SAĞLIK - 12 Aralık 2024 Perşembe 10:26

SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde nadir vakaya başarılı sonuç

A
A
A
SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde nadir vakaya başarılı sonuç

Atardamarı yırtılan hasta, SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı operasyonla sağlığına kavuşturuldu.


Bir anda gelişen şiddetli karın ağrısı şikayetiyle SANKO Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine başvuran 44 yaşındaki D.H.’nin karnında literatürde nadir vaka olarak tanımlanan anevrizma rüptürü (balonlaşma sonucu oluşan kanama) teşhisi konuldu.


Acil serviste hızlı şekilde tetkikleri yapılan D.H., “Karnımda anevrizma rüptürü geliştiği söylendi. SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Yücel Yüksel ve Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan hocalarımız hemen müdahale edilmesi gerektiğini, zor bir ameliyat olacağını belirttiler. Hemen ameliyata aldılar. Ameliyatım başarılı geçti. Şu anda çok çok iyiyim. Ailem ve sevdiklerimle bir aradayım. Doktorlarımıza minnettarım. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diyerek süreci ve mutluluğunu paylaştı.



SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı / Organ Nakil Merkezi Cerrahı Dr. Öğr. Üyesi Kenan Demirbakan ise hastanın bir anda gelişen şiddetli karın ağrısı ile acil servise başvurduğunu hatırlatarak, “Acil servis ve radyoloji hekimlerimizin yaptığı hızlı değerlendirme sonucunda, hastanın, karındaki ana atardamardan (Abdominal aorta) çıkarak karaciğeri, midenin bir kısmını ve dalağı besleyen ana dalında (Çölyak arter) gelişen balonlaşma sonucu oluşan kanama (Anevrizma rüptürü) olduğu rastlandı” dedi.



“Bu durum çok nadir görülen bir rahatsızlık olup, literatürde nadir vaka olarak tanımlanmakta ve çok az hastanın hayatta kaldığı bildirilmektedir” diyen Dr. Öğr. Üyesi Demirbakan, şöyle konuştu: “Hastamızı acil ameliyata aldık, başarılı operasyon ve tedavisinin ardından bir hafta sonra da şifa ile taburcu ettik. Hastanemiz genel cerrahi ve organ nakli ekibi, bu tarz vakalara multidisipliner olarak başarılı bir şekilde müdahale edebilmektedir. Hastamızın bu tür bir rahatsızlık sonrası hastanemizde yapılan müdahalelerle sağlığına kavuşmasından dolayı mutluyuz.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Aydem’in sürdürülebilirlik elçileri enerji kampında buluştu Aydem Enerji’nin elektrik perakende şirketleri Aydem Perakende ve Gediz Perakende, Türkiye’nin sürdürülebilirlik elçilerini yetiştiriyor. Yaşar Üniversitesi iş birliğiyle hayata geçen “Enerjinle Gelecek Senin: Sürdürülebilirlik Elçileri" projesi kapsamında Ege Bölgesi’ndeki meslek liselerinden 20 öğrenci ve 10 öğretmen, İzmir’deki kampta bir araya geldi. Aydem Perakende ve Gediz Perakende, gençlerin öncülüğünde sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamak için farklı projeleri hayata geçirmeye devam ediyor. Aydem Perakende ve Gediz Perakende’nin Yaşar Üniversitesi ortaklığında gerçekleştirdiği "Enerjinle Gelecek Senin: Sürdürülebilirlik Elçileri” projesi kapsamında Ege Bölgesi’ndeki meslek liselerinden seçilen 20 öğrenci ve 10 öğretmen, İzmir’de düzenlenen kampta buluştu. Katılımcılar, beş gün süren kampta enerji verimliliği, yeşil enerji, çevre koruma, atık yönetimi ve akıllı şehir planlaması gibi konularda eğitimler aldı. Liderlik, problem çözme ve ekip çalışması becerilerini geliştirmeye yönelik interaktif çalışmaların yanı sıra çözüm odaklı tasarım atölyeleri de gençlerle buluştu. Katılımcılar ayrıca İzmir Jeotermal Enerji işletmesini ziyaret ederek, deneyimlerini