SAĞLIK - 28 Ağustos 2021 Cumartesi 10:10

Alman gelin yengesine karaciğerini bağışladı

A
A
A
Alman gelin yengesine karaciğerini bağışladı

Karaçiğer yetmezliği olan Emine Bozdemir’e karaciğeri uyumlu olan Alman Gelin yardıma koştu. Almanya’nın Siegburg şehrinde yaşayan Andschane Demmer yazın tatile geldiği Gebze’de yengesinin karaciğer yetmezliğini öğrenince harekete geçti. Test yaptırarak bağış için uyumlu olduğunu öğrenen Demmer, eşinin kuzeni Emine Bozdemir’e karaciğerini verdi.

Aşırı kiloya bağlı olarak karaciğer yağlanması ve bunun sonucunda karaciğer yetmezliği görülen 48 yaşındaki Emine Bozdemir, 3 yıldır kendisine karaciğer bağışında bulunacak bir donör bekliyordu. Beklemekten ümidini yitiren ve hayata küsmeye başlayan Bozdemir, amcasının oğlu olan Mehmet Ayar’ın Alman eşi Andschanna Demmer’ın karaciğerini bağışlamasıyla yeniden hayata tutundu.

Kocaeli Gebze’de ailesiyle birlikte yaşayan Emine Bozdemir, hastalığı nedeniyle çalıştığı iş yerinden malulen emekli oldu. Tedavisi için pek çok şehir ve hastane dolaşan Bozdemir, karaciğer nakli ailesindeki kimseyle uyuşmayınca organ nakil sırasına girerek beklemeye başladı. Kuzeni Mehmet Ayar’ın eşi olan Andschanna Demmer, Emine Bozdemir’e, “Ben hissediyorum, karaciğerim seninkiyle uyumlu, ben sana vereceğim” diyerek gerekli tetkikleri başlattı. Yapılan tetkiklerin ardından Alman gelinin karaciğeri uyumlu çıkınca gerekli operasyon işlem başlatıldı.

Alman gelin yengesine karaciğerini bağışladı

“2 hastamız da gayet iyi ve çok mutlu”

Bahçelievler’de özel bir hastanede ameliyata alınan Emine Bozdemir ve Alman gelin Demmer başarılı bir operasyon geçirdi. Operasyonu gerçekleştiren Memorial Bahçelievler Hastanesi Organ Nakili Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kamil Yalçın Polat, “Emine Hanım 48 yaşında, bize geldiği zaman son dönem karaciğer yetmezliği söz konusuydu. Yani sirozun son evresiydi. Siroza neden olan birçok neden var ama Emine Hanım’da neden aşırı kiloya bağlı karaciğer yağlanması sonucu karaciğer yetmezliği. Son dönemlerde özellikle de obeziteye bağlı Nash (non alkolik yağlı karaciğer hastalığı) hastalığı çok yaygın görülmeye başladı hem ülkemizde hem batılı ülkelerde ve giderek karaciğer nakli yaptığımız hasta sayısı arttı. Türkiye’de zaten az olan kadavra organ bağışı nedeniyle hasta bu şekilde yaşayamazdı. Almanya’da yaşayan uzaktan da akrabası olan ama orijinalde armağan olan biri organını bağışlamak istediğini söyledi ve kabul ettik, tetkiklerini yaptık; uygun çıktı. Emine Hanım’a yapacağımız karaciğer nakli biraz komplike bir durumdu. Kiloluydu 110 kilo civarındaydı. Başarılı bir ameliyat oldu. Ameliyat sonrası dönemde bir sorun yaşamadık, şimdi gayet ikisi de çok mutlular” şeklinde konuştu.

Sözlerine nakil verme sürecindeki yasal prosedürleri açıklayarak devam eden Dr. Yalçın, “Bizdeki yönetmelikler kanunlar oldukça iyi ve sıkı. Organ nakli her zaman suistimale açık bir konu olmuştur. Özellikle dördüncü dereceden sonraki akrabalıktaki nakil, etik kurulun kararıyla belli oluyor. Burada da tabii dördüncü derecenin ötesinde bir akrabalık var. Yabancı bir ülke vatandaşı. Ama değerlendirme sonucunda etik kurul olumlu bir karar verdi” dedi.

Alman gelin yengesine karaciğerini bağışladı

“Hayata yeniden geldim”

Alman gelinleri Andschanna Demmer’e hep dua edeceğini belirten Emine Bozdemir, “3 yıldır bu hastalıkla savaş veriyorum. Kadavra bekliyorum, çıkmıyor. Herkese yalvarıyorum, akrabalarımın hepsinin ki de uyumsuz. Bir amcamın oğlu vardı o da 57 yaşında olduğu için yeterli gelmediği için olmadı. Kızım var 17 yaşında küçük olduğu için o da olmadı. Eşimin, oğlumun uymadı ama Andschanna sağ olsun, ‘Ben sana vereceğim sen merak etme, benim kan grubum aynı, bakarız’ dedi. Tatile geldi, bütün tahlillerimizi yaptırdık burada tekrar. Uyumlu geldi ve ben doktordan haberi ilk aldığımda ağlamaya başladım. Mutluluktan konuşamadım. Sabırsızlıkla bekledim bugünü. Hayata yeniden geldim. Hayatımıza giren harika bir insan. Benim hayatımı bana ve çocuklarıma bağışlayan bir insan” açıklamasında bulundu.

