GENEL - 20 Mart 2012 Salı 12:47

VİLLA DEĞİL MİNİBÜS

A
A
A
VİLLA DEĞİL MİNİBÜS

Otomotiv üretiminde öncü olan Bursa, modifiye alanında da başı çekiyor. Ürdün kraliyet ailesi ve Arap prensleri için dizayn edilen araçlar adeta villayı andırıyor.
Bursa’da 3 boyutlu bilgisayar destekli tasarım programlarıyla hazırlanan araçlar dünyaya ihraç ediliyor. Tamamen yerli imkanlarla yapılan araçlar, başta Almanya olmak üzere, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Rusya, Ukrayna gibi ülkelere gönderiliyor. Ünü dünyaya yayılan araçların müşterileri arasında Ürdün kraliyet ailesi de bulunuyor.
Araç dizaynı konusunda uzman bir firmanın genel müdürü olan Mustafa Hüroğlu, araçların tamamen müşterilerin isteklerine göre dizayn edildiğini ve yapılan işlemlerden sonra panelvan tipi araçların mobil ofise dönüştüğünü belirtti.
Müşterilere hazırladıkları katalogları sunduklarını ifade eden Hüroğlu, "Müşteriler onlardan da yararlanıyor. Aracına ne isteyip istemediğini söylüyor. Biz de ona göre araca uydu, televizyon, tuvalet, buzdolabı gibi donanımlar ekliyoruz. Aracın içini tamamen müşterinin arzu ettiği şekle getiriyoruz. İthal ettiğimiz araçlar 30 bin ile 40 bin avro arası fiyatlarla bize geliyor. Dizaynın ardından, yapılan işe göre üzerine fiyat koyup satıyoruz. Yılda yaklaşık 300 araç modifiye ediyoruz" dedi.
Arap prenseslere araç yaptıklarını, Ürdün kraliyet ailesi için yaptıkları aracı da büyük titizlikle hazırladıklarını anlatan Hüroğlu, "Aracın içini komple izolasyon malzemesi ile kapladık. Böylece hem ısı hem de gürültüyü alt seviyeye indirdik. Birçok teknolojik aletle donattığımız aracı teslim alan kraliyet ailesi daha sonradan bize memnuniyetlerini sundu" diye konuştu.
Araçlara 82 ekran LCD TV’den DVD player sistemine kadar birçok konfor donanımını eklediklerini anlatan Hüroğlu, "İtalya’dan temin ettiğimiz kaliteli derilerle hazırlanmış yatar koltukları aracın içine monte ediyoruz. Böylece yolculuk sırasında insanlar LCD ekrandan isterlerse TV veya DVD ve VCD filmleri izleyebiliyor, isterlerse aracın ön ve arkasına yerleştirilen kameralar arıcılığıyla trafik akışını takip edebiliyor. TV yayınının hareket halinde bile kesintisiz izlenmesine olanak sağlayan mobil uydu
cihazı taktığımız araçlara, buzdolabı, mini bar, renkli camlar, çay-kahve makinesi gibi konfora yönelik donanımlar da ekleniyor. Yaptığımız bu hizmetler sonucunda yurt içi ve yurt dışında bu hizmetlerden faydalanmak isteyenlerin tercihi Bursa oluyor" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Türk Radyoloji Derneği’nden uyarı: "Her ağrı, radyolojik inceleme gerektirmez" Antalya’da yapılan 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde konuşan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, vatandaşların hekim değerlendirmesinden geçmeden radyolojik yöntemlere başvurmaması gerektiğini dile getirdi. Çevikol, “Vücut içerisindeki organları ve ağrının sebebini hesaplamak için çoğunlukla radyolojik yöntemlere başvuruyoruz. Fakat burada önemli olan şöyle bir durum var, direkt ağrı olur olmaz radyolojik yönteme başvurmak gerekmeyebilir” şeklinde konuşurken, Prof. Dr. Berna Oğuz ise, “Uygunsuz şekilde yapılan tetkik istemleri; gereksiz bir iş yükü, aynı zamanda hastalarımıza gereksiz bir radyasyon dozu ve sonuçta da bir maliyet getiriyor” dedi. “Baştan ayağa ağrı” temasıyla Antalya’da Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen ‘TÜRKRAD 2024- 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde açıklamalarda bulunan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol ve Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Berna Oğuz, ağrı çeşitleri ve rahatsızlığa neden olan ağrı durumlarında radyoloji işlemlerinin ne zaman devreye gireceği hakkında bilgilendirme yaptı. Hekim kontrolü şart Bireyin, ağrıyla yaşamı boyunca aşırı zorladığı eklemlerinde ya da vücudunun herhangi bir organında sık karşılaşabileceğini aktaran