SAĞLIK - 31 Ekim 2024 Perşembe 12:59

AÜ’de 6 ayda bin 700 meme kanseri hastası tedavi edildi

A
A
A
AÜ’de 6 ayda bin 700 meme kanseri hastası tedavi edildi

Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, son 6 ayda Meme Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi’nde tedavi edilen hasta sayısının bin 700’e ulaştığını bildirdi. Özkan, merkezin ileri altyapısı sayesinde hastalara aynı gün biyopsi dahil tüm işlemlerin yapılabildiğini vurgulayarak, bu kapsamlı hizmetin hasta açısından büyük bir avantaj sunduğunu ifade etti.


2024 yılı Nisan ayında açılışı gerçekleştirilen Türkiye’deki devlet hastaneleri içinde en kapsamlı Meme Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi’nde 1-31 Ekim Dünya Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’ın katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.



“Akdeniz Üniversitesi, her alanda olduğu gibi onkolojide ve özellikle meme kanserinde de öncü bir merkezdir”


Toplantıda konuşan Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Ekim ayı meme kanseri farkındalık ayı. Dünyada her 8 kadından biri kanserle karşı karşıya kalıyor. Bu, kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin ne denli yaygın olduğunu gösteriyor. Bu nedenle meme kanseri farkındalığı için bir ayın ayrılması oldukça uygun görülüyor. Akdeniz Üniversitesi, her alanda olduğu gibi onkolojide ve özellikle meme kanserinde de öncü bir merkezdir. Bunu gururla söylüyorum. Muhteşem bir altyapımız var. Türkiye’de bulunmayan ya da sadece birkaç yerde bulunan cihazlar Akdeniz Üniversitesi’nde mevcut ”dedi.



“Son 6 ayda bin 700 hastayı tedavi ettik”


Meme kanserinde birkaç önemli nokta olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, ”Erken tanı konulduğunda tedavi hem daha az acılı oluyor hem de sonuçlar çok daha iyi oluyor. Ayrıca hastanın hayatta kalma ihtimali artıyor. Tanıdan sonra tedavide de Akdeniz Üniversitesi’nin hem hoca tecrübesi hem de altyapısı tartışılmaz. Meme kanserinde şöyle bir sıkıntı var; bu kanser türü uzun sürede ortaya çıkıyor ve ilk tedavinin en iyi şekilde yapılması çok önemli. Çünkü komplikasyonlar oluşabiliyor ve bu durumla daha sonra baş etmek zor oluyor. Bu anlamda meme kanseri farkındalığı çok kıymetli. Akdeniz Üniversitesi olarak son 6 ayda bin 700 hastayı tedavi ettik. Buranın en önemli özelliği her şeyin burada yapılması; biyopsi bile aynı gün yapılıyor. Bu, hasta açısından büyük bir avantaj" diye konuştu.



“Devletimizin sunduğu sağlık hizmetlerinden yararlanın”


Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ömer Özkan ise, "Meme kanseri çok yavaş olmayan bir hastalık, ilerlediğinde hızlı bir şekilde hayat kaybına yol açabiliyor. Ancak meme kanseri ve bazı deri kanserlerinde erken teşhisle bu risk önemli oranda azalır. Meme kanserinde hastalık milimetre düzeyindeyken erken fark edilirse yaşama şansı yüzde yüzdür" dedi.


Özkan, meme kanseri riskine karşı düzenli kontrollerin önemine dikkat çekerek, "Lütfen uzmanlarımızın önerilerini dikkate alın. Meme kanserinde erken teşhis hayati bir fark oluşturur. Erken aşamada yakalanan vakalarda yaşama şansı yüzde 100 iken, ikinci aşamada bu oran yüzde 70’e, dördüncü aşamada ise çok düşük bir seviyeye geriler. Bu dünyada kendinize bir iyilik yapın, düzenli kontrolleri aksatmayın, muayenenizi gerçekleştirin. Devletimizin sunduğu sağlık hizmetlerinden yararlanın. Negatif meme kanserinde bile erken tanıdığımızda başarı oranımız oldukça yüksek” dedi.


Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekim Prof. Dr. Yıldıray Çete, “Artık kanser tedavisinin tek bir hekimin üstlenebileceği bir süreç olmaması gerektiği ortaya çıktı. Birden fazla branş ve hekimin ortak çalışmasıyla en uygun tedavi ve daha uzun bir yaşam sunabiliyoruz. Akdeniz Üniversitesi olarak Türkiye’nin en önemli markalarından biri ve lider bir üniversitenin sorumluluğuyla geçen yıl bu merkez açıldı. Merkezimizde şu ana kadar pek çok cerrahi tedavi sunduk. Cerrahi branşlarımız, medikal onkologlarımız, radyasyon onkologlarımız, patologlarımız ve diğer uzmanlarımızın birlikte çaba gösterdiği bu merkezlerde hastalarımızın tanısı ve tedavisi hem hızlandırıldı hem de doğru ve etkili bir şekilde uygulanmaya başlandı” dedi.


