POLİTİKA - 12 Ağustos 2019 Pazartesi 10:35

Bakan Akar: 'B ve C planlarımız hazır'

A
A
A
Bakan Akar: 'B ve C planlarımız hazır'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD ile müşterek harekat merkezinin önümüzdeki günlerde kurulacağını belirterek, "B ve C planlarımız hazır, kendi faaliyetlerimiz olacak. Koridorun derinliği 30-40 kilometre olmalı, bu konuda adımın atılacağını tahmin ediyoruz" dedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak Güvenli Bölge konusunda ABD ile varılan mutabakat kapsamında müşterek harekat merkezinin kısa süre içinde açılacağını belirterek, "Bu müşterek harekat merkezi kurulduktan sonra müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuna uygun bir şekilde ilerlemeyi ve ABD'li müttefiklerimizle beraber hareket etmek arzusuyla bunları söylüyoruz. Ama diğer taraftan da ister 'B', ister 'C planı' deyin eğer bunlar yürümezse kendi başımıza yapacağımız faaliyetlerimiz de hareketlerimiz de olacaktır" dedi.

Milli Savunma Bakanı Akar, TRT Haber'de yayımlanan özel röportajda gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve TSK'nın komuta kademesi ile KKTC'de gerçekleştirdiği temaslara ilişkin soru üzerine Bakan Akar, şu cevabı verdi: 

"Kıbrıs, bizler için bir milli davadır. Biz Kıbrıslı kardeşlerimizle kader birliği içinde olduğumuzun bilincindeyiz. Kıbrıslı kardeşlerimizin siyasal eşitliği, güvenliği konularında çok duyarlı olduğumuzu, bu konuda hiçbir şekilde taviz verilmeyeceğini, bunun vazgeçilmez bir konu olduğunu ifade ettik. Görüşmelerin barışçıl yol ve yöntemlerle gerçekleşmesini, çözümlerin uluslararası hukuka uygun şekilde gerçekleşmesini dilediğimizi, temenni ettiğimizi de vurguladık. Biz burada herhangi bir şekilde bir çözümle alakalı çalışma metodu dayatmıyor, herhangi bir metodu da dışlamıyoruz. Ancak sırf müzakere yapmak için müzakere yapmanın da taraflara bir yararının olmadığını da dile getirdik." 

Türkiye'nin garantör devletlerden biri olduğunu anımsatan Akar, "Türkiye'nin garanti ve ittifak anlaşmaları çerçevesinde önemli hak ve sorumluluklarının olduğunu herkesin bilmesi lazım. Bu hak ve sorumluluklarımızı bugüne kadar olduğu gibi aksaksız ve eksiksiz yerine getirmeye devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Bu konuda bize ne düşüyorsa bunları bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk, bundan sonra da aynı şekilde yanlarında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. 

"Doğu Akdeniz'de giderek artan enerji gerilimi olduğu ve bunun nasıl aşılacağı"nın sorulması üzerin Akar, "Türkiye'nin ve KKTC'nin içinde olmadığı hiçbir kararın ve çözümün yaşama şansı olmadığını söylüyoruz. Bizim hiçbir oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım. Hakkımızı, hukukumuzu gasbederek yeni birtakım oluşumları gerçekleştirmeye çalışacak girişimlerin başarı şansı olmadığını başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bizler devamlı suretle söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Bununla ilgili atılması gereken ne adım varsa bunlar için de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve TSK'nın hazır olduğunu herkesin bilmesini istiyoruz" ifadesini kullandı. 

Akar, sorunların uluslararası hukuka uygun şekilde çözülmesi ve ilişkilerin iyi komşuluk ilişkileri içinde devam etmesinin önemine de değindi. 

Barışçıl yöntemlere verilen önemin en güzel örneğinin önce Atina'da sonra da Ankara'da Türkiye ve Yunanistan heyetleri arasında yapılan toplantı ile gösterildiğini vurgulayan Akar, "Biz bu toplantıların devamından yanayız. Dolayısıyla Ege'deki, Doğu Akdeniz'deki, Kıbrıs'taki bütün konularımızı karşılıklı konuşmak ve görüşmek suretiyle görüşmekten yanayız" diye konuştu.

