GÜNDEM - 17 Mayıs 2024 Cuma 16:28

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde: "Yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarımın ana vatanı olan Anadolu’da yeşil kalkınma ve yerelden kalkınma ilkesiyle yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz. Küçük ekipman kredisi limitini 150 bin liradan 250 bin liraya çıkarıyoruz. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri, hayvan sayılarını çoğaltmaları, atıl işletme kapasitelerini üretime kazandırmaları amacıyla verilen kredinin limitini de 400 bin liradan 600 bin liraya getiriyoruz. Büyükbaş süt hayvancılığı ile iştigal eden üreticilerimiz için bu rakamı 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükseltiyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde "Sürdürülebilir Tarım ve Tarımda Markalaşma" temasıyla düzenlenen Ziraat Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan,

1863 yılından beri Ziraat Bankası’nın Türk tarımının lokomotifi olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Savaş dönemleri dahil ülkemizin yokluk günlerinde bankamız çiftçinin, esnafın, tüccarın, girişimcinin yanında yer aldı. Üreticilerimizin insanımızın iliğini sömüren tefecilerin ve faiz lobilerinin pençesine düşmemesi noktasında hayati rol üstlendi. Ziraat Bankası dün olduğu gibi bugün de ülkeyi ve milleti önceleyen duruşunu muhafaza ediyor. Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim, Ziraat Bankası sadece kar peşinde koşan bir banka değildir. Bunun yanı sıra Ziraat, ihtiyaç duydukları anda çiftçinin, esnafın, sanayici, tüccar ve ihracatçının elinden tutan bir kara gün dostudur. Her iktisadi teşekkül çalışmalarını sürdürmeyi, yeni yatırımlarla faaliyet sahasını büyütmeyi ve genişletmeyi hedefler. Ziraat Bankamızın da hem ülke içinde hem de yurt dışında mevcudiyetini artırdığını görmekten artık memnuniyet duyuyorum. 2015 yılında Ziraat Katılım’ın faaliyete geçmesiyle birlikte bankamız hızla gelişen alternatif finans piyasasında da yerini almıştır. Biraz evvel genç ve kadın çiftçilerimiz ile kooperatif ürünlerinin yer aldığı stant alanını ziyaret ettik. Ülkemiz tarımının çeşitliliğine ve zenginliğine burada tekrar şahit olduk. Bu hazineyi ne kadar ileriye taşırsak Türkiye için o kadar iyi olacaktır. Tabii bunun için tarım sektörünün tüm paydaşlarının el ele vermesi, iş birliği ve dayanışması içinde hareket etmesi mühimdir. Tarım sektörünün bütün aktörlerini aynı zamanda buluşturan bu tarz programlar anlayış birliğinin tesisini de kolaylaştırmaktadır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde:

"Eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor"

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Ankara’da Ziraat Odası Başkanları ve üretici birlikleriyle bir araya geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin tarımda son 21 yılda nereden nereye geldiğini karşılaştırmalı olarak çok detaylı bir şekilde ortaya koyduklarını ifade etti.

Muhalefetin saman ithalatı söylemine tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’de muhalefetin ezberi olan tarım bitti tezlerinin ne kadar içi boş, temelsiz ve gerçek dışı olduğunu rakamlarla ispat ettik. Biraz önce Tarım ve Maliye Bakanlarımız da yaptıkları konuşmalarla bunu tekrar teyit ettiler. Özellikle hemen her sene tedavüle konan saman ithalatı söylemi tarım sektörünün tüm paydaşlarına yapılmış bir hakarettir. Türkiye gerçekler yerine çarpıtmalar, özellikle bunun üzerinden muhalefeti artık geride bırakmalıdır. Açıkçası eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor. Bunun yerine eleştirel ama daha yapıcı bir anlayışın ikame edilmesi ülkemiz için şüphesiz daha faydalı olacaktır. Biz de böyle olmasını arzu ve ümit ediyoruz. Elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği hakikat şudur. Ülkemizin son 21 yılda başarı hikayesi yazdığı alanların en başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır. Bunu söylerken elbette her şey güllük gülistanlık diyemeyiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde:

"Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalı hareketleri yok sayamayız"

Dünyadaki tüm ülkeler gibi Türkiye’nin de sıkıntıları olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tarımsal girdi fiyatlarındaki artış çözmemiz gereken buna benzer sorunlarımız var. Kırmızı ve beyaz et fiyatlarında son dönemde yaşanan dalgalı hareketleri yok sayamayız. Gübre fiyatlarındaki artışlarından gündelik ve sürekli işçi eksikliğine kadar farklı alanlarda yükselen şikayetlere kulaklarımızı tıkayamayız. Başarılarımızla birlikte halen problem üreten alanların farkındayız. Muhasebemizi yaparken dengeli ve objektif bir şekilde kendimize ayna tutuyoruz. Amacımız güçlü ve zayıf yanlarımızı en doğru biçimde tespit etmektir. Tarımda da durum farklı değildir. Burada da çözüm odaklı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Başarılarımızın sayısını artırmanın, eksiklerimizi gidermenin derdindeyiz. Problemlerimize ortak akılla çözüm yolları geliştirmeye çalışıyoruz. Tarım sektörümüzün 21 yılda elde ettiği başarıların değersizleştirilmesine mahal vermeden milletimizin en çok şikayet ettiği hususlara odaklanarak Türkiye’yi hep beraber hedeflerine ulaştıralım istiyoruz. Bakınız burada şu hususu tüm samimiyetimle söylemek isterim, milli meselemiz olan tarımda biz hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Türkiye’nin tarım eko sistemini geliştirmek için herkesin fikrine, katkısına, eleştirisine, önerilerine sonuna kadar açığız. Yeter ki, tarım konusu ezberlere ve ön yargılara kurban edilmesin. Yeter ki, cımbızla çekilen bir ürün üzerinden sektöre haksızlık yapılmasın. Allah’ın izniyle gerisi biraz gayret ve emekle zaten kolayca gelecektir" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde:

"Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bir çok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlık yatıyor"

Geçtiğimiz asırda yer altı kaynaklarının ön planda olduğunu; petrol, elmas ve diğer yer altı zenginlikleri için oluk oluk kan aktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir damla petrolü bir damla kandan daha kıymet gören sömürgeciler bunları tahakküm altına almak için her yola başvurdu. Binlerce kilometre öteki ülkeleri işgal ettiler. Avrupa’dan Afrika’ya saldırdılar. Tüm imkanlarıyla Afrika’nın zenci evlatlarını ne yazık ki imkanlarını helikopterlerle elmaslarını altınlarını Avrupa’ya taşıdılar. İnsanları topraklardan sürdüler. Eli kanlı diktatörleri desteklediler. Yerli halkı uyuşturucuya alıştırarak ekonomik, sosyal ve siyasal bakımdan kendilerine tamamen bağımlı hale getirdiler. Bize insan hakkı dersi veren Batılı ülkelerin Kongo’da, Cezayir’de, Kenya’da, Somali’de, Güney Afrika’da ve daha pek çok Afrika ülkesinde neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Bu ülkeleri ziyaretimizde sömürgecilerin acımasız yüzünü bizzat görme fırsatı bulduk. Yeni ve çok daha sinsi yöntemlerle sömürü düzeni hala devam ediyor. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda aynı kavganın tarım alanları, su ve gıda için verileceği anlaşılıyor. Dünyanın gelişmiş ülkeleri Afrika’da tarım arazisi kiralamak için büyük bir yarış içindeler. İklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle birlikte su kaynakları ve havzaları birer çatışma hattına dönüşüyor. Asya, Amerika, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki bir çok gerilimin altında su kaynaklarıyla ilgili anlaşmazlık yatıyor. Covid 19 salgını ve Rusya Ukrayna savaşında tüm ülkelerin gıda arz ve güvenliğini temi için nasıl kıyasıya mücadeleler verdiğini unutmayalım. Türkiye’nin gayretleriyle hayata geçirilen Karadeniz Girişimi olmasaydı başta Afrika ülkeleri olmak üzere bir çok yerde kıtlık yaşanacaktı. Açlık tehdiyle karşı karşıya kalan insanlar hayatını kaybedecekti. Biz buna kayıtsız kalmadık. Toplam 33 milyon ton tahılın Boğazlarımızdan güvenli geçişini sağlayarak durumun iyice kontrolden çıkmasına engel olduk. Şunu bir defa görmemiz lazım. Tarımın önemi azalmayacak bilakis daha da artacaktır. Her yeni küresel kriz gıda üretimi ve tedarikinin ne kadar stratejik bir alan olduğunu teyit etti" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde:

