ASAYİŞ - 28 Eylül 2024 Cumartesi 15:18

Kırmızı ışıkta geçen tır otomobile çarptı

A
A
A
Kırmızı ışıkta geçen tır otomobile çarptı

Bursa’nın Karacabey ilçesinde kırmızı ışık ihlali yapan tır, otomobili biçti. Kazada 2 kişi yaralandı.


Edinilen bilgiye göre, Ali A. idaresindeki 16 BEC 637 plakalı çekici ve 16 BEH 206 plakalı yarı römork ile Balıkesir istikametinden Bursa yönüne seyir halindeyken, iddiaya göre kırmızı ışıkta geçerken, yolun sağında Bursa istikametine dönmek isteyen Hüseyin T. (44) yönetimindeki 16 EGM 96 plakalı otomobile çarptı. Çarpmanın şiddetiyle adeta hurdaya dönen araç yol kenarına savruldu. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kazada 16 EGM 96 plakalı otomobil sürücüsü Hüseyin T. ve yanında bulunan Tülay A. (47) yaralandı. Olay yerinde ilk müdahaleleri yapılan yaralılar Karacabey Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınırken, hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi.



Kırmızı ışıkta geçen tır otomobile çarptı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Randevu almayanları geri gönderiyor: Elazığ’da kırlangıç otu ile göz hastalıklarına umut Elazığ’da kırlangıç otu ile göz hastalıklarına yönelik alternatif bir tedavi yöntemi uygulayan Mehmet Sait Karadağ, üç yıl önce Avustralya’dan gelen bilgileriyle başlattığı bu tedavi, günde 200 hasta tarafından talep ediliyor. Karadağ, hizmetini tamamen gönüllü ve ücretsiz sunduğunu, amacının insanlara yardımcı olmak olduğunu vurguladı. Elazığ’da kırlangıç otu ile göz hastalıklarına yönelik alternatif bir tedavi yöntemi dikkat çekiyor. Evinin bahçesinde üç yıldır bu tedavi yöntemini uygulayan Mehmet Sait Karadağ, Avustralya’dan Doç. Dr. Maria Treben’den gelen bilgilerle geliştirdiği ve tedavi için gittiği Konya’da ‘Cengiz Amca’ adında bir kişinin kendisine uyguladığı yöntem ile tanıştı. Araştırmaları sonucunda kırlangıç otu ile uygulanan bu tedaviyi Elazığ’da da hayata geçirdi. Karadağ, göz kuruluğu, göz tansiyonu ve sarı nokta hastalığına iyi geldiği belirtilen kırlangıç otunu yalnızca Karadeniz Bölgesinden temin ettiklerini belirtti. Günde 200 hastanın geldiğini, randevu talep etmeyenleri geri gönderdiklerini aktaran Karadağ, yoğun talebin tedaviye olan ilgiyi gösterdiğini vurguladı. Tedavi alan hastalar ise kırlangıç otunun sağladığı faydalardan memnuniyetlerini dile getirirken, Karadağ da bu hizmeti tamamen gönüllü ve ücretsiz sunduklarını, amacının insanlara yardımcı olmak olduğunu ifade etti. ’’Günde 200 insan geliyor, randevu talep etmeyen hastaları geri gönderiyoruz’’ Evinin bahçesinde uyguladığı kırlangıç tedavisi ile ilgili bilgi veren Mehmet Sait Karadağ, ’’Bu tedaviyi 3 yıldır Elazığ’da yapıyorum. Konya Meram’da Cengiz Amca adından bir dededen gördüm. O da bu tedaviyi bize Avustralya’dan