ASAYİŞ - 08 Ekim 2024 Salı 09:41

Emniyet Müdürü Baybaba, Özel Harekat ve Çevik Kuvvet polisleriyle bir araya geldi

A
A
A
Emniyet Müdürü Baybaba, Özel Harekat ve Çevik Kuvvet polisleriyle bir araya geldi

Erzincan İl Emniyet Müdürü Zafer Baybaba, Özel Harekat ve Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görev yapan personeli denetleyerek yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.


Müdür Zafer Baybaba personelle iş ve işleyişler hakkında bir süre istişare ederek, görevlerinde başarılar ve kolaylıklar diledi.



Emniyet Müdürü Baybaba, Özel Harekat ve Çevik Kuvvet polisleriyle bir araya geldi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Ordu Büyükşehir Belediyesi’nden kavşak çalışması Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından, Altınordu ilçe merkezinde bulunan Karşıyaka Mahallesi’nden geçen çevreyolu üzerinde bulunan, yaya ve araç güvenliğini tehlikeye sokan Kuğukent kavşağında düzenleme ve sinyalizasyon çalışması başlatıldı. Ordu Büyükşehir Belediyesi, ilçelerin ulaşım ağını güvenli ve konforlu hale getirmek için çalışmalarını sürdürüyor. İlçelerde özellikle kavşak bölgelerinde bulunan trafik sıkışıklığının giderilmesi, vatandaşların güvenli ve rahat bir şekilde şehir merkezlerinde seyahatlerinin sağlanması için mevcut kavşaklar projelendirerek düzenleyen ve ihtiyaç duyulan bölgelerde yeni kavşaklar açan Büyükşehir Belediyesi, yaptığı bu çalışmalarla trafiği rahatlattı. Kavşakların daha işlevsel hala getirilmesi ve trafik akışında rahatlama sağlanması için kavşaklarda düzenleme yapan Büyükşehir Belediyesi bunlar bir yenisini daha ekledi. Altınordu ilçesi Karşıyaka Mahallesi içerisinden geçen ve mahalleyi ikiye bölen çevreyolu üzerinde bulunan, günün ihtiyaçlarına karşılık veremeyen ve sık sık trafik sorunlarının yaşandığı Kuğukent kavşağında çalışmalarına başladı. Altınordu’nun trafik sorunları en aza indirilecek Yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu kavşakta başlayan çalışmalarla geometrik ve trafik düzenleme projesi hazırlanırken kavşağın çalışma prensibinin sinyalizasyon sistemi ile olması kararlaştırıldı. Bu proje kapsamında, mevcut dönel kavşak kaldırılarak, trafik ışıklarından bağımsız sağa serbest dönüş şeritleri oluşturulacak. Ayrıca, ana yolda yetersiz kalan depolama alanlarının yerine sola dönüş şeritleri tasarlanacak. Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte trafikte bekleme süreleri azaltılarak şehir içi trafik akışkanlığı artırılacak ve can ile mal güvenliği sağlanmış olacak. Kavşak çalışmalarını değerlendiren Karşıyaka Mahalle Muhtarı Nail Şafak Çelebi, yapılan düzenlemenin yaya ve araç trafiğini rahatlatacağını ifade ederek, “Büyükşehir Belediyemize bu hizmetten dolayı çok teşekkür ediyorum. Burası uluslararası bir yol. Bu yolda sinyalizasyon önemli bir ihtiyaçtı. Aynı zamanda bölgeye de yeni bir okul açıldı. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde çok sayıda insanın kullandığı da bir kavşak. Tüm bu nedenlere birlikte bu önemli sorunumuz çözüme kavuşturan Ordu Büyükşehir Belediyemize tüm mahallem adına teşekkür ediyorum” dedi. Öte yandan yoğun bir çalışma içerisinde olan Büyükşehir Belediyesi ekipleri çalışmalarını kısa süre içerisinde tamamlayarak kavşağı hizmete alacak.
