KÜLTÜR SANAT - 01 Temmuz 2024 Pazartesi 13:42

Mudanya’da Kabotaj Bayramı coşkusu

A
A
A
Mudanya’da Kabotaj Bayramı coşkusu

Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi karasularında hakimiyet ve istiklalini bütün dünyaya ilan ettiği Kabotaj Kanunu’nun 98’inci yıl dönümü, Mudanya’da coşkuyla kutlandı. Kutlamalar yarışmalarla renklenirken, heyecanlı dakikaların yaşandığı yağlı direk yarışmasında bayrağı Abdullah Kurtaran aldı.


1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 98’inci yıldönümü, Mudanya’da coşkuyla kutlandı. İskele Meydanı Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan bayram kutlamalarına Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç’ın yanı sıra, ilçe protokolü, muhtarlar, belediye meclis üyeleri ile Mudanyalılar katıldı. Mudanya sahilinde devam eden kutlamalarda yarışmalar öncesinde protokol üyeleri, deniz şehitleri için denize çelenk bıraktı.


Düzenlenen yarışmalar ise büyük heyecana sahne oldu. 200 metrelik yüzme yarışında Mustafa Kesici birinci olurken, Fırat Başarır ikinci, Çağla Özeren ise üçüncülüğü elde etti. Bayram kutlarının geleneksel ve merakla beklenen yarışması, yağlı direkten bayrak kapma yarışması ise büyük heyecana sahne oldu. Bayrağı iki kez tutmasına rağmen direkten söküp alamayan Abdullah Kurtaran, üçüncü denemesinde bayrağı alan isim oldu. Kutlamalar kapsamında saat 14.00’de BUDO İskelesi’nden vatandaşlar için ücretsiz tekne turu düzenlendi.



