GÜNDEM - 18 Mayıs 2024 Cumartesi 17:41

Alev Alatlı Nevşehir’de anıldı

A
A
A
Alev Alatlı Nevşehir’de anıldı

2 Şubat’ta ebediyete irtihal eden Kapadokya Üniversitesi’nin kurucusu ve Mütevelli Heyet Başkanı, önemli mütefekkir ve yazarlarından Alev Alatlı anısına Kapadokya Üniversitesinde sempozyum düzenlendi.


’Alev Alatlı ve Eğitim’, ’Alev Alatlı ve Düşünce Dünyası’, ’Alev Alatlı ve Edebiyat’, ’Alev Alatlı ve Bilim’ temel başlıkları çerçevesinde davetli katılımcıların sunumlarının yer aldığı sempozyuma, akademik çalışmaları ile kendi alanlarında isim yapmış, aynı zamanda Alev Alatlı ve eserleri ile ilgili çalışmalar üretmiş, kendisiyle muhtelif zamanlarda fikir teatisinde bulunmuş yetkin bilim insanları katıldı. Kapadokya Üniversitesi Oktay Sinanoğlu Konferans Salonu’nda yapılan sempozyumun açılışına Eski Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer, Nevşehir Valisi Ali Fidan, Ürgüp İlçe Milli Eğitim Müdürü Savaş Özdemir, Mütevelli Heyet Başkanı Funda Aktan, Rektör Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Kayseri Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, Nevşehir İl Emniyet Müdürü Ali Loğoğlu, Nevşehir İl Jandarma Komutanı J. Kd. Albay Bahattin Murat Yakın, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Yazıcı, Üniversite Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Öztürk, Üniversite Genel Sekreteri Doç. Dr. Halil İbrahim Ünser, Üniversite Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuran Tezcan, Üniversite İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, Prof. Dr. İskender Öksüz, Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Prof. Dr. Sadık Türker, Prof. Dr. Ömür Ceylan, Prof. Dr. Serpil Oppermann, Prof. Dr. Şevket Volkan Ediger, Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Sanatçı Günseli Kato, sempozyum düzenleme kurulu üyeleri, öğrenciler ve davetliler katıldı. Üniversite Mütevelli Heyet Başkanı Funda Aktan konuşmalarında; “Alev Hocamız, ’Annem hep "işleyebileceğimiz en büyük günah birbirimize kayıtsız kalmamız’ derdi. Hep konuşalım, ortak bir noktaya gelelim, çözümleri getirelim diye çalıştı, çabaladı ömründe son nefesine kadar. Kendisi artık aramızda değil ama ne mutlu ki sizler buradasınız. Hep bahsettiği, benden sonra dünya nöbetini kim tutacak diye sorduğu dünya nöbetini devretmeyi istediği, aklına, kalbine, Türkiye’ye, sevdasına, bu topraklarda yaşayan insanlarına güvendiğini, onları sevdiğini bildiği kişiler burada bugün. Hep birlikteyiz. Kendisinin hep dediği gibi biraz ağır olabilir ama "Elimizden geleni değil, yapılması gerekeni yapacağız." Yapamıyorsak da yapmaya çalışacağız. Bu sempozyumun düzenlenmesi çok yoğun bir çabayla gerçekleşti. Ben bu sempozyumu düzenlemekte emeği geçen sayın hocalarıma, tüm mesai arkadaşlarıma, katılan değerli hocalarımıza hem üniversitemiz hem Alev Alatlı Vakfı hem de ailem adına şükranlarımı sunuyorum. Alev Alatlı’nın fikrî mirasını yaşatmak için Üniversitemiz bünyesinde kurulmuş olan Alev Alatlı Araştırma Merkezi tarafından yıllık olarak düzenlenmesi planlanan sempozyumlar ile Alev Hocamızın "Parmağıma değil, işaret ettiğim yere bakın." düsturunun gereğini yerine getireceğimize inanıyorum. Tüm hazîrunu saygıyla selamlıyorum, teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Üniversite Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar ise; "Alev hocamız tam bir Rönesans figürüydü. Yani çok fazla konuda uzmanlığa sahipti. Bir elinde kitap bir elinde kalem bir elinde fırça bir elinde kepçe bir elinde büyüteç vardı. Psikoloji, Sosyoloji, Tarih, Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler, Gastronomi, Ekonomi, İstihdam, Eğitim Bilimleri, Mimarlık, Biyoloji diye listeyi uzatmak mümkün. Bir eğitim felsefesi vardı. Bunu Kapadokya Üniversitesinde hayata geçirdi. Dünyaya yön veren metinler ve bize yön veren metinler çalışmaları ile tarih ve siyaset bilimi çalışmaları için yeni sayfalar açtı. Metotoloji insanıydı. Edebiyat insanıydı. Her türlü despotizme karşıydı. Özellikle de Aydın sınıfının tahakkümcü despotizmine. Her yönüyle çok donanımlı bir entelektüeldi. Liyakat esaslı elitizme karşı değildi. Vasatlığa ve sıradanlaşmaya karşıydı. Ülkesine ve milletine olan sevgisi onu insanlığa ve gezegenimize yabancı kılmamıştı. Aksine bilgiye ve insanlığa duyduğu aşk onu hakikatin peşinde bir hayat sürmeye teşvik etti. Ne mutlu bizler de onun yol arkadaşları olduk” dedi.



