GÜNDEM - 08 Kasım 2024 Cuma 17:41

Karaman’da “Yeşil Beceriler” projesi

A
A
A
Karaman’da “Yeşil Beceriler” projesi

Karaman Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Karaman Gençlik Merkezi, soğuk kış günlerinde doğadaki dostları için anlamlı bir projeye daha imza attı.


Sosyal sorumluluk projelerine verdiği önemle dikkat çeken Karaman Gençlik Merkezi, bu kez “Yeşil Beceriler” projesi çerçevesinde kuşlar için kuş evleri hazırlayarak farkındalık oluşturdu. Karaman Gençlik Merkezi, soğuk kış aylarında kuşların barınma ihtiyaçlarını gidermek amacıyla gönüllü gençlerle birlikte kuş evleri hazırlama etkinliği düzenledi. Etkinliğe katılan gençler, kuş evlerini özenle boyayarak her birine renkli ve dikkat çekici bir görünüm kazandırdı. Bu süreçte gençlere çevre duyarlılığı ve hayvan sevgisi kazandırmayı amaçlayan merkez, aynı zamanda “Yeşil Beceriler” projesiyle gençlerin doğa ile iç içe vakit geçirmelerine olanak sağladı.


Hazırlanan kuş evleri, Karaman’ın Gökçe Çamlığı’ndaki ağaçlara asıldı. Kuş evlerini ağaçlara asan gençlik liderleri ve gönüllü gençler, bu çalışmanın kuşların soğuktan korunmasına yardımcı olacağını ve onlara güvenli bir yuva sağlayacağını belirttiler. Etkinliğe katılan gençler, doğaya katkıda bulunmaktan ve kuşlara yardımcı olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler. Doğayı korumanın ve doğadaki canlılara sahip çıkmanın bir insanlık görevi olduğunu vurgulayan Gençlik ve Spor İl Müdürü Mustafa Karadeniz, “Doğa, bize emanet edilmiş en kıymetli hazinelerden biridir. Bizler sadece doğanın içinde yaşayan değil, aynı zamanda onu koruma sorumluluğuna sahip olan bireyleriz. Karaman Gençlik Merkezi koordinesinde uygulanan ‘Yeşil Beceriler’ projesi kapsamında gençlerimizin doğaya ve canlılara olan sevgisini pekiştirmek amacıyla kuş evleri yapmaları, toplumumuzun geleceği adına büyük bir adımdır. Doğadaki her canlı, ekosistemin ayrılmaz bir parçasıdır ve bizler bu dengenin korunması için üzerimize düşeni yapmak zorundayız” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Alanya’ya gelen Alman öğrenciler sürdürülebilir enerji üzerine çalışmalarını tamamladı Alanya’nın Almanya’daki kardeş şehri Gladbeck’ten Erasmus değişim programı kapsamında gelen 8 öğrenci, Hüseyin Girenes Fen Lisesi öğrencileriyle birlikte sürdürülebilir doğal enerji alanında projeler geliştirme çalışmaları yaptı. Hüseyin Girenes Fen Lisesi ile birlikte yürütülen program kapsamında Ingeborg-Drewitz-Gesamtschule okulundan gelen öğrenciler, 10 gün süren eğitim ve proje geliştirme programına katıldılar. Öğrenciler, Alanya Belediyesi Güneş Enerjisi Santrali (GES) ve Hidroelektrik Santrali (HES) projelerini inceleyerek enerji üretimi ve yenilenebilir kaynakların kullanımı hakkında detaylı bilgi aldılar. Alanında uzman eğitimciler tarafından yönlendirilen öğrencilere, sürdürülebilir enerji kaynaklarının önemi ve çevresel etkileri konusunda eğitim verildi. Ortak projeler sergilendi Programın son günü, Hüseyin Girenes Fen Lisesi bahçesinde Türk öğrenciler ile birlikte hayata geçirdikleri projeler hakkında bir sunum gerçekleştiren öğrenciler projelerini tanıttılar. Programa, Belediye Başkan Danışmanları Faruk Konukçu ve Abdurrahman Açıkalın, İlçe Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yılmaz, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Çalışmalarıyla Alanya ve Gladbeck arasındaki dostluk bağlarını daha da güçlendiren öğrenciler, çevre dostu ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının önemini vurgulayıp, birlikte yürüttükleri çalışmalar sayesinde çevreye duyarlı bir bakış açısı kazandıklarını ve farklı bir kültürle kaynaşma fırsatı bulduklarını ifade ettiler. İlerleyen dönemde Hüseyin Girenes Fen Lisesi öğrencileri de aynı proje kapsamında Almanya’ya giderek çalışmalar yürütecek.
