EKONOMİ
Batman’da arpa stoğunun az olması fiyatları etkiledi 27 Kasım 2024 Çarşamba - 21:49:06 Batman Zahireciler ve Hububatçılar Derneği Başkanı Halil Ay, 2024 yılı arpa hasat dönemiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Ay, bu yıl arpa stoklarının az olduğuna dikkat çekerek, “Çiftçinin, esnafın ve tüccarın elindeki arpa stokları oldukça sınırlı. Doğu ve Güneydoğu’da stoklar, bölgenin yalnızca bir aylık ihtiyacını karşılayacak düzeyde. Batman TMO’nun kendi lisanslı depolarında ve kiraladığı alanlarda bu yıl için ve önümüzdeki yılın ihtiyaçlarını karşılayacak kadar stok mevcut” dedi. Türkiye genelinde arpa stoklarıyla ilgili bilgi veren Ay, özellikle Silvan ve Doğu Anadolu bölgelerinde, yer altında saklanan stokların 3 yıl yetecek kadar olduğunu belirtti. TMO’nun güncel arpa satış fiyatının 8 bin 420 TL + KDV olduğunu ifade eden Ay, “Türkiye’nin her bölgesinde arpa stoku var özellikle Silvan bölgesinde birde Doğu Anadolu bölgesinde 3 yıl yetecek kadar yer altında arpa stoku var. Şu anda Batman TMO satış fiyatı 8 bin 420 artı KDV ile birlikte 8 bin 520 TL’ye tekabül ediyor, şu an için çiftçi, üretici ve sanayici TMO satışlarından faydalanabiliyor. Ayrıca her ayın 1’inden 3’üne kadar TMO ofisinin fiyat güncellemeleri oluyor. Eylül ve Ekim ayında 8 bin 320 TL‘den açıldı yani sadece bir defa 100 TL zam yapıldı, tabi önümüzdeki Aralık ayı içinde de bir artış daha bekliyoruz, yani ton başında 200 TL daha bir artış söz konusu” şeklinde konuştu.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 18:17 ATB Başkan Vekili Bülbül: "Fırtına ve sağanaktan etkilenen üreticiye ödenek sunulmalı" Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkan Vekili Halil Bülbül, geçtiğimiz günlerde Antalya’nın 9 ilçesinde meydana gelen fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören üreticilere, üretimde sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için faizsiz kredi desteği, mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenerek acil destek kapsamında da ödenek sunulmaması gerektiğini söyledi. Antalya Ticaret Borsası Kasım ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Üyelerin yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili bilgilendirildiği Meclis’te Erdoğan Ekinci, geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Meclis Üyesi Mustafa Cahit Sönmez’i rahmetle andı. Ekinci, “Meclisimiz adına, ailesine, sevdiklerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Cahit Bey’in ani vefatı hepimiz için tarifsiz bir kayıp oldu. Cahit Bey, güler yüzü ile hepimizin gönlünde özel bir yer edinmiş, değerli bir arkadaşımızdı. Kendisiyle birlikte geçirdiğimiz zamanlar, paylaştığımız hatıralar bizler için kıymetli birer hatıra olarak kalacaktır. Bizler kendisinden razıyız, Allah da ondan razı olsun. Mekanı cennet, ruhu şad olsun” dedi. “Acil destek kapsamında ödenek sunulmalı” Başta Serik, Aksu, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa olmak üzere 9 ilçede meydana gelen kuvvetli fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören çiftçiler ve bölge halkına geçmiş olsun dileklerini ileten ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, yaşanan afetlerde can kaybı ve yaralanmaların olmamasının en büyük teselli olduğunu söyledi. Bülbül, özellikle örtü altı tarım alanları ve meyve bahçelerinde ciddi zarar meydana geldiğini