EKONOMİ - 19 Kasım 2024 Salı 10:33

12 yıllık hayalini GEKA ile gerçekleştirdi

A
A
A
12 yıllık hayalini GEKA ile gerçekleştirdi

Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın (GEKA) Yenilikçi Genç Girişimcilik Destek Programı kapsamında aldığı destekle 12 yıldır hayalini kurduğu çikolata firmasının sahibi olan girişimci, sağlıklı mutluluk hormonlu çikolata formülüyle de ‘En Yenilikçi Gıda Üreticisi’ ödülünü kazandı.



Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda faaliyetlerini Aydın Denizli ve Muğla’da yürüten GEKA, Güney Ege’de hayalleri gerçekleştirmeye devam ediyor. GEKA’nın 2022 yılı Yenilikçi Genç Girişimci programına başvuruda bulunan girişimci Hüseyin Doğan Bozkurt, “Sağlıklı Mutluluk Hormonu Üreteceğiz” projesiyle hibe desteği almaya hak kazandı. 12 yıldır hayalini kurduğu çikolata firmasını geçtiğimiz Ocak ayında faaliyete geçiren Bozkurt, vegan, glutensiz, diyabetik, çocuk ve sporcu beslenmesine yönelik çikolata ve çikolatalı ürünler üretimine başladı. Ürettiği çikolatalarına renk ve lezzet katarken tamamen doğal malzemelere dayalı bir üretim gerçekleştiren başarılı girişimci, siyah havuç ve ıspanak gibi doğal bileşenlerden elde ettikleri renklerle çikolatalarına hem estetik hem de besleyici özellik kattı.



Ürettiği çikolataları bitki ekstraktları ile birleşen kakao yağı sayesinde farklı tatlar ve renklerle sunan Hüseyin Doğan Bozkurt, 750’den fazla katılımcıyı bir araya getiren 3. Gıda Plus Ödülleri töreninde 35 farklı kategorideki “En Yenilikçi” ürünlerden bir tanesi oldu. GEKA’nın desteğiyle kurulan Denizlili Çikolata Firması Bubon Chocolate, daha bir yılını doldurmadan Gıda, İçecek ve Tarım Politikaları Araştırmaları Merkezi (GIFT) tarafından düzenlenen 3. Gıda İnovasyon Zirvesi ve Gıda Plus Ödül Töreninde 169 firma ile yarışıp 2024 yılının “En Yenilikçi Fonksiyonel Gıda Üreticisi” olarak seçildi.



“Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hayalimi gerçekleştirdim”


12 yıldır farklı şehir ve ülkelerde iş deneyimininden sonra çikolata üretimi hayalini Güney Ege Kalkınma Ajansı ile gerçekleştiren Hüseyin Doğan Bozkurt, “Eşimle birlikte gıda mühendisliği olarak farklı sektörlerde ve farklı firmalarda deneyim kazandık. Yaklaşık 12 yıldır farklı şehirler ve ülkelerdeki deneyimimden sonra kendi memleketim olan Denizli’de bu yatırımı yapma kararı aldım. Kendi özel ilgim olmasından kaynaklı ve çikolata sektöründe ilerlemek isteğimden dolayı hayalimi Denizli’de kurdum. 12 sene önce kendi memleketim olan Denizli’den ayrılmıştım ve deneyim kazandıktan sonra hayalimin ilk adımını Denizli’de başlayarak atmak istedim. Bu yolculuğa Güney Ege Kalkınma Ajansı ile başladım” dedi.



İşletmesinin başarıya giden öyküsü hakkında da bilgiler veren Bozkurt, 2022 yılında Yenilikçi Genç Girişimci programına başvuruda bulunup, hibeye layık görülünce projenin başlangıcını verdiği belirtti. Aktif olarak toplam 4 kişi çalıştıklarını ve istihdam da sağladığını belirten işletme sahibi Bozkurt, “2022 yılında Yenilikçi Genç Girişimci programına başvurdum. Destek almaya hak kazanan projemize 2023 yılında başladık. 2024 yılının Ocak ayında ise tamamen aktif olarak toplam 4 kişi olarak üretimimizi yapmaktayız. Üretimimizde açık mutfak ve fabrika satış mağazası olarak çalışıyoruz. Açık mutfaktaki amacımız ise tüm şeffaflığıyla üretimi gösterebileceğimiz bir alan olsun. İnsanlar imalatın nasıl gerçekleştiğini görsünler diye düşündük” diye konuştu.



