ÇEVRE - 05 Temmuz 2024 Cuma 12:22

Yanan orman alanına 380 bin fidan dikilecek

A
A
A
Yanan orman alanına 380 bin fidan dikilecek

Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde ormanlık alanda çıkan yangında zarar gören alanların yeniden ormanlaştırılması için çalışmalara başladı. Ormana 380 bin kızılçam fidan dikimi ve 880 kilogram kızılçam tohumu takviyesi yapılacak.


Bursa Orman Bölge Müdürlüğü, Büyükorhan ilçesi Veletler Mahallesinde 20 Haziran 2024 tarihinde meydana gelen yangından zarar gören alanların yeniden ormanlaştırılması için çalışmalara başladı. Yapılan ölçümler sonucunda 318 hektar kızılçam ormanının, 133 hektar ziraat alanının zarar gördüğü tespit edildi. Bursa Orman Bölge Müdür Yardımcısı Tuncay Can başkanlığında oluşturulan teknik heyet tarafından yapılan teknik inceleme ve değerlendirme sonucunda, sahanın yeniden ormanlaştırılması için uygun ağaçlandırma ve silvikültürel yöntemler belirlendi. Orhaneli İşletme Müdürlüğü sınırlarında kalan yangın sahasında işletme şefi gözetiminde zarar gören ağaçların damgasına başlandı. Ağaçların sahadan uzaklaştırılması ve yapılacak toprak işlemesinin ardından yeniden ormanlaştırmak için 380 bin kızılçam fidan dikimi ile 880 kilogram kızılçam tohumu takviyesi yapılacak.



