GÜNDEM - 07 Ocak 2025 Salı 10:30

Saraç ustası eyer dikerek ata mesleğini yaşatmaya çalışıyor

A
A
A
Saraç ustası eyer dikerek ata mesleğini yaşatmaya çalışıyor

Gaziantep’te yaşayan saraç ustası Hanifi Danaoğlu, unutulmaya yüz tutmuş ata mesleğini 81 ildeki müşterilerine eyer dikerek yaşatmaya çalışıyor.


Unutulmaya yüz tutan meslekler arasında yer alan mesleğini sürdürmeye çalışan 44 yaşındaki Hanifi Danaoğlu, dedesinden ve babasından öğrendiği eyer imalatını yapmaya devam ediyor. Gaziantep’in Nizip ilçesinde yıllar önce dedesine ait iş yerinde dedesinden ve babasından öğrendiği eyer yapımını 37 yıldır sürdüren Hanifi Danaoğlu, unutulmaya yüz tutan ata mesleğini el emeği göz nuruyla icra etmeye çalışıyor.


Teknolojiye direnerek üretim yapmaya devam ediyorlar


Atların daha çok tarım alanında kullanıldığı dönemlerde daha fazla değer gören eyercilik ve semercilik şimdilerde teknolojinin gelişmesi, atın tarımda değerini yitirmesi ve traktörlerin tarlalara girmesiyle terk ediliyor. Birçok eyer ve semer ustası, talebin düşük olması nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kaldı. Tüm olumsuzluklara rağmen dedesinden ve babasından öğrendiği mesleğe dört elle sarılan Hanifi Danaoğlu, köylerden ve 81 ilden gelen talepleri karşılamak için heyecanla çalışıyor. Heyecanını Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu Bölgesi başta olmak üzere hayvancılığın yaygın olduğu bölgelerden dolayı koruyan Hanifi Danaoğlu, ürettiği eyer ve semerleri Türkiye’nin 81 iline satarak para kazanmaya devam ediyor.


“Mesleğimiz unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasına girdi”


Eyer başta olmak üzere semer, hamut ve palan gibi saraç ürünlerinin yapımını henüz 7 yaşındayken öğrenmeye başladığını söyleyen Danaoğlu, Osmanlı döneminde önde gelen ve günümüzde ise yok olmaya yüz tutmuş mesleklerden saraççılığın son demlerini yaşadığını belirtti. Mesleğe Gaziantep’in Nizip ilçesinde başladığını anlatan Danaoğlu, “Bu meslek dede ve baba mesleğidir. Bu mesleğe 7 yaşındayken başladım. O dönem hem okula giderdim hem de çalışırdım. Bu zamana kadar geldik. Allah’a şükürler olsun, bu meslek bizi aç ve açıkta koymadı. Fakat bizi iyi bir yerlere de getirmedi. Çünkü artık bu meslek unutulmaya yüz tutan meslek oldu, artık son demlerini yaşıyor. Zaten son nesilde benim ve benden sonra da bu mesleği devam ettirecek kimse yok. Durum böyle olunca da mesleğimiz unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasına girdi” dedi.


Atların gündelik hayattaki önemini büyük ölçüde kaybetmesiyle birlikte her geçen gün ilginin azaldığı meslekte tek usta olduğunu ifade eden Danaoğlu, son zamanlarda cirit sporunun da yaygınlaşmasıyla birlikte yeniden atlara eyer yaparak mesleğini sürdürmeye çalıştığını belirtti.


