EKONOMİ
ATB Başkan Vekili Bülbül: "Fırtına ve sağanaktan etkilenen üreticiye ödenek sunulmalı" 27 Kasım 2024 Çarşamba - 18:17:12 Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkan Vekili Halil Bülbül, geçtiğimiz günlerde Antalya’nın 9 ilçesinde meydana gelen fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören üreticilere, üretimde sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için faizsiz kredi desteği, mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenerek acil destek kapsamında da ödenek sunulmaması gerektiğini söyledi. Antalya Ticaret Borsası Kasım ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Toplantı Salonu’nda yapıldı. Üyelerin yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili bilgilendirildiği Meclis’te Erdoğan Ekinci, geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitiren Meclis Üyesi Mustafa Cahit Sönmez’i rahmetle andı. Ekinci, “Meclisimiz adına, ailesine, sevdiklerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Cahit Bey’in ani vefatı hepimiz için tarifsiz bir kayıp oldu. Cahit Bey, güler yüzü ile hepimizin gönlünde özel bir yer edinmiş, değerli bir arkadaşımızdı. Kendisiyle birlikte geçirdiğimiz zamanlar, paylaştığımız hatıralar bizler için kıymetli birer hatıra olarak kalacaktır. Bizler kendisinden razıyız, Allah da ondan razı olsun. Mekanı cennet, ruhu şad olsun” dedi. “Acil destek kapsamında ödenek sunulmalı” Başta Serik, Aksu, Manavgat, Alanya ve Gazipaşa olmak üzere 9 ilçede meydana gelen kuvvetli fırtına, hortum ve şiddetli yağışlar nedeniyle zarar gören çiftçiler ve bölge halkına geçmiş olsun dileklerini ileten ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, yaşanan afetlerde can kaybı ve yaralanmaların olmamasının en büyük teselli olduğunu söyledi. Bülbül, özellikle örtü altı tarım alanları ve meyve bahçelerinde ciddi zarar meydana geldiğini kaydederken, hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Bülbül, “Üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için zarar gören üreticilere yönelik, faizsiz kredi desteği sunulmalı ve mevcut kredi borçları en az iki yıl süreyle ertelenmelidir. Cumhurbaşkanlığınca acil destek kapsamında ödenek sunulmalıdır” dedi. “Tarıma sigorta şart” Son yıllarda artan afetlerin, tarımsal faaliyetlerle ilgili sigortalama sisteminin daha işlevsel olması gerektiğini ortaya koyduğunu söyleyen Bülbül, “Mevcut hasarlar incelendiğinde, tarım alanlarının yarısında sigorta bulunmadığı görülmektedir. Oysa Antalya gibi sık sık afetlerle karşılaşan bölgeler, havza sisteminde çerçevesinde belirlenmelidir. Bu bölgelerdeki tüm tarım alanlarında sigortalılık zorunlu hale getirilmeli ve primlerdeki devlet katkı payı en az yüzde 70’e çıkarılmalıdır. TARSİM mevzuatında, tarımsal üretim yapılan tüm alanları kapsayacak biçimde, niteliğine bakılmaksızın kapsamlı bir düzenleme yapılmalıdır” diye konuştu. “Kamusal altyapı afetlerin etkisini azaltır” Son yedi yılda iklim değişikliğine bağlı olarak hortum ve sel gibi afet olaylarının Antalya’da arttığını ve uzmanların uyarıları doğrultusunda aşırı iklim olaylarının görülme sıklığının da artacağını vurgulayan Halil Bülbül, “Afetlerin şiddetini azaltmanın yolunun kamusal altyapı yatırımlarından geçtiğini vurguluyoruz. Çünkü kamunun altyapıya yapacağı yatırımlar, afetlerin etkisini azaltmada önemli bir rol oynayacaktır. Özellikle örtü altı üretim faaliyetlerinin yoğun olduğu sahil şeridimizde üretimimizi yalnızca kuraklığa göre değil, sel, fırtına ve hortum afetlerini de göz önünde bulundurarak planlamalıyız. Kurak geçen yaz ve sonbahar mevsimlerinden sonra aşırı yağışlı günler yaşamaya başladık. Bu durum maalesef beklenmedik değil, iklim krizinin kaçınılmaz sonuçlarından biri, umarım daha fazla kayıp yaşamamıza neden olmaz” değerlendirmesinde bulundu. "Antalya ekonomisi ülke ortalamasının altında" ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, 2024 yılı sonuna gelindiğini ve Antalya’nın ekonomisinin ülke ortalamasından daha kötü bir performans gösterdiğini vurgularken, “2023 yılından daha