GÜNDEM - 11 Ekim 2024 Cuma 17:10

Başakşehir’de kentsel dönüşümü tamamlanan yapıların anahtar teslim töreni gerçekleşti

A
A
A
Başakşehir’de kentsel dönüşümü tamamlanan yapıların anahtar teslim töreni gerçekleşti

İstanbul Başakşehir’de kentsel dönüşümü tamamlanmış konutların anahtar teslim töreni yapıldı. Vatandaşlara destek verdiklerini belirten Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "12 yıl önce başlattığımız Kentsel Dönüşüm seferberliğiyle İstanbul’umuzda tam 905 bin evimizi ve dükkanımızı azimle, gayretle dönüştürdük. Şu anda, İstanbul’un 39 ilçesinde; tam 180 bin evimizi ve dükkanımızı yeniliyoruz. Vatandaşımız kararını verecek, biz de desteğimizi sunacağız, afetlere hazır bir İstanbul’u vatandaşımızla el ele inşa edeceğiz. Bugüne kadar, TOKİ eliyle çoğunluğu sosyal konut olan tam 1 milyon 400 binden fazla yuva inşa ettik" dedi.


Başakşehir Belediyesi öncülüğünde kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde yapımı tamamlanan konutların anahtar teslim töreni gerçekleşti. Kayapark Sakura Evleri’nde düzenlenen törene Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, dernek ve sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.



“905 bin evimizi ve dükkanımızı azimle, gayretle dönüştürdük”


Düzenlenen programda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “ Yeniden göreve geldiğimiz 2 Temmuz’dan bu yana Daha Yaşanabilir bir İstanbul için önemli adımlar atıyoruz. Bağcılar Millet Bahçesi, Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi ve Basketbol Gelişim Merkezi’mizin açılışlarının ardından; bugün de sizleri yeni yuvalarınıza kavuşturmanın heyecanını yaşıyoruz. Yeni yuvalarımız hayırlı olsun diyorum; her bir annemize, gencimize, yavrumuza, evinizde güle güle oturun. Ne zaman İstanbul’a bir hizmette bulunsak, hep aynı hissiyatı yaşıyoruz. Çünkü bu şehre hizmet etmeyi, şereflerin en büyüğü olarak görüyoruz. Hamdolsun, İstanbul’un her köşesinde izimiz var, mührümüz var. Kartal’dan Küçükçekmece’ye, Tuzla’dan Avcılar’a kadar her ilçemizde devam eden yatırımlarımız var, projelerimiz var, hedeflerimiz var. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 12 yıl önce başlattığımız Kentsel Dönüşüm seferberliğiyle İstanbul’umuzda tam 905 bin evimizi ve dükkânımızı azimle, gayretle dönüştürdük. Ailelerimizin buralarda güven içinde yaşamalarına, onbinlerce esnafımızın huzur içinde ekmek kazanmasına vesile olduk” İfadelerini kullandı.



“1 milyon 400 binden fazla yuva inşa ettik”


Konuşmalarına devam eden Kurum, “Allah’a hamd ediyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. Şu anda, İstanbul’un 39 ilçesinde; tam 180 bin evimizi ve dükkanımızı yeniliyoruz. Biz bugüne kadar tutamayacağımız sözü vermedik, hep sözlerimizin arkasında durduk. Cenab-ı Allah da bizi milletimize, sizlere hiç mahcup etmedi. Şimdi yine söz veriyoruz. İnşallah bundan sonra da sizin desteklerinizle, annelerimizin dualarıyla Türkiye’de dönüşüme girmemiş tek bir sağlıksız ev bırakmayana kadar azimle, kararlılıkla çalışacağız. Bu hedefe giden yolda bir tıkanıklığa hiç tahammülümüz yok. Bu sebeple; İstanbul’u depreme hazırlayan, vatandaşımıza yeni yuvalarda yaşama imkânı sunan Yarısı Bizden Kampanyamızı güncelliyoruz. Vatandaşımız kararını verecek, biz de desteğimizi sunacağız, afetlere hazır bir İstanbul’u vatandaşımızla el ele inşa edeceğiz.


