SPOR - 08 Mayıs 2021 Cumartesi 18:50

2. Lig: Elazığspor: 5 - Sivas Belediyespor: 7

A
A
A
2. Lig: Elazığspor: 5 - Sivas Belediyespor: 7

Misli.

Misli.com 2. Lig Kırmızı Grup’un 38. haftasında Elazığspor, evinde karşılaştığı Sivas Belediyespor’a 7-5 yenilerek küme düştü.



Stat: Doğukent


Hakemler: Sercan Yılmaz xx, Efe Kurtuluş xx, Şafak Nalbantoğlu xx


Elazığspor: İbrahim Akdaş xx, Ömer Faruk Aydemir xx, Cihan Canpolat x (Salih dk. 65 x), Fırat Sefa (Cengizhan dk. 46 xx), Hebat Alan, Kadir Taşoğlu xx, Muhammed Düzgüner xx, İzzet Topatar xxx (Ahmet Ormanoğlu dk. 65 xx), Ahmet Ertuğrul Öztürk x (Hasan dk. 18 xx), Eren Çinkılınç xx, Yusuf Ensar Poyrazlı (Görkem dk. 46 x)


Sivas Belediyespor: Abdulkadir Koç xx, Uğur Bulut (Cengizhan dk. 25 x), Muhsin Polat xxx, Mustafa Aydın xx, Ozan Kılıçoğlu (İlhami dk. 25 x), Burak Aydın xxx, Hüseyin Tokmak xx (Samet dk. 78), Mehmet Fatih Ayık xx (Mücahit dk. 65 x) Hurşit Taşcı xx, Şevki Çınar xxx, Fatih Çolak xx


Goller: İzzet (dk. 32, dk. 36), Kadir Taşoğlu (dk. 38 pen.), Ahmet (dk. 72), Cengizhan (dk. 85) (Elazığspor), Muhsin (dk. 9), Şevki (dk. 14), Burak Aydın (dk. 16, dk. 45, dk. 79), Hurşit (dk. 48), İlhami (dk. 50) (Sivas Belediyespor)


Kırmızı Kart: Hebat (dk. 5) (Elazığspor)


Sarı Kartlar: İbrahim, Ömer Faruk (Elazığspor), Muhsin (Sivas Belediyespor)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Tekirdağ’da kurtuluşun 102. yılında coşkulu yürüyüş Tekirdağ’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümünde, kortej yürüyüşü düzenlendi. Tekirdağ’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümü dolayısıyla Süleymanpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen yürüyüşe yüzlerce vatandaş Türk bayraklarıyla katıldı. Renkli görüntülerin yaşandığı etkinlikte, birlik ve beraberlik coşkusu Tekirdağ sokaklarına yansıdı. Bando takımı ve gaziler de yürüyüşte yer aldı Yürüyüşte bando takımı marşlar çalarak korteje eşlik etti, gaziler de bu anlamlı günde yürüyüşte yer aldı. Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu yansıtan etkinlikte, bazı gruplar o dönemin kıyafetlerini giyerek yürüyüşe katılırken, gençler de eski askeri üniformalarla kortejde yer aldı. Vatandaşlar, kurtuluş mücadelesine duyulan saygıyı bu anlamlı yürüyüşle yeniden yaşadı. Atatürk’ün kullandığı araç ilgi gördü Etkinlik boyunca Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda kullandığı aracın temsili modeli de kortejde yer alarak halkın beğenisini kazandı. Tarihi bir sembol haline gelen araç, Kurtuluş mücadelesinin sembolü olarak Tekirdağ halkı tarafından coşkuyla karşılandı. Başkan Nallar’dan kahramanlara minnet mesajı Yürüyüşün ardından açıklama yapan Süleymanpaşa Belediye Başkanı Volkan Nallar, kurtuluşun yalnızca düşman işgalinden kurtulmak olmadığını, aynı zamanda milletin birlik ve beraberliğini kanıtlayan bir zafer olduğunu ifade etti. Nallar, “Tekirdağ’ın kahraman evlatları, ebedi önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vatan sevgisiyle dolu yüreğindeki zafer inancı sayesinde bu toprakları düşman işgalinden kurtarmış, bizlere özgür bir vatan bırakmak için büyük bir cesaret örneği sergilemiştir. Kurtuluşumuz, yalnızca bir zafer değil; aynı zamanda milli birlik ve beraberliğin, dayanışma ruhunun ne kadar büyük olduğunu kanıtlamaktadır” dedi. Nallar, "İşgale direnen atalarımızın her türlü zorluğa göğüs gererek bizlere bağımsız bir vatan bıraktığını ve özgürlüğümüzü koruma kararlılığını" tüm dünyaya ilan ettiğini belirtti. Başkan Nallar konuşmasını, “Bu anlamlı günde tüm kahramanlarımızı saygı ve minnetle anıyorum” sözleriyle tamamladı.
