EĞİTİM - 20 Ekim 2024 Pazar 19:51

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ahlat’taki kampı sona erdi

A
A
A
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ahlat’taki kampı sona erdi

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in başkanlığında Bitlis’in Ahlat ilçesindeki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki birim amirleri kampı sona erdi.


Kampla ilgili sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, “Bakanlığımızın birim amirlerinin tamamının katılımlarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantımızı; birliğimizin, beraberliğimizin, kardeşliğimizin ve devlet geleneğimizin sembol şehri Ahlat’tımızda, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirdik. Ahlat’ta, iki gün zaman aralığında gerçekleştirdiğimiz Birim Amirleri Kampı sürecinde her adımında istişare kültürüyle şekillenen eğitim politikalarımızda ortak karar alma ve birimlerimiz arasındaki iletişimi ve koordinasyonu geliştirmeye yönelik hususlarda fikir teatisinde bulunduk. Toplantıya katılan değerli çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyor, almış olduğumuz kararların evlatlarımız için hayırlı olmasını diliyorum” dedi.



Milli Eğitim Bakanlığı’nın Ahlat’taki kampı sona erdi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa (Özel) Dubai çikolatası çılgınlığı durdurulmalı Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu, Dubai çikolatası çılgınlığının kesinlikle durdurulması gerektiğini belirterek, “Özellikle çocuklarda lüks tüketim çılgınlığına yol açıyor. Çocukları ve gençleri lüks tüketime özendiriyor.” dedi. Çankırı Karatekin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun ise Dubai çikolatasının çocuklar üzerinde olumsuz etki oluşturduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Antep fıstığı, tel kadayıf ve çikolatadan oluşan Dubai çikolatasında son dönemlerde “çılgınlık” seviyesinde bir talep patlaması yaşanıyor. Özellikle sosyal medyada görselleri paylaşılan bu ürüne yetişkinlerden çok çocukların ilgisi oluyor. Ülkemizde birçok çeşidi tüketilen çikolatadan tek farkı içinde tel kadayıfın bulunması olan Dubai çikolatasında büyük firmalar, pastaneler, küçük çikolata üretim atölyeleri ve evlerde kadınlar adeta yarış içine girerken fiyatı da artan taleple giderek yükseliyor. Bu talep ve yüksek fiyat, piyasada sahtelerin oluşmasına çok zaman geçmeden zemin hazırladı. Kalitesiz kakaoların kadar içinde Antep fıstığı görünümlü başka malzemelerin kullanıldığı Dubai çikolatası adı altında ürünler de piyasada görünür oldu. Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu, yaptığı açıklamada, son günlerde özellikle sosyal medyanın da etkisiyle Dubai çikolatasına olan ilginin aşırı arttığını belirtti. Ünlü bir zincir markete gittiğini ve kendisine “Dubai çikolatası yok satıyor. Şimdi reyona koysam bin adedi dakikalar içinde tükenir” dediğini vurgulayan Ağaoğlu, bunun bir “lüks tüketim çılgınlığı” olduğunu kaydetti. Başka bir yerde de aşırı pahalıya satıldığına şahit olduğunu ifade eden Ağaoğlu, şöyle konuştu: “Kilosu 4 bin liraya kadar ulaştı. 