Doç. Dr. Maria Treben’den öğrenmiş. Hastaydım ve bende migren ve sinüzit ile yakını görme problemi vardı. Bunu bir türlü ilaçlarla tedavi edemedim. Ben dedeye gittim ve iyileştim. İyileştikten sonra bu kadar güzel, faydalı olan bir ilimden neden diğer kardeşlerim faydalanmasın diye Elazığ’da uygulamaya karar verdim. Burada bu otu bir tülü bulamadık. Tekrardan dedeye müracaat ettik. Bu otun sadece Karadeniz’de olduğunu öğrendik. Oraya gittik, araştırmalarımızı yaptık ve kırlangıç otunu bulup getirdik. İki afta kullanıyoruz, bittikten sonra tekrardan gidip getiriyoruz. Özellikle göz kuruluğu, göz tansiyonu ve sarı noktaya iyi geliyor. Göz kuruluğu olan bir çok hastamız kurtuldu. Anacak sarı noktayı bu ilaç tamamen kurtarmıyor, ilerlemesini durduruyor. Göz tansiyonu hastamız ilk kullandığında hiç yokmuş gibi ve ikinci seansta ise tamamen rahatlamış oldu. Bununla birlikte özellikle sinüzit ve baş ağrısı olanlarda çok ciddi manada faydası var. Özellikle kalp krizi geçirmiş, kalp ameliyatı olmuş ya da kalbine stent takılan insanlar doktor belgesi getirmeden bakmıyorum. Evvela doktora müracaat edecekler sonradan bana gelecekler. Çünkü hiçbir şeyin şakası yok, sonuçta bu sağlık. Amacımız insanlara faydalı olabilmek. Elimizden geldiği kadar bunu her insana ulaştırmaya gayret edeceğiz. Biz bu işlemi tamamen Allah rızası için gönüllü olarak yapıyoruz. Hiç kimseden bir ücret almıyoruz. Çok ciddi manada yoğunluk var. Hemen gelmesinler bizden randevu talep etmeyen hastalara bakmıyoruz, geri gönderiyoruz. Günde 200 insan geliyor. Biz sadece Elazığ’a hizmet etmiyoruz. Malatya, Batman, Bingöl, Tunceli, Gaziantep ile yurtdışından gelenler var” dedi. ’’Her gün iki damla ilacı üç sefer kullanıyordum, yaklaşık iki aydır göz kuruluğu ilaçlarımı kullanmıyorum’’ Göz kuruluğu için geldiğini ve olumlu sonuç aldığını dile getiren İbrahim Erol, ’’Mehmet Sait hocamın kırlangıç otu tedavisini yaklaşık iki ay önce duyduk. Bu geldiğim 7’nci seans, inşallah 9’uncu seansta tamamlayacağız. Bende göz kuruluğu var. Buraya geldikten sonra yaklaşık iki aydır, göz kuruluğu ilaçlarımı kullanmıyorum. Yani rahatım çok şükür gözlük hususunda hem yakın hem de uzak problemim var. Her gün iki damla ilacı üç sefer kullanıyordum. İlacı kullanmama rağmen rahatım. Çok yoğunluk da var” diye konuştu. Tedavi sürecinde birçok hastanın şifa bulduğuna tanık olduğunu belirten Selahattin Canpolat ise ’’Burası Yolçatı köyü tarafında bir arkadaşımızın alternatif tıp olarak geliştirmiş olduğu kırlangıç otu ile ilgili bir tedavi noktasındayız. Kimseden bir tek kuruş almadan bunu yapıyor. Burada kendisinin ciddi masrafları oluyor. Günde yüzlerce insan buraya geliyor. Bir çok insan tedavi olurken burada şifa bulduğuna bizatihi ben şahit oldum” şeklinde konuştu.
