EĞİTİM - 21 Mart 2022 Pazartesi 16:12

Rektör Çiftçi sivil toplum kuruluşlarındaki konferanslarına devam ediyor

A
A
A
Rektör Çiftçi sivil toplum kuruluşlarındaki konferanslarına devam ediyor

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof.

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, sivil toplum kuruluşlarında verdiği konferanslara Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Çankırı Şubesi ile devam etti.


Çankırı Karatekin Üniversitesi (ÇAKÜ) Rektörü Prof. Dr. Harun Çiftçi, Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı Çankırı Şubesi’ni (TÜRKAV) ziyaret ederek konferans verdi. Şube Başkanı İsa Bölükbaşı’ndan TÜRKAV’ın çalışmaları hakkında bilgi alan Çiftçi, TÜRKAV gibi kültür ocaklarının tütmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade etti.


Sivil toplum kuruluşlarının öneminden bahseden Çiftçi, “Çankırı Karatekin Üniversitesi’ne geldiğimizde, bizim çeşitli söylemlerimiz ve hedeflerimiz vardı. Bu hedeflerimizden biri de üniversite ile toplum işbirliğinin güçlendirilmesiydi. Bu manada beşeri sermayemizin güçlendirilmesi gerektiğini her platformda söylüyoruz. Tabii bunları sadece sözle de söylemiyor, katıldığımız fikir meclislerinde bu söylemlerimizi ete kemiğe büründürmeye gayret ediyoruz. Fikir meclislerinin ilerleyen dönemler için üretilecek projelere de vesile olduğunu belirten ve Türk Milletinin çok büyük bir millet olmasından hareketle, milletin bütün kültür dinamiklerinin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Rektör Çiftçi konuşmasında “Derdi vatan, millet ve insan olan her oluşum, bizim bir parçamızdır. Fikrî hedeflerimiz doğrultusunda, nesli nasıl inşa edeceğiz olgusuna yatırım yapmamız lazım. Üniversite olarak biz de özellikle bu tür fikir meclisleri vasıtasıyla, gençlerimizin farkındalığını elimizden geldiği ölçüde arttırmaya ve bu yatırıma katkı sağlamaya çalışıyoruz” dedi.


Dönemlere göre değişen üniversite sayıları ve yükseköğretim anlayışını da anlatan Rektör Çiftçi, Türkiye’de yükseköğretimin geçmişten bugüne kadarki gelişimi hakkında önemli noktalara değindiği konuşmasında şu sözlere yer verdi:


“Osmanlı’da açılan medreseler, bugünkü yükseköğretimin bir temeli niteliğindedir. Bu medreseler; akademiye, yükseköğretime ve bilime çok fazla katkı sağlamıştır. Türkiye’nin değişimi ile beraber, yükseköğretim kurumlarımızda da bir değişim ve gelişim yaşanmıştır. Şu anda ise dünyada dikkat çekilen ülkeler arasındayız. Yükseköğretimde üretilen bilgi ve uluslararası dergilerdeki yayınlar bakımından dünyada 18’inci sıradayız. Osmanlı zamanında çok gelişmiş ilim merkezlerimiz vardı. Bu ilim merkezlerimiz içerisinde sadece Müslüman-Türk aydınlarımız yoktu, gayrimüslimler de vardı. Onlar da desteklenmişti. Yeter ki bilgi üretilsin ve insanlığın faydasına kullanılsın diye düşünülmüştür. Üretilen bilgi, topluma faydalı olmak zorundadır. Tabi bunun yanında mevcut bilgileri kullanarak yeni bilgiler de üretilmek zorundadır. Eğer yeni bilgiler üretemiyorsanız, bir noktadan sonra birikiminiz sadece taklide dönüşen ve tekrarlanan bir bilgiden ibaret olmaktadır. İlk açılışından itibaren akademiler bağımsız fikirlerin söylendiği, görüşüldüğü ve tartışıldığı yerler olmuştur. Tarihte medeniyetlerin inşasında en önemli unsurlardan biri de fikir hürriyetidir. Fikirlerin serbestçe söylenebildiği yerler ise her daim akademiler olmuştur. Eğer siz fikrinizi özgürce söyleyemiyor ve paylaşamıyorsanız, orada akademik bir teşekkül de yok demektir. Klasik yükseköğretim kurumları; birinci derecede bilgi üreten, ikinci derecede ise bilgiyi yaygınlaştıran kurumlar olma mantığı ile kurulmuştur. Yükseköğretim kurumları daha sonra araştırma ve geliştirme misyonunu geliştirmiştir. Sonrasında ise üretilen bilginin topluma faydası olması gerektiği düşünülmüştür. Yani bir anlamda sadece bilgi için bilgi değil, aynı zamanda toplum için de bilginin üretilmesi gerektiğinin farkına varılmıştır. Çünkü küreselleşmenin sebep olduğu mecburiyet nedeniyle, yükseköğretim kurumları da kendilerini değişen şartlara karşı yeniden konumlandırmak ve ayarlamak mecburiyetinde kalmıştır. Sadece laboratuvarla, sadece sınıfla ve sadece ofisle değil, aynı zamanda toplumun içerisinde olan ve topluma katkı sağlayan bir öğretim elemanı profilinin oluşması gerektiği düşüncesi ile yükseköğretimin amaçlarına yeni ilaveler yapılmıştır.”


