POLİTİKA - 07 Haziran 2015 Pazar 22:07

Demirtaş'tan flaş koalisyon açıklaması

A
A
A
Demirtaş'tan flaş koalisyon açıklaması

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim sonrası basın açıklamasında bulundu. Demirtaş, "Biz AK Parti ile içeriden ya da dışarıdan koalisyon yapmayacağız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, artık HDP'nin gerçek bir Türkiye partisi olduğunu belirterek, "Bize emaneten oy vererek HDP’nin demokratik siyasetin önünü açmasını isteyenleri mahcup etmeyeceğiz. Emaneten HDP’li olanları gönülden HDP’li yapmak için daha çok çalışacağız" dedi. Demirtaş, HDP'nin bir sonraki hedefini ise, "Tek başına iktidara yürümek" olarak açıkladı. 

HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, seçim sonuçlarını Beyoğlu’nda düzenlenen basın toplantısıyla değerlendirdi. Zorlu ve eşit olmayan şartlarda bir seçim kampanyası yürüttüklerini söyleyen Demirtaş, “İktidar partisinin devletin bütün olanaklarını arkasına alarak yürüttüğü kampanyaya karşı bizler Türkiye’nin ezilenleri olarak barıştan, adaletten, özgürlükten yana olanları olarak muhteşem bir zafer, muazzam bir başarı elde ettik. Bütün Türkiye’ye hayırlı olsun” diye konuştu.

"KENDİNİ TÜRKİYE'NİN TEK SAHİBİ OLARAK GÖRENLER KAYBETMİŞTİR"

Seçimi özgürlük ve barıştan yana olanların kazandığını söyleyen Demirtaş, “Baskı, otoriter, kibirli duruştan yana olanlar, kendini Türkiye’nin tek sahibi olarak görenler kaybetmiştir. Kazananlar Türkiye’nin özgürlüğüne sevdalı olanlar olmuştur. Bu zafer bütün ezilenlerin, Kürtlerin, Türklerin, Arapların, Çerkezlerin. Bütün inançların, Alevilerin, Sünnilerin, Hıristiyanların, Ezidilerin. Kim varsa inancı ile bu topraklarda yaşamak isteyen bütün ötekileştirilmişlerin ortak zaferi. 12 Eylül darbe anayasasına ve yüzde 10’luk seçim barajına karşı duranların ortak zaferidir. Kürt sorununda barışçıl çözümden yana olanların, ‘Kürtlerin bu ülkede onurlu bir halk olarak yaşamalarını istiyorum’ diyenlerin ortak zaferidir” şeklinde konuştu.

"ARTIK HDP GERÇEK BİR TÜRKİYE PARTİSİDİR"

Seçim kampanyası boyunca verdikleri sözlerin ve söylemlerin arkasında olduğunu vurgulayan Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Artık HDP gerçek bir Türkiye partisidir. HDP Türkiye’dir, Türkiye HDP’dir. Seçimin en önemli sonuçlarından biri de AKP bu kibirli tavrı ile ‘Kürt sorunu yoktur’ diyerek, ‘müzakere yoktur’, ‘çözüm masası yoktur’ diyerek Türkiye’nin doğusunda sıfırlanmıştır. Bu seçim döneminde bize inanarak hangi gerekçe ile oy vermiş olurlarsa olsunlar kimseyi mahcup etmeyecek duruş ortaya koyacağız. Bize emaneten oy vererek HDP’nin demokratik siyasetin önünü açmasını isteyenleri mahcup etmeyeceğiz. Emaneten HDP’li olanları gönülden HDP’li yapmak için daha çok çalışacağız. Türkiye’de atık başkanlık tartışması, diktatörlük tartışması son bulmuştur. Türkiye uçurumun kıyısından dönmeyi başarmıştır. Bu muazzam zaferin ortaya çıkmasında milyonların emeği var. Bir üst akıl değil, bir komplo aklı değil, halkın ortak vicdanı ve ortak aklı var. HDP bundan sonra Türkiye’nin aleyhine hiçbir projenin içinde olmadığı gibi bu saatten sonra olmayacaktır.”

"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM HEDEFİ TEK BAŞINA İKTİDARA YÜRÜMEK"

Selahattin Demirtaş, seçim sonuçları ile Ortadoğu’daki dengeleri değiştirdiklerini ifade ederek, “HDP’nin önümüzdeki dönem hedefi tek başına iktidara yürümek olacaktır. Tekçi IŞİD faşizmi ve insanlığa verdiği zarar ne kadar kötüyse, bugün HDP saflarında da aynı anlayışla bir direniş sergileniyor. Artık HDP’nin güneşi 81 vilayete yeter, ampule gerek kalmadığını ispatlamış olduk” dedi.

"AKP İLE KOALİSYON YAPMAYACAĞIZ"

Demirtaş, AK Parti ile koalisyon konusuna da değinerek, “AKP ile içeriden ya da dışarıdan koalisyon yapmayacağız. Sözümüzün arkasındayız. İyi bir muhalefetle halkın taleplerini dile getireceğiz” diye konuştu.