Ankara Türkiye ve Kongo Cumhuriyeti arasında ‘Eğitim İş Birliği Anlaşması’ imzalandı Türkiye ile Kongo Cumhuriyeti arasında eğitim alanında işbirliğini içeren ‘Eğitim İş Birliği Anlaşması’, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Kongo Uluslararası İşbirliği ve Kamu Özel Ortaklığını Teşvik Bakanı Denis Christel Sassou-N’Guesso’nun katılımıyla imzalandı. Bakan Tekin, Türkiye’nin eğitimde teknolojik altyapı ve içerik geliştirme konularında önemli adımlar attığını vurgularken, Sassou-N’Guesso ise mesleki eğitimin geliştirilmesinin iki ülke işbirliği açısından kilit bir alan olduğunu belirtti. Türkiye ile Kongo Cumhuriyeti arasında eğitim alanında işbirliğini içeren ‘Eğitim İş Birliği Anlaşması’nın imza töreni Milli Eğitim Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile beraberindeki heyet ve Kongo Uluslararası İşbirliği ve Kamu Özel Ortaklığını Teşvik Bakanı Denis Christel Sassou-N’Guesso ve beraberindeki heyetin katıldığı imza töreninde Bakan Tekin, “Biz yaklaşık 18 milyon öğrencim, 1 milyon 250 bin öğretmen ve 100 bine yüz bine yakın okul düzeyin olan bir bakanlığız. Gerek eğitim yapılarının inşasında gerek eğitim yapılarının teknolojik altyapıyla donatılmasında ve gerekse de eğitim içerikleri konusunda özellikle Cumhurbaşkanımızın, Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde çok önemli adımlar attık. Ayrıca başta mesleki ve teknik eğitim olmak üzere birçok eğitim alanında da çok farklı ülkemizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte adımlar attık” dedi. “En ücra köşemizdeki okullarımız bile dünyanın en büyük eğitim bilişim platformlarının bir tanesine istedikleri an ulaşabiliyor” Eğitimde teknolojik altyapının kullanılması konusunda Türkiye’deki okulların tamamında teknolojik altyapıya sahip olduğu bilgisini veren Bakan Tekin, “En ücra köşemizdeki okullarımız bile bakanlık merkezinde kurduğumuz dünyanın en büyük eğitim bilişim platformlarının bir tanesine istedikleri an erişip öğrencilerle paylaşabilecek ders içeriklerine ulaşabiliyor. Aynı şekilde teknolojik altyapının geliştirilmesi kapsamında bunun eğitim öğretim ayağını da ya bununla ilgili ders içerikleri ve programlar konusunda da ciddi mesafe katettik. Hem gençlere mesleki eğitimi cazip hale getirecek hem de ihtiyaç duyulan nitelikli ara eleman vasıflarını tanımlayarak ona göre eleman yetiştirecek bir program geliştirdik. Sizin de atıfta bulunduğunuz teknik çalışma toplantılarında yer alan arkadaşlar bunların detaylarını zaten kendi aralarında konuştular. Kongo’daki dostlarımızla bu iş birliğini geliştirmek için her türlü adım atmaya hazırız. Umarım burada imza altına alacağımız metin bu ilişkilerin köklenmesi, gelişmesi ve gelecek kuşaklara devam ettirmesi konusunda iyi bir başlangıç olur” diye konuştu. “Güçlendirebileceğimiz başka alanlarda olacaktır” Kongo Uluslararası İşbirliği ve Kamu Özel Ortaklığını Teşvik Bakanı Denis Christel Sassou-N’Guesso ise, “Eğitim esasında ülkeler arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi için temel unsur, temel alandır. Gelecek nesillerin eğitilmesi için umarım beraber bugün bu adımın atacağımız anlaşma ile bunu daha da geliştirebiliriz. Sizin eylem alanınız esasında bu eğitim misyonunuz çok geniş. Dolayısıyla sanıyorum daha geliştireceğimiz ve güçlendirebileceğimiz başka alanlarda olacaktır. Sizin de dile getirdiğiniz gibi kesinlikle burada mesleki eğitimi geliştirmemiz gerekiyor. En önemli sektörlerden bir tanesi. Bu sayede gençler iş piyasasına daha kolay erişim sağlayacaklardır” ifadelerini kullandı. Tören iki bakanın İş Birliği Anlaşmasını imzalamasının ardından sona erdi.