Mudanya’da Kabotaj Bayramı coşkusu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri "Sahte takipçili haberciliğe ’tokat’ şart" Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, sahte takipçili sosyal medya hesaplarının kendilerini çok büyük bir mecra gibi gösterdiğini söyleyerek, “Site kurulumunda bilgi verme zorunluluğu olmadığı için mantar gibi çoğalıyorlar” dedi. Hesapların takipçilerine bakıldığı zaman sahte olduğunun anlaşılabileceğini söyleyen Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, “Teknolojinin de gelişmesi ile birlikte geleneksel medya kadar sosyal medya da daha önemli hale geldi. Hatta sosyal medya kullanımı daha da arttı. Bunu bilenler de daha önceden geleneksel medyada da benzeri sorunlar oluyordu ama bunu manipüle etmeye çalıştılar. Bunu nasıl yapıyorlar? Bot hesaplar dediğimiz yani bir program vasıtası ile e-mail adresleri açılıyor ve bu adresler üzerinden de hesap oluşturarak bu sosyal medya hesabı da bunları takip ettiriliyor. Girildiği zaman 100-200 bin takipçi görülüyor ama gerçekte aslında böyle bir takipçi yok. Kullanıcılar da bunu şu şekilde anlayabilirler; ilk olarak takip edenlerin listesine baktıklarında genelde sıfır takip sıfır takipçi ve sıfır ya da 3-5 paylaşım görürler. Bu bot olduğunu anlamamızı sağlar. Aynı şekilde 100 bin takipçinin olduğu bir hesapta da etkileşimin daha yüksek olması beklenir. Bu oran yüzde 1 ile 5 arasında söyleniyor uzmanlar tarafından. Yani eğer 100 bin takipçiniz varsa burada en azından yaptığınız paylaşımların bin beğeni alması gerekir ama eğer bu 50-100 ise geri kalanın aslında bot takipçi olduğunu anlayabiliriz” dedi. Topuzoğlu, site kurarken herhangi bir yere haber verilme zorunluluğunun olmamasının mantar gibi çoğalmaya sebep olduğunu söyleyerek, “Burada da şöyle bir yol izleniyor. İlk başta bir haber sitesi kuruluyor ki haber sitesi kurmak gerçekten çok kolay. Bununla ilgili ücretli ve ücretsiz yazılımlar var. 1 gün gibi kısa bir sürede haber sitesini kurabilirsiniz. Ne yazık ki herhangi bir yere de haber sitesi kurdum diye haber vermek zorunda değilsiniz şu anda. Hatta çok fazla sayıda künyesi olmayan haber sitesi bulunmakta. Biz de yine birçok haber sitesinin altyapısını kurmakta hizmet veriyoruz ama özellikle burada bir künye, telefon ya da muhatap bulunmasının da önemli olduğunu söylüyoruz. Ancak ne yazık ki yasal bir zorunluluk olmaması sebebi ile künyesi dahi olmayan çok fazla haber sitesi var. Haber sitesi bu şekilde kurulduktan sonra bir sosyal medya hesabı açılıyor ve bu hesaplarda da bahsettiğimiz bot takipçilerle adetler arttırılıyor. Tabii ki kullanıcı dikkat etmediği için de çok büyük bir haber sitesi gibi ya da çok büyük bir sosyal medya hesabı gibi görüp buradaki haberlere güvenebiliyor. Ne yazık ki sınav zamanında ve seçim zamanında da yaşadık. Bu şekilde manipülasyonlarla yanlış olan bilgilerin aktarılmasına sebebiyet veriyor. Dezenformasyon Yasası çıkmış dahi olsa bu kişileri bulma, ulaşmak ya da cezalandırmak bir süreç aldığı için de her geçen gün ne yazık ki mantar gibi daha fazla sayıda bu tarz sosyal medya ve haber sitelerine rastlıyoruz” ifadelerini kullandı. Son dönemlerde de tıklanma almak için başlıkların dikkat çekici olarak atıldığını söyleyen Topuzoğlu, “Aslında internette teyit amaçlı siteler de var. Yani anahtar kelimeleri yazarsak çıkabilir. Yanlış haberleri yayınlayan ya da bunları paylaşan siteler de var. Araştırma yapmak önemli ya da bilinen, gerçekten de bir ofisi olan, bununla ilgili bir takım başvurularını yapmış, İletişim Başkanlığı ya da cemiyet gibi yerlere kayıtlarını yaptırmış resmi bir şekilde bu işi yapan sitelere güvenip oradan takip etmeleri gerekir. Bir de son dönemde ne yazık ki insanları kandırarak tıklama almaya çalışan sitelerin de sayıları çok arttı. Dikkat çekici bir başlık yapıyor ve bunun binlerce kişi tarafından tıklanmasını sağlıyor. Bunu da ne için yapıyor? Buradan da Google ve benzeri reklamlar alabilmek için yapıyor. Bizim bu sitelerden uzak durmamız gerekiyor. Eğer bir kurumla ilgili bilgi alacaksak direkt o kurumun sitesinden bilgi almayı da tercih etmemiz bir yöntem olarak da karşımıza çıkabilir” dedi.
Muş Muşlu annelerin evlat nöbeti devam ediyor Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Muş’ta çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, DEM Parti il binası önündeki oturma eylemini sürdürüyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istiyor. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. Baba Alaattin Koçhan, gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlundan hiç haber alamadığını ifade ederek, "Bursa’da DEM Parti’nin adamları oğlumu alıp Diyarbakır’a getirdi. Burada oğlumu üye yaptıktan sonra kaçırdılar. Oğlum kaçırıldıktan sonra çok aramadım ama bulamadım. Ben DEM Parti ve PKK’dan oğlumu istiyorum. DEM Parti milletvekillerinin çocukları Avrupa’da okuyor, benim oğlum dağda niye sürünsün. Ersin oğlum çık gel. Onlar en güzel hayatı yaşıyorlar, senin mağaralarda kamplarda ne işin olabilir. Sesimi duyuyorsan gel teslim ol" dedi. Acılı anne Şahinaz Özcan da, oğlundan 7 yıldır haber alamadığını söyleyerek, "Çocuğumu PKK’dan istiyorum. Atilla oğlum sesimi duyuyorsan gel devlete teslim ol. Bu Türk-Kürt davası değil. Bizde Kürt’üz niye çocuklarımızı götürdüler. Biz, çocuklarımızı istiyoruz. Bir çocuk dağda kalana kadar eylemimizi sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.