100 gramını 400 liraya varan fiyatlardan satıyorlar. Neden bu fiyatlar, kim ortaya attı bu çikolatayı, kim meşhur etti, amacı ne? Özellikle çocuklarda bir lüks tüketim çılgınlığına yol açıyor. Çocukları ve gençleri lüks tüketime özendiriyor. Peki Dubai çikolatasına ulaşamayanlar ne yapacak? Ulaşabilir ancak sağlık açısından tüketemeyen çocuklara nasıl açıklayacaksınız? Dubai çikolatası çılgınlığı kesinlikle durdurulmalı, Burada anne ve babalara büyük iş düşüyor. Çocukları bu tüketim çılgınlığından uzak tutsunlar.” “Dubai ismine kanıp kıyılmış bezelye yemeyin" Bazı yerlerin talebi karşılayamadığını vurgulayan Ağaoğlu, “Birçok yerde adeta kuyruğa giriyorlar. Okul kantinlerinde bile satıldığı iddia ediliyor. Eğer doğruysa önlem alınmalı. Her çocuğun imkanı bu pahalı ürünü almaya gücü yetmeyebilir” dedi. Artan taleple sahtelerin de üretilmeye başlandığını duyduklarını anlatan Ağaoğlu, “Bu kadar pahalı ve ilgi gören ürün olunca hemen piyasaya sahteleri, kalitesizleri çıkmaya başladı. Bir dönem baklavaların içine konulan kıyılmış bezelyeler yine gündeme gelebilir. Tüketicileri uyarıyoruz, Dubai ismine kanıp kıyılmış bezelye yemeyin.” diye konuştu. “İçeriği yerli ama adı başka" Çankırı Karatekin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun ise Dubai çikolatasının çocuklar üzerinde olumsuz etki oluşturduğunu ve buna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin hem Antep fıstığında dünyada iddialı olduğunu ifade eden Ercoşkun, şunları kaydetti: “Tel kadayıf da bize özgü. Çikolatada Türkiye zaten iyi konumda, kaliteli üretimleri var. Ne kakao ne de Antep fıstığı Dubai’de yetişiyor. Çikolatanın dünya genelinde en çok kabul gören malzemeleri süt ve fındıktır. Bu konuda da Türkiye sayılı ülkelerden. Bütün bu potansiyele rağmen Türkiye’de çocuklar aşırı lüks tüketimin simgesi haline getirilen Dubai çikolatasına özendiriliyor. Bu durum, çikolata üreticileri ve bu ürünü reklam eden basın için bir sorgulama ve değerlendirme gerektirmektedir. Çocuklar için lüks tüketime özendirici bu tür reklamlardan, aşırılıktan uzak durulmalı.”
Aksaray Araç bakımında 4 bin liralık ihmal 70 bin liralık hasara neden olabilir Havaların soğumasıyla birlikte oto sanayide hareketlilik yaşanırken, kışlık bakımın önemine değinen ustalar 4 bin liralık kışlık bakımın ihmal edilmesinin 70 bin liralık hasara mal olabileceğini söyledi. Aksaray’da hava sıcaklıklarının düşmesi ve kış mevsiminin kendini göstermeye başlamasıyla birlikte oto sanayide de hareketlilik yaşanıyor. Araçlarına kışlık bakım yaptırmak isteyen araç sahipleri soluğu oto sanayide alırken, araçlar antifriz kontrolü, yağ bakımları ve çeşitli kontrollerden geçiriliyor. Bir araç için ortalama 3 bin ile 4 bin lira arasında değişen kışlık bakım yaptırılmadığı zaman araçta daha ağır arızalar yaşanabiliyor. Bu nedenle kışlık bakımın önemine değinen araç tamir ustaları, kış tam anlamıyla gelmeden bakımların mutlak suretle yapılması gerektiğinin altını çiziyor. 3-4 bin liralık kışlık bakımın ihmal edilmesi sonucu en az 60 ile 70 bin liralık hasara neden olabileceğini dile getiren servis araç bakım şefi Muhammet Atak, “Araçlarda kışlık bakım çok önemli. Mutlaka yapılması lazım. Kışlık bakım ortalama olarak 3 bin lira ile 4 bin lira arasında değişiyor. Kışlık bakım yapılmadığı zaman en az 60-70 bin lira civarında bir hasar oluşturabiliyor. Muhtemel bir tehlike olan motor suyunun donmasıyla aracın blok tapaları patlıyor, devridaim çürüyor, su kaçırıyor, conta yakıyor. Sonuç itibari ile yaklaşık 60-70 bin liraya mal oluyor. Araç bakımlarının kışa girmeden önce yapılması