Prof. Dr. Can Çevikol, her ağrının radyolojik işlem gerektirmediğini ifade etti. Çevikol, “Ağrı bir semptom, vücutta bir problem olduğunu gösteriyor. Bunlar bir anda ortaya çıkabilir, bir travma sonucunda ya da daha uzun süren kronik ağrılar da olabilir. Bütün bunların hepsinde, vücut içerisindeki organları ve ağrının sebebini hesaplamak için çoğunlukla radyolojik yöntemlere başvuruyoruz. Fakat burada önemli olan şöyle bir durum var, direkt ağrı olur olmaz radyolojik yönteme başvurmak gerekmeyebilir. Mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilip, tedavi sürecinden geçtikten sonra yanıt alınamayan durumlarda ya da hekimin laboratuvar sonuçlarıyla hastanın muayenesi ile birlikte değerlendirildiğinde durum aydınlatılabilir. Bunları aydınlatmak için, çoğu kez baştan parmak ucuna kadar hemen hemen her bölgeye ait görüntülemeler gerekebilir. Radyoloji alanından baktığımızda, standart görüntülemeler dışında cihazlardaki teknolojik gelişmelerle beraber biz artık daha ince kesiler alıp, daha detaylı dokuları inceleyebiliyoruz. Bazı durumlarda eskisinden daha fazla da bilgi verebiliyoruz, bunun yanında radyoloji içinde yer alan Algoloji diye bilim dalı da var. Girişimsel radyolojik uygulamalarla da ağrının giderilmesine yönelik birtakım işlemler de yapılabilir” şeklinde konuştu. “Biz radyologların belki de en büyük sorunu, gereksiz tetkik yapmak” Prof. Dr. Berna Oğuz ise ağrıları çeşitlendirerek, ağrıların tespit edilmesi konusunda vatandaşın kendi karar vermesinin doğru bir yöntem olmadığına dikkat çekti. Prof. Dr. Oğuz, “Ağrıları kronik ve akut diye ayırırsak bütün ağrı tiplerinde aslında tanıya giden yolda radyoloji var. Örneğin, bir boyun ağrısında, baş ağrısında bunun birçok sebebi oluyor. Altta yatan önemli sebepleri de önemsiz sebepleri de olabilir. Baş ağrısı yapan migren de tümör de olabilir. Ama bu durumda kendi kafamıza göre ’Hemen bir tomografi çektireyim, manyetik rezonans görüntüleme çektireyim’ değil de, bir uzman hekim tarafından görünüp gerekli endikasyonlar konulduğunda radyolojiye ihtiyaç duyuluyor. Örneğin; bir baş ağrısında altta yatan sebep kanama da olabilir, tümör de olabilir. Bunun için radyolojik tetkiklere ihtiyaç duyuluyor. Bel ağrılarında daha çok manyetik rezonans yöntemleri tercih ederiz. Ağrının, akut ya da kronik olmasına göre de tomografi ya da MR çekeriz. Biz radyologların belki de en büyük sorunu; her başımız, her boynumuz, her sırtımız, her belimiz ağrıdığında hastaların gereksiz tetkik yaptırmaları. Çünkü, uygunsuz şekilde yapılan tetkik istemleri gereksiz bir iş yükü, aynı zamanda hastalarımıza gereksiz bir radyasyon dozu ve sonuçta da bir maliyet getiriyor. Doğru endikasyon konulduğu zaman, ağrının tanısında radyoloji çok önemli rol alıyor” diye konuştu.
Balıkesir Coğrafi işaretli Havran Mandalina’sında hasat başladı Balıkesir’in Havran ilçesinde coğrafi işaretli Havran Satsuma cinsi mandalinada hasat başladı. İnce kabuğu, ince zarı, aroması ve lezzetiyle coğrafi işaret almaya hak kazanan Havran Mandalina’sında bu yıl 20 bin ton rekolte bekleniyor. Havran ilçesinde 7 bin dekar alanda yaklaşık 200 bin ağaçta mandalina hasadı gerçekleştiriliyor. İç pazarın yanında Almanya’ya ihraç edilen coğrafi işaretli Havran Satsuma cinsi mandalinalar için yoğun bir mesai harcanıyor. Mandalina hasadına katılan Havran Kaymakamı Enver Özderin “Balıkesir’imizin zümrüt ilçesi Havran’ımızda coğrafi işarete sahibi olan. Satsuma cinsi mandalina hasadı başlamıştır. Ben öncelikle gerek Havranlı çiftçilerimize gerek ülkemizin dört bir yanında toprağımızı işleyerek ülkemize maddi olarak katkı yapan çiftçilerimize bereketli bir sezon diliyorum. Mandalinamız Havran’da çiftçimizin önemli gelir kaynaklarından biridir. Gerek hoş lezzeti gerek ince kabuklu olması, çekirdeksiz olması, vatandaşımızın bu mandalinayı tercih etmesi, tüketmesi açısından Havran’ında önemli bir gelir kaynağı olmaktadır. Havran