Tıpkı deprem bölgesindeki kardeşlerimizle olduğu gibi; İstanbul’da da tam bir devlet-millet iş birliğini, birlik ve beraberliğini hayata geçireceğiz. Bildiğiniz gibi; Yarısı Bizden kampanyamızda vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu bazı iyileştirmeler yapmış, yeni başvuru dönemini başlatmıştık. Tarih kısıtlamasını kaldırarak, İstanbul’umuzun 39 ilçesinde, vatandaşımızın süresiz başvuru yapmasını sağladık. Hiçbir vatandaşımızın hak kaybı yaşamasına da izin vermedik. 700 bin lira hibe, 700 bin lira kredi ve 100 bin lira taşınma ile toplamda 1,5 milyon liralık desteği sizlere sunmaya devam ediyoruz. Şimdi, vatandaşımız dönüşümden en güzel şekilde faydalansın diye yeni bir adım daha atıyoruz. Alan bazlı büyük dönüşümlerde, site dönüşümlerinde vatandaşımız uzlaşma sağlamışsa; Bakanlık olarak hemen devreye giriyoruz. TOKİ ve Emlak Konut güvencesiyle dönüşümü başlatıyoruz. Tabi depreme hazırlığı sadece sağlıksız yapıların yenilenmesi olarak görmüyoruz. Yeni sosyal konutlar inşa etmeyi de dönüşüm sürecinin kıymetli bir parçası olarak görüyoruz. Hatırlayacaksınız. “Ev sahibi olmayan hiçbir dar gelirli vatandaşımız kalmayacak.” demiştik. Bugüne kadar, TOKİ eliyle çoğunluğu sosyal konut olan tam 1 milyon 400 binden fazla yuva inşa ettik. İstanbul’umuz da sosyal konut çalışmalarımızdan hak ettiği payı aldı. İstanbul’umuzda dar gelirli kardeşlerimiz için on binlerce sosyal konutu en güzel şekilde teslim ettik. Halen binlerce sosyal konutumuzun inşasına hızla devam ediyoruz” Şeklinde konuştu.



“537 konut ve 35 dükkânımızı teslim ediyoruz.”


Konuşmalarına devam eden Bakan Kurum, “Kayapark Sakura Evleri Güvercintepe ve Şahintepe Kentsel Dönüşüm Projelerimiz ile Yuvam Bahçeşehir Sosyal Konut Projemiz kapsamında Belediyemizin inşa ettiği yeni sıcak yuvalarımızın, bereketli dükkânlarımızın anahtarlarını sizlere teslim ediyoruz. 1.479 yeni yuvamızı, 79 dükkânımızı Başakşehir’imize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kayapark Sakura Evleri ile Şahintepe Kentsel Dönüşüm Projelerimiz kapsamında 537 konut ve 35 dükkânımızı teslim ediyoruz. Ayrıca, Yuvam Bahçeşehir Sosyal Konut Projemiz kapsamında 942 konut ve 44 dükkânımızı da şehit yakınlarımız, gazilerimiz ve engelli kardeşlerimiz başta olmak üzere dar gelirli kardeşlerimize armağan ediyoruz. Bugün anahtarlarını teslim ettiğimiz kentsel dönüşüm projelerimizi yürütürken Başakşehir Belediyemizle birlikte büyük bir hassasiyetle çalıştık. Ben belediye başkanımıza ve Kentsel Dönüşüm Başkanlığımıza çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.” şeklinde konuştu



“Sayın Özel’e acilen İzmir’i şahsi mesele haline getirmesini tavsiye ediyorum”


Katılımcılara olan konuşmasına devam eden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Deprem, ülkemizin en acı hakikatidir. Son 100 yılda depremler nedeniyle çok derin acılar gördük. Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta asrın felaketini yaşadık.


On binlerce canımızı, sele dönen gözyaşlarımızla toprağa verdik. Göreve geldiğimizden bu yana geçen üç ayda onlarca kez deprem bölgesine gittik. Şu anda, 11 ilimizde 452 bin konut ve iş yerini süratle yapmak için, 2025 sonunda herkesin evine yerleşmesi için canımızı dişimize takıyoruz. Biz depremin bütün izlerini silmek için koşarken, maalesef CHP genel başkanının haksız ithamlarına maruz kalıyoruz. Kendisi Hatay’ı ziyaret etmiş ve “Hatay’ı unutturmayacağını söylemiş, Hatay benim şahsi meselem” demiş. Halbuki Hatay’ı deprem sonrasında yalnız bırakan kendileridir. Hatay halkına umut dağıtıp,o umutları boşa çıkaranlar kendileridir.


