GÜNDEM - 17 Eylül 2024 Salı 09:10

Atatürk Üniversitesi, 17 göstergede artış gösterdi

A
A
A
Atatürk Üniversitesi, 17 göstergede artış gösterdi

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen “Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı Değerlendirme Toplantısı”na katıldı.


Başkent Ankara’da gerçekleşen toplantıya, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu’nun yanı sıra; Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Başkan Vekili Prof. Dr. Haldun Göktaş, Yükseköğretim Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Prof. Dr. Arif Bilgin, Prof. Dr. Mahmut Ak ile araştırma üniversitelerinin ve aday üniversitelerin rektörleri ile davetliler katıldı.


Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar başkanlığında gerçekleşen toplantıda üniversitelerin yıllık performansı; araştırma kalitesi, araştırma kapasitesi ile etkileşim ve iş birliği boyutlarında toplam 31 gösterge ile değerlendirildi. Buna göre; A1, A2, A3 olarak 3 kategoride sınıflandırıldığı Araştırma Üniversiteleri Toplantısında Atatürk Üniversitesi; araştırma kalitesi, araştırma kapasitesi ile etkileşim ve iş birliği kategorilerinin tamamında puanını geçen yıla göre artırarak Araştırma Üniversiteleri içerisinde A2 kategorisindeki yerini ve sıralamasını koruyarak bu yıl da geçen yıl olduğu gibi 23 üniversite içerisinde yer aldı.


Önceki yıla oranla en fazla artış gösteren ilk 5 gösterge olan; üniversite-sanayi iş birlikleri yayın oranı (%1071,2), uluslararası öğrenci oranı (%342,6), üniversite-iş dünyası iş birliği ile yapılan ar-ge ve yenlik projelerinden alınan fon tutarı (%259,4), uluslararası proje fon tutarı (%235,6), ulusal bilim ödülü sayısı (%200) başta olmak üzere, toplamda 17 göstergede artış gösteren Atatürk Üniversitesi, başarısını sürdürme noktasında çalışmalarına devam ediyor.


Başkan Özvar: “Araştırma Üniversitelerinin Uluslararası Alanda Daha Görünür Olmasını Hedefliyoruz”


Toplantıda, Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Naci Gündoğan araştırma üniversitelerinin performans değerlendirme kriterlerine ilişkin sunum yaptı. Gündoğan’ın ardından kürsüye çıkan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin ulusal ve uluslararası rekabet gücünü artırmak için alınan tedbirlere dikkat çekerek, özellikle araştırma üniversitelerinin dünya çapında daha görünür olmasını hedeflediklerini belirtti.


Araştırma üniversitelerinin performanslarını yakından takip ettiğini vurgulayan Özvar: “6 üniversitemizi Araştırma Üniversiteleri Aday İzleme Programına dahil ettik. Bu üniversitelerimiz; Akdeniz, Gaziantep, Kocaeli, Ondokuz Mayıs, Sakarya ve Selçuk Üniversiteleridir. Bu çerçevede Aday İzleme Programına dahil edilen 6 üniversitemizi 2024 yılı itibariyle 2 yıllık izleme sürecine aldık. Bu sürenin, yani 2025 yılının sonunda, bu üniversitelerimiz arasından performansı mevcut araştırma üniversitelerinin üzerine çıkan olduğu takdirde bunları programa dahil etmeyi planlıyoruz. Dolayısıyla araştırma üniversitesi statüsüne yükselme yolunu tüm üniversitelerimiz için açık tutuyoruz.” şeklinde konuştu.


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen Araştırma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı Değerlendirme Toplantısının, üniversiteler için mevcut araştırma kapasitelerini geliştirmek ve uluslararası alanda daha güçlü bir şekilde konumlanmalarını sağlamak adına büyük bir önem taşıdığını belirten Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu; bu toplantı vesilesiyle, Türkiye’nin araştırma odaklı üniversitelerinin geleceği ve dünya çapındaki sıralamalarda nasıl daha yüksek yerlere gelebileceği üzerine yapılan tartışmaların oldukça verimli geçtiğini dile getirdi.