Edirne Vali Sezer: "Uyuşturucuyla mücadelede en büyük görev ailelere düşüyor" Edirne’de düzenlenen ‘En İyi Narkotik Polisi Anne Semineri’nde konuşan Vali Yunus Sezer, son günlerde yapılan başarılı operasyonlara değinerek, "Sadece bir seferde 520 bin tane sentetik uyuşturucu hap yakaladık. Baktığımız zaman bu rakam bizim Edirne nüfusundan daha fazladır" dedi. Edirne’de Balkan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘En İyi Narkotik Polisi Anne Semineri’ yoğun ilgi gördü. Seminerde konuşan Edirne Valisi Yunus Sezer, son günlerde yapılan başarılı operasyon gerçekleştirildiğini ancak bağımlılıkla asıl mücadelenin ailede başladığını ifade etti. Vali Sezer, uyuşturucuyu bir virüs gibi değerlendirmek gerektiğini sadece kullanıcıyı değil, aileleri ve toplumu zehirlediğini belirtti. "Türkiye hedef ülke konumunda" Özellikle Avrupa ülkelerinin bazılarında belli uyuşturucuların serbest hale getirilmesinin ve bunun normalmiş gibi gösterilme çalışmalarının uyuşturucunun tüm dünyada yaygınlaşmasına sebep olduğunu aktaran Sezer, Türkiye’nin Bir taraftan Afganistan ve İran üzerinden gelen uyuşturucu trafiğinde bir geçiş ve hedef ülke konumunda olduğuna değindi. "10 gün içerisinde 500 kiloya yakın uyuşturucu madde yakaladık" Geçtiğimiz 10 gün içerisinde emniyet ve gümrük muhafaza birimleri tarafından yaklaşık 500 kiloya yakın bir uyuşturucu madde yakalandığını vurgulayan Sezer, "Sadece bir seferde 520 bin tane sentetik uyuşturucu hap yakaladık. Baktığımız zaman bizim Edirne nüfusundan daha fazladır. Dolayısıyla bir ili zehirleyecek kadar uyuşturucuyu tek seferde yakaladık. Gümrük, emniyet, jandarma tüm ekiplerimiz gece gündüz çalışıyorlar. Geçen yıla oranla yakaladığımız uyuşturucu miktarı yaklaşık yüzde 40 civarı daha fazla artış göstermiş durumda. Dolayısıyla büyük bir aslında tehlikenin eşiğindeyiz" ifadelerine yer verdi. "En büyük görev annelere düşüyor" ’En İyi Narkotik Polisi Anne’ projesine de değinen Vali Sezer, evladını en iyi tanıyanın anne olduğunu ve burada en büyük görevin de yine onlara düştüğünü belirtti. Projenin aslında bir dikkat çekme projesi olduğunu aktaran Sezer, çocukları zehirleyen şeywwin arkadaş ortamı ve bulunduğu çevre olduğunu vurguladı. Uyuşturucu ticareti yapanlarla ilgili de çok büyük tedbirler aldıklarını söyleyen Sezer, şu ana kadar 120’ye yakın uyuşturucu ticareti yapan yakalandığını ve tutuklandığını belirtti. Önleyici tedbirlerin önemine değinen Sezer, ailelerin, okullarda başta müdürler olmak üzere okul aile birliği başkanlarının ve mahallelerde muhtarların apartman sorumlularının gözünün açık olmasının, kulağının her şeyi duyması gerektiğini aktardı. "Narkotik suçlarla mücadelede yoğun çaba sarf ediyoruz" Emniyet Müdürü Onur Karaburun, Vali Yunus Sezer’in talimatları sonrası tüm alanlarda faaliyetler devam ederken, çok özel ve ayrı bir şekilde uyuşturucu, bağımlılık ve narkotikle ilgili de topyekün çalışmalara başladıklarını söyledi. Narkotik işini sadece bir şubeye ya da iki şubeye teslim edemeyecek kadar önemli olduğunu gördüklerini ve Edirne Emniyetindeki bütün birimlerin bununla mücadele etmesi talimatını verdiklerini söyleyen Karaburun, çalışmalar sonucunda bölge trafik ekibinin bile çok küçük bir miktarda da olsa bir narkotik madde yakalaması yaptığını aktardı. Çocukların ve gençlerin her türlü bağımlılıktan uzak ve sağlıklı bir şekilde yetişmeleri için çalıştıklarını söyleyen Karaburun, programa katılanlara bu konuda daha çok çalışacaklarının sözünü verdi. Uyuşturucu tacirlerinin insanları hedef alan bir noktada olduğunu vurgulayan Karaburun, "Daha çok çalışacağız ve bu illeti toplumdan kazımaya, bitirmeye kararlıyız. Gücümüzün son noktasına kadar bu mücadeleyi her gün daha da artırarak sürdürmekte kararlıyız" dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün ’Uyuma’ uygulaması hakkında da bilgi veren Karaburun, vatandaşların uygulamayı telefonlarına yükleyerek şüphe duydukları ve gördükleri olayı tek bir tıkla polise bildirebildiğini aktardı. Uygulamada gizlilik esasının yer aldığına da değinen Karaburun, ihbar halinde en yakın polis ekibinin olay yerine gelip duruma müdahale ettiğini belirtti. Konuşmaların ardından Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerinden Narkorehber Polis Memuru Hakan Yılmaz tarafından, "En İyi Narkotik Polisi Anne " projesi ve uyuşturucu madde kullanımı hakkında bilgilendirme yapıldı. Programın ardından Balkan Kongre Merkezi’nin girişinde yer alan stantlar gezilerek birimlerin çalışmaları hakkında bilgi alındı.
Adana Adanalı ve İstanbullu sanayiciler bir araya geldi Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, "Adana’nın sanayi geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanır. Adana, 2.2 milyonu aşkın nüfusuyla, üretimden ihracata, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda öncü rol üstleniyor” dedi. İstanbul Sanayi Odası üyeleri, Adana Sanayi Odası üyeleriyle birlikte kentte bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretlerin ardından her iki odanın üyeleri ortak meclis toplantısı düzenledi. “Adana öncü rol üstleniyor” Adana Sanayi Odası toplantı salonunda düzenlenen toplantının açılışında konuşan Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç, Adana’nın sanayi başta olmak üzere birçok alanda öncü rol üstlendiğini belirterek, “Adana, Türkiye’nin ekonomik geleceğinde stratejik bir rol üstlenmeye devam ediyor. Sanayinin, tarımın, lojistiğin ve enerjinin buluşma noktasında yer alan bu şehir, her sektörde dinamik yapısıyla öne çıkıyor. Türkiye’nin 7. büyük ili konumundaki Adana, güçlü nüfusu ve sanayi altyapısıyla ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan bir şehirdir. Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 2,64’üne sahip olan Adana, 2.2 milyonu aşkın nüfusuyla, üretimden ihracata, tarımdan sanayiye kadar birçok alanda öncü rol üstleniyor” diye konuştu. “Adana’nın sanayi geçmişi, Osmanlı dönemine kadar uzanır” Adana’nın üretim kapasitesinin her geçen gün arttığını ve ülke ekonomisine katkısının sürdüğünü vurgulayan Başkan Kıvanç, şunları söyledi: “1517 yılında Osmanlı topraklarına katılan Adana’da çeltik üretimi ve ipek imalathaneleri ile şeker kamışından şeker üreten tesisler bulunuyordu. Bu köklü geçmiş, Adana’nın sanayi altyapısının ne kadar derinlere dayandığını ve günümüze kadar süregelen üretim kültürünü yansıtmaktadır. 1864 yılında kurulan ilk çırçır fabrikası, şehrin sanayi alanındaki gelişiminin ilk örneği olarak dikkat çekerken, 1898’de kurulan ilk iplikhane ve 1901’de faaliyete geçen ilk entegre dokuma fabrikası, Adana’nın sanayileşme yolundaki güçlü adımlarını simgeler. Ardından, 1906 yılında kurulan ilk yabancı sermayeli fabrika, Aristidi Simyanoğlu tarafından faaliyete geçirilmiş ve bu fabrika, 1924 yılında “Milli Fabrika” adını almıştır. Ulu Önder Atatürk’ün talimatı üzerine 1927 yılında dönemin iş adamları tarafından hazineden satın alındı ve adı “Milli Mensucat” oldu. Günümüzde ise, birlikte gezdiğimiz bu tarihi fabrika, müze olarak şehrin sanayi mirasını yaşatmaktadır.” İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise Türkiye’nin 20-30 sene sonrasını planlayacak istihdam ve insan kaynakları projesi yapmak zorunda olduğunu belirterek, “Bu jeopolitik ortamda ve coğrafyada nasıl bir insan portföyüne ihtiyacımız varsa o şekilde planlama yapmalıyız. Her sene 1.5 milyon insanımızı üniversitelere almak yerine az ama öz üniversite eğitimi politikasına dönmeliyiz" dedi. “Yapay zekayı yönetecek insanlara ihtiyacımız var” Her sektörde kalifiye eleman bulunamadığını anlatan Bahçıvan, “Her yerdeki temel sorun bu insan kaynakları konusu. Neler yapılması gerektiğini biliyoruz ancak çözümü yeteri kadar doğru anlatamıyoruz. Daha cesur olmamız lazım. Arazi, kredi ve para bir şekilde temin edilebiliyor ama insan hiçbir şekilde temin edilemiyor. İstanbul’da en iyi liseleri bitiren öğrencilerimizin yüzde 95’i geleceği yurt dışındaki üniversitelerde arıyor. Bu çocukları ülkeye dönüşe motive edemezsek bu çocukları kaybediyoruz. Yatırımlar yapıyoruz, tesisler inşa ediyoruz ama bunları yönetecek, üretim platformlarının başında duracak, yapay zekayı yönetecek insanlara ihtiyacımız var” diye konuştu. Konuşmaların ardından toplantı soru-cevap ile devam etti.