“Allah’ın yazdığı bir şey”

“Çalıştığım için Eylül’de izin alıp gelecektim ancak acil nakil olması gerektiği için işimden ücretsiz izin alarak geldim’’ diyen Andschanna, “Eşimle 94 yılından beri evliyiz ve Almanya’da yaşıyoruz. Her sene Türkiye’ye geliyorum ve o zamandan beri tanıyorum. Hastalandığını öğrendim. Nasıl yardımcı olabileceğimi sordum ve kan grubuma falan baktırdım ve kendimi sorgulamaya başladım yapabilir miyim? Diyerek karar aldım. Eşim olmasa Emine’yi tanımayacaktım ve Allah’ın yazdığı bir şey olarak düşünüyorum’’ dedi.

Çok büyük bir ameliyat ve internetten araştırdım

Karaciğer Naklinin büyük bir ameliyat olduğunu dile getiren Andschanne Demmer, "Çok büyük bir ameliyat ve internetten araştırdım. Avrupa’nın yüksek kaliteli hastanesini araştırdım ve bu hastaneyi seçtik. Narkoz riski var ve ameliyat riski de var. Herhangi bir problem olmadan hayatıma devam edebileceğimi düşünüyorum. Karaciğer yüzde 90’a kadar yenilenebiliyor’’ dedi.

“Tamamen senin kararın”

Eşim ve çocuklarıyla konuştuğunu kaydeden Andschanna, "Tamamen senin kararın dediler iyilik yapmış olacağım ve herkesin başına gelebilir. Ablam hemşire ve risklerden dolayı biraz korkuyor. Normal bir ameliyat olduğunu düşünmüyorum riski var. Ama herkesin başına gelebilir insanları bağış yapmaya davet ediyorum. Eşimin çocuklarımın ablamın başına gelebilir" diyerek herkesi organ bağışı yapmaya davet etti.

