EKONOMİ - 15 Nisan 2025 Salı 13:30

İTO’nun ‘İş Dünyası Okuyor’ etkinliği iş insanlarını bir araya getirdi

A
A
A
İTO’nun ‘İş Dünyası Okuyor’ etkinliği iş insanlarını bir araya getirdi

İstanbul Ticaret Odası (İTO), kültürel farkındalık oluşturmak amacıyla kamu, iş dünyası ve öğrencileri aynı çatı altında buluşturacak ’’İş Dünyası Okuyor’’ etkinliğinin ikincisini düzenledi.



Kitap okuma kültürüne dikkati çekmek amacıyla gerçekleştirilen ’’İş Dünyası Okuyor’’ etkinliği, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Sütlüce Yerleşkesi Konferans Salonu’nda yapıldı. İş insanları, akademisyenler, öğrenciler ve kamu kurum temsilcileri üniversite kütüphanesinde bir araya gelerek Prof. Dr. Haluk Dursun’un ‘İstanbul’da Yaşama Sanatı’ isimli eserini okudu.



İTO Başkanı Şekib Avdagiç etkinlikte yaptığı konuşmada İş Dünyası Okuyor etkinliğinin önemli bir işaret verdiğini belirterek, "İş dünyamız ‘kitabı’, gençlerimizle, öğrencilerimizle okuyor. Bunun anlamı da şudur: İstanbul iş dünyamız, gençlerimizle birlikte kelimelerin ve kitapların üzerine kurulu bir medeniyeti yeniden inşa ediyor" ifadelerini kullandı.



İstanbul’a ve yaşama dost olmanın, kitaba ve okumaya dost olmakla başladığını vurgulayan Avdagiç, şunları söyledi: "Bu seneki etkinliğimiz için Haluk Hoca’nın bu kitabını seçmekle vermek istediğimiz bir mesaj var. Yaşamak ancak İstanbul’da olursa, bir sanattır. Ama bunun da bir şartı var. O da yaşadığımız mekanın farkında olmaktır. Abidevi yapılarının, sokaklarının, evlerinin, mimarisinin, içinden geçen denizinin ve insanının farkında olmak gerekir. Hepimiz biliyoruz ki, 8 bin 500 yıllık bir şehrin sakini olmak büyük bir şanstır. Burada yaşamanın hakkını vermek de bu şansı değerlendirip onu tanımaktır. Yani İstanbul’a, bu kutlu şehre dost olmaktır."



Öğrencilere seslenen Avdagiç, "Sizin en büyük öğretmeniniz, yaşadığınız bu kutsal şehirdir. Gelecek ay fethinin 572’inci yılını kutlayacağımız İstanbul, nasıl Fatih’e büyük ülküler verdiyse, nasıl Fatih’leri, Yavuz’ları, Kanuni’leri, Abdülhamid’leri eğitip yetiştirdiyse, sizleri de yetiştirecek. Yeter ki siz İstanbul’un öğrencisi olun ve onun sizi eğitmesine müsaade edin. Emin olun ki, siz aklınızı ve kalbinizi İstanbul’a açarsanız, İstanbul da size sırlarını açacaktır. İşte İstanbul’da Yaşama Sanatı size bunun yöntemini gösteriyor. Siz bu kitabı layıkıyla okursanız; o size İstanbul’u adım adım öğretecek, sadece zihninize değil gönlünüze de nakşedecektir. Ayrıca bu kitap size İstanbul’u anlatırken, bizi katliamcı ve soykırımcılardan farklı kılan medeniyetimizi de tanıtacaktır" diye konuştu.



İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan da yaptığı konuşmada, İş Dünyası Okuyor etkinliğinin sadece kitap okumaktan ibaret bir buluşma olmadığını, bilgiye, öğrenmeye ve gelişime verilen önemin bir yansıması olduğunu kaydetti. Alkan, "Okuma alışkanlığı, bireysel gelişimin ötesinde kurumsal başarıya da yön verir. İş dünyamızın toplumsal gelişimine katkı sunma sorumluluğunu da taşıdığına inanıyorum. İstanbul Valiliği’nin yürüttüğü İstanbul Okuyor projesiyle benzer bir amaca hizmet eden bu etkinliğin, toplumun her kesimine yayılmasını temenni ediyorum" dedi.



İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken ise kitabın yalnızca bilgi taşıyan bir nesne değil, aynı zamanda düşünsel gelişimin, kültürel birikimin ve toplumsal ilerlemenin de taşıyıcısı olduğuna vurgu yaptı. Erken, "Kitap, bireyin zihni ve ruhi gelişiminde önemli rol oynayan araçlardan biridir. Okuma eylemi, yalnızca bilgi edinme süreci değil; aynı zamanda düşünme, kavrama, analiz etme ve sentezleme becerilerinin geliştiği bir zihinsel faaliyettir. Ayrıca kitaplar, farklı düşünce ve ruh dünyalarıyla ilişki kurma imkânı sunduğu için bilgi edinmenin ötesinde empati yetisini artırır ve zihinsel esnekliği geliştirir" diye konuştu.



Dr. Erken, "Bu yıl ikincisini yaptığımız İş Dünyası Okuyor çalışması kitap okuma eyleminin önemine insanımızın dikkatini çekebilme gayesi taşıyor. Bu yıl rahmetli Haluk Dursun Hocamızın artık Türk klasikleri içine girmiş olan İstanbul’da Yaşama Sanatı kitabını okuyoruz. Organizasyonu bu yıl Kütüphaneler Haftası ile bağlantılamaya çalıştık. Bu vesile ile kitap ile birlikte kitabı muhafaza eden ve yayan önemli bir kurum olan kütüphanelere dikkat çekmeye bir nebze de olsa katkı sağladığımızı düşünüyoruz" dedi.



"8 bin 500 yıllık bir şehrin sakini olmak büyük bir şanstır"


İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ise İTO’nun yalnızca ekonomiyle değil, kültür, sanat ve eğitimle de yakından ilgilendiğini vurgulayarak, "Üniversitemiz, Odamızın bu vizyonundan ilham alarak kültüre ve kitaba güçlü katkılar sunmaktadır. Bugün, Prof. Dr. Haluk Dursun gibi kıymetli bir bilim insanını anmak büyük bir onurdur. Kitapla ilişkisi 1885 yılına dayanan İTO’nun mensubu olarak, bu etkinliğin üniversitemizde gerçekleşmesi ayrıca anlamlıdır. İstanbul’da okumak sadece bir eğitim değil, aynı zamanda bir kültür ve tarih yolculuğudur" ifadelerini kullandı.



"Kütüphaneler entelektüel üretimin merkezidir"


İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necip Şimşek de "Üniversitemizi yalnızca bir eğitim kurumu değil, kültürel gelişimin merkezlerinden biri olarak görüyoruz. Kitaplar, bireysel gelişim kadar profesyonel yaşamın da temel taşlarındandır. Kütüphaneler hem fiziki altyapısıyla hem dijital olanaklarıyla entelektüel üretimin merkezidir. Bu tür etkinlikler, iş dünyası ve akademiyi bir araya getirerek düşünsel etkileşim oluşturmaktadır" dedi.



Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Taner Beyoğlu ise okuma kültürünün bir toplumda sadece bireysel değil, toplumsal bir bilinç olarak yerleşmesi gerektiğini, İstanbul Ticaret Odası’nın öncülüğünde böyle bir etkinliğin gerçekleşmesinin çok kıymetli olduğunu kaydetti. Beyoğlu, "Kültür Bakanlığı olarak biz de bebek kütüphanelerinden yetişkin alanlarına kadar her yaşta bu bilinci destekliyoruz. Yayıncılık ve kütüphanecilik alanında İstanbul Ticaret Odası bizlere güçlü destekler sunmaktadır. Kitapla kurulan her bağ, geleceğin nitelikli bireylerinin temelini oluşturur" şeklinde konuştu.



