ASAYİŞ - 09 Aralık 2011 Cuma 15:33

CUMA NAMAZINDA DİLENCİ OPERASYONU

A
A
A
CUMA NAMAZINDA DİLENCİ OPERASYONU

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı ekiplerince Cuma namazı sonrasında cami önlerinde dilenmek isteyen şahıslar gözaltına alındı.
Zabıta ekipleri kent merkezinde özellikle yoğunluğun yaşandığı büyük camilerin önlerinde ve çevrelerinde dilencilere geçit vermemek için tedbir aldı. Halkın dini duygularını istismar ederek dilenen şahısları, toplamak isteyen zabıta ekiplerindeki görevli bazı memurlar sivil olarak operasyona katıldı. Vatandaşların arasına karışarak dilenci avına çıkan zabıta memurları, cami önlerinde dilenmek isteyen dilencilere geçit vermedi. Çocuklarıyla birlikte cami önünde dilenen kadınlar tek tek toplandı. Bir cami
avlusunda namazın bitmesini bekleyen 8 dilenci ise zabıta memurlarına direndi. Araca binmek istemeyen dilenciler, polisin de yardımıyla zabıta aracına bindirildi. Toplanan dilenciler Zabıta Daire Başkanlığı’na götürülerek üst aramaları yapıldı. Dilenerek elde ettikleri paralara el konulurken, Gaziantep ikametli olmayan şahıslar da Gaziantep sınırlarından çıkarılarak memleketlerine gönderildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İdrar problemleri yaşayanlara ‘Mesane pili’ seçeneği: “Türkiye’nin her tarafından hasta geliyor” Toplumda birçok kişinin hayatını zorlaştıran idrar kaçırma, yapamama ya da aşırı aktif mesane gibi durumlarda uygulanan ‘Mesane pili’ tedavisi ile hastaların hayatı daha konforlu hale gelebiliyor. Tedaviyle ilgili bilgi veren Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha, “İdrar kaçırma çok sık rastlanılan bir hastalık. Her hafta muhakkak 2 geçici pil, 2 de kalıcı pil uygulaması yapıyoruz. Yüzde 50 başarı bile çok önemli çünkü bu hastaların artık son tercihleri. Hastaların hiç idrar kaçırmaması, bez, sonda kullanmıyor olması inanılmaz bir mutluluk. Aynı gün içinde hasta taburcu olabiliyor, başarımız yüzde 77-78’lerde. Türkiye’nin her tarafından artık hastam geliyor” dedi. Toplumda birçok kişi idrar kaçırma, yapamama ya da aşırı aktif mesane gibi durumlar nedeniyle çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Uzmanlar, halk arasında ‘Mesane pili olarak bilinen sakral nöromodülasyon tedavisi ile hastaların yaşamının daha konforlu bir hale gelebildiğini aktarıyor. Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha da uygulamanın cilt altına bir elektrot yerleştirilerek mesane ve bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesini amaçladığını aktardı. Tedavi için kriterleri sağlayan hastalarda, kişiye fayda sağlayıp sağlamayacağının bir süre gözlendiğini belirten Doç. Dr. Çulha, hastaların işlem yapılan gün taburcu olabildiğini söyledi. “Fazla uyarılıyorsa azaltan, az uyarıyorsa da artıran bir tedavi” İdrar problemleri ve sakral nöromodülasyon tedavisine yönelik bilgiler veren Doç. Dr. Mehmet Gökhan Çulha, “Bir anda sıkışma tipiyle gelmesi önemli buna sıkışma tipi idrar kaçırma diyoruz. Bir de öksürüp, hapşırırken karın içi basıncının artmış olduğu durumlarda kaçırma var, sebepleri farklı olabiliyor. Altta yatan nörolojik sebepler, kilo fazlalığı, geçirilmiş doğumları idrar kaçırmanın başlıca sebepleri olarak söyleyebiliriz. Hastaların sıvılarını kısıtlamaları, çay, kahve gibi çok sık idrara çıkarabilecek alışkanlıklardan uzak durması gerekebilir. Pelvik taban kas egzersizleri fayda etmediyse medikal tedaviler uygulayabiliyoruz. Bir takım oral, ağızdan alınan ilaçlarla tedavileri gerçekleştirebiliyoruz. Bunlar fayda etmediği zamanlarda invaziv tedaviler devreye girebiliyor. Mesane içerisine uygulanan botulinum toksin uygulamaları özellikle sıkışma tipi idrar kaçırma tedavisinde yapılabiliyor. Bu da fayda etmediyse halk arasında ‘Mesane pili’ diye bilinen sakral nöromodülasyonu da uygulayabiliyoruz. Fazla uyarılıyorsa azaltan, az uyarıyorsa da artıran bir tedavi, nasıl yapıyor, hangi hastalıklarda kullanabiliyoruz; sıkışma tipi idrar kaçırması olan, idrarını yapamayan, temiz aralıklı kateterizasyon kullanan hastalarda da uygulayabiliyoruz” dedi. “Yaşam kalitesini inanılmaz artıran bir tedavi, başarımız yüzde 77-78’lerde” Doç. Dr. Çulha, “75 yaşının altındaki hastalarda uygulanabiliyor, üzerinde uygulanmamakta, ayrıca hastaların en az 2 yıl aşırı aktif mesane tedavisi ya da sıkışma tipi idrar tedavisi almış olması lazım. Medikal tedavinin yanında mesane içine botulinum toksin uygulaması da almış fayda görmemiş olması lazım. Sakral nöromodülasyon tedavisi yüzde yüz başarı sağlayan bir tedavi değil, her hastada aynı sonucu alamıyoruz, cihazın