ÇEVRE - 08 Temmuz 2024 Pazartesi 10:42

Şehir magandaları iş başında: Sahildeki tuvaletlere zarar verildi

A
A
A
Şehir magandaları iş başında: Sahildeki tuvaletlere zarar verildi

Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından Atakum sahiline konulan tuvaletler, kimliği belirsiz kişiler tarafından tahrip edildi.


Vatandaşların tuvalet ve duş ihtiyacını karşılamak için Atakum sahili incesu mevkisine Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından 10 adet portatif tuvalet konuldu. Tuvaletlerden birine kimliği belirsiz kişi veya kişilerce zarar verildi. Sahilde yürüyüş yapan vatandaşlar tarafından tuvaletteki zarar cep telefonu ile görüntülendi.


Samsun Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Ali Tulumen, "Plajlar halkındır, söyleminin en iyi uygulama alanı olan kentimizde halkın kullanımına ücretsiz olarak sunulan WC ve duş ünitelerine verilen bu zarar kabul edilebilir değildir. Bunu yapanlar hakkında takipçisi olacağımızı ve adli idari anlamda gerekli işlemleri başlatacağımızı bildirmek isteriz" dedi.



Şehir magandaları iş başında: Sahildeki tuvaletlere zarar verildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ARAS EDAŞ muhtarları ağırladı Kent sorunları ve çözüm önerilerini ele almak, genel durum değerlendirmesi yapmak amacıyla Vali Mustafa Çiftçi başkanlığında merkez muhtarlar ile bir araya gelinerek toplantı düzenlendi. Aras EDAŞ ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıya Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi, Aras EDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş, Şirket yöneticileri ve merkez muhtarları katıldı. Mahalle muhtarları ile bir araya gelinen toplantıda, mahallelerin genel değerlendirilmesi ile ilgili konular hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Vali Mustafa Çiftçi muhtarların vatandaş ile devlet arasında bir köprü oluşturduğunu, mahallelerin sorunlarını en iyi şekilde bildiklerini ve bu nedenle onların görüş ve önerilerinin kendileri için büyük önem taşıdığını vurguladı. Düzenli olarak muhtarlar ile bir araya geldiklerine değinen Aras EDAŞ Genel Müdürü Fikret Akbaş, bu toplantılarda bölgede yapılan hizmetlerin değerlendirildiğine dikkat çekerek: "Muhtarlarımız, vatandaştan gelen taleplerin bizlere ulaşmasındaki en önemli rolü üstlenen yerel yöneticilerimizdir. Aras EDAŞ olarak muhtarlarımızla sık sık toplantılar düzenliyor, talep ve önerilerini tek tek dinliyoruz." dedi. "Muhtarlarımıza Özel VIP Hattı" Muhtarlar için özel bir hat oluşturduklarını dile getiren Akbaş: " Oluşturduğumuz VIP hattımızla herhangi bir talebi anında çözüme kavuşturuyoruz. Burada muhtarlarımızın numaraları sisteme kayıtlı. Aradıklarında hemen oluşturmuş olduğumuz bu VIP hat sayesinde iletişimimizi daha hızlı bir şekilde sürdürme imkanı elde ediyoruz. Zaten muhtarlarımız ile sürekli diyalog halindeyiz. Büyük bir özveriyle her türlü çalışmaya destek olan muhtarlarımıza bu vesileyle de tekrar teşekkür ediyorum." dedi. Akbaş" Ayrıca sorumluluk alanımızdaki başka kurumların altyapı çalışmaları esnasında enerji hatları açığa çıkabiliyor. Can ve mal güvenliği tehdit edebilecek bu gibi durumlara müdahale edebilmemiz için anında bilgilendirilmemiz gerekiyor. İşte muhtarlarımız ile kurduğumuz bu hat sayesinde yalnızca enerji sorunları değil bu gibi sorunlara da anında müdahale etme imkanımız oluyor." dedi. Gerçekleşen toplantıda mahalle muhtarları söz alarak sorun, talep ve önerilerini dile getirdi. Çözüm odaklı gerçekleşen toplantıda; altyapı çalışmalarından enerji arzına kadar birçok konuda muhtarların istekleri, önerileri dinlenildi.