kaydederken, hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Bülbül, “Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için zarar gören üreticilere yönelik, faizsiz kredi desteği sunulmalı ve mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenmelidir. Cumhurbaşkanlığınca acil destek kapsamında ödenek sunulmalıdır” dedi. “Tarıma sigorta şart” Son yıllarda artan afetlerin, tarımsal faaliyetlerle ilgili sigortalama sisteminin daha işlevsel olması gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Bülbül, “Mevcut hasarlar incelendiğinde, tarım alanlarının yarısında sigorta bulunmadığı görülmektedir. Oysa Antalya gibi sık sık afetlerle karşılaşan bölgeler, havza sisteminde çerçevesinde belirlenmelidir. Bu bölgelerdeki tüm tarım alanlarında sigortalılık zorunlu hale getirilmeli ve primlerdeki devlet katkı payı en az yüzde 70’e çıkarılmalıdır. TARSİM mevzuatında, tarımsal üretim yapılan tüm alanları kapsayacak biçimde, niteliğine bakılmaksızın kapsamlı bir düzenleme yapılmalıdır” diye konuştu. “Kamusal altyapı afetlerin etkisini azaltır” Son yedi yılda iklim değişikliğine bağlı olarak hortum ve sel gibi afet olaylarının Antalya’da arttığını ve uzmanların uyarıları doğrultusunda aşırı iklim olaylarının görülme sıklığının da artacağını vurgulayan Halil Bülbül, “Afetlerin şiddetini azaltmanın yolunun kamusal altyapı yatırımlarından geçtiğini vurguluyoruz. Çünkü kamunun altyapıya yapacağı yatırımlar, afetlerin etkisini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle örtü altı üretim faaliyetlerinin yoğun olduğu sahil şeridimizde üretimimizi yalnızca kuraklığa göre değil, sel, fırtına ve hortum afetlerini de göz önünde bulundurarak planlamalıyız. Kurak geçen yaz ve sonbahar mevsimlerinden sonra aşırı yağışlı günler yaşamaya başladık. Bu durum maalesef beklenmedik değil, iklim krizinin kaçınılmaz sonuçlarından biri, umarım daha fazla kayıp yaşamamıza neden olmaz” değerlendirmesinde bulundu. "Antalya ekonomisi ülke ortalamasının altında" ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, 2024 yılı sonuna gelindiğini ve Antalya’nın ekonomisinin ülke ortalamasından daha kötü bir performans gösterdiğini vurgularken, “2023 yılından daha kötü bir ekonomik performans göstermekteyiz. Bazı özel yıllar hariç, kentimiz ekonomisi genellikle ülkemiz ortalamasının üzerinde bir performans göstermektedir. Bu yıllara daha dikkatli baktığımızda kur-enflasyon ilişkisi, kur aleyhine gerçekleşmiştir. Yani açıklanan enflasyon hızından daha düşük seyreden kur artışı, kentimiz ekonomisini toplam olarak ülkemiz ortalamasından daha kötü etkilemektedir. Çünkü kentimiz, ortalamanın çok üzerinde dış dünyaya açıktır ve ticaretimizle doğrudan ilişkilidir” dedi. Yıl başından bu yana gerek kurulan kapanan şirket, gerek çek/senet istatistiklerinde Antalya’nın hiç olmadığı kadar ülke ortalamasından kötü performans gösterdiğini kaydeden Bülbül, şunları kaydetti: “Nitekim Ekim ayında da bu eğilim devam etmiştir. Kurulan şirket sayısı ülkemizde yıllık yüzde 12.2 azalırken kentimizde yüzde 24.1 azalmıştır. Kapanan şirket sayısı ise ülkemizde yıllık yüzde 21.2 artarken kentimizde yüzde 47.6 artmıştır. Yani ülkemizdekinin yarısı kadar kurulan, iki katı kadar kapanan şirket istatistiklerine sahip durumdayız. Aynı dönemde protestolu senet tutarı ülkemizde yüzde 171 artarken kentimizde yüzde 305 artmıştır. Yine karşılıksız çek tutarı ülkemizde yüzde 222 ve kentimizde yüzde 255 