“Tarım ve hayvancılık azalınca bizim de işimiz azaldı”


Tüm olumsuzluklara rağmen dedesinden ve babasından öğrendiği mesleğini sürdürdüğünü ifade eden Danaoğlu, “Ülkemizde hayvancılık ve çiftçilik bitme noktasına geldi. Üretim yok. Üretim olmayınca bu durum bize de yansıyor. Benim çocukluk dönemimde Nizip’te en az 20 tane esnaf vardı. Bu 20 esnafın yanında da en az 2-3 eleman çalışırdı. Fakat şu an Nizip’te 2 tane esnaf kaldı, yanlarında yetişen eleman da yok. Bu mesleğe ilk başladığım dönemlerde semer ve palan imalatı yapardık. Bu ürünler yük taşımak için kullanılırdı. Şu anda Türkiye’nin birçok ilinde at arabası yasaklandı. Haliyle bunun bize yansıması da büyük oldu. Köylerde tarla sürme traktöre döndü. Önceden tarlaları at ile sürerlerdi. Şu an ise binek ürünü yapıyoruz. Eskiden ihtiyaçtı. Çünkü her evde bir at veya merkep vardı. Şu an ise at ve merkebin yerini araba aldı. At ihtiyaçtan ziyade zevk için binilmeye başlandı” diye konuştu.