“57 çeşit reçetemiz ile bütün herkese hitap ediyoruz”


57 reçeteli ürünleri ile hizmet veren ve vegan, glutensiz, diyabetik, çocuk ve sporcu beslenmesine yönelik çikolata ve çikolatalı ürünler üretimi yaptıklarını kaydeden Bozkurt, “Amacımız değişen dünya trendlerinde sağlıklı beslenme alışkanlıklarımızda da ödün vermeden çikolata sektöründe yeni ürünler kazandırmak. Bu vizyonla ilerlediğimiz noktada bizler yaklaşık 57 çeşit reçetemiz ile Denizli’de ürün satışı yapmaktayız. Kullandığımız ham maddelerde bitki ekstrakları, bal kabağı, anason, lavanta ve bitki çekirdekleri gibi ürünleri kullanıyoruz. Bunları kullanarak çocuk beslenmesinde, sporcu beslenmelerinde, diyabetik ve vegan beslenmede yer etmek istiyoruz. Amacımız çikolata sektöründe farklı bir lezzet ve farklı bir deneyim yaşatmak istiyoruz. Kullandığımız ürünler bitki ekstraklarından aldığımız ekstrak ile kakao yağının birleşmesiyle oluşuyor. Atölyede de bunun üzerine birçok çalışma yapıyoruz. Yaklaşık 10’a yakın rengi doğal olarak kullanıyoruz ve oluşturuyoruz. Bu konuda ön planda olan siyah havuç ve ıspanak diyebilirim. Siyah havuçta mor ve siyahın tonlarını 4 rengi çekebiliyoruz. Ispanakta da yeşilin tonundan renk elde edip bu ekstraklardan ile birlikte kakao yağı ile birlikte çikolata da kullanıyoruz. Bunun ve bu tarz ürünlerin ise çok daha fazla yaygınlaşmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.