“Deprem bölgesinde konut yapacağız, halkımıza dağıtacağız.” dediler ancak tek bir yuva kurmadılar. Tek bir çocuğun yüzünü güldürmediler, Tek bir annenin gözyaşını dindirmediler. Tek bir yuva yapmadıkları gibi söz verdikleri Ulu Cami’yi restore etmekten imtina ettiler. Buradan ifade ediyorum. Hatay sahipsiz değildir. Hatay bize emanettir; Hatay devletimize emanettir, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a emanettir.


Ben Sayın Özel’e acilen İzmir’i şahsi mesele haline getirmesini tavsiye ediyorum. Çünkü bugün İzmir Körfezi çürüyor. Çünkü İzmir Körfezinde balıklar ölüyor, oksijen azalıyor, kötü koku İzmirlileri çileden çıkarıyor. CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi yıllardır havaya bakıp ıslık çalıyor, sorumluluklarını yerine getirmiyor. Eğer siz, şahsi bir mesele yapacaksanız, İzmirli kardeşlerimizin geleceğini meseleniz yapın. Ben deprem bölgesinde alın teri döken biri olarak şunu söylemek istiyorum. 14 milyon insanımızın yaşadığı deprem bölgesi; Türkiye’nin için yeni bir milli mücadele alanıdır. Biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hiç kimsenin böyle yersiz tartışmalarla bu mücadeleyi baltalamasına müsaade etmedik, etmeyeceğiz.” Dedi.


Programda yapılan protokol konuşmalarının ardından, katılımcılar dönüşümün yapıldığı arazide fidan dikimi yaptı. Program fidan dikiminin ardından sonlandı.



Başakşehir’de kentsel dönüşümü tamamlanan yapıların anahtar teslim töreni gerçekleşti