artmıştır. Ticaret hareketliliğinin öncü göstergelerinden olan çek ile işlem hacmi, ülkemizde yıllık yüzde 71 ve kentimizde ise yüzde 56 artmıştır. Ticari kredilerdeki dönemsel artışlar ülkemizde yüzde 29, kentimizde yüzde 33 olmuştur. Tarımsal kredilerde kentimizde yüzde 44, ülkemizde ise yüzde 47 artmıştır. Yani gerek ticari hareketlilik gerek kredi büyümeleri yıllık bazda açıklanan enflasyon kadar artmamıştır. İşletmelerimizin sermaye yetersizlikleri düşünüldüğünde bu eğilimler, sağlıklı ekonomik büyüme için olumsuz göstergelerdir. İşletmelerimizin krediye erişimdeki zorlukları ve maliyetleri, bir an önce makul düzeye getirilmelidir. Ekonomimizin iç işleyişiyle ilgili temel bazı göstergeler bu eğilimdeyken ihracatımız da bu eğilime paralel seyretmektedir. Ekim ayı itibariyle toplam ihracat yıllık düzeyde ülkemizde yüzde 2.6 artarken kentimizde yüzde 1.5 artmıştır. Tarımsal ihracat ise aynı dönemde ülkemizde yüzde 3.8 artarken kentimizde yüzde 0.2 azalmıştır.” 3,6 ton zeytin üretimi Zeytin ve zeytinyağı sektörünü değerlendiren Başkan vekili Halil Bülbül, zeytin ve zeytinyağı sektörünün 2023-2024 sezonunu dökme zeytinyağına getirilen yasak ve kotaların etkisiyle yüzde 18 gelir kaybı ve 765 milyon dolarlık ihracat geliriyle tamamladığına dikkat çekti. Geçen yıl zeytinyağı ihracatının miktar bazında yüzde 52 azaldığını, ortalama ihraç fiyatının 4,64 dolardan 7,16 dolara yükselmesiyle gelirdeki düşüşün yüzde 29 olduğunu kaydeden Bülbül, “2024-2025 sezonu için Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tahmin Heyeti, ülke genelinde 3,6 milyon ton zeytin üretimi öngörüyor. Bunun 750 bin tonu sofralık, 2 milyon 850 bin tonu yağlık olarak işlenecek ve toplamda 475 bin ton zeytinyağı üretileceği tahmin edilmektedir. Geçen sezonun stoklarıyla birlikte toplam zeytinyağı miktarının bu sezonda 600 bin ton seviyesine ulaşması beklenmektedir” dedi. “Fiyat düşmemeli” İspanya ve Tunus’ta bu yıl zeytin veriminde artış olduğunu, bu durumun zeytinyağı fiyatlarının geçen ay litre başına 8,5 dolara düşmesine neden olduğunu kaydeden Bülbül, “İspanyol ve İtalyan sektör lideri firmalar, fiyatların daha da gerileceğine dair değerlendirmelerde bulunuyor. Ancak bu açıklamalara rağmen iç piyasa için fiyatları çok düşürmemeliyiz. İspanya ve İtalya’nın yüksek iç tüketim ve ihracat potansiyeli, Türkiye için pazardaki etkisini artırma fırsatı sunmaktadır. Üyelerimiz, üreticilerin son dönemdeki toptan alım fiyatlarındaki düşüşlerinden rahatsızlık duyduğunu belirtmektedir. Özellikle ihracat yapan ve yüksek hacimli ürün tedarik eden firmaların, maliyetleri göz önünde bulundurarak fiyat politikalarını özenle belirlemeleri büyük önem taşımaktadır. Sektördeki büyümenin sürdürülebilir olması için kamu, zeytin ve zeytinyağını stratejik ürün olarak ele almalı ve ürün bazında destekleri artırmalıdır. Aksi takdirde, sektörde elde edilen mevcut ivmenin kaybedilmesi riski bulunmaktadır” diye konuştu. "Tarımsal kredi limitleri artırılmalı" Konuşmasında, meslek komitelerinde gündeme gelen konuları da değerlendiren Halil Bülbül, komite üyelerinin mevcut piyasa şartları çerçevesinde tarımsal kredi limitlerinin güncellenmesi ve arttırılmasını talep ettiğini kaydetti. Bülbül, “Diğer sektörlere yönelik kredi limitlerinde sık sık güncellemeler yapılırken tarımsal kredilerin bu alanda geri kalması, faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilediğini paylaşmaktadırlar. Tarımsal işletme ve yatırım kredisi limitlerinin en az iki katına çıkartılması, sektörümüzün ihtiyaçlarına daha etkili bir şekilde yanıt verilmesine katkı sağlayacaktır” dedi. “Gerçek kişiler de döviz dönüşüm desteğinden yararlansın” Halil Bülbül, gerçek kişi işletmelerinin döviz dönüşüm desteğinden yararlanmasını talep ederken, “Merkez Bankası tarafından 15 Ekim 2024 tarihinde yayımlanan ‘Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğe İlişkin Uygulama Talimatı’nda da önceki talimatlarda olan tanımlara yer verilmiştir. Gerçek kişi işletmeleri için bu destekten yararlanma imkanı yine sağlanmamıştır. Ancak gerçek kişi işletmeleri de tüzel kişiliğe sahip işletmeler gibi ihracat yapmakta ve bankalara aynı döviz taahhütlerini sunmaktadır. Buna rağmen, yurt dışı kaynaklı dövizlerin bankaya satılması durumunda Merkez Bankası’nca ödenen Türk lirasına çevrilen tutarın yüzde 2’si oranındaki döviz dönüşüm desteğinden faydalanamamaktadır. Bu durum, gerçek kişi işletmeleri için ticari rekabet bakımından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Gerçek kişi işletmelerinin de döviz dönüşüm desteğinden yararlanabilmeleri için yapmış olduğumuz girişimlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, Meclis Üyesi Mustafa Cahit Sönmez’in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Camiamız ve Antalya için değerli bir insandı. İsmini her zaman iyi hatırlayacak, hayırla anacağız. Dualarla ebedi yolculuğuna uğurladığımız Mustafa ağabeye Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun” dedi. Halil Bülbül, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 86’ncı ölüm yıl dönümünde saygı, minnet ve özlemle anarken, “Ruhu şad olsun” dedi. Meclis’te üyeler sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 16:28 Karabük’te lojistik merkez kurulmasına iş dünyasından destek Karabük’te bir lojistik merkez kurulmasına yönelik çalışmalara iş dünyasından da destek geldi. Karabük Valiliği tarafından Eskipazar-İsmetpaşa’da belirlenen 200 dönümlük alana lojistik merkez kurulması için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na başvuru yapılırken, iş dünyası da süreci yakından takip ediyor. Yapılan başvuruya imza veren isimlerden biri olan Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Cengiz Ünal, Karabük’ün ihracat ve ithalat potansiyelinin gelişimi ve ticari faaliyetlerin daha ekonomik şartlarda yapılması açısından projenin son derece önemli olduğunu belirtti. Ünal, her türlü girişimde bulunacaklarını ifade etti. Projenin 2013 yılından bu yana Karabük’ün gündeminde olduğuna dikkat çeken Ünal, “Lojistik sektörü, Karabük kentinin, Batı Karadeniz Bölgesi’nin ve ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli yer tutmaktadır. Karabük jeopolitik konumuyla Doğu Avrupa, Türkiye, Karadeniz ülkeleri, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde yaşayan yaklaşık 600 milyon insan için de ithalat ve ihracat kapısı olma potansiyelini taşımaktadır. Lojistik merkezinin bir diğer önemi ise, şehrimiz ekonomisinin lokomotifliğini üstlenmiş olan demir çelik sektörü açısından önemidir. Projenin hayata geçmesi durumunda sektörün maliyetlerinde ciddi düşmeler yaşanacak, bu da onların daha rekabet edebilir bir konum kazanmasını sağlayacaktır. İlimizin ihracat kapasitesinin artırılması ve yeni istihdam alanlarının oluşturulması açısından bu proje çok önemlidir” dedi.
