KÜLTÜR SANAT - 12 Ağustos 2024 Pazartesi 10:14

Ertaş: “Hoca Raif Efendi’ye vefa göstermeliyiz”

A
A
A
Ertaş: “Hoca Raif Efendi’ye vefa göstermeliyiz”

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş şehirlerde mekân, meydan, cadde ve sokaklara verilen isimlerin o şehrin hafızasını ve hatırasını, şehir ve millet kimliğini en diri tutan mesuliyeti mühim işlerden biri olduğuna dikkat çekerek şehre ve Türk milletine büyük hizmetleri olmuş, millî değerlerin layık olduğu yerlere isimlerinin verilerek yaşatılması gerektiğini söyledi.


Bir grup şehir araştırmacıyla yaptıkları şehir gezisinde, şehrin ve Türk milletinin çok kıymetli isimlerine kenar mahallelerde, metruk sokaklarda, patika yollarda rastlamış olmalarının kendilerini çok üzdüğünü dile getiren TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş bu kıymetli isimlerin tam da Sümmanî’nin dediği gibi bir kenara yazıldığını; Aşık Emrah, Aşık Sümmanî, Aşık Reyhanî, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Halit Paşa, Kemanî Haydar Telhüner isimlerine terk edilmiş mahallelerde ve kenar mahallelerde rastladıklarını söyleyen Ertaş şehrin yeni ve modern semtlerinde tarihi şahsiyetlerin adlarını görmek istediklerini söyledi.


“İsmi mutlaka yaşatılmalı”


Şehirde ismine rastlanılmayan değerlerden birinin de Erzurum Kongresi’nin mimarlarından Hoca Raif Efendi olduğunu belirten Ertaş sözlerine şöyle devam etti: “1874’te Erzurum’da Muratpaşa Mahallesi’nde doğup yaşadığı döneme göre çok ciddi eğitim alan, Erzurum’da ve birkaç ilde kadılık, Osmanlıda 2 dönem, Cumhuriyet’te 6 dönem milletvekilliği yapan, Vilâyât-ı Şarkiyye-i Müdâfaa-i Hukûk-ı Millîyye Cemiyeti’nin kurucu başkanı, Erzurum Vilayet Kongresi’ne başkanlık, açılışını yaptığı Erzurum Kongresi’nde ise başkan yardımcılığı yapan, temsil heyetine seçilerek Sivas Kongresi’ne katılıp Sivas’ta konuşmacıların ekseriyatına sert tepki göstererek mandacılık fikrine karşı çıkan millî kahramanımız, mümtaz şahsiyet Hoca Raif Efendi kendi şehri Erzurum’da maalesef henüz yeterince bilinmiyor, herhangi bir yerde adı yaşatılmıyor, yeni nesil onu tanımıyor. Hoca Raif Efendi’nin adının layığınca şehrimizde bir yerde yaşatılmasını şehrin yöneticilerinden, yerel yönetimlerimizden istirham ediyoruz.”



Ertaş: “Hoca Raif Efendi’ye vefa göstermeliyiz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Sağlık Bakanı Memişoğlu: "Hekimliğin bu empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Eğer hekimliğin empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz. O nedenle bu tarafına da iyi bakmamız gerekir" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ankara’da bir otelde Özel Hastaneler Platformu Derneğince düzenlenen 12. Sağlık Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, Türkiye’de doktor sayısı ile nüfus artarken ve sağlık hizmetinin sağlık turizmiyle gelişirken bu anlamda özel sektörün büyümemesini iddia etmenin yanlış olduğunu ve adil şekilde büyümesi gerektiğini ifade etti. Üniversitelerin sağlığın geleceğini yönettiğini aktaran Memişoğlu, yükseköğretim kurumlarının sağlıkla ilgili gelecek insan kaynağının kalitesini ve kişiliğini oluşturduğunu ve bu kurumların iyi olmadığı takdirde 10 sene sonra insan kalitesinin yetersizliğinden bahsedilebileceğini kaydetti. Hekimliğin etik değerlerini, adanmışlıklarını ve hedeflerini kaybedilmemesi gerektiği bir meslek grubu olduğunu söyleyen Memişoğlu, "Eğer hekimliğin bu empati duygusu, özverisi, hastayla iletişim ilişkisini bozarsak hepimiz kaybederiz. O nedenle bu tarafına da iyi bakmamız gerekir" diye konuştu. "Büyük hastanelerimizde teknoloji üsleri de yapacağız" Memişoğlu, Türkiye’deki muayene artış oranını yüzde 81 olduğunu, bu artış oranının hekimin sistemden, kamu hastanelerinden, özel hastanelerden ve üniversitelerden çıkmaya başladığını gösterdiğini kaydederek, "Ama hekimlik zorla iş yaptırılacak bir insan gücü değil. Hekim biraz değerli olduğunu hissetmek istiyor, ona zorla hiçbir şey yaptırtamazsınız. Zor yönetilen hekim, analitik düşünür hemen boşluğu bulur. Onun için hekim severek, isteyerek hedefli çalışan adamdır. Onun için ona hedef koyacağız. Hedef şu, üreteceksin, elde edeceksin. Ben bunu sağlatmaya çalışacağım" dedi. Türkiye’nin estetikte, saç ekiminde ve botoksta yani sağlığın "görsel tarafını" yönettiğini aktaran Memişoğlu, "Ama sağlıklı tarafın sağlığını da yönetmemiz gerekiyor. Buna da özel sektör olarak bakmamız ve bakanlık olarak buranın önünü açmamız gerekiyor. Sağlıklı kalana da sağlıklı kalmak isteyene de bir hizmet sunmamız gerekiyor, bir alan açmamız gerekiyor. Bunu yapmıyoruz" ifadelerini kullandı. Memişoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nı (TÜSEB) bilim üreten, üretmek isteyen üreticinin veya bilim insanına yatırım yapmak isteyen büyük fonların ekosistemini oluşturacak bir yapıya dönüştüreceklerini söyleyerek, "TÜSEB’in biliyorsunuz aynı zamanda şirketi de var kendisinin altında. O şirketle de gerektiği zaman bu yapıları kendi finansmanıyla yapabileceğini öngörüyoruz ve burayı esasında bakanlığımızın bilim ve üretim mutfağı olarak görüyoruz. Burada öncelikli olarak ne üreteceğiz, hangi klinik çalışmalar yapacağız, hangi bilimi üretmek için ön plana çıkaracağız, burada oluşturacağız" şeklinde konuştu. "Elimizde olan işlenmemiş petrol diye düşündüğümüz sağlık verilerimizin bilimsel işleyişini TÜSEB’teki AI enstitüsüne yapacağız ve oradaki petrolü işler hale getirip, rafine edip dünya bilimine sunacağız" diyen Memişoğlu, şunları kaydetti: "Böylece Türkiye’nin esasında yazılım anlamında da bilişim anlamında da o verileri kullanıp, onları sağlık hizmetlerine, tedaviye ve yeni bir şey söylemeye kullanır hale getireceğiz. Büyük hastanelerimizde teknoloji üsleri de yapacağız. Böylece teknoloji, bilim insanı, hasta aynı yerde, buna özel finansmanın da olduğu alanlarla yeni şeyler söyleyeceğiz."