ÇEVRE - 04 Temmuz 2024 Perşembe 17:46

Eskişehir’de ceviz büyüklüğünde dolu yağışı

A
A
A
Eskişehir’de ceviz büyüklüğünde dolu yağışı

Eskişehir’de etkili olan ceviz büyüklüğündeki dolu yağışı kent yaşamını olumsuz etkilerken, o anlarda dışarıda bulunan vatandaşlar zarar görmemek için kendilerini ve eşyalarını korumaya çalıştı.


Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü’nün tahmin ettiği üzere Eskişehir’de akşam saatlerinde doğru dolu yağışı etkili oldu. Aniden bastıran ceviz büyüklüğünde dolu vatandaşlara zor anlar yaşattı. Dışarıdaki vatandaşlar dolunun büyüklüğü nedeniyle zarar görmemek için kafalarını şemsiyenin yanı sıra tepsi gibi sert eşyalarla korumaya çalışırken, ıslanmak istemeyenler kapalı mekanların altına sığındı. Meteorolojik verilere göre, kentin pek çok noktasında görülen kısa süreli dolu yağışının saat 18.00’a kadar süreceği tahmin ediliyor.



Eskişehir’de ceviz büyüklüğünde dolu yağışı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Suriyeli sanılmaktan korktu, motosikletine yazdı: "Artık önümü kesmiyorlar" KOCAELİ (İHA) – Kocaeli’de 9 yıldır geçimini kağıt toplayarak sürdüren Barış İrgen, motosikletine yazdığı "Suriyeli değilim" yazısı ile sosyal medyada gündem oldu. Geçtiğimiz günlerde Suriyeli sanılarak önünün kesildiğini söyleyen İrgen, bu yazıyı yazmak zorunda kaldığını çünkü Suriyeli sanılarak saldırıya uğramaktan korktuğunu belirtti. Yaklaşık 9 yıl önce Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinden Kocaeli’ye gelen ve burada kağıt toplayarak yaşamını sürdüren Barış İrgen, saldırıya uğrama korkusundan motosikletine "Suriyeli değilim" yazdı. Her gece saat 03.00’te motosikletiyle yollara düşen İrgen, kendisinin sürekli Suriyelilere benzetildiğini ve bu yüzden saldırıya uğramaktan korktuğunu dile getirdi. Zor şartlarda kardeşleriyle birlikte kağıt toplayan İrgen, bu yazının ardından işini daha rahat yapabildiğini anlattı. "Gece gündüz karton topluyoruz" Barış İrgen, 9 yıldır Kocaeli’de yaşadığını ve aslen Siverekli olduğunu belirtti. Siverek’te çiftçilik yaparak geçimini sağladığını, ancak 8 kardeşiyle birlikte Kocaeli’ye gelmek zorunda kaldığını aktaran İrgen, "Burada 9 kişi birlikte kalıyoruz. Gece gündüz karton topluyoruz. Küçük bir kardeşim de var, çalışıyoruz. 9 yıldır buradayız. Aslen Siverekliyim. Orada çiftçilik yapıyorduk. Biz burada kartonları satıyoruz ama Siverek’te bunu yapamıyoruz. Ben gece gündüz motosikletin üzerindeyim. Küçük kardeşim de bana yardım ediyor" dedi. "Ayakta duracak halimiz kalmıyor" Aynı evde 9 kişi yaşadıklarını dile getiren İrgen, "Ayakta duracak halimiz kalmıyor. Gecemiz gündüzümüz belli değil. Gece saat 03.00’te kalkıyoruz. Akşam ise genelde saat 20.00, 21.00, 22.00 gibi işimizi bırakıyoruz ama bazı günlerde 00.00’da bile işimiz bittiği oluyor" diye konuştu. "Artık önümü kesmiyorlar" Geçtiğimiz günlerde Suriyeli sanılarak önünün kesildiğini ve bu yazıyı yazmak zorunda kaldığını söyleyen Barış İrgen, "Önümü kesip ’sen Suriyelisin’ dediler. Ben de bu yazıyı yazdım. Artık önümü kesmiyorlar. Kimse bir şey demiyor. Yazıyı yazdıktan sonra insanlar iyi gözle bakmaya başladı. Önceden nefretle bakıyorlardı" ifadelerini kullandı.