İzmir Deniz tutkusuyla gelen başarı Yaşar Üniversitesi Sanatta Yeterlik Doktora öğrencisi Nermin Sena Özger, denizlerde sürdürülebilirlikle ilgili pek çok projeye imza attı. Son olarak Özger’in de arasında yer aldığı Antalya Sualtı Sporları Kulübü, Kaş’ta düzenlenen TSSF Altın Palet Sualtı Görüntülüme Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye ikincisi oldu. 8 kişilik dalış ekibi çektikleri su altı fotoğraflarıyla fark oluşturdu. Deniz tutkunu akademisyen Nermin Sena Özger’in de yer aldığı Antalya Sualtı Sporları Kulübü, TSSF Altın Palet Sualtı Görüntülüme Türkiye Şampiyonası’nda Türkiye ikinciliği ödülünü kazandı. Kaş’ta düzenlenen törende 8 kişilik dalış ekibi, Geniş Açı, Modelli Geniş Açı, Makro, Tema (Tünikat deniz canlıları), Balık kategorilerinde çektikleri fotoğraflarla yarıştı. Nermin Sena Özger, Celil Çağlar, Öncel Yeleğen, Özgür Çavuş, Turusen Yüzbaş, Seyhan Tavukçular, Can Türktan, Çağatay Arıcan’dan oluşan ekipten 4 sporcu ilk 10’da yer alırken, Antalya Sualtı Sporları Kulübü takım puanı ile Türkiye ikincisi oldu. Denize aşık akademisyen Foça’da doğup büyüyen Nermin Sena Özger’in Yaşar Üniversitesi bünyesinde gerçekleştirdiği, denizdeki canlılara yaşam alanı oluşturmayı amaçlayan atık midye kabuklarından yapay resif üretimi projesinin yanı sıra pek çok projede yer alıyor. Aynı zamanda dalış eğitmeni olan Özger, hobisiyle akademik çalışmalarını birleştirerek başarılara imza atıyor. Özger, denize olan tutkusuyla yaptığı projeler sayesinde bu yaz Yunanistan’ın Sisam Adası’ndaki Archipelagos Marine Conservation Institue’de araştırma görevlisi olarak staj yaptı. Burada deniz yaşamı ekolojisi ve tarama, deniz memelileri ekiplerini gözlemleyen Özger, farklı disiplinlerden gelen üniversite öğrencileri ile yapay resif tasarımı çalıştayı düzenledi. Deniz yaşamındaki kadınlar için proje Özellikle kadınları odağına alan projeler üretmeye önem veren Özger, kadınlara denizi sevdirmek için 4 senedir “Kız Kıza Dalıyoruz” ve “Kadın ve Deniz Çemberi” etkinliklerini yürütüyor. Nermin Sena Özger, hedef kitlesine denizden çekinen ve denizle barışmak isteyen kadınları alan yeni projesi “Women For Marine Life” ile ise denizdeki yaşamı korumak için farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Geçtiğimiz eylül ayında ise bu projeyle, deniz ağırlıklı etkinlikler ile korkularını yenen kadınlar, deniz ekolojisi hakkında bilgilenecek ve eğitimlerin sonunda deniz yaşamını korumak için uzmanlık belgesi alacak. Aynı proje sayesinde İspanya’nın Trasmulas köyünde ise “AdventureHer” adlı kadınların outdoor sporlar eğitimi aracılığıyla güçlendirilmesi ile ilgili bir programa dalış topluluğu AquaX’i temsilen katıldı. Yaşar Üniversitesi doktora öğrencisi Özger, “Hepsinde amacım kadınların denize ilgisini artırmaktı. Böylece deniz yaşamını gösterip sevdirmeyi amaçladım. Şimdi işin içine bir de uzmanlık eğitimini ekledim. Böylece kadınlar artık sertifikalı deniz savunucuları olabilecek” dedi.
Erzurum Devlet korumasındaki çocuklar “Filistin’deki Çocuklar İçin Çiz” etkinliğine katıldı Erzurum Aile ve Sosyal Hizmetler (ASH) İl Müdürlüğünden hizmet alan devlet korumasındaki çocuklar Gazze’deki hayalleri yok edilen çocukların sesini duyurmak için "Filistinli Çocuklar İçin Çiz" etkinliğine katıldı. Yakutiye Kent Meydanında düzenlenen etkinliğe Erzurum ASH İl Müdürlüğüne bağlı kuruluşlarda koruma ve bakım altında kalan 80 çocuk katıldı. 81 ilde eş zamanlı olarak Yetimler Vakfı tarafından düzenlenen etkinlikte, yere serilen metrelerce uzunluğundaki rulo kağıtlara çocuklar ve Katılımcılar başta Gazze’deki çocuklar olmak üzere tüm Gazze halkına destek veren, İsrail’i protesto içeren resimler çizdi. Korunma altındaki çocuklar Gazze’deki çocuklar için hissettiklerini metrelerce uzunluktaki resimlere yansıttılar. ASH İl Müdürü Hasan Aykut, din, dil, ırk, fark etmeksizin çocuklar İçin daha adil bir dünya için böylesine anlamlı bir etkinliğe korunma altındaki çocuklarla birlikte katıldıklarını ifade etti. Devlet korumasındaki çocukların Gazze’de yaşanan soykırıma ilişkin hassas ve duyarlı olduğunu belirten Aykut, “Savaş bir insanlık suçudur. Çocukların yeri savaş alanları değil oyun parklarıdır. Onların mermilerin altında değil, sağlıklı, huzurlu ortamlarda bulunması gerekir. Bizde bu anlamlı etkinliğe katılarak çocuklarımızın bu alandaki farkındalıklarının artmasına katkı sağlamaya çalıştık. Çok farklı çizimler ortaya çıktı sanatla çocukların dünyasını ortaya çıkararak, çocuklarımız “savaşa ve zulme hayır” mesajı verdi” dedi.