Deniz Zeybek - Harun Özcüler
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Saylak: “Toprağı korumak, vatanı korumaktır” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kararıyla gündeme gelen 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, "Gıda arzının temeli tarım, tarımın temel kaynağı ise topraktır. Biz topraklarımızı, vatanı korur gibi korumak için çalışıyoruz" dedi. Saylak, toprağın sonsuz yaşam kaynağı olduğunu, toprağı korumanın ‘Vatanı Korumak’ anlamına geldiğini belirtti. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Küresel iklim değişikliği, çölleşme ve doğal afetlerin tehdit ettiği tarımsal toprak varlığımızı gelecek nesillere koruyarak ve geliştirerek aktarabilmek adına yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımızın da teminatıdır. Bakanlığımızın öncülüğünde, tarımsal üretim yapılan topraklarımızın verimliliğini, kalitesini artırmak, atıl topraklarımızı üretime kazandırmak ve yaşadığımız kayıpları bertaraf edebilmek adına projelerimizi art arda hayata geçiriyoruz. Toprağın korunması konusunda tüm paydaşlarımızın sorumluluğu olduğunu ve bu konudaki farkındalığı geliştirmek adına dayanışma içinde çalışmamız gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz” diye konuştu. “Her yıl 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor” Dünya üzerinde her yıl yaklaşık 75 milyar ton toprağın erozyona uğradığını, hızlı yapılaşma, doğal afetler ve iklim değişiklikleri nedeniyle toprak varlığının büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Saylak, "Gıdanın, üretimin, tarımın temelini oluşturan sağlıklı topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan biri, aynı zamanda ekosistemin taşıyıcı gücüdür. O nedenle, üreticilerimizi sürdürülebilir olmayan toprak ve arazi kullanımı, kural dışı hasat, yanlış bitki koruma ürünü kullanımı, anız yakımı gibi uygulamalar konusunda sürekli uyarıyoruz" dedi. 100. yıl toprak analiz laboratuvarı Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) işbirliğiyle ‘YİKOB Destekli Toprak Analizi’ projesi hazırlayarak uygulamaya başladıklarını belirten İl Müdürü Barış Saylak, proje kapsamında Muğla’ya bir laboratuvar kazandırdıklarını kaydetti. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Menteşe İlçe Müdürlüğü binasında hizmete sunulan 100. Yıl Laboratuvarının, toprak ve sulama suyu faaliyetlerine devam ettiğini ve açıldığı günden bu yana 535 adet toprak ve 2 adet sulama suyu numunesinde analizler yaparak ayrıntılı sonuç raporlarını ilgili kişi ve kurumlarla paylaştığını açıkladı. Muğla 100. Yıl Toprak Analiz Laboratuvarının son teknolojik alet ve ekipmanlarla çiftçilere, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre geniş bir analiz yelpazesi ile hizmet sunduğunu söyleyen Saylak, "Üretimde yüksek verim, kalite ve karlılığı sağlamanın en öncelikli şartı, toprağı iyi tanımaktan geçer. Üreticilerimize her fırsatta hatırlattığımız gibi, doğru zamanda doğru gübre ve ilaç kullanımının ön şartı da toprak analizidir. Bilinçsiz gübreleme, sadece üreticimizin gelir kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toprağın yapısını da bozarak, toprak ve çevre kirlenmesine yol açar. Bu nedenle, kalite, verim ve sürdürülebilirlik için tüm üreticilerimizi toprak analizi yaptırmaları konusunda uyarmayı görev biliyorum" dedi. “19 ton zirai ambalaj atığı bertaraf edildi” Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işbirliğinde Muğla Valiliği himayesinde Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Muğla Vakfı (MUÇEV) ortaklığında birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla doğa dostu bir proje olan, ‘Muğla İli Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ürünleri Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertarafı’ projesi ile Haziran 2021 yılından itibaren 19 ton zirai ambalaj atığı toplanarak bertaraf edildiğini elirter Saylak, hedeflerinin temiz su, temiz toprak, temiz çevre. Bu projemizle pestisitlerin su kaynaklarımızı, toprağımızı, çevremizi ve denizlerimizi kirletmesinin önüne geçmek olduğunu belirti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, tüm ülkede ekilebilir tarım arazisi varlığını koruma altın aldığını ve yeni üretim planlaması ile birim topraktan elde edilecek üretim miktarını artırmak amacıyla çalıştığını hatırlatan Saylak, Türkiye’de 2024 yılı itibariyle koruma altına alınan ova sayısının 468’e çıkarıldığını söyledi. Saylak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karar ile 19 ilimizde 28 yeni ovayı tarımsal üretim potansiyeli yüksek olduğu için tarımsal sit alanı olarak ilan ettik. Koruma altına aldığımız büyük ova sayısı 468’e, korunan alan miktarı da yaklaşık 9,5 milyon hektara çıktı. Biz, yaşam kaynağımız olan toprağı en değerli hazinemiz olarak görmeye ve korumaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 5 Aralık Dünya Toprak Günümüzü bir kez daha kutluyorum" dedi.
Ankara İmar hakkı aktarımı tanımı getirilen teklif kabul edildi ve yasalaştı ANKARA (İHA) – Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen teklif ile birlikte, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapmayanlara ya da taksitlerini ödemeyen hak sahiplerine verilen süre 31.12.2028 tarihine kadar uzatılacak. Gecekondu Kanunu’nun 18’inci maddesinde yapılan düzenleme ile yıkım kararının hangi makamlar tarafından alınacağı, hangi sürede ve nasıl ilgililere tebliğ edileceği, yıkım işleminin tebliğden ne kadar süre sonra ve nasıl tesis edileceği düzenlenerek idari işleme karşı yargı yoluna başvuru imkanı sağlanacak. İmar hakkı aktarımı, "1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış ya da yapılması mümkün olmayan alanlarda, parselin tamamının ya da bir kısmının umumi ve kamu hizmet alanlarında kalması sebebiyle, parsel üzerinde özel mülkiyete konu yapılaşma hakkının verilememesi durumunda, verilemeyen emsale esas inşaat hakkının başka parsel ya da parsellere imar planı kararı ile taşınması işlemidir" şeklinde tanımlanıyor. İmar hakkı aktarımı yapılarak umumi ve kamu hizmet alanlarının kamuya mali külfet getirmeden bedelsiz karşılanarak kamu mülkiyetine geçirilmesi, vatandaşların mülkiyetlerindeki kısıtlılığın kaldırılması ve kamulaştırmasız el atma davalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi/parkı, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, kamuya ait kreş ve gündüz bakımevleri, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, bölgenin geneline hizmet veren spor alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, kamu hizmeti için planlanan teknik altyapı ve trafo alanları, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları, resmi kurum alanı, uygulama imar planı kararı ile getirilen diğer umumi ve kamu hizmet alanları, otogar alanından oluşacak ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacak. “Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak” Taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine parsel bazında fonksiyon değişikliği ile ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan parsel veya parsellerin artan değeri ile mahkemelerce iptal edilen imar planı değişikliklerinde, imar planı değişikliği neticesinde yürürlükten kalkan imar planı ile teklif edilen yeni imar planının kapsadığı parsel veya parsellerde oluşan değer farkının yüzde 90’ı, değer artış payı olarak alınacak. Değer artış payı peşin veya taksitle ödenebilecek. Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak ve en geç tahakkukun oluştuğu tarihi takip eden bir ay içerisinde ödenecek. “Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılıyor” Kanun ile birlikte yapı denetim hizmet sözleşmelerinin kurulmaları ve yapı denetim firmalarının görevlendirilmelerine ilişkin düzenleme yapılacak. Güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılacak. Ayrıca, yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda, yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla, diğer hizmet sözleşmelerinde ise Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre o yapı için ildeki faal yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda aynı anda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle yapı sahibi arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi akdedilebilecek.