama suyu numunesinde analizler yaparak ayrıntılı sonuç raporlarını ilgili kişi ve kurumlarla paylaştığını açıkladı. Muğla 100. Yıl Toprak Analiz Laboratuvarının son teknolojik alet ve ekipmanlarla çiftçilere, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre geniş bir analiz yelpazesi ile hizmet sunduğunu söyleyen Saylak, "Üretimde yüksek verim, kalite ve karlılığı sağlamanın en öncelikli şartı, toprağı iyi tanımaktan geçer. Üreticilerimize her fırsatta hatırlattığımız gibi, doğru zamanda doğru gübre ve ilaç kullanımının ön şartı da toprak analizidir. Bilinçsiz gübreleme, sadece üreticimizin gelir kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toprağın yapısını da bozarak, toprak ve çevre kirlenmesine yol açar. Bu nedenle, kalite, verim ve sürdürülebilirlik için tüm üreticilerimizi toprak analizi yaptırmaları konusunda uyarmayı görev biliyorum" dedi. “19 ton zirai ambalaj atığı bertaraf edildi” Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işbirliğinde Muğla Valiliği himayesinde Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Muğla Vakfı (MUÇEV) ortaklığında birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla doğa dostu bir proje olan, ‘Muğla İli Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ürünleri Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertarafı’ projesi ile Haziran 2021 yılından itibaren 19 ton zirai ambalaj atığı toplanarak bertaraf edildiğini elirter Saylak, hedeflerinin temiz su, temiz toprak, temiz çevre. Bu projemizle pestisitlerin su kaynaklarımızı, toprağımızı, çevremizi ve denizlerimizi kirletmesinin önüne geçmek olduğunu belirti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, tüm ülkede ekilebilir tarım arazisi varlığını koruma altın aldığını ve yeni üretim planlaması ile birim topraktan elde edilecek üretim miktarını artırmak amacıyla çalıştığını hatırlatan Saylak, Türkiye’de 2024 yılı itibariyle koruma altına alınan ova sayısının 468’e çıkarıldığını söyledi. Saylak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karar ile 19 ilimizde 28 yeni ovayı tarımsal üretim potansiyeli yüksek olduğu için tarımsal sit alanı olarak ilan ettik. Koruma altına aldığımız büyük ova sayısı 468’e, korunan alan miktarı da yaklaşık 9,5 milyon hektara çıktı. Biz, yaşam kaynağımız olan toprağı en değerli hazinemiz olarak görmeye ve korumaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 5 Aralık Dünya Toprak Günümüzü bir kez daha kutluyorum" dedi.
Ankara İmar hakkı aktarımı tanımı getirilen teklif kabul edildi ve yasalaştı ANKARA (İHA) – Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen teklif ile birlikte, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapmayanlara ya da taksitlerini ödemeyen hak sahiplerine verilen süre 31.12.2028 tarihine kadar uzatılacak. Gecekondu Kanunu’nun 18’inci maddesinde yapılan düzenleme ile yıkım kararının hangi makamlar tarafından alınacağı, hangi sürede ve nasıl ilgililere tebliğ edileceği, yıkım işleminin tebliğden ne kadar süre sonra ve nasıl tesis edileceği düzenlenerek idari işleme karşı yargı yoluna başvuru imkanı sağlanacak. İmar hakkı aktarımı, "1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış ya da yapılması mümkün olmayan alanlarda, parselin tamamının ya da bir kısmının umumi ve kamu hizmet alanlarında kalması sebebiyle, parsel üzerinde özel mülkiyete konu yapılaşma hakkının verilememesi durumunda, verilemeyen emsale esas inşaat hakkının başka parsel ya da parsellere imar planı kararı ile taşınması işlemidir" şeklinde tanımlanıyor. İmar hakkı aktarımı yapılarak umumi ve kamu hizmet alanlarının kamuya mali külfet getirmeden bedelsiz karşılanarak kamu mülkiyetine geçirilmesi, vatandaşların mülkiyetlerindeki kısıtlılığın kaldırılması ve kamulaştırmasız el atma davalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi/parkı, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, kamuya ait kreş ve gündüz bakımevleri, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, bölgenin geneline hizmet veren spor alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, kamu hizmeti için planlanan teknik altyapı ve trafo alanları, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları, resmi kurum alanı, uygulama imar planı kararı ile getirilen diğer umumi ve kamu hizmet alanları, otogar alanından oluşacak ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacak. “Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak” Taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine parsel bazında fonksiyon değişikliği ile ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan parsel veya parsellerin artan değeri ile mahkemelerce iptal edilen imar planı değişikliklerinde, imar planı değişikliği neticesinde yürürlükten kalkan imar planı ile teklif edilen yeni imar planının kapsadığı parsel veya parsellerde oluşan değer farkının yüzde 90’ı, değer artış payı olarak alınacak. Değer artış payı peşin veya taksitle ödenebilecek. Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak ve en geç tahakkukun oluştuğu tarihi takip eden bir ay içerisinde ödenecek. “Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılıyor” Kanun ile birlikte yapı denetim hizmet sözleşmelerinin kurulmaları ve yapı denetim firmalarının görevlendirilmelerine ilişkin düzenleme yapılacak. Güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılacak. Ayrıca, yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda, yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla, diğer hizmet sözleşmelerinde ise Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre o yapı için ildeki faal yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda aynı anda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle yapı sahibi arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi akdedilebilecek.