GÜNDEM - 11 Ekim 2024 Cuma 14:33

Kuşların akıma kapılma oranları yüzde 95 azaltıldı

A
A
A
Kuşların akıma kapılma oranları yüzde 95 azaltıldı

Kuşların göç rotasında olan bir bölgede hizmet veren elektrik dağıtım şirketi OEDAŞ, kritik yaşam alanları için öncelikli koruma ve biyoçeşitlilik geliştirme faaliyetleri yürütüyor.


Afyonkarahisar, Bilecik, Eskişehir, Kütahya ve Uşak’ta elektrik dağıtım hizmeti sağlayan Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), enerji nakil hatlarının bölgedeki kuşlar için oluşturduğu riskleri azaltmak amacıyla çeşitli uygulamalar yapıyor. Göçmen kuşlara yönelik çalışmalarını bu yıl Can Dostlar sosyal sorumluluk projesi çatısı altında birleştirdiklerini anlatan OEDAŞ’ın Direktörü Muzaffer Yalçın, Mayıs ve Ekim ayının ikinci cumartesi günü kutlanan ve ikincisi bu yıl 12 Ekim’e denk gelen Dünya Göçmen Kuşlar Günü dolayısıyla çalışmaları hakkında bilgi verdi.


“Hatların tasarım aşamasından itibaren kuşları korumak için çalışıyoruz”


Kuşların yoğun olduğu bölgelerde enerji nakil hatlarının tasarım aşamasından itibaren çeşitli çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Yalçın, “Kuşların akıma kapılmalarını önleyen direk tiplerini seçme, direklerin kuşların geçişini engelleyen sistemlerle donatılması ve kuşların konmasını engelleyen önlemler gibi örnek uygulamaları bölgemizde hızla yaygınlaştırıyoruz. 2021 yılı itibarıyla başladığımız bu çalışmalar neticesinde toplam 20 kilometrelik hattın izolasyonunu başarıyla tamamladık. Bu da yaklaşık 3 bin 500 direğe denk geliyor. Bunun yanında hatların enerji geçen bölümlerinde flexiglass adı verilen bir malzeme kullanıyoruz. Bu sayede kuşlar, direklerin enerji olmayan bölümlerinde yuva yapabiliyor. Bu çalışmalarımız neticesinde kuşların akıma kapılma oranını yüzde 95 azalttık” dedi.


“Kuş yuvaları için prototipler oluşturduk”


Can Dostlar projesi kapsamında sokak hayvanları için hurda malzemelerden barınaklar yaptıklarını hatırlatan Yalçın, “Şimdi de yine hurda malzemelerden kuş yuvaları yapıyoruz. İlk prototipleri de çıkardık. Kuşlara ve bölge şartlarına en uygun yuvayı belirledikten sonra ekip arkadaşlarımız hurda malzemelerimizi dönüştürecek ve bu yuvaları bölgedeki uygun yerlere asacağız” ifadelerini kullandı.


“Muhtarlarımız kuşlar konusunda çok duyarlı”


Yalçın, göçmen kuşların yoğun olarak geçtiği dönemlerde muhtarların kendilerine bilgi verdiğini, bu süreçte kuşların akıma kapılma ihtimaline yönelik riskleri azaltmak için ilgili bölgede planlı olarak kesinti yapabildiklerini belirterek, duyarlı davranışları için muhtarlara teşekkür etti.