"Alev Hocamızın amel defteri kapanmayacaktır"


Vali Fidan ise konuşmasında; "Alev Hocamız, Kapadokya Meslek Yüksek Okulundan Kapadokya Üniversitesi’ne evrilen bu güzide eğitim kurumunun da kuruluşuna öncülük eden bir büyük münevver bilim insanıdır. Kapadokya Üniversitemiz bugün geldiği noktada yetiştirdiği binlerce öğrencinin yanında gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalarla, sosyal sorumluluk projeleriyle başta ilimiz olmak üzere Kapadokya bölgesine, ülkemize çok önemli katkılar sunuyor, ilimizin, ülkemizin ekonomik hayatına, sosyal hayatına, bilimsel hayatına çok önemli katkılar sağlamakta. Ben bu yönüyle düşünüyorum ki bu eserler var oldukça burada bu hizmetler üretildikçe hocamızın da amel defteri kapanmayacaktır. O bu eserlerden her daim haberdar olacaktır" ifadelerini kullandı. Alev Alatlı ve Düşünce Dünyası oturumunda konuşan Prof. Dr. Ömür Ceylan ise; "Alev Hanım’ın bu sempozyumda bulunmasını, yapılan tüm konuşmaları dinlemesini, kendisi hakkında varılan yargıları her zaman yaptığı gibi şaşırtıcı argümanlarla paramparça etmesini ve ikinci günün sonunda başladığımız yere dönmeyi çok isterdim. İkinci gün sonunda eğer o burada olsaydı buradan kâinata, varlığa, insana ve hassaten de bize dair bam başka ufuklarla ayrılmış olacaktık” diye konuştu.


Alev Alatlı ve Bilim oturumunda konuşan Prof. Dr. İskender Öksüz; "Alev Alatlı’nın düşüncesiyle yaşayışı arasında bir duvar yoktu. Düşünürken yaşardı yaşarken düşünürdü. Bir problemi çözmeden rahat edemezdi. Çözülmemiş problemlere buna da bir bakmak lazım derdi. Hissederdiniz ki mutlaka bir probleme bakıp ne olduğunu anlamak isterdi. Pasif bir gözlemci değildi, gördüklerinden kendine vazife çıkarırdı” şeklinde konuştu.