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğde’de "Gastronomi Festivali" başladı 11-19 Ekim 2024 tarihleri arasında düzenlenecek Niğde 4. Gastronomi Festivali başladı. Niğde Belediyesi’nin, yöresel ürünleri ve gastronomi unsurlarının yanı sıra tarihi ve doğal güzelliklerinin, Türkiye’ye ve dünyaya tanıtılması amacıyla bu yıl 4’üncüsünü düzenlediği Niğde 4. Gastronomi Festivali Derbent Meydanından festival alanına yapılan kortej yürüyüşü ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan açılış töreninde halk oyunu gösterisi sunuldu, Niğde Belediyesi ritim grubu tarafından gösteri yapıldı. Açılış töreninde konuşma yapan Niğde Valisi Cahit Çelik, Niğde’nin medeniyetlerin buluştuğu bir kent olduğunu söylerken köklü tarihinin kentin yeme, içme kültürüne de yansıdığını ifade etti. Vali Çelik, "Niğde bulunduğu jeopolitik konumu nedeniyle tarihi süreç içerisinde birçok farklı medeniyetin yaşadığı bir kent olmuştur. Bu da kenti gastronomi açısından zengin kılmış. Niğde’de şuanda coğrafi işaret alan 6 ürünümüz var ama coğrafi işaret alabilecek 40’ yakın yemek türlerimiz var. Niğde’nin gastronomisini önce Türkiye’ye ardından dünyaya tanıtmak için her türlü çabayı göstereceğiz" dedi. Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir ise hedeflerinin her yıl kentte festival gerçekleştirmek olduğunu söyledi. Özdemir, "Şehrimizin tarihi ve kültürel varlıklarını bütün dünyaya tanıtmamız lazım. Çok değerli, çok kıymetli bir şehrimiz var. Bu festivaller bu tanıtıma büyük katkılar sağlıyor. Bu organizasyonun neredeyse tamamını bütçesini festival alanına stant açan esnaflar karşıladı. Kamuya hiç bir yük getirmeden şehrimizde 9 gün sürecek bir festival gerçekleştiriyoruz. Buradan ben bütün esnaflarımıza teşekkür ediyorum. Çamardı’nın dondurmasını, Altunhisar’ın çileğini, Çiftlik’in patatesini, fasulyesini önce Türkiye’ye ardından en iyi şekilde bütün dünyaya tanıtacağız" ifadelerine yer verdi. Yapılan konuşmaların ardından protokol üyeleri Niğde 4. Gastronomi Festivali’nin açılış kurdelesini kesti. 19 Ekim tarihine kadar devam edecek olan Niğde 4. Gastronomi Festivali’nde, paneller, söyleşiler, gastronomi avı, workshop’lar, atölyeler, sergiler, tadımlar, yemek yarışmaları ve gastro şovlar yer alacak. Ziyaretçilerin Niğde ve çevresine özgü yeme ve içme kültürünü tanıma fırsatı bulacağı festivalde her akşam halk konserleri düzenlenecek. Tuğçe Kandemir konseri ile başlayan halk konserlerinde Aysel Yakupoğlu, Umut Kaplan, Sancak, Ayna, Lara, Arzu Akdaş, Ceza ve Hakan Altun sahne alacak.
Ağrı Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Sağlıkla ilgili şiddete toleransımız yok" Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Ağrı’ya gelen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, sağlık çalışanlarına yönelik yapılan şiddete karşı tahammüllerinin olmadığını belirtti. Bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Ağrı’ya gelen Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İl protokolüyle beraber Toplum Sağlığı ve Sağlıklı Hayat Merkezini ziyaret etti. Burada sağlık görevlileriyle bir araya gelen Bakan Memişoğlu, Sağlıklı Hayat Merkezlerinin önemine vurgu yaparak vatandaşların bu alanları kullanmaları gerektikleri konusuna vurgu yaptı. Son zamanlarda yaşanan sağlık çalışanlarına yönelik şiddete karşı da gerekenlerinin yapılacağını ve bu konuda toleranslarının olmadığının altını çizen Bakan Memişoğlu, vatandaşlara duyarlı olmaları noktasında ricada bulundu. Memişoğlu, Ağrı’nın sağlık noktasında gelişmeye müsait bir yer olduğunu vurgulayarak, “Ağrı bizim serhat şehrimiz aynı zamanda da görkemli Ağrı Dağı’nın şehri. Sağlıkla ilgili ihtiyaçları değerlendirdik. Sağlıklı Hayat Merkezi’ni ziyaret ettik. Sağlıklı Hayat Merkezleri çocuk gelişimcisinde fizyoterapistine, hekiminden mamografisine kadar her türlü alt yapısı olan ve mahallelerimizde insanlarımıza hizmet veren bir yer. Ağrı’da 200 yataklı bir hastane inşaatımız var. Bunun yanında Sayın Cumhurbaşkanımızım belirttiği gibi güzel bir hastane yapmanın planını yapıyoruz. Onun haricinde sağlık hizmetlerinin daha iyi olabilmesi için de elimizden geleni yapıyoruz. Ağrı sağlıkla ilgili gelişmeye müsait bir şehir. Özellikle Sağlıklı Hayat Merkezi gibi yenilememiz gereken her tarafı düzelteceğiz" şeklinde konuştu. Sağlık çalışanlarına yönelik yapılan saldırılara karşı