Kuşların akıma kapılma oranları yüzde 95 azaltıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ÇTB Başkanı Yılmaz: "Yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerimizi dünya pazarlarına sunma gayreti içindeyiz" Samsun Çarşamba Ticaret Borsası(ÇTB) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz, "Oda ve borsalar olarak yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerimizi koruma ve ekonomik değer elde ederek dünya pazarlarına sunma gayreti içindeyiz" dedi. 13. Yöresel Ürünler Fuarı’nda (YÖREX) Samsun ve ilçelerinin yöresel ürünleri tanıtıldı. Samsun TSO öncülüğünde Samsun’daki oda ve borsaların desteğiyle açılan Samsun standını başta Dünya Odalar Federasyonu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve eski Dışişleri Bakanı ve Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu da ziyaret ederek, Samsun ve ilçelerinin yöresel ürünleri hakkında bilgi aldı. Samsun oda ve borsalarının standında, Samsun simidi, Bafra pirinç pilavı, pidesi ve Vezirköprü semaver çayı ziyaretçilere dağıtıldı. Yoğun ilginin olduğu Samsun standında, Çarşamba yöresinin kıvratması ve kuru çay simidi, fındığı, Bafra’nın nokulu, kaymaklı lokumu, pirinci, Vezirköprü’nün semaveri de katılımcıların büyük ilgisini çekti. Standa gelenlere ayrıca, Samsun’u tanıtan kitapçıklar verilerek, Samsun ve ilçelerinin coğrafi işaretli ürünleri tanıtıldı. YÖREX’in, bölgelerin yöresel ürünlerinin daha fazla tanıtılmasına imkan oluşturduğunu belirten Çarşamba Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz, “2010 yılından bu yana her yıl düzenlenen YÖREX’i, bölgelerimizin ürünlerinin tanıtımı, tadımını ve pazarda aktif rol oynaması açısından oldukça değerli buluyorum. Türkiye’nin tüm bölgelerinin ürünleri ve ürünlerin tarihleri oldukça derin, ülkemizin kendine has ürünlerinin Türkiye’de ve dünyada tanıtılması aktif ticaretimiz için büyük önem arz ediyor. Çarşamba Ticaret Borsası olarak, Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’nın(TSO) öncülüğünde her sene fuara katılım göstererek Çarşamba’nın ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanından gelen vatandaşlarımızla buluşturuyoruz. Oda ve borsalar olarak yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerimizi koruma ve ekonomik değer elde ederek dünya pazarlarına sunma gayreti içindeyiz" diye konuştu. Fuarda, Çarşamba Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Yılmaz’a; Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şevket Zeren, Genel Sekreter Sercan Yaşar, Meclis Üyeleri Mehmet Çalışkan ve Hüseyin Işık eşlik etti.
İstanbul Başakşehir’de kentsel dönüşümü tamamlanan yapıların anahtar teslim töreni gerçekleşti İstanbul Başakşehir’de kentsel dönüşümü tamamlanmış konutların anahtar teslim töreni yapıldı. Vatandaşlara destek verdiklerini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum, "12 yıl önce başlattığımız Kentsel Dönüşüm seferberliğiyle İstanbul’umuzda tam 905 bin evimizi ve dükkanımızı azimle, gayretle dönüştürdük. Şu anda, İstanbul’un 39 ilçesinde; tam 180 bin evimizi ve dükkanımızı yeniliyoruz. Vatandaşımız kararını verecek, biz de desteğimizi sunacağız, afetlere hazır bir İstanbul’u vatandaşımızla el ele inşa edeceğiz. Bugüne kadar, TOKİ eliyle çoğunluğu sosyal konut olan tam 1 milyon 400 binden fazla yuva inşa ettik" dedi. Başakşehir Belediyesi öncülüğünde kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde yapımı tamamlanan konutların anahtar teslim töreni gerçekleşti. Kayapark Sakura Evleri’nde düzenlenen törene Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, dernek ve sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. “905 bin evimizi ve dükkanımızı azimle, gayretle dönüştürdük” Düzenlenen programda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “ Yeniden göreve geldiğimiz 2 Temmuz’dan bu yana Daha Yaşanabilir bir İstanbul için önemli adımlar atıyoruz. Bağcılar Millet Bahçesi, Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi ve Basketbol Gelişim Merkezi’mizin açılışlarının ardından; bugün de sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Yeni yuvalarımız hayırlı olsun diyorum; her bir annemize, gencimize, yavrumuza, evinizde güle güle oturun. Ne zaman İstanbul’a bir hizmette bulunsak, hep aynı hissiyatı yaşıyoruz. Çünkü bu şehre hizmet etmeyi, şereflerin en büyüğü olarak görüyoruz. Hamdolsun, İstanbul’un her köşesinde izimiz var, mührümüz var. Kartal’dan Küçükçekmece’ye, Tuzla’dan Avcılar’a kadar her ilçemizde devam eden yatırımlarımız var, projelerimiz var, hedeflerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 12 yıl önce başlattığımız Kentsel Dönüşüm seferberliğiyle İstanbul’umuzda tam 905 bin evimizi ve dükkânımızı azimle, gayretle dönüştürdük. Ailelerimizin buralarda güven içinde yaşamalarına, onbinlerce esnafımızın huzur içinde ekmek kazanmasına vesile olduk” İfadelerini kullandı. “1 milyon 400 binden fazla yuva inşa ettik” Konuşmalarına devam eden Kurum, “Allah’a hamd ediyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Şu anda, İstanbul’un 39 ilçesinde; tam 180 bin evimizi ve dükkanımızı yeniliyoruz. Biz bugüne kadar tutamayacağımız sözü vermedik, hep sözlerimizin arkasında durduk. Cenab-ı Allah da bizi milletimize, sizlere hiç mahcup etmedi. Şimdi yine söz veriyoruz. İnşallah bundan sonra da sizin desteklerinizle, annelerimizin dualarıyla Türkiye’de dönüşüme girmemiş tek bir sağlıksız ev bırakmayana kadar azimle, kararlılıkla çalışacağız. Bu hedefe giden yolda bir tıkanıklığa hiç tahammülümüz yok. Bu sebeple; İstanbul’u depreme hazırlayan, vatandaşımıza yeni yuvalarda yaşama imkânı sunan Yarısı Bizden Kampanyamızı güncelliyoruz. Vatandaşımız kararını verecek, biz de desteğimizi sunacağız, afetlere hazır bir İstanbul’u vatandaşımızla el ele inşa edeceğiz. Tıpkı deprem bölgesindeki kardeşlerimizle olduğu gibi; İstanbul’da da tam bir devlet-millet iş birliğini, birlik ve beraberliğini hayata geçireceğiz. Bildiğiniz gibi; Yarısı Bizden kampanyamızda vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu bazı iyileştirmeler yapmış, yeni başvuru dönemini başlatmıştık. Tarih kısıtlamasını kaldırarak, İstanbul’umuzun 39 ilçesinde, vatandaşımızın süresiz başvuru yapmasını sağladık. Hiçbir vatandaşımızın hak kaybı yaşamasına da izin vermedik. 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve 100 bin lira taşınma ile toplamda 1,5 milyon liralık desteği sizlere sunmaya devam ediyoruz. Şimdi, vatandaşımız dönüşümden en güzel şekilde faydalansın diye yeni bir adım daha atıyoruz. Alan bazlı büyük dönüşümlerde, site dönüşümlerinde vatandaşımız uzlaşma sağlamışsa; Bakanlık olarak hemen devreye giriyoruz. TOKİ ve Emlak Konut güvencesiyle dönüşümü başlatıyoruz. Tabi depreme hazırlığı sadece sağlıksız yapıların yenilenmesi olarak görmüyoruz. Yeni sosyal konutlar inşa etmeyi de dönüşüm sürecinin kıymetli bir parçası olarak görüyoruz. Hatırlayacaksınız. “Ev sahibi olmayan hiçbir dar gelirli vatandaşımız kalmayacak.” demiştik. Bugüne kadar, TOKİ eliyle çoğunluğu sosyal konut olan tam 1 milyon 400 binden fazla yuva inşa ettik. İstanbul’umuz da sosyal konut çalışmalarımızdan hak ettiği payı aldı. İstanbul’umuzda dar gelirli kardeşlerimiz için on binlerce sosyal konutu en güzel şekilde teslim ettik. Halen binlerce sosyal konutumuzun inşasına hızla devam ediyoruz” Şeklinde konuştu. “537 konut ve 35 dükkânımızı teslim ediyoruz.” Konuşmalarına devam eden Bakan Kurum, “Kayapark Sakura Evleri Güvercintepe ve Şahintepe Kentsel Dönüşüm Projelerimiz ile Yuvam Bahçeşehir Sosyal Konut Projemiz kapsamında Belediyemizin inşa ettiği yeni sıcak yuvalarımızın, bereketli dükkânlarımızın anahtarlarını sizlere teslim ediyoruz. 