GÜNDEM - 12 Ağustos 2024 Pazartesi 09:58

Gazze’de Terör (PKK-İsrail) İttifakı

A
A
A
Gazze’de Terör (PKK-İsrail) İttifakı

Merkezi Erzurum’da bulunan Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, “İsrail, kuruluşunda da aktif olarak yer aldığı pkk terör örgütünü uzun zamandır ekonomik, teçhizat ve siyasi açıdan destekleyen bir terörist ülkedir.” dedi.


İsrail’in ayrılıkçı bir Kürt devletini de resmi olarak destekleyen tek ülke olduğunu vurgulayan Eğilmez, “2017 yılı Eylül ayında İsrail Başbakanı bebek katili ve soykırımcı Netanyahu yaptığı açıklamada, bölgede ayrılıkçı bir Kürt devletini desteklediğini çok açık bir şekilde ilan etmiştir. İsrail, aylardır tüm dünyanın gözü önünde, başta ABD olmak üzere batılı devletlerin desteği ve Arap hükümetlerinin üç maymun şekilleriyle Gazze’de özellikle kadın ve çocuklara yönelik soykırım yapmaktadır. Pkk terör örgütünün elebaşları da her fırsatta İsrail’in bu vahşetini desteklerini açıklamaktan geri durmamışlardır. En son terörist elebaşı Duran Kalkan İsrail lehine açıklamalarda bulunmuştur.” şeklinde konuştu.


"Paralı Katiller Gazze’ye Getirildi"


İsrail hükümetinin, İsrail Savunma Güçleri (İDF) adını verdiği katiller ordusunu güçlendirmek için dünya çapında paralı asker arayışına geçtiğini vurgulayan Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, “Öncelikle uluslararası güvenlik şirketleriyle temasa geçen İsrail, batı medyasına göre bazı şirketler üzerinden Avrupa’dan haftalık 3900 euro karşılığında kiralık katillerle anlaşmalar yaptı. Yine batılı gazetelere göre bu katil sürüsü içerisinde Alman, Fransız, Arnavut, Afgan, Malili, Iraklı, Suriyeli hatta ABD deniz piyadelerinden paralı askerler bulunuyor. Avrupa-Akdeniz Gözlemevi tarafından hazırlanan bir rapor, Gazze Şeridi’nde, özel kuvvetlerin bir parçası olarak IDF saflarında yüzlerce Avrupalı paralı askerin varlığını ortaya çıkardı. Avrupa’daki sağcı Yahudi ve Hıristiyan gruplarla doğrudan bağlantılı kuruluşlar, Avrupalıları İsrail Savunma Kuvvetleri’ne katılmaya davet etmenin yanı sıra Batı Şeria’daki Filistinlilere karşı yasadışı yerleşimci operasyonlarını destekleyen kampanyalara katılmaya yönelik projeler düzenliyor.” diye konuştu.


“İsrail, Diğer Bir Çocuk Katili PKK’yı Satın Aldı”


İsrail’in paralı asker faaliyetlerinin dışında pkk/ypg terör örgütü ile ayrı bir anlaşma yaptığını hatırlatan Eğilmez, sözlerini şöyle sürdürdü, “IDF saflarında Gazze’de bulunan çocuk ve kadınları öldürmeleri karşılığında teröristlere 9 bin İsrail şekeli (2 bin 200 dolar) maaşın yanı sıra, ölüm veya yaralanma halinde 25 bin dolar tazminat ödemeyi taahhüt etti. İsrail ile anlaşan pkklı 2000 fazla terörist, Gazze’ye giderek IDF saflarına katıldı. Terör örgütü ayrıca sempatizanlarına, kendine bağlı sosyal medya hesaplarından ve internet siteleri üzerinden soykırımcı İsrail ordusuna katılmaları için çağrıda bulunuyor. Avrupalı bazı bağımsız kuruluşlar pkklı teröristleri IDF bünyesinde savaşan yabancı katillerin yüzde 40’ını oluşturduğunu belirtiyor. Gazze’de İsrail adına savaşan paralı askerle ve pkk lı teröristler birer savaş suçlusudur. Fakat hiçbir batılı devlet bunu dile getirmiyor ve kendi vatandaşlarının bu katliama ortak olmaması için herhangi bir önlem almıyor.”


“Hesap Mutlaka Kapanacaktır”


Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) olarak bu konu ile ilgili hazırladıkları dosyayı, Avrupa ve ABD’nin etkin siyaset adamlarına, önde gelen sivil toplum kuruluşlarına, medya temsilcilerine toplamda 13.500 kişiye gönderdiklerini anlatan Başkanı Savaş Eğilmez, “ Belki bir sonuç alamayacağız ama en azından onlara da her şeyin farkında olduğumuzu ve yaptıklarını, bir gün hesabını sormak üzere not ettiğimizi hatırlatmak istedik.” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Vali Karakaya, Ahlat’ta elma bahçesini gezdi Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, Ahlat ilçesindeki hibe destekle kurulan elma bahçesini gezerek çiftçilerle sohbet etti. Doğu Anadolu Projesi (DAP) ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından yüzde 50 hibe desteğiyle kurulan elma bahçesini ziyaret eden Vali Karakaya, bahçe sahibi Sunullah Yıldırım’dan hasat hakkında bilgi aldı. İlçenin Saka köyünde 30 dönüm alanda kurulu ve 3 bin 750 adet elma ağacından oluşan bahçeyi gezen Vali Karakaya elma toplayarak çiftçilere hayırlı ve bereketli kazançlar diledi. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Karakaya, “Elmacılıkla ilgili çok ciddi adımlar atılmış. Bunu görmekten büyük bir memnuniyet duyduk. Yöremizin iklimine, toprağına uygun ürünlerin daha verimli bir şekilde üretilmesi için çabalarımız devam edecek. Çünkü bir ülkeyi güçlü kılan üretimidir. Üretim ne kadar fazla ise orada bereket olur. Mal ve ürünler ucuzlar. Ama üretmezseniz başkalarının eline bakarsınız. Tarım ve gıda konuları stratejik bir alan. Ne kadar çok üretip pazarlayabilirseniz o kadar hem girdi sağlanır hem de insanımızın refah seviyesi adına bu faaliyetlerin artarak devam etmesi adına çaba sarf edeceğiz. Çiftçilerimize hayırlı ve bereketli olsun” dedi. Bir süre gezi ve incelemelerine devam eden Vali Karakaya, ilçeden ayrıldı. Vali Karakaya’ya ziyaretinde Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkan Vekili Ramazan Ergezen, Ahlat İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Ömer Kartaler, Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu, Bitlis Tarım ve Orman Müdürü Ramazan Çolak, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Ahlat İlçe Tarım ve Orman Müdürü Nihat Keskin ve bazı kurum amirleri eşlik etti.
Ankara Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Hekimliğin bu empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Eğer hekimliğin empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz. O nedenle bu tarafına da iyi bakmamız gerekir" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ankara’da bir otelde Özel Hastaneler Platformu Derneğince düzenlenen 12. Sağlık Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’de doktor sayısı ile nüfus artarken ve sağlık hizmetinin sağlık turizmiyle gelişirken bu anlamda özel sektörün büyümemesini iddia etmenin yanlış olduğunu ve adil şekilde büyümesi gerektiğini ifade etti. Üniversitelerin sağlığın geleceğini yönettiğini aktaran Memişoğlu, yükseköğretim kurumlarının sağlıkla ilgili gelecek insan kaynağının kalitesini ve kişiliğini oluşturduğunu ve bu kurumların iyi olmadığı takdirde 10 sene sonra insan kalitesinin yetersizliğinden bahsedilebileceğini kaydetti. Hekimliğin etik değerlerini, adanmışlıklarını ve hedeflerini kaybedilmemesi gerektiği bir meslek grubu olduğunu söyleyen Memişoğlu, "Eğer hekimliğin bu empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz. O nedenle bu tarafına da iyi bakmamız gerekir" diye konuştu. "Büyük hastanelerimizde teknoloji üsleri de yapacağız" Memişoğlu, Türkiye’deki muayene artış oranını yüzde 81 olduğunu, bu artış oranının hekimin sistemden, kamu hastanelerinden, özel hastanelerden ve üniversitelerden çıkmaya başladığını gösterdiğini kaydederek, "Ama hekimlik zorla iş yaptırılacak bir insan gücü değil. Hekim biraz değerli olduğunu hissetmek istiyor, ona zorla hiçbir şey yaptırtamazsınız. Zor yönetilen hekim, analitik düşünür hemen boşluğu bulur. Onun için hekim severek, isteyerek hedefli çalışan adamdır. Onun için ona hedef koyacağız. Hedef şu, üreteceksin, elde edeceksin. Ben bunu sağlatmaya çalışacağım" dedi. Türkiye’nin estetikte, saç ekiminde ve botoksta yani sağlığın "görsel tarafını" yönettiğini aktaran Memişoğlu, "Ama sağlıklı tarafın sağlığını da yönetmemiz gerekiyor. Buna da özel sektör olarak bakmamız ve bakanlık olarak buranın önünü açmamız gerekiyor. Sağlıklı kalana da sağlıklı kalmak isteyene de bir hizmet sunmamız gerekiyor, bir alan açmamız gerekiyor. Bunu yapmıyoruz" ifadelerini kullandı. Memişoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı (TÜSEB) bilim üreten, üretmek isteyen üreticinin veya bilim insanına yatırım yapmak isteyen büyük fonların ekosistemini oluşturacak bir yapıya dönüştüreceklerini söyleyerek, "TÜSEB’in biliyorsunuz aynı zamanda şirketi de var kendisinin altında. O şirketle de gerektiği zaman bu yapıları kendi finansmanıyla yapabileceğini öngörüyoruz ve burayı esasında bakanlığımızın bilim ve üretim mutfağı olarak görüyoruz. Burada öncelikli olarak ne üreteceğiz, hangi klinik çalışmalar yapacağız, hangi bilimi üretmek için ön plana çıkaracağız, burada oluşturacağız" şeklinde konuştu. "Elimizde olan işlenmemiş petrol diye düşündüğümüz sağlık verilerimizin bilimsel işleyişini TÜSEB’teki AI enstitüsüne yapacağız ve oradaki petrolü işler hale getirip, rafine edip dünya bilimine sunacağız" diyen Memişoğlu, şunları kaydetti: "Böylece Türkiye’nin esasında yazılım anlamında da bilişim anlamında da o verileri kullanıp, onları sağlık hizmetlerine, tedaviye ve yeni bir şey söylemeye kullanır hale getireceğiz. Büyük hastanelerimizde teknoloji üsleri de yapacağız. Böylece teknoloji, bilim insanı, hasta aynı yerde, buna özel finansmanın da olduğu alanlarla yeni şeyler söyleyeceğiz."