POLİTİKA - 15 Kasım 2024 Cuma 09:38

Milletvekili Ün; “Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir”

A
A
A
Milletvekili Ün; “Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir”

Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, “Tarımı terk eden, arazilerini satan politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir” dedi.



Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, gıda enflasyonu, Türkiye tarım politikasıyla ilgili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kürsüsünden konuşma yaptı.



Çiftçilerin ürettiği mahsulünün tarlada para etmemesinin, fiyatlarının ise soframızda yangın çıkarmasının nedenlerinin araştırılması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, “Salgın hastalıktı, pandemiydi, küresel krizdi, Rusya-Ukrayna savaşıydı, hepsi geçti. Depolar basıldı, üreticiler terörist ilan edildi, o da geçti. Dünyada kriz varken dünya suçlandı, dünyada fiyatlar inmeye başlayınca ise sesler kesildi. Dünyada gıda fiyatları gerileme sürecinin başladığı Mart 2022’den bu yana yüzde 25’e yaklaşırken bu düşüş Türkiye’de aynı dönemde yüzde 210 artış yaşandı. Dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde yüzde 70’lere yükseldi. Dünyanın hemen her yerinden yaklaşık aynı şartlarda tarım yapılıyor ama onlar enflasyonu dizginleyebiliyor, biz ise kontrol altına alamıyoruz. Bu, hem yanlış enflasyon politikalarının hem de sistemsizlik sorununun sonucudur. Yaz aylarında tarlalarda çiftçilerimizle beraberdim ve hepsi mahsullerinin para etmeyişinden yakınıyordu. Karpuz tarlada 80 kuruştu, 8 kilometre ötesindeki markette 8 liraya satılıyordu. Biberin kilosuna tüccar tarlada 9 lira veriyordu, pazarda o tarihte 35 liraydı. İşte, birkaç hafta evvel limonun başına gelenler, çiftçi “Para etmiyor.” diye dökerken tezgâhta 100 liradan satıldı. Tarlada sanayilik domates 2 lira, sofralık domates 5 lirayken biz soframızda 70 liraya yedik” dedi.



“Önlem almamız gerekiyor”


Çiftçilerin, üreticilerin yaşadığı sorunlara acilen çözüm bulunması gerektiğine dikkat çeken Milletvekili Sema Silkin Ün, şimdiden önemli adımlar atılmazsa hakkında konuşulacak tarım meselesinin kalmayacağını ifade ederek, “Çiftçi ürettiğinden para kazanamıyor. Kazananlar ortada. Enerji maliyetleri fırladı, konuşan yok, hal kanununun çıkmasını ise kimse istemiyor. Bunlar eğer konuşulmuyorsa bunlara göz yumuluyor demektir ve mutlaka birilerinin çıkarı var demektir. Tarım politikalarındaki yanlışları daha ne kadar inkâr edecek, çözümü daha ne kadar öteleyeceksiniz? Maliyetler düşürülmez, üretici para kazanamazsa, aracılara çekidüzen verilmezse fiyatlardaki kaos engellenemez ve gıda fiyatlarında düşüş sağlanamaz. Tarımı terk eden, arazilerini satan politikaya, yaşlanan kırsal nüfusa karşı önlem almamız gerekiyor. Üretim planlaması sadece neyin ekilip ekilmeyeceğine karar vermek değildir; destekleme politikası, dış ticaret politikası, su, iklim, bölgesel dengeler, ürünün işlenmesi, taşınması, aracı kurumlar ve daha birçok faktörün gözetilerek yapılması gerekiyor. Destekleme politikaları ise tam bir fiyasko hâline geldi. Tarım Yasası’na göre tarımsal desteklemeye ayrılacak bütçe gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1’i ama bu hükme rağmen hiçbir zaman uygulanmadı. Nakliye, lojistik politikalarında da yine sıkıntılar var. Nakliye mesafelerini düşürecek bir planlamaya gidilmesi gerekiyor. Dış ticaret politikamız da yine yanlışlarla dolu. Fiyatı artan ürünlerin fiyatları ithalatla düşürülmeye çalışılıyor, ihracat yasaklarıyla da fiyat artışları önlenmeye çalışılıyor. Bu, kısa vadede belki fiyatları düşürüyor ama orta ve uzun vadede üretime ve üreticiye verdiği zarar nedeniyle üretici üretmekten vazgeçiyor. Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir. Yarın hakkında konuşulacak bir tarım meselemiz kalmayabilir” şeklinde konuştu.



