DÜNYA - 04 Aralık 2024 Çarşamba 17:30 | Son Güncelleme : 04 Aralık 2024 Çarşamba 17:33

ABD Dışişleri Bakanı Blinken’den Suriye açıklaması: “HTŞ, durumdan istifade etti”

A
A
A
ABD Dışişleri Bakanı Blinken’den Suriye açıklaması: “HTŞ, durumdan istifade etti”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye’de muhaliflerin saldırılarına ilişkin, “Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) grubunun gerçekleştirdiği saldırı, Esad’ın kilit destekçileri ve müttefiklerinin sorunları nedeniyle dikkatlerinin dağılmış olduğunu gösteriyor. Görünüşe göre HTŞ, bu durumdan istifade etti” dedi.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Belçika’nın başkenti Brüksel’deki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’nın ardından basın toplantısı düzenledi. Ukrayna’ya askeri yardımların yükünün ABD ve NATO müttefikleri arasında paylaşılmasından memnuniyet duyduğunu ifade eden Blinken, “Müttefikler, desteklerinin miktarını artırıyor. ABD, Ukrayna’ya toplamda 102 milyar dolar yardım sağladı. Ortaklarımız ise 158 milyar dolar sağladı. Bu, finansal yük paylaşımının 30 yıllık kariyerimde gördüğüm en güzel örneği” dedi.

ABD’deki mevcut yönetimin Ukrayna’ya askeri desteği daha da artırmayı amaçladığını vurgulayan Blinken, bu yolla Ukrayna’nın hava savunması, topçu sistemleri ve zırhlı araç kapasitesini güçlendirmek istediklerini ifade etti. Blinken, ABD Kongresi tarafından verilen yetki çerçevesinde kullanımı onaylanan 61 milyar dolarlık fonun her bir cen’ini Ukrayna için kullanmayı amaçladıklarını vurguladı.

“HTŞ, durumdan istifade etti”

Suriye’deki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Blinken, “Bence Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) grubunun gerçekleştirdiği saldırı, Esad’ın kilit destekçileri ve müttefiklerinin, bu ister Rusya, ister Hizbullah, ister İran olsun sorunları nedeniyle çeşitli şekillerde dikkatlerinin dağılmış olduğunu gösteriyor. Görünüşe göre HTŞ, bu durumdan istifade etti. Şu anda en kritik olan şey, gerilimin azalmasını sağlamak, Suriye genelinde sivillerin korunmasını temin etmek ve belki de en önemlisi, BM Güvenlik Konseyi kararı çerçevesinde bir siyasi sürecin ilerlemesidir. Bu süreç, Suriye’deki iç savaşı çözmek ve sona erdirmek için gereklidir” dedi.

Suriye Devlet Başkanı Esad’ın yaklaşımına değinen Blinken, “Esad’ın herhangi bir siyasi sürece katılmayı reddetmesi de bu saldırıya ve HTŞ’nin sahada elde ettiği kazanımlara kapıyı açan bir başka etken. Suriye’de özellikle DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasını önleme konusunda kalıcı güvenlik çıkarlarımız var” ifadelerini kullandı.

“Esad’ın siyasi sürece katılmasını sağlamak gerekiyor”

DEAŞ’ın yeniden ortaya çıktığı bir durumun yaşanmaması için ABD’nin Suriye’deki varlığının önemini koruduğunu söyleyen Blinken, “Suriye’de kamplarda bulunan çok sayıda yabancı terörist savaşçı ve onların aileleri mevcut. Bu kişilerin kendi ülkelerine geri gönderilmeleri için yoğun çaba sarf ettik, ancak hala binlercesi kamplarda kalmaya devam ediyor. Bu yabancı savaşçıların yeniden ortaya çıkmasını istemiyoruz” dedi.
Suriye’deki çıkarlarının sürdüğünü ve bu çıkarları desteklemek için neler yapabileceklerini değerlendirmeye devam ettiklerini vurgulayan Blinken, “Ancak öncelikli olarak gerilimin azaltılması, sivillerin korunması ve Esad’ın ülkenin geleceği adına herhangi bir duyarlılığı varsa, iç savaşı sona erdirmek için siyasi sürece katılmasını sağlamak gerekiyor” dedi.

Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes ihlalleri

Lübnan ile İsrail arasındaki ateşkes ihlallerine ilişkin soru üzerine Blinken, Lübnan’daki ateşkesin yoğun bir diplomasi sonucunda elde edildiğini ve ihlallerin de Fransa ile birlikte kurulan bir denetim mekanizması ile takip edildiğini söyledi. Blinken, “Taraflardan biri ateşkesi ihlal ettiğinde ya da böyle bir iddia ortaya çıktığında konu bize gelir ve biz bir şekilde taraflarla iletişime geçeriz. Şu anda da tam olarak bu mekanizma çalışıyor. Ateşkes devam ediyor ve herhangi bir ihlal iddiası ortaya çıktığında kurulan mekanizmayı devreye sokuyoruz” şeklinde konuştu. Blinken, “Temel olarak, hem İsrail hem de Lübnan hükümeti aracılığıyla Hizbullah ateşkesi istiyordu ve istemeye devam ediyor” dedi.

Güney Kore’deki durum

Güney Kore’deki sıkıyönetim ilanı ve devamında yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Blinken, Güney Kore’nin ABD’nin en yakın müttefiklerinden biri olduğunu ve bu ülkede yaşananları yakından takip ettiklerini söyledi. Blinken, “Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol’un sıkıyönetim kararını geri çekmesini ve parlamentoda bu kararı reddetmek için yapılan oylamayı memnuniyetle karşılıyoruz. Devlet Başkanı bu karara uyarak gereken adımları attı. Bizim değerlendirmemize göre siyasi anlaşmazlıklar barışçıl bir şekilde ve hukukun üstünlüğüne uygun olarak çözülmelidir” diye konuştu.
Güney Kore’nin bir başarı hikayesi olduğunu vurgulayan Blinken, bu ülkenin demokrasinin yükselişi ve dirençliliği konusunda örnek oluşturmaya devam etmesini beklediklerini söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Saylak: “Toprağı korumak, vatanı korumaktır” Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) kararıyla gündeme gelen 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, "Gıda arzının temeli tarım, tarımın temel kaynağı ise topraktır. Biz topraklarımızı, vatanı korur gibi korumak için çalışıyoruz" dedi. Saylak, toprağın sonsuz yaşam kaynağı olduğunu, toprağı korumanın ‘Vatanı Korumak’ anlamına geldiğini belirtti. Muğla İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Küresel iklim değişikliği, çölleşme ve doğal afetlerin tehdit ettiği tarımsal toprak varlığımızı gelecek nesillere koruyarak ve geliştirerek aktarabilmek adına yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımızın da teminatıdır. Bakanlığımızın öncülüğünde, tarımsal üretim yapılan topraklarımızın verimliliğini, kalitesini artırmak, atıl topraklarımızı üretime kazandırmak ve yaşadığımız kayıpları bertaraf edebilmek adına projelerimizi art arda hayata geçiriyoruz. Toprağın korunması konusunda tüm paydaşlarımızın sorumluluğu olduğunu ve bu konudaki farkındalığı geliştirmek adına dayanışma içinde çalışmamız gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz” diye konuştu. “Her yıl 75 milyar ton toprak erozyona uğruyor” Dünya üzerinde her yıl yaklaşık 75 milyar ton toprağın erozyona uğradığını, hızlı yapılaşma, doğal afetler ve iklim değişiklikleri nedeniyle toprak varlığının büyük bir tehditle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Saylak, "Gıdanın, üretimin, tarımın temelini oluşturan sağlıklı topraklar en önemli doğal kaynaklarımızdan biri, aynı zamanda ekosistemin taşıyıcı gücüdür. O nedenle, üreticilerimizi sürdürülebilir olmayan toprak ve arazi kullanımı, kural dışı hasat, yanlış bitki koruma ürünü kullanımı, anız yakımı gibi uygulamalar konusunda sürekli uyarıyoruz" dedi. 100. yıl toprak analiz laboratuvarı Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı (YİKOB) işbirliğiyle ‘YİKOB Destekli Toprak Analizi’ projesi hazırlayarak uygulamaya başladıklarını belirten İl Müdürü Barış Saylak, proje kapsamında Muğla’ya bir laboratuvar kazandırdıklarını kaydetti. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Menteşe İlçe Müdürlüğü binasında hizmete sunulan 100. Yıl Laboratuvarının, toprak ve sulama suyu faaliyetlerine devam ettiğini ve açıldığı günden bu yana 535 adet toprak ve 2 adet sulama suyu numunesinde analizler yaparak ayrıntılı sonuç raporlarını ilgili kişi ve kurumlarla paylaştığını açıkladı. Muğla 100. Yıl Toprak Analiz Laboratuvarının son teknolojik alet ve ekipmanlarla çiftçilere, kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektöre geniş bir analiz yelpazesi ile hizmet sunduğunu söyleyen Saylak, "Üretimde yüksek verim, kalite ve karlılığı sağlamanın en öncelikli şartı, toprağı iyi tanımaktan geçer. Üreticilerimize her fırsatta hatırlattığımız gibi, doğru zamanda doğru gübre ve ilaç kullanımının ön şartı da toprak analizidir. Bilinçsiz gübreleme, sadece üreticimizin gelir kaybına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda toprağın yapısını da bozarak, toprak ve çevre kirlenmesine yol açar. Bu nedenle, kalite, verim ve sürdürülebilirlik için tüm üreticilerimizi toprak analizi yaptırmaları konusunda uyarmayı görev biliyorum" dedi. “19 ton zirai ambalaj atığı bertaraf edildi” Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın işbirliğinde Muğla Valiliği himayesinde Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, Muğla Vakfı (MUÇEV) ortaklığında birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla doğa dostu bir proje olan, ‘Muğla İli Bitki Koruma Ürünleri ve Gübre Ürünleri Ambalaj Atıklarının Toplanması ve Bertarafı’ projesi ile Haziran 2021 yılından itibaren 19 ton zirai ambalaj atığı toplanarak bertaraf edildiğini elirter Saylak, hedeflerinin temiz su, temiz toprak, temiz çevre. Bu projemizle pestisitlerin su kaynaklarımızı, toprağımızı, çevremizi ve denizlerimizi kirletmesinin önüne geçmek olduğunu belirti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, tüm ülkede ekilebilir tarım arazisi varlığını koruma altın aldığını ve yeni üretim planlaması ile birim topraktan elde edilecek üretim miktarını artırmak amacıyla çalıştığını hatırlatan Saylak, Türkiye’de 2024 yılı itibariyle koruma altına alınan ova sayısının 468’e çıkarıldığını söyledi. Saylak, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazetede yayımlanan karar ile 19 ilimizde 28 yeni ovayı tarımsal üretim potansiyeli yüksek olduğu için tarımsal sit alanı olarak ilan ettik. Koruma altına aldığımız büyük ova sayısı 468’e, korunan alan miktarı da yaklaşık 9,5 milyon hektara çıktı. Biz, yaşam kaynağımız olan toprağı en değerli hazinemiz olarak görmeye ve korumaya devam edeceğiz. Bu vesileyle 5 Aralık Dünya Toprak Günümüzü bir kez daha kutluyorum" dedi.