İstanbul Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil’i yurt dışına davet eden 2 şüpheliye yakalama kararı talebi İstanbul’da yasadışı bahis reklamı ve teşvikinde bulunduğu tespit edilen 23 sanatçı ve sosyal medya fenomenine yönelik yürütülen soruşturmada Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç’ı Malta’ya davet ederek, reklam ve teşvik videosunda birlikte yayın yapan ve yurtdışında olan Cenk Pekkan ve Ünal Orhan hakkında İstanbul Başsavcılığınca yakalama kararı çıkarılması talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yasadışı bahis reklamı ve teşvikinde bulunduğu tespit edilen 23 sanatçı ve sosyal medya fenomenine yönelik yürütülen soruşturma çerçevesinde sanatçı Mehmet Ali Erbil ve şarkıcı Serdar Ortaç, müzisyen Zorbey Erkoçlar, sosyal medyada 19 milyon takipçisi bulunan İbrahim Yılmaz, Rus ve Türk asıllı fenomen Aleksander Mensikof ve 1.3 milyon takipçisi bulunan Esma Sözen’in de aralarında bulunduğu 16 şüpheli gözaltına alınmıştı. Yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 16 şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Soruşturma Bürosu’na getirilmişti. İfade işlemleri tamamlanan şüpheliler daha sonra tutuklama talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmişti. Şüpheliler arasında yer alan sanatçı Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç hakkında ise ev hapsi kararı verilmiş, sosyal medyada 19 milyon takipçisi bulunan İbrahim Yılmaz ile birlikte Emirhan Karauç, Aleyna Göreci, Emircan Çelik, Ramazan Karkin, Aleksandr Maenshıkov, Muhammet Sümertaş, Esma Sözen, Soner Kabakçı, Yağmur Şifa Yaprak, Sefa Caner Sarıçam ve Muzaffer Zorbey Erkoçlar tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil’i yurt dışına davet edenler hakkında yakalama kararı talebi Yürütülen soruşturma çerçevesinde, Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç’ı Malta’ya davet ederek, reklam ve teşvik videosunda birlikte yayın yapan ve yurtdışında oldukları tespit edilen Cenk Pekkan ve Ünal Orhan hakkında İstanbul Başsavcılığınca yakalama kararı çıkarılması talep edildi.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi Rektörü Topal: “Gençlerimizi modern, popüler kültürün insafına terk edemeyiz” Bu yıl beşincisi düzenlenen Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu’na katılan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, gençleri modern, popüler kültürün insafına terk edemeyeceklerini belirterek, “Gençlerimizin, sosyal medyanın ve dijital mecraların her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız” dedi. “Geçmişten Geleceğe Eğitimin Milli Yolculuğu” temasıyla düzenlenen 5. Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu, Kastamonu Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı Bilimsel Toplantılar Yönergesi doğrultusunda organize edilen forum, Kastamonu Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Kastamonu Valiliği ile Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği (EYUDER) iş birliğiyle eğitim dünyasının farklı paydaşlarını bir araya getiriyor. “Günümüzde eğitim, sadece belli bir mekanda sınıfta gerçekleşen bir süreç olmaktan çoktan çıktı” Kastamonu Üniversitesi Hoca Ahmet Yesevi Salonu’nda düzenlenen forumun açılışına katılan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, “Eğitim sistemimizin temel yapı taşlarını yeniden gözden geçirmek için bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Eğitim sistemimizde eğitim politikaları, etik, liderlik ve fırsat eşitliği gibi konulardan başlayarak eğitimin her kademesinde nitelik artırımı, teknoloji entegrasyonu ve kültürel değerlerin korunması gibi alanlarda köklü dönüşüm ve yeniliklere ihtiyaç duyduğumuzu birlikte görmekteyiz. Müsaadenizle konuşmamda özel olarak eğitimde değer temelli bir yaklaşımın önemini vurgulamak istiyorum. Günümüzde eğitim, sadece belli bir mekanda sınıfta gerçekleşen bir süreç olmaktan çoktan çıktı. Bugün gelinen noktada, bilgi teknolojilerinin insanlığa sunduğu imkanlarla öğrenmek için herhangi bir fiziki mekana gitmenin zorunlu olmadığını biliyoruz. Artık insanlar sanal ortamlarda dünyadaki bütün bilgilere ulaşabilecek imkânlara sahip. Uzaktan eğitim, eğitim teknolojileri ve yapay zeka gibi araçlar sayesinde eğitim her zaman ve her yerde erişilebilir bir hale geldi. Bugünün dünyasının temel sorunu bilgiye sahip olmamak değil, bilginin değersiz bir ortamda üretilmiş olması kaynaklı sıkıntılar. Maalesef ahlak, vicdan, adalet, saygı gibi ya da insanlar arasında eşitliği, adaleti sağlamak için mücadele etmek gibi temel insani değerlerin üniversite ortamlarında yeterince yer bulamadığını görüyoruz. Dolayısıyla asıl ve mühim esas vazife, sadece bilimsel bilgiyi öğretmek değil, bunun ötesinde değer üretiminin nasıl olabileceğini, değerlerin nasıl toplumları inşa edebileceğini gençlerimize öğretmektir. Bugün itibarıyla insanlığın yaşadığı pek çok insan yapımı felaketin arkasındaki başlıca sebeplerden biri hiç kuşkusuz değerler sisteminden yoksun bilgi üretimidir” dedi. “Dengeyi yeniden inşa etmeden, ne kendi toplumumuzu daha ileriye götürebiliriz ne de insanlığın sorunlarını çözebiliriz” Eğitimin yalnızca bilgi aktarımı değil; aynı zamanda değerleri, kültürel mirası ve ahlaki sorumlulukları gelecek nesillere taşıyan bir köprü olduğunu hatırlayarak yollarına devam etmeleri gerektiğini söyleyen Rektör Topal, “Eğitim politikalarının ve müfredat tasarımlarının felsefi bir temele oturtulması, toplumun ihtiyaçlarına göre güncellenmesi ve mutlak surette değerler ve ahlaki kurallar dikkate alınarak yönetilmesi, sürdürülebilir ve etkili bir eğitim sistemi kurmak adına son derece önem arz ediyor. Bu çerçevede, Selçuklulardan Osmanlılara, Türkistan’dan Balkanlara, Endülüs’e bilim, sanat, kültür, estetik, şiir ve edebiyatta ileriye giden kadim medeniyetlerimizin temel ortak özelliklerinden biri, denge fikridir. İnsan, toplum ve kainat arasındaki dengeyi kurabilen bir bakış açısına sahip olmak, kadim medeniyetimizin önemli bir parçası. Aynı şekilde, bilim ve teknoloji ile kültür ve sanat arasındaki dengeyi sağlamak da bir mecburiyet olarak karşımıza çıkıyor. Bilim ve teknolojinin tek başına geliştiği; ancak kültür ve sanatın geri planda kaldığı hiçbir büyük medeniyeti göremezsiniz. Bizim medeniyetimizin perspektifinden bakıldığında, her ikisinin de var olması şart. Denge üzerine kurulu bir medeniyet fikriyatını destekleyen bu iki temel unsur, birbirini tamamlayıcı vazife