İzmir İnşaat ruhsatları gecikiyor, maliyetler artıyor, fatura vatandaşa çıkıyor İnşaat maliyetleri her geçen gün artarken, kentsel dönüşüm kapsamında binayı yenileyen müteahhitler, ruhsat aşamalarında yaşanan gecikmeyle beraber belirlenen sürede inşaatları teslim edemeyince bu maliyetleri mal sahiplerine yansıtıyor, iki veya üç katı para talep ediyor. Bu sıkıntıya dikkat çeken İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, "Kentsel dönüşümde bazı değişiklikler yapılmalı; çünkü vatandaş ve müteahhit arasında ciddi sıkıntılar çıkıyor" dedi. İzmir’de bina yaş ortalamasının 25 yıl ve üzeri olduğu belirtilirken, uzmanlar kentte kentsel dönüşümün biran önce başlaması gerektiğini ifade ediyor. İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu da, binaların yaşlı olmasına dikkat çekerek, “İzmir’de kentsel dönüşüme ömür yetmez; ama şart” dedi. Güleroğlu, 60-65-70 yıllık binalarda vatandaşların oturmaya devam ettiğini söyledi. Başkan Güleroğlu, “Binaların yenilenmesi gerekiyor. Özellikle Bayraklı bölgesi, diğer tarafta; Gürçeşme, Kadifekale, Çiğli o bölgelerde çok ciddi anlamda bu çalışmaların yapılması önemli. Eski binalar çok fazla” şeklinde konuştu. Ruhsatlar gecikiyor, maliyetler artıyor, fatura bina sahiplerine kesiliyor Kentsel dönüşümde, inşaat maliyetlerinin yükünü ise daire sahipleri çekmeye başladı. Özelikle ruhsatlandırmada yaşanan ciddi gecikmeyle inşaatları belirlenen sürede teslim edemeyen müteahhitler, maliyetleri vatandaşlara yansıtıyor. Müteahhitler, anlaşılan fiyatların iki-üç katı para talep ederken, dairesini teslim almak isteyen vatandaşlar çaresiz bu durumu kabul ediyor veya yargıya başvuruyor. "Müteahhitler eskiden yarış yapıyorlardı; ama şimdi girmek istemiyorlar" Kentsel dönüşümde bir takım değişikliklerin yapılması gerektiğini aktaran Mesut Güleroğlu, son aylarda daire sahipleri ve müteahhit arasında sorunlar yaşandığını anlattı. Güleroğlu, inşaat maliyetlerinin arttığını, bu durumun vatandaşla müteahhitleri karşı karşıya getirdiğini söyleyerek, “İnşaat maliyetleri gün gün artıyor. Bunlarda otomatikman vatandaşa, mal sahiplerine yansıyor. Kimisi dairesini ödeyemeden, içine giremeden dairesini satmak zorunda kalıyor. Böylece kentsel dönüşümde ciddi sıkıntılar ortaya çıkıyor. Burada hükümetimizin bu eksikleri, bu yapılması gerekenleri iyi analiz edip; sıkıntıları çözebilecek, problemleri aşabilecek yeni bir düzenlemeyle vatandaşın ve müteahhidin önünü açmaları gerektiği kanaatindeyim. Müteahhitlerde kentsel dönüşüme girmek istemiyor. Eskiden yarış yapıyorlardı, ’o binayı ben alayım’, ’orayı ben alayım’ diye. Bu ani yükselmeler, özellikle dolar endeksli olarak inşaat maliyeti hesaplandığında çok ciddi sıkıntılar oluyor” şeklinde konuştu. İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, kentsel dönüşüm düzenlemelerinin pafta bazında yapılması gerektiğini de kaydederek, şöyle konuştu: “Kentsel dönüşümler yerinde dönüşüm değil, pafta bazında, adalar bazında değişiklikler yapılmalı ki o bölgenin demografik yapısını farklı bir boyuta getirmeli. İşte; yollar, parklar, bahçeler, yeşil alanlar daha farklı kalmalı. Yüksek kata izin verilmeli. Deprem yönetmeliğinin uygun şartlarında olan yerlere bakmak gerekiyor.”