İstanbul Çocuklar 14 yaşına gelene kadar yüzde 70 oranında sporu bırakıyor World Health Organization sağlık istatistiklerine göre Türkiye’de 6-9 yaşındaki çocukların yüzde 24,8’i obezken, İstanbul’da spor okullarındaki çocukların yüzde 40’ı ise aşırı kilolu-obez kategorisinde yer alıyor. Ayrıca çocuklar, 14 yaşına gelene kadar yüzde 70 oranında sporu bırakıyor. Doç. Dr. Mehmet Soyal, çocukların sporu bırakmasında en büyük nedenin aile baskısı olduğunu söylerken Diyetisyen Hande Nur Onur Öztürk ise okul kantinlerindeki fiyat politikasıyla çocukların sağlıklı beslenmeye yönlendirilebileceğini belirtti. Yayınlanan istatistiklere göre; 880 milyonu yetişkin, 159’u çocuk olmak üzere dünyada 1 milyondan fazla kişi obez. 2022’de her 8 kişiden biri obezken; yetişkin obezite ikiye, ergen obezite dörde katlanmış durumda. 5 yaş altı 37 milyon çocuk fazla kilolu, 5-19 yaşında 390 milyon çocuk ve ergen fazla kilolu, 160 milyonu ise obez. Obezite, diyabet ve hareketsizlikte Türkiye, Avrupa’da birinci sırada yerini almıştı. İstanbul Gelişim Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Antrenörlük Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Soyal ile Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hande Nur Onur Öztürk ise obeziteyle mücadele için dikkat edilmesi gereken püf noktaları anlattı. “Hareketsizlikten uzak durmaları için 3 yaşından itibaren temel hareket eğitimi verin” Doç. Dr. Mehmet Soyal, “TÜİK verilerine göre Türkiye’de erkek çocukları bir günde 38 dakika egzersiz yaptığı görülürken kız çocuklarının 12 dakika yaptığı görülüyor. 18 yaşından sonra ise bu rakam erkeklerde 12 dakikaya, kızlarda 5 dakikaya düşüyor. Bunu değerlendirdiğimizde ise ülkemizde spor kültürünün, bilincinin çok fazla oturmadığını görüyoruz. Özellikle 3 yaşından itibaren çocuklara temel hareket eğitimi verilmeli. Ardından profesyonel olarak hangi branşa yatkınsa ona yönlendirebilirsiniz. Son dönemlerde çocukları spora yönlendirme bilinci arttı” dedi. “Çocukların sporu bırakmalarında birinci neden aile baskısı” Çocukların 14 yaşına gelene kadar yüzde 70 oranında sporu bırakması ile ilgili yorum yapan Doç. Dr. Mehmet Soyal şunları söyledi: “Bunun birinci nedeni arasında aile baskısı geliyor. Yanlış antrenman yüklemesi ve bununla akademik başarının daha önemli olduğu kanısının aktarılması da önemli bir etken. Ne yazık ki çocukların oyun ve öğrenme döneminde ailelerin onlardan sportif başarı beklentisi de oluyor. Bu da çocuklarda mental bir baskıya ve sakatlığa sebep oluyor. O da doğal olarak spordan ya da hareket sürecinden soğumasına sebep olabiliyor.” “Egzersiz yaptırdığımızda çocuklar akademik başarıdan uzaklaşmıyor” “Geleceğimiz için gençlerimize yatırım yapmamız gerekiyor” diyen Mehmet Soyal, “Bu yatırımın da başlangıcı egzersiz ve sporla çocuklarımızı hayat boyu spor mantığında hareket etmesidir. Biz antrenman, egzersiz yaptırdığımızda çocuklar akademik başarıdan uzaklaşmıyor. Aksine; sosyolojik, fizyolojik, postürel bozukluklarından arındığı gibi akademik başarıda da kendisini çok daha fazla ifade edebiliyor. Pratik düşünme yeteneği kazanabiliyor. Bu konuda da zaten egzersiz ve sporun çok büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz” dedi. “İstanbul’da bu kadar kilolu insanın olmasının nedenlerinden biri de trafik” Beslenme önerilerinde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Hande