YEREL HABERLER - 15 Mart 2012 Perşembe 17:58

GKV`LİLER ÇANAKKALE`YE GİTTİ

A
A
A
GKV`LİLER ÇANAKKALE`YE GİTTİ

Çanakkale Zaferi ve Şehitleri anma etkinlikleri kapsamında GKV Özel Okulları’nda düzenlenen tören izleyenleri hüzünlendirdi. Gösteriye katılan öğrenciler hep bir ağızdan "Çanakkale dün de geçilmedi bu günde geçilemez yarın da geçilemeyecek, çünkü biz varız" dedi.
GKV’li öğrenciler Çanakkale’de düzenlenecek olan etkinlilere katılmak üzere 40 kişilik bir ekiple yola çıktı. Çanakkale zaferinin 97. yıldönümü büyük bir coşkuyla GKV Özel Okulları’nda kutlanırken öğrenciler, günün anısına şiirler okuyarak hazırladıkları oratoryoyu sahneledi. Gösterileri, GKV Mütevelli Kurulu Başkanı Nüket Ersoy, GKV Genel Müdürü Atanur Vergili, Liseler Müdürü Fevzi Beşe, İlköğretim Okulu Müdürü Ali Bozgeyik ve Genel Müdür Yardımcısı Nazmi Oktay ve çok sayıda davetli izledi. Düzenlenen
programı GKV Liseleri edebiyat öğretmenleri Abdulkadir Summak, Burcu Altınbaş ve Esin Baytar hazırlarken GKV liseleri öğrencileri görev aldı. Gösterilere son dönemlerde şehit düşen Mehmetçiklerimizin fotoğraflarından oluşan sunum seyriyle başladı. Sunum sırasında salondakiler hüzünlü dakikalar yaşadı.GKV Özel Okulları Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr Atanur Vergili:"Türkiye, bütün kaleleri cebren ve hile ile zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve her köşesi bilfiil işgal edilmiş
yokluklar ve tükenmişlik içinde kıvranan bir ülkeydi günümüzden yaklaşık bir asır önce. Bu durumu fırsat bilen, iştahı kabarmış emperyalist ülkeler el ele vererek, 600 yıldır üç kıtaya yayılıp dünyaya hükmetmiş koca bir imparatorluğa bitirici darbelerini vurmak için savaş çığlıklarıyla saldırıya geçiyordu. İntikam hissiyle yanıp tutuşan canavarlaşmış düşman, en gelişmiş ordu, donanma ve silah desteğiyle vatanın bağrına dayamıştı hançerini. Kesin gözüyle bakıyorlardı zafere. Hangi güç karşı koyabilirdi bu
muazzam haçlı seferine? Nihayet karşılarında son nefesini vermek üzere olan hasta adam Osmanlı Devleti yok muydu? Ancak karşılarına; ’garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var’ diye haykıran, tutsak yaşamaktansa ölüme gözünü kırpmadan giden, Atatürk’ün etrafında tek yürek olmuş, çılgın Türklerin çıkacağını tahmin etmemişlerdi. Anafartalar’da, Çanakkale’de dev bir direniş anıtı gibi yükselen, dünyanın en kanlı savaşlarında 250 binden fazla şehit verip, yurdunu asla
düşmana teslim etmeyen kahraman Türk ordusu destan üstüne destan yazdı ve imkansızı başardı. Dünyaya hükmeden işgal kuvvetlerine tarih boyunca unutamayacakları bir ders verilmiş, Anadolu topraklarından geldikleri gibi gitmeleri gerektiği Çanakkale’de çok ağır bir bedelle ispatlanmıştı.18 Mart’ta yakılan kurtuluş meşalesi öylesine güçlenmiştir ki, düşmanın geçemediği Çanakkale’yi aşıp Samsun’da bir güneş olup tüm Anadolu’ya yayılmıştır. Çünkü bu; ayağında çarığı, sırtında giysisi olmayan, bir öğün yiyip bir
öğün aç kalan Mehmetçiklerin ’Ana ben gidiyom düşmana karşı’ vedasından sonra aynalı beşikte büyüttükleri yavrularının dönmeyişini ’gitti de gelmedi canan, bu ne fayda’ diyerek yüreğine gömen anaların tutuşturduğu bir meşaledir. Çanakkale ruhu, 97 yıl sonra bugün de, tertemiz alnını öpüp davullarla, zurnalarla askere gönderdiği oğlunun, albayrağa sarılı gelen naaşını öpüp koklayıp, acılarını yüreklerine gömen şehit analarının, babalarının, eşlerinin, evlatlarının ’Vatan sağ olsun’ dileklerinde
yaşatılmaktadır. Vatanımıza, birlik ve beraberliğimize, cumhuriyetimize saldıranların hepimizin Çanakkale ruhunu sonsuza kadar aynı inanç ve kararlılıkla devam ettireceğini bilmesi gerekir. Türklerin gurur günü, yeniden dirilişinin sembolü 18 Mart’ın yıldönümünde Başkomutan Gazi Mustafa Kemal ve Çanakkale’yi geçilmez yapan, vatanımızın bütünlüğü için canlarını veren aziz şehitlerimizin manevi huzurunda saygıyla eğilirken, onları unutmayacağımıza ve unutturmayacağımıza söz veririz. Ruhunuz şad olsun"
