YEREL HABERLER - 26 Nisan 2012 Perşembe 15:22

KIRKLARELİ`DE ÖОRENCİLERE ``OSMANLI`DAN GÜNÜMÜZE DEMOKRASİ`` ANLATILDI

A
A
A
KIRKLARELİ`DE ÖОRENCİLERE ``OSMANLI`DAN GÜNÜMÜZE DEMOKRASİ`` ANLATILDI

Kırklareli Cumhuriyet İlköğretim Okulu tarafından 6-7 ve 8 sınıf öğrencilerine yönelik bir seminer düzenlendi. ``Osmanlı`dan Günümüze Demokrasi`` başlıklı seminer öncesinde konuşan Okul Müdürü Hüseyin Kalkan, 23 Nisan Ulusal Egemenli ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında düzenledikleri bu seminerin öğrencilere faydalı olacağına dikkat çekti.
Sosyal Bilimler Öğretmeni Emine Topçu tarafından verilen seminerde demokrasi kavramına her yönü ile değinerek şöyle konuştu;
``Demokrasi genel olarak halkın egemen olduğu yönetimin halk tarafından, halk için yapıldığı siyasi rejim olarak tanımlanır. Halkın kendisini yönetecek olanları kendi oyları ile seçtiği, temsilciler yolu ile ülkenin yönetimini sağladığı rejimler demokratik rejimler sayılmıştır. Demokrasi ile hürriyetçi rejimleri eş anlamlı kabul edenlerde vardır.
Demokrasi rejimi eski Yunan ve Roma`da kullanılmış ve Atina Devleti`nin yönetim biçimi demokrasi rejimi olarak nitelendirilmiştir. Ancak Atina demokrasisinin günümüzdeki demokrasi sistemine uygun olmadığı açıktır. Vatandaşların seçtiği temsilciler ile yönetilen Atina Devleti`nde kölelik sistemi de vardı. Bu bakımdan Atina Devleti`nde halkın kendi kendisini yönetmesi diye bir durum gerçekleşmiş değildir.
Klasik demokrasi diye adlandırılan demokratik rejimin ortaya çıkışı Avrupa`da feodalitenin yıkılıp merkezi krallıkların kurulmasından sonradır. Klasik demokrasiler temsil ve seçim ilkesinin sistemleştirilmesi yönünden üçe ayrılır. ``Doğrudan Doğruya Demokrasi, Yarı Doğrudan Demokrasi, Temsili Demokrasi`` doğrudan demokraside halk toplanarak yönetim konusunda doğrudan doğruya kararını bildirmektedir. Yarı doğrudan demokrasi sisteminde gerçek yönetimi halkın seçtiği temsilciler gerçekleştirmek ile beraber, halkta referandum yada kanunları veto usulleri ile doğrudan doğruya yönetime iştirak etmektedir. Bu sistem en geniş şekli ile günümüzde İsviçre`de uygulanır. Klasik demokrasinin en yaygın şekli temsilsi demokrasidir. Temsili demokraside egemenliği millete ait olduğu prensip olarak kabul edilmekte ve yönetim millet tarafından seçilen temsilciler eli ile ve anayasanın kurduğu sisteme uygun olarak yürütülmektedir.``
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ABB Başkanı Yavaş: "Sözü edilen rakamlar organizasyonların toplam maliyetini yansıtmaktadır ve bu miktarın tamamı sanatçılara ödenen ücretler değildir" Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, "Sözü edilen rakamlar, organizasyonların toplam maliyetini yansıtmaktadır ve bu miktarın tamamı sanatçılara ödenen ücretler değildir. Sanatçılara ödenen bedel, organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçasıdır" dedi. ABB Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’da ödendiği iddia edilen konser ücretleri ile ilgili açıklama yaptı. Basına yansıyan ücretlerin tamamının sanatçılara ödenen ücretler olmadığını belirten Yavaş, sanatçılara ödenen bedelin organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçası olduğunu kaydetti. Başkan Yavaş, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "29 Ekim’de Cumhuriyetimizin 101’inci yılına özel düzenlediğimiz konser etkinliğinin bütçesi ile ilgili bazı basın yayın organlarında yer alan haberler sonrası başlattığımız soruşturma ve inceleme tamamlanmak üzeredir. Buna ilave olarak 19 Mayıs’ta Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı özelinde düzenlediğimiz bir dizi konser etkinliğinin bütçesiyle ilgili