artırdı. Kamp boyunca öğretmenler de duygusal zeka, mentorluk becerileri, gönüllülük çalışmaları, sosyal girişimcilik ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri üzerine düzenlenen özel oturumlara katıldı. Elçiler 2025’te sahnede olacak “Enerjinle Gelecek Senin: Sürdürülebilirlik Elçileri Projesi”, 2025 yılında “Elçiler Sahnede” fazıyla devam edecek. Program kapsamında öğrenciler, sürdürülebilir akıllı şehirlere yönelik projeler geliştirerek, topluluk bilinci oluşturmaya ve çevre farkındalığı oluşturmaya odaklanacak. Proje her yıl kapsamını genişleterek büyüyor “Enerjinle Gelecek Senin" projesi, 2022 yılında İzmir, Manisa, Denizli, Muğla ve Aydın’da ilköğretim öğrencilerinde enerji tasarrufu ve sürdürülebilir şehirler konularında farkındalık oluşturma hedefiyle başladı. 2023 yılında daha çok çocuğa ulaşmayı amaçlayan projede, Samsun, Bursa, Ankara ve Diyarbakır’da da eğitimler verildi. Özellikle dezavantajlı okullarda düzenlenen bilim seanslarıyla öğrencilerin geleceğin akıllı şehirleri ve sürdürülebilirlik konularında bilinç kazanmaları amaçlandı. Hayata geçtiği her ilde büyük ilgi gören proje, 2024 yılında Yaşar Üniversitesi iş birliğiyle lise öğrencilerini ve öğretmenleri kapsayacak şekilde genişleyerek hedeflerini büyüttü.
İstanbul "İlan yetki doğrulaması önce kiralıkta başlayacak" Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, "1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla tüm emlak ilanlarında zorunlu hale gelecek olan Elektronik İlan Doğrulama Sistemi’nde (EİDS) değişliğe gidildi. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemeye göre EİDS Yetki Doğrulama Uygulamasının, 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla sadece kiralık taşınmaz ilanları için devreye alınmasına, satılık taşınmaz ilanlarında ise ikinci bir talimata kadar EİDS sorgulama sonucu olumsuz olsa bile doğrulama olmaksızın ilan verilebilmesine karar verildi" dedi. Yılbaşı itibarıyla tüm emlak ilanlarında zorunlu hale gelecek olan Elektronik İlan Doğrulama Sistemi’nde (EİDS) değişliğe gidildi. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Global Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı “Elektronik İlan Doğrulama Sistemi’nin (EİDS) ikinci fazı olan yetki doğrulama uygulaması 15 Eylül 2024 tarihinde devreye alınmıştı. Hatta Bolu ve Manisa illerimizde tüm ilan türlerinde testler de yapılmıştı. Bakanlığımız ilan platformları ile sektör temsilcilerinden alınan geri dönüşler sonucu EİDS ilan yetki doğrulama sürecinin yeni yıl itibarı ile sadece kiralık taşınmazlar için geçerli olmasına karar verdi. Satılık ilanlar için ise yetki doğrulama süreci henüz başlatılmayacak” dedi. "Kiralık ilanlarında e-Devlet izni gerekecek" Kiralık taşınmazlarda uygulamanın devreye alınmasıyla, sadece yetki belgeli emlak işletmelerinin yetkilendirilebilmesinin mümkün olacağını ifade eden Özelmacıklı “1 Ocak 2025 tarihinden sonra girilecek kiralık ilanlarda EİDS kontrolü zorunlu olacak. E-Devlet üzerinden İlan verme izni verilmeyen kiralık taşınmazlarının ilanları istisnalar dışında platformlarda yer alamayacak. Yabancılara ait taşınmazlar istisna kapsamında. Taşınmazın sahibi kendisine, birinci ve ikinci derece kan hısımlarına veya eşine ait bir taşınmazın kiralık ilanı kendisi girebilecek. Doğrulanan ilanlarda EİDS’den yetki doğrulamasının yapıldığı yönünde bir logoya yer verilecek” dedi. "Karmaşık bir geçiş süreci olacak" Özelmacıklı “Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) gerek tüzel gerekse de gerçek kişilere ait kiralık ilanlar tarafında