Güvenli Bölge
Suriye'nin kuzeyinde Güvenli Bölge oluşturulması konusunda ABD ile oluşturulan mutabakatın çerçevesi sorulan Bakan Akar, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ve ABD Savunma Bakanı Mark Esper ile görüştüklerini hatırlatarak, "En son da bu konuda bizim tahammülümüzün kalmadığını, görüşmelerin çok uzadığını, Türkiye'nin güvenlik endişelerinin arttığını, buna göz yumamayacağımızı, eğer isterlerse birlikte bazı tedbirler almamız gerektiğini, değilse Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, TSK'nın daha önceki örneklerde olduğu gibi gerekli tedbirleri alma niyetinde olduğunu görüştük" diye konuştu. 

Bunun ardından ABD'nin askeri bir heyeti Türkiye'ye gönderdiğini ve 5-7 Ağustos'ta yapılan görüşmelerde belirli aşamalar katedildiğini belirten Akar şunları kaydetti: "İyi bir başlangıç olduğunu değerlendiriyoruz. Niyetimizi, endişelerimizi, taleplerimizi ortaya koyduk onlar da görüşlerini bize söylediler. Bununla alakalı geldiğimiz nokta, YPG'nin güvenli bölgeden çıkarılmasını, ağır silahlarının toplanmasını dile getirdik. Hava sahasının kontrol ve koordinasyonu, istihbarat değişimi önemli bir konu. Bu konularda da belli noktalarda anlaşmaya, mutabakata varıldı." 

Teröristlerden arındırılacak bölgelere, evlerini terk etmek zorunda bırakılan ve Türkiye'de ikamet eden Suriyelilerin güvenli ve huzur içinde dönmelerini de konuştuklarını dile getiren Akar bunda da büyük ölçüde mutabakat sağlandığını bildirdi. Akar, "Önümüzdeki günlerde çok kısa bir süre sonra müşterek bir harekat merkezinin kurulması ve bu müşterek harekat merkezinin çalışmasıyla bu bahsettiğim aşamaların o merkezdeki ayrıntılı çalışmalarla arazide yerini bulmasını gündeme getirdik. Bu çalışma önümüzdeki günlerde başlayacak" ifadelerini kullandı.

"Gecikmeye tahammülümüz yok"
Konuya ilişkin bir zaman kısıtlamasının olup olmadığı sorulan Akar, "Bazı süreler koyduk. Çünkü daha önceki tecrübelerimizden, bazı gecikmelerin olduğunu, bazı işlerin sürüncemede kaldığını gördük. Bunları yaşamayı kabul edemeyeceğimizi, bunlara tahammülümüzün olmadığını, ne yapacaksak bir program dahilinde yapmamız gerektiğini kendilerine ifade ettik" değerlendirmesini yaptı. 

"Ne kadar bir süre" sorusu üzerine Akar, "Önümüzdeki günlerde müşterek harekat merkezinin açılmasıyla diğer faaliyetler de gerçekleştirilecek. En son söyleyeceğimizi de en başında söyledik. Bu bölgede, ülkemizin güneyinde bir terör koridoru kurulmasına asla izin vermeyeceğimizi açık ve net ortaya koyduk. Bununla ilgili yapılması gereken ne varsa, alınması gereken ne tedbir varsa bunları da almaya kararlı olduğumuzu muhataplarımıza açık bir şekilde ilettik" cevabını verdi. 

Güvenli bölgenin derinliğine ilişkin bir mutabakatın sağlanıp sağlanmadığı sorulan Akar, her ortamda 30-40 kilometrelik bir derinlik gerektiğini ilettiklerini belirtti. Bu mesafenin ABD Başkanı Donald Trump tarafından da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a telefon görüşmesinde ifade edildiğini hatırlatan Akar, şunları söyledi: 

"Bu konuda önümüzdeki günlerde de yeni birtakım adımlar atılacağını değerlendiriyoruz. Burada hava sahasının kontrolü ve koordinasyonu çok önemli. Orada da epey ilerleme kaydedildi. Bu müşterek harekat merkezi kurulduktan sonra müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuna uygun bir şekilde ilerlemeyi ve ABD'li müttefiklerimizle beraber hareket etmek arzusuyla bunları söylüyoruz. Ama diğer taraftan da ister 'B', ister 'C planı' deyin eğer bunlar yürümezse kendi başımıza yapacağımız faaliyetlerimiz de hareketlerimiz de olacaktır."