kötü bir ekonomik performans göstermekteyiz. Bazı özel yıllar hariç, kentimiz ekonomisi genellikle ülkemiz ortalamasının üzerinde bir performans göstermektedir. Bu yıllara daha dikkatli baktığımızda kur-enflasyon ilişkisi, kur aleyhine gerçekleşmiştir. Yani açıklanan enflasyon hızından daha düşük seyreden kur artışı, kentimiz ekonomisini toplam olarak ülkemiz ortalamasından daha kötü etkilemektedir. Çünkü kentimiz, ortalamanın çok üzerinde dış dünyaya açıktır ve ticaretimizle doğrudan ilişkilidir” dedi. Yıl başından bu yana gerek kurulan kapanan şirket, gerek çek/senet istatistiklerinde Antalya’nın hiç olmadığı kadar ülke ortalamasından kötü performans gösterdiğini kaydeden Bülbül, şunları kaydetti: “Nitekim Ekim ayında da bu eğilim devam etmiştir. Kurulan şirket sayısı ülkemizde yıllık yüzde 12.2 azalırken kentimizde yüzde 24.1 azalmıştır. Kapanan şirket sayısı ise ülkemizde yıllık yüzde 21.2 artarken kentimizde yüzde 47.6 artmıştır. Yani ülkemizdekinin yarısı kadar kurulan, iki katı kadar kapanan şirket istatistiklerine sahip durumdayız. Aynı dönemde protestolu senet tutarı ülkemizde yüzde 171 artarken kentimizde yüzde 305 artmıştır. Yine karşılıksız çek tutarı ülkemizde yüzde 222 ve kentimizde yüzde 255 artmıştır. Ticaret hareketliliğinin öncü göstergelerinden olan çek ile işlem hacmi, ülkemizde yıllık yüzde 71 ve kentimizde ise yüzde 56 artmıştır. Ticari kredilerdeki dönemsel artışlar ülkemizde yüzde 29, kentimizde yüzde 33 olmuştur. Tarımsal kredilerde kentimizde yüzde 44, ülkemizde ise yüzde 47 artmıştır. Yani gerek ticari hareketlilik gerek kredi büyümeleri yıllık bazda açıklanan enflasyon kadar artmamıştır. İşletmelerimizin sermaye yetersizlikleri düşünüldüğünde bu eğilimler, sağlıklı ekonomik büyüme için olumsuz göstergelerdir. İşletmelerimizin krediye erişimdeki zorlukları ve maliyetleri, bir an önce makul düzeye getirilmelidir. Ekonomimizin iç işleyişiyle ilgili temel bazı göstergeler bu eğilimdeyken ihracatımız da bu eğilime paralel seyretmektedir. Ekim ayı itibariyle toplam ihracat yıllık düzeyde ülkemizde yüzde 2.6 artarken kentimizde yüzde 1.5 artmıştır. Tarımsal ihracat ise aynı dönemde ülkemizde yüzde 3.8 artarken kentimizde yüzde 0.2 azalmıştır.” 3,6 ton zeytin üretimi Zeytin ve zeytinyağı sektörünü değerlendiren Başkan vekili Halil Bülbül, zeytin ve zeytinyağı sektörünün 2023-2024 sezonunu dökme zeytinyağına getirilen yasak ve kotaların etkisiyle yüzde 18 gelir kaybı ve 765 milyon dolarlık ihracat geliriyle tamamladığına dikkat çekti. Geçen yıl zeytinyağı ihracatının miktar bazında yüzde 52 azaldığını, ortalama ihraç fiyatının 4,64 dolardan 7,16 dolara yükselmesiyle gelirdeki düşüşün yüzde 29 olduğunu kaydeden Bülbül, “2024-2025 sezonu için Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Ulusal Resmi Tahmin Heyeti, ülke genelinde 3,6 milyon ton zeytin üretimi öngörüyor. Bunun 750 bin tonu sofralık, 2 milyon 850 bin tonu yağlık olarak işlenecek ve toplamda 475 bin ton zeytinyağı üretileceği tahmin edilmektedir. Geçen sezonun stoklarıyla birlikte toplam zeytinyağı miktarının bu sezonda 600 bin ton seviyesine ulaşması beklenmektedir” dedi. “Fiyat düşmemeli” İspanya ve Tunus’ta bu yıl zeytin veriminde artış olduğunu, bu durumun zeytinyağı fiyatlarının geçen ay litre başına 8,5 dolara düşmesine neden olduğunu kaydeden Bülbül, “İspanyol ve İtalyan sektör lideri firmalar, fiyatların daha da gerileceğine dair değerlendirmelerde bulunuyor. Ancak bu açıklamalara rağmen iç piyasa için fiyatları çok düşürmemeliyiz. İspanya ve İtalya’nın yüksek iç tüketim ve ihracat potansiyeli, Türkiye için pazardaki etkisini artırma fırsatı sunmaktadır. Üyelerimiz, üreticilerin son dönemdeki toptan alım fiyatlarındaki düşüşlerinden rahatsızlık duyduğunu belirtmektedir. Özellikle ihracat yapan ve yüksek hacimli ürün tedarik eden firmaların, maliyetleri göz önünde bulundurarak fiyat politikalarını özenle belirlemeleri büyük önem taşımaktadır. Sektördeki büyümenin sürdürülebilir olması için kamu, zeytin ve zeytinyağını stratejik ürün olarak ele