Bursa Köylerdeki ulaşım sorunu tarih oluyor Bursa’nın Yenişehir İlçesine bağlı kırsal mahallelerinde yaşanan ulaşım sorunu tarihe karışıyor. Yenişehir’e bağlı 61 kırsal mahallenin bazılarında yaşanan ulaşım sorunu, Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel’in girişimiyle belirlenen gün ve saatlerde halkın isteği noktalardan geçerek ortadan kalkacak. Ulaşım sıkıntısının olduğu köylerde incelemelerde bulunan ve vatandaşlar ile bir araya gelen Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel, "124 kilometre karelik bir alana sahip ilçemizdeki bütün her yer halkımız ve bizler için son derece kıymetlidir. Kırsal mahallelere toplu ulaşım getirebilmek için bir çalışma içine girdik. Daha önce büyükşehir meclisinde toplu ulaşım getirmek için önergeler vermiştik. Sonrasında 42 mahalle için çalışmalar başlatılmıştı. Şimdi bunu arttırmak için çalışma içine girdik. Halkımız bu sorunun çözümü için bizlere gelmişti” diye konuştu. Başkan Ercan Özel, “Yeni hizmete açılan Subaşı TOKİ konutlarının olduğu bölgede 800’e yakın vatandaşımız yaşayacak. Bu bölgeye de sağlıklı bir şekilde ulaşımın sağlanması için sorunu çözüyoruz. İlçe merkezinden Subaşı TOKİ bölgesine saat başı dolmuş kaldıracağız. Yine uluslararası havalimanımızda çalışan işçilerimiz için bir dolmuş kaldırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Artık ulaşımda sorun tarih olacak” dedi. Ayaz köyü muhtarı Mehmet Emin Ay, “Belediye başkanımıza bu sorunu çözümü için göstermiş olduğu ilgi için teşekkür ediyoruz. Bu gerçekten büyük bir sorundu. Minibüslerin yolda yolcu bırakması ile yaşlılarımız bayanlarımız sıkıntı yaşıyordu. Başkanımız bu ay içinde bu sorununda artık çözüleceğini bizlere iletti” şeklinde konuştu. Vatandaşlar ve köylüler sorunun çözümü noktasında kendilerine yardımcı olan Belediye başkanı Ercan Özel’e teşekkür etti.
Kastamonu Faili meçhul cinayet 19 yıl sonra aydınlatıldı, sevincini "yeniden doğdum" diyerek anlattı Kastamonu’da 2005 yılında öldürülen şahsın katil zanlıları 19 yıl sonra yakalandı. 2005 yılından beri kardeşinin katil zanlılarını arayan Bahriye Çamyaran Erol, “19 yıl sonra benim zaferim, 19 yıl sonra ben yeniden doğdum. Bu hisler anlatılmaz” dedi. Olay, 2005 yılında Kastamonu’nun Merkez ilçesi Hacıbey Köyü-Etyemez köyü yol ayrımında meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, evine gitmek amacı ile yolda aracı ile seyir halinde olan Halil Çamyaran, silahla başına 2 el ateş edilerek öldürülmüştü. Aracında vurulmuş halde ölü bulunan Çamyaran’ın katil zanlısı bulunamamıştı. 19 yıldır faili meçhul olan cinayetle ilgili Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen talimatlar doğrultusunda, Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğince yapılan çalışmalar neticesinde cinayet aydınlatıldı. Olayla ilgili yapılan çalışmalar sonucunda cinayeti işlediği tespit edilen H.K. ve N.T. isimli şahısların da aralarında olduğu 5 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından Kastamonu Adliyesine sevk edilen şahıslardan H.K. ve N.T. adli makamlarca tutuklandı. Diğer şüpheliler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan H.K.’nin Halil Çamyaran’ın kuzeni olduğu öğrenildi. 