"Bir şekilde aksilik çıktığında..."
"ABD, Türkiye'yi oyalamak için böyle bir anlaşma yaptı" şeklindeki görüşler hatırlatılarak, "ABD'nin samimiyetine inanıyor musunuz" sorusu üzerine Akar, şu karşılığı verdi: 

"Samimiyet subjektif bir olay. Biz bunun yerine çok somut, şu anda sizlerle paylaşamayacağım hedefler koyduk, zamanla ilgili kontrol noktaları belirledik. Bunlara uyulduğu sürece birlikteliğimiz, beraberliğimiz iş birliğimiz memnuniyetle devam edecektir. Eğer bunlarda uyumsuzluk olduğu takdirde beklemeye tahammülümüzün olmadığını kendilerine tekrar tekrar söyledik. Eğer böyle bir şey olmazsa o zaman tek başına hareket etme inisiyatifimizi kullanma hakkımızın doğacağını, bu konuda da hiçbir tereddütümüzün olmadığını dile getirmiş bulunuyoruz. Temennimiz, müttefikimiz olan ABD'nin yaptıkları konuşmalar, verdikleri sözler çerçevesinde doğal bir şekilde bu sürecin ilerlemesine gayret göstereceklerine inanıyoruz. Ama herhangi bir şekilde aksilik çıktığında bu işin tarafımızdan devam ettirileceğini, kendi planımızı uygulamaya koyacağımızı da söyledik. Önemli bir konu olarak da muhatabımız olan askeri heyetin başkanına da PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG'ye özellikle silah ve mühimmat desteklerinin sonlandırılmasının acilen gerekli, zorunlu olduğunu, müttefiklik, stratejik ortaklık adına bunun şart olduğunu da açık ve net söyledik. Tedbir almalarını bekliyoruz."

"Saldırılara misliyle mukabele edeceğimizi dile getirdik"
İdlib'de Rusya Federasyonu destekli rejimin havadan, karadan "acımasız ve ahlak dışı" saldırılarını sürdürdüğünü ifade eden Akar, hazirandan itibaren 400 civarında masum insanın hayatını kaybettiğini söyledi.
Akar, sözlerine şöyle devam etti: 

"Zaman zaman bizim oradaki 12 gözlem noktamıza da bazı saldırılar oluyor. Bunu da biz çok açık bir şekilde ifade ettik Rusya nezdinde. Burada yapılan saldırılara karşı misliyle mukabele ettiğimizi, edeceğimizi açık bir dille dile getirdik. Onlar da bunun kaza ile olduğunu izah etmeye çalışıyorlar." 

Bakan Akar, bölgedeki hayatın normalleşmesini sağlamak amacıyla gerekli tedbirlerin alınması konusunda Rusya ile temasları sürdürdüklerini kaydetti.

Terörle mücadele
FETÖ ile mücadele konusundaki soru üzerine Bakan Akar, "Yeni bilgiler, belgeler, veriler çıktıkça, istihbarat örgütlerimizden, adli makamlar tarafından bilgiler geldikçe bu mücadele devam ediyor. Bu konuda TSK son derece hassas ve dikkatli bir şekilde, büyük bir ciddiyetle bu mücadeleyi sürdürmektedir. Bununla ilgili yapılması gerekenler tereddütsüz yapılmaktadır. 15 Temmuz'dan bugüne kadar 17 bin 499 kişi TSK'dan ihraç edildi. Bunların dışında da 6 bin 353 personelle ilgili işlemler devam etmektedir" diye konuştu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkin, caydırıcı ve saygın statüsünü devam ettirdiğini vurgulayan Akar, "Bu hainler içimizden temizlendikçe güçleniyoruz." diye konuştu. 

Terör örgütü PKK ile yapılan mücadelede gelinen noktanın sorulması üzerine Akar, geçen yıl terörle mücadele operasyonlarının daha da arttığını belirtti. Bu kapsamda küçük operasyonlar hariç orta ve büyük çaplı 105 operasyon yapıldığını kaydeden Akar, "Hava harekatlarımız yoğun bir şekilde devam ediyor. Hava harekatlarını ele aldığımızda Kıbrıs Harekatı sırasında 211 hava harekatı yapıldı. Bizim son dönemdeki iç güvenlik harekatlarında ise 476... Dolayısıyla bu konudaki kararlılığımızı açıkça ortaya koyduk" şeklinde konuştu. 

Teröristleri inlerinde etkisiz hale getirmeyi amaçladıklarını ifade eden Akar, başta Irak olmak üzere tüm komşuların toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını da vurguladı. Akar, teröristlerin inlerine tek tek gireceklerini kaydederek "Terörle mücadele konusundaki kararlılığımız terör örgütünün sözde yöneticileri tarafından anlaşıldı ama biz alttakilerin de gerçekleri görmesini bekliyoruz" dedi. 