almalı ve ürün bazında destekleri artırmalıdır. Aksi takdirde, sektörde elde edilen mevcut ivmenin kaybedilmesi riski bulunmaktadır” diye konuştu. "Tarımsal kredi limitleri artırılmalı" Konuşmasında, meslek komitelerinde gündeme gelen konuları da değerlendiren Halil Bülbül, komite üyelerinin mevcut piyasa şartları çerçevesinde tarımsal kredi limitlerinin güncellenmesi ve arttırılmasını talep ettiğini kaydetti. Bülbül, “Diğer sektörlere yönelik kredi limitlerinde sık sık güncellemeler yapılırken tarımsal kredilerin bu alanda geri kalması, faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkilediğini paylaşmaktadırlar. Tarımsal işletme ve yatırım kredisi limitlerinin en az iki katına çıkartılması, sektörümüzün ihtiyaçlarına daha etkili bir şekilde yanıt verilmesine katkı sağlayacaktır” dedi. “Gerçek kişiler de döviz dönüşüm desteğinden yararlansın” Halil Bülbül, gerçek kişi işletmelerinin döviz dönüşüm desteğinden yararlanmasını talep ederken, “Merkez Bankası tarafından 15 Ekim 2024 tarihinde yayımlanan ‘Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğe İlişkin Uygulama Talimatı’nda da önceki talimatlarda olan tanımlara yer verilmiştir. Gerçek kişi işletmeleri için bu destekten yararlanma imkanı yine sağlanmamıştır. Ancak gerçek kişi işletmeleri de tüzel kişiliğe sahip işletmeler gibi ihracat yapmakta ve bankalara aynı döviz taahhütlerini sunmaktadır. Buna rağmen, yurt dışı kaynaklı dövizlerin bankaya satılması durumunda Merkez Bankası’nca ödenen Türk lirasına çevrilen tutarın yüzde 2’si oranındaki döviz dönüşüm desteğinden faydalanamamaktadır. Bu durum, gerçek kişi işletmeleri için ticari rekabet bakımından olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Gerçek kişi işletmelerinin de döviz dönüşüm desteğinden yararlanabilmeleri için yapmış olduğumuz girişimlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. ATB Başkan Vekili Halil Bülbül, Meclis Üyesi Mustafa Cahit Sönmez’in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Camiamız ve Antalya için değerli bir insandı. İsmini her zaman iyi hatırlayacak, hayırla anacağız. Dualarla ebedi yolculuğuna uğurladığımız Mustafa ağabeye Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun” dedi. Halil Bülbül, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü 86’ncı ölüm yıl dönümünde saygı, minnet ve özlemle anarken, “Ruhu şad olsun” dedi. Meclis’te üyeler sektörleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 16:28 Karabük’te lojistik merkez kurulmasına iş dünyasından destek Karabük’te bir lojistik merkez kurulmasına yönelik çalışmalara iş dünyasından da destek geldi. Karabük Valiliği tarafından Eskipazar-İsmetpaşa’da belirlenen 200 dönümlük alana lojistik merkez kurulması için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na başvuru yapılırken, iş dünyası da süreci yakından takip ediyor. Yapılan başvuruya imza veren isimlerden biri olan Safranbolu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Cengiz Ünal, Karabük’ün ihracat ve ithalat potansiyelinin gelişimi ve ticari faaliyetlerin daha ekonomik şartlarda yapılması açısından projenin son derece önemli olduğunu belirtti. Ünal, her türlü girişimde bulunacaklarını ifade etti. Projenin 2013 yılından bu yana Karabük’ün gündeminde olduğuna dikkat çeken Ünal, “Lojistik sektörü, Karabük kentinin, Batı Karadeniz Bölgesi’nin ve ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli yer tutmaktadır. Karabük jeopolitik konumuyla Doğu Avrupa, Türkiye, Karadeniz ülkeleri, Ortadoğu ve Orta Asya ülkelerinde yaşayan yaklaşık 600 milyon insan için de ithalat ve ihracat kapısı olma potansiyelini taşımaktadır. Lojistik merkezinin bir diğer önemi ise, şehrimiz ekonomisinin lokomotifliğini üstlenmiş olan demir çelik sektörü açısından önemidir. Projenin hayata geçmesi durumunda sektörün maliyetlerinde ciddi düşmeler yaşanacak, bu da onların daha rekabet edebilir bir konum kazanmasını sağlayacaktır. İlimizin ihracat kapasitesinin artırılması ve yeni istihdam alanlarının oluşturulması açısından bu proje çok önemlidir” dedi.