uygulamaya alınacak. Satılık ilanlarda sürecin ertelenmesi EİDS’in tam kapsamlı uygulanması için ilan platformlarına daha fazla hazırlık süresi tanıyacak. Satılık ilanların ise ne zaman EİDS sistemine dahil edeceği net olarak belli değil. Lakin kiralık ve satılık ilanlar için farklı süreçlerin uygulanacak olması sektörde bir kafa karışıklığı da oluşturabilir. Sonuçta EİDS sistemi, gayrimenkul sektöründeki ilanların güvenilirliğini artırmak ve sahte ilanların önüne geçmek için geliştirildi” dedi. "Kiralık ilan sayısı 250 binin üzerinde" Ülkemizde sadece tek bir ilan portalında aylık bazda 200 binin üzerinde kiralık konut, 50 binin üzerinde de kiralık işyeri ilanı girildiğini belirten Özelmacıklı “1 Ocak tarihi sonrasında bu ilan sayılarında bazı düşüşler görebiliriz. Çünkü kiralık tüm ilanlar için taşınmaz sahibi tarafından e-Devlet üzerinden verilen ilan verme izni gerekiyor olacak. E-Devlet üzerinden yapılacak yetkilendirmeler 3 ay sürecek ilk etapta kiralık taşınmazlar için zorunlu olacak. Konut niteliğindeki ilanlarının yaklaşık yüzde 30’u kiralık iken, yüzde 70’i satılık kategorisinde giriliyor. Ticari ilanlarda ise satılık ve kiralık ilanlar yaklaşık aynı seviyelerde diyebiliriz” dedi.
Konya Recep Uçar: "Kazanmak en büyük hedefimiz" Konyaspor Teknik Direktörü Recep Uçar, Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında deplasmanda oynayacakları Çaykur Rizespor maçına çok iyi çalıştıklarını ve kazanmak istediklerini belirtti. Konyaspor, Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında 14 Aralık Cumartesi günü saat 16.00’da Çaykur Rizespor’a konuk olacağı maçın hazırlıklarını sürdürdü. Kayacık Tesisleri’nde Teknik Direktör Recep Uçar yönetiminde gerçekleştirilen antrenman, koşu ve ısınma hareketleri ile başlarken, 5’e 2 ile devam etti. Yeşil-beyazlı ekip, idmanı taktik çalışma ile tamamladı. Recep Uçar: "Kazanmak en büyük hedefimiz" Antrenmandan önce basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Konyaspor Teknik Direktörü Recep Uçar, "Cumartesi günü oynayacağımız Rizespor maçı hazırlıklarımız devam ediyor. Baktığımızda rakibimiz son 3 iç saha maçında kazanan bir ekip. Son 7 maçında da 5’ini kazanan bir ekip. İç sahada özellikle çok coşkulu, istekli ve agresif oynayan bir ekip. İyi bir teknik kadrosu, teknik direktörü olan ve kaliteli oyuncuları olan bir ekip. Zor bir maç bizi bekliyor. Ama bizde bundan önceki 5 maçta olduğunu gibi en iyi şekilde hazırlanıp gene Rize’ye kazanmak için gideceğiz. Elimizden geleni ve hazırlandığımız oyunu en iyi şekilde sergileyip kazanmak en büyük hedefimiz. Umarım da hedefimize ulaşırız" şeklinde konuştu. "Hiçbir takım son dakikalarda gol yemek istemez" Son dakika golleri ile puan kaybettiklerini ifade eden Uçar, "Hiçbir takım son dakikalarda gol yemek istemez. Bu durumun da farklı farklı sebepleri vardır. Bizimki ise biraz da bireysel hatalardan gerçekleşti. Elbet de bu durumun bu şekilde devam etmesini bizlerde istemiyoruz" dedi. Pedrinho: "Karşımızda çetin bir rakibimiz var" Brezilyalı hücum oyuncusu Pedrinho ise, "Hafta içindeki çalışmalarımız sıkı bir şekilde sürüyor. Karşımızda çetin bir rakibimiz var. Son iki maçımızda iyi bir performans ortaya koyduğumuzu ve oyun oynadığımızı söyleyebilirim. Elbette burada da asıl hedefimiz olan 3 puanı cebimize alıp dönmek istiyoruz. Aslında 8 numarada, 10 numarada ve kanatta da oynadığım maçlar oldu. Burada hocamın istediklerine, mevkisel taleplere göre ve maça göre pozisyon değiştirmekteyim. Kanatta oynadığım zaman kendimi daha tatmin hissettiğimi söyleyebilirim" diye konuştu.