dedi.
Çanakkale de düzenlenecek olan Çanakkale Zaferi kutlama törenlerine katılmak ve ecdadı kabri başında ziyaret etmek için GKV Özel Okulları’ndan 40 kişilik bir öğrenci ve öğretmen kafilesi Çanakkale’ye hareket etti. Kafilenin Çanakkale’de düzenlenecek olan törenlerin ardından savaşların yoğun geçtiği bölgelerde inceleme yapacağı ve Pazar günü Gaziantep’e dönecekleri açıklandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Kıyafetlerdeki yazılarda olumsuz mesajlara dikkat Kıyafetler üzerindeki yabancı dilde yazılan çeşitli yazılarla genellikle olumsuz mesajlar verildiğini belirten Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Yürüyen billboard olmayın. Gönüllü olarak birilerinin mesajlarını taşıyorsunuz” dedi. Konya Teknik Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Görsel İşitsel Teknikler ve Medya Yapımcılığı Bölümü Başkanı Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, gelişen teknolojiyle beraber internet siteleri ve oyunlar üzerinden yürütülen bilinçaltı faaliyetlerinin yanı sıra kıyafet üzerindeki yazılarla da çeşitli subliminal mesajlar verildiğini belirtti. Doç. Dr. Küçükbezirci, “Üzerimizde bulunan tişörtlerde ne yazdığı konusunu yıllardan beri eleştiriyoruz, araştırıyoruz. İnsanları bu konuda uyarıyoruz. Bizim buradaki amacımız, özellikle tişört yazıları konusunda insanları bu konuda aydınlatmaya, bilgilendirmeye çalışıyoruz; bakıp görmek, görüp fark etmek yani farkındalık oluşturmak. Tişörtlerde neler var denildiğinde, tişörtlerdeki yazılarla genellikle olumsuz mesajlar veriliyor. Bu olumsuz mesajların içerisinde cinsellik içeren, insan öldürmekle alakalı olan mesajlar var. Onun haricinde ülkemizi kötüleyen mesajlar var. O kadar çok mesajlar var ki örneğin İslamofobi ile alakalı tişört yazıları var. Yani İslam düşmanlığıyla alakalı yazılar var. Bugün Filistin’de yaşanan, yapılan katliamla alakalı yıllar öncesinde bir tişört yazısı; hamile kadın, tüfeğin dürbününde bu hamile bayan var, altında da Türkçe olarak söylüyorum ‘bir taşla iki kuş yazıyor’ tişörtün altında. Kadını öldürmek, toplumu öldürmek demektir. Çocuğu öldürmek, o bebeği öldürmek de toplumun geleceğini öldürmektir” dedi. “Toplum olarak en çok mazeret üretiyoruz” Subliminal mesajların her yerde olduğunun altını çizen Doç. Dr. Küçükbezirci, “Fakat insanlara sorduğum zaman tişörtünde ne yazıyor diye, böyle eğilip bakıyor, okuyamıyorum ya da sırtında yazıyorsa diyor ki, ‘Nasıl okuyabilirim ki.’ Ben de diyorum ki ‘Ya kardeşim bunu alırken ya da ne bileyim evdeyken hiç çıkartıp bakmıyor musun.’ Bakıyorum cevabını alıyorum ama bu sefer İngilizce bilmiyorum diyorlar. Ben de cep telefonumu gösteriyorum, burada uygulamalar var, tüm dünya dillerini biliyor. Siz tişörtünüzde ne yazdığını, uygulamaya yazdığınız zaman orada ne olduğunu Türkçe olarak görebiliyorsunuz. Yani dolayısıyla anlayabiliyorsunuz. Fakat ben şu sözü de çok kullanıyorum; ‘Biz yerli ve milli olarak, toplum olarak en çok mazeret üretiyoruz.’ İşte nereden bileyim, ben İngilizce bilmiyorum, Almanca bilmiyorum ya da şu dili bilmiyorum diyorum ama işte o sözlükte yazıyor. Dijital dünyanın bize sağlamış olduğu olumlu yönlerden bir tanesi bu. İstediğiniz zaman orada sözlüğe girip ne yazdığını görebiliyorsunuz” şeklinde konuştu. “Gönüllü olarak birilerinin mesajlarını taşıyorsunuz” Küçükbezirci, “Benim özellikle toplumumuza tavsiyem, tişört alırken özellikle bilmediğiniz yazıları alıp, birilerinin amaçlarına aracı olmayın. Yürüyen billboard olmayın, en büyük söylediğim söz de bu. Yani bu konuyla alakalı en yaygın olarak yürüyen billboard oluyorsunuz. Gönüllü olarak birilerinin mesajlarını taşıyorsunuz olumsuz anlamda. O yüzden de dikkat etmek gerekiyor” diye konuştu. Yazılı kıyafet giyen gençlerden bazıları bilinçli olarak kullanmadıklarını söylerken, çoğunluğu yazının anlamını bilmeden giydiklerini belirtti.