Saraköy Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesinde 7 sera parselinde üretim başladı
19 Kasım 2024 Salı - 22:59 Saraköy Jeotermal Kaynaklı Sera Organize Tarım Bölgesinde 7 sera parselinde üretim başladı Türkiye’nin önemli sanayi şehirlerinden Denizli’nin Sarayköy ilçesinde Türkiye’nin ilk jeotermal kaynaklı bölgesi olarak planlanan Sera Organize Tarım Bölgesi’nde yatırımlar devam ederken üretim de artıyor. 12 sera parseli ile 2 sanayi parselinin yer aldığı bölgede 7 serada domates üretiliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, yüksek teknolojinin kullanılacağı, kesintisiz üretim ve yüksek verimin hedeflendiği organize tarım bölgeleri kurmayı sürdürüyor. Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi’nde sebze-meyve üretimi artarak devam ediyor. Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi Denizli Valiliği, Ticaret Borsası ve Ticaret Odası ortaklığında kuruldu. Tarım ve Orman Bakanlığının günümüz fiyatlarıyla 200 milyon TL’lik kredi desteğiyle alt yapı inşaatları tamamlanan bölge 729 dekar alan üzerine kuruldu. Toplam 12 sera parseli ve 2 sanayi parseli bulunan Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi’nde 7 sera parselinde domates üretimine başlandı. Diğer parsellerin tamamı ise yatırımcılara tahsis edildi. Bu alanlarda sera kurulum çalışmaları sürüyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, jeotermal enerji ile yüksek teknolojinin kullanılacağı, kesintisiz üretim ve yüksek verimin hedeflendiği, çevreye uyumlu, yeterli büyüklükte ve güçlü altyapısı olan Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi’nin sıfır atık ilkesine dayalı üretim yapacağını belirtti. OTB’nin aynı zamanda sanayi bölümündeki tesislerde tarım ürünlerine değer kazandırarak ülke tarımına büyük katkı sağlayacağına dikkati çeken Yumaklı, bölgenin kurulduğunda Türkiye’nin ilk jeotermal ısıtmalı OTB’si olduğunu hatırlattı. Yumaklı, yılda 15 bin ton sebze-meyve üretimi yapılması planlanan OTB’de yüzde 75’i kadın olmak üzere bin kişiye istihdam sağlanacağı bilgisini verdi. OTB ‘nin tamamen faaliyete geçtiğinde ülke ekonomisine yılda 1 milyar TL katkı sağlayacağının altını çizen Bakan Yumaklı, şunları kaydetti: “Güncel fiyatlarla 200 milyon TL’lik altyapı desteğiyle faaliyete geçen Denizli Sarayköy Jeotermal Isıtmalı Sera Organize Tarım Bölgesi, modern tarımsal üretim yöntemlerinin uygulandığı ve jeotermal enerjiyle ısıtılan seralarda, yüksek kalite ve verimlilikte yaş meyve sebze üreten bir tarım üssü olarak hizmet veriyor. Bu bölge, hem Denizli’nin hem de çevre illerin yaş meyve ve sebze ihtiyacını karşılamayı hedefleyerek, tarımsal arz güvenliğini güçlendirmekte ve yerel ekonomiye de önemli katkılar sağlamaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak ‘üretimin ve üreticinin yüzyılında’ şehirlerimizin ve ülkemizin kalkınmasında öncü rol oynayacak Organize Tarım Bölgelerine yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Güçlü ülkenin güçlü tarımdan geçtiği bilinciyle üreticilerimizin daima yanlarında olacağız. Bölgemiz başta Denizli olmak üzere tüm ülkemize hayırlı olsun.”