Kayseri Başkan Odakır: “Yerli ürün tercihinde esnafımızı unutmayalım” Kayseri Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (KESOB) Başkanı Şeyhi Odakır; her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanan ’Yerli Malı Haftası’ hakkında yayımladığı mesajında, “Yurdumuzda üretilen ürünlerimize her daim destek olalım ve bu bilinci yeşertelim. Her alanda yerli olana yönelelim. Yerli ürünleri tercih ederken de küçük esnafımızı unutmayıp esnafımızdan yerli ürünleri temin edelim” dedi. KESOB Başkanı Şeyhi Odakır, halk arasından Yerli Malı Haftası olarak bilinen ve her yıl 12-18 Aralık tarihlerini kapsayan haftada kutlanan Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası hakkında bir mesaj yayımladı. Başkan Şeyhi Odakır, kutlanan haftanın önemli bir amaca hizmet ettiğini ve oluşturmak istediği bilinç ile farkındalık düzeyinin değerli olduğunu belirtti. Odakır mesajında şu ifadelere yer verdi; "Her coğrafyanın kendine has özellikleri bulunuyor. Bu özellikleri de ürettikleri ürünlere yansıyor ve bir anlamda kendi sınırları dışında temsil etme yeteneğini geliştiriyor. Kendine has özellikler içerisinde kültür, yaşam, tüketim, ekonomik ve sosyal farklılıklar da bulunuyor. Çoğu insan, kendi coğrafyasında üretilen ürünleri tüketmek, kullanmak ve öncelemek ister. Çünkü bir anlamda kendisiyle özdeşleştirir, kendisine uygun bulur ve dahası destekler ki şehrine, ülkesine önemli katma değerleri olsun. Bu bilinçle hareket ederek, önceliği kendi yerli ürünleri ve malları olur. Düşündüğümüzde ülkemizde resmi adıyla Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası kutlanıyor. Bütün okullarımızda öğrencilerimize bilinen adıyla Yerli Malı Haftası’nda bir farkındalık ve yerli malı tüketimi hakkında bilinçlendirme yapılıyor. İsminin de işaret ettiği gibi, küçük yaşlardan itibaren tutumlu olmanın, yatırım yapmanın önemi anlatılıyor, aşılanıyor. Türk mallarının çeşitliliği ve alanları izah edilerek, neden Türk malı, yerli malların tercih edilmesi gerektiği işleniyor. Bu yaklaşımın değerli olduğuna inanıyoruz. Yerli ve de milli üretimin, yerli ve milli malların yaygınlaşması, tüketimde öncelenmesinin, bu bilincin artarak çoğalmasının bir kazanç olduğunu düşünüyoruz. Bu kapsamda, bu bilinci oluştururken, yerli malı tüketiminin ve öncelemenin yapılırken bunu küçük esnaf aracılığıyla yapılmasını da ayrıca önemsiyoruz. Biliyoruz ki küçük esnaf olmadan büyük esnaf olunmaz. Esnafımız da vatandaşımız da yerli mallara yönelik farkındalığını artırdıkça, karşılıklı olarak kurulacak bu olumlu ilişkilerin şehrimize ve ülkemize katkı sağlayacağını, değer oluşturacağına inanıyoruz. Bu vesileyle vatandaşlarımızın Yerli Malı Haftası’nı kutluyorum. Gelecek nesillerin bu bilinçle hareket etmesini temenni ediyorum.”