lazım. Yağ, antifriz, fren sıvı hidrolikleri ve direksiyon yağı gibi bakımlarının yapılması gerekiyor. Bakılmadığı taktirde araç motor suyunun donma ihtimali yüksek, donarsa motorda risk çoğalıyor. Antifriz çok önemli. Devridaimden de su kaçırabiliyor. Conta yakabilir, motor içi su donması olduğu zaman araca daha büyük riskler doğuruyor. O yüzden antifriz derecelerinin ölçülmesi lazım. Motorun ömrünün uzaması için yağ bakımlarının yapılması lazım. Şimdiki araçlar araçlara daha iyi bakılmadığında 100-150 bin kilometre arasında motor rektifiyesi isteyebiliyor” dedi.
Adana Stres ve kaygı gençlerde ‘Zona’ görülmesini arttırdı Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Çetinkünar, zonanın artık gençlerde de görüldüğünü belirterek, “En çok 50 yaş üzerinde, onkolojik tedavi gören hastalarda görülen zona hastalığının gençlerde de görüldüğünü gözlemliyoruz. Bunun nedeni gençlerin yaşadığı stres ve kaygı olabilir” dedi. ‘Zona zoster’ olarak bilinen ve kısaca ‘zona’ olarak tanımlanan deri hastalığında son zamanlarda artış yaşanıyor. Genellikle yaşlılarla ilişkilendirilen hastalık artık gençleri de etkisi altına almaya başladı. Gençlerde de görülme sıklığının artığını belirten Dr. Çetinkünar, günümüzde gençlerin yaşadığı stres ve kaygının yüksek olmasının, bağışıklık sistemini baskılayarak virüsün canlanmasına neden olduğuna dikkat çekti. “Kalp kriziyle dahi karıştırılabiliyor” Konuyla ilgili Acıbadem Adana Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Çetinkünar, İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Dr. Çetinkünar, zonanın ‘Suçiçeği’nden sonra görüldüğüne dikkat çekerek, “Zona, su çiçeğine benzer kabarcık oluşturması, deri döküntüleri ve ağrıyla kendini belli eden bir hastalık. Nedeni, Varisella Zoster (VZV) isimli bir virüs. Daha sık yüz, sırt, karın, göğüs ve pelvis bölgelerinde görülür. Suçiçeği geçiren ya da aşısı olan kişilerde virüs, bir nevi vücutta uykuya yatıyor. Ancak bağışıklığınız düştüğünde, güçsüz kaldığınızda, yorgun düştüğünüzde bu uykuya yatan virüs. tekrar canlanıyor. Öncesinde hastalar şiddetli bir ağrı, yanma, batma ve kaşıntı hissediyor. Genellikle bu hastalık vücudun sağ veya sol tarafını tutuyor. 1-5 gün sonrasında tipik döküntüler ortaya çıkıyor. Döküntüler çıktığında tanımız kolaylaşıyor. Hastalar tutulum olan bölgede şiddetli ağrı hissediyorlar. Ancak göğüs bölgesinde tutulum olduğunda hissedilen şiddetli ağrı nedeniyle hastalar, kalp krizi olduğunu düşünebiliyorlar” ifadelerini kullandı. “Körlüğe kadar gidiyor” Zona’nın bulaşma riskinin olmadığına vurgu yapan Dr. Çetinkünar, “Zonadan sonra suçiçeği geçirmemiş birisi varsa suçiçeği bulaşabilir. Erken dönemde tedaviye başlamak çok önemli. Belirtilerin başladığı ilk 3 gün içerisinde tedavi edilirse, hastalığın seyri hafifliyor. Aksi durumda, hasta özellikle ağrıyı uzun süre çekiyor. Baş bölgesinde görülen zonaların bazıları az hastada körlüğe kadar giden ciddi bir duruma dönüşebiliyor” diye konuştu. “Risk grupları aşı olmalı” Zona’ya karşı aşı olduğuna dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Deniz Çetinkünar, “Artık aşı kullanmaya başladık. Özellikle risk grubunda aşıyı öneriyoruz. En çok 50 yaş üzerinde, onkolojik tedavi gören ve bağışıklık sisteminin zayıf olduğu hastalarda görülme riski artığı için zona aşısı yaptırmalarını istiyoruz” dedi.