Bursa Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan BTÜ’ye birincilik ödülü Bursa Teknik Üniversitesi öğrencilerinin tasarladığı Döner Kanat İHA, TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali Teknoloji Yarışmaları’nda birinciliğe layık görüldü. BTÜ ANTARES takımı birincilik ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden adı. BTÜ öğrencileri 2 farklı kategoride “En İyi Takım Ruhu Ödülü” alırken 1 takım ise Tarımsal İnsansız Kara Araçları Kategorisi’nde beşinci oldu. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrenci takımları, 2024 TEKNOFEST Teknoloji Yarışmalarını dört ödülle tamamladı. BTÜ ANTARES Takımı TEKNOFEST Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları Gıda ve Tarım Kategorisi’nde 1’ncilik elde etti. Yapay zekâ ile hayvan sürülerini, yırtıcı hayvanlardan korumak için döner kanat İHA geliştiren takım ödülünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. BTÜ BÜRKÜT Takımı Uçan Araba Simülasyon Kategorisi’nde, Remind Takımı ise Psikolojide Teknolojik Uygulamalar Kategorisinde "En İyi Takım Ruhu Ödülü’ne layık görüldü. İKA Takımı ise Tarımsal İnsansız Kara Araçları Kategorisinde 5’nciliği elde etti. Rektör Çağlar’dan tebrik TEKNOFEST 2024 yarışmalarına başvuran, finallere kalan ve ödül almaya hak kazanan öğrencileri ve akademik danışmanlarını kutladığını belirten BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, “Bir sene önce kurduğumuz Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğü ile akademik aklı ve tecrübeyi öğrenci takımlarımıza sistematik olarak yansıtabiliyoruz. Bu sayede BTÜ takımları TEKNOFEST ve diğer tüm teknoloji yarışmalarından derecelerle dönüyor. Büyük başarılara imza atan öğrencilerimizin, sunduğumuz teknik eğitim, laboratuvar ve atölye imkanları ile her zaman yanındayız. Hedefimiz her yıl daha büyük başarılara imza atmak. Bu kapsamda tüm öğrencilerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum” dedi. Ödüllü projelerin detayları ANTARES Takımı TEKNOFEST Üniversite Öğrencileri Araştırma Proje Yarışmaları Gıda ve Tarım Kategorisi’nde 1’ncilik elde ettiği Döner Kanat İHA ile yapay zekâ desteğiyle, sürü hayvanlarını yırtıcı hayvanlardan korumayı amaçlıyor. BTÜ-ANTARES takımının 18 aylık çalışmasıyla tasarlanan İHA sayesinde sürü hayvanlarının otlatılması sırasında yabani hayvanlar tarafından gerçekleşebilecek saldırıların önüne geçilerek, kayıpların önlenmesi hedefleniyor. Remind Takımı’nın Psikolojide Teknolojik Uygulamalar Kategorisinde "En İyi Takım Ruhu Ödülü’ne layık görüldüğü projesi ise alzheimer hastalığının erken evresinde olan bireylerin bilişsel bozulmalarının, geliştirilen VR tabanlı uygulama sayesinde yavaşlatmayı ve hastalık seyrinde ortaya çıkan bozuklukları hafifletmesini amaçlıyor. Uçan Araba Simülasyon Kategorisinde ödül alan BTÜ BÜRKÜT Takımı’nın projesi; otonom uçuş algoritmaları geliştirme, stratejik kontrol sistemleri tasarımı ve çeşitli senaryolar üzerinden uçan araç performansını değerlendirme üzerine odaklandı. Proje ile belirlenen simülasyonlarda etkili çözümler üreterek geleceğin hava taşımacılığına yönelik yenilikçi fikirler sunmak ve bu çözümlerin sanal ortamda uygulama fırsatı bulması amaçlanıyor. İKA Takımı’nın Tarımsal İnsansız Kara Araçları Kategorisinde 5’nciliği elde ettiği MATROBOT projesinde ise ekili tarım arazisinde kültür bitkilerini tanımlayarak otonom bir şekilde seyir ve bu sırada çapa yapabilmesi yeteneği kazandırmak ve yabani bitkileri tespit ederek kullanıcıya konumunu bildirilmesi ana hedefleri arasında yer alıyor.