dile getirilen iddialar da soruşturma ve inceleme kapsamına alınmıştır. Kalem kalem nereye ne kadar harcandığını tüm şeffaflığı ile ortaya koyacağımız etkinlik giderleriyle ilgili yakında kapsamlı bilgilendirmeyi kamuoyuyla paylaşacağız. Şurası bilinmelidir ki bahsedilen rakamların yürütülmeye çalışılan algı operasyonunda iddia edildiği gibi olmadığı açıktır. Gerek iktidar partisine mensup belediyelerin, bakanlıkların ve gerekse bizden önceki döneme ait etkinliklerin giderlerini karşılaştırmalı bir şekilde tek tek ortaya koyacağımızın bilinmesini isteriz." "Sanatçılara ödenen bedel, organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçasıdır" Ortaya çıkan ücretlerin sadece sanatçıya ödenen miktar olmadığını belirten Yavaş, "Öncelikle sözü edilen rakamlar, organizasyonların toplam maliyetini yansıtmaktadır ve bu miktarın tamamı sanatçılara ödenen ücretler değildir. Sanatçılara ödenen bedel, organizasyon firmaları tarafından karşılanan toplam maliyetin sadece bir parçasıdır. Kalan tutarlar ise etkinliklerin diğer masraflarını, örneğin ses düzeni, sahne kurulumu, teknik ekipman, ulaştırma ve diğer organizasyon giderlerini kapsamaktadır. Tüm harcama kalemleriyle birlikte detaylı açıklamayı önümüzdeki günlerde Belediye Meclisimizde paylaşacağız. Ankaralılar müsterih olsun. Teftiş sonucunda kim olursa olsun kusuru ve suçu olan varsa kimsenin arkasında olmayacağız, bizzat belediyemiz tarafından savcılığa şikâyette bulunulacaktır" ifadelerine yer verdi.
Kastamonu Türkiye’de organ bağışı yüzde 4 civarında Kastamonu Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, Avrupa’da organ bağışının yüzde 40-50 civarında iken bu oranın Türkiye’de yüzde 4-5’e kadar düştüğünü belirterek, bunun da sebebinin bilinçlendirmedeki eksikliklerden kaynaklandığını söyledi. Kastamonu Üniversitesi ile Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Organ Bağışı Haftası etkinlikleri çerçevesinde konferans düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Organ ve Doku Bağışı” ile ilgili düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Dr. Özgür Yılmaz, “Amacımız Türkiye ve dünyada olduğu gibi binlerce organ bekleyen diyaliz hastaları, böbrek yetmezliği hastaları, karaciğer nakli bekleyen hastalarımızın derdini anlatabilmek. Burada tip fakültesi öğrencilerimiz ve hemşirelik öğrencilerimiz için bu sempozyum bir ders niteliğinde olmakla birlikte bu işin aslında ders kitaplarında yazmayan sizlere elinizde şuan için öğretilmemiş olan sosyal ve dini kısmını anlatabilmek” dedi. “Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı” Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı en büyük devrimin sağlık alnında olduğunu anlatan Vali Yardımcısı Hakan Kubalı ise, “23 Nisan 1921’de TBMM’de açıldı. Anadolu işgal altındaydı ve bu şartlarda 23 Mayıs 1920 aradan 12 gün geçmiş ve Sağlık Bakanlığı kuruldu. Atatürk’ün yaptığı ilk iş Sağlık Bakanlığını kurmak olmuş. Daha sonra yurdun dört bir yanında sağlık ocakları, İstanbul Üniversitesine bağlı Tıp Fakültesi açıldı. Sağlık kanunları çıkarıldı. Türkiye sağlık alanında büyük bir devrim yaptı. Belki Atatürk’ün yaptığı devrimler içerisinde çok yer verilmiyor ama yapmış olduğu en büyük devrimlerin başında Türkiye’de sağlık alanında yaptığı devrimler geliyor. Bugün görürüsünüz illerde, ilçelerde her yerde verem savaş dispanserleri var. Kanserle savaş için kurulmuş kurumlar, araştırma birimleri var. Bütün bunların önünü Atatürk açtı. 1960’lı yıllara geldiğimizde sağlık hizmetlerinde sosyalleştirilmesi hakkında kanun çıkarıldı. Bu kanunla birlikte Anadolu’nun en ücra köşesine kadar yine sağlık ocakları ve hastaneler açıldı. Sağlık hizmetleri