maliyeti de söz konusu olduğu için birinci basamakta bir test aşaması var. Mesaneyi uyaran sinirlerin yanına bir elektrot yerleştirilir. İlk başta dışarıdan uyarı verilerek hastanın 2-3 hafta takip edilmesi öneriliyor. Yüzde 50 ve üzerinde hastanın semptomlarında bir iyileşme varsa o zaman kalıcı basamağa geçebiliyoruz. Şu andaki usb stick’lerden biraz daha büyük olan bir pil dediğimiz o uyaran, kalça kısmına, hemen cildin altına yerleştirilip vücudun dışarısına hiçbir görüntü olmayacak şekilde implante edilebiliyor. Kumandası da var, yeni jenerasyon kumandalar cep telefonu şeklinde bir uygulamaya sahip. Cihazının enerjisini artırıp azaltabiliyorsunuz ya da kapatıp açabiliyorsunuz. Her hafta muhakkak 2 geçici pil, 2 de kalıcı pil uygulama seansını yapıyoruz. Pandemi sonra en fazla bu işlemi yapan kliniklerden birisiyiz. Çocuksa akranlarıyla problem yaşayabiliyor, bu problemi ortadan kaldırmak aslında mümkün. Son derece basit bir işlem, aynı gün içinde hasta taburcu olabiliyor. Kişinin yaşam kalitesini inanılmaz derece artıran bir tedavi, başarımız yüzde 77-78’lerde. İdrar kaçırma çok sık rastlanılan bir hastalık, bu kadar ileri seviyeye gelen hasta grubu gerçekten tedavisiz kalıyor, bez paraları, enfeksiyonlar, cilt tahrişleri. Türkiye’deki pilin ömrü 5-7 yıl arasında gidiyor” şeklinde konuştu. “Türkiye’nin her tarafından hastam geliyor” Tedaviyi uygulamanın yanı sıra eğitimler verdiklerini de belirten Doç. Dr. Çulha, sözlerine şöyle devam etti: “Avrupa’daki üroloji asistanlarına, meslektaşlarımıza da bu ameliyatı öğretmek, daha ileri götürebilmek için sıklıkla toplantılar yapmaktayız. Yabancı bir cihaz taktığımız için tabi ki bir enfeksiyon riski var, bunu da kontrol edebiliyoruz. Hastanın hafif bir anestezi alması gerekiyor, işlem uygularken hastayla devamlı bir iletişim halindeyiz, bazı motor yanıtlar almamız gerekiyor, doğru yerde olduğumuzu anlayabilelim. Hasta operasyon sonrası birinci saatinde gayet normal, günlük işlerini yapabilecek konuma gelebiliyor. Yüzde 50 bir başarı sağlanması bile çok önemli çünkü bu hastaların artık son tercihleri bunlar. Kateterizasyon kullanmaları gerekiyor, bu da çok hassas bir durum. Her ne kadar temiz yapılıyor olsa da maalesef enfeksiyon başımızın belası. Hastalarımız inanılmaz teşvik edilerek geliyor çünkü Türkiye’nin her tarafından artık hastam geliyor. Bugünkü hasta, Batman’dan buraya kadar sadece bu kliniğin, hastanenin ismini duyarak gelmiş. Hastaların kuru kalması, hiç idrar kaçırmaması, bez, sonda kullanmıyor olması onlar için de bizler için de inanılmaz bir mutluluk. Daha fazla kadın hastalar oluyor, çocuk hastalarımız da çok fazlaca var. Uyguladığımız çocuk hastaların hemen hemen hepsinde çok ciddi sonuçlar almaya başladık, aldık”
İzmir Hollanda Krallığı Büyükelçisi Wijnands öğrencilerle buluştu Yaşar Üniversitesi, Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümünü kutlamak amacıyla, Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands’ı "Türkiye-Hollanda İlişkileri" başlıklı konferansta ağırladı. Hollanda Krallığı Büyükelçisi Joep Wijnands, Yaşar Üniversitesi öğrencileriyle buluştu. Türkiye ve Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 100’üncü yılı vesilesiyle düzenlenen konferansta konuşan Büyükelçi Wijnands, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ahmet Yiğitbaşı ve Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, büyükelçiye plaket takdim ederken, Büyükelçi Joep Wijnands ise Hollanda’ya özgü el yapımı Delft Blue seramik tabak hediye etti. Türkiye ile Hollanda arasındaki arkadaşlığın 100 yıldan çok daha eskiye uzandığını söyleyen Wijnands, “Bağımız 1960’larda büyük fedakarlıklarla Hollanda’ya gelen Türk işçiler ile başladı. Şu anda Hollanda’da 500 bin Türk yaşıyor, çok güçlü bir Türk topluluğu var. Türkiye’yle çok sıkı bir ekonomik partnerliğimiz var. Türkiye’de 3 bini aşkın Hollandalı şirket var. Hollanda da Türk yatırımları için elverişli bir yer. Geçmiş, gelecekteki iletişimimiz için bir güven oluşturuyor” dedi. “Vize problemi siyasi bir mesele değil” Son yıllarda yaşanan turistik vize soruna da değinen Wijnands, “Vize sorunları konusunda biz de mutlu değiliz. Bekleme süreleri çok uzun. Bunu değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Pandemiden sonra başvurularda büyük artış yaşandı. Bu nedenle de vize için çalışan elemanlarımız başvuru sayısına göre yetersiz kalıyor. Bu siyasi bir mesele değil, kapasite ve teknik meselesi. Geçen sene şimdiye kadarki en fazla vizeyi verdik. Bu konuya oldukça önem veriyorum. En kısa sürede iyileştireceğiz” diye konuştu.
