GENEL - 10 Mart 2012 Cumartesi 17:46

"ARTIK KİTAP OKUYORUZ"

A
A
A
"ARTIK KİTAP OKUYORUZ"

Bursa 10. Kitap Fuarı kapılarını açtı. Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Kocatürk, Türk insanın okumadığı yönündeki bilginin asılsız olduğunu ifade ederek, Türkiye’de 2011 yılında kişi başına düşen kitap sayısının 6.7 olduğunu söyledi.
Türkiye Yayıncılar Birliğinin Büyükşehir Belediyesi, KOSGE ve BTSO’nun desteğiyle organize ettiği Bursa 10. Kitap Fuarı, törenle kapılarını açtı. Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde 9 gün boyunca kitapseverleri ağırlayacak olan fuara, bu yıl 270 yayınevi katıldı. 76 ayrı kültür etkinliğinin düzenleneceği fuarda, birbirinden ünlü 600 yazar da okurlarıyla bir araya gelecek. ’Bursa’yı yazmak’ konulu resim sergisinin de yer aldığı fuarda bu yıl ilk defa Hollanda standı da yer alıyor. Burada da Hollanda
edebiyatından Türkçeye çevrilen eserler vatandaşların beğenisine sunulacak.
FUARA YAZAR YAĞMURU
Fuarda; Gülten Dayıoğlu, Üstün Dökmen, Muzaffer İzgü, Can Dündar, Cemil Kavukçu, Murat Gülsoy, İpek Çalışkan, Ayfer Tunç, Ahmet Ümit, Mine Soysal, Sedat Sever, Yekta Kopan, Işık Öğütçü, Füsun Önal, Cüneyt Ülsever, Bejan Matur, Canan Tan, Doğu Yücel, Zeynep Oral, Haluk Şahin, Canan Karatay ve Sevil Atasoy gibi birbirinden ünlü şair ve yazar okurlarıyla buluşacak.
"KİŞİ BAŞINA 6.7 KİTAP DÜŞÜYOR"
Türkiye Yayıncılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Kocatürk, sektörde 130 bin civarında yeni yayının olduğunu ifade ederek, "Sektörümüz 1.5 milyar dolar gibi önemli bir rakama gelmiştir. Türkiye’de okuma alışkanlığımızın eksik olduğuna dair kaynağını bilmediğimiz birtakım raporlar yayınlanıyor. Türkiye’de 2011 yılında yayına sunulan her kitap için 289 milyon 193 bin 982 adet bandrol almışız. Aynı zamanda MEB de 204 milyon ücretsiz kitap dağıttı. Toplamda 493 milyon. Bunu nüfusumuza bölersek kişi
başına 6.7 kitap düşüyor. Bu rakamlar da Türkiye’de 20 kişiye bir kitap düşüyor gibi şehir efsanelerinin tersini ortaya koyuyor" dedi.
"YAYINCILIĞIN GELİŞMESİ İÇİN DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ŞART"
Yayıncılık sektörünün gelişmesinin olmazsa olmazlarından birinin düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu anlatan Kocatürk, birçok gazeteci, yazar, akademisyenin "terörist" diye nitelendirilip neyle suçlandıklarını bilmeden hapiste olduklarını anlatarak, "Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Anayasa değişikliği beklenmeksizin Terörle Mücadele Kanunu’nda bazı değişikliklerin yapılabileceğini söyledi. Bizden de öneriler istediler, verdik. Sevindirici bir haber almayı umut ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde TBMM
Genel Sekreteri bizi aradı. Verdiğimiz yasa değişikliği önerisinin komisyona gitmek üzere dikkate alındığını söyledi. Umarım bu dikkate alınır da bundan sonra benzer kovuşturmalara neden olmayacak hale gelebiliriz. Düşünce ve ifade özgürlüğüne yayıncılığın gelişmesi açısından ihtiyacımız var" diye konuştu.
"İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EN FAZLA YAYIN YAPAN KURULUŞ"
Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula ise ilk defa Türkiye’de edebiyat teşvik programı düzenlendiğini, bunun Sayıştay ve Başbakanlık bünyesinde bütçelendirildiğini açıkladı. Kula, önümüzdeki yıl yazar ve yazar adaylarına parasal destek sağlanacağının da müjdesini verdi. Türkiye’de 100’ün üzerinde kitap yayınlayan kuruluş sayısının az olduğuna dikkat çeken Kula, İçişleri Bakanlığının en fazla yayın yapan kuruluş sıralamasında ilk sırada yer aldığını
kaydetti. İkinci sırada bir yayınevinin geldiğini söyleyen Kula, 10’uncu sıralarda da eğitim veren Anadolu Üniversitesi’nin geldiğini açıkladı. Bu listelere bakıldığı zaman Kültür ve Turizm Bakanlığının en alt sırada yer aldığını anlatan Kula, "Türkiye’de sivil yayıncılık gelişmek ve çeşitlenmek zorunda. Tek merkez yerine yayın konusunda Bursa, Diyarbakır gibi farklı iller de öne çıkmalı" dedi.
Bursa milletvekilleri, belediye, valilik ve protokol üyelerinin hazır bulunduğu törenin ardından, konuklar önce 10. yıl pastasını, ardından da açılış kurdelesini keserek fuarın kapılarını ziyaretçilere açtı. 9 gün sürecek olan fuar 10-17 Mart tarihlerinde 10.00-19.30 saatleri arasında, son gün olan 18 Mart’ta ise saat 19.00’a kadar kitapseverleri ağırlayacak.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İşletmelere “dara” uyarısı Samsun Ticaret İl Müdürlüğü, işletmeleri, ağır idari para cezaları ile karşı karşıya kalmamaları için “dara” düşümlerini yapmaları hususunda uyardı. İl genelinde birçok sektörde yürüttükleri yaygın ve yoğun denetimleri düzenli olarak sürdürdüklerini belirten Samsun Ticaret İl Müdürü Kürşat Turpçu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması ve tüketici mağduriyetlerinin önüne geçilmesini sağlamak amacıyla; işletmelerimiz tarafından satışa sunulan gıda ürünlerinin, plastik kap veya karton kutu gibi ambalaj daraları düşülerek ürünün net miktarı üzerinden satışa sunulması gerekmektedir” dedi. Şikâyetler geliyor Daranın düşülmemesi hususunda şikayetler aldıklarını belirten Müdür Turpçu, “Bu kapsamda; Fiyat Etiketi Yönetmeliği’nin ‘Tanımlar’ başlıklı 4/n) maddesinde ‘(Ek:RG-18/2/2022-31754)(2) Net miktar: Ambalajlı malın, ambalaj malzemesi ve mal ile birlikte ambalajlanan diğer malzemeler hariç miktarını’ ifade edeceği hüküm altına alınmıştır. Yine; Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği’nin; ‘Tanımlar’ başlıklı 4/r maddesinde de ‘Net Miktar: Ambalajlı gıdanın, ambalaj malzemesi ve gıda ile birlikte ambalajlanan diğer malzemeler hariç miktarını’ olacağı düzenlemesine yer verilmiştir. 22 Kasım 2021 tarihinde meslek odalarımız aracılığı ile işletmelerimize gerekli bilgilendirme ve uyarılar yapılmasına rağmen konu ile ilgili olarak vatandaşlarımızdan halen İl Müdürlüğümüze şikâyetler gelmektedir" diye konuştu. “Dara düşümleri yapılmalı” Yaptıkları denetimlerde işletmelerimizin sonradan ambalajlayarak doğrudan satışa sunduğu gıda ürünlerini plastik kap veya karton kutu gibi ambalaj daralarını düşmeden satışa sunduklarına dair tespitler yapıldığını belirten Kürşat Turpçu, tüm esnafın sonradan ambalajlayarak doğrudan satışa sunduğu gıda ürünlerinde dara düşümlerini yapma hususunda hassasiyet göstermelerini, aksi takdirde düzenlemeye uymadığı tespit edilen işletmelere Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin; “Aldatıcı Eylemler” başlıklı 29/2-c maddesi “Bir mal veya hizmetin fiyatı, fiyatının hesaplanma yöntemi, ödeme koşulları ya da belirli bir fiyat avantajı” hükmü ve Fiyat Etiket Yönetmeliği kapsamında idari yaptırım uygulanacağını kaydetti. Samsun Ticaret İl Müdürü Kürşat Turpçu konu ile denetimlerin aralıksız sürdürüleceğini belirterek, işletmeleri daha ağır idari para cezaları ile karşı karşıya kalmamaları için dara düşümlerini yapmaları hususunda uyardı.