bütün vatandaşlarımıza ücretsiz ve eşit olarak verilmeye başladı” diye konuştu. Sağlık hizmetlerine büyük önem verdiklerini ifade eden Vali Yardımcısı Kubalı, “Anayasada da sağlık yaşama hakkı olarak geçmektedir. Türk vatandaşlarına bu hakkın teslim edilmesi gerektiğine bütün anayasalarımızda olduğu gibi yer almaktadır. Sizler bugünün gençleri, yarının sağlık personelisiniz. Vatandaşlarımıza en temel yaşam haklarını sunarak onlara yardımcı olacaksınız. Bu bilinçle görev yapmanızı diliyorum. Sayın Valimizin ve İl Sağlık Müdürümüz Çağdaş Derdiyok ile çok değerli yöneticileri, sağlık sektöründe ilimizde çok güzel işler yapıyoruz. Taşrada açılan böbrek hastaları için birimleri, bütün ilçe hastanelerinin İyileştirilmesi, il merkezindeki, Hastane’mizin teknolojik imkânlarının geliştirilmesi alanında çalışmalar yaptık. Sağlık hizmetlerini vatandaşlarımıza en iyi şekilde vermek için kadrolaşma hizmeti ile en iyi şekilde çalışıyoruz” şeklinde konuştu. “Avrupa’da yüzde 50 olan organ bağışı, Türkiye’de yüzde 4’tür, bu kabul edilebilecek bir oran değil” Organ nakilleri hakkında açıklamalarda bulunan Kubalı, şöyle konuştu: “Organ nakli 1902 yılında dünyada ilk organ nakli yapılması özellikle 1’nci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı’nda yapılmaya başlanmıştır. 2’nci Dünya Savaşı’ndaki askerlerin yaralanmalar karşısında organlarını yitiren askerlerin yerine sağlam olanlara organlarını bağışlamışlar. Dünyada 1952 yılında ilk kalp nakli yapılıyor. Türkiye’de de Prof. Dr. Mehmet Haberal, 1975 yılında ilk böbrek naklini gerçekleştiriyor. Yaklaşık 50 yıllık bir tecrübemiz var. Şu an Türkiye’de organ nakli yapan çok uzman sağlık personellerimiz var. Avrupa Birliği’nde organ nakli vatandaşların yüzde 50-60’ını buluyor. Maalesef Türkiye’de bu oran çok düşük. Yüzde 4-5 civarında. Bu kabul edilebilecek bir oran değil. Oysa Türk milleti ki bütün dünyada insancılığıyla dünya tarihine adını yazdırmış büyük bir millet. Biz organlarımızı bağışlayarak örnek olmalıyız. Organ nakli vatandaşlarımızın birçoğunun bildiği gibi organ nakli yapanların sağlığına zarar veren bir şey değil. Zaten büyük oranda organ nakli beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların daha önce verdikleri tanık ve doktor raporu ile gerçekleşen bir süreç. Organ nakli konusunda yapılan çalışmalar tıp etiği ve teorisinin bir gereğidir. Yaşam hakkının gereğidir. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Bu konuda millet olarak yeteri kadar bilinçlendirilmiş değiliz. Bu çalışmalarla bu bilinçlendirilmeler aşılanacak. Sizler sağlık alnında hepiniz birer lidersiniz. Özellikle organ nakli konusunda doğruları anlatacak liderlersiniz” ifadelerini kullandı. “Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla” Kastamonu Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Organ ve Doku Nakli İl Koordinatörü Prof. Dr. Zahide Doğanay da, “Organ bağışı konusunda ne yazık ki çok gerideyiz. Ülkemizde organ nakli bekleyen hasta sayımız çok fazla. Her gün 3 kişi, yılda 2 bin 500 kişi yeterli organ bağışı yapılmadığı için hayatını kaybediyor. 2023 yılında Sağlık Bakanlığının verilerine göre, böbrek nakli bekleyen hasta sayısı 24 bin 449’dur. Karaciğer nakli bekleyen hasta sayısı 2 bin 600, kalp nakli bekleyen hasta sayısı bin 422, akciğer nakli bekleyen hasta sayısı 204 ve pankreas nakli bekleyen hasta sayısı da 277’dir. Bu sayılarda ne yazık ki gittikçe artmaktadır” dedi. Kastamonu İl Sağlık Müdürlüğü tarafından organ ve doku bağışı standı kuruldu. Stantta konferansa gelen davetlilere organ ve doku bağışı hakkında bilgilendirme yapılarak bağışta bulunmak isteyenlerin bilgileri alındı.