"Ziraat Bankalarımızın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır"

Tarımı sadece ekonomi için değil milletin bekası için de hayati önemde bir sektör olarak gördüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı’nın temel unsurları arasında tarım, hayvancılık, kırsal kalkınma ve tüm bu alanlarda verimlilik artışının ayrı bir yeri var. Son 21 yılda bunun alt yapısını güçlendirme yolunda önemli adımlar attık. Tarım desteklerini hem çeşitlendirdik hem de ciddi oranda yükselttik. Tarım Kredi Kooperatiflerimiz sektörün ve çiftçini daima yanında oldu. Çiftçilerimizin finansman ihtiyacını karşılamak üzere Ziraat Bankalarımızın kullandırdığı tarım kredilerinin tutarı 480 milyar lirayı aşmış durumdadır. Bu kredilerden yararlanan çiftçilerimiz sayısı 1,2 milyonu aştı. Bizim gayemiz insanları doğdukları yerde doyar hale getirmektir. Tarımın ana vatanı olan Anadolu’da yeşil kalkınma ve yerelden kalkınma ilkesiyle yeni bir tarım ve kırsal kalkınma süreci başlatıyoruz. Kırsal kalkınma hibe programlarımızı üretim planlamasını dikkate alarak yeniden düzenledik. 2024 yılı kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı hibe desteğine esas proje limitini 7 milyon liradan 14 milyon liraya yükselttik. 5 milyar lira hibe desteği sağlayacağımız 7 bin projeyi ve hak sahiplerini bugünden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığımız açıklamaya başlayacak. Bu projelerle toplam 13 milyar lira yatırım yapılacak olup yaklaşık 20 bin vatandaşımıza istihdam sağlayacağız. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçilerimiz için ilk kez hayata geçen yeni tarımsal kredi uygulamalarını aybaşında kamuoyu ile paylaştı. Üretim planlaması kapsamında üretim ve sözleşmeli üretim yapan çiftçilerimiz ilk defa ilave faiz kar payı indiriminden faydalanabilecek. Organize tarım bölgesi yatırımı yapacak üreticilerimize ve birinci derecede tarımsal amaçlı örgütlerimize de ilk defa ilave faiz indirimi uygulanacak" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçiye müjde üstüne müjde

Ziraat Bankasının da yeni müjdelerle sektöre verdiği desteği arttığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küçük ekipman kredisi limitini 150 bin liradan 250 bin liraya çıkarıyoruz. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri, hayvan sayılarını çoğaltmaları, atıl işletme kapasitelerini üretime kazandırmaları amacıyla verilen kredinin limitini de 400 bin liradan 600 bin liraya getiriyoruz. Büyükbaş süt hayvancılığı ile iştigal eden üreticilerimiz için bu rakamı 1 milyon liradan 1,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Her zaman söylüyorum gençlerimiz bizim geleceğimiz. Gençlerin tarım alanında iş ve işletme sahibi olmalarını teşvik ediyoruz. Ülkemizdeki genç nüfusa tarım dahil ne kadar fazla alternatif iş kolu oluşturabilirsek ekonomimiz için o kadar güzel olacaktır. Genç çiftçi kredisinin limitini 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya artırıyoruz. Kadın çiftçi kredisi limitini de aynı şekilde 1,5 milyon liradan 2,5 milyon liraya yükseltiyoruz. Ziraat Bankamızın bu müjdeli haberlerinin de çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu kredilerin katkısıyla tarım sektörümüz geliştikçe inşallah Türkiye daha müreffeh, milletimiz daha huzurlu, geleceğimiz daha aydınlık daha güvenli olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan çiftçilere müjde üstüne müjde:

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.