Trabzon Şenol Güneş: "Futbolun özünü korumalıyız" Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, futboldaki değişimlere dikkat çekerken, "Futbolda değişiklikler oluyor ama özünü bozarsanız tadını da kaybedersiniz" dedi. Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, bordo-mavili kulübün dergisine röportaj verdi. Güneş, futbolun özünün bozulmaması gerektiğini belirterek, "Futbol, tarihi boyunca çeşitli değişikliklere uğradı; maç sayıları, kurallar ve saha ölçülerindeki düzenlemeler bunun örnekleridir. Ancak temel ilgi odağı olan özünü korumak, futbolun tadını bozmamak adına büyük değişikliklerden kaçınıldı. Günümüzde ekonominin ön planda olduğu futbol, izleyenler için hala bir oyun, eğlence ve ortak alan olma özelliğini sürdürüyor. Ekonomik sorunlar nedeniyle Türkiye’de futbol seyircisi azalmış olsa da Avrupa ülkelerinde tam tersi bir durum gözlemleniyor. Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde statlar, ailelerin bir araya gelip keyif aldığı, dostluklarını pekiştirdiği alanlar haline geldi. Buna karşılık Türkiye’de ekonomik sıkıntılar, seyirci sayısındaki düşüşlere ve futbolun marka değerine zarar veren olumsuzluklara yol açıyor. Futbol, teknolojinin yardımıyla adalet ve kurallar açısından daha iyi bir noktaya taşınmaya çalışılıyor. Ancak bu süreçte teknolojinin hatalı kullanımı güven duygusunu sarsabiliyor. Ayrıca futbolun akıcı keyfini bozabilecek noktalara dikkat edilmesi gerekiyor" dedi. "Kazanmak için her şey mübah derseniz hata yaparsınız" Her zaman güzel oyun ve iyi bir sonuç istediğini söyleyen deneyimli teknik adam, "Ben de güzel oyun, iyi sonuç istiyorum. Güzel oynamadan kazandığınız zaman zaten doğru oyun olmuyorsa, sonrasında kazanma şansınız da az olacaktır. Dolayısıyla birbirine bağlantılı. Şunu söyleyeyim; çocuk da olsanız, bir oyun da oynarsanız, bir iş de yapsanız sonunda kazanmak istersiniz ama kazanmak için her yol mubah derseniz, hata yaparsınız. Mesela bir işimiz var ama bunu tesadüfen götürüyoruz. Ne kadar götürürüz? Ama doğru işleri, ilkeleri, prensipleri, çalışmaları yerine koyup gelişimini sağladıktan sonra sahaya çıktığınız zaman kazanma oranınız yükselir. Kazanamazsanız bile işinizi doğru yapmanızın huzuru olur sizde. Sizden de beklenen şey zaten yeteneğinizi, karakterinizi ortaya koymak. Siz de vicdanen rahat olursunuz. O yüzden bu yaptıklarınızı karşılayan müsabakayı kaybetseniz bile ’Ben bir şeyler ürettim, alamadım, daha çok çalışmalıyım’ dersiniz. Bir de sonuç iyi gelirse doğru işler yaptığınızda, o zaman daha çok tatmin olursunuz, mutlu olursunuz. Doğru işler yaparak hedefe gitmelisiniz. Oyuncularıma her zaman en iyisini hedeflemelerini tavsiye ediyorum. Bir hedef belirlemek ve ona ulaşmak yeterli değil; önemli olan bu başarıyı sürdürülebilir kılmak. Futbolcuların yeteneklerini ortaya koyması, karakterlerini göstermesi ve izleyicilere keyif verebilmesi bu sürecin ayrılmaz bir parçası" ifadelerini kullandı. "Hiç bir zaman tükenme diye bir şey yok" Şenol Güneş, bugüne kadar finallerde kaybetmiş olsa da hiçbir zaman tükenmişlik hissine kapılmadığını vurgulayarak şunları söyledi: "Her gün yeni bir başlangıçtır ve her maç, yeni bir mücadele