Muğla TEKNOFEST’te ödül alan Milaslı gençlerden Saylak’a ziyaret Türkiye’nin en büyük teknoloji festivali olarak gençlerin teknolojiye olan ilgisini artırarak yenilikçi projeler geliştirmelerini teşvik etmeyi amaçlayan TEKNOFEST’ten Milas’lı gençler ödülle döndü. Festivalin Tarım Teknolojileri Yarışması’na hazırladıkları proje ile katılarak birincilik ödülünü alan 9 genç, festival dönüşü İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak’ı ziyaret etti. TEKNOFEST 2024 Tarım Teknolojileri Yarışması’nda büyük bir başarıya imza atarak lise seviyesinde yarışan 38 takım arasından birincilik elde eden Milaslı gençler, ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Hazırladıkları proje ile TEKNOFEST 2024 Yılı Tarım Teknolojileri Yarışması’nda “Ticarileştirme Potansiyeli Ödülü”ne layık görülen Milas’tan 9 lise öğrencisi, İl Tarım ve Orman Müdürü Barış Saylak’ı ziyaret ederek projelerini tanıttı. İneklerde ‘Çoklu Girdi İşleme İle Akıllı Erken Mastitis Uyarı Sistemi Akıllı Rahat Mastitis Uyarı Teknolojisi’ (ARMUT) projesi ile ödül alan gençleri tebrik eden İl Müdürü Saylak, “Gençlerin tarım ve hayvancılığa olan ilgisini artıran TEKNOFEST gibi etkinlikler, bize geleceğin sektör liderlerini kazandırıyor, gençleri tarım ve hayvancılık başta olmak üzere onların enerjisine ve gücüne ihtiyaç duyulan sektörlerle buluşturuyor. Ne mutlu bize ki Milaslı öğrencilerimizin başarısı, diğer gençlerimize de ilham kaynağı olacak ve gençlerimizi geliştirdikleri yenilikçi projeleri ile tarım sektörüne yöneltecek. Buna yürekten inanıyorum ve sizlerle gurur duyuyorum” dedi. Projenin, tarım ve hayvancılık sektöründe erken mastitis tespiti için yenilikçi bir çözüm sunduğunu ve bu yönüyle büyük bir ticari potansiyele sahip olduğunu söyleyen İl Müdürü Barış Saylak, “Odağında gençlerin olduğu bir Türkiye Yüzyılı’nı ne mutlu bize ki ilim ve teknolojiyle inşa ediyoruz. Bu tür projeler, tarım ve hayvancılığın geleceğini şekillendirmede büyük bir rol oynuyor. Akıllı tarım teknolojileri verimliliği artırırken, sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamaları da destekliyor. ARMUT projesi gibi yenilikçi çözümler, sektördeki sorunlara pratik ve etkili çözümler sunarak, tarım ve hayvancılığın geleceğine önemli katkılar sağlıyor. Bu vesileyle, sizlerin coşkusunu paylaşmaktan çok mutlu olduğumu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Muğla’mızın, bilime, araştırmaya, teknolojiye ve en önemlisi de tarıma meraklı tüm gençlerini sizlerin nezdinde sevgiyle selamlıyorum.” diye konuştu. Ödül alan öğrencileri ve onlara rehberlik eden öğretmenleri gönülden tebrik ettiğini söyleyen Saylak, gençlerin bu başarısında emeği geçen ailelerine, okul yönetimlerine, Milas İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne, laboratuvarını gençlerin hizmetine sunan Milas Süt Birliği’ne ve saha çalışmalarında gönüllü olan işletme sahiplerine de ayrıca teşekkür etti. Akıllı Rahat Mastitis Uyarı Teknolojisi (ARMUT) İneklerde Çoklu Girdi İşleme İle Akıllı Erken Mastitis Uyarı Sistemi Akıllı Rahat Mastitis Uyarı Teknolojisi (ARMUT) hayvancılık sektöründe ekonomik zarar ve verim düşüşüne yol açan en önemli sebeplerden biri olan ‘Mastitis’in olumsuz etkilerini minimize etmek amacıyla teşhisin erken konarak tedavi başarısını artırmayı hedefliyor. ARMUT; mastitis belirteçlerini çoklu değişkenlerle gerçek zamanlı ve detaylı olarak tespit edebilmesi, yenilikçi yollar sunması, akıllı telefona anlık veri iletebilmesi ve tüm bunları ekonomik olarak sunması nedeniyle üretici için kolay ve hızlı bir çözüm yolu sunuyor.