27 Kasım 2024 Çarşamba - 16:27 SHEIN satın alma heyeti GTO üyeleriyle buluştu Gaziantep Ticaret Odası (GTO), dünyanın en büyük moda perakendecisi SHEIN’in satın alma heyetini, hazır giyim ve tekstil sektöründe faaliyet gösteren üyeleriyle bir araya getirdi. 2022 yılında Türkiye’de ofis kurarak hazır giyim ve tekstil ürünleri tedarikine başlayan SHEIN’in satın alma ekibi, gerçekleştirilen toplantı ardından GTO üyeleriyle B2B görüşmeleri gerçekleştirdi. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada bu önemli buluşmanın meyvelerini kısa vadede toplayacaklarını ve gerek SHEIN, gerekse GTO üyelerinin kazançlı çıkacağını söyleyen GTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Taner Özdurak, her iki tarafın da arzu ettiği anlaşmalar ve iş birliklerini sağlayarak ticarete hareketlilik kazandıracaklarını belirtti. “Gaziantep, SHEIN’e tedarik sağlayan en önemli kentlerden biri olmalı” Çağın iş modelinin e-ticaret olduğunu vurgulayan Özdurak, “Küresel e-ticaret pazarının en önemli oyuncularından biri de şüphesiz Çin’in bu başarısının ardında da dünyanın en büyük moda perakendecisi olan SHEIN gibi firmalar var. Açıkçası SHEIN gibi bir firmanın Gaziantep’e verdiği önem, iş birliği arzusu ve buraya hedef odaklı gelişi bizleri son derece mutlu etti. Gaziantep gibi hazır giyim ve tekstil sektöründe çok güçlü üretim altyapısına sahip bir kentin, girişimci ruha sahip bir şehrin SHEIN gibi bir firmayla oluşturacağı sinerji doğruyu söylemek gerekirse beni heyecanlandırıyor” dedi. SHEIN ile gerçekleştirdikleri buluşmanın bilgilendirme toplantısından ziyade direkt hedef odaklı bir program olduğunu ekleyen Özdurak, Gaziantep’in SHEIN’e tedarik sağlayan en önemli kentlerden biri olması gerektiğini söyledi. "Gaziantep’in büyük potansiyelini görünce bu toplantıyı yapmak istedik" Özdurak ardından kürsüye gelen ve Gaziantep’in hazır giyim ve tekstil sektörlerinde çok önemli bir noktada olduğunu, bu nedenle de bu organizasyonu düzenlediklerini ifade eden SHEIN Türkiye Kamu İlişkileri Direktörü Sezgin Taşkın, “2022 yılında Türkiye’de ofis açarak operasyonlarımızı çok hızlı bir şekilde büyüttük. Tedarik noktasında sadece İstanbul değil Türkiye’nin tüm şehirlerine önem veriyoruz. Gaziantep de bu şehirlerin başında geliyor. Ekip arkadaşlarımız daha önce Gaziantep’e gelmişti. Bu ziyaretlerde Gaziantep’in büyük potansiyelini görünce bu toplantıyı yapmak istedik” şeklinde konuştu. Taşkın ayrıca SHEIN’in yürüttüğü çalışmalar ve faaliyetlerle ilgili GTO üyelerini bilgilendiren bir sunum yaptı. Açılış konuşmaları ve soru-cevap bölümünün ardından SHEIN satın alma ekibiyle GTO üyeleri birebir görüşmeler gerçekleştirdi.
Turkcell mobil uygulaması yenilendi
20 Kasım 2024 Çarşamba - 12:39 Turkcell mobil uygulaması yenilendi Turkcell, mobil uygulamasını yeniledi. Yenilenen Turkcell uygulaması sayesinde kullanıcılar artık Turkcell, Superonline, Pasaj ve TV+’ın yanı sıra Turkcell ekosistemindeki birçok markayı ve servisi tek tıkla, ayrı ayrı uygulamalar indirmeden keşfedebilecek ve abone olabilecek. Turkcell, 25 milyonu aşkın aktif kullanıcısı ve aylık 200 milyon trafiği bulunan mobil uygulamasını yeniledi. Yenilenen mobil uygulama ile ilgili olarak görüşlerini aktaran Turkcell Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kadri Özdal, şunları söyledi: "Turkcell olarak, teknolojinin gücünü en üst düzeyde kullanarak müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırmaya devam ediyoruz. Yenilenen uygulamamızla, kullanıcılarımız her türlü işlemi hızla ve kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Mobil iletişimden dijital servislere kadar tüm uygulama, hizmet ve çözümlerimizi tek bir platformda sunarak müşterilerimize en kolay, hızlı ve çözüm odaklı dijital deneyimi yaşatıyoruz. Ülkemizin dijital dönüşüm yolculuğunda, yenilikçi uygulamalarımızla ön saflarda yer almaya devam ediyoruz.” Turkcell, kullanıcılarının hayatını kolaylaştırmak ve müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkarmak amacıyla uygulamasını Turkcell ekosisteminin giriş kapısına dönüştürdü. Bu yenilikçi platform, mobil iletişimden ev internetine, online alışverişten dijital içerik servislerine kadar geniş bir yelpazede hizmet sunarak kullanıcıların ihtiyaçlarını tek bir çatı altında karşılıyor. Turkcell, aynı zamanda kullanıcılarının tüm işlemlerini hızlı ve kolay bir şekilde gerçekleştirmeleri için uygulamasını sadeleştirdi. Kullanıcılar Turkcell, Superonline, Pasaj ve TV+’ın yanı sıra Turkcell ekosistemindeki birçok markayı ve servisi tek tıkla, uygulama indirmeden keşfedebiliyor ve abone olabiliyor. Faturalı müşteriler, paket değişiklikleri ve kontrat yenilemelerini yalnızca iki adımda tamamlayabiliyor. Faturasız müşteriler ise son yüklemelerini tek tıkla tekrar edebiliyor ve ödeme tiplerini veya paketlerini hızlıca değiştirebiliyor. Dileyen kullanıcılar, farklı bir hat için işlem yapabiliyor ya da başka bir Turkcell müşterisinden ödeme talep edebiliyor. Yapılan açıklamaya göre; Turkcell, kullanıcılarına sunduğu dijital ayrıcalıkları da genişletti. Artık faturasız müşterilere özel Gold Üyelik sadakat programı ile uygulamada yer alan görevleri tamamlayan kullanıcılar, hediye GB ve TV+ üyeliği gibi cazip ödüller kazanabiliyor. Ayrıca, ‘Salla Kazan’ ve ‘Ödül Avcıları’ özellikleriyle her hafta çeşitli hediyeler sunuluyor. Kullanıcılar, görevleri tamamlayarak puan kazanıyor ve bu puanları anında GB hediyelerine dönüştürebiliyor. Uygulama, Superonline aboneliğini de kolaylaştırıyor. Superonline müşterileri, uygulama üzerinden taleplerini ve şikayetlerini birkaç adımda iletebiliyor, takibini gerçekleştirebiliyor. Aynı zamanda ev interneti ve IPTV hizmetlerinde karşılaştıkları teknik sorunları, ‘Self Care’ özelliği sayesinde kendi başlarına çözme imkânı buluyorlar.
