YEREL HABERLER - 28 Şubat 2012 Salı 16:39

MUTLU’DAN VERGİ HAFTASI AÇIKLAMASI

A
A
A
MUTLU’DAN VERGİ HAFTASI AÇIKLAMASI

23. Vergi Haftası nedeniyle açıklamada bulunan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Başkanı Zekeriya Mutlu, vergi ödemenin bir vatandaşlık borcu olduğunu söyledi.
Toplumsal refahın artabilmesi için yeterli kamu gelirinin toplanması gerektiğini hatırlatan Mutlu, “Bu bilince sahip olan İzmir Esnaf Teşkilatı, vergi dairesinin iyi bir dostudur. Oda başkanlarımız, yöneticilerimiz ve vergi mükellefi olan üyelerimiz, her zaman devletin, vergi idaresinin yanında olmaya özen göstermekte, vergi idaresine verilen desteklerin ülkenin menfaati ve halkın refahı için gerekli olduğuna inanmaktadır” diye konuştu.
Vergi ödeme konusunda esnaf sanatkarların titiz davrandıklarını hatırlatan Zekeriya Mutlu, ‘Esnaf kesimi borcuna sadıktır ama burada önemli olan, vergi vermeyen kesimlerin mükellef tabanına dahil edilmesi, kayıtdışının önlenmesi olacaktır. Bugün Türkiye’de çalışan ve üreten kesimlerin ödediği vergiler, maalesef kamu hizmetlerinin finansmanını karşılayamamaktadır. Kayıtdışı önlenemediği için dolaylı vergiler gibi adaletsiz metotlara daha fazla itibar edilmekte, bu da halkın üzerine aşırı yük getirmektedir. Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri üzerindeki payı AB ve OECD ülkelerinde ortalama yüzde 30 civarında iken, Türkiye’de bu oran son yıllarda yüzde 70’lere kadar yükselmiştir” dedi.
KAYITDIŞI İLE MÜCADELE DEVLET POLİTİKASI OLMALI
Türkiye’de mükellef tabanının genişletilmesi için yeni politikalar üretilmesi gerektiğinin altını çizen Mutlu, “kayıtdışı ile mücadele devlet politikası haline getirilmelidir. Sanayicisiyle, tüccarıyla, esnaf sanatkarıyla, tüketicisiyle, köylüsüyle ekonominin her katmanı kayıtdışının önlenmesi için devletine destek olmalı, bu konuda ülke yöneticileri de toplumun tüm kesimleriyle konsensüs sağlamalıdır” şeklinde konuştu.
Üretim ve istihdamda yaşanan sıkıntıların da ülke ekonomisini olumsuz etkilediğini belirten İESOB Başkanı Zekeriya Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu açıdan, üretim ve istihdamı teşvik edecek bir vergi sisteminin oturtulması da Türk ekonomisi için yararlı olacaktır. Genel üretimin artması, ülkede yaşanan işsizlik sorunu ile mücadelede önemli bir etken olacaktır. Bu noktada nüfusumuzun önemli kısmını oluşturan ve ekonomik gücü sınırlı olan esnaf sanatkarlarımıza vergisel teşviklerin verilmesi önem kazanmaktadır. Küçük işletmelerinde en az 3-4 kişiye istihdam sağlayan esnaf sanatkarlarımıza getirilecek vergi kolaylıkları, bu kesime moral aşılayacak, üretim ve istihdam potansiyellerini artırmalarını sağlayacaktır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da 52 milyar 658 milyon TL’lik kamu yatırım projesi yürütülüyor Manisa’da yatırım projelerinin değerlendirilmesi ve koordinasyon çalışmalarının tespitini amaçlayan 2025 yılı İl Koordinasyon Kurulu ikinci toplantısı, Vali Vahdettin Özkan başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda Manisa’da toplam değeri 52 milyar 658 milyon TL olan 263 kamu yatırım projesinin hayata geçirildiği belirtildi. İl Emniyet Müdürlüğü Toplantı Salonu’nda Vali Vahdettin Özkan başkanlığında yapılan toplantıya, Vali Yardımcısı Mustafa Özkaynak, kaymakamlar, belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Vali Vahdettin Özkan, "Ülkemizin önemli şehirlerinden biri olan Manisa’ya katkı sağlamak, mevcut potansiyelini artırmak amacıyla devletimizin tüm imkanları ile çalışmalarımız devam etmektedir. 