Antalya Beyazperde ve ekranların efsanevi oyuncusu Mehmet Aslantuğ’dan kırk yıllık samimi gözlemler Hem sinema perdesinde hem televizyon ekranlarında haklı bir yer edinmiş olan usta oyuncu Mehmet Aslantuğ, Antalya Film Forum kapsamında bir ustalık dersi verdi. 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında bugün başlayan Antalya Film Forum (AFF), sektörel buluşmalar ve yeni projelere destek programlarının yanı sıra çok özel misafirleri de ağırlıyor. Onlardan biri, bugün sinema yazarı Burak Göral’la birlikte ustalık dersine katılan, efsane oyuncu Mehmet Aslantuğ oldu. 1985’ten itibaren sinema filmleri ve televizyon dizilerinde rol alan Aslantuğ’un unutulmaz işleri arasında “Kapıları Açmak” (Osman Sınav), “Yengeç Sepeti”, “Bir Kadının Anatomisi” (Yavuz Özkan), “Akrebin Yolculuğu” (Ömer Kavur), TRT dizileri “Belene”, “İz Peşinde”, “Kurtuluş”, özel televizyon dizileri “İz Peşinde”, “Sıcak Saatler”, “Bir İstanbul Masalı”, “Hanımın Çiftliği” gibi yapımlar var. Aslantuğ; “Kapıları Açmak”, “Yalancı” ve “Yengeç Sepeti” filmleriyle Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödüllerinin de sahibi oldu. "Filmografi tek değer değildir" Ustalık dersi, Burak Göral’ın “90’lar ve 2000’lerde çok aktif kariyeri olan biriydiniz. Sonra bu aktiflikte işler çıkmadı. Oysa ben 2009’da siz bir de film yönetince çok sevinmiştim; hem oyuncu hem yönetmen, artık bizim de bir Kevin Costner’ımız var diye, ama devamı gelmedi. Bunun sebepleri nedir?” sorusuyla başladı. Aslantuğ, bunun gerekçesini şöyle açıkladı: "2002’de İstanbul Film Festivali’nde jüri üyesiydim. O dönem Atilla Dorsay aynı soruyu sormuştu. 90’larda sinemayla aktör olarak daha çok bir aradayken sonra özel televizyonculuk işleriyle uğraşıp sinemadan uzaklaşan bir aktör için üzülüyorum, demişti. Ama ben çok öyle düşünmüyorum aslında. Daha çok şey denebilir; Turgut Yasalar’ın da ya da başka arkadaşlarımızın da son 15 yıl içinde ‘eyvah’ dediğim filmleri var. Filmografiyi 6 film daha yukarıda tutabilirsin 3’er yıl arayla. Hatalı kararların da olabilir. Demek istiyorum ki filmografi, biricik kıymetli diye açıklamaktan imtina ederim. Hiç öyle bakmadım. Üniversitede tiyatroyla birlikte 78 kuşağı olarak biz, 68 kuşağının dertlendiği yerden, sadece siyasi olarak değil, sanatta da onların dilinden etkilendik. Aktör olarak işin mutfağıyla ilişkinin birkaç bileşeni var. Ben şahsen aktörlüğün; senaryonun, yönetmenin, başkaca kıymetlerin içinde mutlaka bir değer ifade ettiğine net inanan biriyim. Bundan bağımsız bir performansı düşünmek saçmalık. Yani yönetmenin anlam oluşturma becerisi ve oradaki aralıkların tanzimi, tahkimi, o meziyetin ortaya çıkaracağı şey; aktörü var eden bir şey. Aktör, yaşı ne olursa olsun, kendini bırakırsa o hamur tadında kıymete, oradan bir yere çıkabilir. Aynı oyuncu, aynı dönemde a birikimi yönetmeni projesiyle bir şeydir, b’de hiçbir şey olabilir. Kendi deneyiminin nöbetini tutar muhakkak fakat orada anlam oluşturma derinliğindeki balansı kaybedebilir, tek başına kimse oraya yetmez. 