Erdemli bilginin yanı sıra, bir bilgiden sonra hangi aşamaların geldiğine de değinen Çiftçi, “Bilgiden sonra idrak gelir. Ondan sonra şuur gelir. Daha sonra ise hikmet gelir. Hikmet, elde ettiğimiz bilgiler neticesinde insanda meydana gelen olgunlaşmadır. Büyük adımlar atabilmeniz için daha önceki üçlü serüveni geçirmeniz gerekmektedir. Zihninizi verilerle desteklemeniz ve bazı verileri de sınamanız lazımdır. İşte bundan sonra hikmet gelir. Hikmet, hocalarımıza bir emanet olarak verilir. Bilim insanlarımız o hikmet halkasının önemli bir parçası olarak kendini konumlandırmalıdır” şeklinde konuştu.


İlimin önemine vurgu yapan Çiftçi, “Okumak sadece bir yerlerden okumak, yazmak değildir. Kendimizden başlayarak tabiatı okuyacağız, insanı okuyacağız, geleceği okuyacağız, geçmişi okuyacağız, tarihi okuyacağız, kısaca medeniyetimizin bütün öğelerini okuyacağız. Bu yönüyle okumak bir nevi emredilmiş bir hususiyettir. İslam dünyasının okumaya olan susamışlığı neticesinde, özellikle İslamiyet’in ilk, ikinci ve üçüncü asırlarında çok büyük aşamalar kaydedilmiştir. Hicri ikinci asırda, okuma yazma bilen Müslümanların sayısının tüm dünyada okuma yazma bilenlerin sayısından daha fazla olduğu söylenmektedir. Rahmetli Fuat Sezgin, bu durumu okumuşluğa ve bilime olan susamışlığa bağlamıştır. ‘İlim Çin’de olsa gidip alın’ denilmiştir. ‘İlim insanın yitik malıdır’ denilmiştir. ifadelerini kullandı.


Gençleri piyasa şartlarına göre yetiştirmek amacıyla hareket ettiklerini belirten Rektör Harun Çiftçi, “Çankırı’nın ileride yükseköğretim kurumları kapsamında önemli bir merkez olacağını düşünüyorum. Bu düşünce ışığında, yenilenmeye ve güçlenmeye çalışıyoruz. Ülkemize katkı sağlayacak bölümlerimizi güçlendirmeye ve yenilerini açmaya çaba sarfediyoruz. Nitelikli hocalarımızı buraya davet etmek suretiyle buranın farklı olmak zorunda olduğunu her defasında hocalarımıza söylüyoruz. Çünkü burası Yarenlik ve Ahilik üzerinde kurulmuş bir şehirdir. Bizim burada yaptığımız hareketler, tarihten ve değerlerimizden beslenmelidir. Bu değerleri yaşatmalı ve aynı zamanda yeni değerleri de üretmeliyiz. Yakın zamanda Ahilik ve Yarenlik üzerine bir ders açmayı da düşünüyoruz” açıklamalarında bulundu.


