KÜLTÜR SANAT - 19 Kasım 2024 Salı 10:15

Çanakkale’nin turizm merkezi Bozcaada’da Osmanlı döneminden kalma askeri yapı restore edilecek

A
A
A
Çanakkale’nin turizm merkezi Bozcaada’da Osmanlı döneminden kalma askeri yapı restore edilecek

Çanakkale’nin Kuzey Ege Denizi’ndeki Bozcaada ilçesinde Kaymakamlık tarafından adanın tarihi mirasını canlandırmak ve kültürel değerlerini turizme kazandırmak için yürütülen proje kapsamında ‘Yeni Kale’ olarak bilinen Osmanlı döneminden kalma askeri yapı restore edilecek.


Bozcaada Kaymakamlığı, adanın tarihi mirasını canlandırmak ve kültürel değerlerini turizme kazandırmak için yürüttüğü projelere bir yenisini ekliyor. 2019’da üç ayrı tarihi yel değirmenini yeniden inşa ederek turizme kazandıran kaymakamlık, şimdi de “Yeni kale” olarak bilinen Osmanlı döneminden kalma askeri yapıyı restore etmeyi hedefliyor.


Ada’ya ve Çanakkale Boğazı’na hakim bir tepede bulunan ve 1827’de Bozcaada Muhafızı Hafız Ali Paşa tarafından gözetleme amacıyla inşa edilen askeri yapı, kapsamlı bir restorasyon sürecine girecek. Projenin bir parçası olarak, yel değirmenlerinden Yeni Tabya’ya kadar uzanan yaklaşık 1,5 kilometrelik "Kültür Yolu Parkuru" da hayata geçirilecek. Yürüyüş parkurunda, Osmanlı dönemi ve Truva Savaşları hakkında bilgilendirici tabelalar ve seyir dürbünleri bulunacak, böylece ziyaretçiler hem Bozcaada’nın tarihi mirasına dair bilgiler edinecek hem de adanın ve Çanakkale Boğazı’nın eşsiz manzarasını keşfedecek.


Yaklaşık 6 ay önce göreve başlayan Bozcaada Kaymakam Vekili Mehmet Halit Haydaroğlu, “Yel değirmenlerini gezmeye gelen bir turist hiç arabasını kullanmadan yer değirmenlerinin bir tahta yolla restorasyonu yapılacak Yeni Kale yapısı birleşecek. Bu projeyi gerçekten çok önemli buluyorum. Bu eseri ortaya koyabilirsek çok farklı turist kitlesini de adamızda ağırlayacağız. Bu çok güzel bir şey. Yapılacak olan proje ilk ve son olmayacak. Başka tarihi, kültüler yapı projelerinin de bir nevi ateşleyicisi olacak. Bizim amacımız yeni sezon gelmeden bu yapıyı Bozcaada’ya kazandırmak” dedi.