Milletvekili Ün; “Tarım, bir ülke açısından stratejik değil, jeopolitik bir meseledir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Astsubaya çarparak şehit eden motosiklet sürücüsü: “Kasten yapmadım, özür dilerim” Ordu’nun Gülyalı ilçesinde jandarma ekiplerinin gerçekleştirdiği uygulama noktasında ‘dur’ ihtarına uymayarak 15 günlük personel olan Jandarma Astsubay Çavuş Mehmet Fatih Çangır’a çarpıp şehit olmasına yol açan motosiklet sürücüsü, “Kasten yapmadım, dur ihtarını ihlal ederek geçmek istemiştim” savunmasında bulundu. Ordu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına tutuklu motosiklet sürücüsü Adem Topçu (27) ile taraf avukatları katıldı. Şehit babası Turgut ile annesi Asiye Çangır ise duruşmaya ikamet ettikleri Sakarya’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada sunulan savcılık mütalaasında, motosiklet sürücüsü Adem Topçu hakkında ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle yakalanmamak amacıyla olası kastla öldürme’ suçundan müebbet, ‘trafik güvenliğini tehlikeye sokma’ suçundan ise 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. “Oğlumuz ile biz de öldük” Şehit Astsubay Mehmet Fatih Çangır’ın babası Turgut Çangır, “Denildiği gibi muhtemel kast değil, bilerek, tasarlayarak yapılmıştır. Hiçbir şekilde evladımız geri gelmeyecek. Onunla birlikte biz de öldük. Bu travma ailemizde ölene kadar devam edecek” dedi. "Kasten yapmadım, aileden özür dilerim" Mahkemede söz verilen motosiklet sürücüsü Adem Topçu, “Kasten yapmadım, dur ihtarını ihlal ederek geçmek istedim. Önüme atlayacağını düşünmedim. Atlayacağını bilsem dururdum. Belgelerim yoktu, olay kazadan ibarettir. Motosikletle birine çarpmak demek, intihar etmek gibi bir şeydir. Kasti bir durum olmadı, pişmanım. Faydası olmayacak ama aileden çok özür dilerim, ben de 27 yaşındayım, benim de hayallerim vardı” ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Olayın geçmişi Gülyalı ilçesi Turnasuyu Mahallesi Ordu-Giresun karayolu üzerinde 18 Eylül 2024 tarihinde meydana gelen olayda, uygulama yapıldığı esnada 07 GU 227 plakalı motosiklet sürücüsü Adem Topçu (27), jandarma ekiplerinin ‘dur’ ihtarına uymayarak, hızlanarak kaçmaya çalıştı. Bu esnada hızlı olan ve farklı bir suçtan ehliyetine el konulan motosiklet sürücüsü Adem Topçu, Jandarma Astsubay Çavuş Mehmet Fatih Çangır’a (27) çarptı. Kazada ağır yaralanan Çangır, kaldırıldığı hastanede şehit olmuştu. Motosiklet sürücüsü Adem Topçu’nun, 22 adet çeşitli suçlardan kaydının olduğu, bunlardan büyük bir kısmının plakaya yazılan cezalar olduğu ve önceden de uygulama noktalarından kaçtığı öğrenilmişti. Ayrıca Topçu’nun, uyuşturucu madde kullanmak ve alkollü motosiklet kullanmak suçlarından kaydının yanı sıra, sosyal medya hesaplarında ise çok sayıda tehlikeli motosiklet kullanma videolarının olduğu, trafik kazasının yaşandığı gün hızlı ve tehlikeli motosiklet kullandığı ayrıca bu nedenle trafikteki başka bir sürücü ile tartıştığı ileri sürülmüştü.
Kayseri Bellona, Irak’taki 12. mağazasını açtı Mobilya sektörünün öncü markası Bellona, global arenadaki büyümesini hız kesmeden sürdürüyor. Marka, Irak’taki mağaza ağına bir yenisini daha ekleyerek, başkent Bağdat’ta Kerrade bölgesinde 2 bin 300 metrekarelik 5 katlı yeni mağazasını hizmete açtı. Bağdat’taki mağaza açılışı, üst düzey katılımcılarla dikkat çekti. Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Anıl Bora İnan, Erciyes Anadolu Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Doç. Dr. Alpaslan Baki Ertekin, Bellona Genel Müdürü Cüneyt Ocak, Bellona yöneticileri ve çok sayıda davetli, açılış etkinliğinde bir araya geldi. Açılışta konuşan Bellona Genel Müdürü Cüneyt Ocak, Bellona’nın Irak’taki güçlü varlığını vurguladı. Ocak, “Irak bizi, biz Irak’ı çok sevdik. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz mağazamız, Irak’taki 12. Bellona mağazası. Köklü geçmişimiz, üstün teknolojimiz, yüksek kalite standartlarımız ve profesyonel insan kaynağımızla dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz mağazamızın, markamıza, bölge halkına ve yatırımcımıza hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Bellona, Bağdat mağazasıyla birlikte yurt dışındaki mağaza sayısını 83’e ulaştırarak global marka olma vizyonunu bir kez daha pekiştirdi. Markanın dünyanın birçok noktasına gerçekleştirdiği ihracatla kalite ve konfor anlayışını dünya genelinde tanıttığını belirten Bellona yöneticileri, uluslararası pazarlardaki büyümeyi sürdüreceklerini ifade etti.