68 kuşağı, orayı temsil eden yönetmenlerin biraz psikolojide, sosyolojide, felsefede dertlendiği teknik yanları; görüntü yönetimine ve başka meziyetlere bıraktığı ve kendilerini orada çoğaltmış yönetmenlerin dünyası, önemliydi. Orayı kademe kademe kaybediyoruz kanısındayım. Dolayısıyla bu 40 yıla yaklaşan süreçte mesela ’Kapıları Açmak’, Mustafa Kutlu’nun eseriydi, o daha muhafazakâr iklimin yazarı gibi görünüyor, Osman Sınav’ın rejisiydi. Osman Sınav bence sonra televizyonda açtığı serüvenin dışında bir hassasiyette, bir sinema-TV öğrencisi olarak Lütfü Akadların, Metin Erksanların mirasını taşıyacak yetenekte, duyarlılıkta kendi kuşağının yönetmenlerinden biri. Şahsen aktörlüğün, özellikle bu coğrafyada, bir derdi üstlenebileceğini düşünürüm fakat mutfağın toplam kıymeti, ifadesi ve bereketi ne ise aktörlükle biricik ilişkinin kolay kolay tatmin etmediğine de inandım hep. Proje bazlı mümkün olabilir; Ömer Kavur’la buluşursunuz, okuldur; başka bir şey olabilir. Yavuz Özkan, Yusuf Kurçenli; kendi içinde bir şeydir. Mesela biz ’Sıcak Saatler’i 1996’da Attila İlhan’ın da olduğu masada edebiyatçı Ahmet Yurdakul’la beraber hazırladık. Ülkenin mahalle dizilerine eşiklendiği bir dönemde biz derin devlete girdik mesela. Yine veranda, Kanlıca, mahalle temaslarını bir dizi öyküsü içine koyarken daha geride içerik olarak zenginlik verecek işleri bir özel televizyonda yapabiliriz, duygusunda nöbet tutmaya çalıştık." "Yeni dönem yönetmenleri yalnız" Aslantuğ, Göral’ın “Okul yönetmenler diye bahsettiğiniz isimlere son dönemlerde rastlayamadığınız için mi acaba daha az görünür oldunuz?” şeklindeki sorusuna "Bazıları teknik zorunluluk; yani o ara televizyona kontratın varsa o, bir takvim sorunu yaşatıyor. Söylediğin gerekçenin de bir payı var" cevabını verdi. Göral’ın "Artık o yönetmenler yok mu?" sorusunun cevabını ise şu sözlerle açıkladı: "Şu son 3-5 yıl başkaca yoğunluklar tercih etmediğim süreçlerin içinde buldum kendimi ve dolayısıyla bir parça uzak kaldım. Adana’da jüriyken de mesela seçkinin muhataplarını, filmografilerini geri dönüp tarama ihtiyacı hissettim; yönetmenleri tek tek tanımadığım için. Şimdi oraları kapatmak gerektiğini düşünüyorum kendi adıma. Ben kıymete inanıyorum; Atilla Bey’e onu söyleme ihtiyacı hissetmiştim. Bir dönem ’Kartallar Yüksek Uçar’, ’Yarın Artık Bugündür’, ’Sekiz Sütuna Manşet’ gibi işler yapıldı, Attila İlhan senaryolarını izledi bu ülke! Kamyonların arkasında ‘kartallar yüksek uçar’ yazıyordu! Şimdi televizyonda, dramalarda bu derinlik yok. Aktör olarak konuşmuyorum sadece; mutfakta da derdi olan biri olarak. Adana’da da seçkinin bir yarısında psikolojik sorunları, cinsiyetten bağımsız önemli travmaları fona koysa da süreyi bereketli yönetmek ve anlam oluşturmada geriye düşmüş işler izliyoruz. Oysa bunlar film olmuş ve seçkiye kalmışlar; onların mümkünse onunun da birbiriyle çok iyi rekabet edebilmesini çok arzu ederim. Burayı rehabilite etmek, burada herkesin birbirine adım atmasını sağlamak, usta çırak ilişkisinde de bir öğretinin, bir deneyimin işlerliğinin olduğunu hatırlatmak gerek. O bir değerdir, orayı reddetmek de bir metot haline gelmemeli. Yalnız kalıyorlar. Yalnız kalmanın etkilerini de filmin bütününde görüyorsun." "Ülkenin iklimi enerjimizi çalıyor" Aslantuğ’un açıklamalarına "Herkes biraz kendi içinde üretimini yapıyor. Belki o kuşaktan sonra şimdiki ustalar kuşağı biraz gönülsüz mü acaba aktarmak konusunda?" şeklinde yorum yapan Göral’ı, oyuncu şöyle tamamladı: "Bu enerjiyi ülkenin ikliminin çaldığını biliyoruz. Ekonomik ikliminin, hak