ASAYİŞ - 05 Mayıs 2024 Pazar 13:13

Manavgat’ta suç ve suçlularla mücadele operasyonunda 12 şüpheli yakalandı

A
A
A
Manavgat’ta suç ve suçlularla mücadele operasyonunda 12 şüpheli yakalandı

Antalya’nın Manavgat ilçesinde Nisan ayında yapılan operasyonlarda, 16 ayrı olayın şüphelisi 12 kişi yakalandı, 8’i tutuklandı, 4 şüpheli hakkında ise adli kontrol kararı uygulandı. Ayrıca, 144 aranan kişi yakalandı ve 59’u tutuklandı.


Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlileri, Nisan ayında suç ve suçlularla mücadele etmek ve meydana gelen olayların faillerini tespit etmek için çalışmalar yürüttü.


Yapılan çalışmalar kapsamında, "iş yerinden ve kurumdan hırsızlık", "evden hırsızlık", "açıktan hırsızlık", "motosiklet hırsızlığı" ve "yağma" olayları olmak üzere 16 ayrı olayın şüphelileri yakalandı, adli makamlara sevk edilen şüphelilerden 8’i tutuklandı, 4 şahıs hakkında adli kontrol kararı uygulandı.



6 adet tabanca, 2 adet kesici alet ve uyuşturucu ele geçirildi


Aranan şahısların yakalanmasına yönelik yapılan çalışmalarda; 144 şahıs yakalandı, yakalanan şahıslardan 59’u tutuklandı. Olaylarda; 6 adet tabanca ve bu tabancalara ait fişekler, 2 adet kesici alet, bir miktar uyuşturucu madde ve şüphelilerin suçtan elde ettiği değerlendirilen Türk lirası ve döviz ele geçirildi.