Zonguldak Karadeniz’deki mayın tehdidine Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’dan üçlü işbirliği Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde, Mayın Karşı Tedbirleri Karadeniz (MCM Black Sea) Görev Grubunun ikinci aktivasyon periyoduna dair tören düzenlendi. Mayın Karşı Tedbirleri Karadeniz (MCM Black Sea) Görev Grubu, Rusya Federasyonu’nun Ukrayna’ya karşı başlattığı savaşın ardından Karadeniz’de ortaya çıkan deniz mayınları tehdidine karşı deniz trafiğinin emniyetini sağlamak amacıyla Türkiye’nin öncülüğünde Romanya ve Bulgaristan ile başlatılan ‘‘Üçlü Girişim’’ kapsamında kuruldu. Üçlü girişim kapsamında Karadeniz mayın karşı tedbirleri görev grubu kurulmasına ilişkin mutabakat muhtırası 11 Ocak 2024 tarihinde İstanbul’da imzalandı. Hayata geçirilen MCM Black Sea görev grubu, Karadeniz’de deniz mayınları tehdidine karşı keşif ve gözetleme harekâtlarını yürütecek. 20-29 Eylül 2024 tarihleri arasında gerçekleşen ikinci aktivasyon periyodunda ise Batı Karadeniz’deki harekat sahası dahilinde akıntı paternine göre belirlenen sahalarda sürüklenen mayın keşif ve gözetleme faaliyeti gerçekleştirildi. Sürüklenen mayınlar; tespit edilmesi durumunda mayın harbi dalgıçları ve EOD timleri vasıtasıyla imha edildi. Tatbikat kapsamında Karadeniz Ereğli Bölge Komutanlığı’nda tören düzenlendi. Törene Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mustafa Kaya, MCM Görev Grubu ve İstanbul Boğaz Komutanı Tuğamiral Selçuk Akarı’nın yanı sıra Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’dan katılım sağlandı. Üç ülkenin marşlarının okunduğu törende MCM Black Sea Görev Birliği Komutanı Deniz Albay Yusuf Karagülle tatbikata ilişkin bilgiler aktardı. Törende konuşan MCM Görev Grubu Komutanı Tuğamiral Selçuk Akarı, "Karadeniz güvenliğinin en üst seviyede sağlanmasına yönelik olarak ortaya konulan irade doğrultusunda onaylanan ve yürürlüğe giren mutabakat muhtırası çerçevesinde mayın karşı tedbirleri görev grubu Karadeniz görev grubu komutanlığı teşkil edilmiştir. Tevdi edilen görev kapsamında görev grubunu oluşturan tüm unsurlarca büyük bir hassasiyet ve yüksek görev bilinci doğrultusunda faaliyetlerin taktik seviyesindeki icrasına yönelik çalışmalara hızla başlanmış ve ilk aktivasyon başarıyla tamamlanmıştır. Görev grubumuz 20 Eylül 2024 tarihinde ikinci aktivasyon faaliyetlerine yüksek bir motivasyonla başlamıştır. Personelin profesyonelliği ve deneyimi, birlikte çalışabilirliği sayesinde ilkinde olduğu gibi ikinci aktivasyonun başarıyla icra edildiğini yakinen müşahade etmekteyiz. Bugüne kadar yapılan planlamalar, hazırlıklar, icrasına devam edilen eğitim ve faaliyetler, deniz mayınları tehdidine karşı deniz trafiğinin emniyetinin sağlanmasıyla Karadeniz’de barış ve güvenliğin korunması konusunda kararlılığımızı ve motivasyonumuzu ortaya koymaktadır. Dönem içerisinde katılımcı ülkeler ve unsurlar arasında taktik ve operasyonel seviyede birçok toplantı gerçekleştirilmiş, bölgesel ve müşterek çalışabilirlik en üst seviye çıkartılmıştır" ifadelerine yer verdi. Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mustafa Kaya ise "Bugün Romanya, Bulgaristan ve Türkiye Deniz Kuvvetleri arasındaki tarihi bir işbirliği olan Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu’nun ikinci aktivasyonunu kutlamak için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Ocak ayında imzalanan mutabakat muhtırasından buyana sürdürdüğümüz Karadeniz Mayın Karşı tedbirleri görev grubu projesinin hayata geçirilmesine yönelik çabalarımızın bu gün ikinci aktivasyon faaliyetleriyle devam ettiğini görmekten büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Bugün burada bulunmamız Karadeniz Bölgesinin güvenliğini ve istikrarını sağlama konusundaki ortak kararlığımızın gücünü simgelemektedir. Son zamanlarda sürüklenen mayınların ortaya çıkması Karadeniz’de deniz güvenliği ve ekonomik istikrarın devamlılığı için önemli bir tehdit oluşturmuştur. Bu tehdidin aciliyetini anlayarak üç ülke olarak deniz alanlarımızı koruma konusundaki ortak kararlılığımızı temsil eden bu özel görev grubunu kurmak için bir araya gelmiş, bu önemli görevi ikinci kez aktive etmiş bulunmaktayız. Karadeniz yalnızca uluslararası ticaret için önemli bir koridor değil aynı zamanda muazzam stratejik öneme sahip önemli bir bölgedir. Bu suların güvenliği ve emniyeti uluslarımızın ve hatta tüm dünyanın refah ve barışı için çok önemlidir. Kaynaklarımızı uzmanlığımızı ve kararlılığımızı bir araya getirerek sürüklenen mayınların ve diğer su altı tehlikelerinin oluşturduğu tehditleri azaltmak için attığımız kararlı adımlara yüksek bir motivasyonla devam etmekteyiz. Buradan Romanya ve Bulgaristan’daki ortaklarımıza en derin şükranlarımı sunmak istiyorum. Sarsılmaz desteğiniz ve işbirliğiniz bu girişimi gerçeğe dönüştürmede etkili oldu. Şimdi sağlam bir çerçevede ikinci kez gayretlerimizi ortaya koyuyoruz. Görev grubunun oluşturulması ve icrasında emeği geçen tüm personeli tebrik ediyor müteakip dönem aktivasyon faaliyetlerinde başarılar diliyorum" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından MCM Görev Grubu Komutanı Tuğamiral Selçuk Akarı tarafından Mustafa Kaya’ya plaket takdim edildi. Hatıra fotoğrafı çektirilmesinin ardından tören sona erdi.
İstanbul Orta Koridor’da altyapı ve madencilik projelerinin gücü artacak Çin’den başlayan Orta Koridor ekonomi koridoruna dönüşecek. Hammadde bilgi ve yenilik ağı EIT RawMeterials, Türkiye’de bölgelerarası merkez kurmak üzere stratejik bir ortaklık kurdu. İstanbul’da bir araya gelen Orta Koridor girişiminin paydaşları, madencilik, altyapı ve finans konusunda yeni anlaşmalara imza attı. Hammadde değer zincirinin tamamını kapsayan 300 ortak kuruluşuyla en büyük ve en aktif hammadde bilgi ve yenilik ağı olan EIT RawMaterials, Türkiye’de EIT RawMaterials Bölgelerarası Merkezi’ni kurmak üzere TETHYS: Trans-Eurasian Gateway ile stratejik bir ortaklık kurduğunu açıkladı. Hayata geçirilen Orta Koridor girişiminin paydaşları ve çok sayıda yatırımcı İstanbul’da bir araya geldi. Madencilik, altyapı ve finans konusunda yeni anlaşmaların imzalandığı toplantıda Çin’den başlayan Orta Koridor’un transit geçiş koridoru olmaktan çıkıp ekonomi koridoru olmasının hedeflendiği vurgulandı. TETHYS Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Keser Berber, "Türkiye’de kritik malzemelerle ilgili stratejimiz ve yol haritamız yeşil kitap ile dizayn edildi. Bu kitap eski Türkiye Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak tarafından hazırlandı. Ona bu çığır açan mirası bıraktığı için teşekkür ederim. Yakın iş birliği içinde olduğumuz Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikail Cabbarov’a teşekkür etmek isterim. Türk Teşkilatları Birliği ve özellikle Genel Sekreter Yardımcısı Ömer Kocaman Bey’e teşekkür ederim. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Ahmet Berat Çonkar’a bugün bizimle olduğu için teşekkür ederim" diye konuştu. Leyla Keser Berber düzenlenen yuvarlak masa toplantısının kilometre taşı niteliğinde olduğunu vurgulayarak, "Ekonomik anlamında özellikle ülkemize ve Orta Asya ülkelerine büyük ekonomik fayda sağlayacak bir ’Orta Koridor’umuz var. Biz altyapıyı madenle birleştirmek istedik. Yol güzergahındaki ülkeler, zengin maden kaynaklarına sahip. Orta Koridor’u ticaret ve ekonomi anlamında yolun geçtiği ülkelere fayda sağlayacak, o ülkelerin değerleriyle bir ekonomi oluşturmalarını sağlayacak, iş fırsatlarını artıracak bir güzergah olarak görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kayseri Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı İşliyen: "Efendimizden ahlak, sünnet, hayat tarzı olarak uzaklaştıkça cahiliye dönemine benzemeye başladı" Kayseri İl Müftülüğü tarafından Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla düzenlenen programda konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşleyen; Diyarbakır’da Narin Güran’ın öldürülmesine değindiği konuşmada; "Efendimizden ahlak, sünnet, hayat tarzı olarak uzaklaştıkça cahiliye dönemine benzemeye başladı maalesef" dedi. Kadir Has Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik İstiklal Marşı’nın okunması ve Kuranı Kerim Tilaveti ile başladı. Programın açılış konuşmasını yapan Kayseri İl Müftüsü Durmuş Ayvaz; "Bugün bizim için çok mutlu bir gün. Çünkü insanlığın en mutlu günlerinden birini şuanda hissediyor ve yaşıyoruz. Zamanların ve mekanların birbirinden farkı yok. Fakat; zamanlar içerisinde öyle zamanlar var ki mekanlar içerisinde öyle mekanlar var ki o zaman ve mekanlarda insanların talihini ve tarihini değiştirecek manevi bir takım olaylar rabbimiz tarafından tevdi edildiğinden dolayı zamanlar diğer zamanlara oranla, mekanlar da diğer mekanlara oranla mukaddes kabul edilmiştir. İşte o zamanların en mübareği bizlere gönderilen sevgili peygamberimiz mevlidi ve Mevlit Kandilidir" dedi. AK Parti Kayseri Milletvekili Sayın Bayar Özsoy ise; Diyanet İşleri Teşkilatı’nın önemine değinerek bu haftanın rahmetinden hep birlikte faydalanmayı umduğunu aktardı. İmamların çok önemli bir görev üstlendiğinin altını çizen Vali Gökmen Çiçek ise konuşmasında; "Karşımda gerçekten güzel insanlar görüyorum, dertli insanlar görüyorum. Milletin imanını dert eden, gençliğin geleceğini kendilerine dert etmiş insanlar görüyorum. Değerli hocalarım; içinde bulunduğunuz yaşam şeklini seçerken aslında birçok zorluğu da göze aldınız. Gurbet gurbet geziyorsunuz, birçoğunuz en ücra noktalarda görev yaptınız. Kimsenin giremeyeceği yerlere imam olarak atanan arkadaşlarınız oldu, kendi çocuklarınızı bazen ihmal ettiniz. Bazen çok zorluklarla karşılaştınız ama içinizdeki iman size pes ettirmedi. Bazen bir iki kötü örnekten yola çıkıp bütün imamlarımızı