Balıkesir’de kadın üreticilere destek
19 Kasım 2024 Salı - 16:53 Balıkesir’de kadın üreticilere destek Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde yürütülen "Balıkesir’den Sofralarımıza Kaymak Projesi" kapanış toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Balıkesir Vali Yardımcısı Yusuf İzzet Karaman , Altıeylül Kaymakamı Turgay Hakan Bilgin, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan, Türkiye Damızlık Manda Birliği Başkanı Hakkı Peltek, İlçe Müdürleri, Şube Müdürleri, Mahalle Muhtarları, teknik personeller ve üreticiler katıldı. Tarımsal Yayım Projesi kapsamında, Balıklı, Halalca ve Yakupköy mahallelerinde faaliyet gösteren 21 işletmeden katılım sağlayan ve başarılı olan 42 kursiyere sertifikaları takdim edildi. Sertifika töreninin ardından, Balıkesir kaymağı üretiminde emek harcayan kursiyerlere çeşitli hijyen malzemeleri ve ekipmanlar hibe olarak dağıtıldı. Sertifika ve malzeme dağıtım töreninde, 21 adet soğutucu dolap, 21 adet 8 litrelik kaymak tenceresi, 21 adet 10 litrelik kaymak tenceresi, 21 adet süt süzgeci, 10 bin adet sızdırmaz kaymak kabı ve 21 adet sağım hijyen seti kursiyerlere yüzde 100 hibe olarak verildi. Bu malzemeler, kaymak üreticilerinin daha hijyenik ve verimli bir üretim süreci geçirmelerine katkı sağlayacak. Proje kapsamında kadın üreticilerin desteklenmesi, Balıkesir’deki kaymak üretiminin kalitesinin artırılması ve yerel ekonominin güçlendirilmesi hedeflendi. Proje, hem kadın üreticilere hem de bölgedeki tarım sektörüne önemli katkılar sunmayı amaçlıyor.
Havuz Kurye modeli Karadeniz’de hizmet vermeye başladı
19 Kasım 2024 Salı - 16:52 Havuz Kurye modeli Karadeniz’de hizmet vermeye başladı Vigo, işletmelere esnek ve maliyet imkanı sunan modeli Havuz Kurye’yi Karadeniz’de hizmet vermeye başladığını duyurdu. Teknoloji odaklı kurye hizmeti sunan Vigo, esnek ve maliyet avantajlı hizmet modeli Havuz Kurye ile Karadeniz’de hizmet vermeye başladığını duyurdu. İşletmelere personel maliyetinden ve operasyonel yükten kurtulma imkanı sağlayan model; Ordu, Giresun, Çorum, Amasya, Rize ve Samsun illerinde işletmelerin hızlı teslimat ihtiyaçlarına çözüm bulacak. Havuz Kurye modeli ile birlikte işletmelerin kurye ihtiyaçlarının karşılanması hedefleniyor. "İşletmelerin yükünü hafifletiyoruz" Vigo Operasyon Geliştirme Direktörü Murat Ceyran, Karadeniz’de Havuz Kurye hizmetinin başlamasıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Havuz Kurye modeli, işletmelerin hem operasyonel yükünü hafifletiyor hem de maliyetleri düşürüyor. İşletmeler, personel bulma ve yönetim süreçleriyle uğraşmadan, kurye ihtiyacını hızlı ve esnek bir şekilde karşılayabiliyor. Özellikle Karadeniz gibi dinamik bir bölgede bu hizmetin büyük bir fark oluşturacağını düşünüyoruz. Bölgede Havuz Kurye modelimize ciddi bir talep var. Karadeniz’deki işletmelere destek olmaktan mutluluk duyuyoruz.” "Havuz Kurye, işletmelerin rekabet gücünü artırdı" İstanbul, Eskişehir, Mersin ve Hatay’da başlayan bu modelin sağladığı esneklik ve maliyet imkanı sayesinde Türkiye’deki işletmelerin ilgisini çektiğini söyleyen Murat Ceyran, bu ilgi hakkında şu ifadeleri kullandı: “İşletmelerin değişen ihtiyaçlarına hızlı yanıt vermek için sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Model, sadece bir hizmet değil, işletmelerin rekabet gücünü artıran bir çözüm ortağı oldu. Türkiye’nin dört bir yanından aldığımız olumlu geri dönüşler, bu modelin ne kadar doğru bir noktada olduğunu gösteriyor. Amacımız, bu başarıyı her geçen gün daha fazla şehirde hayata geçirerek tüm işletmelerimize katkı sağlamak.” Karadeniz’deki işletmeler için yeni dönem Karadeniz’de Havuz Kurye modelinin aktif hale gelmesiyle, bölgedeki işletmelere rekabet avantajının sağlandığı belirtildi. Firma ise hızla büyüyen kurye ekosistemini daha fazla şehirde hayata geçirme hedefiyle Türkiye genelindeki işletmelere destek olmaya devam edeceğini açıkladı. Model hakkında detaylı bilgiye Vigo’nun resmi kanalları üzerinden ulaşılabilecek. Havuz Kurye nedir? Havuz Kurye, işletmelerin herhangi bir uzun vadeli sözleşmeye ihtiyaç duymadan kurye hizmeti almasını sağlayan bir model olarak öne çıkıyor. İşletmeler, bu sistem sayesinde maaş, sigorta, motor bakımı gibi giderlerden kurtulurken, teknolojik altyapı sayesinde kuryeler canlı olarak takip edilebiliyor ve siparişler raporlanabiliyor. İlk 3 paketi ücretsiz sunulan bu model, hafta sonları ve yoğun özel günlerde de kullanılabiliyor.