“Dünya çapında tanınan bilim insanlarıyla iş birliği yapmayı önemsiyoruz”


Toplantıya ilişkin bir değerlendirme yapan Prof. Dr. Hacımüftüoğlu: “Özellikle büyük veri (Big Data) çalışmalarının üniversitelerimizde etkin bir şekilde kullanılması, sadece bilimsel araştırmalarda değil, sanayi iş birlikleri ve toplumsal fayda açısından da kritik bir rol oynamaktadır. Atatürk Üniversitesi olarak bizler, büyük veri teknolojilerini kullanarak yürüttüğümüz araştırma projelerinin kapsamını her geçen gün genişletmekteyiz. Bununla birlikte, bu alandaki ulusal ve uluslararası iş birliklerimizi güçlendirmek için de önemli adımlar atmaktayız. Toplantıda ele alınan bir diğer önemli konu da, uluslararası danışma kurullarının oluşturulması sürecidir. Araştırma odaklı bir üniversitenin başarısı, yalnızca kendi iç dinamikleriyle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda uluslararası bilim insanlarıyla sürekli bir etkileşim içerisinde olmalıdır. Bu bağlamda Atatürk Üniversitesi, dünya çapında tanınan bilim insanlarıyla iş birliği yaparak hem akademik hem de araştırma projelerinde global bir vizyona sahip olmayı sürdürmektedir. Uluslararası danışma kurulları, üniversitemizin uluslararası görünürlüğünü artırmak ve akademik dünyada daha güçlü bir yer edinmemizi sağlamak için kilit bir rol oynayacaktır” diye konuştu.


Rektör Hacımüftüoğlu: “Bu Misyonun Bir Parçası Olmaktan Gurur Duyuyoruz”


Yükseköğretim Kurulunun Uluslararası Araştırmacı Projeleri kapsamındaki yararlanıcı istatistiklerinin, bilim insanı hareketliliğinin önemini bir kez daha hatırlattığını aktaran Rektör Hacımüftüoğlu: “Bilim insanlarının uluslararası düzeydeki mobilitesi, bilgi transferinin hızlanması, farklı araştırma ekollerinin entegrasyonu ve çok disiplinli projelerin hayata geçmesi açısından vazgeçilmezdir. Atatürk Üniversitesi olarak bizler de, uluslararası araştırmacıların üniversitemize gelmesi için uygun koşulları sağlamaya ve bu süreci teşvik etmeye devam edeceğiz. Bu toplantı, araştırma odaklı üniversitelerin Türkiye’nin geleceği için oynadığı stratejik rolü bir kez daha gözler önüne serdi. Atatürk Üniversitesi olarak bizler, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde öncü projelerle bu misyonun bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz. İhtisaslaşma ve misyon farklılaşması süreçlerinde elde ettiğimiz başarıları daha ileriye taşımak için tüm akademik ve idari kadromuzla birlikte var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz" sözleriyle değerlendirmesini tamamladı.


Toplantı, dilek ve taleplerin dinlenmesi ve yeni yol haritasının belirlenmesi ile sona erdi.