Van Van YYÜ öğrencileri siber tehditlere karşı proje geliştirdi Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) öğrencileri, siber tehditlere karşı bireysel ve kurumsal kullanıcıların dijital güvenliğini artırmayı amaçlayan NetDefenders Projesini hayata geçirdi. Van YYÜ İnovan Girişimcilik Merkezi’nin desteğiyle ve patent başvurusunda bulunulan proje kapsamında, RFID tabanlı şifreleme teknolojisi, SiyaNET zafiyet tarayıcısı ve pentest hizmetleri bir araya getirildi. Kullanıcıların karmaşık şifreleri hatırlama zorunluluğunu ortadan kaldıran RFID şifreleme, fiziksel ve dijital güvenlikte kolaylık sağlarken, SiyaNET zafiyet tarayıcısı port tarama, XSS analizi ve zararlı içerik tespiti gibi özellikleriyle güvenlik açıklarını önceden tespit ediyor. Projeye entegre edilen DeepForen analiz aracı, log analizi, forensik inceleme ve ağ güvenliği süreçlerinde etkin bir çözüm sunuyor. Özellikle büyük veri analizinde yüksek doğruluk sağlayarak kamu kurumları ve özel sektör için güçlü bir platform oluşturuyor. Proje, bireysel ve kurumsal kullanıcılar için güvenlik süreçlerini basitleştirirken, Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki uluslararası rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. İHA muhabirine konuşan İnovan Girişimcilik Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Erol Kına, merkezin Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ve Van YYÜ ortaklığıyla kurulduğunu belirtti. NetDefenders Projesi’nin siber güvenlik alanında yenilikçi çözümler sunan bir güvenlik yazılımı olduğunu ifade eden Merkez Müdürü Kına, ayrıca projenin günümüzün en büyük tehlikelerden biri olan siber güvenlik alanında çözümler sunduğunu kaydetti. "Yenilikçi siber güvenlik çözümleri sunuyor" Proje Danışmanı Van YYÜ Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Murat Koca ise veri güvenliğinin dijital dünyada her zamankinden daha kritik olduğunu vurgulayarak, “Bu ihtiyaca cevap vermek üzere NetDefenders Projesini geliştirdik. Proje, bireysel ve kurumsal kullanıcılar için yenilikçi siber güvenlik çözümleri sunuyor. En önemli bileşenlerimiz; RFID tabanlı şifreleme teknolojisi, pentest hizmetleri ve SiyaNET zafiyet tarayıcısı. RFID tabanlı şifreleme teknolojisi, kartla dosyaları şifreleyip aynı kartla şifre çözmeyi sağlıyor. Pentest (sızma testi) hizmetleri, kurumların siber saldırılara karşı güvenilirliğini ölçerek rapor sunuyor. SiyaNET zafiyet tarayıcısı ise bu süreci daha kurumsal bir çözüm haline getiriyor” dedi. "Dosyalarınızı korsanlara karşı koruyor" Projeye 5 kişiyle başladıklarını ve şu an 8 kişilik bir ekip olduklarını belirten Bilgisayar Teknolojileri Bölümü öğrencisi Ömer Şayak da “Şu ana kadar 3 proje geliştirdik. DeepForen isimli dördüncü projemiz üzerinde çalışıyoruz. RFID projemiz, kurumsal firmalara yönelik bir şifreleme algoritması ile dosyalarınızı korsanlara karşı koruyor. SiyaNET projemiz, zafiyet tespit aracı olarak pentest süreçlerini kolaylaştırıyor. Yeni geliştirdiğimiz DeepForen aracı, kurumlara yönelik saldırıların analizini yaparak, saldırı noktalarını tespit ediyor ve raporluyor. Bu üç araç birbiriyle entegre çalışarak kapsamlı bir güvenlik çözümü sunuyor” diye konuştu.