GÜNDEM - 13 Ocak 2025 Pazartesi 11:26

Antep işi nakış sanatı hem meslek sahibi yapıyor hem de para kazandırıyor

A
A
A
Antep işi nakış sanatı hem meslek sahibi yapıyor hem de para kazandırıyor

Gaziantep Şahinbey Belediyesinin açtığı kurslarda “Antep işi” nakış sanatını öğrenen kadınlar ev ekonomilerine katkı sağlıyor.


Gaziantep’in Şahinbey Belediyesi Bostancı Mektebi Kültür Evi’nde Antep İşi Nakış Sanatı kursu ilgi görüyor. Kursa katılan kadınlar hem sanat öğreniyor hem de yaptıkları nakışları satarak gelir elde ediyor. Geçmişte genç kızların çeyizini süsleyen nakış sanatı günümüzde çanta, ayakkabı ve elbiselere işlenerek göz alıcı tasarımlara dönüşüyor. Geçmişi geleceğe taşıyan “Antep işi” olarak bilinen iğne nakış sanatını işleyen kadınlar hem stres atıyor hem de para kazanıyor.



“Aile ekonomimize önemli bir destek”


Antep işini küçük yaşlarda öğrendiğini anlatan Hülya Yeşil, “Ben 12-13 yaşlarındayken teyzemlerle başladım. Antep işi her yerde olmuyor. Bazı yerler var. Orada biraz öğrenmiştim. Sonra komşumuzdan öğrendim. Antep işini severek yapıyoruz. Aile ekonomimize önemli bir destek” dedi.



“Hem para kazanıyoruz, hem de ailemize destek oluyoruz”


Kursiyer Belgin Kaplan, “Antep işi 101 teknikle yapılan, çeşitli kumaşlar üzerine yapılan çok zahmetli bir iştir. Her deliğe defalarca batıyorsunuz. Biz bunun kaybolmasını istemiyoruz. Gençler artık okuyorlar, böyle çok heves etmiyorlar bu işlere. Bizler son dönem sanki nakışçılarmış gibi gözüküyoruz ama bitmesini istemiyoruz. Bostancı Mektebi güzel bir tesisimiz var. Öğretmenlerimiz var, müdürümüz var. Daha çok arkadaşlarımız var. Terapi gibi oluyor bize burası. Hem para kazanıyoruz, hem de ailemize destek oluyoruz” ifadelerini kullandı.



“İlmek ilmek dokunan bir nakış"


Antep işinin özelliklerini anlatan Arzu Ümerveklioğlu, “Şahinbey Belediye Başkanımız Tahmazoğlu bize böyle bir imkan sundu. Burada arkadaşlarımızla daha değişik tekniklerle hocalarımız bize yardımcı oluyor. Farklı şeyler yapıyoruz. Çantalar yapıyoruz, oda takımları yapıyoruz. Ayakkabılara kadar yaptık. Değişik sabahlıklar, gecelikler. Her türlü şeye uyguluyoruz yani Antep işini. Değişik kumaşlardan, değişik renklerden, işlerden, ipekten, tutun da her türlü kumaşa, nakışlar yapıyoruz. Çok emek göstermemiz gereken bir şey. Bir deliğe sekiz defa batılan bir nakış. İlmek ilmek dokunuyor yani. Bayağı uzun zaman alıyor. Bir oda takımı bir buçuk sene ile iki sene arasında bir sürede yapılıyor. Her türlü şekil, çiçek, motif yapıyoruz. Biz daha önce farklı birkaç teknik biliyorduk. Buraya geldikten sonra farklı teknikler de öğrendik” şeklinde konuştu.



“Öğrenci olarak başladım öğretici oldum”


Öğretici Neşe Karaoğlu, “Buraya öğrenci olarak başladım. Benim el sanatlarında da merakım vardı. Antep işini çok seviyordum. İşlemeye, öğrenmeye başladım. Sabırla yapılır. Hepimizin çeyizinde de var zaten. Anteplilerin biliyorsunuz olmazsa olmazıdır Antep işi. Öğrenciyken daha öğrenme hevesiyle devam ediyorsun. Üretmeyi seviyorum. Böyle başlayıp öğreticiliğe geçtim. Kafamda oluşturduğum bir obje, bir motifi bunları işlemeye dökebiliyorum” diye konuştu.