Çankırı Karatekin Üniversitesi’nin gurur kaynağı olan merkezi araştırma laboratuvarını güçlendirdiklerini, akademisyen kadrosunda da bu laboratuvarda bulunan her cihazı kullanabilen öğretim elemanlarını kadrosuna dahil etmeyi amaçladıklarını belirten Rektör Çiftçi, bu anlamda ÇAKÜ Teknokent’te Ankara ve İstanbul’dan gelecek büyük firmaları ağırlayacaklarını ifade etti. TÜRKAV Çankırı Şubesi Başkanı İsa Bölükbaşı, Rektör Çiftçi’nin ziyaretinden duydukları memnuniyeti ifade etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya 8. Uluslararası Halk Dansları Festivali başladı Antalya’da Manavgat Belediyesi tarafından düzenlenen 8. Uluslararası Halk Dansları Festivali, Antik Side’de muhteşem bir atmosferde başladı. Manavgat Belediyesi tarafından düzenlenen 8. Uluslararası Halk Dansları Festivali’nin ilk günü, Side Antik Kenti’nde gerçekleştirildi. 3-4 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleştirilecek festival; Türkiye, Meksika, Çin, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Moldova ve Ukrayna’dan gelen toplam 34 farklı gruptan 800 dansçının katılımına sahne oluyor. Festivalin ilk gününü Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, turistler ve binlerce vatandaş yerinde takip etti. Kortej yürüyüşü ile başladı Festivalin başlangıcı, katılımcı grupların kortej yürüyüşü ile yapıldı. Side Antik Tiyatro’dan Apollon Tapınağı önüne hareket eden kortej, renkli kostümleri ve müzikleriyle dikkat çekti. Türkiye, Meksika, Çin, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Moldova ve Ukrayna’dan gelen 34 grup, çeşitli folklorik kostümleriyle yürüyüşte yer aldı. Sahne gösterileri, festivale damgasını vurdu Kortej yürüyüşünün ardından başlayan sahne gösterileri, festivale damgasını vurdu. 800 katılımcının sahne aldığı etkinlikte, her grup kendi kültürüne ait dans ve müziklerini sergileyerek izleyicilere kültürel şölen sundu. Geleneksel Türk halk danslarının yanı sıra, Meksika’nın renkli folklor dansları, Çin’in zarif dans figürleri ve Balkan ülkelerinin enerjik ritimleri, izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Festivalin ilk günü, Apollon Tapınağı’nın etkileyici atmosferinde unutulmaz anlara sahne oldu. Yüzlerce izleyici, tarihle iç içe geçmiş bu eşsiz mekânda, dansçıların gösterilerini izledi. “Kültürel bir yolculuğa çıktık” Manavgat Belediye Başkanı Dr. Niyazi Nefi Kara, “Sizlerin gösterdiği olağanüstü performanslar, farklı kültürlerin güzelliklerini bir araya getirerek bizlere unutulmaz anlar yaşattı. Türkiye, Meksika, Çin, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Makedonya, Moldova ve Ukrayna’dan gelen dansçılarımız, geleneksel müzik ve danslarını sahneye taşıyarak, bizi kültürel bir yolculuğa çıkardılar. Hep birlikte, kültürlerimizi yaşatmaya ve paylaşmaya devam edeceğiz. Umuyorum ki bu festival, önümüzdeki yıllarda daha da büyüyerek, daha fazla insanı bir araya getirecek” dedi.
Konya Bağışıklık sistemini güçlendiren dört bitki karışımı: ‘Amber çiçeği çay’ Sonbahar aylarının gelmesiyle beraber özellikle akşam saatlerinde hava sıcaklığı düşerken, uzmanlar bağışıklık sisteminin korunmasında 4 karışımdan oluşan ‘Amber çiçeği çay karışımı’ tavsiye ediyor. Mevsim geçişlerinde tavsiye edilen, amber çiçeği, ekinizya çiçeği, ebe gümeci ve hatmi çiçeğinin birleştirilmesiyle oluşan ‘Amber çiçeği çay karışımı’ bağışıklık sistemini güçlendirici etkisiyle de dikkat çekiyor. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Mehmet Pıçak, amacın bağışıklık sistemini güçlendirmek olduğunu belirterek, "Bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanacağımız bütün bitkilerin her insan için kullanılabiliyor olması gerekiyor. Hamilelerde, bebeklerde, çocuklarda, yetişkinlerde bunların hepsinde aynı anda kullanabileceğimiz bir formülasyon vereceğiz. Bu formülasyonla birlikte vücudun savunma sisteminin maksimum düzeye çıkmasını istiyoruz. İnsanlarımızın hastalıklara karşı, dışarıdan gelebilecek hastalıklara karşı, dahili hastalıklara karşı ve gıdayla alabileceğimiz hastalıklara karşı, bunun en başında birincisi su, suya dikkat etmesini istiyoruz" dedi. “Amber çiçeği, etkili bağışıklık sistemi güçlendiricilerden bir tanesi” Bağışıklık sisteminin güçlü olmasının önemine dikkat çeken Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri Pıçak, “Dünya nüfusunun fazla olması dolayısıyla da bir konu var. İnsanların Covid ve benzeri beşeri hastalıklarla, sonradan oluşturulmuş suni hastalıklarla insanların nüfusunun düşürülmesi gibi bir amaç da burada güdülüyor. Biz bunlara karşı insanlarımızın bağışıklığı olmasını, bağışıklığının tam, savunmasının tam ve güçlü olmasını istiyoruz. Biz burada insanlarımıza daha uygun fiyatlarla yediden yetmişe kullanabileceği bağışıklık sistemini güçlendirecek ve hastalıklara karşı direnç sağlayacak, vücudunda eksiklerini tamamlayabilecek bir çay formülasyonu vereceğiz. Burada en başta kullanacağımız bitki amber çiçeğidir. Amber çiçeği, etkili bağışıklık sistemi güçlendiricilerden bir tanesi olmakla beraber üst solunum yolu rahatsızlıklarında çok etkilidir. Bizim buradaki ana gayemiz üst solunum yolunu etkileyerek bununla bağışıklığı güçlendirmek, iltihaplanmayı engellemek, üst solunum yolunda oluşabilecek bütün o bademcik rahatsızlıklarıdır, solunum rahatsızlıklarıdır, üst solunum yolundaki en büyük sorunlardan bir tanesi burun deliklerinin hava almamasıdır, bu tarz durumlarda kullanılabilecek en etkili bir formülasyon. Amber çiçeği, ekinizya çiçeği, ebe gümeci ve hatmi çiçeği. Bu dört bitkinin karışımıyla elde edilecek çayın yediden yetmişe bütün yaş gruplarında kullanılabileceğini insanlara anlatmak istiyoruz. Bunların hepsini eşit miktarda karıştıracağız, kafa karışıklığı istemiyoruz. Yani 50 gram amber çiçeği, 50 gram ebe gümeci, 50 gram hatmi ve 50 gram ekinezyanın granül şeklinde hafif bir karıştırılmasıyla elde edilecek çayı yediden yetmişe herkes kullanabilir. Bu çayı demleme usulü yapacağız, yaklaşık 5-6 dakika kadar demleyeceğiz. Bal veya pekmezle tatlandıracağız. Günde bir çay bardağı kadar çocukların, bir su bardağı kadar da yetişkinlerin içmesini tavsiye ediyoruz. “Hastalandıktan sonra başvurmanız gereken doktorlardır” Mehmet Pıçak, hastalandıktan sonra başvurulması gerekenlerin doktorlar olduğunu vurgulayarak, "Bağışıklığınız güçlü olsun, sindiriminiz güçlü olsun, savunma sisteminiz güçlü olsun. Yani bağışıklığı güçlü olmayan, sindirim sistemi düzgün çalışmayan ve güçlü olmayan her bireyde hastalık olma ihtimali çok yüksektir. Bizim en önemli unsurumuz şudur: biz koruyucu hekimlik statüsünde bunları tavsiye ediyoruz. Yani hastalanmadan önce bunları kullanın diyoruz. Hastalandıktan sonra başvurmanız gereken konu doktorlardır, ilaçları doktorlar tavsiye edebilir ve doktorlar üzerinden bu süreci yürütebilirsiniz. Bunu önlem olarak kullanabilirsiniz” diye konuştu.