12 yıllık hayalini GEKA ile gerçekleştirdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul 11. Altın Palmiye Ödülleri sahiplerini buldu sanat, televizyon, müzik ve medya dünyasından ünlü isimleri bir araya getirdi. Gecede 5 kategoride ödül dağıtıldı. Kültür-sanat, televizyon, iş, müzik ve medya dünyasından ünlü isimler 11. Golden Palm Awards & Altın Palmiye Ödül Töreni’nde bir araya geldi. Zorlu Center‘da yer alan Raffles Hotel’de gerçekleşen etkinlik ‘Çocuğa ve Kadına Dokunma’ ana temasıyla gerçekleşti. Gecede ödül alan başarılı isimler, gecenin ana temasının anlam ve önemine dikkat çekti. 2 milyon 300 binin üzerinde oy kullanıldı Gecede 5 kategoride ödül dağıtıldı. Ödül alanların belirlenme sürecinde 2 milyon 309 bin kişi oy kullandı. Halkın tercihleriyle belirlenen ödüllerin yanı sıra jüri özel ödülleri de sahiplerini buldu. Bayhan ve Norm Ender’in şarkıları geceye renk kattı Etkinlikte Bayhan ve Norm Ender de sevilen şarkılarını seslendirdi. Bayhan son zamanların popüler şarkısı ‘Tiryakinim’ şarkısını; Norm Ender de ‘Parla’ şarkısını seslendirdi. Yaklaşık 500 davetlinin katıldığı etkinlikte sanatçıların sahne performansları beğeni topladı. Murat Yıldırım, Gonca Vuslateri, Norm Ender, Oktay Kaynarca, Gülben Ergen gibi isimlerin katıldığı gecede davetliler unutulmaz bir deneyim yaşadı. Organizasyonun mimarı iş insanı Nedim Delibaş etkinliğe ilişkin açıklamalarda bulundu. Nedim Delibaş 11’inci kez altın palmiye ödül törenini düzenlediklerini belirtti. Delibaş, "Bu yıl tören ‘Çocuğa ve Kadına Dokunma’ mottosuyla gerçekleşti. Sosyal sorumluluk ile güncel yaşamı bir araya getirerek önemli bir misyon üstlendiğimizi düşünüyorum. Bugün insanları bir araya getirmek çok zor. Sosyal medyaya, etrafımıza bakınca insanların çok gergin olduğunu gözlemliyoruz. Bu tür etkinlikler toplumsal mesaj verme adına çok önemli" diye konuştu. Ödül sahiplerinin belirlenme süreci hakkında da bilgi veren Delibaş, "2 milyon 309 bin tekil oy kullanıldı. Halk oylamasıyla gerçekleşen ödüllerin yanında jüri özel ödülleri de var. Şu an sayısız ödül töreni yapılıyor. Biz kendimizi ayrı tutmak için kurumsal bir yol izliyoruz. Her yıl yaptığımız törenleri geliştiriyoruz bir sonraki sene üstüne koyarak ilerliyoruz. Şeffaf bir şekilde organizasyonu düzenledik. 11. Altın Palmiye Ödülleri’nin Türkiye’ye barış, kardeşlik ve dostluk mesajları vermesini bekliyoruz" dedi. Gecede ödül alanlar şu şekilde sıralandı: Yılın yarışma programı – Oktay Kaynarca ‘Kim milyoner olmak ister’ Yılın en iyi kadın dram oyuncusu – Gonca Vulsateri Yılın en iyi dram erkek oyuncusu – Aras Bulut İynemli Yılın en iyi çıkış yapan oyuncusu – Barış Baktaş Yılın reklam filmi – Fuzul Ev – Murat Yıldırım Yılın iş kadını - Görkem Kiremitçi Yılın kadın dizi oyuncusu – Yağmur Yüksel Yılın şarkısı – Bayhan ‘Tiryakinim’ Yılın yazarı – Celal Şengör Yaşam boyu başarı ödülü – Halil Ergün Yılın erkek rap sanatçısı – Norm Ender Yaşam boyu onur ödülü – Özkan Uğur Yılın Ceo’su – Enes Örer Yılın kurumsal markası – Üstün Teknik AŞ. Türkiye’nin en iyi şehir oteli – Raffles Otel İstanbul Yılın sosyal sorumluluk projesi – ‘Çocuklar Gülsün Diye’ Yılın tekstil markası – Giotelli Yılın genç iş insanı – Faruk Koç Yılın kozmetik markası - Bioterra Yılın gayrimenkul markası Arsey investment Best Resindence operatör ödülü – Uğur Talayhan ‘Rotana Hotel’s’ Yılın tasarım ödülü – Royal Forklift Yılın teknoloji ödülü – Royal Forklift Yılın performans ve dayanıklılık ödülü – Royal Forklift
Denizli Anadolu’nun motifleri bir kez daha Denizli’de buluştu Halk Oyunları Kulüpler Türkiye Şampiyonası 07-16 Kasım 2024 tarihleri arasında Denizli’de gerçekleşti. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sene de Anadolu’nun farklı coğrafyalarından kültürlerin buluştuğu şampiyona renkli görüntülere sahne oldu. Halk Oyunları Türkiye Şampiyonası üstüste ikinci kez Denizli’nin ev sahipliğinde gerçekleşti. Denizli Gençlik Spor İl Müdürlüğü, Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Halk Oyunları Federasyonun organize ettiği şampiyonada, 07 -16 Kasım 2024 tarihleri arasında Nihat Zeybekçi Kültür Merkezinde Minikler, Yıldızlar, Gençler ve Büyükler kategorilerinde 31 ilden 86 ekip 8 gün boyunca jüri önünde performanslarını sergiledi. Halk oyunları şölenine Denizli ekipleri damga vurdu Düzenlemeli ve Düzenlemesiz Dal’da farklı kategorilerde ekiplerin sırayla yarıştığı Halk Oyunları Türkiye Şampiyonasında; ekiplerin kıyafet, uyum ve performanslarına göre halk oyunları milli hakemlerinden oluşan jüri tarafından puanlama yapılarak şampiyonlar belli oldu. İlk gün gerçekleşen Gençler Düzenlemeli Dal yarışmalarında 15 Temmuz Şehitler Anadolu Lisesi Spor Kulübü birkez daha Türkiye Şampiyonu olurken, üçüncü gününde düzenlenen Minikler Düzenlemeli Dal yarışmalarında Denizli Büyükşehir Belediyespor Kulübü ikinciliği, Grangaz Dans Sanat Spor Kulübü üçüncülüğü elde etti. Yıldızlar Düzenlemeli Dal’da Sarayköy Spor Kulübü Türkiye Üçüncüsü olurken, şampiyonanın son gününde gerçekleşen Büyükler Düzenlemeli Dal yarışmalarında Denizli Büyükşehir Belediyespor Kulübü üçüncülüğü elde etti. ‘Anadolu’nun motifleri bir kez daha Denizli’de buluştu” Organizasyona ev sahipliği yapan Denizli Gençlik ve Spor İl Müdürü Ömer İlman, böylesine bir kültür mirasına sahip olmanın gururunu ve Halk Oyunları Türkiye Şampiyonası’na geçen yıl olduğu gibi bu yıl da ev sahipliği yapmış olmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Anadolu’nun tüm renklerinin sergilendiği şölende yarışan tüm ekipleri tebrik eden İlman, katkı veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.
Denizli Başkan Çavuşoğlu’nun turizm çabaları meyve vermeye başladı Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun kentin turistik, kültürel ve tarihi lokasyonları ve değerlerinin tanıtımı için verdiği çabalar meyve vermeye başladı. Geçtiğimiz ay Antalya’da düzenlenen tur operatörleri toplantısının ardından Denizli’nin önemli turizm noktalarından biri olan Çal Bağ Yolu’na ilk yabancı turist kafilesi geldi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun, kentin ulusal ve uluslar arası anlamda tanınırlığı ve bilinirliğini artırmak adına başlattığı çalışma meyvesini vermeye başladı. Bu kapsamda Eylül ayında Denizli’nin zenginliklerini ortak akılla ortaya koymak ve geleceğinin temellerini birlikte atmak amacıyla ‘Denizli Geleceğini Tasarlıyor’ adlı arama konferansı, Ekim ayında ise Antalya’da tur operatörleri ile buluşma gerçekleştirildi. Kısa sürede atılan bu adımların hemen ardından Denizli’nin önemli turizm noktalarından biri olan Çal Bağ Yolu’na ilk yabancı turist kafilesi geldi. İlk yabancı turist kafilesi Çal Bağ Yolu’na geldi Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelen kafile Çal Bağ Yolu gezisi kapsamında ilk olarak Pamukkale’den hareket edip, Kaklık Mağarası, Selcen köy gezisi, şaraphane gezisi ve bölgede öğle yemeği sonrasında Pamukkale’ye geri dönüş yaptı. Denizli’nin Türkiye’nin en büyük üzüm platosu olduğu vurgusu yapılan turda Türk üzümü, bağcılığı, onu yetiştiren üreticiler ve kültürü tanıtıldı. Ayrıca üzümün yolculuğu ve Denizli şaraplarının üretimini anlatan bir sunum ile tur son buldu. Misafirler tur kapsamında hem yerel hem uluslararası lezzetleri yerli şaraplarla eşleşme ve deneyimleme fırsatı buldu. "Denizli’nin turizm potansiyelini dünyaya açıyoruz" Denizli’nin sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerin daha geniş kitlelere ulaşması adına uzun süredir çalıştıklarını belirten Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, "Denizli, yalnızca Türkiye için değil, dünya için de eşsiz bir turizm potansiyeline sahip. Pamukkale gibi bir dünya mirası, Kaklık Mağarası gibi doğa harikaları ve Çal Bağ Yolu gibi kültürel değerlerimizle şehrimizin her köşesi bir keşif noktası. Bu zenginliklerimizi tanıtmak, yerel üreticilerimizi desteklemek ve turizm gelirlerini artırarak Denizli’mizin ekonomisine katkıda bulunmak adına yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Bugün, bu çalışmaların meyvelerini almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Almanya’dan gelen ilk turist kafilesinin Çal Bağ Yolu’nu tercih etmesi, Denizli’nin uluslararası alanda tanınırlığı adına umut verici bir gelişme. Bu tur, misafirlerimize üzüm bağlarımızdan sofralarına kadar uzanan bir kültürel yolculuk sunarken, aynı zamanda yerel üreticilerimize