görüyor. Bir başka denge ise şahsi fayda ile toplumsal yarar arasındaki dengedir. Nitekim az önce bahsettiğim merkezlerin her biri bu denge üzerine, bir medeniyet inşa etmiştir. Toplumlarımızda insanlar, insani değerleri bir tarafa bırakarak sadece kendi çıkarlarını öne alan bir davranış içerisinde olmamıştır. İnsan yararı ile toplumun faydası arasındaki denge, topluluklarda muazzam bir dayanışma ruhunu, birlik beraberlik ruhunu, hamle ve yükseliş ruhunu ortaya çıkarmıştır. İnsanları sömüren bir eşya olarak gören vahşi kapitalizm bizim toplumlarımızda hiçbir zaman gelişmemiştir. Şükürler olsun ki, insanlar burada eşyaların kulu olmamışlardır. Bir diğer önemli denge ise maddi refah ile manevi derinlik arasındaki dengedir. Maddi refah, insan topluluklarının iyiliğini, güzelliğini ve mutluluğunu sağlamak için gereklidir; fakat bu refah, manevi bir derinlikle bütünleşmediği takdirde dengeyi kuramaz. Maddiyat üzerine kurulu bir anlayış, başkasının çıkarını gözetmeyen bir duruma yol açabilir. Bizim medeniyet değerlerimiz, bu dengenin sağlanmasına dayanır. Dengeyi yeniden inşa etmeden, ne kendi toplumumuzu daha ileriye götürebiliriz ne de insanlığın sorunlarını çözebiliriz” diye konuştu. Bilginin bir hiyerarşi içinde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Rektör Topal, “Bizim medeniyetimizde bu hiyerarşinin üç temel basamağı vardır: en alt basamak bilgi, ikincisi hikmet, üçüncüsü ise irfan. Bu hiyerarşiyi göz ardı ederek veya aralarındaki irtibatı keserek sadece ilmi başarılarla toplumsal huzuru sağlamak mümkün değildir. İlim eşyaya, insana ait ve kainata ait bilgilerin hepsini bilmek. Bu bilginin üzerinde tabii ki toplumların gelişmesini inşa edeceğiz ama tek başına bu bilgi yani ‘bilimsel bilgi’ dediğimiz şey yeterli değildir, bunun mutlaka ikinci basamağında, bir üst seviyesinde ‘hikmet’ dediğimiz şeyin ortaya konulması lazım” şeklinde konuştu. “Gençlerimizi modern, popüler kültürün insafına terk edemeyiz” Gençleri modern, popüler kültürün insafına terk edemeyeceklerini söyleyen Rektör Topal, “Üniversitelerimizin kanunda yer alan görevlerini yaparken gençlerimizin fikri tekamülleri ve karakter gelişimlerini de ihmal etmemesi gerekiyor. Tarihini bilen, kendini bilen, öz güvenli nesiller yetiştirdiğimiz ölçüde yarınlarımıza güvenle bakabiliriz. Gençlerimizin iyi eğitim almaları kadar vicdanlı, bilinçli ve sorumluluk duygusuyla donatılmış olmalarını da aynı derecede önemsiyoruz. Özellikle son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız ve millet olarak bizleri endişeye düşüren bazı olumsuz hadiseler konunun ehemmiyetini bizlere tekrar hatırlatıyor. Kimi zaman dijital platformlardan sosyal medyadan yayılan cerahat, kimi zaman sapkın akımlar, kimi zaman uyuşturucu illetinin, kimi zaman alkol belasının, kimi zaman televizyon dizilerinin özendirdiği mafya kültürünün bu acıların yaşanmasında rol oynadığını görüyoruz. Maalesef bu vakaların ekseriyetinde fail de, mağdur da gençlerimizden oluşmakta. Bu tür olumsuz hadiselerin önüne geçecek adımlar atmazsak, birçok ülkenin toplumun karşılaştığı yaşadığı sıkıntılarla bizim de yüzleşmemiz kaçınılmaz. Gençlerimizi modern, popüler kültürün insafına terk edemeyiz. Gençlerimizin, sosyal medyanın ve dijital mecraların her türlü melanetin bulunduğu karanlık dehlizlerinde yitip gitmelerine seyirci kalamayız. Her