Ankara Sosyal medyada kullanılan nefret söylemleri nedeniyle 30 sanığın yargılanmasına devam edildi Sosyal medyada kullanılan nefret söylemleri nedeniyle 30 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam edildi. Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya bazı sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme hakimi, bazı sanıkların mültecilerle ilgili yaptığı haberlere ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap geldiğini söyledi ve sanık avukatlarına söz verdi. Sanık Süha Çardaklı’nın avukatı, "Gelen müzekkere cevabı, müvekkilimin yaptığı haberleri doğrular niteliktedir. Müvekkilin beraatını talep ediyorum" ifadelerinde bulundu. Avukat beyanının ardından konuşan hakim, bu celse esas hakkındaki görüşünü sunması beklenen savcının mazeret bildirmesi sebebiyle, başka bir savcının mahkemede görevlendirildiğini söyledi. Söz alan savcı, mütalaanın hazırlanması için ek süre talebinde bulundu. Talebi kabul eden hakim, davayı 4 Şubat 2025’e erteledi. ’Olayın geçmişi’ İnternette, sosyal medyada kullanılan nefret söylemleriyle ilgili halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme ve halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma niteliğinde paylaşımlar yapıldığının tespiti üzerine soruşturma başlatıldı. Ardından 1 Eylül’de Adana’da 27yaşındaki yabancı uyruklu Mahmut D.’nin, silahlı saldırı sonucu başından vurularak öldürülmesi sebebiyle sanıklar hakkında ’halk arasında korku ve panik oluşturmak amacıyla tehdit’ suçundan da soruşturma başlatıldı. İddianamede, yabancı uyrukluların yoğun yaşadıkları bölgelerde kamuya açık yerlere, üzerinde kurt görseli ve "Arap çölüne dön" yazısı bulunan afişlerin asıldığı, afişlerin yanındaki duvarlara "Arapları öldür" şeklinde yazılar yazıldığı, faşist Nazi ırkçı amblemlerin çizildiği ve bu görsellerin birçok sosyal medya hesabından paylaşılarak yayıldığı belirtildi. Sanıklar Süha Çardaklı, Hüseyin Dicle, Ramin Saeidi, Eray Ertürk, Ahmet Abdelaal, Adem Enes Gezer, Murat Erkek, Batuhan Çolak, Furkan Uludağ, Serkan Kafkas, Ümit Yasin Perinçek, Serdar Sönmez, Efe Emirhan Konaşoğlu, Ali Derviş Antal, Kutluhan Erol, Kutsal Yusuf Taş, Abdullah Aslan, Abdulrazak Çoban, Kemal Muhammet Karaçuka, Mahmud Elosman, Muhammed Elmuhammed, Furkan Göngör, Anıl Berkay Çetin, Adnan Özer Koş, Furkan Özbek, Harun Aytekin, Seval Göçer, Ayşe Toprak, Nilgün Tap ve Hikmet Kemal Köse’nin, fikir ve eylem birliği halinde, iştirak halinde ve toplu şekilde, basın ve yayın yoluyla, "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma", ’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’, ’halk arasında korku ve panik oluşturmak amacıyla tehdit’ suçlarından 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi üyesi savunma yapıyor: "Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için entübe oluyordu" İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine ikinci gününde devam ediliyor. Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Hasan Basri Gök, "Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için, entübe oluyordu. Entübe olunca da kendi hastanelerine sevki yapılıyordu" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. “Çirkin bir cümleydi” Duruşmada mahkeme başkanı, Hasan Basri Gök ve Mehtap Sayar arasında geçen, "Mehtap, 50 satürusyonlu çocuk mu olur, öldür" ifadelerine ilişkin, "Bebeklere bunu mu yapıyordunuz?" diye sordu. Hemşire olan sanık Hasan Basri Gök ise, "Bebek 45 gün yaşadı. Bebeği görmedim bilmiyorum. Çirkin bir cümleydi. Diğerlerine göre yaşama şansı yoktu bebeğin. Bebeğin nabzı belli bir seviyede tutuluyordu. Bu da sürekli kalbinin durmasına neden oluyordu. Ben bebeği görmek istedim ama kalbi durmuştu" dedi. "Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için entübe oluyordu" Savunmasına devam eden tutuklu sanık Gök, "Bebeğin sevk olmaması gerekiyordu ama sevk olduğu için öldü. Doğukan denetimde birileriyle konuştu ama kimlerle konuştu bilmiyorum. Birileriyle konuştuğunu ve hastanelere yönelik büyük gizli bir soruşturma olduğunu duyduğunu söyledi. Sağlıklı bebekler çok uzun süre yoğun bakımda kaldıkları için, entübe oluyordu. Entübe olunca da kendi hastanelerine sevki yapılıyordu. Bebeklere müdahale için normalde gece ve gündüz doktor olması gerekiyordu ancak doktor olmadığı zaman hemşireler bebeklere müdahale ederlerdi" ifadelerini kullandı.
İzmir Güzelbahçe’de Üçüncü Yaş Üniversitesi için imzalar atıldı Güzelbahçe Belediyesi, Güzelbahçe Kent Konseyi ve Ege Geriatri Derneği işbirliğiyle Üçüncü Yaş Üniversitesi kurulması ve yürütülmesine ilişkin protokol imzalandı. Güzelbahçe Atatürk Kültür Merkezi Tuncel Kurtiz Konferans Salonu’ndaki etkinliğe Güzelbahçe Kaymakamı Bülent Bayraktar, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, Güzelbahçe Kent Konseyi Başkanı Oya Türkeli, Ege Geriatri Derneği temsilcileri, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Üçüncü Yaş Üniversitesi için imzalar Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, Güzelbahçe Kent Konseyi Başkanı Oya Türkeli, Ege Geriatri Derneği Sekreteri Mevlüt Ülgen tarafından paraflandı. İmzaların ardından Üçüncü Yaş Üniversitesi’nin hayırlı olmasını dileyen Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa Günay, ‘‘Yaşam boyunca öğrenme yolunda önemli bir projemizi daha faaliyete geçiriyoruz. İlk etapta 50 öğrencimizle üniversitemize başlıyoruz. Burada 60 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımız aktif ve sağlıklı bir biçimde yaş alacak. Sanattan, spora, kültürel faaliyetlerden tarihe ve günlük yaşamımızda karşımıza çıkacak öğretileri vatandaşlarımıza sunarak onların yaşam kalitesini artırmalarını hedefliyoruz.. Her yaş için etkinliklerimizi, hizmetlerimizi artırarak yolumuza devam edeceğiz’’ dedi. Yapılan açıklamada, Üçüncü Yaş Üniversitesi öğrencilerinin sosyal sorumlulukları projeleri ve STK’larda görev almalarını eğitim programının önemli bir unsuru olarak görmekte gönüllülüğü ve her yaşta üretkenliği teşvik etmekte olduğu