ve özgürlükler konusundaki anlamsız sınavların, güvenlik başlıklı biricik hale gelen ve başkaca da hiçbir şey yokmuş gibi gereğinden fazla büyütülerek bürokrasi ve siyaseti teslim alan dil, enerjimizi çalıyor." "Bizim kuşak da bazen tahammül edilmez filmler yaptı" Göral’ın "Genel olarak hikaye anlatıcılığımız mı bozuldu?" sorusuna, "O bozuldu. Hikaye anlatıcılığı kesin tetikleyen bir sebep, orada katmanlara ihtiyaç var" cevabını veren Aslantuğ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aktörü belirleyen, yönetmenin dünyasıdır. Ben farklı disiplinlerle çoğalmanın, sosyal bilimlerden beslenmenin, biraz fonda başka derinliklerde deneyimlenmenin, usta çırak ilişkisinin oradan da beslenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim köprü konumunda olanların geçmişinde eksiklikleri var. Bazen başka bileşenleri unuttular, bazen sadece bir derdimiz var, onu söyleyelim derken tahammül edilmez filmler de ortaya çıktı."
Ankara DEM Parti Grup toplantısı DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatımoğulları Oruç, “Bölgesel görünümlü küresel sermaye savaşları için artık teknoloji daha fazla gelişmiş hale gelmiş durumda. Biz bütün dünya halklarına barış çağrısında bulunuyoruz. Gelin evrensel barışı hep birlikte inşa edelim" dedi. Oruç, partisinin grup toplantısında konuştu. Oruç, İsrail’in Filistin ve Lübnan’daki saldırılarına işaret ederek, “İsrail’in Gazze’ye saldırılarında bir yılda 40 bine aşkın insan hayatını kaybetti. Filistin ve Lübnan’da bu saldırılarda yaşamını kaybeden herkesi saygıyla anıyorum. Bu savaş çok kutuplu dünyada yeni bir paylaşım düzenidir ve yeni bir dünya düzeni oluşturmak için yola çıkan emperyalistlerin savaşıdır. Bölgesel görünümlü küresel sermaye savaşları için artık teknoloji daha fazla gelişmiş hale gelmiş durumda. Biz bütün dünya halklarına barış çağrısında bulunuyoruz. Gelin evrensel barışı hep birlikte inşa edelim" dedi. Türkiye İsrail ile ticareti farklı yolardan devam ettiğini belirten Oruç, “O yüzden kimse Filistin halkı için timsah gözyaşı dökmesin. Bu çıkışlarıyla Erdoğan’ın iç siyaseti dizayn etmek istediğini biliyoruz. Türkiye çok ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya" diye konuştu. Anayasa konusunda Oruç, “Ana muhalefet partisinin bu sorunun çözümüne yönelik nasıl bir politikası var bunu kamuoyuna açıklamak zorundalar. DEM Parti olarak biz onurlu barış istiyoruz. Onurlu barışın tesis edilmesi için ödenecek her türlü bedeli ödemeye, müzakereye ve diyaloğa hazırız. Çözüme dair bir plan ve programın kamuoyuna açıklanması halinde barış konuşulabilir. Biz toplumsal barışı ezilenlerle, emekçilerle, kadınlarla sağlamak konusunda hazırız. Herkesin ’benim anayasam’ diyeceği bir anayasayı yapın diyor toplum bize. Evet bu bir ihtiyaçtır ama demokratik bir anayasayı sağlamak için öncelikle yapılması gereken yol temizliğidir. Bunu yapmanın yolu bazı pratik adımlardan geçer. İktidarın Gezi ve Kobani sendromundan kurtulması gerekiyor. Yol temizliği derken, Alevilere yönelik ikinci sınıf toplum muamelesi son bulmalıdır. Aleviler ÇEDES projesini, maarif programını reddediyor, eşit yurttaşlık hakkı bütün inançlar için sağlanmalıdır. Anayasayı yaparken parlamentoda kapalı kapılar ardında değil, topluma gitmek en önemli adımlardan birisidir” şeklinde konuştu.