birimizin bu konuda daha fazla sorumluluk alması, bizlere emanet edilen gençlerimize daha fazla sahip çıkması gerektiğine inanıyorum. Sosyal, sportif ve kültürel faaliyetlerle gençlerimizin milli kimlik inşasına katkı vermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Yeni nesil çağır gerekliliklerine uyum sağlayacak şekilde yetiştirilmeli” Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci ise, milli eğitim politikalarının toplumsal dayanışma ve kalkınmayı güçlendirdiğini belirterek, eğitimdeki dönüşümün geleneksel değerlerle çağdaş ihtiyaçların uyumlu bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Kastamonu’nun medreselerden Osmanlı ilim merkezi kimliğine ve Cumhuriyet dönemi eğitim kurumlarına kadar köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirten Ekmekci, şehrin bu değerleri yaşatmada önemli bir rol oynadığını vurguladı. Ekmekci, yeni neslin çağın gerekliliklerine uyum sağlayacak şekilde yetiştirilmesinin eğitim politikalarının başarısı için kritik olduğunu belirtti. UEDFOR Akademik Koordinatörü Prof. Dr. Temel Çalık da, eğitimdeki önemli rolü vurgulayarak, eğitimdeki gelişim ve yeniliklerin öğretmenlerin yetkinliğiyle doğrudan bağlantılı olduğunu belirtti. EYUDER’in, eğitimdeki iyi uygulamaların paylaşılması, eğitim sorunlarına çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve toplumsal duyarlılıkla çeşitli projeler yürütmesi gerektiğini ifade eden Çalık, ayrıca Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi ve Atatürk’ün eğitimdeki öncülüğünü hatırlatarak, eğitimin millî değerlerle uyumlu bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ve bu amaca yönelik eğitimdeki dönüşümün önemine dikkat çekti. EYUDER-ULEDEF Genel Başkanı Doç. Dr. Adem Çilek de, Türkiye’nin eğitim politikalarının gelişimi üzerine değerlendirmelerde bulunurken, öğretmenlerin ve eğitimcilerin çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde donatılmasının önemine dikkat çekti. Ayrıca Çilek, dernek olarak, eğitimdeki iyi uygulamaların paylaşılması, eğitim sorunlarına çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve öğretmenlerin mesleki gelişimlerini destekleyecek çeşitli faaliyetler düzenleyerek, eğitim sisteminin kalitesini artırmayı hedeflediklerini vurguladı. Forum, eğitim alanındaki yenilikçi projelerin paylaşılması, akademik iş birliklerinin güçlendirilmesi ve milli eğitim politikalarının münazara edilmesi için geniş bir platform sunuyor. Çeşitli oturumlarda eğitimciler, akademisyenler, öğrenciler ve sektör temsilcileri bir araya gelerek, eğitimdeki dönüşüm süreçlerini kapsamlı bir şekilde ele alacak. Forum süresince yapılacak atölye çalışmaları ve sunumlarla, eğitimin farklı yönlerine dair uygulamalı bilgiler sunulacak. Hatay, Edirne, Ankara ve Antalya’dan sonra Kastamonu’da gerçekleştirilen ve 15 Kasım’a kadar devam edecek Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumuna (UEDFOR), Kastamonu İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı 105 öğretmen de katılıyor. Foruma Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği-Uluslararası Eğitim Dernekleri Federasyonu (EYUDER-ULEDEF) Genel Başkanı Doç. Dr. Adem Çilek, Ulusal Eğitimde Dönüşüm Forumu (UEDFOR) Akademik Koordinatörü Prof. Dr. Temel Çalık ile akademisyenler, eğitimciler ve Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı öğretmenler katıldı.