Yanan orman alanına 380 bin fidan dikilecek

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 çocuk annesi çalıştığı üniversiteden mezun oldu KOCAELİ (İHA) – Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nde (KOSTÜ) hem çalışan hem de Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi olan 2 çocuk annesi Ülkü Yavuz (34), bölümünden mezun olmanın mutluluğunu yaşadı. Yavuz, "Arkadaşlarım benden yaşça küçüktü. Onlarla beraber güldük, eğlendik ama eve gittiğimde bazen başımı yastığa koyduğumda ağladığım zamanlar da çok oldu. Zorlu süreçlerden geçtim ama çok şükür ki bugün buradayım ve mezun oldum" dedi. Üniversite okuyamayan 2 çocuk annesi Ülkü Yavuz, 34 yaşında hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor. KOSTÜ Rektörlük Binası’nda hizmet alanında 4 yıldır çalışan Ülkü Yavuz, önce liseyi açıktan bitirdi ardından üniversite sınavlarına girerek çalıştığı üniversitenin Çocuk Gelişimi Bölümü’nden mezun oldu. Bir taraftan çocuklarına bakan, diğer taraftan ise eğitim ve iş hayatını bir arada götürmeye çalışan Ülkü Yavuz, mezun olmanın heyecanını yaşadı. "Çok mutluyum" KOSTÜ Başiskele Kampüsü’nde gerçekleşen mezuniyet törenine 6 yaşındaki kızı ile gelen anne Yavuz, giydiği cübbesiyle diplomasını aldı. Sürecin iki çocukla beraber zor olduğunu anlatan Ülkü Yavuz, "Annemin sağ olsun bana çok desteği oldu. Çocuklarıma baktı. Her türlü destekçi ailem oldu. Hepsine teşekkür ediyorum. Zorluydu ama güzeldi. Ben 34 yaşındayım. Arkadaşlarım benden yaşça küçüktü. Onlarla beraber güldük, eğlendik ama eve gittiğimde bazen başımı yastığa koyduğumda ağladığım zamanlar da çok oldu. Zorlu süreçlerden geçtim ama çok şükür ki bugün buradayım ve mezun oldum. Heyecanımı anlatamıyorum. Çok mutluyum" dedi. "Çocuklarla çok zor oldu" Yavuz, okuyamayan kadınların hayallerinin peşinden gitmelerini tavsiye ederek, "Birinci sınıfta derslerde çok yoğunluğumuz vardı ama ikinci sınıfta online olduğu için derslerimiz azaldı. İkinci sınıfta azaldığı için çok zorlanmadım, birinci sınıfta daha çok zorlandım. Çocuklarla çok zor oldu. Derslerime iş yerinde çalıştım. Sınavlarıma burada çalıştım. Evde çalıştım. Sınırlı şartlarda çalıştım. Kızım daha küçüktü o zaman. Anlamıyordu. ’Anne ben de yazmak istiyorum, ben de yapmak istiyorum’ diyordu. Bazı grup ödevlerimize kızımı da kattım. Yasemin Hocam da bilir. Hatta fotoğraflarımız var. Süreçler güzeldi. Bana çok faydası oldu, katkısı oldu. Hiçbir şey için geç değil. Benim hayalimdi. Bütün kadınlara, okumak isteyip okuyamayanlara tavsiyem budur. Bırakmasınlar, devam etsinler" şeklinde konuştu. "Azimli olmasaydı sabah çalışıp akşam derslerde aktif bir şekilde devam edemezdi" Çocuk Gelişimi Bölümü Program Başkanı Yasemin Küçük ise Ülkü Yavuz’un çok azimli bir öğrenci olduğunu söyleyerek, "Azimli olmasaydı sabah çalışıp akşam derslerde aktif bir şekilde devam edemezdi. Ülkü’nün hikayesi gerçekten birçok Türk kadınına örnek olması gerekiyor" diye konuştu.
Adıyaman Mühendislik harikası eski Kahta Kalesi Sarp kayalıklar üzerine kurulan ve fetih edilmesi neredeyse imkansız olan mühendislik harikası Eski Kahta Kalesi’nin (Yeni Kale) doğu kısmındaki su tüneli görenleri kendine hayran bırakıyor. Yaklaşık 2 bin yıllık olan Eski Kahta Kalesi, Hitit Döneminden günümüze kadar 5 medeniyete ev sahipliği yaptı. Bu güne kadar savaşarak hiç fetih edilemeyen kale saray, savunma ve çarşı (Pazar) bölümlerinden oluşuyor. Memlükler Dönemi’nden kalma yapının yer aldığı kale Osmanlı Dönemi’nde de aktif olarak kullanıldı. Sarp kayalıklar üzerine kurulan kalenin doğusunda bulunan Nifaus Çayı’ndan (Kahta Çayı) su ihtiyacını gidermek için 198 adet geniş basamaklı, 200 metre uzunluğunda, doksan derecelik açıyla yapılmış su tüneli bulunuyor. Düşman saldırısında kalenin girişini kapatıp aylarca, dışarıyla bağını kesebiliyor. Bir kısmı kalenin iç kısmında bir kısmı kayalıklar üzerine inşa edilen mühendislik harikası bu su tünelinden hem su ihtiyacı sağlıyor, hem de haberleşme için kullanılıyor. Eski Kahta Kalesinin erken dönemlerden itibaren farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir kale olduğunu vurgulayan Adıyaman Müze Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik, “Son halinde mevcut gördüğümüz halini de Memlükler Döneminde almış. Tabi bu kalenin fetih edilemez gibi bir özelliği var. Çünkü kurulduğu alan itibariyle sarp kayalıklar üzerine kurulmuş, kuşatılması durumunda kendini uzun süre muhafaza edebilecek şekilde dizayn edilmiş. Burada içerde kuru gıda olduktan sonra kesinlikle yani oranın alınma durumu söz konusu değil. Su ihtiyacı ise arkaya kurdukları ve Nifaus Çayı dediğimiz yani Perili Çay dediğimiz alana inen bir tünel mevcut. Herhangi bir fetih durumunda içerde kuru gıda olduğunda su ihtiyaçlarını da bu gizli tünelden aşağı inip çaydan alıyorlardı. Tünel yaklaşık 198 basamaktan oluşuyor. 200 metre gibi bir derinliğe sahip ve tamamen doksan derecelik bir açıya inşa edilmiş durumda. Kendini tamamen savunma amaçlı inşa edilmiş bu. Aynı zamanda sadece su taşıma amaçlı değil, o dönem için Ortaçağ’dan itibaren özellikle haberleşme güvercinlerinin eğitildiği ve muhafaza edildiği yer olarak da kullanılmış” diye konuştu.