İş Bankası’na 1,1 milyar dolar sürdürülebilir sendikasyon kredisi
20 Kasım 2024 Çarşamba - 12:38 İş Bankası’na 1,1 milyar dolar sürdürülebilir sendikasyon kredisi Türkiye İş Bankası, 494,9 milyon euro ve 584,5 milyon dolar tutarında 371 gün vadeli sürdürülebilir sendikasyon kredisi sözleşmesini imzaladı. Türkiye İş Bankası, 494,9 milyon euro ve 584,5 milyon dolar tutarında 371 gün vadeli sürdürülebilir sendikasyon kredisi sözleşmesini imzaladığını duyurdu. Kredi anlaşmasında Bank of America, Abu Dhabi Commercial Bank PJSC, Emirates NBD Capital Limited ve Standard Chartered Bank koordinatör; Standard Chartered Bank sürdürülebilirlik koordinatörü; Emirates NBD Bank (P.J.S.C) ise ajan banka olarak görev aldı. İş Bankası’nın Sürdürülebilir Finansman Çerçevesi doğrultusunda çevresel ve/veya sosyal alanlarda pozitif etki sağlamaya yönelik faaliyetlerin finansmanında kullandırılacak olan krediye, Amerika, Avrupa, Ortadoğu ve Asya’daki 23 ülkeden 48 banka katılım gösterdi. Söz konusu işlemde 10 yeni banka da yer alıyor. Sendikasyona en yüksek tutarla katılan bankalara ait bölümünün toplam maliyeti euro diliminde Euribor + %1,50, dolar diliminde ise SOFR + %1,75 oldu. ’’Sağladığımız kaynakla ekonomide sürdürülebilir dönüşümü desteklemeye devam edeceğiz’’ İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, sendikasyon kredisine ilişkin açıklamasında, sürdürülebilirlik temelli kaynak teminini bankanın stratejik hedeflerinin bir unsuru olduğunu vurgulayarak, ’’Sağladığımız bu kaynak ile ekonomide sürdürülebilir dönüşümü desteklemeye devam edeceğiz. 1,1 milyar ABD Doları tutarındaki bu kaynakla geçtiğimiz yılın aynı döneminde sağladığımız krediyi yüzde 124 oranında yenilemiş olduk. Bu krediyle birlikte Bankamızın 2024 yılında yurtdışından sağladığı toplam dış kaynak hacmi 5 milyar doları aştı. Bu türden kaynaklar, ülkemize ve 100. yılını kutlayan İş Bankası’na duyulan güvenin somut göstergesi ve aynı zamanda Bankamızın hedeflerine ulaşmasında önemli araçlar. İkinci yüzyılımızda da ekonomik gelişime sunduğumuz desteği sürdüreceğiz” dedi.
Yıllık 4 bin 500 ton kırmızı etin üretileceği Elazığ Besi OSB’de yer tahsisleri başladı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 12:30 Yıllık 4 bin 500 ton kırmızı etin üretileceği Elazığ Besi OSB’de yer tahsisleri başladı Elazığ’da 4 bin 500 ton kırmızı etin üretileceği Besi OSB’de yer tahsisleri başladı. İhalesi geçen yıl kasım ayında yapılan 855 dönüme kurulu Elazığ Besi OSB’nin bütün altyapı işlemleri tamamlandı ve girişimciler için yatırıma hazır hale getirildi. Hizmete girecek olan ve 4 bin 500 ton kırmızı etin üretileceği OSB’de yer tahsisleri başladı. Besi OSB Müdürü Alper Kılbitmez, yıllık 4 bin 500 ton kırmızı etin üretileceği Besi OSB’de yer tahsislerinin başladığını ifade etti. Kılbitmez, ihalesi geçen yıl kasım ayında yapılan 855 dönüme kurulu Besi OSB’nin bütün altyapı işlemlerinin tamamlandığını ve girişimciler için yatırıma hazır hale getirildiğini belirtti. Temeli atıldığından bugüne birçok yatırımcının adeta gün saydığını dile getiren Kılbitmez, mevcut ekonomik şartlara göre beklediklerinin üzerinde bir ilgiyle karşılaştıklarını dile getirdi. Bugün itibarıyla 13 yatırımcıya yer tahsisi yapacaklarını vurgulayan Kılbitmez, "Yüzer baş ve toplamda bin 300 başlık bir yer tahsisi olacak. 100 baş kapasiteli besi çiftliklerine 170-180 baş hayvan sığabiliyor. Benim de bir çiftliğim var. Ben oraya kış olduğunda yollar kapandığında artık İl Özel İdare veya muhtarlığı aramaktan utanıyorum. Yollarım kapanıyor. Burada öyle bir sıkıntım yok. Burada 7/24 güvenlik, veterinerlik hizmetim var. Bölge teşviklerinden normal organize sanayi bölgesindeki fabrikaların faydalandığı tüm desteklerden faydalanıyorsun, vergi indirimi, SGK indirimi. Projeler hep destekleme kriterlerine uygun olarak hazırlandı. O yüzden avantajı çok fazla. Dışarda özel bir çiftliğinizin olmasından çok daha avantajlı ve karlı” dedi. Bölgede altyapısı olmayan, sıradan bir arazinin metrekare birim fiyatının 500-600 lira olduğunu belirten Kılbitmez, “OSB’de ise girişimcilerin metrekaresine 155 lira ödeyerek yer sahibi olabilir. Bunun yüzde 25’i peşin alınıyor. Geri kalanını da vade farksız 15 ay eşit taksitle ödenebiliyor. Girişimcilerin talebinden memnunuz. 61 yerimiz var ve 300 başvuru oldu. Bunlar arasından kriterlere uygun olanlara yer tahsisi yapacağız. Elazığ Besi OSB, ülke hayvancılığının gelişmesinde önemli rol oynayacak. 10 bin büyükbaş kapasitemiz tamamen dolacak, verimli bir üretim süreci başlayacak. Yıllık 4 bin 500 bin ton kırmızı et üretimi olacak. Bin 250 kişiye istihdam sağlanacak. Hayvansal atıkları kullanılarak biyogaz elde edilmesi ve elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle 3 bin 80 MWm gücünde Biyogaz Tesisi Kurulacak” diye konuştu.