(FA-SVY-Y)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beykoz halkı Anadolu Kavağı deniz dolmuş seferlerinden rahatsız Beykoz’da bulunan Anadolu Kavağında yaşayan vatandaşlar kışın 3 ay boyunca hizmet veren deniz dolmuşu seferlerinden tedirgin olduklarını belirtti. Sadece 33 kişilik olan ve boğazın bu yakasına uygun olmayan teknelerin güvenlik açısından sorun teşkil ettiğini söyleyen Anadolu Kavağı Muhtarı Serkan Çağlar, “İnsanlar tedirgin oluyor, hava şartlarına ve iskele durumlarına uygun değil” dedi. Boğaz’ın Anadolu Yakasında en son yerleşim yerlerinden olan Beykoz’daki Anadolu Kavağında son dönemlerde en büyük sorun ulaşım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’in iştiraki Şehir Hatlarının aldığı kararla kışın 3 ay boyunca büyük ve demir teknelerle yapılmaması, “Deniz Dolmuş” adı verilen ve deniz taksiden çevrilen fiber teknelerin kullanılması Anadolu Kavağı halkını rahatsız ediyor. Kavak halkı, Anadolu Kavağı - Rumeli Kavağı - Sarıyer hatları arasında sefer yapan deniz dolmuşların çok fazla sallandığı ve yetersiz kapasitede olmasından kaynaklı şikayetlerini dile getirdi. Yetkililere durumu bildirdiğini fakat henüz bir girişim olmadığını söyleyen Anadolu Kavağı Muhtarı Serkan Çağlar, “Burada Sarıyer - Rumeli Kavağı - Anadolu Kavağı ring seferimiz var. Bu hatta daha önce motorlar çalışıyordu ve Kavak halkı rahatça buralara gidip gelebiliyordu. Deniz dolmuşu seferleri başladığından beri halk rahat bir şekilde gidip gelemiyor. Buranın deniz ve hava şartlarına, iskelelere uygun değil. Sadece 33 kişi kapasiteli olduğu için de insanlar içinde çok kapalı duruyor. Yaşlısı var, genci var, denizi sevmeyen sadece işe güce, okula giden insanlar var. Buranın halkı bu konuda bir tedirginlik yaşıyor. Güvenlik açısından da havada rüzgâr olduğu zaman burada durabilecek bir tekne değil. Bu tekneler çalışmaya başladığından beri telefonlarım susmuyor. İnsanlar bana, “Şehir Hatları ve İBB enden şikâyetlerimizi dikkate almıyor diyorlar. 153’ü aramışlar herhangi bir cevap alamamışlar. Sadece böyle bir karar alındığını ve u kararın 3 ay boyunca geçerli olacağını belirtmişler. Bizde gerekli şikâyetlerimizi yaptık. Buranın halkı Sarıyer’e giderken ulaşımı rahat bir şekilde yapmak istiyor. Giderken sallanmak, midelerinin bulanmasını istemiyor. Ben şahit oldum 5 tane bisikletli genç binemedi ve geri gitti. Burası esnaf açısından da önemli bir nokta. Millet buraya hafta sonu gelmek, gezmek, balık yemek istiyor. Esnafa da zarar veriyor, Kavak halkı ve kavak esnafı bu tekneleri istemiyor. Hem İBB hem Şehri Hatlarına ben gereken şikayetleri de oluşturdum. Boğaz’ın Karadeniz’e açılan son noktasında olduğumuzu Karadeniz’den gelen hava ile bu teknelerin buraya yanaşamayacağını, iskelelere uygun olmadığını ve sefer iptallerinin yaşanmak zorunda olacağını söyledim. İlgileneceklerini söylediler bekliyoruz. İnsanlar çocuklarını okula gönderirken tedirgin oluyor. Bir yere hizmet getirirken oranın insanlarının durumunu düşünmek gerekir. Buranın halkı genelde Sarıyer’de işlerini görür. Ben Sarıyer’de okudum. Burada nüfus çok olmadığı için yeterli hizmet gelmiyor” dedi. Bu Vapurlar Anadolu Kavağına yakışmıyor Anadolu Kavağında esnaflık yapan Ahmet Silik, “11 yaşından beri burada esnaflık yapıyorum. İnsanlar buraya nefes almaya geliyor. Bu vapurlar Anadolu Kavağına yakışmıyor. Yolcu kapasitesi az bu esnafı da baltalıyor. Bu tekneleri kullanmak istiyorlarsa Beykoz - Anadolu Kavağına ring yapabilirler esnaf olarak bu teknelerden memnun değiliz” diye konuştu. Anadolu Kavağımızın yüz karası Anadolu Kavağında doğup büyüdüğünü söyleyen Kamil Kadakal, “Çok acayip, çok küçük. Anadolu Kavağımızın yüz karası. Büyük motorlardan birisi kalsaydı. Yakıt tasarrufu diyorsunuz sanki aynı yakıtı bunlar yakmıyor. 30 kişilik tekne, buraya gezmeye gelen insanların dönüşü nasıl olacak hele kış günlerinde. Deniyor ki güzel günlerde büyüteceğiz. Günlerin hepsi güzel. Biz sandalla geçmeye korkardık burada büyüdük. Hangi akılla bu tekneler buraya verildi. Hangi asırdayız. Kapalı sularda bu tekneler çalışsın oralara uygunlar” dedi.
Antalya Esnaf gün ışığı istedi, 30 yıllık Benjamin ağaçları budandı Antalya’nın Kumluca ilçesinde ilçenin silüeti haline gelen 30 yıllık Benjamin ağaçları belediye tarafından budandı. Esnaf ’İş yerimiz gün ışığı gördü’ derken bazı vatandaşlar duruma tepki gösterdi. Kumluca Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafından park, bahçeler ve refüjlerdeki ağaçlara kış bakımı çerçevesinde budama çalışması yapıldı. Özellikle ilçe merkezini deniz sahiline bağlayan Ahmet Ali Ağa Bulvarı’nda yapılan bakım çalışmalarında bulvar üzerindeki 30 yıllık yaklaşık 50 Benjamin ağacının budanması dikkat çekti. Bulvar üzerindeki çift yönlü caddenin üstünü bitki tüneli şeklinde kapatan bu ağaçlar, yaz aylarında sağladıkları gölgeyle hem yerli halkın hem de turistlerin ilgisini çekiyordu. Esnaf memnun, vatandaşlar ikiye bölündü Esnaf, ağaçların gölgesinin kış aylarında caddenin karanlık olmasına neden olduğunu belirterek, budama sonrası dükkânlarının daha fazla gün ışığı aldığını ifade etti. Bir esnaf, “Dükkânlarımızın üzerinde evlerin olduğunu, bulvar üzerinde aydınlatma direklerin olduğunu gördük. Dükkânlarımız gün ışığı gördü” dedi. Buna karşılık, bazı vatandaşlar sosyal medya üzerinden tepkilerini dile getirdi. Ağaçların estetik görünümünü kaybettiğini ve ilçenin sembolik bir değerine zarar verildiğini savunan vatandaşlar, yapılan budamanın yanlış bir karar olduğunu belirtti.