ÇEVRE - 30 Aralık 2024 Pazartesi 09:38

Nesli tehlike altındaydı: Ormanda grup halinde gezen vaşaklar kamerada

A
A
A
Nesli tehlike altındaydı: Ormanda grup halinde gezen vaşaklar kamerada

Çankırı ve Ankara’daki yaban hayatı fotokapanlara yansıdı. Nesli tehlike altında olan vaşakların ise grup halinde gezmesi dikkat çekti.


Çankırı ve Ankara’daki ormanlarda yaşayan vaşaklar fotokapan kameraları tarafından görüntülendi. Kaydedilen görüntülerde, vaşakların ormanlık alanlarda yiyecek aradığı görüldü. Nesli tehlike altında olan vaşakların grup halinde gezmesi ise dikkat çekti.



Nesli tehlike altındaydı: Ormanda grup halinde gezen vaşaklar kamerada

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Arap ülkeleri dünyaya nam salan Kangallara talip oldu Ünü ülke sınırlarını aşan Kangal çoban köpeklerine, aslan ve kaplan gibi yırtıcılara olan ilgileriyle bilinen Araplar da talip oldu. Sivas’ta bir kangal köpeği üreticisi, 10 adet yetişmiş Kangal köpeğini Suudi Arabistan’a göndermek için anlaşma yaptı. Dünyanın en iyi sürü koruma köpeği olarak gösterilen Kangal köpeklerine Orta Doğu ülkeleri de ilgi gösteriyor. Gücü, fiziği ve birçok yeteneği ile nam salan Kangal köpekleri, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler tarafından satın alındı. Sıcak ve soğuk havalara kısa sürede adapte olabilen Anadolu aslanları, Orta Doğu ülkelerinde sürüleri koruma görevi üstlenecek. Yurt dışına çıkmadan önce çeşitli testlerden geçecek olan Kangallar, mikroçip işlemlerinin akabinde Suudi Arabistan’a uğurlanacak. “Milli değerlerimiz bizi orada temsil edecek” Sınırda bulunan askeri bölgelere de Kangal köpeği gönderdiklerini belirten yetiştirici Umut Taşdelen, “Karakteriyle, gücüyle ve üstün zekâsıyla dünyaya nam salmış Kangal çoban köpeği, son zamanlarda Arap ülkeleri tarafından oldukça rağbet görüyor. Suudi Arabistan, Katar ve Dubai’den Kangal çoban köpeklerine ciddi bir talep var. Bu ülkelere köpeklerimizi göndermek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Suudi Arabistan ile yaptığımız 10 tane Kangal köpeği anlaşması da devam ediyor. Milli değerlerimiz olan 10 tane Kangal çoban köpeğimiz, evrak işlemleri bittikten sonra Arabistan çöllerinde yer alacak. Kangal köpeklerinin yurt dışına çıkabilmesi için bazı evrakların tamamlanması gerekiyor. Kuduz testi, mikroçip gibi işlemlerin yapılması lazım. Bu tip bakımlarını yaptıktan sonra da köpeklerimizi yolcu etmeyi düşünüyoruz. Milli değerimiz Kangal köpeklerimizin orada bizleri temsil etmesi, bizleri de ayrıca gururlandırıyor. Umarım gittikleri yerde de görevlerini layıkıyla yerine getirirler, bizleri gururlandırmaya devam ederler” diye konuştu.
Bitlis Müdür Gür: “Öğretmen bir milletin geleceğini inşa eden yüce bir eldir” Bitlis Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür, beraberindekiler ile birlikte Adilcevaz ilçesinde öğretmenlerle bir araya gelerek eğitime dair birçok farklı temada görüş ve önerilerini alarak fikir teatisinde bulundular. Bitlis Milli Eğitim Müdürü Bilal Gür; Adilcevaz İlçe Milli Eğitim Müdürü Yavuz Beşkardeş ve şube müdürlerinin katılımıyla, ’Öğretmen buluşmaları’’ etkinliği çerçevesinde öğretmenler ile bir araya geldi. Her ay gerçekleştirilecek olan öğretmen buluşmalarının ilki bu ay, Van Gölü kenarındaki Adilcevaz ilçesinde gerçekleştirildi. Öğretmenler ile yakından sohbet eden Müdür Gür, “Bugün, müdürlüğümüzün organize ettiği öğretmen buluşmalarında sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu buluşma, yalnızca eğitimdeki en son gelişmeleri paylaşmak değil, birbirimize güç vermek, birbirimizi daha iyi tanımak ve hep birlikte daha güçlü bir eğitim geleceği inşa etmek için bir fırsattır. Bakanlığımızın liderliğinde, maarif hareketiyle yürüdüğümüz bu yolda sizlerin emeği, gayreti