her türlü mücadeleyi göstereceklerini söyleyen Bakan Memişoğlu, “Özellikle biz sağlıkçıları insanlara yardım etmeyi, onlara iyilik yapmaları için yetiştiriyoruz. Amacımız insanların dertlerine derman olmak. Onun için kesinlikle sağlıkla ilgili şiddete toleransımız yok. Bunu herkesin bilmesini istiyoruz. Bugün adalet dağıtan hakim ve savcılarınız olsun bu konuda tavizsiz hareket ediyorlar ve şiddet gören sağlıkçıların haklarını bizim kadar savunuyorlar. Onun için bu cezalar caydırıcılığının yanında insanların şiddet göstermemesi amacıyla yapılıyor. Bizler onlara iyilik yapıyoruz, onlara hayatımızı adadık. Bu yüzden sağlıkçılar şiddet gördüğü zaman bunu anlamlandıramıyor. İnsanlara faydamız dokunsun diye çalışırken şiddet görmeye tahammül edemiyoruz ve moralimiz bozuluyor. Özellikle toplumumuzdan sağlıkçılara değer vermelerini ve onları korumalarını istiyorum. Tabii ki hatalar olabilir bunu da biz elimizden geldiğince düzeltmeye çalışıyoruz. Bizlere iletebilirler. Ama biz biliyoruz ki Türkiye’nin sağlık sistemi ve sağlık insan gücü dünyaya örnek oluyor. Bu konuda insanlar Türkiye’den sağlık hizmete almaya geliyor. Çünkü sağlık çalışanımızın da sistemimizin de kaliteliliği dünyanın en iyilerinden bir tanesi. Biz temel sağlık dediğimiz koruyucu sağlığı ön planda tutuyoruz. Aşılar ve topuk kanlarını yapmamızın en büyük sebebi çocuklarımızın hastalanmaması veya hastalığı varsa bunun erkenden teşhisinin yapılması. Koruyucu hekimliği ve temel sağlığı önemsediğimizi hep belirtiyoruz. Kilo alırsanız, sigarayı bırakamazsanız veya hareketsiz olursanız sağlığınızın bozulacağı aşikar. Bu yüzden bu tür tesisleri, aile hekimliklerini hastalanmadan başvurulması gereken alanlar olarak kurguladık. Toplumdan da buraları değerlendirmesini istiyoruz. Bu konuda biz sağlık sistemimize güveniyoruz. Tabi ki hastanelere, tedavi edici kurumlara daha önem veriyoruz. Ama şunu bilin ki hastanelerimizde olamaması gereken, hastanelerimize başvurmadan sorunun çözülebileceği alanlar olan aile hekimliği, sağlıklı hayat merkezleri gibi yerlerden çok daha rahat hizmet alınabilir. Gerçekten hastaneye ihtiyacı olan hastalarımız yoğunluğun arasında hizmet almaya çalışmaz” dedi.
İstanbul Polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit eden şüpheliye ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıla kadar hapis talebi İstanbul Ümraniye’de polis memuru Şeyda Yılmaz’ı vurarak şehit eden şüpheli Yunus Emre Geçti hakkında hazırlanan iddianamede, toplamda 5 ayrı suçtan, ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 10 ay 15 güne kadar hapisle cezalandırılması istendi. Ümraniye’de 23 Eylül 2024 tarihinde 26 suç kaydı bulunan şüpheli Yunus Emre Geçti’yi (19) yakalama çalışmaları sırasında çıkan arbedede polis memuru Şeyda Yılmaz (27) hayatını kaybetmişti. Geçti, “Kamu görevlisini görevinden dolayı kasten öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olaya ilişkin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, Yunus Emre Geçti hakkında polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etmesi yönünden "Kadına karşı, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet istendi. Annesini öldürmeye teşebbüsten de hapsi istendi İddianamede, polis memuru Kürşat Hakkı Sarıtepe’nin ağır yaralamasının öldürmeye teşebbüs olduğu kaydedilerek, "Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar, yine annesi Pınar Geçti’yi yönünden de "Üstsoy birine karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi. 5 ayrı suçtan ağırlaştırılmış müebbet talebi İddianamede, Yunus Emre Geçti’nin olay yerindeki 2 polis memuruna mukavemet ettiği kaydedilerek, "Zincirleme şekilde görevi yaptırmamak için direnme" suçundan 7 yıl 10 ay 15 gün ve "Ateşli Silahlar Ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet" suçundan 3 yıla kadar hapsi istendi. Toplamda Yunus Emre Geçti’nin 5 ayrı suçtan, ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 10 ay 15 güne kadar hapsi talep edildi. İndirim uygulanmasın talebi İddianamede, Yunus Emre Geçti’nin geçmişi, sosyal ilişkileri, suçun vasıf ve mahiyeti nedeniyle cezasında indirim yapılmaması talep edildi. Hazırlanan iddianame İstanbul Anadolu 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkemenin iddianameyi kabul etmesi durumunda şüpheli Geçti’nin yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.