Antep işi nakış sanatı hem meslek sahibi yapıyor hem de para kazandırıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Eylem güzergahına bırakılan sırt çantası fünyeyle patlatıldı Denizli’de iş bırakan beş sendikaya bağlı öğretmenlerin yürüyüş güzergâhında bulunan CHP il binası önüne bırakılan şüpheli sırt çantası fünyeyle patlatıldı. Güvenlik tedbirleri altında patlatılan çantadan daha birkaç dakika önce mağazadan satın alınan 7 bin liralık yeni kıyafetler çıktı. Olay, saat 12.00 sıralarında Pamukkale ilçesine bağlı 15 Mayıs Mahallesi Gazi Mustafa Kemal Bulvarı numara 109 adresinde bulunan CHP Denizli il binası önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; memur maaşlarındaki artışı protesto etmek için iş bırakan beş sendikaya bağlı yüzlerce öğretmen, Denizli Valiliği önünden başlayarak Delikli Çınar Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Eylemci öğretmenlerin yürüyüş güzergahında bulunan CHP il binasının da bulunduğu apartmanın önündeki çöp bidonunun yanına bırakılan sırt çantasını görenler, 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. Birkaç dakika önce alınan 7 bin liralık kıyafetler çıktı Eylem içi bölgede görevli olan polis ekipleri, şüpheli sırt çantasının bulunduğu bölgeyi kontrol altı. Eylemci öğretmenlerin farklı bir rotadan geçişi ve çevredeki vatandaşların bölgeden uzaklaştırılmasının ardından, bölge güvenlik şeridiyle kapatılarak olay yerine bomba imha ekipleri yönlendirildi. Şüpheli çantada yapılan incelemenin ardından kontrollü patlatma kararı alındı. Gerekli önlemleri alan bomba imha uzmanı, şüpheli çantayı fünyeyle patlattı. Büyük bir gürültüyle gerçekleşen patlamanın ardından, şüpheli sırt çantasının içerisinden kıyafetler çıktı. CHP il binasının zemin katında faaliyet gösteren giyim mağazası çalışanları, patlatılan çantadan çıkan 7 bin liralık yeni kıyafetlerin dakikalar öncesinde kendi iş yerlerinden satın alındığını ifade etti. Kısa süreli korku ve paniğe neden olan olayın ardından bölgedeki güvenlik önlemleri kaldırıldı.
Bursa BTÜ’de orman envanterine katkı sağlayacak proje geliştiriliyor BTÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Burhan Gencal’ın,orman envanterine yönelik projesi, desteklenmeye hak kazandı. Proje kapsamında LiDAR teknolojisinin, ormancılık alanında ölçüm doğruluğu ve zaman verimliliği açısından sağlayabileceği potansiyel katkılar incelenecek. BTÜ Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Burhan Gencal’ın “LiDAR Destekli Akıllı Telefon Uygulaması ile Ağaç Çapı Ölçümü ve Süre Analizi” başlıklı projesi, 1002-A desteği aldı. Projenin danışmanlığını Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim ÜyesiProf. Dr. Turan Sönmez üstlenirken, projede 2 öğrenci bursiyer olarak yer alıyor. Çalışma;LiDAR destekli mobil cihazlarla, ağaç çapı ölçümünde doğruluk ve zaman verimliliğini analiz ederek, ormancılık envanter süreçlerine ve Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışmalarına yenilikçi bir katkı sunmayı hedefliyor. Doğal orman ekosistemlerinde gerçekleştirilecek bu çalışma, literatürde genellikle park ve bahçelere odaklanan mevcut araştırmalardan ayrışıyor. Ormancılık sektöründe düşük maliyetli, taşınabilir ve hızlı çözümler sunan bu çalışmanın, Türkiye’de orman envanterine yönelik teknolojik uygulamalarda önemli bir yer tutması düşünülüyor. Mobil cihaz ile