İstanbul Ticaret Üniversitesi Kültür ve Edebiyat Topluluğu Başkanı Nursena Güngör de okumanın yalnızca bir alışkanlık değil, insanın hakikat arayışında çıktığı bir yolculuk olduğuna işaret etti. Güngör, "Harfler, geçmişi, bugünü ve geleceği taşıyan kapılardır. Kitaplarla büyüyen bireyler, düşüncenin ve adaletin savunucusu olur. Okumak, ruhu beslemek, hayali büyütmek ve kişiliği inşa etmektir. Bugün burada Haluk Dursun’un kitabıyla bu derin yolculuğa birlikte çıkmanın mutluluğunu yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Artvin Cankurtaran Tüneli’nde tehlikeli araç kullanmıştı, sebebi sağlık kontrolü sonrası ortaya çıktı Artvin’in Borçka-Hopa karayolundaki Cankurtaran Tüneli’nde bir kamyonetin tehlikeli şekilde ilerlediği anlar sosyal medyada gündem olurken, olayın nedenine ilişkin Artvin Emniyet Müdürlüğü’nden açıklama geldi. Artvin’in Borçka-Hopa karayolu üzerinde bulunan Cankurtaran Tüneli içinde bir kamyonetin sağa sola savrularak ilerlediği anlar, arkadan gelen bir aracın kamerasına yansıdı. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler büyük tepki toplarken, sürücünün alkollü olduğu iddiaları gündeme geldi. Konuya ilişkin Artvin Emniyet Müdürlüğünden açıklama yapıldı. Emniyetten yapılan duyuruda, 24 Aralık 2025 tarihinde beyaz renkli Mazda marka kamyonetin tünel içerisinde trafiği tehlikeye düşürecek şekilde şerit değiştirdiğine dair görüntülerin paylaşılması ve 112 Acil Çağrı Hattı’na gelen ihbar üzerine ekiplerin olay yerine sevk edildiği belirtildi. Ekiplerce yapılan ilk kontrolde sürücünün bilincinin yarı açık olduğu tespit edilerek 112 Acil Sağlık ekipleriyle Hopa Devlet Hastanesine sevk edildiği kaydedildi. Hastanede yapılan kontrollerde sürücünün kronik şeker hastası olduğu, kan şekerinin düşmesine bağlı olarak direksiyon hâkimiyetini kaybettiği ve alkollü olmadığı anlaşıldı. Gerekli emniyet tedbirlerinin alınmasının ardından tünel trafiğe yeniden açılırken, olayla ilgili kamuoyunun yanlış bilgilendirilmemesi adına açıklama yapıldığı vurgulandı.
Van Van’da köylülerin kış eğlencesi ’köse-gelin’ geleneği yaşatılıyor Van’ın Saray ilçesinde unutulmaya yüz tutan "köse-gelin" geleneğini yaşatan vatandaşlar, hem kış gecelerinde eğlenceli vakit geçiriyor hem de yardımlaşmanın güzel örneğini sergiliyor. Yörede asırlardır oynanan ancak son yıllarda unutulmaya yüz tutan "köse-gelin" geleneği, Saray ilçesi Kekikdüzü Mahallesi’nde yaşayanlar tarafından sürdürülüyor. Soğuk havanın etkili olduğu bugünlerde üzerine bağladığı ot ve yünle hazırlanan kostümün içine giren "köse", mahalledeki evleri dolaşıp un, şeker, yağ, bakliyat gibi gıda maddeleri ve para topluyor. Mahalle sakinler aslında bu geleneğin koyun-koç katımının yüz gün sonra yapıldığı açıkladı. Mahalle Muhtarı M. Salih Özgür, unutulmaya yüz tutan bu geleneğin mahallerinde her yıl yapıldığını belirterek, "Atalarımızdan gördük ve sürdürüyoruz" dedi. Her yıl bu geleneği canlandırmaya çalıştıklarını ifade eden Celil Öztürk ise "Bu oyunu gençler olarak ata ve babamızdan öğrendik ve gelecek nesillere aktarmaya çalışıyoruz. Toplanan gıda malzemeleri köse ve eşi tarafından ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Yardımlaşmanın güzel bir örneği olan bu geleneğimizi sürdürmek istiyoruz. Öğrendiğimiz kadarıyla koyun sürüsüne koç katımının yüzüncü günü ve anne karnındaki kuzuya can gelmesi olarak yapılan bu gelenek, bölgeden bölgeye değişik adlarla da yapılıyor" ifadelerini kullandı.