Akar, Türk milletini terör belasından kurtarmaya kararlı olduklarını vurguladı.

S-400 tedariki
Rusya'dan S-400 tedarikine ilişkin soru üzerine, Akar, birinci filonun birinci bataryasının teslimatının tamamlandığını hatırlattı. "Ağustos-eylül ayında ikinci bataryanın intikali söz konusu" diyen Akar, "Bir taraftan kurulum, diğer taraftan eğitimlerle aralık ayının sonunda ilk harekat yeteneği dediğimiz hususlar ve daha sonra tam harekat yeteneği dediğimiz hususlar Nisan 2020 için planlanmış durumda. Bunlar gerçekleşecek. Bunlar adım adım ilerliyor." diye konuştu. 

Akar, yer seçimi, teşkilat ve kurulum faaliyetlerinin devam ettiğini belirttiği Patriot konusundaki görüşmelerin de ABD'lilerle sürdüğü bilgisini paylaştı.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO’nun ‘İş Dünyası Okuyor’ etkinliği iş insanlarını bir araya getirdi İstanbul Ticaret Odası (İTO), kültürel farkındalık oluşturmak amacıyla kamu, iş dünyası ve öğrencileri aynı çatı altında buluşturacak ’’İş Dünyası Okuyor’’ etkinliğinin ikincisini düzenledi. Kitap okuma kültürüne dikkati çekmek amacıyla gerçekleştirilen ’’İş Dünyası Okuyor’’ etkinliği, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Sütlüce Yerleşkesi Konferans Salonu’nda yapıldı. İş insanları, akademisyenler, öğrenciler ve kamu kurum temsilcileri üniversite kütüphanesinde bir araya gelerek Prof. Dr. Haluk Dursun’un ‘İstanbul’da Yaşama Sanatı’ isimli eserini okudu. İTO Başkanı Şekib Avdagiç etkinlikte yaptığı konuşmada İş Dünyası Okuyor etkinliğinin önemli bir işaret verdiğini belirterek, "İş dünyamız ‘kitabı’, gençlerimizle, öğrencilerimizle okuyor. Bunun anlamı da şudur: İstanbul iş dünyamız, gençlerimizle birlikte kelimelerin ve kitapların üzerine kurulu bir medeniyeti yeniden inşa ediyor" ifadelerini kullandı. İstanbul’a ve yaşama dost olmanın, kitaba ve okumaya dost olmakla başladığını vurgulayan Avdagiç, şunları söyledi: "Bu seneki etkinliğimiz için Haluk Hoca’nın bu kitabını seçmekle vermek istediğimiz bir mesaj var. Yaşamak ancak İstanbul’da olursa, bir sanattır. Ama bunun da bir şartı var. O da yaşadığımız mekanın farkında olmaktır. Abidevi yapılarının, sokaklarının, evlerinin, mimarisinin, içinden geçen denizinin ve insanının farkında olmak gerekir. Hepimiz biliyoruz ki, 8 bin 500 yıllık bir şehrin sakini olmak büyük bir şanstır. Burada yaşamanın hakkını vermek de bu şansı değerlendirip onu tanımaktır. Yani İstanbul’a, bu kutlu şehre dost olmaktır." Öğrencilere seslenen Avdagiç, "Sizin en büyük öğretmeniniz, yaşadığınız bu kutsal şehirdir. Gelecek ay fethinin 572’inci yılını kutlayacağımız İstanbul, nasıl Fatih’e büyük ülküler verdiyse, nasıl Fatih’leri, Yavuz’ları, Kanuni’leri, Abdülhamid’leri eğitip yetiştirdiyse, sizleri de yetiştirecek. Yeter ki siz İstanbul’un öğrencisi olun ve onun sizi eğitmesine müsaade edin. Emin olun ki, siz aklınızı ve kalbinizi İstanbul’a açarsanız, İstanbul da size sırlarını açacaktır. İşte İstanbul’da Yaşama Sanatı size bunun yöntemini gösteriyor. Siz bu kitabı layıkıyla okursanız; o size İstanbul’u adım adım öğretecek, sadece zihninize değil gönlünüze de nakşedecektir. Ayrıca bu kitap size İstanbul’u anlatırken, bizi katliamcı ve soykırımcılardan farklı kılan medeniyetimizi de tanıtacaktır" diye konuştu. İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan da yaptığı konuşmada, İş Dünyası Okuyor etkinliğinin sadece kitap okumaktan ibaret bir buluşma olmadığını, bilgiye, öğrenmeye ve gelişime verilen önemin bir yansıması olduğunu kaydetti. Alkan, "Okuma alışkanlığı, bireysel gelişimin