Döner, iskender ve hamburgerde gramaj bilgisi verme zorunluluğu getirildi
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:41 Döner, iskender ve hamburgerde gramaj bilgisi verme zorunluluğu getirildi Ticaret Bakanlığı, yiyecek ve içecek sektöründe döner, iskender ve hamburger ürünlerinde menüde gramaj bilgisine yer verme zorunluluğu getirdi. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, son dönemlerde lokanta ve büfe zincirleri gibi işletmelerce geleneksel satış yöntemi olarak ağırlığı ölçülerek satışa sunulması gereken dönerin “döner sandviç, ekmek arası döner, dürüm döner, servis döner” isimlerı altında farklı fiyatlarla, iskender ve hamburger ürünlerinin ise farklı porsiyonlarda satışa sunulması ancak gramaj bilgisine yer verilmemesi nedeniyle fiyat karşılaştırmasının yapılamadığı ve tüketicinin eksik bilgilendirildiği kaydedildi. Açıklamada, ticari teamül ile yerleşmiş satış usulü olarak ağırlığı ölçülerek ve farklı gramajlarda satılan döner ürünü ile iskender ürünü ve yaygın olarak tercih edilen hamburger ürünü özelinde tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması, doğru ve eksiksiz olarak bilgilendirilmesi ve tüketici mağduriyetlerinin önüne geçilmesi amacıyla bakanlığın harekete geçtiği belirtilerek, “Sektörde bu alanda faaliyet gösteren işletmelerin tarife ve fiyat listelerinde ürünlerin ayırıcı özelliği olarak gramaj bilgilerine yer verilmesi gerektiği hususunda sektörü temsil eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu bilgilendirilmiştir. Ayrıca 81 Ticaret İl Müdürlüğü tarafından yiyecek içecek hizmeti sunan işletmeler nezdinde yaygın ve yoğun denetimler yapılmaya devam edilerek, işletmelerimizin cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalmamaları açısından belirtilen hususlara dikkat etmelerinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir” ifadelerine yer verildi.
Kars’ta trafiğe kayıtlı araç sayısı 50 bine ulaştı: Park sorunu büyüyor
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:36 Kars’ta trafiğe kayıtlı araç sayısı 50 bine ulaştı: Park sorunu büyüyor Kars’ta trafiğe kayıtlı araç sayısı her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, şehirdeki trafiğe kayıtlı araç sayısı 50 binİ geçti. Bu artış, Kars’ın cadde ve sokaklarında park sorununu daha da belirgin hale getirdi. Özellikle şehir merkezinde otopark alanlarının yetersizliği ve işyeri sahiplerinin caddeleri duba ve kendilerine ait malzmeler koyarak araçların park edilmesine izin vermemesi araç sahiplerini zor durumda bırakıyor. Çoğu sürücü ise araçlarını yol kenarına 2’inci sıraya ya da kaldırıma park etmek zorunda kalıyor. Bu durum, hem trafik akışını olumsuz etkiliyor hem de yayalar için tehlike oluşturuyor. Karslı vatandaşlar, yetkililerden park sorununa kalıcı çözümler bekliyor. Kentte daha fazla otopark alanı oluşturulması ve mevcut park alanlarının düzenlenmesi taleplerin başında geliyor. “Kars halkı çözüm bekliyor” İşyeri sahiplerinin cadde ve sokakları parsellediğini ifade eden Ayşe Yıldırım, işyerlerinin önüne koyulan duba ve buna benzer malzemelerden dolayı araçlarını park edemediklerini, işyeri sahiplerinin ise işyerlerinin önlerine malzeme koyarak vatandaşların araçlarını park etmelerini izin vermediğini söyledi. Ayşe Yıldırım, “Sabah işe gitmek için evimden çıkıyorum ama aracımı park edecek yer bulamıyorum. Hem zaman kaybediyoruz hem de gereksiz yere stres oluyoruz. Boş bulduğumuz caddelere araçlarımızı park edemiyoruz. İşyeri sahipleri hemen dışarı çıkarak, ‘bizim araç gelecek.’ ‘Yük indireceğim.’ Diyerek park yamamızı izin vermiyor. Yetkililerden park sorununa çözüm bulmalarını istiyoruz” dedi. Artan araç sayısı ve beraberinde gelen sorunlar, sadece Kars’ta değil, Türkiye’nin birçok şehrinde de gündemde. Ancak Kars, bu konuda acil adımlar atılması gereken şehirlerin başında geliyor. Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Kars Bölge Müdürlüğü’nün verilerine göre; Kars’ta Ekim ayında trafiğe kayıtlı araç sayısının 50 bin 995’i buldu. Araç sayısının artması ise beraberinde de park sorununu getirdi.