geleneksel yöntemlerin sonuçlarını karşılaştırılacak Projenin; geleneksel çap ölçer yöntemlerini, LiDAR (LightDetectionandRanging - Işık Tespit ve Uzaklık Ölçümü) destekli akıllı telefon ve tabletlerle yapılan ölçümlerle karşılaştırmayı amaçladığını ifade eden Araştırma Görevlisi Gencal, “Araştırma, Sarıçam ve Uludağ Göknarı türlerinden seçilen toplam 200 ağaç üzerinde gerçekleştirilecek. Proje kapsamında, LiDAR teknolojisinin ormancılık alanında ölçüm doğruluğu ve zaman verimliliği açısından sağlayabileceği potansiyel katkılar incelenecek. Bu fikirde, mobil cihazlarla elde edilen veriler, geleneksel yöntemlerle elde edilen referans değerlerlerle istatistiksel olarak karşılaştırılacak” dedi. Sürdürülebilir ormancılık uygulamaları desteklenecek Projenin ormancılık sektörüne düşük maliyetli ve taşınabilir teknolojilerle hızlı, doğru ve verimli ölçüm yöntemleri kazandıracağını aktaran Burhan Gencal, “Çalışmamız, Bursa özelinde Bursa Orman Bölge Müdürlüğü sınırları içerisindeki ormanların daha etkin yönetimi için bilimsel bir temel sunarken, ulusal düzeyde sürdürülebilir ormancılık uygulamalarını destekleyecektir. Doğal orman ekosistemlerine odaklanan çalışma, literatüre yenilikçi bir yaklaşım kazandırarak, bilim dünyasında modern teknolojilerin kullanımına yönelik referans olacaktır” ifadelerini kullandı. Proje iş gücü ve zaman tasarrufu sağlayacak Sektörde ölçüm süreçlerini hızlandıracak, maliyetleri düşürecek ve doğruluğu artıracak modern teknolojilere yönelik bir talep bulunduğunu dile getiren Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Sönmez, “Geleneksel çap ölçüm yöntemleri, zaman alıcı ve iş gücü yoğun olduğundan, ormancılık sektöründe daha pratik ve taşınabilir çözümlere ihtiyaç duyulmaktadır. Geleneksel yöntemlerin yerini alabilecek taşınabilir, düşük maliyetli ve hızlı çözümler, sektörde giderek artan bir ihtiyaçtır. Proje, sektörde iş gücü ve zaman tasarrufu sağlayarak operasyonel süreçleri optimize etme potansiyeline sahiptir. Bu düşünce, proje sadece mevcut boşlukları doldurmakla kalmayacak, aynı zamanda yeni metodolojik yaklaşımların geliştirilmesine katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu.
Eskişehir Sosyal medya ruh sağlığı üzerinde bozukluklara yol açabilir Acıbadem Eskişehir Hastanesi Uzman Psikolog Ümit Ege Canyurt, sosyal medyanın ruhsal sağlığı üzerinde stres, anksiyete, depresyon ve tükenmişlik sendromu gibi bozukluklara yol açabileceğini belirterek, bu duygu durumundan korunmak ve önlem almak için neler yapılabileceğini anlattı. Gittikçe artan sosyal medya kullanımının birçok kişiye kendini yetersiz hissettirdiğini belirten Uzman Psikolog Ümit Ege Canyurt, “Sosyal medyada başkalarının sürekli gösterdiği mutluluk ve eğlence duygusuyla günlük hayatımız daha sıkıcı görünmeye başlayabilir” dedi. Canyurt bu noktada, sosyal medya kullanımını belirli saatlerle sınırlamak ve bildirimleri kapatmak gerektiğini dile getirdi. Sosyal medya uygulamalarının ekserisinin kullanıcılar için yemek, sosyallik, korku gibi temel duyguları uyandırmaya çalıştığını belirten Canyurt, “Beynimizin ödül sistemi bölümü sürekli çalışarak bize mutluluk salgılatacak hormonlar harekete geçiriliyor. Bu da sosyal medyada geçirdiğimiz sürenin yavaş yavaş artmasına sebep oluyor ve giderek bağımlılığa dönüşüyor” şeklinde konuştu. “’Acaba bir şey mi kaçırıyorum?’ düşüncesi tetikleniyor" Sosyal medyanın kolay erişilebilir olması nedeniyle kişileri çok hızlı etkilediğinden bahseden Psikolog Canyurt, “Her zaman erişilebilir olmak da ‘yetişememe korkusu’ ya da FOMO (Fear of Missing Out) olarak bilinen duyguyu tetikliyor. Sürekli olarak yeni bir şeyleri kaçırma kaygısı, bireyleri devamlı ekran başında kalmaya zorluyor. Bunun sonucunda zihinsel ve fiziksel yorgunluk kaçınılmaz hale geliyor. Örneğin sabah uyanır uyanmaz sosyal medya hesabınızı kontrol ediyorsanız bu durum FOMO’ya örnek olabilir” diye konuştu. “Hayat sıkıcı gelebilir, kendimizi yetersiz hissedebiliriz” Sosyal medyanın ne zaman kişilere zarar verdiğine dair soruyu yanıtlayan Psikolog Canyurt, “İlk olarak aşırı derecede zevk duygusu yaşattığı için artık günlük işler bize sıkıcı ve zor gelmeye başlayacaktır. Bu da hayatımızda başarısızlığa ve gelişim eksikliğine neden olarak motivasyon kaybı yaşatır. Diğer bir taraftan diğer insanların eğlenmelerini görme ve popülaritelerine şahit olmak kişilerde yetersizlik duygusuna yol açabilir. Bu da kişinin negatif duygular yaşamasına sebep olacaktır” dedi. Mavi ışık yani ekran ışığı ile geçirilen sürenin yorgunluğu, uykusuzluğu tetikleyerek fiziksel ve duygusal zorluğa yol açacağından da bahseden Psikolog Canyurt “Herkesin güzel bir hayat yaşadığını görmek kendi hayatlarımızı yetersiz ve negatif bir taraftan görmemizi sağlayacak ve yaşam tatminimizi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu durumda yine negatif duygulara sebebiyet verecektir” diye konuştu. Son ve en önemli etki olarak da sosyal medyadan sanal arkadaşlıklar ve gerçek üstü görüntülerle kişileri gerçek hayattan kopartarak sosyal ilişkilerde büyük sorunlara neden olabileceğini ifade etti. “Sosyal medya bildirimlerini sınırlayın” Bu durumdan kurtulmak için yapılabileceklerin başında sosyal medya süresini kısıtlamanın geldiğini vurgulayan Psikolog Canyurt, “Bu durum daha çok dengede kalmamıza yardım olacaktır. Sürekli uygulamalara maruz kalmamak için bildirimleri sınırlayabiliriz. Bu durumda hayatımızı devam ettirirken sosyal medyanın hayatımızı bölerek dikkatinizin güncel zamana çekilmesine engel olur” önerisinde bulundu. Hayatımızda sosyal medyanın çaldığı alanları belirleyerek sosyalleşme, hobiler, başarı ya da bedenle ilgili konuları özellikle kontrol edip hangisinde eksik varsa orayı tekrardan düşünmek ve gerekirse yeniden yapılandırmak için harekete geçmek gerektiğini söyledi. “Karşılaştırma yapmaktan kaçının” Sosyal medyanın hayatın sadece pozitif ve zevk bölgelerini çok imrenilecek şekilde sunduğunu aktaran Psikolog Canyurt gerçek hayatın bu olmadığını; birçok olumlu olumsuz duygunun bir arada var olduğunu; karşılaştırma yapmaktan kaçınmak gerektiğinin altını çizdi. Bağımlılık boyutu çok fazla ise profesyonel bir yardım almak gerektiğini öneren Psikolog Canyurt, şunları dile getirdi: “Sosyal medyanın işe yarar bir tarafı olduğu gibi tehlikeli bir tarafı da mevcuttur. Bu durumda ötürü dengeli bir şekilde kullanmak hem ruhsal hem de fiziksel boyutta çok önemlidir. Bağımlılık konusu önemsiz ve halledilebilir olarak görülmemelidir. Çok tehlikeli boyutlara ulaşabilme gücü vardır. İnsanın hayatındaki birçok konsepti etkilediği için kişinin hayatına her yönden zarar verebilir. Bu nedenle bağımlılık hissettiğiniz durumda bir profesyonel yardım almaktan çekinmeyin."