fırsatıdır. Hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da başarısızlıklar ve engeller karşısında pes etmemek, yeni yollar bulup heyecanla ilerlemek gerekir. Yıldız oyuncular sadece bireysel becerileriyle değil, etrafındaki oyuncuları da yükseltebilme yetenekleriyle öne çıkar. Birlikteliği sağlayan, yolu açan, yönlendiren, yol veren, rehberlik yapandır. Bizde sıkıntı o yani. ’Ben işimi yaptım, bana eyvallah’ diyemezsiniz veya tam tersine, ’O yapamadı, ben de o yüzden yapamadım’. Bunlar hep mazerettir. Mazeret buldukça kendinizi törpülersiniz, eksik kalırsınız. Mademki bu işi yapıyorsunuz, en iyi olmaya çalışmalısınız. Günümüz için söylüyorum, Messi, Ronaldo oraya kolay gelmedi ki. Bugün hala oynuyorlar. Herkes ’Ne paralar kazanıyorlar’ diyorlar. Hayır, adam değer kazanıyor. Değeri para yapıyor, parayı değer yapmıyor. O parayla değerini artırmıyor, var olan değerini paraya dönüştürüyor. Her gün hayata yeniden başlamak lazım. Yeniden mücadele etmek ve içimizdeki değerleri dışarı çıkarmaya çalışmak gerekir." "Heyecanım aynı şekilde devam ediyor" 90’lı yıllarda teknik direktörlüğe başladığındaki heyecanla bugün arasında fark olmadığını aktaran Güneş, "O dönemdeki hırsım ve tutkularım aynı şekilde devam ediyor. Ancak zamanla bilgim, sabrım ve hoşgörüm arttı. Hatalar yapmam normal, kaybettiğimde ya da kazandığımda geriye dönüp ’Şunu yapmalıydım’ demiyorum. Her şey bir deneyimdir ve her maç bir fırsattır. Geçmişteki zor dönemler, sakatlıklar ve sıkıntılar beni daha da güçlendirdi. Bugün de aynı heyecanla, aynı hedefle çalışmaya devam ediyorum. Başarı, bir hedefi yakalamakla bitmez, onu sürdürülebilir kılmak önemlidir. Her gün yenilenmeli ve yeni bir yol haritası çizerek, coşku ve bilgiyle ilerlemelisiniz" açıklamasında bulundu. "Bende kin, nefret, intikam duygusu yoktur" Sahada anlık tepkilerin normal olduğunu belirten deneyimli çalıştırıcı, "Özellikle bir gol kaçırılınca veya beklenmedik bir hayal kırıklığı yaşandığında. Ancak ben sonrasında üzülmem ve üstünde durmam. Gerçekten affederim, ama unutmam. Bende Kin, nefret, intikam duygusu yoktur. Bir kişi hata yapmışsa, ben niye onun hatasını affetmeyeyim? Ben kendi hatamı üzülerek kabul ederim ama başkasının hatasından sorumlu olmam. Eğer kişi hatasını fark ediyorsa, sorun yoktur, ilişkiler devam eder. Ama sürekli aynı hatayı yapan birine şans vermem. Herkes hata yapabilir, önemli olan bunlardan ders almak ve vicdanen rahat olmaktır. İnsan önce kendine hesap verir, rahat olur. Ondan sonrası kolay" şeklinde konuştu. "Eleştiri güzeldir ama hakareti asla kabul etmem" Eleştirilerin sporun ve yaşamın doğal bir parçası olduğunu ifade eden Şenol Güneş, "Eleştiri güzeldir ama hakaret asla kabul edilemez. Eleştiriler her zaman olacaktır. Çünkü bir iş yapıyorsak eleştirileceğiz. Ancak eleştirinin yapıcı olması gerekir; hakaret, doğru bir eleştiri değildir. Eleştiriyi seviyorum, çünkü doğru bir eleştiri bana yeni bir bakış açısı kazandırabilir. Fakat hakaret ise sadece kişinin kendi yanlışlarını gösterir ve buna muhatap olmam. Eleştirinin amacı doğru yolu göstermek olmalıdır. Eğer eleştiri adil ve yapıcıysa, bundan faydalanırım. Ancak günümüzde eleştiriler çoğu zaman