ve değerlerimize dikkat çekiyor. Hedefimiz, Denizli’yi turizmde hak ettiği yere taşımak ve dünyanın dört bir yanından misafirlerimizi ağırlayarak şehrimizi bir cazibe merkezi haline getirmektir. Bu doğrultuda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Şehrimizin doğal güzelliklerini, kültürel zenginliklerini ve misafirperverliğini dünyayla buluşturmak için durmaksızın çalışacağız" dedi. Başkan Çavuşoğlu, turizm alanında atılan bu adımların yalnızca Denizli’nin tanıtımına değil, aynı zamanda yerel kalkınmaya, istihdama ve ekonomiye de büyük katkılar sağlayacağını vurguladı. “Denizli’mizin geleceği turizmle daha parlak olacak” diyen Çavuşoğlu, bu sürecin tüm paydaşlarla birlikte güçlenerek devam edeceğini sözlerine ekledi.
Sivas 108 yıllık lisenin duvarları tarih kokuyor Sivas’ta 108 yıl önce eğitim öğretime başlayan ve zaman içerisinde farklı fonksiyonlarda kullanılan Selçuk Anadolu Lisesi, başarılı öğrenciler yetiştirmeyi sürdürüyor. Modern okul binalarının aksine tarihi taş binada eğitim gören öğrenciler, tüm teknolojik imkanlardan yararlanıyor. Osmanlı döneminde 1916 yılında Sivas’ta yapımına başlanan Selçuk Anadolu Lisesi, o dönem Erkek Muallim Mektebi olarak açıldı. 57 yıl boyunca sayısız öğretmenin yetiştiği tarihi okul, 1973 yılında öğretmen lisesine dönüştürüldü. Zaman içerisinde Eğitim Enstitüsü, Meslek Yüksekokulu, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılan tarihi taş yapı, 1984-1985 öğretim yılında Selçuk Anadolu Lisesi olarak öğretime yeniden açıldı. Yıllar içerisinde birçok öğrencinin mezun olduğu okul, tarihi dokusu bozulmadan 108 yıl ayakta kaldı. Türkiye’nin en eski okullarından birisi olan Selçuk Anadolu Lisesi, yetiştirdiği başarılı öğrenciler ile adından söz ettirdi. Modern okullarda bulunan tüm imkanlara sahip olan Selçuk Anadolu Lisesi, 50 öğretmen kadrosu ile 600 öğrenciyi geleceğe hazırlıyor. “Türkiye’nin önde gelen liselerinden biriyiz” Okula ilişkin bilgiler veren Selçuk Anadolu Lisesi Müdürü Davut Ataman, Selçuk Anadolu lisesinin önde gelen liseler arasında olduğunu ifade ederek, “Okulumuz; tarih ile iç içe. Öğrencilerimiz bu konuda çok şanslı. Türkiye’nin önde gelen liselerinden biriyiz. Öğrencilerimiz tarihi dokuyla iç içe yaşıyorlar. Burada başarılı olup Türk bürokrasisinde önemli yerlerde olan kişiler var. Öğrencilerin tarih bilinciyle yaşamaları ve bu tarihe sahip çıkmaları ve kültürünü almaları bizim için çok önem arz etmekte. Okulumuz, inşallah daha uzun süreler ayakta kalacak ve ülkemize faydalı, vatanını, milletini, devletini seven gençler yetiştirmeye devam edeceğiz” dedi. “Burada okumak bize şanslı hissettiriyor” 11’nci sınıf öğrencisi Aybike Himyeri, “Okulumuzun tarihi olması, bizlere her anlamda güzel şeyler katıyor. Burada okumak bize şanslı hissettiriyor. Buradaki binlerce anı, bize iyi hissettiriyor. Bizim öğretmenlerimizin eskiden bu okulda okuyup bizlere öğretmen olmaları veya burada öğrenci olup çok iyi yerlerde olan birilerini görmek bizleri gururlandırıyor. Kendimizi de böyle güzel yerlerde bulacağımıza inanıyoruz” ifadelerine yer verdi. “Maalesef mezun olacağım, o yüzden çok üzgünüm” 4 yıllık lise eğitimini 2025 yılında tamamlayacak olan Yuşa Güngör ise “Bu okulda bulunmak, benim için çok büyük bir şans. 108 yıldır bu okulda eğitim veriliyor. Ben bu okulda olmaktan çok memnunum. Maalesef mezun olacağım, o yüzden çok üzgünüm. Bu okuldan ayrıldığımda buraları çok özleyeceğim. Okulumuzun binasının tarihi olmasına rağmen modern okullardaki tüm imkânlara da sahibiz” şeklinde konuştu. Eğitim gördüğü tarihi lisede Müdür Yardımcısı oldu 2004 yılında Selçuk Anadolu Lisesi’nde eğitim görmeye başlayan Müdür Yardımcısı Mücahit Erşan, “4 yıllık lise eğitimimi burada tamamladım. Üniversite ve iş hayatımdan sonra öğretmen olarak göreve başladım. Buraya karşı hep bir özlemim vardı. Fırsatım oldukça hep uğruyordum. İl dışında görev yaparken Sivas’a her geldiğimde bu okulun bahçesinde mutlaka bir tur atıp gidiyordum. Şu an nasip oldu, Selçuk Anadolu Lisesi bünyesinde Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyorum. Gerçekten çok güzel bir okul. Buranın mezunlarının okula karşı gönül bağı var” diye konuştu.