Atatürk Üniversitesi, 17 göstergede artış gösterdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri 2 ilden büyük mahalleye kadın eli değdi Türkiye’nin nüfus olarak 2 ilinden büyük olan Talas ilçesine bağlı Mevlana Mahallesi’nin kadın muhtarı Hacer Arık, 20 muhtar adayının toplam oyundan daha fazla oy alarak seçildiği 2’inci döneminde heyecanla hizmet vermeye devam ediyor. 86 bin 47 nüfuslu Bayburt’tan ve 89 bin 317 nüfuslu Tunceli’den büyük olan Talas ilçesine bağlı 89 bin 802 nüfuslu Mevlana Mahallesi’nin kadın muhtarı 3 çocuk annesi Hacer Arık; geçen sene yapılan seçimlerde yeniden muhtar seçilerek 2’inci kez seçildi. Nüfusa göre Türkiye’nin 6’ıncı büyük mahallesinde muhtarlık görevini heyecanla yürüten Arık, kadınlara da örnek oldu. Seçime 20 rakiple giren ve rakiplerinin aldığı toplam oy oranından daha fazla oy alan Arık, mahallesindeki herkese ulaşmaya çalışıyor. “Büyük bir oy farkıyla yeniden kazandım” Muhtar olma hikayesini anlatan Talas Mevlana Mahallesi Muhtarı Hacer Arık; “Ben bir yurdun yemekhanesi işletiyordum. Oradaki kızlarımız seçim dönemi yaklaşınca “bizimle çok ilgilendiğine göre, mahalleyle de ilgilenirsin, seni muhtar seçelim” dediler. Arkadaş çevremde çok istiyordu. Benim de aklıma yattı. Zaten mahalleye hakim bir kişiyim hem de çok tanınıyorum. Karar aldım, muhtar adayı oldum ve seçildim. Bizim zor bir mahallemiz var. Mahallede büyük olduğu için herkese tek tek ulaşmam gerekiyor. Arayan herkese de cevabını tek tek veriyorum. Beni arayan herkese mutlaka dönerim. Bunu kendime sorumluluk olarak görüyorum. Mahalle sakinlerimizde benden memnun olduklarını söylüyorlar. Bende “demek ki mahalleye faydalı biriyim” dedim ve ikinci dönemde de adaylığımı koydum. Büyük bir oy farkıyla da yeniden kazandım. Mahalleme de teşekkür ederim. Geçen sene ki seçimde 21 aday vardı. Hepsinin aldığı toplam oyu ben aldım” ifadelerini kullandı. “Güzel hizmetler yapıyoruz” Mahallesinin gelişmesi adına güzel hizmetler yaptığını kaydeden Arık; “Burada güzel hizmetler yapıyoruz. Mahalle büyük olduğu için sorunlar da oluyor ama geneli yapılıyor. Mahallemize kadın kültür merkezi açmak istiyorum. Bayanlara özel yürüyüş yolu yapmayı düşünüyorum. Biz kadınlar olarak güçlüyüz. Hep birlikte bir ailenin içerisindeyiz. Bizim içinde önemli olan aile. Aile güzel olursa her şey güzel oluyor” diye konuştu.
İstanbul Gençler otonom araçların geleceğinde umut veriyor Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nden 11 öğrencinin oluşturduğu “Navi İda” takımı, “TEKNOFEST İnsansız Deniz Aracı” yarışmasında, “En Özgün Yazılım” ödülünü aldı. Otonom cihazların savunma sanayisi ve sivil hayatta her geçen gün önemini artırdığı günümüzde bu başarıyı elde eden öğrencilerin hedefinde projelerini geliştirmek ve gelecekte dünyada ses getirecek başarılara imza atmak var. Otonom araçların önemi her geçen gün artarken, düzenlenen yarışmalar gençlerin bu alana ilgisini daha fazla çekiyor. Gelecekte insansız araç üretme konusunda hevesli olan öğrenciler, daha yolun başında önemli başarılara imza atıyor. Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde okuyan 11 öğrencinin oluşturduğu “Navi İda” takımı bu alana kafa yoran yetenekli gençlerden oluşuyor. Aldıkları eğitimle, otonom cihaz yapma becerilerini geliştiren o öğrenciler, Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nin(TEKNOFEST)İnsansız Deniz Aracı yarışmasında, “En Özgün Yazılım” ödülünü alma başarısı gösterdi. Ekip 11 kişiden oluşuyor Yaklaşık 6 ay süren çalışmalarda tamamlanan projenin takım liderliğini mekatronik öğrencisi Aslı Gönül Ansen yaptı. “Navi İda“ adını verdikleri takım 3 ekip halinde çalıştı. Projenin mekanik kısmını Utku Özcan ve Can Kanat yaparken, elektronik ekipte Metehan Karaaslan, Ömer Taha Serin ve Ural Varoğlu yer aldı. Yazılımdaysa Semih Vicir, Selim Hacıömeroğlu, Ahad Aydın ve Mustafa Sepen görev yaptı. Takımın sosyal medyasını ise Lila Kayıran yönetti. “Proje takımlarımızı destekliyoruz” Takımın danışmanlığını yapan Öğretim Görevlisi Sinan Yiğit, elde edilen başarı sonrasında değerlendirmelerde bulundu. Yiğit, öğrencileriyle gurur duyduğunu belirtirken; güvenlikten lojistiğe, tarımdan, savunma sanayisine kadar birçok alanda önemi artan otonom araçlarla ilgili alınan başarının önemli olduğunu belirtti. Bu tür başarıların sadece Bahçeşehir Üniversitesi için değil ülkemiz adına önemli olduğunu söyleyen Yiğit, sözlerine şöyle devam etti: “Bahçeşehir Üniversitesi olarak bu teknolojik ilerleme sürecinin bir parçası olmak adına otonom kara, hava ve deniz araçlarının yarıştığı önemli organizasyonlara katılan proje takımlarımızı desteklemeye devam ediyoruz. Öğrencilerimize üniversitemiz robotik laboratuvarlarında sağladığımız çalışma alanı, teknik ekipman ve akademik mentorluk desteği ile yenilikçi fikirlerini gerçeğe dönüştürmeleri için gereken imkanları sunmaktayız. Bu çerçevede, insansız deniz aracı takımımız Navi İda, bu sene katıldığı yarışmada ‘En Özgün Yazılım’ ödülünü alarak büyük bir başarı elde etti. Öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” ‘Gelecekte ülkemizi temsil etmek istiyoruz’ Yazılım alanında oluşturdukları farklılıkla dikkat çeken takımının lideri Aslı Gönül Ansen ise yazılımda yapay zeka teknolojilerini kullandıklarını belirterek, “Navi İda takımını, hem kendimizi geliştirmek hem de inovasyona dayalı projeler üretmek amacıyla kurduk. Takımımızın mekanik ekibi, aracımızın tasarımını bilgisayar tabanlı teknik çizim programları kullanarak gerçekleştirdi ve dayanıklılık hesaplamalarını tamamladı. Elektronik ekibimiz, seçtiğimiz elektronik bileşenleri araca entegre ederek sistemin sorunsuz çalışmasını sağladı. Yazılım ekibimiz ise bilgisayarlı görü, yol bulma algoritmaları ve yapay zeka teknolojilerini kullanarak aracın tam otonom hareket etmesini sağladı. Ayrıca, Robot İşletim Sistemi (ROS) aracılığıyla geliştirdiğimiz algoritmaların hem kendi içlerinde hem de diğer elektronik parçalarla kusursuz bir uyum içinde çalışmasını sağladık. Gelecekte üniversitemizi ve ülkemizi uluslararası çeşitli yarışmalarda temsil etmenin yanında projemizi Ar-Ge süreçleriyle geliştirerek otonom araçların dönüşümün etkin bir parçası olmasını hedefliyoruz” dedi.
Denizli Üç hizmeti aynı anda yapan Türkiye’deki ilk ve tek belediye; Merkezefendi Merkezefendi Belediyesi, ilçedeki vatandaşlara uygun fiyatlı ve kaliteli et ürünleri sunan Merkezefendi Halk Et Mağazası’nın ilk şubesinin açılışını yarın gerçekleştirecek. Başkan Doğan, “Tüm hemşerilerimizi açılışımıza bekliyoruz” dedi. Merkezefendi Belediyesi sosyal belediyecilik anlayışı ile çalışmalarına devam ediyor. Merkezefendi Belediyesi, Halk Süt ve Halk Ekmek’ten sonra Merkezefendi Halk Et’i de ilçeye kazandırdı. Halk Et Mağazası’nın ilk şubesi 10 Ekim Perşembe günü saat 12.00’de açılıyor. Değirmenönü Mahallesi Saltak Caddesi No:118/A adresinde bulunan ‘Merkezefendi Halk Et’ yerli üreticilerden temin edilen sağlıklı ve hijyenik et ürünlerini tüketiciyle buluşturuyor. Bu hizmet ile vatandaşların kaliteli ete uygun fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. “Sosyal belediyecilik anlayışı ile hizmet ediyoruz” Tüm Denizlilileri açılışa davet eden Başkan Doğan, “2019’dan bu yana hemşehrilerimizle birlikte, sosyal belediyeciliğin en güzel örneklerini bir bir hayata geçiriyoruz. Halk Süt ve Halk Ekmek’ten sonra Merkezefendi Halk Et’i ilçemize kazandırarak, üç hizmeti aynı anda sunan Türkiye’deki ilk ilçe belediyesi olacağız. Hemşehrilerimiz sağlıklı, kaliteli ve uygun fiyatlı et ürünlerine her gün kolayca ulaşabilecek. Merkezefendi Halk Et Mağazamızın ilk şubesini 10 Ekim Perşembe günü saat 12.00’de, Değirmenönü Mahallesi Saltak Caddesi’nde açıyoruz. Tüm hemşehrilerimizi açılışımıza davet ediyorum” diye konuştu.
Mersin MSK, galibiyet sevincini kendi sahasında da sürdürmeyi hedefliyor Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi’nde mücadele eden ve ilk maçında deplasmanda Merkezefendi Belediyesi’ni mağlup eden Mersin Spor Kulübü (MSK), galibiyet sevincini kendi evinde de sürdürmeyi hedefliyor. Yeni transferler ile kadrosunu daha da güçlendiren MSK, bu sezonda ‘aynı rotada aynı potada’ diyerek sürdürdüğü mücadelesinde maç coşkusunu birlikte yaşamak için Mersinlilerin desteğini bekliyor. MSK Başantrenörü Can Sevim, Süper Lig’de deplasmanda aldıkları ilk galibiyetin oldukça değerli ve önemli olduğunun altını çizerek, bu galibiyetin kendilerine özgüven ve avantaj sağladığını ifade etti. Sevim, “Denizli gibi zor bir deplasmandan galibiyetle dönmüş olmak açıkçası bizi çok mutlu etti. Şimdi önümüzde evimizde oynayacağımız ilk maç var. Aliağa Petkim Spor’la pazar günü saat 18.00’da oynayacağız. Umarım seyircilerimiz de bizimle beraber bu heyecanı paylaşıyorlardır ve burayı doldurup sezonun ilk maçında bize her zaman olduğu gibi muhteşem bir destek verirler. Biz de onların desteğiyle ikinci maçımızı kazanıp emin adımlarla yolumuz devam ederiz” dedi. “Gün geçtikçe birbirleriyle oynamayı öğrenen bir takım var” Başarılarının arkasında çok büyük bir emek, yönetim ve ekip desteği olduğunu da belirten Sevim, yeni sezonla ilgili de, “Büyük değişiklikler yaptık ve kadromuza yeni oyuncular katıldı. Bu kadroyu kurarken de benim sistemimi en iyi şekilde yerine getirebilecek oyuncuları bir araya getirmeye çalıştık. Geçen yıldan devam eden oyuncularımız da var. Bunları harmanlayıp bugünkü takımımızı ortaya çıkardık. Şimdi bu takımın beraber oynamayı öğrenip gelişmesi ve her gün daha iyiye gitmesi gerekiyor ki sezon başladığından beri de gözlemlediğimiz o. Gün geçtikçe daha iyi olan, daha birbirine alışan, birbirleriyle oynamayı öğrenen bir takım var elimizde. Sezon sonuna da bu çok pozitif bir şekilde yansıyacaktır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Sezona iyi bir başlangıç yaptık” Oyunculardan Canberk Kuş, takım kimyasının her geçen gün daha da iyiye gittiğini ve yoğun bir kamp sezonu atlattıklarını aktararak, “Sezona iyi bir başlangıç yaptık. Sezonun ileriki zamanlarında bu galibiyeti daha iyi anlayacağız. Çünkü Denizli her zaman zor bir deplasmandır. Orada kazanmamız iyi oldu. Takımımızda sakatlananlar olmasına rağmen iyi oynadığımızı düşünüyorum. Ben geçen sene de buradaydım ama farklı bir salonda oynuyorduk ama taraftarımızın desteği ile ev sahibi olduğumuz maçları kaybetmek istemiyoruz" diye konuştu.