Toplantıya ayrıca Genel Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cumhur Arıcı, Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aylin Fidan Korcum Şahin, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veli Vural, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Karaca ve Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Sanhal katıldı.



AÜ’de 6 ayda bin 700 meme kanseri hastası tedavi edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Alpine A290, 2025 yılının ilk yarısında Türkiye’de satışa sunulacak MAİS A.Ş., Alpine A290 modelini 2025 yılının ilk yarısında Türkiye’de satışa sunmaya hazırlanıyor. Alpine’in tamamen elektrikli Dream Garage serisinin ilk modeli olan A290, kompakt ve çevik tasarımı, yüksek performansı ve konforu ile dikkat çekiyor. MAİS A.Ş., Alpine A290 modelini 2025 yılının ilk yarısında Türkiye’de satışa sunmaya hazırlanıyor. MAİS A.Ş. Genel Müdürü Dr. Berk Çağdaş, “OYAK’ın da girişimi ve destekleriyle önümüzdeki yılın ilk yarısında Türkiye’deki hedef kitlesi ile buluşturmayı planladığımız Alpine A290 modelimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Alpine’in ruhunu pistten caddelere taşıyacak bu yeni kompakt elektrikli model ile hem Türkiye’de hem de dünyada Alpine’in hedef kitlesine yepyeni genç ve dinamik bireyler katacağımıza inanıyorum” dedi. Yapılan açıklamaya göre; Alpine A290, 4 metreden kısa olan küçük bir şehir otomobili olmasına rağmen, sahip olduğu gövde orantılarıyla özel bir görünüm sergiliyor. AmpR Small platformu, Antony Villain liderliğindeki Alpine tasarım ekibinin modele özel bir temel kazandırmasını mümkün kılarken, iz genişliğinin 60 mm artırılması bu etkiyi daha da güçlendirdi. Uzunluğu 3.990 mm, genişliği 1.820 mm, yüksekliği 1.520 mm ve aks mesafesi 2.530 mm olan A290 kompakt boyutlara sahip bir araç olarak öne çıkıyor. Araç hakkında şu bilgiler paylaşıldı: "A290, Jean Rédélé geleneğine bağlılığını sürdüren bir tasarıma sahip. Alpine’in tüm modellerinde bulunan dört farlı ön cephe, benzersiz ışık imzasıyla uzak mesafeden bile tanınabilirken, ralli otomobillerini anımsatan X şeklindeki desenler dikkat çekiyor. Geniş çamurluklar, gövde rengi kenarlara sahip yan marşpiyeler, alüminyum veya belirli versiyonlarda standart olarak anodize mavi tavan kenarları ve diğer birçok detay; A290’ın dış tasarımına özel bir ifade kazandırıyor. Ön kısımda Alpine yazısı yer alırken; özel spor tamponda tipik bir kar tanesi motifi bulunuyor. A290’ın gövde tasarım sürecinin her aşamasında, elektrikli menzili en üst düzeye çıkartmak üzere aerodinamik faktörler göz önünde bulunduruldu. Maksimum verim elde etmek için geniş yan marşpiyeler, difüzör, kanatçıklar ve arka aydınlatmaların şeklinin yanı sıra tampondaki hava girişleri de özel olarak tasarlandı. Alpine A290, yeni Alpine Vision Mavi de dâhil olmak üzere dört gövde rengi içeriyor. Ayrıca Deep Siyah, Nival Beyaz ve Matt Tornado Grisi renklerinde de sunuluyor. İç tasarım Araç, 5 koltuklu ve 5 kapılı A290, 326 litrelik bir bagaja sahip kompakt sınıf bir otomobil olarak öne çıkıyor. Kokpit, Deep Mavi seçeneğiyle Alpine dünyasına özgü sportif bir görünüm sergiliyor. Nappa deri ile kaplı üç kollu spor direksiyon simidi, A290’ın sportif karakterini vurgulamak ve ele daha iyi oturmasını sağlamak üzere kalın bir şekilde tasarlandı. Direksiyon simidinin solunda şarj için rejenerasyon seviyesini ayarlayan RCH döner düğme, sağında çeşitli sürüş