Manavgat’ta suç ve suçlularla mücadele operasyonunda 12 şüpheli yakalandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir Türk Ocağı 2024 Milli Kültür Bilgi yarışmasının final etapları düzenlendi Eskişehir Türk Ocağı’nın düzenlediği Milli Kültür Bilgi yarışmasında, liselerde Eskişehir Atatürk Lisesi, ortaokullarda ise Şehit Teğmen Subutay Alkan Ortaokulu şampiyon oldu. Eskişehir Türk Ocağı ile Millî Eğitim Müdürlüğünün iş birliğiyle yapılan Millî Kültür Bilgi yarışması final turları düzenlendi. Ortaokullar Arası 17’inci, Liseler Arası 2’inci kez yapılan yarışmaya, Millî Eğitim Müdürü Sinan Aydın, Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Muhammet Büyük, finale kalan okulların idareci, öğretmen ve öğrencilerinin katılımıyla Hacı Süleyman Çakır Kız Anadolu Lisesi salonunda gerçekleşti. Yarışma sonunda Liselerde, Eskişehir Atatürk Lisesi 1. olurken, Cevat Ülger Uluslararası İmam-Hatip Lisesi 2., Eskişehir Eti Sosyal Bilimler Lisesi 3. ve Eskişehir Anadolu Lisesi 4. oldu. Ortaokullarda ise Şehit Teğmen Subutay Alkan Ortaokulu 1. olurken, Vehbi Koç Ortaokulu 2., Dr. Halil Akkurt Ortaokulu 3. ve Ali Fuat Cebesoy Ortaokulu 4. oldu. Yarışmaların ardından ödül töreni gerçekleştirilirken, Türk Ocağı Başkanı Nedim Ünal, çocukların yetişmesinde emeği geçenlere teşekkür ettikten sonra milli kültürün önemine değindi. Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın, "Bu tür yarışmaların çocuklarımızın milli kimlikleri için önemli olduğunu, ister Türk Ocağında ister okulların kendi bünyesinde, ister sınıf düzeyinde olsun bu tür yarışmaların devam etmesi gerekir” dedi. Yarışmacı öğrencilere madalya, başarı belgesi, kitap ve para ödülü verilirken, okul müdürlüklerine ise plaket ve teşekkür beratı takdim edildi.
İstanbul "Hatırla" sergisi Esenler’de kapılarını açtı Esenler Belediyesi, milli şair Mehmet Akif Ersoy’un “Safahat” adlı eserindeki kelimeler kullanılarak dilimizin zenginliklerini tipografi sanatı ile ortaya koyan “Hatırla" sergisinin açılışına ev sahipliği yaptı. Esenler Belediyesi, milli şair Mehmet Akif Ersoy’un şiirlerini bir araya getirdiği Safahat’ı tipografi sanatıyla buluşturan “Hatırla” adlı serginin açılış programına ev sahipliği yaptı. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen serginin açılış töreni, ESEV Genel Sanat Yönetmeni Abdülbaki Kömür, eserleri sergilenen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi Yasin Avcı ve çok sayıda sanatseverin katılımıyla gerçekleşti. Türk edebiyatında en çok baskısı yapılan eserlerin başında gelen Safahat’taki kelimeler seçilerek Türkçemizin zenginliklerini tipografi sanatıyla ortaya koyan 17 eser, 26 Mayıs’a kadar ziyaret edilebilecek. "Kelimelerin bir ruhu var" Serginin açılış töreninde konuşan ESEV Genel Sanat Yönetmeni Abdülbaki Kömür, kültürümüzde dilin çok önemli olduğunu söyleyerek, “Kelimelerin de bir ruhu vardır. Yaşanmışlığın sonucu ortaya çıkan terimlerdir. Anlam taşıyan sözcüklerdir. Ancak geçmişte kullanılan kelimeler hayatın her anını kuşatan kavramlardı. Eğer hayatı, hiçliği, uzayı ve aklımıza gelebilecek her şeyi yaratan Allah ise kelimeleri de Allah’tan bağımsız düşünemeyiz. Geçmişte bu toplumda yaşayan insanlar kavramları Rableriyle irtibatlı kullanmışlardır. Bu kavramları, bu hayat biçimlerini gençlere de anlatmamız lazım. Onların anladığı dille konuşmalıyız. Onların anladığı dil ise sanat, edebiyat, spor. Bunların arasına koyup da vermeliyiz. Bu hususta teşebbüste bulunan Yasin beyi ve sanatçılarımızı tebrik ediyorum” dedi. "Derin anlamlar taşıyor" Eserleri sergilenen Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi öğretim görevlisi Yasin Avcı ise, “Bazı kelimeler günlük kullanımından daha derin anlamlar taşıyor. Eser kelimesi üzerinden bir tanımlama yapmak istiyorum. Eser kelimesinin manası, aslında bir emek sonrası ortaya çıkan üründür. Daha derin manası ayak izi demektir. Yani bir emek sonrası ortaya çıkmasından ziyade eser, dokunduğumuz her şeydir. Dokunduğumuz her şey olduğu için bu nedenle çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü dokunduğumuz her şeyde bizden bir iz kalıyor. Bugün ben de bir ayak izini kaydetmek için böyle bir çalışma içerisine girdim. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ‘Safahat’ adlı eserinde bulunan 17 kelimeyi tipografi sanatıyla ifade etmeye çalıştım. Serginin açılışına katılan herkese çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Nevşehir Alev Alatlı Nevşehir’de anıldı 2 Şubat’ta ebediyete irtihal eden Kapadokya Üniversitesi’nin kurucusu ve Mütevelli Heyet Başkanı, önemli mütefekkir ve yazarlarından Alev Alatlı anısına Kapadokya Üniversitesinde sempozyum düzenlendi. ’Alev Alatlı ve Eğitim’, ’Alev Alatlı ve Düşünce Dünyası’, ’Alev Alatlı ve Edebiyat’, ’Alev Alatlı ve Bilim’ temel başlıkları çerçevesinde davetli katılımcıların sunumlarının yer aldığı sempozyuma, akademik çalışmaları ile kendi alanlarında isim yapmış, aynı zamanda Alev Alatlı ve eserleri ile ilgili çalışmalar üretmiş, kendisiyle muhtelif zamanlarda fikir teatisinde bulunmuş yetkin bilim insanları katıldı. Kapadokya Üniversitesi Oktay Sinanoğlu Konferans Salonu’nda yapılan sempozyumun