Türkiye’de ilk kez uygulanan topraksız dikey tarım safran tesisinde hasat başladı
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:30 Türkiye’de ilk kez uygulanan topraksız dikey tarım safran tesisinde hasat başladı Denizli’de iki arkadaşın ortak kurduğu ve Türkiye’de ilk kez uygulanan topraksız dikey tarım safran üretim tesisinde hasat heyecanı yaşandı. Denizli’de çocukluk arkadaşı olan Oğuzhan Etiler ve Mehmet Köseoğlu Türkiye’de ilk bir ilke imza atarak topraksız dikey tarım safran üretim tesisi kurdu. Gram bazında satılması nedeniyle kırmızı altın olarak anılan safran tıp alanından gıda sanayisine kadar pek çok alanda kullanılıyor. Tarihte seçkin kumaşların boyanmasında da kullanılan safran günümüzde ise organik gıda boyası ve tıp alanında kanser ve mutasyon önleyici özelliğinden dolayı kullanılıyor. İki arkadaşım kurduğu safran tesisinde hasat heyecanı yaşandı. Safran haşatını ziyaret eden Tarım ve Orman İl Müdürü Şakir Çınar’a bilgi veren işletme sahipleri, “Milli ekonomik menfaatlerimizi önceleyerek, katma değeri yüksek her ürünü, sürdürülebilir tarım stratejileri ile globale taşıma niyetimiz var bu nedenle, çalışmalarımızı büyüterek 5 milyon dolar yatırım hedefimiz mevcut. Bir zamanlar önemli bir safran ihracatçısı olan ülkemizde son yıllarda üretim yok denecek kadar azalmış durumda. Dünya piyasalarında İran’ın hakimiyeti var. Hindistan, Yunanistan ve İspanya önemli üretici ülkeler. Ülkemizde de son yıllarda yaygınlaştırılmaya çalışılan safran önce iç pazarda değerlendirilip, belli bir üretim seviyesine ulaşınca dış piyasalarda pazar bulma imkanları araştırılmaktadır” dedi. “İthal edilen 100 bin adet safran soğanından çiçekler çıkmaya başladı” Bu yıl 100 bin safran soğanının ithal edildiğini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Şakir ÇINAR; “Baklan ve Pamukkale ilçelerimizde tarlalarda az miktarda üretimi yapılan safranın kontrollü şartlarda topraksız tarım yöntemi ile de üretimi yapılmaya başlandı. Bu yıl ithal edilen 100 bin adet safran soğanından çiçekler çıkmaya başladı. Her sabah açan safran çiçeklerinin toplanması ile başlayan bu zevkli uğraşı hava şartlarına göre 10-15 gün sürüyor. Safran çiçeğinin içerisinde bulunan 3 parçalı kırmızı renkli dişi organlar ayıklanarak kurutulup satışa sunuluyor. Çok yıllık bitki olan safrandan 3-4 yıl ürün alınabilmektedir” ifadelerini kullandı.