Alev Alatlı Nevşehir’de anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Çocuk parkında dehşet saçtılar: 2 çocuk saçma ile yaralandı Antalya’da husumetli olduğu kişiye bir grubun çocuk parkında silahlı saldırısı sonucu, pompalı tüfekten çıkan saçmalar oyun oynayan 6 ve 12 yaşındaki çocuklara isabet etti. Yaralanan çocuklar hastanede tedavi altına alındı. Olay, saat 16.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Yenigün mahallesi 1070 sokak üzerinde bulunan bir çocuk parkında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, yeğenlerini oyun oynamaları için sokak üzerinde bulunan parka getiren Yiğit A.’ya (18) bankta otururken, bir süredir ailevi nedenlerden dolayı husumetli olduğu eşinin ailesi tarafından pompalı tüfek ve tabanca ile ateş açıldı. İsimleri öğrenilemeyen şahıslar geldikleri araç ile olay yerinden hızla uzaklaşırken, park içerisinde oyun oynayan Ecrin A. (6) ve Berat A. (12) saçmaların hedefi oldu. Oyun oynayan iki kardeş yaralandı Pompalı tüfekten çıkan saçlar ile hafif yaralanan iki kardeş çevredeki vatandaşların olayı 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirmeleri üzerine olay yerine gelen ambulans ile hastaneye kaldırıldı. İhbarla olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve Olay Yeri İnceleme ekipleri çocuk parkında inceleme yaparken çevredeki güvenlik kameraları incelemeye alındı. Polis ekiplerinin şüpheli ya da şüphelileri yakalamak için çalışmaları sürüyor. “Annesi feryat figan ağlıyordu” Olayın yaşandığı parkın karşısında ikamet eden ve evde otururken silah seslerini duyduğunu belirten Mustafa Şengül isimli vatandaş, "İlk başka 2-3 el pompalı tüfekle silah sesi geldi. Ardından parkta oturan karşı taraf 3-4 el silahla ateş etti. Olayda bir tane kız çocuğu vurulmuş, çocuğu direk hastaneye götürdüler. Annesi feryat figan ağlıyordu. Diğer taraf bir tane Peugeot marka araç ile kaçmışlar” dedi.
Muş Muş’ta 400 sporcu için kuşak terfi töreni düzenlendi Muş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde düzenlenen karate kurslarına katılan 7-18 yaş arasındaki 400 sporcu, kuşak terfi töreninde büyük heyecan yaşadı. Muş Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen tören, sporcuların sergilediği karate gösterileriyle renklenirken, çocukların ve ailelerinin mutluluğu görülmeye değerdi. Kuşak terfi belgelerini alan sporcular, gelecek hedeflerine bir adım daha yaklaştı. Karate Kuşak Terfi Töreninde konuşan Muş Valisi Avni Çakır, Gençlik ve Spor Müdürlüğünün devam eden birçok kursunun olduğunu söyledi. Karate kursundaki 400 çocuğun kuşak heyecanına şahitlik ettiklerini söyleyen Vali Çakır, “Bugün Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde açılan karate kursunda mezun olan 400 çocuğumuzun kuşak terfi törenine bizlerde eşlik ettik. İlimizde çeşitli branşlarda açmış olduğumuz kurslarda yaklaşık 5 bin çocuğumuza sporun değişik branşlarında eğitim vermekteyiz. Bu anlamda hem Valilik olarak hem de Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olarak sporun tabana yayılmasında önemli çalışmalar sunmaktayız. Lisanslı sporcularımızın ve bölgelerdeki turnuvalara katılan sporcularımızın sayılarının artması anlamında yoğun çaba gösteriyoruz. Geleceğimiz güçlü ve sağlık nesiller üzerinde yükseleceğinin farkındayız. Buradan tüm velilerimize çağrımdır. Çocuklarınızı mutlaka bir spor branşına kaydedin. Çocuklarınızda ki mental ve fiziksel olarak pozitif değişimi sizlerde görün” dedi. Karate kurslarının yıl boyunca devam edeceğini ve çocukların sporla iç içe büyümeleri için farklı branşlarda çalışmalar yürüttüklerini belirten Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Arif Taşdemir, “Müdürlüğümüz bünyesinde açmış olduğumuz kursumuzun kuşak terfi törenini bu gün gerçekleştirmiş olduk. 4 aydır burada gördükleri kursta ve sınavda başarı gösteren 400 sporcumuz için karate kuşak terfi töreni düzenledik” şeklinde konuştu.
Ankara Bakan Işıkhan, KPDK Toplantısı’na başkanlık etti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Başkanlığı’nda Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı düzenlendi. Kamu Personeli Danışma Kurulu (KPDK) Toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ev sahipliğinde Reşat Moralı Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. Toplantıda konuşma yapan Bakan Işıkhan, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu görevlileri sendikaları arasındaki sosyal diyaloğun geliştirilmesi amacıyla KPDK’nın toplandığını hatırlatarak, “Bu toplantıda sizlerin de görüşleri çerçevesinde önemli adımlar atacağımıza, önemli istişarelerde bulunacağımıza inancım tamdır. Tüm sendikalarımız gibi memur sendikalarımız da çalışma hayatımızın en önemli mekanizmalarından birisidir. Bu nedenle, sosyal paydaşlarımızla bir araya geliyor, istişare ve diyalog mekanizmalarımıza ayrı bir önem veriyoruz” ifadesini kullandı. Geçmiş dönemde Kamu Personeli Danışma Kurulu’nu ve Üçlü Danışma Kurulu’nu topladıklarını anımsatan Işıkhan, "Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle Çalışma Meclisi’ni gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında ise 2024 ve 2025 yıllarını kapsayan kamu görevlilerimizin mali ve sosyal haklarını içeren Toplu Sözleşme müzakerelerini gerçekleştirdik. 