Eskişehir Yüksek kazanç vaadiyle 112 kişiyi dolandıran şüpheliler adliyeye sevk edildi Eskişehir merkezli 18 ilde sosyal medya üzerinden verdikleri reklamlarla yüksek kazanç vaadettikleri 112 kişiyi dolandıran 40 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin kurdukları 23 paravan şirket üzerinden 2,5 milyar TL haksız kazanç sağladıkları belirlendi. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince ‘bilişim sistemlerinin, banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ suçunu gerçekleştirdiği belirlenen şüphelilere yönelik Eskişehir merkezli 18 ilde çalışma yapıldı. Eskişehir merkezli olarak Adana, Ağrı, Amasya, Ankara, Balıkesir, Bursa, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Kastamonu, Kayseri, Malatya, Mersin, Osmaniye, Tekirdağ, Uşak ve Yozgat illerinde haksız kazanç sağlamak isteyerek ‘yüksek kazanç, forex kazanç, yatırım temsilcisi’ başlıkları ile sosyal medya uygulamalarında reklam ve ilan veren, yanıltıcı paylaşımlarda bulunan, web sitelerine aldatıcı linklerle yönlendirdikleri şahısların kazanç vaadi ile para yatırmalarını sağlayan ve haksız kazanç temin eden şahısların yakalanması amacıyla eş zamanlı operasyon gerçekleştirildi. Farklı şehirlerde 23 adet paravan şirket kurularak 111 olayda 112 kişinin dolandırıldığını tespit eden ekipler, şüphelilere ait banka hesap hareketlerinde 2023-2024 yıllarında yaklaşık 2,5 milyar TL işlem hacmine ulaşıldığını belirledi. Gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda 1 kişi Gürcistan’a, 1 kişi de Yunanistan’a kaçmak üzereyken yakalandı. Operasyonlarda toplam 40 şüpheli yakalanarak gözaltına alınırken, yapılan aramalarda çok sayıda dijital materyal, başka şahsılara ait çok sayıda banka ve kredi kartı, çok sayıda kullanıma hazır sim kart ele geçirildi. Gözaltına alınarak Eskişehir’e getirilen 24 şüpheli, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Diğer şüphelilerin de gözaltına alındıkları illerde adliyeye sevk edildikleri öğrenildi.
Antalya Olay yerinden kaçırılan sürücü kırık ayağının acısına dayanamayıp hastaneye gelince yakayı ele verdi Antalya’da meydana gelen trafik kazasında 2 ayrı suçtan aranması olan ve ehliyeti bulunmayan motosiklet sürücüsü yakınları tarafından olay yerinden kaçırıldı. Motosiklet sürücüsü kırık ayağının acısına dayanamayarak hastaneye gelince yakayı ele verdi. İlginç olay, Antalya’nın Manavgat ilçesi Zübeyde Hanım Caddesi üzerinde meydana geldi. Seyir halindeki Yusuf A.’nın kullandığı 07 CMZ 65 plakalı motosiklet ile Mehmet A.’nın kullandığı 07 BCF 535 plakalı hafif ticari araç cadde üzerinde çarpıştı. Güvenlik kamerasına saniye saniyesine yansıyan kazada hafifi ticari aracın çarptığı motosiklet sürücüsü yaralandı. 112 Acil Çağrı Merkezine gelen ihbar üzerine olay yerine 112 Sağlık ekibi ve Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri sevk edilirken, kazaya karışan motosiklet ve yaralanan motosiklet sürücüsünün olay yerinde olmadığı görüldü. Motosiklet ve sürücü olay yerinden götürüldü Kazayı gören vatandaşlar, motosiklet sürücüsünün ayağının kopma derecesinde kırık olduğu halde kazadan kısa süre sonra olay yerine bir kamyonet geldiğini, motosiklet ve yaralı sürücüyü alıp olay yerinden kaçırdığını dile getirdiler. Trafik ekiplerinin gerekli bilgileri alması ve hafif ticari aracı yoldan kaldırarak kaza raporu için karakola gitmesinden kısa süre sonra kazada yaralanan motosiklet sürücüsünün Manavgat Devlet Hastanesine geldiği belirlendi. Ayağında çok sayıda kırık olduğu belirlenen motosiklet sürücüsünün 2 ayrı suçtan aranması olduğu ve sürücü belgesinin olmaması nedeniyle olay yerinden kaçırıldığı öğrenildi. Her iki sürücünün de ehliyeti yok Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekiplerince yapılan kontrolde araç sürücülerinin sürücü belgelerinin olmadığı, araçların başkalarına ait olduğu belirlendi. Araç sürücüleri ve araç sahiplerine ayrı ayrı 12 bin 977’şer TL ceza uygulanırken olay yerini terk eden motosiklet sürücüsüne olay yerini terkten 3 bin 115 TL, motosikletin sigortasının olmamasından 690 TL para cezası uygulandı. Her 2 araç sürücüsü ve araç sahiplerine toplam 55 bin 713 TL ceza uygulandı.