SADIK KAHRAMAN


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Yumaklı: "Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz" Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı "Bab-ı Ali Toplantıları-Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" konulu toplantıda konuştu. Bakan Yumaklı, Ana muhalefetin boykot çağrılarına karşı ekonomimizin önü ardı hiç düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını ifade etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, "Bab-ı Ali Toplantıları - Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği" Toplantısına katıldı. Beşiktaş’ta bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yumaklı, "Tarım sektörü milli güvenlik kadar, savunma sanayi kadar önemli. Ülkelerin stratejik bakışlarında ilk üçün içerisinde mutlaka yer alan bir sektör olarak konuşulur. Küresel iklimin en büyük etkisi de yine bu son derece stratejik olan sektöre gelmiş durumda. "Büyüyen Küresel Gıda Sorunu ve Türk Tarım Sektörünün Konumu, Geleceği". Burada bir görüş alış verişinde bulunacağız. Tarım ve orman sektörü, gıda arzı ve güvenliğine sağladığı katkının yanı sıra bütün sanayiler içinde bir girdi teminini ifade eder. Dolayısıyla hem kırsal kalkınmada olan etkisi hem oluşturduğu istihdamla da modası asla geçmeyecek stratejik bir sektördür. Dünyada kırılma dönemlerine baktığımızda her zaman bir takım zorlukların sıkıntıların gerçekleştiğini görüyoruz. Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. Gün içinde gündemimiz defalarca değişebiliyor. Hele ki son günlerde bunun örneğini çok yakında görüyoruz. Böyle dönemde kendimizi tarımsal üretimde, gıda-arz güvenliğinde güçlü tutmak zorundayız. Öncelikle bunun altını kuvvetlice çizmek istiyorum." dedi. "Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi ’Ambarın anahtarı kimdeyse güç ondadır’ prensibince hareket ediyoruz." diyen Yumaklı, "Birleşmiş Milletlerin (BM) yayınladığı bir rapora göre 2050 yılında yüzde 65’le yüzde 70 daha fazla gıda üretmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bu nedenle bizim önümüzde kıldan ince kılıçtan keskin bir yol var. Biz bakanlık olarak bütün bunlardan sorumluyuz. Biz bütün bu kapsamda bakanlık olarak toplamda 165 bin arkadaşımızla beraber öncelikle ülkemizin gıda-arz güvenliğinin gerektirdiği hususları yerine getiriyoruz. Daha sonrada bizlerin ürettiklerine ihtiyacı olan bu ülkelerin de ihtiyacını gideriyoruz." dedi. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatının söz konusu olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Çiftçiyi korumak ve tüketiciyi korumak’ bugün için bizim parolamız bu. Tarımsal destekler var. Ar-ge var. Sulamada çok ciddi yatırımlar halen yapılmaya devam ediyor. Bugün ülkemiz tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında. 186 ülkeye 2 binin üzerinde tarım ve gıda ürünü ihraç ediyoruz. 2024 yılı sonu itibariyle de 32,6 milyar dolarlık bir tarım ürün ihracatımız söz konusu. Bu ihracatta katkısı olan çiftçisinden sanayicisine kadar, sektörün tüm paydaşlarına teşekkür etmek istiyorum." Önümüzdeki dönemde 5 ana temel üzerine tarımsal üretimin oturtulduğunu kaydeden Yumaklı, "Birincisi yapmış olduğumuz üretimin sürdürülebilir olması gerekir. Sürdürülebilir üretimin verimli olması gerekir. Sürdürülebilir ve verimli tarımsal üretimin elde ettiği çıktıların kalitesi olması gerekir. Bütün bunların kayıt altına alınması gerekir ki en çok mücadele verdiğimiz alanlardan bir tanesi ve son madde ise bütün bunlardan elde edilen gelirin tarım sektörüne yatırım olarak geri dönmesi. Bu 5 eksen etrafında şekillendirdik. Bu kapsamda son 2 yılda özellikle hayata geçirmek için mücadele ettiğimiz tarımsal üretim planlamasını 2024 yılı itibariyle hayata geçirdik. Yani şuanda bizim hasat edeceğimiz ürünler tarımsal üretim planlamasının ilk meyveleri olacak bu sene. Türkiye’nin kendi ürünlerini üreten ve katma değerli hale getirerek bunları pazarladığı bir ülke olması bizim açımızdan son derece önemli. Başka önemli bir konu ise tarımsal üretimin teknolojik ihtiyacı. 2025 yılını tarımsal teknoloji konusunda çok daha farklı bir perspektifi getirmek üzere projeler oluşturmaya ayırdık." dedi. Ana muhalefetin boykot çağrılarına ekonominin kurban edilmemesi gerektiğine işaret eden Yumaklı, "Ekonomimizin bu anlamda hakikaten hiç önü ardı düşünülmeden bu tür şeylere kurban edilmesinin doğru olmadığını bir kez daha kuvvetlice ifade etmek istiyorum. Dişimizle tırnağımızla bir yere getirmiş olduğumuz, hakikaten çok emek sarf edilmiş bir takım şeyleri bunlara kurban etmemeliyiz. Başka bir şeyi konuşuyoruz. Sizin ülkenizde gıda arz güvenliğiyle ilgili bir sorun olduğunda, bütün dinamiklerinizi ya da avantajlarınızı kaybettiğinizde ’bu ülkede işte bir siyasi görüş daha az etkilenecek öbürü hiç etkilenmeyecek’ diye bir şey yok. Herkes aynı şekilde etkilenecek. Dolayısıyla şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekir." dedi.