Nur Onur Öztürk ise İstanbul’da bu kadar kilolu insanın olmasının nedenlerinden biri de aslında çok fazla yollarda vakit geçiriyor olmamız. Ne kadar beslenmemizi düzeltirsek düzeltelim bize ayrılan vakit bir şekilde trafikte gidiyor. Bu da bizim sürekli oturmamıza, aynı pozisyonda kalmamıza neden oluyor. Çocukların da okula arabayla, servisle gidip geldiğini düşündüğümüzde kaçınılmaz son oluyor. Bu yüzden çocuklarınızın hareket etmesi çok önemli. İkinci önemli şey ise beslenme” şeklinde konuştu. “Okulda fiyat politikaları sağlıklı beslenme açısından önemli” “Okulda zaten yemek veriliyorsa bakanlığın uyguladığı talimatlara göre veriliyor” diyen Dr. Öğr. Üyesi Hande Nur Onur Öztürk, “Özellikle çocukların erişimine daha çok uygun olacak şekilde meyve ve sebze tüketiminin artırılmasına yönelik okul kantinlerindeki fiyatların düşürülmesi aslında oldukça önemli. Özellikle süt, meyve sebzelerin çocuklara sağlanması konusunda fiyat politikasında bir değişikliğe gitmek oldukça önemli. Geleneksel pişirdiğimiz tencere yemekleri en sağlıklı olanıdır. Dört yapraklı yonca dediğimiz beslenme modelimiz var. Bu grubun içinde aslında her bir bireyin bir gün içinde tüketmesi gereken besin sınıflandırılmış; süt grubu, et grubu, tam tahıl grubu meyve ve sebze grubu” şeklinde konuştu.
Gümüşhane Gümüşhane’de ‘Filistinli Çocuklar İçin Çiz’ etkinliği düzenlendi Gümüşhane’de çocuklar ve yetişkinler İsrail’in Filistin’e karşı yaptığı katliamlara tepki göstermek ve farkındalık oluşturmak için resim çizdi. Filistinli Çocuklar İçin Çiz etkinliği Gümüşhane 15 Temmuz Zafer Meydanı’nda gerçekleştirildi. MHP Gümüşhane Milletvekili Musa Küçük ve Gümüşhane Belediye Başkanı Vedat Soner Başer ve Yetim Vakfı Gümüşhane Temsilci vekili Hilal Sancar’ın da katıldığı etkinliğe 7’den 70’e herkes destek verdi. Birçok etkinliğin yer aldığı programda en dikkat çeken taraf ise resim çizme etkinliği oldu. Küçük büyük her yaştan kişinin katıldığı resim etkinliğinde vatandaşlar Filistin’de yaşanan zulmü kâğıda aktararak, farkındalık oluşturmaya çalıştı. “İsrail çocuklara karşı soykırım yapıyor” Filistin’de katliamın günden güne artarak devam ettiğini söyleyen ve grup adına basın açıklamasını okuyan Sadullah Baydaroğlu da,” Bugün itibariyle, Gazze’ye karşı başlatılan soykırımın birinci yılı doldu. Sonuçta bölgenin tamamı yerle bir edilmiş durumda ve bölge halkının en az yüzde 2’si artık hayatta değil. Psikolojik desteğe ihtiyaç duymayan çocuk neredeyse yok. Çocuk Hakları Sözleşmesi’yle çocuklara vaat edilen hakların tamamı, işgalcilerin postalları altında ezilmekte. Hatta henüz anne karnındaki çocuklara karşı bile soykırım uygulamaları yapılmakta. Her çocuk fiziksel ve duygusal sömürüden azat olmalıdır. Yaşına göre eğitim alabilmeli, sağlık olanaklarından ve sosyal imkânlardan faydalanabilmeli, kimliğini ve vatandaşlık haklarını alabilmelidir. Anne babasıyla ve yakınlarıyla yaşayabilmeli, her türlü tehlikeye karşı güven içinde olmalı, akranlarıyla koşup oynayabilmeli, özgüven duyabilmeli ve ailesinin maddî manevî bütün imkânlarından istifade edebilmelidir. Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre bütün bunlar, bir çocuğun en doğal hakkıdır. Ne var ki Filistinli çocuklar bu tabi haklarından tamamen mahrum durumdalar ve onlar adına temenni ettiğimiz güzel hayattan nasiplenemiyorlar” dedi.