1.479 yeni yuvamızı, 79 dükkânımızı Başakşehir’imize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kayapark Sakura Evleri ile Şahintepe Kentsel Dönüşüm Projelerimiz kapsamında 537 konut ve 35 dükkânımızı teslim ediyoruz. Ayrıca, Yuvam Bahçeşehir Sosyal Konut Projemiz kapsamında 942 konut ve 44 dükkânımızı da şehit yakınlarımız, gazilerimiz ve engelli kardeşlerimiz başta olmak üzere dar gelirli kardeşlerimize armağan ediyoruz. Bugün anahtarlarını teslim ettiğimiz kentsel dönüşüm projelerimizi yürütürken Başakşehir Belediyemizle birlikte büyük bir hassasiyetle çalıştık. Ben belediye başkanımıza ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığımıza çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.” şeklinde konuştu “Sayın Özel’e acilen İzmir’i şahsi mesele haline getirmemesini tavsiye ediyorum” Katılımcılara olan konuşmasına devam eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değilikliği Bakanı Murat Kurum, “Deprem, ülkemizin en acı hakikatidir. Son 100 yılda depremler nedeniyle çok derin acılar gördük. Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta asrın felaketini yaşadık. On binlerce canımızı, sele dönen gözyaşlarımızla toprağa verdik. Göreve geldiğimizden bu yana geçen üç ayda onlarca kez deprem bölgesine gittik. Şu anda, 11 ilimizde 452 bin konut ve iş yerini süratle yapmak için, 2025 sonunda herkesin evine yerleşmesi için canımızı dişimize takıyoruz. Biz depremin bütün izlerini silmek için koşarken, maalesef CHP genel başkanının haksız ithamlarına maruz kalıyoruz. Kendisi Hatay’ı ziyaret etmiş ve “Hatay’ı unutturmayacağını söylemiş, Hatay benim şahsi meselem” demiş. Halbuki Hatay’ı deprem sonrasında yalnız bırakan kendileridir. Hatay halkına umut dağıtıp,o umutları boşa çıkaranlar kendileridir. “Deprem bölgesinde konut yapacağız, halkımıza dağıtacağız.” dediler ancak tek bir yuva kurmadılar. Tek bir çocuğun yüzünü güldürmediler, Tek bir annenin gözyaşını dindirmediler. Tek bir yuva yapmadıkları gibi söz verdikleri Ulu Cami’yi restore etmekten imtina ettiler. Buradan ifade ediyorum. Hatay sahipsiz değildir. Hatay bize emanettir; Hatay devletimize emanettir, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a emanettir. Ben Sayın Özel’e acilen İzmir’i şahsi mesele haline getirmemesini tavsiye ediyorum. Çünkü bugün İzmir Körfezi çürüyor. Çünkü İzmir Körfezinde balıklar ölüyor, oksijen azalıyor, kötü koku İzmirlileri çileden çıkarıyor. CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi yıllardır havaya bakıp ıslık çalıyor, sorumluluklarını yerine getirmiyor. Eğer siz, şahsi bir mesele yapacaksanız, İzmirli kardeşlerimizin geleceğini meseleniz yapın. Ben deprem bölgesinde alın teri döken biri olarak şunu söylemek istiyorum. 14 milyon insanımızın yaşadığı deprem bölgesi; Türkiye’nin için yeni bir milli mücadele alanıdır. Biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hiç kimsenin böyle yersiz tartışmalarla bu mücadeleyi baltalamasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz.” Dedi. Programda yapılan protokol konuşmalarının ardından, katılımcılar dönüşümün yapıldığı arazide fidan dikimi yaptı. Program fidan dikiminin ardından sonlandı.