Muş Muş’ta akraba aileler arsındaki husumet sonlandırıldı Muş’un Bulanık ilçesine yaklaşık 4 ay önce akraba olan iki aile arasında çıkan, 2 kişinin yaralandığı arazi kavgası nedeniyle yaşanan husumet, kaymakam ve kanaat önderlerinin araya girmesi ile barışla sonuçlandı. Bulanık ilçesine bağlı Sultanlı köyünde 14 Temmuz 2024 tarihinde akraba olan iki aile arasında arazi nedeniyle çıkan kavgada 2 kişi yaralandı. Bulanık Kaymakamı Ömer Övünç Koşansu’nun ve kanaat önderlerinin araya girmesi ile akrabalar arasındaki husumet barışla sonuçlandı. Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başlayan programda, aileler Kur’an-ı Kerim’in altından geçerek barıştı. Törende konuşan Kaymakam Ömer Övünç Koşansu, "Uzun zamanda beri süre gelen bu husumetin bitirilmesine İlçe Emniyet Müdürümüz Aytaç Tefek, İlçe Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Kazım Tüysüz, İlçe Müftüsü Abdurrahman Gündüz ile birlikte şahitlik etmek için buraya geldik. Tabiki olanı geri çevirmek mümkün değil ancak bu tarz barışlarla acıları hafifletmek, bu acıları gelecekteki nesillere, özellikle olaylarla alakası olmayan gençlerimize, çocuklarımıza miras kalmamasını sağlamak amacıyla bu barışı çok önemsiyorum. Köyümüzün ilçemizin, huzuru, güvenliği, asayişi yönünden bu tarz barışlar çok önemlidir. Tabiî ki Allah esirgeyen ve bağışlayandır. Esirgeyeni ve bağışlayanı da sever. Bu yönden de bakarsak bu barışlar çok iyidir. Onun haricinde barış çok önemli ve barışın o kadar da önemli olan bu barışın sürdürülmesi, devam etmesi, kalıcı olmasıdır. Bizde eminiz ki bu barış devam edecek, sürecek ve kalıcı olacak. Bununla ilgili emeği geçen çok kişi var hepsine huzurlarınızda teşekkür ederim. Allah hepinizden razı olsun" dedi. İlçe Müftüsü Abdurrahman Gündüz ise "Bütün müminler ve Müslümanlar kardeştir. Yüce Allah diyor ki mademki kardeşsiniz. Kardeşlerinizin arasında barışı kardeşliği ve sulhu yerleştirin. Eğer bir hata oluşmuşsa, bir yanlış olmuşsa o yanlışı affetmek Müslümanlığın bir erdemidir. Peygamber Efendimizin hayatını hepiniz biliyorsunuz. Kızının düşük yapmasına sebep oldular. Nice nice şeyle peygamber Efendimizin başına geldi. Ama peygamberimiz Mekke’yi fethettiğinde bütün insanlar onun etrafında toplandı. Peygamber Efendimiz dedi ki siz bana bu kadar haksızlık, bu kadar nankörlük ettiniz şimdi benden ne bekliyorsunuz, sizden merhamet bekliyoruz. Peygamber Efendimiz hepiniz özgürsünüz. Hepiniz affedildiniz. Hepiniz hata yapar affeder. Yani her noktada insan affı seçerse birde büyüklerin araya girmesi ile barış olur" diye konuştu. Şeyh Abdurrahman Çelik, "Mademki Müslüman’ız diyorsak İslam’ın şartı ise kardeş isek birbirimizi affetmektir. Dinden uzaklaştığımız için her türlü musibetler önümüze çıkıyor. Onun için dinimize sahip çıkalım. Birbirimizi affedelim. Barışı katkı sağladığınız için hepinize teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. Kanaat önderlerinden Faruk Kılınç, "Bugün barış için burada toplanmış bulunmaktayız. Yüce Rabim bağışlayan ve esirgeyendir. Bu barışta emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Yapılan konuşmaların ardından barış töreni akrabaların el sıkışması ile sona erdi. Sultanlı köyünde düzenlenen barış törenine Bulanık Kaymakamı Ömer Övünç Koşansu, İlçe Emniyet Müdürü Aytaç Tefek, İlçe Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Kazım Tüysüz, İlçe Müftüsü Abdurrahman Gündüz, Rüstemgedik Belde Belediye Başkanı Abid Özdemir ve kanaat önderleri katıldı.