KTO’da 2025 Türkiye ekonomisi ve BRICS’in rolü konuşulacak
19 Kasım 2024 Salı - 16:47 KTO’da 2025 Türkiye ekonomisi ve BRICS’in rolü konuşulacak Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından Türkiye ekonomisin 2025 yol haritası, Orta Vadeli Programın hedefleri ve BRICS ülkeleri ile iş birliği fırsatlarını tartışmak için ’2025 Türkiye Ekonomisi ve BRICS’in Rolü’ konulu bir panel düzenlenecek. KTO Başkanı Ömer Gülsoy, 20 Kasım Çarşamba günü saat 13.00’te başlayacak panele Ekonomi Gazetesi yazarlarının katılacağını ve tüm iş dünyasını beklediklerini söyledi. Kayseri Ticaret Odası gündemdeki önemli konuları tartışmak için yine önemli bir etkinliğe imza atacak. 20 Kasım 2024 Çarşamba saat 13.00’te KTO M. Rifat Hisarcıklıoğlu Konferans Salonu’nda, ’2025 Türkiye Ekonomisi ve BRICS’in Rolü’ başlıklı bir panel gerçekleştirilecek. Panelde Ekonomi Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Ekonomi Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar, Ekonomi Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Şeref Oğuz, Ekonomi Gazetesi Yayın Danışma Kurulu Üyesi Alaattin Aktaş, Türkiye ekonomisinin geleceğine dair güçlü öngörülerini, Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin ve BRICS ülkeleriyle iş birliği fırsatlarının Türkiye ekonomisine etkisini paylaşacak. Ülkemizin gelecekteki ekonomik gücünü ve küresel sahnede nasıl bir yer edineceğinde konuşulacağı program iki bölümden oluşacak. Birinci bölümde Hakan Güldağ ile Vahap Mumyar Türkiye ve BRICS ilişkilerine ışık tutacak. Panelin ikinci bölümünde ise Türkiye Ekonomisi ve Orta Vadeli Program hakkında Alaattin Aktaş ve Şeref Oğuz görüşlerini paylaşacak. Panele Kayseri protokolü ile iş dünyası katılacak.