eleştirenlere hayret ediyorum. Size binlerce meslektaşlarınızın yaptığı fedakarlıkları sayabilirim. Yüzlerce öğrenciyi okutmuş, burslar toplamış, bataklıkları kurutmuş binlerce imam sayarım. Çünkü görev yaptığım yerlerde ben onlarla karşılaştım, en sıkıntılı anlarda yanlarımızda oldular. Bazıları mafyaların hedefi oldular, bazıları terör örgütlerinin hedefi oldular. Şehitler verdiniz. Sadece Kayseri’den alçak terör örgütlerinin şehit ettiği 2 tane imamımız var. O kutsal caminin minberinde alçakların söylemesini istediği şeyleri ’asla, hak bildiğimden başka bir şey söylemem’ dedikleri için yatsı namazında Mardin Derik’te şehit edildiler. Ama iki tane örnekten her birinizin kalbi kırılırcasına yapılan eleştirileri kınıyorum" şeklinde konuştu. ’Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası’ temasıyla katılımcılara bir konferans veren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Burhan İşliyen; Diyarbakır’da öldürülen Narin Güran olayına değindi. İşliyen; "Hazreti Peygamber’in geldiği dönemi biliyorsunuz. Geldiği dönemi anlatan ayetlerin birinde diyor ki rabbimiz; ’Müşriklerden bir tanesine kız çocuğun oldu diye müjde verilse yüzü öfkeden dolayı simsiyah kesilir, insanlardan utanır, saklanır, başına çok kötü bir şey gelmiş gibi kız çocuğu olduğu için bir karar vermeye çalışır’. Bir aydır ülkemiz Narin’i konuşuyor. Küçük bir yavrunun vahşice kirli emeller uğruna katledilmesini konuşuyor. Günümüzdeki narin bedenlerin başına gelenlerle peygamberimiz zamanındaki narin bedenlerin başına gelenler arasında bir farklılık görülüyor mu? Aradan bin 500 yıla yakın zaman geçti, efendimizden ahlak, sünnet, hayat tarzı olarak uzaklaştıkça cahiliye dönemine benzemeye başladı maalesef" diye konuştu.
İstanbul Prenses Sabiha Fazile İbrahim vefat etti Osmanlı hanedanı mensubu 83 yaşındaki Prenses Sabiha Fazile İbrahim, İstanbul’da hayatını kaybetti. Sultan Vahideddin’in ve son Halife Abdülmecid Efendi’nin soyundan gelen Prenses Sabiha Fazile İbrahim, geçtiğimiz Cuma sabahı İstanbul’da hayatını kaybetti. 83 yaşındaki Sabiha Fazile İbrahim, yarın Bebek Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlanacak. Sabiha Fazile İbrahim’in naaşı 1998’de vefat eden annesi Zehra Hanzade Sultan’ın Aşiyan Mezarlığı’ndaki kabrine defnedilecek. Sabiha Fazile Hanımsultan kimdir? Aynı zamanda Kavalalı hanedanı mensubu bir Mısır prensesi olan Fazile Hanımsultan’ın annesi Zehra Hanzade Sultan, son Osmanlı padişahı Sultan Vahîdeddin’in kızlarından Rukiye Sabiha Sultan’ın kızıydı. Hanzade Sultan’ın babası ise Sultan Abdülaziz’in oğullarından son Halife Abdülmecid Efendi’nin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi idi. Merhume hanımsultanın babası Prens Muhammed Ali İbrahim Kavalalı hanedanı mensubuydu. Sürgün sırasında 1941’de Paris’in banliyösü Neuilly-sur-Seine’de doğan Prenses Sabiha Fazile Hanımsultan, 1957’de Irak Kralı II. Faysal ile nişanlanmış ancak evlenmelerine 2 hafta kala 14 Temmuz 1958’de düzenlenen darbeyle kralın öldürülmesi üzerine bu evlilik gerçekleşmemişti. Daha sonra 1965’te eski başbakanlardan Suat Hayri Ürgüplü’nün oğlu Hayri Ürgüplü ile evlenen hanımsultanın bu evlilikten Ali Suat ve Mehmet Selim Ürgüplü isminde iki oğlu bulunuyor.