370 evin 1 günlük elektriğini depoluyor
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:26 370 evin 1 günlük elektriğini depoluyor CW Enerji, elektrik depolama alanında büyük bir deneyime hazırlanıyor. Firmanın ürettiği 3,7 MW gücündeki lityum bataryalı konteynerler görücüye çıkıyor. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan CW Enerji fabrikası, enerji piyasasına büyük bir harekete/kampanyaya daha giriyor. Firma, 2024 yılından bu yana ürettiği 3,7 megawatt gücünde enerjiyi depolayacak lityum bataryalı konteynerlerini görücüye çıkardı. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, güneşten elde edilen enerji kadar, bu enerjinin depolanmasının da önemli olduğuna dikkat çekerek, “Gündüz güneş, akşamda bataryalardan depolama sistemi ve gelecekte tabii peşinden de hidrojen olduğunu düşünüyoruz. Ama bugün konuşmamız gereken Lityum Bataryalarımız. Burada görmüş olduğunuz sistem şu anda lityum bataryalarımıza sıvı soğutma sistemi ile bu kurulumu yapıyoruz. Bu konteynerlerde yaklaşık 3.7 MW gibi bir görüntümüz var. 20 ayak konteynere 5,2 MW gibi bir batarya gücü koyabiliyoruz. Batarya enerji yönetme sistemimiz var. Skoda gibi tüm enerjiyi oradan yönettiğimizi düşünebilirsiniz. Ortada bataryamız var. Yanında da tabii sistemin kendi trafosu, güç tüketim noktası ve üretim ve bunları saydığımız trafo noktası var” dedi. “Hazırlıklarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz” Mikro gridler ile alakalı yeni bir yönetmelik geldiğini aktaran Sarvan, “Yaklaşık rüzgar ve güneşte 34 MW’a kadar bir kapasite açıldı. Lityum bataryayı da burada üretiyoruz. Yani yapmış olduğumuz iş çok değerli. İçinin bölümlerini üretip konteynerleri takıp hazırlıklarımızı/ araştırmalarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz. Bu ürünlerimizde aslında hem bu büyüklükte ‘off grid’ hem ‘on grid’ olaraktan ilerlemeyi düşünüyoruz. Enerjinin kesildiği noktada sisteme basmadan sadece ilgili alana enerji verecek, tüketim noktasına enerji verecek şekilde çalışabilen sistemlerimiz var. Şebekeden enerjimizi alıp satabiliyoruz. Mesela güneş yok, akşam üzere çok uygun elektrik alabiliyoruz, tekrardan satabiliyoruz. Yeni yönetmelikte de bunlara aslında izin veriliyor. Yardımcı tesisler yönetmeliğine baktığımızda, burada da yardımcı tesislerde bu depolama sistemleri aslında çok ön sıraya çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda ülkemizde sık sık olacağını öngörüyoruz. Bu şu anda tam yönetmeliğe uygun. Yani yardımcı testler yönetmeninde 34 GW verilen depolama sistemlerinde tam da bu konuyu tarif ediyor. Tam da bu ürünü yapıyoruz. Buradaki yapmış olduğumuz üründe 5.2 MW’a kadar tek noktada çıkabileceğiz. 4 MW PCS verebileceğiz, tabii ki yanında yine enerji yönetim sistemini vereceğiz. Skala mantığıyla komple enerjiyi sahada yönetebileceğimiz ürünü vereceğiz” şeklinde konuştu.
BSH Türkiye, Ar-Ge Merkezi’nin 15’inci yılında geleceğin bilim insanlarıyla buluştu
20 Kasım 2024 Çarşamba - 11:14 BSH Türkiye, Ar-Ge Merkezi’nin 15’inci yılında geleceğin bilim insanlarıyla buluştu BSH Çerkezköy Ar&Ge Merkezi 15’inci yıl dönümünü çocuklarla kutladı. BSH Türkiye çalışanlarının çocuklarına özel düzenlenen deneyim atölyelerinde problem tanımlama ve çözüm üzerine fikirler üretmeden 3D model yapımına kadar çeşitli çalışmalar gerçekleştirildi. BSH Ev Aletleri Türkiye Ar-Ge Merkezi 15’inci yıl dönümünü, çalışan çocuklarına yönelik özel bir etkinlikle kutladı. Tesiste bilim ve teknolojiye ilgi duyan 11-17 yaş arasındaki çocuklar bir araya geldi. BSH Çerkezköy yerleşkesinde düzenlenen etkinlik kapsamında 18 genç bilim insanı, Kodluyoruz ve Ar-Ge ekiplerinin rehberliğinde STEAM (Fen, Teknoloji, Mühendislik, Sanat, Matematik) alanlarını eğlenceli ve interaktif bir şekilde öğrenme fırsatı buldu. Deneyim atölyelerinde problem tanımla ve çözüm üzerine fikirler üretmeden 3D model yapımına kadar çeşitli çalışmalarla çocuklarda bilimsel merak uyandırılması ve problem çözme yeteneklerinin geliştirilmesi amaçlandı. Bununla birlikte çocuklar, Ar-Ge profesyonelleriyle tanışarak onların keşif tutkusunu ve teknoloji dünyasındaki deneyimlerini dinleme fırsatı buldu. Genç bilim insanları Ar-Ge mühendisleri ile deneyim kazandılar Yapay zeka araçlarının doğru kullanımından bahsedilerek proje fikirleri üretirken, nasıl güvenilir bilgilere ulaşabileceklerinden bahsedildi. Katılımcılar, Ar-Ge’nin nasıl çalıştığı, ekip çalışmasının önemi, bir probleme nasıl yaklaşmaları gerektiği gibi konularda uzmanlarından bilgi aldılar ve bunları deneyim istasyonlarında uygulama imkanı buldular. Çocukların BSH Ar-Ge mühendisleriyle beraber eğlenerek deneyim kazandığı bir etkinlik gerçekleştirilmiş oldu. Etkinlikte üretici laboratuvar aktiviteleri ile çocuklar, bilimsel ilkeleri eğlenceli etkinlikler eşliğinde keşfederek hayal güçlerini harekete geçirdi ve yeni sorular sormaya teşvik edildi. Katılımcılar eleştirel düşünme yeteneklerini geliştirerek mühendislik temelli mini projeler üzerinde birlikte çalıştı.