belirtilerek, "Projeye göre bahar döneminde eğitime başlayacak Güzelbahçe Üçüncü Yaş Üniversitesi’nde 60. yaş ve üstü bireylere gönüllü akademisyen ve uzmanlar haftada 2 gün günde 3 er ders olaçak şekilde 6 saat ders verecektir. Ayrıca uygulamalı ve seçmeli dersler olacaktır. Sağlıklı Yaşlanma, Yaşlılıkta Sık Görülen Hastalıklar, Psikoloji, Hukuk, Tarih, Arkeoloji, İletişim , Fizik Tedavi ve Egzersiz, Palyatif Bakım ve Evde Bakım , Bahçe Bitkileri vb derslerin olduğu eğitim programı’nda erkekler için örgü, kadınlar için küçük tamirat, mutfak , Türk Halk ve Sanat Müziği Koroları, Halk Dansları, Psiko Drama, Yoga gibi uygulamalı derslerin verilmesi planlanmaktadır." denildi. Protokolün ardından Prof. Dr. Sevnaz Şahin, Prof. Dr. Tülay Canda, Psk. Mevlüt Ülgen ve Üçüncü Yaş Üniversitesi Öğrencisi İlhan Sadi tarafından panel düzenlendi.
İstanbul 60 yaşında 60’ıncı sergisini Beylikdüzü’nde açtı Fotoğraf sanatçısı ve araştırmacı yazar Atilla Alp Bölükbaşı’nın 60. kişisel fotoğraf sergisi “Mavi Çığlık” Beylikdüzü’nde sanatseverlerle buluştu. Fotoğraf sanatçısı ve araştırmacı yazar Atilla Alp Bölükbaşı, 60. doğum gününde 60. kişisel fotoğraf sergisini Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde açtı. 60 fotoğraftan oluşan “Mavi Çığlık” adlı sergi, sanatçının yaklaşık 30 yıllık birikiminin ve emeklerinin ürünü olarak, denizlerin derinliklerinden balıkçıların yaşam mücadelesine, doğanın eşsiz renk paletlerinden deniz ve göl ekosistemine kadar geniş bir yelpazede fotoğraflar sunuyor. Yoğun ilgiyle gerçekleşen serginin açılışına, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, ünlü şair ve yazar Sunay Akın, sinema sanatçısı Osman Baş ve çok sayıda sanatsever katıldı. “60 yıllık bir ömre çok kıymetli eserler sığdırmış” Sergi açılışında konuşan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “60. yaşında, 60. sergisiyle değerli sanatçımız Atilla Alp Bölükbaşı’nın ‘Mavi Çığlık’ adlı fotoğraf sergisinin açılışını gerçekleştirdik. 60 yıllık bir ömre çok kıymetli eserler sığdırmış olan sanatçımızın her fotoğraf karesi apayrı bir hikayeye sahip. Serginin açılışında emeği geçen herkese teşekkür eder, tüm komşularımızı 8 Aralık’a kadar bu etkileyici sergiyi görmeye Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’ne davet ediyorum” dedi. Sanatçı Atilla Alp Bölükbaşı ise sergiye ilişkin düşüncelerini paylaşarak, “Mavi Çığlık, yaklaşık 30 yıllık bir emeğin ürünüdür. Bu sergi, benim için çok özel çünkü 60. doğum günümle aynı tarihe denk geliyor. Fotoğraflarım her zaman bir hikaye anlatır, her biri bir haikaye gibi derin bir anlam taşır. 30 yıldır bu hikayelerin peşinden gidiyorum ve şimdi, bu uzun yolculuğun bir parçası olarak sizlerle buluşuyorum” ifadelerini kullandı. Sergi, 8 Aralık’a kadar Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi Galeri Bedri Rahmi Sergi Salonu’nda açık kalacak. Ziyaretçiler, sergideki 60 özel fotoğrafla, Atilla Alp Bölükbaşı’nın estetik ve duygusal bakış açısını keşfetme fırsatına sahip olacaklar.