ötesinde kurumsal başarıya da yön verir. İş dünyamızın toplumsal gelişimine katkı sunma sorumluluğunu da taşıdığına inanıyorum. İstanbul Valiliği’nin yürüttüğü İstanbul Okuyor projesiyle benzer bir amaca hizmet eden bu etkinliğin, toplumun her kesimine yayılmasını temenni ediyorum" dedi. İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken ise kitabın yalnızca bilgi taşıyan bir nesne değil, aynı zamanda düşünsel gelişimin, kültürel birikimin ve toplumsal ilerlemenin de taşıyıcısı olduğuna vurgu yaptı. Erken, "Kitap, bireyin zihni ve ruhi gelişiminde önemli rol oynayan araçlardan biridir. Okuma eylemi, yalnızca bilgi edinme süreci değil; aynı zamanda düşünme, kavrama, analiz etme ve sentezleme becerilerinin geliştiği bir zihinsel faaliyettir. Ayrıca kitaplar, farklı düşünce ve ruh dünyalarıyla ilişki kurma imkânı sunduğu için bilgi edinmenin ötesinde empati yetisini artırır ve zihinsel esnekliği geliştirir" diye konuştu. Dr. Erken, "Bu yıl ikincisini yaptığımız İş Dünyası Okuyor çalışması kitap okuma eyleminin önemine insanımızın dikkatini çekebilme gayesi taşıyor. Bu yıl rahmetli Haluk Dursun Hocamızın artık Türk klasikleri içine girmiş olan İstanbul’da Yaşama Sanatı kitabını okuyoruz. Organizasyonu bu yıl Kütüphaneler Haftası ile bağlantılamaya çalıştık. Bu vesile ile kitap ile birlikte kitabı muhafaza eden ve yayan önemli bir kurum olan kütüphanelere dikkat çekmeye bir nebze de olsa katkı sağladığımızı düşünüyoruz" dedi. "8 bin 500 yıllık bir şehrin sakini olmak büyük bir şanstır" İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ise İTO’nun yalnızca ekonomiyle değil, kültür, sanat ve eğitimle de yakından ilgilendiğini vurgulayarak, "Üniversitemiz, Odamızın bu vizyonundan ilham alarak kültüre ve kitaba güçlü katkılar sunmaktadır. Bugün, Prof. Dr. Haluk Dursun gibi kıymetli bir bilim insanını anmak büyük bir onurdur. Kitapla ilişkisi 1885 yılına dayanan İTO’nun mensubu olarak, bu etkinliğin üniversitemizde gerçekleşmesi ayrıca anlamlıdır. İstanbul’da okumak sadece bir eğitim değil, aynı zamanda bir kültür ve tarih yolculuğudur" ifadelerini kullandı. "Kütüphaneler entelektüel üretimin merkezidir" İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek de "Üniversitemizi yalnızca bir eğitim kurumu değil, kültürel gelişimin merkezlerinden biri olarak görüyoruz. Kitaplar, bireysel gelişim kadar profesyonel yaşamın da temel taşlarındandır. Kütüphaneler hem fiziki altyapısıyla hem dijital olanaklarıyla entelektüel üretimin merkezidir. Bu tür etkinlikler, iş dünyası ve akademiyi bir araya getirerek düşünsel etkileşim oluşturmaktadır" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ise okuma kültürünün bir toplumda sadece bireysel değil, toplumsal bir bilinç olarak yerleşmesi gerektiğini, İstanbul Ticaret Odası’nın öncülüğünde böyle bir etkinliğin gerçekleşmesinin çok kıymetli olduğunu kaydetti. Beyoğlu, "Kültür Bakanlığı olarak biz de bebek kütüphanelerinden yetişkin alanlarına kadar her yaşta bu bilinci destekliyoruz. Yayıncılık ve kütüphanecilik alanında İstanbul Ticaret Odası bizlere güçlü destekler sunmaktadır. Kitapla kurulan her bağ, geleceğin nitelikli bireylerinin temelini oluşturur" şeklinde konuştu. İstanbul Ticaret Üniversitesi Kültür ve Edebiyat Topluluğu Başkanı Nursena Güngör de okumanın yalnızca bir alışkanlık değil, insanın hakikat arayışında çıktığı bir yolculuk olduğuna işaret etti. Güngör, "Harfler, geçmişi, bugünü ve geleceği taşıyan kapılardır. Kitaplarla büyüyen bireyler, düşüncenin ve adaletin savunucusu olur. Okumak, ruhu