7. Dönem Toplu Sözleşme müzakerelerinde hizmet kollarına ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararlarıyla kamu görevlilerinin geneline yönelik çok sayıda kazanım elde edildi” diye konuştu. “Sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlilerinin yaklaşık yüzde 75’i sendikalıdır” Bakan Işıkhan, 12. Kalkınma Planı ve Orta Vadeli Program çerçevesinde, Türkiye Yüzyılında çalışanların refahının artmasının ana amaçları olduğuna vurgulayarak, “Çalışma hayatındaki değişliklere uyum sağlanabilmesi bakımından sendikal örgütlenmenin önemini de bir kez daha hatırlatmak isterim. Kamu görevlileri sendikalarımız bugün milyonlarca kamu çalışanı üyeye sahipler. Son yayımlanan Tebliğ incelendiğinde, toplam kamu görevlisi sayısı 2 milyon 994 bin 550, toplam sendikalı memur sayısı 2 milyon 251 bin 330 olmakla birlikte, oransal olarak sendika üyesi olabilecek toplam kamu görevlilerinin yaklaşık yüzde 75’i sendikalı olarak görünmektedir. Kamu görevlileri sendikalarımız çalışanlarının yaşam koşullarını en iyi seviyeye getirme gayretini, toplu sözleşmeler ve istişare mekanizması olan Kamu Personeli Danışma Kurulu aracılığıyla dile getirmektedirler” ifadelerine yer verdi. “Çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlarda iyileştirmeler yaptık” Bu anlayışın, devletin ve sosyal tarafların karşılıklı etkileşimiyle mümkün olduğunu kaydeden Işıkhan, “Anayasamızda ve diğer alt düzenlemelerde, sendika kurma, bunlara üye olma, toplu sözleşme yapma ve çeşitli sosyal diyalog mekanizmalarıyla görüşmeler yapılması gibi haklar oldukça önemli kazanımlara vesile olmaktadır. Kamu çalışanlarımıza sendika kurma hakkı 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındı. Kamu görevlileri sendika ve konfederasyonlarının kuruluşundan tutun da bu sendikalara üye olabilecek kamu görevlilerinin hak ve sorumluluklarına kadar çok sayıda düzenlemeye yer veren 4688 sayılı Kanun ise 2001’de yürürlüğe girdi. İlk kez hükümetlerimiz döneminde 2010 Anayasa değişikliği ile de kamu görevlilerimize toplu sözleşme yapma hakkı tanındı. Öte yandan, çeşitli yasal düzenlemelerle sendikal mevzuatlarda iyileştirmeler Hükümetlerimiz döneminde yapılmış ve yenilikçi politikalarımızın göstergesi olan bu değişiklikler her zaman yapılmaya da devam edecektir” açıklamasında bulundu. “Kamu personel yönetiminde çözülemeyeceği düşünülen çok sayıda konu çözüme kavuşturulmuştur” Bakan Işıkhan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2002 yılından bu yana özellikle kamu görevlileri sendikacılığında son derece önemli değişikliklerin hayata geçirildiğine dikkati çekerek, şunları aktardı: “Bakanlığımızın sosyal devlet anlayışını temsil eden bir kurum olması ve çalışma hayatının en önemli paydaşları olarak gördüğümüz sendikalarımıza verdiğimiz önem doğrultusunda laf değil icraat üretme anlayışımızla her zaman olduğu gibi çalışmalarımıza kaldığı yerden devam edeceğiz. Hükümetlerimizce, kamu personel mevzuatında başta 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu olmak üzere, diğer alt mevzuatlarda ve ilgili diğer mevzuatlarda kamu personelimizin lehine çok sayıda değişikliklere imza atıldı. Geçmiş dönemlerde, kamu personel yönetiminde çözülemeyeceği düşünülen çok sayıda konu çözüme kavuşturulmuştur.” Memurların hafta sonu şehir dışına çıkış yasağı, toplu sözleşme yapamaması, kamuda başörtüsü yasağı gibi demokrasiyle bağdaşmayan çok sayıda uygulamanın ortadan kaldırıldığına vurgu yapan Işıkhan, “Cumhuriyetimizin 101. Yılını kutladığımız bu zamanlarda yukarıda saydığım reformları yerine getirmenin gururunu yaşadığımızı belirtmek isterim. Elbette, 22 yılı geride bırakan hükümetimizin kamu görevlilerimize ve kamu görevlileri içerisinde özellikle değinilmesi gereken dezavantajlı gruplara yönelik sağladığı ‘Engelli personel çalıştırma yükümlülüğü’ gibi kolaylıklara, imkanlara sizler her zaman şahit oldunuz” dedi. Bakan Işıkhan, çok sayıda hizmet ve sosyal diyalog mekanizmasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde ve zamanında uygulandığını belirterek, “Söz üreten değil, icraat üreten, vatandaş odaklı, demokratik ve sosyal devleti esas alan yönetim anlayışının temsilcisi olarak kamu çalışanlarımız için gelecekte yapacağımız hizmetlerin en sağlam teminatı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümetlerimizin geçmişte yapmış olduğu dönüşümlerdir” şeklinde konuştu. Toplantının ana çerçevesini oluşturan sosyal diyaloğun geliştirilmesi konusu, kamu görevlilerinin karşılaştığı genel nitelikli sorunlar bağlamında ele alındı. Işıkhan, ‘Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği’ temasıyla gerçekleştirilen KPDK Kasım ayı toplantısının hayırlı olmasını dileyerek, konuşmasının sonunda her zaman emeğin ve emekçinin sesi olmaya devam edeceklerini söyledi. Bakan Işıkhan’ın konuşmasının ardından, Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu-Sen) Genel Başkanı Önder Kahveci ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras da söz alarak birer konuşma yaptı.