Bursa CHP Genel Başkanı Özel: "Türkiye’yi, Türkiye İttifakı kazanacak" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, "31 Mart seçimlerinde bu ülkenin kurucu partisi, 47 yıl sonra birinci parti olmuşsa ve yine bu ülkenin kurucu partisi önümüzdeki seçimlerde iktidara adaysa, iktidarı alacak. Öz güvenli bir siyasetle, bu ülkedeki 83 milyonu kucaklayarak, Türkiye’yi de Türkiye İttifakı kazanacak" şeklinde konuştu. Mudanya Mütarekesi’nin 102’nci yılı etkinliklerine katılmak üzere Bursa’ya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Öncelikle sözlerime bir özür ve bir eksikliği gidererek başlamak isterim. Kürsüye çıkarken çalan şarkı, partimizin toplantılarında çaldığında, çok hoşumuza giden bir şarkı. Burası bir kamusal alan, burası bir belediyenin etkinliği. Aksini görüyorsunuz, biliyorum. Devlet parti ayrımı kalmadı. Ülkenin cumhurbaşkanı, bir başka partinin genel başkanı ve maalesef bu iç içe geçmişlik, zaman zaman bize de bu hataları yaptırtıyor. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi, birazdan bahsedeceğimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayarak İsmet Paşa’yla birlikte cumhuriyet kurmuş, devlet kurmuş, demokrasi kurmuş. Başka parti yokken bile devletle partinin işlerini ayırmayı ilke edinmiş ve en sonunda çok partili rejime geçip, ülkeyi demokrasiye teslim etmiş olan, bu anlayıştaki insanların partisi, kötü örnekler bir yana, partiyle devlet işini ve kamusal alanda, tüm siyasi partilerin davetli olduğu alanlarda, bu işlere çok dikkat edeceğiz. Ben bu kusuru, minicik bir nazar boncuğu olarak çok başarılı Mudanya Belediye Başkanımızın yakasına takıyorum. İnerken bir daha çalarsanız bu sefer ayıp olur başkanım mahcup edersiniz, başka bir müzik ayarlayın" dedi. Mudanya Mütarekesi’nin cephede kazanılan başarının, masada büyük bir kazanıma dönüştürüldüğü 9 günlük çok önemli bir süreç olduğunu ifade eden Özel, "İsmet Paşa buraya Batı Cephesi Komutanı olarak gelmiştir. Ancak buradan Lozan’a, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedini kabul ettirecek, özgüveni yüksek bir müzakereci olarak buradan ayrılmıştır. İsmet Paşa’nın bu diplomatik zekasıyla Trakya’daki işgal kurşun atılmadan sona ermiş. Doğu Trakya ana vatana dahil edilmiştir. Sahada kazanılmış olan askeri zafer, Mudanya’daki diplomatik zaferden sonra, Lozan’a gidecek İsmet Paşa’ya büyük bir güç vermiştir" diye konuştu. Atatürk ve İsmet İnönü’nün iktidarı değil, itibarı seçen demokrasi kahramanları olduğunu belirten Özgür Özel, "14 Mayıs 1950 günü seçimleri kaybedip, bundan 8 gün sonra eliyle kaleme aldığı mektupla, kendi el yazısıyla, oğlu Erdal’a yazdığı mektupta, ’bu seçim memlekette hayat tarzı kurmak için giriştiğimiz teşebbüste, ne kadar ciddi ve samimi olduğumuzu ispat etmiştir. Memleket için, hepimiz için bu bir şeref olmuştur’ diyor. Dediği şu; bundan önce memleketi yönetenler, sarayda oturuyorlar. Bütün yetkiler elinde. Yetkileri, vefatlarıyla birlikte evlatlarına geçiyor. Eğer ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk sarayı seçseydi, eğer ki ’hangi yönetimi benimsiyorsunuz Sayın Kemal? Amerikan tipi başkanlık mı?’ O devirlerde Amerika’da başkanlık 70 yıldır var. ’İngiliz tipi bir monarşi mi, yoksa padişahlığa saraydan devam mı’ diyenlere, ’biz 23 Nisan’da, 1920’de bir meclis kurduk. O meclisin verdiği görevleri yapıyoruz. Ne görev verirse meclisimiz ve milletimiz o görevi yaparız’ deyip elinin tersiyle otoriter bir lider olmayı, tek adam olmayı, padişah olmayı, kral olmayı ya da çok yetkili bir başkan olmayı itip, cumhurun seçtiği, Millet Meclisi’nin verdiği yetkiyle cumhurbaşkanı olmayı tercih etmiştir. Onun ölümünden sonra yerine geçen en yakın arkadaşı, en büyük mücadele arkadaşı ve silah arkadaşı İsmet Paşa da ülkeyi yönetmiş, yönetirken çok partili rejim ihtiyacının demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu görmüş, 1946’da çok partili yarışa geçilmiş, 1950’de Milli Mücadele kahramanı İsmet Paşa, girdiği genel seçimlerde partisi ikinci olmuş, seçimleri kaybetmiştir. Dünya, bütün dünya o konjonktür, ondan sonra daha neler yaşanacak, ne tek adamlar gelecek, ne faşizmler kurulacak, ne o faşist tek adamlar, ülkelerine, Avrupa’ya, dünyaya ne felaketler yaşatacaklar. Ama İsmet Paşa öyle bir bilinçle geliyor ki 1918’den Mondros’tan, 1920’den Ankara’da meclisin kurulmasından, 1922’den savaşlardan, mücadelelerden, meydan mücadelelerinden, 1923’te cumhuriyet ilanından geldiği için, İsmet Paşa çağında yaşayanlar gibi, ne Gazi Mustafa Kemal’in tek adamlığa yeltenmediğini görmüş, ondan aynı rüyayı görmüş, aynı hayali kurmuş, günü gelince de ’yönetimi teslim etmem’ dememiş, aksine ’bu benim en büyük yenilgim ama demokrasimizin en büyük zaferidir’ deyip Demokrat Parti’ye yaveriyle haber yollamış, ’Paşa devir teslime hazırdır’ deyip, oğlu Erdal’a 1 hafta sonra bu kalemle, bu yazıları yazmıştır. Söylemek istediği, memlekette kurmak istediğimiz yeni hayat tarzı dediği, bunun kendisidir" dedi. Türkiye’nin bulunduğu coğrafi konuma rağmen ayakta kalabilmesini Atatürk ve İsmet Paşa’ya borçlu olduğunu söyleyen Özgür Özel, "Artık millet kendini yöneteceklerini kendi seçiyor. İktidarlar değişebiliyor. Milletin yetki verdikleri, oy verdikleri yönetime gelip, oy vermedikleri gidebiliyor. İktidarlar kalıcı değil, kalıcı olan milletin iradesi. İşte biz cumhuriyeti de demokrasiyi de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, İsmet Paşa’ya borçluyuz. Ve bugün Türkiye’de birileri arasında mezhep savaşları çıkmıyorsa, Türkiye’de taraflar arasında etnik savaşlar çıkmıyorsa, birileri birinin kalbini söküp, o vahşi IŞİD’çilerin o coğrafyaya yaşattıkları bu ülkede yaşanmıyorsa, bu ülkede her şeye rağmen bir belediye başkanı çıkıp Barış Festivali düzenliyor, Barış Ödülü dağıtıyor, ’Yurtta barış, cihanda barış’ diyorsa, bu ülkenin iktidarı da ana muhalefet partisi de bütün çelişkilerine rağmen ’Filistin’de barış olsun’ diye bütün dünyaya seslenebiliyorlarsa, bu ülkenin kurucu partisi, Ukrayna savaşına da, Filistin’deki savaşa, mezalime, soykırıma da aynı şekilde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten miras, ’yurtta barış, cihanda barış’ yaklaşımıyla yaklaşabiliyorsa ve 31 Mart seçimlerinde bu ülkenin kurucu partisi, 47 yıl sonra birinci parti olmuşsa ve yine bu ülkenin kurucu partisi önümüzdeki seçimlerde iktidara adaysa, iktidarı alacak ve bu ülkeyi bir kez daha demokrasiyle, bu sefer ayrımsız, katıksız, bütün yıpratılmışlıklarına rağmen, kuvvetler ayrılığının tam olarak sağlandığı, parlamentonun yeniden güçlendiği, milletin birini seçip gerisine karışmadığı değil, milletin seçtiği parlamentonun her türlü denetim imkanına sahip olduğu, kendi içinden başbakan çıkardığı, kendi içinden hükümet çıkardığı, adet olsun diye masasında, kürsüsünde bir yemin edilip, sonra hiçbir sorumluluğu olmayan, bir kalemin ucundan çıkan bakanların değil, parlamentodan çıkan bakanların parlamento eliyle denetlendiği, hesap sorulduğu, gensoru verildiği, güven oylamasında güvensizlik oyu alan bakanın gittiği, bakanların istifalarının birinin uygun görmesiyle değil, bakanların göreve gelişinin de gidişinin de Millet Meclisi’nce karara bağlandığı gerçek demokratik bir Türkiye’yi yeniden kurmak istiyoruz. Bütün ümidimiz, bütün yaklaşımımız buna dairdir" diye konuştu. Türkiye İttifakı’nın iktidarına talip olduklarını ve bu nedenle öz güvenli bir siyaset yürüttüklerini söyleyen Özel, "O yüzden öz güvenli bir siyasetle, bu ülkedeki 83 milyonu kucaklayarak, daha önce Mudanya’da söylemiştim, Mudanya’yı Mudanya İttifakı kazandı. Bursa’yı Bursa İttifakı kazandı. Türkiye’yi de Türkiye İttifakı kazanacak. Türkiye İttifakı renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Türkiye İttifakı Türkiye’nin sosyal demokratlarını, muhafazakar demokratlarını, milliyetçi demokratlarını, Türk demokratlarını, kimsenin mezhebine bakmadan, Türkiye’nin bütün demokratlarını kucaklar, hedefi Türkiye’ye gerçekten güçlü bir parlamento, güçlü bir yürütme, bağımsız bir yargı, tam bir kuvvetler ayrılığı ve en nihayetinde güçlenen ve zenginleşen bir Türkiye’yi yeniden hediye etmektir. Mudanya’daki her görüşten herkesi yürekten kucaklayarak, 102’nci yılda burada olmanın onurunu yaşıyorum. Nice 10 yıllarda, yüzyıllarda Mudanya’da bu törenler yapılacak, İsmet Paşa anılacak, Gazi Mustafa Kemal anılacak. Cumhuriyet ilelebet payidar kalacak. Cumhuriyetin kıymetini bilenleri kıymetle, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından yapılan gösteriler, katılanlar tarafından büyük alkış aldı. Özel, daha sonra müzeyi gezdi. Programa, Sosyal Demokrat Halk Partisi Eski Genel Başkanı Murat Karayalçın, İsmet İnönü’nün kızı Özden İnönü Toker, torunu Gülsün Bilgehan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Osmangazi Belediye Belediye Başkanı Erkan Aydın ve CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da katıldı.