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi, eşanjör verimliliğini artırmanın yollarını araştıracak Kastamonu Üniversitesi, özellikle ısıtma ve soğutma uygulamalarında yaygın olarak kullanılan eşanjörlerin etkinliğini arttıracak araştırma yaparak, yeni nesil enerji verimliliği çözümlerine yönelik bir çalışmada ortaya konulması hedefleniyor. Kastamonu Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Gürdal’ın “Çukur Kanatçıklı Bal Peteği Formlu Kanal İçindeki AlO/HO Nanoakışkan Akışının Termo-Hidrolik Performansının Deneysel Olarak İncelenmesi” başlıklı projesi, TÜBİTAK 1002-A Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Projede Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Celal Nazlı da araştırmacı olarak yer alıyor. Öncelikli gelişme alanları-enerji kategorisinde kabul edilen proje, ısıtma ve soğutma uygulamalarında kullanılan eşanjörlerin verimliliğini artırarak enerji tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Proje, özellikle ısıtma ve soğutma uygulamalarında yaygın olarak kullanılan eşanjörlerin etkinliğini artırmayı hedefliyor. Bu amaçla, AlO/ HO nanoakışkan akışı ve özgün tasarım geometrisinden yararlanılarak enerji verimliliğine katkı sağlanması planlanıyor. Kastamonu Üniversitesi’nin araştırma alanındaki gücünü bir kez daha kanıtlayan bu başarı, aynı zamanda yeni nesil enerji verimliliği çözümlerine yönelik değerli bir adım olarak öne çıkıyor. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, üniversitenin araştırma alanındaki gelişiminden memnuniyet duyduğunu belirterek, “Bu proje, enerji verimliliğine yönelik çalışmalara katkı sağlayacak nitelikte. Araştırma ekibimizi tebrik ediyor ve projenin başarılı sonuçlar getirmesini diliyorum” dedi.
Karaman Karaman’da “Yeşil Beceriler” projesi Karaman Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Karaman Gençlik Merkezi, soğuk kış günlerinde doğadaki dostları için anlamlı bir projeye daha imza attı. Sosyal sorumluluk projelerine verdiği önemle dikkat çeken Karaman Gençlik Merkezi, bu kez “Yeşil Beceriler” projesi çerçevesinde kuşlar için kuş evleri hazırlayarak farkındalık oluşturdu. Karaman Gençlik Merkezi, soğuk kış aylarında kuşların barınma ihtiyaçlarını gidermek amacıyla gönüllü gençlerle birlikte kuş evleri hazırlama etkinliği düzenledi. Etkinliğe katılan gençler, kuş evlerini özenle boyayarak her birine renkli ve dikkat çekici bir görünüm kazandırdı. Bu süreçte gençlere çevre duyarlılığı ve hayvan sevgisi kazandırmayı amaçlayan merkez, aynı zamanda “Yeşil Beceriler” projesiyle gençlerin doğa ile iç içe vakit geçirmelerine olanak sağladı. Hazırlanan kuş evleri, Karaman’ın Gökçe Çamlığı’ndaki ağaçlara asıldı. Kuş evlerini ağaçlara asan gençlik liderleri ve gönüllü gençler, bu çalışmanın kuşların soğuktan korunmasına yardımcı olacağını ve onlara güvenli bir yuva sağlayacağını belirttiler. Etkinliğe katılan gençler, doğaya katkıda bulunmaktan ve kuşlara yardımcı olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler. Doğayı korumanın ve doğadaki canlılara sahip çıkmanın bir insanlık görevi olduğunu vurgulayan Gençlik ve Spor İl Müdürü Mustafa Karadeniz, “Doğa, bize emanet edilmiş en kıymetli hazinelerden biridir. Bizler sadece doğanın içinde yaşayan değil, aynı zamanda onu koruma sorumluluğuna sahip olan bireyleriz. Karaman Gençlik Merkezi koordinesinde uygulanan ‘Yeşil Beceriler’ projesi kapsamında gençlerimizin doğaya ve canlılara olan sevgisini pekiştirmek amacıyla kuş evleri yapmaları, toplumumuzun geleceği adına büyük bir adımdır. Doğadaki her canlı, ekosistemin ayrılmaz bir parçasıdır ve bizler bu dengenin korunması için üzerimize düşeni yapmak zorundayız” dedi.