açılışına Eski Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer, Nevşehir Valisi Ali Fidan, Ürgüp İlçe Milli Eğitim Müdürü Savaş Özdemir, Mütevelli Heyet Başkanı Funda Aktan, Rektör Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Ali Loğoğlu, Nevşehir İl Jandarma Komutanı J. Kd. Albay Bahattin Murat Yakın, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yazıcı, Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Öztürk, Üniversite Genel Sekreteri Doç. Dr. Halil İbrahim Ünser, Üniversite Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Tezcan, Üniversite İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, Prof. Dr. İskender Öksüz, Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Prof. Dr. Sadık Türker, Prof. Dr. Ömür Ceylan, Prof. Dr. Serpil Oppermann, Prof. Dr. Şevket Volkan Ediger, Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Sanatçı Günseli Kato, sempozyum düzenleme kurulu üyeleri, öğrenciler ve davetliler katıldı. Üniversite Mütevelli Heyet Başkanı Funda Aktan konuşmalarında; “Alev Hocamız, ’Annem hep "işleyebileceğimiz en büyük günah birbirimize kayıtsız kalmamız’ derdi. Hep konuşalım, ortak bir noktaya gelelim, çözümleri getirelim diye çalıştı, çabaladı ömründe son nefesine kadar. Kendisi artık aramızda değil ama ne mutlu ki sizler buradasınız. Hep bahsettiği, benden sonra dünya nöbetini kim tutacak diye sorduğu dünya nöbetini devretmeyi istediği, aklına, kalbine, Türkiye’ye, sevdasına, bu topraklarda yaşayan insanlarına güvendiğini, onları sevdiğini bildiği kişiler burada bugün. Hep birlikteyiz. Kendisinin hep dediği gibi biraz ağır olabilir ama "Elimizden geleni değil, yapılması gerekeni yapacağız." Yapamıyorsak da yapmaya çalışacağız. Bu sempozyumun düzenlenmesi çok yoğun bir çabayla gerçekleşti. Ben bu sempozyumu düzenlemekte emeği geçen sayın hocalarıma, tüm mesai arkadaşlarıma, katılan değerli hocalarımıza hem üniversitemiz hem Alev Alatlı Vakfı hem de ailem adına şükranlarımı sunuyorum. Alev Alatlı’nın fikrî mirasını yaşatmak için Üniversitemiz bünyesinde kurulmuş olan Alev Alatlı Araştırma Merkezi tarafından yıllık olarak düzenlenmesi planlanan sempozyumlar ile Alev Hocamızın "Parmağıma değil, işaret ettiğim yere bakın." düsturunun gereğini yerine getireceğimize inanıyorum. Tüm hazîrunu saygıyla selamlıyorum, teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar ise; "Alev hocamız tam bir Rönesans figürüydü. Yani çok fazla konuda uzmanlığa sahipti. Bir elinde kitap bir elinde kalem bir elinde fırça bir elinde kepçe bir elinde büyüteç vardı. Psikoloji, Sosyoloji, Tarih, Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler, Gastronomi, Ekonomi, İstihdam, Eğitim Bilimleri, Mimarlık, Biyoloji diye listeyi uzatmak mümkün. Bir eğitim felsefesi vardı. Bunu Kapadokya Üniversitesinde hayata geçirdi. Dünyaya yön veren metinler ve bize yön veren metinler çalışmaları ile tarih ve siyaset bilimi çalışmaları için yeni sayfalar açtı. Metotoloji insanıydı. Edebiyat insanıydı. Her türlü despotizme karşıydı. Özellikle de Aydın sınıfının tahakkümcü despotizmine. Her yönüyle çok donanımlı bir entelektüeldi. Liyakat esaslı elitizme karşı değildi. Vasatlığa ve sıradanlaşmaya karşıydı. Ülkesine ve milletine olan sevgisi onu insanlığa ve gezegenimize yabancı kılmamıştı. Aksine bilgiye ve insanlığa duyduğu aşk onu hakikatin peşinde bir hayat sürmeye teşvik etti. Ne mutlu bizler de onun yol arkadaşları olduk” dedi. "Alev Hocamızın amel defteri kapanmayacaktır" Vali Fidan ise konuşmasında; "Alev Hocamız, Kapadokya Meslek Yüksek Okulundan Kapadokya Üniversitesi’ne evrilen bu güzide eğitim kurumunun da kuruluşuna öncülük eden bir büyük münevver bilim insanıdır. Kapadokya Üniversitemiz bugün geldiği noktada yetiştirdiği binlerce öğrencinin yanında gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalarla, sosyal sorumluluk projeleriyle başta ilimiz olmak üzere Kapadokya bölgesine, ülkemize çok önemli katkılar sunuyor, ilimizin, ülkemizin ekonomik hayatına, sosyal hayatına, bilimsel hayatına çok önemli katkılar sağlamakta. Ben bu yönüyle düşünüyorum ki bu eserler var oldukça burada bu hizmetler üretildikçe hocamızın da amel defteri kapanmayacaktır. O bu eserlerden her daim haberdar olacaktır" ifadelerini kullandı. Alev Alatlı ve Düşünce Dünyası oturumunda konuşan Prof. Dr. Ömür Ceylan ise; "Alev Hanım’ın bu sempozyumda bulunmasını, yapılan tüm konuşmaları dinlemesini, kendisi hakkında varılan yargıları her zaman yaptığı gibi şaşırtıcı argümanlarla paramparça etmesini ve ikinci günün sonunda başladığımız yere dönmeyi çok isterdim. İkinci gün sonunda eğer o burada olsaydı buradan kâinata, varlığa, insana ve hassaten de bize dair bam başka ufuklarla ayrılmış olacaktık” diye konuştu. Alev Alatlı ve Bilim oturumunda konuşan Prof. Dr. İskender Öksüz; "Alev Alatlı’nın düşüncesiyle yaşayışı arasında bir duvar yoktu. Düşünürken yaşardı yaşarken düşünürdü. Bir problemi çözmeden rahat edemezdi. Çözülmemiş problemlere buna da bir bakmak lazım derdi. Hissederdiniz ki mutlaka bir probleme bakıp ne olduğunu anlamak isterdi. Pasif bir gözlemci değildi, gördüklerinden kendine vazife çıkarırdı” şeklinde konuştu.