haksız, kişisel hale geliyor. Sağlıklı eleştiriler, sakin ve kontrollü bir şekilde yapılmalı, aksi takdirde bu bir kavga olur, eleştiri değil" diye konuştu. "Futbolculuk ve antrenörlük kolay işler değil" İşi yaparken de, özel hayatında da aynı kişi olduğunu vurgulayan Güneş, "Tabii ki Trabzonspor teknik direktörüyüm, bu bir sorumluluk. Ama ben hala sade bir insanım, farkım yok. Ailem de bu durumu çok özverili bir şekilde kabul etti, yıllarca bu hayatı yaşadılar. Zorluklar olsa da, bu mesleğin gereklilikleri bunlar. İnsan sürekli olarak grubu, oyuncuları, camiayı düşünerek hareket etmek zorunda. Futbolculuk ve antrenörlük kolay işler değil. Sadece yetenekle olmuyor, büyük aşamalardan geçmek gerekiyor. Bazen çok yetenekli oyuncular, doğru fırsatları değerlendiremiyorlar, kendilerini elemiş oluyorlar. Zamanla, zorluklara katlanmayanlar başarısız oluyor. Benim de zamanında çok zorlu aşamalardan geçerek geldiğim bir yolum vardı. Yetenekli ama potansiyelini kullanamayan çocuklar olabiliyor ama önemli olan, ne kadar mücadele ettikleri ve ne kadar istekli oldukları. Onlar kendi yolunu seçiyor, kimse kimsenin elinden tutmaz" ifadelerini kullandı. "Bu şehre sadece futbol alanında katkı yapmadılar" Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer’le birlikte çalışmanın kendisi için büyük bir gurur olduğunu belirterek, "Onlarla olan fotoğraflarımı gördüğümde, o dönemin değerini ve önemini bir kez daha anlıyorum. Hem futbolculuk hem de teknik direktörlük anlamında Trabzonspor’a büyük katkılarda bulundular. Özkan abi ve Ahmet Suat abi, sadece Trabzonspor’a değil, şehre de çok şey kattılar. Sosyo-kültürel alanda da büyük işler yaptılar, gençlere ve ailelere örnek oldular. Onların döneminde çok büyük imkansızlıklar vardı ama buna rağmen hem futbolculuk hem de antrenörlük hayatlarında büyük başarılar elde ettiler. Özkan abi Maçka’nın köyünden gelip şehre, sonra Galatasaray gibi büyük kulüplerde görev aldı ve tekrar Trabzon’a geri döndü. Suat abi de şehre, Trabzonspor’a ve futbola kattıklarıyla örnek oldu" değerlendirmesinde bulundu. "Boş zamanımda yine futbolu düşünüyorum" Boş zamanda da olsa futbolu düşünmekten başka bir şey yapmadığını söyleyen Güneş, "Boş zamanlarımda aslında futbolu düşünmekten hiç vazgeçmiyorum. İdmana katıldığımda ne yaptığımızı değerlendirir, bir sonraki gün için neler yapacağımı planlarım. Dinlenmeye çalıştığımda bile yürüyüş yaparken çalışıyorum. Yürürken kafamda antrenmanları, takımın durumunu ya da bir planı gözden geçiriyorum. Evde uzandığımda da aynı şekilde iç dünyamda farklı alanlara geçiyorum ve bunları not alırım. Çevremde hiç ses yoksa, düşüncelerim bana yön verir. Bazen kağıt kalem bulamayınca bir düşünceyi unutur, sonrasında kendimle savaşıyorum. Bunun dışında, arkadaşlarla vakit geçirmek ve yemek yemek de bana yeterli geliyor. Hayatımda çok fazla ekstra bir şey yok. Yaylayı çok severim; doğanın huzuruyla, oradaki samimi insanlarla vakit geçirmek beni dinlendiriyor. Sohbetlerde dedikodu yerine, konuya dair bir şeyler konuşmayı tercih ederim. Mesela gözlüklerin faydalarını konuşmak gibi! Boş muhabbeti sevmiyorum, konulara odaklanmak daha anlamlı" diyerek sözlerini tamamladı.