Antalya İranlı 3 kardeşin ölümünde Farsça yazılmış 9 sayfalık not bulundu Antalya’da 3 İranlı kardeşin ölümüne ilişkin, evde yapılan incelemelerde koli bandıyla kapı pençelerin kapatılıp tepside kömür yakıldığı ve Farsça yazılmış 9 sayfalık not tespit edildi. Olay, saat 15.40 sıralarında Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Güzeloba Mahallesi 2384 sokak içerisinde bulunan bir sitedeki apartmanın en üst katında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir süre önce İran’dan Türkiye’ye gelen 3 kardeş Güzeloba Mahallesi’nde eşyalı olarak bir daire kiraladı. Son olarak 27 Ekim tarihinde ülkelerinde bulunan aileleri ile görüşen 3 kardeşe yaklaşık 15 gündür yakınları ulaşamadı. Aile, Antalya’da ikamet eden İran uyruklu bir yakınlarından durumu haberdar ederek oğullarına ulaşmasını istedi. İran’daki aileleri 15 gündür ulaşamamış Ailenin isteği üzerine verilen adrese gelen Emrullah Esedi isimli İran vatandaşı, kapıyı çalmasına rağmen kardeşlere ulaşamadı. Ailenin ısrarı ile polis merkezine giden Esedi, ekiplerle birlikte Güzeloba Mahallesi’ndeki adrese geldi. Ev sahibinde bulunan yedek anahtar vasıtasıyla ikamete giren ekipler ev içerisinden ağır bir kokunun geldiğini fark etti. Bir odanın kapısının arkadan kilitlenmesi nedeniyle içeri girmekte zorlanan ekipler kapıyı açtıklarında, isimlerinin Mohammed Reza Yasovalian (44), Mohsen Yasovalian (36) ve Amirhossein Yasovalian (33) olduğu öğrenilen 3 kardeşin cansız bedenleri ile karşılaştı. Bunun üzerine adrese Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin yanı sıra Olay Yeri İnceleme ekibi sevk edildi. Ekiplerin yaptığı incelemede kardeşlerin borsada yüklü miktarda para kaybettiklerini ve bu nedenle hayatlarına son verdiklerini yazdıkları bir not bulundu. 3 kardeşin ikamet içerisindeki bir odanın kapı ve camlarını hava geçirmeyecek şekilde bantladıktan sonra içerde kömür yaktıkları ve içeriyi kaplayan dumanla toplu şekilde hayatlarına son verdikleri öğrenildi. 9 sayfalık Farsça yazılı not bulundu Öte yandan olaya ilişkin Antalya Emniyet Müdürlüğünden yazılı bir açıklama geldi. İhbar üzerine belirtilen adrese gelindiğinde 3 erkek cesedi bulunduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Cesetler üzerinde ve ikamet içinde yapılan aramalarda İran pasaportları olan M.Y. , M.Y. ve A.Y. isimli şahısların kimlik bilgilerine ulaşılmıştır. Yapılan incelemelerde ikametin kapı ve pencerelerinin koli bandı ile kapatıldığı ve odanın ortasında tepsi içerisinde yanmış kömürler olduğu görülmüştür. Ayrıca odada bulunan Farsça yazılmış 9 sayfalık notun çevirisi yapıldığında, şahısların ticari ilişkileri nedeniyle borçlarından bahsedildiği anlaşılmış olup, adli soruşturma devam etmektedir.”