Yayınlanan istatistiklere göre; 880 milyonu yetişkin, 159’u çocuk olmak üzere dünyada 1 milyondan fazla kişi obez. 2022’de her 8 kişiden biri obezken; yetişkin obezite ikiye, ergen obezite dörde katlanmış durumda. 5 yaş altı 37 milyon çocuk fazla kilolu, 5-19 yaşında 390 milyon çocuk ve ergen fazla kilolu, 160 milyonu ise obez. Obezite, diyabet ve hareketsizlikte Türkiye, Avrupa’da birinci sırada yerini almıştı. İstanbul Gelişim Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi, Antrenörlük Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Soyal ile Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Hande Nur Onur Öztürk ise obeziteyle mücadele için dikkat edilmesi gereken püf noktaları anlattı.
“Hareketsizlikten uzak durmaları için 3 yaşından itibaren temel hareket eğitimi verin”
Doç. Dr. Mehmet Soyal, “TÜİK verilerine göre Türkiye’de erkek çocukları bir günde 38 dakika egzersiz yaptığı görülürken kız çocuklarının 12 dakika yaptığı görülüyor. 18 yaşından sonra ise bu rakam erkeklerde 12 dakikaya, kızlarda 5 dakikaya düşüyor. Bunu değerlendirdiğimizde ise ülkemizde spor kültürünün, bilincinin çok fazla oturmadığını görüyoruz. Özellikle 3 yaşından itibaren çocuklara temel hareket eğitimi verilmeli. Ardından profesyonel olarak hangi branşa yatkınsa ona yönlendirebilirsiniz. Son dönemlerde çocukları spora yönlendirme bilinci arttı” dedi.
“Çocukların sporu bırakmalarında birinci neden aile baskısı”
Çocukların 14 yaşına gelene kadar yüzde 70 oranında sporu bırakması ile ilgili yorum yapan Doç. Dr. Mehmet Soyal şunları söyledi:
“Bunun birinci nedeni arasında aile baskısı geliyor. Yanlış antrenman yüklemesi ve bununla akademik başarının daha önemli olduğu kanısının aktarılması da önemli bir etken. Ne yazık ki çocukların oyun ve öğrenme döneminde ailelerin onlardan sportif başarı beklentisi de oluyor. Bu da çocuklarda mental bir baskıya ve sakatlığa sebep oluyor. O da doğal olarak spordan ya da hareket sürecinden soğumasına sebep olabiliyor.”
“Egzersiz yaptırdığımızda çocuklar akademik başarıdan uzaklaşmıyor”
“Geleceğimiz için gençlerimize yatırım yapmamız gerekiyor” diyen Mehmet Soyal, “Bu yatırımın da başlangıcı egzersiz ve sporla çocuklarımızı hayat boyu spor mantığında hareket etmesidir. Biz antrenman, egzersiz yaptırdığımızda çocuklar akademik başarıdan uzaklaşmıyor. Aksine; sosyolojik, fizyolojik, postürel bozukluklarından arındığı gibi akademik başarıda da kendisini çok daha fazla ifade edebiliyor. Pratik düşünme yeteneği kazanabiliyor. Bu konuda da zaten egzersiz ve sporun çok büyük bir öneme sahip olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“İstanbul’da bu kadar kilolu insanın olmasının nedenlerinden biri de trafik”
Beslenme önerilerinde bulunan Dr. Öğr. Üyesi Hande Nur Onur Öztürk ise İstanbul’da bu kadar kilolu insanın olmasının nedenlerinden biri de aslında çok fazla yollarda vakit geçiriyor olmamız. Ne kadar beslenmemizi düzeltirsek düzeltelim bize ayrılan vakit bir şekilde trafikte gidiyor. Bu da bizim sürekli oturmamıza, aynı pozisyonda kalmamıza neden oluyor. Çocukların da okula arabayla, servisle gidip geldiğini düşündüğümüzde kaçınılmaz son oluyor. Bu yüzden çocuklarınızın hareket etmesi çok önemli. İkinci önemli şey ise beslenme” şeklinde konuştu.
“Okulda fiyat politikaları sağlıklı beslenme açısından önemli”
“Okulda zaten yemek veriliyorsa bakanlığın uyguladığı talimatlara göre veriliyor” diyen Dr. Öğr. Üyesi Hande Nur Onur Öztürk, “Özellikle çocukların erişimine daha çok uygun olacak şekilde meyve ve sebze tüketiminin artırılmasına yönelik okul kantinlerindeki fiyatların düşürülmesi aslında oldukça önemli. Özellikle süt, meyve sebzelerin çocuklara sağlanması konusunda fiyat politikasında bir değişikliğe gitmek oldukça önemli. Geleneksel pişirdiğimiz tencere yemekleri en sağlıklı olanıdır. Dört yapraklı yonca dediğimiz beslenme modelimiz var. Bu grubun içinde aslında her bir bireyin bir gün içinde tüketmesi gereken besin sınıflandırılmış; süt grubu, et grubu, tam tahıl grubu meyve ve sebze grubu” şeklinde konuştu.