Çanakkale’nin turizm merkezi Bozcaada’da Osmanlı döneminden kalma askeri yapı restore edilecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir ’Atıksız Mutfak Projesi’ gıda israfını azaltarak iklim değişikliğiyle mücadele ediliyor Gıda israfı, dünya çapında ciddi bir çevresel ve ekonomik problem haline gelirken, Eskişehir Odunpazarı Belediyesi, sıfır atık hedefi doğrultusunda önemli bir adım attı. 16-24 Kasım Avrupa Atık Azaltım Haftası kapsamında hayata geçirilen İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün Atıksız Mutfak Projesi, Osmangazi Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü işbirliğiyle, gıda atıklarını azaltmak ve sürdürülebilir mutfak alışkanlıkları kazandırmak amacıyla gerçekleştirildi. Gıda israfının küresel etkisi ve sıfır atık eğitimi Dünyada her yıl üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri israf edilirken, Türkiye’de kişi başına yıllık 93 kilogram gıda çöpe gitmektedir. Bu oran, restoranlar, evler ve perakende satış noktalarındaki tüketime hazır gıdanın yüzde 17’sinin israf edildiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, gıda atıklarının çöp depolama alanlarına gitmesi, sera gazlarının artmasına ve iklim değişikliğine neden oluyor. Bir kilogram elma üretimi 1 kilogram, bir kilogram patates üretimi ise 2,9 kilogram CO2 salınımına yol açıyor. Bu farkındalıkla, Odunpazarı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü, Osmangazi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü işbirliğiyle, öğrencilere gıda israfını önlemeye yönelik eğitimler verildi. Proje kapsamında, öğrencilere sıfır atık ilkeleri, gıdaların doğru saklanma yöntemleri ve gıda israfını önlemek için kullanılabilecek yöntemler hakkında seminerler düzenlendi. Seminerde, katılımcılara gıda atıklarının küresel iklim değişikliğine olan etkileri anlatıldı ve sıfır atık mutfak kültürünün önemine dikkat çekildi. Uygulamalı atölye ile sıfır atık yemekler hazırlandı Seminerin ardından, Osmangazi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, sıfır atık mutfak prensipleriyle 10 farklı yemek hazırladılar. Bu yemeklerin yapımında, atık üretimi minimum seviyeye indirilmeye özen gösterildi. Hazırlanan yemekler arasında kabak çorbası, kereviz yemeği, soğan dolması, patates püresi, çıtır patates kabak mücveri, baharatlı elmalı içecek, kimçi turşu, bayat ekmekten yapılan yemekler ve brownie tabanlı kremalı tatlı yer aldı. Atölye sonunda, yalnızca yumurta kabukları atık olarak çıktı; diğer tüm malzemeler bir şekilde kullanıldı. Bu, sıfır atık mutfak yaklaşımının somut bir örneği olarak dikkat çekti. Yemeklerin sonunda, ne kadar organik atık tasarrufu sağlandığı hesaplandı ve bu sayede gıda israfının azaltılması adına somut bir örnek sunuldu. Başkan Kazım Kurt’tan destek Etkinliğe katılan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, öğrencilere destek vererek onların hazırladığı yemeklerin tadına baktı ve başarılı çalışmalarından ötürü teşekkür etti. Başkan Kurt, sıfır atık yaklaşımının önemine dikkat çekerek, genç aşçılara ve gastronomi öğrencilerine gelecekteki kariyerlerinde bu bilinçle hareket etmeleri gerektiğini belirtti. Başkan Kurt, aynı zamanda bu tür projelerin toplumda çevre bilincinin artmasına katkı sağladığını ifade etti ve öğrencilere başarılar diledi. Başkan Kurt, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü hocalarına da teşekkür etti. İklim değişikliğiyle mücadeleye katkı Gıda atıkları, iklim değişikliğini hızlandıran önemli bir faktördür. Bu projeyle, sıfır atık mutfak bilincinin genç aşçılara ve evlerinde yemek yapan bireylere kazandırılması hedeflenmiştir. Yapılan hesaplamalara göre, atık miktarının azaltılması, sera gazı salınımının engellenmesine katkı sağlıyor. Öğrenciler, bu sayede yalnızca mutfaklarında değil, gelecekte çalışacakları restoranlarda da sürdürülebilir yemek hazırlama yöntemlerini öğrenmiş oldular. Geleceğe yatırım: sıfır atık mutfağı yaygınlaştırmak Atıksız Mutfak Projesi, sadece öğrenciler için değil, tüm toplum için farkındalık oluşturma amacını taşıyor. Genç aşçılar ve evde yemek yapan bireyler, sıfır atık yemek yapma konusunda bilinçlendirildi. Proje, hem çevresel etkilerin azaltılması hem de ekonomik tasarruf sağlanması açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tür projelerin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor ve gıda atıklarının azaltılması için daha fazla benzer girişimlerin desteklenmesini öneriyor. Sıfır atık ve sürdürülebilir gelecek Gelecekte, bu tür projelerin daha da genişletilmesiyle, gastronomi sektöründe ve evlerde sıfır atık mutfak kültürünün daha yaygın hale gelmesi bekleniyor. Bu sayede, sadece gıda israfı azaltılmakla kalmayacak, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atılmış olacak. Eskişehir Odunpazarı Belediyesi ve Osmangazi Üniversitesi, bu tür projelerle gençleri ve toplum üyelerini çevre bilincine sahip, sürdürülebilir yaşam tarzlarına yönlendirmeyi sürdürecek.
Antalya Türk girişimci, Asya-Pasifik Bölgesi’nde en başarılı kadın girişimci seçildi Türkiye’nin ilk ve tek yerli patentli propolis üreticisi BEE’O ve BEE&YOU markalarının kurucusu ve CEO’su Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, uluslararası arenada yaptığı çalışmalarla Asya-Pasifik Bölgesi’nin en başarılı kadın girişimcisi seçildi. Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, Asya ve Pasifik Odalar, Borsalar, Endüstri ve Üreticiler Birliği tarafından düzenlenen prestijli bir organizasyonda ödüle layık görüldü. 12 Kasım 2024 tarihinde Singapur’da gerçekleşen ödül törenine, BEE’O ve BEE&YOU Kurucu Ortağı ve COO’su Taylan Samancı ile katıldı. Uluslararası düzeyde düzenlenen gecede, Samancı başarılarına bir yenisini daha ekledi. Ödül töreninde yaptığı konuşmada Anadolu propolisini bir dünya markası yapma yolunda ilerlediklerini kaydeden Dr. Aslı Elif Tanuğur Samancı, şunları dile getirdi: “Asya-Pasifik Bölgesi’nin En Başarılı Kadın Girişimcisi ödülüne layık görülmekten büyük gurur duyuyorum. Bu ödül, yıllardır verdiğimiz emeklerin bir karşılığı ve Anadolu propolisini dünya çapında tanıtma hedefimiz doğrultusunda daha büyük başarılara ulaşacağımızın bir göstergesi. Ayrıca, kadınların iş dünyasında daha güçlü yer alması gerektiğine inanıyorum. Kadın girişimcilerin artmasını ve kadınların kendi ayakları üzerinde durmalarını temenni ediyorum. Gerekli bilgiye sahip ancak cesaret bulamayan kadınlara tavsiyem; kendinize inanın, hayal edin, çok çalışın ve risk almaktan çekinmeyin. Arıcılığı ve kadın girişimciliğini hem ülkemizde hem de dünyada desteklemeye devam edeceğim. Çünkü ‘Arı varsa, hayat var’.”