19 yıl sonra sevinç yaşadı Yaşanan olay ile ilgili İHA muhabirine konuşan Halil Çamyaran’ın kız kardeşi Bahriye Çamyaran Erol, 19 yıldır kardeşinin katillerinin yakalanması için mücadele ettiğini ve yıllar sonra adaletin yerini bulduğunu söyledi. Yürüyemeyen Bahriye Çamyaran Erol, kardeşinin ölümünden beri gülemediğini belirterek, acısını dindiren Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığı ile Kastamonu İl Emniyet Müdürlüğüne teşekkür etti. “Beni yaşama sevincinde tutan herkese teşekkür ederim” Katil zanlılarının sadece kardeşini değil, kendisi ve annesini de öldürdüğünü belirten Bahriye Çamyaran Erol, “Kastamonu’dan akşam vakitlerinde köyümüze gelirken pusuya düşürülüp kötü bir şekilde, acımasızca öldürülüp aracında terk edilmişti. Bu şekilde bulundu. Bir okul taşıtı tarafından yapılmış. Biz de bunu daha sonra öğrendik. Halamın oğlu H.K. tarafından kendini öldüreceğini, ‘o beni öldürürse sen de onu öldürür müsün. Bana söz ver’ dedi. Ben bunu yerine getiremedim. Bu cinayetin peşini hiçbir zaman bırakmadım. 19 yıl sonra katiller yakalandı. Bu beni bir nebze de olsa ferahlattı. O sadece kardeşimi öldürmemişti, benim ayaklarımı, annemi, annemin emeklerini, hepimizi öldürmüştü. Katil zanlısı sadece bir kişinin ölümüne sebep olmadı, 3 kişinin canını aldı. Ben ölmedim, yaşayan ölüyüm. Adaletin yerini bulmasını istiyorum. 19 yıl sonra inşallah bulacak. Öncelikle Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığına, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcımıza, emeği geçen Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerine, 19 senedir emek verip cinayeti çözen arkadaşlara, beni yaşama sevincinde tutan komiserimiz başta olmak üzere herkese teşekkür ederim. ‘Ben öldürmedim, öldürtmedim’ diyen H.K.’ye şunu sormak istiyorum, neden içerdesin? Tekerlekli sandalyedeyim, saçlarıma ak düştü. 19 yıldır ben hiç gülmedim. Gülüyorum diye annem bana tokat attı, sebebini sorduğumda, ‘senin gülmeye hakkın yok, çünkü senin kardeşin öldü’ dedi. Ben bunu sormak istiyorum, biz ne yaptık da benim kardeşimi öldürdün? Adaletin yerini bulmasını istiyorum” dedi. “Devletimizle beraber bunu başardık” Yaşadığı hissi anlatamadığını belirten Bahriye Çamyaran Erol, “İnşallah biz kazanacağız, bir daha o oradan çıkamayacak. Ben ölsem de artık gam yemem. Buruk bir mutluluk yaşıyorum. Herkes bana, ‘arkasında erkek kardeşi, düşeni yok, bu ölümü çözecek yok’ dedi. O yüzden de bu faili meçhule düştü. Oysa ben kardeşimi hiçbir zaman unutmadım ve bu işin peşini hiç bırakmadım. Devletimizle beraber bunu başardık. Çok mutluyum. 19 yıl sonra benim zaferim, 19 yıl sonra ben yeniden doğdum. Bu hisler anlatılmaz. ‘Ben neden öldürdüm’ diyen katil zanlısını şu an görmek çok isterdim” diye konuştu.