beslemek, hayali büyütmek ve kişiliği inşa etmektir. Bugün burada Haluk Dursun’un kitabıyla bu derin yolculuğa birlikte çıkmanın mutluluğunu yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kayseri Tramvayda unutulanlar ’yok artık’ dedirtti Kayseri’de tramvayı kullanan vatandaşların araçlarda ve istasyonlarda unuttuğu eşyalar sahiplerini beklerken, toplanan 80 bin TL nakit para da hayır kurumlarına bağışlanacak. Kayseri’de toplu ulaşımda en çok tercih edilen tramvaylarda vatandaşlar tarafından unutulan eşyalar Ulaşım AŞ’nin kayıp eşya bürosunda toplanıyor. Cep telefonları, anahtarlar, araç anahtarları, tespihler, bastonlar, kredi kartları, kulaklıklar, şuruplar, saatler, gözlükler, çantalar, şemsiyeler ve bidon içerisindeki üzüm yaprağı sahiplerini bekliyor. Ayrıca, unutulan cüzdanların içerisinden toplanan 80 bin TL de, hayır kurumlarına bağışlanacak. Ulaşım AŞ Raylı Sistem İşletme Müdürü Ömer Demirdirek, "Raylı sistem istasyonlarında güvenlik personellerimiz mevcut. Güvenlik personellerimiz istasyonları düzenli olarak kontrol ediyor ve buldukları eşyaları gün sonuna kadar istasyonlarda muhafaza ediyorlar. Bu arada vatandaşlar gelip ulaşırsa aynı istasyondan alma fırsatını elde edebiliyorlar. Gün sonuna kadar gelmedikleri durumlarda da kayıp eşya büromuzda biz eşyaları muhafaza ediyoruz. 3 ay süreyle eşyalar burada muhafaza ediliyor. Kayıp eşya büromuza başvuru yapan vatandaşlarımızın eşyalarını kendilerine ait olduğunu belirledikten sonra teslim ediyoruz. Unutulan eşyalar genellikle mevsimsel ve dönemsel olarak değişmektedir. Şemsiyeler, güneş gözlükleri, okul döneminde çantalar, kitaplar ve kalemlerini unutuyorlar. En sık görülenler bunlardır. Çok farklı ürünler var. Paralarını ve ziynet eşyalarını unutanlarda oluyor" dedi. Demirdirek, "3 ayın sonunda ziynet eşyaları ve nakit olarak bulunan paralar hayır kurumlarına bağışlanıyor. Geçmişte de çeşitli hayır kurumlarına bu bağışlar yapıldı. Şuanda da 80 bin TL civarında nakdi birikmiş durumdadır. Yılsonuna kadar biriken para yine hayır kurumlarına bağış yapılacak" diye konuştu. (AG-
Çanakkale Çanakkale’de orman yollarında yangın sezonu öncesi yoğun mesai Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde, yaklaşan yangın sezonu öncesi orman yollarında hummalı bir çalışma başlatıldı. Bayramiç Orman İşletme Müdürlüğü, hem mevcut yol ağında bakım ve onarım çalışmaları yürütüyor hem de yeni yollar açarak orman içi ulaşımı güçlendirmeyi hedefliyor. Bayramiç İlçe Orman Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Yangın sezonunun yaklaşmasıyla birlikte, ormanlarımızın güvenliğini en üst düzeye çıkarmak amacıyla mevcut yol ağımızda kapsamlı bir bakım ve onarım çalışması başlattık. Bu kritik süreçte, ulaşımın sorunsuz bir şekilde sağlanması ve muhtemel yangınlara hızlı müdahale imkanının artırılması önceliğimizdir. Eş zamanlı olarak, ormanlık alanlarımızın daha etkin yönetimi ve erişilebilirliğinin artırılması hedefiyle yeni yol ağımızı genişletme çalışmalarımızı da aralıksız sürdürüyoruz. Bu önemli çalışmalarımızın merkezi olan Kumludüz Orman İşletme Şefliği’nde, yeni yol yapımına büyük bir özveri ve titizlikle devam ediyoruz. Bu sayede hem mevcut yollarımızın standartlarını yükseltmeyi hem de ormanlarımızın derinliklerine ulaşımı kolaylaştıracak yeni güzergahlar oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalar, sadece yangınla mücadeledeki etkinliğimizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda orman kaynaklarımızın sürdürülebilir yönetimine de önemli katkılar sağlayacaktır" denildi.