ilçemizde yaklaşık 20 bin ton yıllık ürün beklenmektedir bu sene. Toplam mandalina bahçesinin büyüklüklerine değinecek olursak, yaklaşık 7 bin dönüm araziye sahiptir Havran ilçemiz. Havran’ımızda mandalina bahçeleri aynı zamanda. Bu sene dikilen ağaçlarla beraber yaklaşık 200 bine yakın Havran’ımızda mandalina ağaç bulunmaktadır.”dedi. Havran Mandalina’sının değerli bir ürün olduğuna değinen Kaymakam Özderin “Coğrafi işarete sahip Havran mandalinası lezzet bakımından aynı zamanda A-B-C vitaminleri bakımından çok yüksek değere sahiptir. Özellikle kış aylarında hastalığa yakalanmama açısından tavsiye edilir. İnce kabukludur, çekirdeksizdir, hoş tadı ve aroması vardır. Tekrardan ben çiftçilerimize bereketli bir sezon diliyorum.”dedi. Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan il genelinde bu yıl 30 bin ton mandalina hasadı yapılmasının planlandığını ifade ederek “Balıkesir ilimiz Havran ilçemizdeyiz ve Havran Satsuma cinsi mandalina hasadındayız. Kazdağları’nın eteğinde Körfez bölgemizde siyah incirden başladık. Zeytin ve şu an mandalina hasadıyla devam ediyoruz. Sadece Havran ilçemizde 7 dekar dekar mandalina üretimi yapılmakta, Balıkesir geneliyse 11 bin dekar civarında. Bu sene beklentimiz il genelinde yaklaşık 30 bin ton civarında. Gerçekten coğrafya işaretli bu mandelinalarımız kabuğunun ince olması, zarının ince olması, çekirdeksiz olması ve hoş bir aroma ve lezzetinin olması nedeniyle tüm tüketicilerimize tatmalarını tavsiye ediyoruz.”dedi. Coğrafi işaretli Havran Mandalina’sının hırsızlıklara karşı yoğun bir şekilde korunduğunu ifade eden Havran Çiftçi Malları Koruma Başkanı Halil Bıçakçı “Bölgemizde mandalina değerli coğrafi işareti olan bir mandalina, değerli olan her şeyin de korunması gerekiyor. Bunun korumasını da biz sağlıyoruz. Bölgemizde şu ana kadar herhangi bir sıkıntı yok. Drone ile kamera sistemiyle bölgemiz koruma altında. Çiftçilerimizin mallarını rahatlıkla toplamasını sağlıyoruz. Çiftçilerimizin arazilerine ulaşması için gerekli yol çalışmalarını yine Çiftçi Malları Koruma yapıyor. Yollarının tadilatını, tamiratını yapıyor ve bulunan bölgedeki meyvelerin hasadını rahatlıkla yapılması için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”dedi. İlk mandalilan hasadına Havran Kaymakamı Enver Özderin, Kaymakam Adayı Yusuf Emre Yiğit, Balıkesir İl Tarım ve Orman Müdürü Erkan Alkan, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Emre Çakan, Havran Çiftçi Malları Başkanı Halil Bıçakcı katıldı. (EME-
Aydın Kardeşköy Mesire Alanı açılıyor Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’in, Kardeşköy Mahallesi’ne kazandırdığı yeni mesire alanı, hizmete açılıyor. Doğayla iç içe keyifli vakit geçirme imkânı sunacak mekan, 20 Kasım Çarşamba günü saat 12.30’da düzenlenecek törenle kapılarını Efeler halkına açacak. Barbekü bölümleri, çocuk oyun parkı, geniş piknik yerleri ve modern düzenlemeleriyle dikkat çeken mesire alanı, bölge halkının sosyal yaşamına renk katacak. Başkan Anıl Yetişkin, “Ailelerin huzur içinde vakit geçirebileceği, doğanın tadını çıkarabileceği Kardeşköy Mesire Alanı’mızın kurdelesini hep birlikte kesmek için tüm hemşehrilerimizi açılış törenimize bekliyorum” dedi. Mesire alanının eski halini hatırlatan Kardeşköy sakinleri, yapılan çalışmalardan oldukça memnun. Mahallede uzun süredir bakımsız bir halde bulunan alanın, belediyenin çalışmalarıyla adeta yeniden doğduğunu belirten mahalle sakinleri, “Eskiden burada oturacak bir yer bile yoktu. Çocuklarımızın oynaması için bir yer olmadığı gibi, piknik yapmak da hayaldi. Şimdi ise ailemizle huzur içinde zaman geçirebileceğimiz, yemyeşil, temiz, modern bir alanımız oldu. Her detay düşünülmüş. Çocuklarımızın güvenle oynayabileceği bir parkımız var. Ebeveynler de piknik yaparken onları gönül rahatlığıyla izleyebilecek. Efeler Belediye Başkanımız Anıl Yetişkin’e ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi.