ÇEVRE - 27 Ağustos 2022 Cumartesi 09:56

Bursa’da okul öncesi çevreci takas

A
A
A
Bursa’da okul öncesi çevreci takas

Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası’nın başlattığı proje çerçevesinde eski kitap ve defterlerini getiren öğrenciler kırtasiye ihtiyaçlarını ücretsiz temin edebiliyor.

Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası’nın başlattığı proje çerçevesinde eski kitap ve defterlerini getiren öğrenciler kırtasiye ihtiyaçlarını ücretsiz temin edebiliyor. Meslek odası da üyesi olan kırtasiyecilerden olan üyelik aidatlarını, hurda defter ve kitapla takas ediyor.


Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası daha önce görülmemiş bir projeye imza attı. 2 aydır uygulanan proje çerçevesinde eski kitap ve kağıtlar değerlendiriliyor hem de oda üyelerinin aidatları bu dönüşümden sağlanıyor. Ayrıca kağıtları toplayan firmalar da belirli bir karla atıkları satarak kendilerine gelir elde ediyor. Öğrenciler evlerinde kullanılmayan kitapları Bursa’da herhangi bir kırtasiyeye götürülüyor. Burada kitaplar kilogramı 2,5 liradan satın alınıyor. Toplam bedel karşılığında da öğrenciler ihtiyaçlarını karşılıyor. Toplanan kitaplar daha sonra Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Odası tarafından aynı bedelle alınıyor. Odaya aidat borcu olan kırtasiyecilerin toplanan bu kitapların bedelinden aidatları düşülüyor, kalan meblağ nakit olarak esnafa ödeniyor.


“Kağıdın kilosu 1,7, kitap ve defterin 2,5 lira”


Yine matbaacılardan kilosu 1,7 liradan atık olarak çıkan kağıt, oda tarafından anlaşılan firmalarca geri dönüşüme kazandırılıyor. Odaya aidat borcu olan matbaacılardan aidat borcu düşülüp, kalan tutar nakit olarak ödeniyor. 2 ay gibi kısa sürede oda 20 bin liralık hurda kitap defter toplarken, çöpe giden kitap ve kağıtlar da geri dönüşüme kazandırılmış oldu. Ayrıca matbaalardan çıkan alüminyum, plastikler de geri dönüşüme kazandırılıyor.


Bursa Matbaacılar ve Kırtasiyeciler Esnaf Odası Başkanı Mehmet Akif Erol, 350 kırtasiye, 350 matbaa olmak üzere, geri kalanının grafikerlerden oluşan toplam 800 üyeye sahip olduklarını söyleyerek, “Biz bu dönem yeni seçildik. Kafamızda bazı projeler vardı. Bunları hayata geçirmeye başladık. Bunların başında çocuklarımızın çöpe attıkları kitapları toplayarak hem geri dönüşüme kazandırıyoruz hem de ülke kaynaklarını heba etmemiş oluyoruz. Bu alınan kitaplar karşılığında çocukların kendi ihtiyaçlarını o bedel doğrultusunda vermiş oluyoruz. Oda üyelerinin topladığı kitapları esnaftan alarak tekrar geri dönüşüme veriyoruz” dedi.


Ülke ekonomisine ve çevreye katkı sağlanıyor


Matbaa sektörü ile ilgili de bir çalışma yaptıklarını kaydeden Erol, “Matbaada çıkan atıkları tartarak üyelerimizden topluyoruz. Kaç kilo olduğuna dair belge düzenliyoruz. Bunun karşılığında ister aidat borçlarından düşüyoruz isterseler de nakit veriyoruz. Bu şekilde ülke ekonomisine katkıda bulunmak için gayret gösteriyoruz” ifadelerini kullandı.


“Alüminyum, demir , plastikler de alınıyor”


Başkan Erol sözlerini şöyle tamamladı; “Toplanan geri dönüşüm ürünlerinin bir bedeli var. Matbaadan aldığımız kağıdın kilogram fiyatı 1,7 lira, kırtasiyeden aldığımız kitabın ve defterin kilosu 2,5 lira bedelle toplanıyor. Bunun yanında matbaalardan çıkan alüminyum, demir ve plastik atıkların hepsini değerlendiriyoruz. Bunların da belirli ücretleri var. Bunları üyelerimize yayınlıyoruz. 2 aydır bu işi yapmamıza rağmen üyelerimiz ve bizler çok memnunuz. Bugüne kadar aidat ödemekte zorlanan üyelerimiz aidatlarını ödemiş oldu. Biz kısa sürede 15-20 bin lira arasında para topladık” dedi.