ve özverisi her zaman en kıymetli hazinemizdir. Öğretmenlerimiz, milletimizin en önemli yapı taşıdır ve geleceğimizin teminatıdır. Her bir öğretmen, bir hayalin peşinden giden, hayalleri gerçeğe dönüştüren bir yol göstericidir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulanmasında önemli bir role sahip olan sizler, ülkemize Türkiye yüzyılının inşasında büyük fayda sağlayacaksınız. Köklerden geleceğe yolculuğumuzda, asırlık hedeflerimize millî ve yerli değerlerle evrenseli de kuşatan "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" vizyonuyla; daha güçlü, daha müreffeh bir geleceğe hep birlikte hazırlanarak, el ve gönül birliğiyle çalışmaya devam edeceğiz” dedi. Bugün, tüm öğretmenleri bir kez daha kutladığını ifade eden Müdür Gür, “Türkiye’nin eğitimdeki dönüşümüne, her birinizin kattığı değer için minnettar olduğumuzu ifade ediyoruz. Eğitimin önemi, sizlerin her gün gösterdiğiniz çaba ve özveriyle daha da derinleşiyor. Öğretmenlerimizin yüzlerindeki mutluluk ve tebessüm bizler için çok kıymetli. Bu mutluluğu artırmak her daim hedeflerimiz arasında olacaktır. Meslek hayatı boyunca binlerce çocuğun hayatında derin izler bırakan, evlatlarımızın mutluluğu ve çağın gereği olan becerileri kazanmaları için çabalayan öğretmenlerimiz, eğitim sistemimizin en büyük gücüdür. Öğretmenlerimizi her alanda desteklemeye devam edeceğiz. Öğretmenin hak ettiği itibarı toplum nezdinde sağlamak, önemli çıkış noktalarımızdan biri olacak. Biz her şeyden önce, ’Önce öğretmen’ diyoruz" diye konuştu. “Öğretmen bir milletin geleceğini inşa eden yüce bir eldir” Eğitimde başarıya giden yolda, omuz omuza yürüyerek aydınlık bir geleceğe hep birlikte yelken açtıklarını ifade eden Müdür Gür, “Adilcevaz ilçemizin tarihi ve sıcak atmosferinde; uzak görüneni yakın eden, bize farklı pencereler açan, kültürün aktarıcısı, bilim ve bilgi yolunun taşıyıcısı olan kıymetli meslektaşlarımızla bir araya gelerek hasbihal ettik; yeni müfredat çalışmalarımızla ilgili önerilerini dinledik, eğitime dair birçok farklı temada görüş ve önerilerini alarak fikir teatisinde bulunduk. Evlatlarımızın eğitim yolculuğunda karar alırken meslektaşlarımızın fikir ve öneri bizler için çok kıymetli. Türkiye’nin maarif rotasını birlikte çiziyoruz. Öğrencilerimizi geleceğe daha mücehhez bir şekilde hazırlama gayretimiz kararlılıkla sürüyor. Amacımız Türkiye’nin bilimde, teknikte, sanayide ve her alanda dünyadaki yerini daha da güçlendirmektir. Bu hususta en büyük gücümüz öğrencilerimize rota çizen, onlara rehber olan kıymetli öğretmenlerimizdir. Zira eğitimde öğretmenin uhdesi bilgi aktarımının çok ötesindedir. Hayata dair deneyimler, millî-manevi değerler ve öğrencilerimizin duygusal, sosyal gelişimini desteklemek bu kutsal mesleğin önemli bir parçasıdır. Evlatlarımızı Türkiye yüzyılına hazırlarken eğitimle geleceğimizi şekillendirme gayreti içinde en büyük destekçimiz, eğitime sahada yön veren, aldığımız kararların uygulayıcısı da kıymetli öğretmenlerimizdir. Yeni müfredatımızla öğrencilerimizin millî, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan; dikkat ve farkındalığı gelişmiş, çözüm odaklı, sorumluluk sahibi yetkin şahsiyetler olarak yetiştirilmelerini hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Sivas Türkiye ’siber kıyamet’ gününe hazırlanıyor Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sefer Darıcı, yeni kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’nın şifreleme mekanizmalarının kuantum bilgisayarlarla çözüldüğü bir kıyamet senaryosu olan ‘Q Günü’ için hazırlık niteliğinde olduğunu belirterek, "Siber güvenlik, bizim en önemli problemlerinizden bir tanesi haline gelebilir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan 117’nci Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne göre siber güvenliğin sağlanması amacıyla politika, strateji ve hedefleri belirleyecek, siber güvenlik alanında bilinçlendirme yapacak ve siber güvenlik ekosistemi ile yerli ve milli ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapacak olan Siber Güvenlik Başkanlığı kuruldu. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sefer Darıcı, Siber Güvenlik Başkanlığı hakkında açıklamalarda bulundu. “En önemli problemimiz haline gelebilir” Doç. Dr. Sefer Darıcı, siber güvenliğin ülkeler için en önemli problemlerden biri haline gelebileceğini ifade ederek, ”Türkiye’de farklı kurumlar siber güvenlik noktasında iyi bir geçmişe sahip. Bununla ilgili farklı kurumlar kendi bünyelerinde farklı çalışmalar yapıyorlardı ve buna ilişkin hem önlemler hem de geleceğe ilişkin senaryolar düzeyinde çalışmalar yürütüyorlardı. Ancak bunun tek bir noktadan ve koordineli bir şekilde hareket edecek olması önem taşıyor. Çünkü ilerleyen süreçte özellikle kuantum bilgisayarların kullanılmasıyla birlikte ‘Q Günü’ olarak nitelendirdiğimiz durumun tüm ülkeler için kaosun söz konusu olabileceği ve tüm devlet şifrelerinin kullanmış olduğu sistemlerin ve şifreleme mekanizmalarının kuantum bilgisayarlarla çözüldüğü bir kıyamet senaryosu da akademisyenler tarafından konuşuluyor. Siber güvenlik bizim en önemli problemlerimizden bir tanesi haline gelebilir” dedi. ‘Q Günü’ gibi yani kuantum bilgisayarlar sayesinde siber saldırıların söz konusu olduğu bir güne hazırlık yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Darıcı, ”Geçmişte de birçok olayda siber güvenliğin aslında nasıl önemli olduğunu görmüş olduk. Örnek verecek olursak uçaklar havalanmadı ve çeşitli güvenlik noktalarında bu problemler yaşandı. İlerleyen süreçte özellikle bütün iş ve işlemlerimizi dijital üzerinden hallettiğimiz, bütün kamusal işlemlerin birçoğunun dijital üzerinden yürütüldüğü bir yapı içerisinde bulunuyoruz. ‘Q Günü’ gibi yani kuantum bilgisayarlar sayesinde çeşitli şifreleme mekanizmalarının çözülmesi ve siber saldırıların söz konusu olduğu bir güne hazırlık yapılması gerekiyor. Ayrıca Türkiye’de en önemli eksikliklerden bir tanesi kamusal düzeyde siber güvenliğin ne olduğu, ne olması gerektiği ve neler yapılması gerektiğinin bilinmesi gerekiyor. Her bir birimin ve her bir kamu kuruluşunun buna ilişkin önlemlerin neler olabileceğine yönelik bir bilgi ve anlayış geliştirmesi gerekiyor. Bu konular, savaş durumlarını içinde bulundurduğundan dolayı coğrafyamız için de çok fazla önem arz ediyor. Bu tarzdaki durumlarda bizim siber güvenliğimiz ayrı bir öneme sahip” diye konuştu. “Uyulması gereken hususlar var” Doç. Dr. Darıcı, Siber Güvenlik Daire Başkanlığı’nın gerekli önlemleri alacağını düşündüğünü söyleyerek, ”Dijital personelin konumunun tespit edilmesinden tutun çok farklı durumlara kadar siber güvenlik mekanizmaları, bunun içerisinde istihbarat bilgileriyle de ilgili kullanılabiliyor. Bu tarzdaki durumlara yönelik olarak Siber Güvenlik Daire Başkanlığı’nın gerekli önlemleri alacağını düşünüyorum. Çünkü bütün kamunun siber güvenlik açısından uyması gereken hususlar çok önemli. Özellikle bazı kurumların özel olarak çok daha farklı önlemler alması gerekiyor. Emniyet teşkilatı, jandarma teşkilatı, istihbarat personeli ve TUSAŞ gibi noktalarda çalışan personelin kişisel verileri ve diğer kurumlarla ilgili yapmış oldukları çalışmalarda verilerin saklanması ve saklandıkları yerlere de erişilememesi en önemli noktalarımızdan bir tanesidir. Yani yıllarca bir proje için çalışıp, geliştiriyorsunuz. Bu proje verilerinin siber güvenlik mekanizmanızdaki bir eksiklikten dolayı çalındığını veya bilgi istihbaratı olarak bunların kaybolduğunu düşündüğünüzde çok büyük güvenlik açığı ortaya çıkacaktır” şeklinde konuştu.