2025 yılı yeni yatırım döneminde de bir önceki yılda olduğu gibi şehrimize önemli yatırımlar kazandırmayı hedefliyor, bu amaç doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz" şeklinde konuştu. Vali Özkan, "Manisa’da toplam tutarı 52 milyar 658 milyon TL olan 263 kamu yatırım projemiz var, bunlardan 222’si merkezi idareye, bakanlıklarımıza ait, 41’i belediyelerimize ait. Projeler için önceki yıllarda 9 milyar 473 milyon TL harcama yapılmış, 2025 yılı için bu projelere toplam 7 milyar 946 milyon TL ödenek ayrılmıştır. Birinci dönem sonu itibariyle 2 milyar 30 milyon TL ödenek harcanarak, harcama oranı yüzde 25,55 olarak gerçekleşmiştir. Projelerimizden 20 tanesi tamamlandı. Devam eden 151 projemiz var. İhale aşamasında olan 24 projemiz var. Kalan kamu yatırım projelerinin ise hazırlık süreçleri devam ediyor." dedi. Toplantı ilçe belediye başkanları, kaymakamlar, kamu kurum ve kuruluş temsilcilerinin çalışmalara ilişkin katılımcılara bilgi vermesi ve koordinasyonu gerektiren konuların değerlendirilmesi ile sona erdi.
Antalya ADF’de eğitim diplomasisi: Barış ve insanlık için ortak zemin çağrısı Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile barış, insan hakları ve evrensel değerlere dayalı yeni bir eğitim anlayışını hayata geçirdiklerini belirtti. Tekin, "Eğitime erişim, öğretmen istihdamı ve kız çocuklarının eğitimi gibi alanlarda son 20 yılda önemli mesafeler katettik" dedi. Emine Erdoğan ise eğitimin medeniyet değerleriyle bütünleşmesi gerektiğini vurgulayarak, "İnsanlığa hoşgörü kültürünü yeniden teklif ediyoruz" ifadelerini kullandı. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında gerçekleştirilen "Ayrışan Dünyada Geleceği İnşa Etmek: Eğitimin Dönüştürücü Gücü" başlıklı üst düzey oturumda, küresel krizler karşısında eğitimin dönüştürücü rolü ele alındı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in konuşmaları, eğitimin yalnızca bireyleri değil, toplumları da şekillendiren temel bir güç olduğu mesajını verdi. "İnsanlığın daha fazla çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır" Emine Erdoğan, konuşmasında diplomasinin barışçıl gücüne duyulan ihtiyacın arttığı bir dönemde, eğitimin bu gücü destekleyen temel araçlardan biri olduğunu vurguladı. "İnsanlığın daha fazla çatışma ve savaşı kaldıracak mecali kalmamıştır" diyen Erdoğan, ayrışan bir dünyada eğitimin hoşgörü, ahlak ve ortak insanlık değerleri etrafında yeniden yapılandırılması gerektiğini söyledi. Eğitimi, "insan olmanın zirvesine yolculuk" olarak tanımlayan Erdoğan, modern dünyanın yalnızca bilgi yükleyen ama ruhu beslemeyen mekanik bireyler yetiştirdiğini ifade etti. "Gerçek ve yetenekli bir eğitimin amacı ortaya insan eseri koymaktır" diyen Erdoğan, ilim, irfan ve ahlakla yoğrulmuş bir eğitim anlayışının önemini vurguladı. "Çocuklar, hiçbir savaşın tarafı değildir" İnsana entelektüel ve vicdani bir derinlik kazandırmayan bilginin sadece "malumat" olduğunu kaydeden Erdoğan, "Sırtını medeniyetin değerler manzumesine dayamamış bilgi, hızla değişen dünyayı yorumlamakta aciz kalır" ifadelerini kullandı. Filistin’de savaşın gölgesinde büyüyen çocuklara da değinen Erdoğan, eğitime erişim temel bir hakken, çocukların yaşama hakkının dahi ellerinden alındığını belirterek, "Çocukların hiçbir savaşın tarafı olamayacağını insanlığın felce uğramış vicdanına hatırlatmamız gerekiyor" dedi. Bakan Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ne değindi Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ise konuşmasında, Türkiye’de bu yıl itibariyle uygulanmaya başlanan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"nin merkezine barışçıl, erdemli ve evrensel değerlere bağlı insan yetiştirme hedefini koyduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çizdiği vizyon doğrultusunda bir "iyilik hareketi" başlatma hedefiyle yola çıktıklarını belirten Tekin, "Adaletin egemen olduğu, herkesin yaşam hakkının amasız fakatsız güvence altına alındığı bir dünya istiyorsak, eğitim sistemlerini de buna göre inşa etmek zorundayız" dedi. "Nitelikli öğretmen eksiği yaşamayan ülkelerden biriyiz" Türkiye’nin eğitim sisteminde insani değerlere öncelik veren bu dönüşümün, yalnızca söylem düzeyinde değil, somut göstergelere dayandığını vurgulayan Bakan Tekin, eğitim erişiminde ve kalite göstergelerinde elde edilen verileri paylaştı. 2002 yılında 12.1 yıl olan beklenen eğitim süresinin 2024 itibarıyla 19.7 yıla yükseldiğini, ortalama eğitim süresinin ise 5.7 yıldan 8.8 yıla çıktığını belirten Tekin, bu ilerlemenin UNDP İnsani Gelişmişlik Raporu’nda Türkiye’nin üst üste dördüncü kez "çok yüksek insani gelişme" kategorisinde yer almasını sağladığını söyledi. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının da son 20 yılda önemli ölçüde azaldığını kaydeden Tekin, "İlkokulda 18, ortaokulda 14, lisede 13 öğrenciden söz ediyoruz. Yirmi yıl önce bu rakamlar 28’di" ifadelerini kullanarak, OECD raporlarında Türkiye’nin "nitelikli öğretmen eksiği yaşamayan ülkelerden biri" olarak tanımlandığını da hatırlattı. Türkiye, OECD 2024 Aralık raporunda "En iyi gelişim gösteren ülke" Kız çocuklarının eğitime erişimi konusunda da ciddi bir ilerleme sağlandığını belirten Bakan Yusuf Tekin, bu başarıda Emine Erdoğan’ın yürüttüğü çalışmaların etkili olduğunu vurguladı. Okul öncesi eğitimdeki gelişmelere de değinen Tekin, Türkiye’nin OECD 2024 Aralık raporunda "En iyi gelişim gösteren ülke" olarak gösterildiğini söyledi. Türkiye’de eğitim alan mülteci çocuklara ilişkin de değerlendirmede bulunan Bakan Tekin, yaklaşık 1 milyon mülteci öğrencinin Türk eğitim sistemine dahil edildiğini belirtti. "Bu nüfusun içinde, Türkiye’deki 6-14 yaş aralığında okullaşma oranı OECD ortalamalarına yaklaşmış durumda" diyen Tekin, bu verilerin Türkiye’nin hem vatandaşlarına hem de misafir ettiği topluluklara eşit ve adil bir eğitim hizmeti sunduğunu gösterdiğini ifade etti. Tekin, "Merkezine iyi insanı alan bir eğitim modeliyle dünyaya somut katkı sunmayı amaçlıyoruz" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Program sırasında Türkiye Maarif Vakfı’nın yabancı çocuklardan oluşan koro ekibi Türkçe ve İngilizce şarkılar söyledi.