“Çocuklar için de biz esnaf için de çok güzel oldu”


Bursa’da uzun yıllar kırtasiyecilik yapan Yusuf Pal, “Bu proje 2 aydır devam ediyor. Bütün eski kitaplar çoğunlukla çöpe gidiyordu. Bu proje çerçevesinde eski kitaplar geri geliyor, öğrenciler farklı ihtiyaçlarını bu sayede karşılıyor. Çocuklar için de biz esnaf için de çok güzel oldu. Kağıt fiyatlarının arttığı bu günlerde projenin faydasını gördük. Aldığımız kitapları odaya teslim ediyoruz. Tutan miktar bizim odaya aidat borcumuz varsa düşülüyor, geri kalanı da nakit olarak bize ödeniyor” diye konuştu.


Matbaacı Metin Avcı da, eskiden kağıt atıklarını başka yerlere bıraktıklarını belirterek, şu an Matbaacılar Odası’na verdiklerini dile getirdi. Toplanan kâğıtların miktarından odaya ait aidat borcun düşüldüğünü anlatan Avcı, uygulamadan duydukları memnuniyetin altını çizdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Bağkur’lu, almadığı hizmetin bedelini cezalı ödüyor” Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, sosyal güvenlik prim borcu olan çok sayıda esnaf ve sanatkarın sağlık alanında almadığı muayene ve almadığı ilacın bedelini cezalı ödediğini söyledi. Palandöken, “İki aydan fazla süreyle sigorta prim borcunu geciktiren esnafımız hem hastaneye gidip muayene olamıyor hem de tedavi için gereken ilaçları eczaneden alamıyor. Bu hizmeti sadece esnaf alamamakla kalmıyor bakmakla yükümlü ailesi de aynı şekilde yararlanamıyor. Aynı zamanda ödemeyi yatırmakta zorluk çekip geciktirdiği zaman olmadığı muayenenin ve almadığı ilacın bedelini faiziyle geri ödemek zorunda kalıyor. Cumhurbaşkanımız yapılandırmaya ve sürenin uzatılmasına imkan sağlıyordu fakat yeni yıl itibariyle artık uzatma yapılmıyor. Bizim ricamız bu sürenin 1 yıl daha uzatılması ve önemli bir mesele olan 7 bin 200 prim günü dolduran esnafımızın sağlıktan yararlanmasına imkan sağlanmalı. Esnafımızın ve ailelerinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden eksiksiz faydalanmanın önü açılmalı” dedi. “Yapılandırma ile esnafın prim borcunu ödemesi sağlanmalı” Esnaf ve sanatkârların birikmiş prim borcunu ödeyebilmesi için yeni bir yapılandırma talebinde bulunan Palandöken, “Prim borcu olan esnaf ve sanatkarlarımız yeni yıl itibariyle sağlık hizmetlerinden faydalanamıyor. Mevcut ekonomik koşullarda artan maliyetler karşısında ayakta kalmaya çalışan esnafımız sigorta primini geciktirebiliyor. Zaten sigorta primini ödemeyenlerin özel hastaneye gidecek ya da pahalı ilaçları alacak durumu yok. Esnafımızın ve ailesinin mağdur olmaması için sağlık hizmetlerinden kesintisiz faydalanabilmesinin önü açılmalı. Bunun için de yeni bir yapılandırma kanunu çıkarılarak esnafımızın gecikmiş prim borcunu sıfır faizli ya da düşük faizli kredi ile ödeme imkanı verilmeli” şeklinde konuştu.
Rize Fırtına Vadisi’nde 28 yapı sahipleri tarafından yıkıldı Rize’de Fırtına Vadisi’nde izinsiz ve taşkın riski altındaki yapıların yıkımları sahipleri tarafından gerçekleştirilmeye başlandı. Konu ile ilgili açıklama yapan Rize Valisi İhsan Selim Baydaş “O derenin kenarındaki yapı oraya yakışmıyor, biz o yakışmayan yapıları kaldırma niyetindeyiz” dedi. Rize’nin Ardeşen ilçesi ve Çamlıhemşin ilçe sınırları içerisinde yer alan Fırtına Vadisi’nde, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tescilsiz alanlardaki izinsiz yapılar ile Fırtına Deresi dere yatağında taşkın riski altında bulunan yapılar için kaldırılma kararı verilmişti. Rize Valiliği tarafından 2024 yılı Mayıs ayında başlatılan ve titizlikle yürütülen çalışmalar kapsamında denetimler gerçekleştirilerek risk