Ankara İmar hakkı aktarımı tanımı getirilen teklif kabul edildi ve yasalaştı ANKARA (İHA) – Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi ve yasalaştı. TBMM Genel Kurulunda kabul edilen teklif ile birlikte, köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine satılan taşınmazlar üzerinde çeşitli nedenlerle bina yapmayanlara ya da taksitlerini ödemeyen hak sahiplerine verilen süre 31.12.2028 tarihine kadar uzatılacak. Gecekondu Kanunu’nun 18’inci maddesinde yapılan düzenleme ile yıkım kararının hangi makamlar tarafından alınacağı, hangi sürede ve nasıl ilgililere tebliğ edileceği, yıkım işleminin tebliğden ne kadar süre sonra ve nasıl tesis edileceği düzenlenerek idari işleme karşı yargı yoluna başvuru imkanı sağlanacak. İmar hakkı aktarımı, "1/1000 ölçekli uygulama imar planının bulunduğu, arazi ve arsa düzenlemesi yapılmış ya da yapılması mümkün olmayan alanlarda, parselin tamamının ya da bir kısmının umumi ve kamu hizmet alanlarında kalması sebebiyle, parsel üzerinde özel mülkiyete konu yapılaşma hakkının verilememesi durumunda, verilemeyen emsale esas inşaat hakkının başka parsel ya da parsellere imar planı kararı ile taşınması işlemidir" şeklinde tanımlanıyor. İmar hakkı aktarımı yapılarak umumi ve kamu hizmet alanlarının kamuya mali külfet getirmeden bedelsiz karşılanarak kamu mülkiyetine geçirilmesi, vatandaşların mülkiyetlerindeki kısıtlılığın kaldırılması ve kamulaştırmasız el atma davalarının önüne geçilmesi amaçlanıyor. Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerler ile bölgenin ihtiyacı olan yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi/parkı, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretime yönelik eğitim tesis alanları, kamuya ait kreş ve gündüz bakımevleri, pazar yeri, semt spor alanı, toplu taşıma istasyonları ve durakları, Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık tesis alanları, otoyol hariç erişme kontrolünün uygulandığı yol, su yolu, bölgenin geneline hizmet veren spor alanı, belediye hizmet alanı, sosyal ve kültürel tesis alanı, kamu hizmeti için planlanan teknik altyapı ve trafo alanları, özel tesis yapılmasına konu olmayan ağaçlandırılacak alan, rekreasyon alanı olarak ayrılan parseller ve mesire alanları, resmi kurum alanı, uygulama imar planı kararı ile getirilen diğer umumi ve kamu hizmet alanları, otogar alanından oluşacak ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamayacak. “Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak” Taşınmaz maliklerinin tamamının talebi üzerine parsel bazında fonksiyon değişikliği ile ada bazında yapılacak imar planı değişikliği sonucunda değerinde artış olan parsel veya parsellerin artan değeri ile mahkemelerce iptal edilen imar planı değişikliklerinde, imar planı değişikliği neticesinde yürürlükten kalkan imar planı ile teklif edilen yeni imar planının kapsadığı parsel veya parsellerde oluşan değer farkının yüzde 90’ı, değer artış payı olarak alınacak. Değer artış payı peşin veya taksitle ödenebilecek. Değer artış payının peşin ödenmesi halinde yüzde 10 indirim uygulanacak ve en geç tahakkukun oluştuğu tarihi takip eden bir ay içerisinde ödenecek. “Yapı Denetimi Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılıyor” Kanun ile birlikte yapı denetim hizmet sözleşmelerinin kurulmaları ve yapı denetim firmalarının görevlendirilmelerine ilişkin düzenleme yapılacak. Güneş enerji santralleri ile rüzgar enerji santralleri Kanun’un kapsamı dışına çıkarılacak. Ayrıca, yapı denetim hizmet sözleşmesi bedeline esas inşaat alanı 500 metrekareye kadar olan yapılarda, yapı sahibince belirlenen yapı denetim kuruluşuyla, diğer hizmet sözleşmelerinde ise Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre o yapı için ildeki faal yapı denetim kuruluşu sayısı da dikkate alınarak elektronik ortamda aynı anda belirlenen en fazla iki yapı denetim kuruluşundan biriyle yapı sahibi arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi akdedilebilecek.