Girişimcilerden Londra çıkartması
19 Kasım 2024 Salı - 16:36 Girişimcilerden Londra çıkartması Türk girişimci Emre Koca’nın ev sahipliğinde Londra’da düzenlenen etkinlikte, Amazon iş modelleri ve global ticaret fırsatları masaya yatırıldı. Türk girişimci ve MentorX’in kurucusu Emre Koca, Londra’da düzenlediği ‘Amazon İş Modelleri ve Fırsatları’ etkinliğiyle Türkiye’nin girişimci ruhunu küresel sahneye taşıdı. E-ticaret sektöründe öne çıkmak ve Amazon’un sunduğu fırsatları değerlendirmek isteyen girişimciler, etkinlikte bir araya gelerek bilgi paylaşımında bulundu ve yeni işbirlikleri için zemin hazırladı. Etkinliğe önemli katkılar sunan Search’n Stuff Kurucusu Yağmur Şimşek, katılımcılara global ticaretle ilgili değerli bilgiler aktararak networking oturumlarında yönlendirici bir rol üstlendi. Şimşek’in sunduğu fırsatlar sayesinde girişimciler, uluslararası iş bağlantılarını genişletme imkanı buldu. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Emre Koca, Türk girişimcilerin küresel pazarlarda daha aktif rol almalarının gerekliliğini vurguladı. Koca, “Amacımız, girişimcilerimizi uluslararası ticaret fırsatlarıyla buluşturmak. Bu etkinlikler, vizyonumuzu gerçekleştirmek için güçlü birer adım” dedi. Etkinlikte düzenlenen panel tartışması, katılımcılara Amazon iş modelleri ve global ticaret stratejileri üzerine derinlemesine bilgi edinme fırsatı sundu. Panelin ardından networking oturumlarına katılan girişimciler, iş bağlantılarını güçlendirdi ve yeni işbirlikleri geliştirmek için ilk adımları attı. Londra’nın iş dünyası merkezlerinden birinde düzenlenen bu etkinlik, Türk girişimcilerin uluslararası ticarette daha etkin bir şekilde yer almaları adına önemli bir kilometre taşı olarak görülüyor.
‘Yapılmayan kış bakımı, arılarda koloni ve rekolte kaybına neden oluyor’
19 Kasım 2024 Salı - 15:22 ‘Yapılmayan kış bakımı, arılarda koloni ve rekolte kaybına neden oluyor’ Türkiye’de en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’da arıcılar, koloni ve rekolte kayıplarının önüne geçmek için kışlık bakım çalışmalarına başladı. Ordu’da 3 bin 500 kayıtlı arıcı ve yaklaşık 10 bin aile arıcılık sektöründen geçimini sağlıyor. Ordulu arıcılar tarafından 50’yi aşkın ilde üretimi yapılan ballar Avrupa ülkelerine de ihraç ediliyor, yılda 20 bin ton ile Türkiye’de en fazla bal üretimi Ordu’da yapılıyor. Bahar bakımlarının ardından yaklaşık 5 ay süren bal sezonunu tamamlayan arıcılar, şimdi ise kış mevsimi için bakımlara başladı. İlde bulunan arıcılar, varroa hastalığı başta olmak üzere, koloni ve balda rekolte kayıplarının önüne geçmek adına bu bakımlarını gerçekleştiriyor. “Koloni ve balda rekolte kayıplarına neden olabilir” Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, bakım yapılmadığı takdirde koloni ve gelecek sezon için rekolte kayıplarının yaşanabileceğini belirterek, “Arılarımız için sonbahar bakımı son derece önemli. Biz arılarımızı kış mevsimine ne kadar sağlıklı sokabilirsek, önümüzdeki sezona arılarımız daha düzenli çıkmış olur. Bununla ilgili zaten arıcılarımız gerekli çalışmaları yapıyorlar. Yaylalardan geldikten sonra arılarımızın bakımlarını yeterince yapmamış olursak, varroa mücadelesini yapmamış olursak, sonbahar bakımında arılarımızı yeniden yavrulatmaz isek gerçekten koloni kayıplarına yol açabilir, bununla birlikte rekolte kaybı da yaşanır” dedi. “Kışlık bakım arılarımız için son derece önemli” Ordu’da yaklaşık 35 yıldır arıcılık yapan Ercan Yıldız ise, “Normalde Nisan ayının 15’i ile Eylül ayının 15’i arasında bal sezonumuz oluyor. Bu tarihten sonra arılarımızın kışlık bakımlarını yapıyoruz. Bu bakımlarda eksik yiyeceklerini tamamlıyoruz, fazlalık çerçeveleri toplayıp, arılarımızı sıkıştırıyoruz. Bunların yanında varroa ilaçlamalarımızı yapıyoruz. Bu bakımları tamamladıktan sonra şubat ayına kadar arı ile ilgili pek bir işimiz kalmıyor, sadece gerekli kontrollerini sağlıyoruz. Kışlık bakımın ardından bahar bakımlarına başlıyoruz” ifadelerine yer verdi.