Bursa (Özel) Dağın başına kurduğu sera, deniz seviyelerine göre 5 kat daha verimli oldu Bursa’da 900 rakımda kurduğu serada süs bitkileri yetiştiren Mehmet Sakarya, Uludağ’dan eriyen kar suları ile sulama ile 5 kat daha fazla verim elde ediyor. Bursa’nın kırsal Keles ilçesinde 900 rakımda sera kuran çiftçi Mehmet Sakarya, bölgenin iklim nedenleriyle tarıma uygun olmamasına rağmen süs bitkileri yetiştiriyor. Deniz seviyelerine göre 5 kat daha fazla verim aldığını söyleyen Sakarya, Uludağ’dan eriyen kar sularını kullanarak 1 dönüm alana 1 kilogram gübre ile sulama yapılabildiğini, seraların merkezi Yalova’da bile en az 5 kilogram gübre kullanıldığını aktardı. Yakın bölgede başka süs bitkisi üretilmediğinden toprakta hastalık olmadığını kaydeden Sakarya ayrıca, bölgeden çıkan ürünlerin daha uzun ömürlü olduğunu ifade etti. “Kamu bizi desteklerse daha ileriye gideriz” Üretim konusunda sorun yaşamadıklarını fakat pazarlama konusunda daha çok desteğe ihtiyaç duyduklarını söyleyen Mehmet Sakarya, “Toplamda 15 dönümde çalışıyoruz. Şu an yazlık begonya gibi yazlık bitkilerde çalışıyoruz. Nasip olursa Eylül ayında kışlık bitkilerde başlayacağız. İklimsel olarak dezavantajlı bir bölgede yaşıyoruz. Rakımın yüksek olduğu bir bölge. Bu bölgede bir değişiklik yapmak gerekiyordu. Bizim şartlarımızda açık alanda üretim yapmak biraz zor. İnsanlar bu sene fasulye ve patatesi kırağıdan dolayı ikinciyi ektiler. 6-10 Mayıs arası bir don yaşandı. Dolayısıyla örtü altı üreticiliğine geçmemiz gerekiyordu. Ufak ufak denemelerle başladık. Bu yıl bizim üretimde 7 yılımız. Üretim yapıyoruz. Ürettiklerimizle kamunun ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Bu işte üretmekten daha önemlisi ürünü iyi pazarlayabilmek. Üretimde iyi bir ivme yakaladığımızı düşünüyorum. Mevsimlik üretimimizi 3 milyona çıkardık. Kamudan desteğimizi aldık. Şimdiye kadar bizi desteklediler. Biz dağın başında olduğumuz için yoldan geçen kişiye ürün satma şansımız yok. Bizim müşterimiz kamu. Kamu bizi desteklerse daha ileriye gideriz. Biz yaz döneminde kadın işçilere 450 lira yevmiye ödedik. Biz burada köyde boş olan bütün insanlara iş imkânı sağladık. 1 yıl içinde bin kişiye iş imkânı sağladık” dedi. “Bu yıl 3 milyon adet üretimimiz gerçekleşti” Sezonda 3 milyon adet üretim yaptıklarını ve desteklenmeleri durumunda daha da büyüyebileceklerini belirten Sakarya, “Üretici olarak 14 tane üyemiz var. Hedefimiz üreticiyi arttırmak. Üreticiyi çoğaltabilmemiz için kamunun da bize destek olması lazım. Biz burada çiçek üretiyoruz. Sebze üretimine ve topraksız tarıma da başladık. Biz bölge olarak örtü altı üreticiliğine geçmemiz gerekiyor. Kamu bize destek verirse gelişmememiz için hiçbir sebep yok. Süs bitkisi üretiminde su çok önemli bir etken. Bizim en büyük avantajımız su. Bir kilo gübreyle 1 dönüm yer suluyoruz. Yalova’da 5 kilo gübreyle 1 dönüm yer suluyorlar. Dezavantajlarımız olduğu kadar avantajlarımız da var. Bulunduğumuz konum mevsimlik bitki üretimi için çok güzel. Bu avantajı fark ettik. Yalova’dan İstanbul’dan tecrübeli insanlar da geldi. Buranın süs bitkisi üretimi için güzel bir bölge olduğunu söylediler. Bizim burada yaşadığımız en büyük zorluk pazarlama. Üretim kısmı çok kolay pazarlama için aynı şeyleri söyleyemem. Bu seneki üretimiz 3 milyon adet. Bu rakamı 1 milyona kadar düşürdük. Kamu kuruluşları ürün alımında bize destek oldular” ifadelerini kullandı. “Fiyat nedeniyle müşteriler Bursa’yı tercih ediyor” Diğer bölgelere göre maliyetlerin düşük olması sebebiyle daha verimli çalıştıklarını aktaran Sakarya, “Bu işe başlarken İzmir Büyükşehir Belediyesini örnek aldık. İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde 5 tane kooperatifi idare ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de aynı şekilde 18 yıl boyunca kırsal bölgelerde kooperatifler kurmuşlar. Bizde bu modelleri örnek alarak bu işe giriştik. Ufak tefek aksamalar olsa da işlerimiz iyi gidiyor. Bu işin ana merkezi Yalova’dır. Biz burada aile işçiliği yaptığımız için bizim maliyetimiz oraya göre biraz daha düşük. Müşteriler bizim piyasamızın Yalova ve Bursa merkeze göre biraz daha düşük olduğu için bizi tercih ediyorlar” dedi.