teşkil eden yapılar hakkında yapı sahipleri uyarıldı. Yapılan uyarı ve tebligatları dikkate alan yapı sahipleri tarafından 28 tanesi yıkılarak kaldırıldı. Kaldırılmayan yapılar için ise son tebligatlar yapılarak sahipleri yeniden uyarıldı. Rize İl Özel İdaresi tarafından, yapılan tüm uyarı ve tebligatlara rağmen kaldırılmayan yapıların yıkımlarına, ilgili kurumlar tarafından ivedilikle başlanacağı duyuruldu. Ayrıca yapışan uyarıda Fırtına Vadisi özelinde başlatılan bu çalışmaların Rize genelindeki tüm vadiler ve turizm merkezlerinde aynı titizlikle sürdürüleceğinin altını çizildi. “Kendileri kaldıranlar var, bizim kaldıracaklarımız var” Rize Valisi İhsan Selim Baydaş, bungalovlar noktasında yıkım sürecini başlattıklarını ifade ederek “Bungalovlar ile ilgili bir yıkım süreci başlattık. Kendileri yıkanlar var, bizim müdahale edecek olduklarımız var. Kendileri kaldıranlar var, bizim kaldıracaklarımız var. Bizden ‘Tamam biz Fırtına vadisinin kenarındayız, kaldırıyoruz ama yan tarafta bir yer kiraladık. Bungalovlarımızı kaldırıp kiraladığımız bu yerlere nakletmek istiyoruz. Burada da ruhsat alacağız’ diye süre isteyenler var. Bu şekilde sessiz ve derinden yürüttüğümüz bir süreç var. Bizim şu konuda karar vermemiz gerekiyor; bungalov veya turizm faaliyeti yapacak olan hemşerilerimiz, ‘Biz bu işi ruhsatlı yapacağız, vergilendirilmiş bir biçimde yapacağız ve turizm işletme belgesi alacağız’ demeleri lazım. Biz turizmden gelir elde eden ve o geliri de her yıl arttıran bir ülkeyiz. Bunu yapabilmemiz için turizm ruhsatı olmayan işletmelerin kapatılması ve bunların müşteri almaması için her türlü tedbiri almamız lazım" diye konuştu. “Turizm işletme belgesi olmayan bizim sistemimiz içerisinde olamayacak” Tüm turizm tesislerinin ruhsatlandırılması gerektiğinin altını çizen Baydaş “Turizm işletme belgesi olmayan, sisteme kayıtlı olmayan hiçbir işletme isterse dünyanın en güzel yeri olsun bizim sistemimiz içerisinde olamayacak. Burada arkadaşlarımıza ‘Kardeşim sen burada bu ruhsatsız işletmeyi yapmakla bu şehrin turizmine ve bu şehrin turizm işletmecilerine zarar veriyorsun’ diye zorlamamız lazım. Gelenlere de ‘Ben gitsem bir işyeri açsam. Desem ki ben burada bir kasap dükkanı açmak istiyorum. Açabilir miyim? Hayır. Belediyeden ruhsat alacağım, kasaplar odasından ruhsat alacağım, mezbahaya akredite olacağım ki ancak o kasap dükkanını açabileyim’ diyerek işletme adına örnek veriyorum. Aynısını turizm tesisleri için de düşünmemiz ve uygulamamız lazım” şeklinde konuştu. "Bu işletmeler ruhsatlı mı, ruhsatsız mı?" Sürekli bungalovların ve ruhsatsız tesislerin gündeme gelmesinden işletmecilerin rahatsız olduğunu, fakat normal zamanda gündeme gelmezse bir heyelan olması durumunda gelebileceğini kaydeden Baydaş “Normal zamanda bu yapılar gündeme gelmezse, Allah korusun bir afet zamanında gelir gündeme. Nasıl ki bir cinayet olduğunda soruyoruz ‘Silah ruhsatlı mı, ruhsatsız mı?’ diye, bir afet meydana gelince de soracağız ‘bu işletmeler ruhsatlı mı, ruhsatsız mı?’ Sonra geri döneceğiz ‘Ruhsatsız müesseslere niye burada izin veriliyor?’ diyeceğiz. Bunların her birini düşünerek adım atıyoruz. Niyetimiz engelleyebildiğimiz kadar ruhsatsızları engellemek. İlk adımımız bunlarla ilgili enerji kesintisi olacak. Ruhsatsız bir müessese elektrik alamayacak, aboneliklerini iptal edeceğiz. Yaklaşık 1 yıldır il özel idaresinden yapı izin vermiyorum. Yeni yapıların yapılmasına izin vermemek için. Ama bu top bir mücadele gerektirebilecek bir mesele. Sabırla gitmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil” Fırtına Vadisi üzerinde tespit edilen tüm ruhsatsız ve izinsiz yapılara müdahale edileceğini yineleyen Baydaş, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Fırtına Vadisi üzerinde 174 tane tespitimiz var. Onlarının tamamını bu Mayıs sezonuna kadar bulundukları yerlerden kaldıracağız. Gidelim dozeri kapısına dayayalım, şov yapalım derdinde değiliz. Adama ‘Bak kardeşim senin burada keresten, camın, çerçeven, sacın, saçağın var. Gel kendin bunu kaldır’ diyoruz. Bizden hakikaten samimiyetle süre isteyen arkadaşlar var ve kendileri kaldırıyorlar, kaldıracaklar göreceksiniz. Ama işte dozeri kapısına dayamamız gerekiyorsa onu da yapacağız. Niyetimiz burada üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. O derenin kenarındaki yapı oraya yakışmıyor, biz o yakışmayan yapıları kaldırma niyetindeyiz. Yapıcı bir şekilde süreci götürmeye çalışıyoruz."
Denizli Denizli’de 8 yılda 587 bin ceviz fidanı dağıtıldı DENİZLİ (İHA) – Denizli’de 2017 yılında başlatılan “Ceviz Üretim Alanlarını Geliştirme” projesi kapsamında bugüne kadar 587 bin ceviz fidanının üreticiyle buluşturulduğu açıklandı. Denizli’de 2017 yılında başlatılan “Ceviz Üretim Alanlarını Geliştirme” kapsamında üreticiye ceviz fidanı dağıtımı sürüyor. Projenin başlangıcından bu yana geçtiğimiz yıla kadar 536 bin ile rekor bir sayıya ulaşan projede bu yıl 51 bin ceviz fidanı üreticiyle buluşturuldu. Proje kapsamında Denizli Hayvan Pazarında 13 Aralık-20 Aralık 2024 ve 10 Ocak 2025 tarihlerinde 3 parti halinde 51 bin ceviz fidanı dağıtımı gerçekleştirildi. “Ceviz Üretim Alanlarını Geliştirme” kapsamında 2017-2018 yılları arasında 20 bin adet ceviz fidanı 6 ilçeye, 2018-2019 yılları arasında 132 bin adet ceviz fidanı 17 ilçeye, 2019-2020 yılları arasında 181 bin adet ceviz fidanı 18 ilçeye, 2020-2021 yılları arasında 48 bin adet ceviz fidanı 17 ilçeye, 2021-2022 yılları arasında 42 bin adet ceviz fidanı 17 ilçeye, 2022-2023 yılları arasında 52 bin adet ceviz fidanı 17 ilçeye, 2023-2024 yılları arasında 61 bin adet ceviz fidanı 17 ilçeye, 2024-2025 yılları arasında 51 bin adet ceviz fidanı 17 ilçeye olmak üzere toplamda 587 bin adet chandler ve franquette (tozlayıcı) aşılı ceviz fidanının dağıtımı gerçekleştirildi. 587 bin ceviz fidanını üreticiyle buluşturuldu Denizlili üreticilerin gelirinin artırılması amacıyla başlatılan projeyle ilgili olarak yapılan açıklamada; “Projenin 2017 yılında başlayıp 2022 yılına kadar beş yıl sürmesi planlanmış olup gelen talepler üzerine 2023 ve 2024 üretim yıllarında da fidan dağıtımı devam etmiştir. Proje kapsamında 2017-2025 üretim yılları arasında Denizli ilimizde 18 ilçede 8 bin 512 çiftçimize 33 bin 276 dekar alana dikilmek üzere 587 bin adet sertifikalı ceviz fidanı dağıtımı yapılmıştır. Proje öncesi ilimizde 2016 yılında 48 bin 246 dekar toplam ceviz alanı mevcut iken, projenin katkısıyla birlikte 2025 yılı itibariyle toplam ceviz alanı 127 bin 771 dekara ulaşmıştır. 2025 üretim yılında 51 bin adet ceviz fidanının 17 ilçede üreticimize dağıtımı yapıldı. Birinci parti fidan dağıtımı Serinhisar, Acıpayam, Çameli, Kale, Beyağaç ve Pamukkale ilçelerinde toplam 21 bin 500 adet, ikinci partide Tavas, Çardak, Bozkurt, Babadağ, Buldan ve Güney ilçelerinde toplam 13 bin 100 adet, üçüncü partide ise Honaz, Baklan, Çivril, Çal ve Bekilli ilçelerinde toplam 16 bin 400 adet ceviz fidanı dağıtımı gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında toplam 587 bin adet ceviz fidanı üreticiyle buluşturulmuştur. Üreticilerimizin ihtiyacı doğrultusunda ceviz fidanı dağıtımını sürdüreceğiz” denildi.