modları ve kırmızı OV sollama düğmesi ile Formula 1 dünyasından ilham alan birkaç özel düğme içeriyor. Direksiyon; sürüş yardımcıları, telefon, sesli asistan ve gösterge ekranı modu için kontrollere ek olarak özel bir ses kumandası modülü de içeriyor. Spor pedallar ve ayak desteği, A290’ın sportif sürüş pozisyonunun ergonomisini tamamlıyor. Sürücüye doğru eğimli 10,1 inç orta ekran ve fiziksel klima kontrolleri; sürücünün gözlerini yoldan ayırmadan kontrol edebilmesini sağlayacak ergonomiyle tasarlandı. Döşemeler, çevre dostu malzemelerden üretildi. İlk donanım seviyesinde koltuklar, silika grisi kontrast dikişlerle kombinlenmiş yüzde 100 geri dönüştürülmüş koyu mavi kumaş ile kaplanırken; ön konsol, orta konsolun yanları ve kapı panelleri gözenekli kumaşla kaplandı. Sırtlığın üst bölümüne ise elektrikli ok şeklinde bir A logosu yerleştirildi. GT Premium ve GTS versiyonlarında koltuklar, ön konsol ve kapı panelleri Deep Mavi ve Eevee Gri renk Nappa deri ile kaplandı. Deri koltuk başlıklarına Alpine kabartması, koltuk sırtlığının ortasına ise A290 logosu işlendi. Platform ve dinamik özellikler Aracın, 220 HP’ye kadar gücü, 300 Nm torku ve 1.479 kg ağırlığı bulunuyor. Aracın 0-100 km/s hızlanma süresi ise 6,4 saniye. 3,99 metre uzunluğundaki bu 5 kapılı, 5 kişilik şehir otomobili; konfor ve pratiklik özelliklerini koruyor. 326 litrelik bagaj hacmi ve 10,20 metre dönüş çapı ile günlük kullanım kolaylığı sağlıyor. Tamamen alüminyum tasarımı ve batarya boyutu seçimi, ağırlığı son derece rekabetçi bir değer olan 1.479 kg’da tutmaya yardımcı oluyor. Düşük ağırlık merkezi A290’ın gövde salınımlarını sınırlıyor. Çok kollu arka süspansiyon, tekerlek konumunun hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlıyor. A290’ın 26 sürüş destek sistemi (ADAS); geri manevrada otomatik acil durum freni, acil durum şerit düzeltmesi, güvenli yolcu çıkışı ve sürücünün dikkatini izleme özelliklerini içeriyor. Direksiyonun sol tarafında bulunan yeni My Safety Switch düğmesi, sürücünün ADAS ayar tercihlerini tek bir hareketle seçmesini sağlıyor. Ayrıca dur-kalk işlevine sahip adaptif hız sabitleme ve iki tekerlekli araçları sollamaya izin veren şeritten çıkma sistemi de A290’da standart özellikler olarak bulunuyor. Güç-aktarma sistemleri Versiyona bağlı olarak Alpine A290’ın motoru, GT ve GT Premium versiyonlarında 180 HP, GT Performance ve GTS’de ise 220 HP olmak üzere iki farklı güç seviyesine sahip. Kademeli hızlanma pedalı tepkisi, elektromotorunun yüksek güç ve tork seviyelerine rağmen A290’ı kontrolü kolay bir spor otomobile dönüşmesini sağlamak için ayarlandı. A290’ın geliştirme mühendisleri, çekiş gücünü en üst düzeye çıkarmak amacıyla fren müdahalesine ek olarak; optimum tork dağılımını hassas bir şekilde ayarlamayı mümkün kılan tork yönetim sistemi Alpine Torque Technology’yi geliştirdi. Elektrikli otomobillerde doğal motor gürültüsü olmadığından, sürüşe eşlik edecek ve güç aktarma sistemindeki stres hakkında doğrudan bilgi sağlayacak bir geri bildirim ses sisteminin oluşturulması, hissi artırmaya ve sürüş deneyimini iyileştirmeye yardımcı oluyor. Akustik uzmanları ve müzisyenlerle çalışan Alpine ekipleri, motorun ürettiği seslere dayanarak farklı frekans ve yoğunluklarda iki farklı Alpine Sürüş Sesi tonu oluşturdu. Bu sesler, A290 için özel olarak tasarlanan Devialet ses sistemi aracılığıyla yayılıyor. İlk ses olan Alternatif Ses, günlük kullanım için tasarlanan hafif, sportif bir ton sunuyor. İkinci ses olan Alpine Sesi, A290’a uygun bir sportif ses deseni ile sürüş aşamalarını yapılandırmaya yardımcı oluyor. Her iki Alpine Sürüş Sesi de sürüş modlarından bağımsız olarak çalışıyor ve devre dışı bırakılabiliyor. Ayrıca yayaları elektrikli bir aracın gelişine karşı uyarmak için 30 km/s hıza kadar zorunlu olan akustik araç uyarı sistemi veya AVAS da yine Alpine sesiyle tasarlandı. Teknoloji Direksiyonun arkasındaki 10,25 inç gösterge ekranı ve sürücüye dönük 10,1 inç merkezi bilgi-eğlence ekranı, özel grafikleri, arayüzleri ve işlevleriyle A290’ın atmosferine katkıda bulunuyor. Bu dijital deneyim, A290 kokpitinin sportif şıklığına uygun görsel temalarla da yansıtılıyor. Hız göstergesinin alt kısmındaki sürüş modu simgesinin görsel teması seçilen sürüş moduna bağlı; Normal, Spor, Eko ve Kişisel olarak değişebiliyor. Elektrikli rota planlama işleviyle Google Haritalar GPS navigasyon ve Google Asistan sesli asistan tüm donanım seviyelerinde standart olarak sunuluyor. Çok sayıda uygulama Google Play içeriği olarak sunuluyor. Android Auto ve Apple CarPlay üzerinden akıllı telefonlar entegre sisteme kablolu veya kablosuz olarak bağlanabiliyor. Alpine Telemetrik fonksiyonu, Canlı Veriler, Koçluk ve Yarış olmak üzere A290’a dayalı üç ana hizmet kategorisine erişim sağlıyor. Batarya ve şarj Alpine A290, standart olarak yaklaşık 380 km’ye kadar WLTP menzili sağlayan 52 kWsa batarya ile sunuluyor. A290’ın 100 kW DC hızlı şarj sistemi ile batarya, yüzde 15’ten yüzde 80 şarja 30 dakikada ulaşabilirken, 15 dakika şarj ile de 150 km’ye kadar WLTP menzil sağlıyor. AC şarj noktasında entegre 11 kW şarj cihazı ile bataryanın yüzde 10’dan yüzde 80’e ulaşması için 3 saat 20 dakika şarj etmek, yüzde 50’den yüzde 80’e ulaşması için 1 saat 20 dakika şarj etmek ve 70 km WLTP menzile ulaşması için ise 1 saat şarj etmek yeterli oluyor. Şarj cihazı, V2L (araçtan cihaza) işlevine olanak sağlayan çift yönlü kullanım özelliğini de içeriyor. Bunun yanı sıra V2G (araçtan şebekeye) ile de uyumlu."
Kocaeli Mahalle sakinlerini şaşırtan olay...Direklere asıldı, gören ne olduğunu anlayamadı Kocaeli’nin Körfez ilçesinde direklere asılan taciz suçlamalarıyla dolu yazılar mahalleliyi şaşırttı. Üzerinde bir kişinin fotoğrafı ve suçlayıcı ifadeler bulunan afişlerin kim tarafından asıldığı bilinmezken, bu olay mahallede büyük merak uyandırdı. Fatih Mahallesi’nde dikkat çeken bir olay yaşandı. Mahallenin çeşitli noktalarındaki direklere, bir kişinin fotoğrafları ile taciz iddialarını içeren yazılar asıldı. Yazılarda, "Mahallenizde barındırmayın. Saf ayağına yatar, inanmayın," "Kadınları çiçekle kandıran bir şeytan," "Sapık ve tecavüzcü. Kadınları kandırıp parasını yiyor" gibi ifadelere yer verildi. Mahalle sakinleri, direklerde bu yazıları ve fotoğrafları gördüklerinde şaşkınlık yaşadı. Bu yazıların kim veya kimler tarafından asıldığı ise henüz bilinmiyor. "Evimin önündeki direkte yazı olduğunu fark ettim" Yazıları gören bir mahalle sakini, "Pazar sabahı arabamı temizlemek için dışarıya çıktım. Evimin önündeki direkte yazı olduğunu fark ettim. Merak ettim, yazıyı inceledim. Bir adamın fotoğrafı vardı. Yazı yazılmış ama ben şahsı tanımıyorum. Bu adamın mahallede olduğu söylemiyor. Ben hiç görmedim. Bunları asan mağdur olduğunu, canının yandığını belirtmek istemiş. Ama ben herhangi bir şekilde görmedim, tanımıyorum. Görmediğim için de pek bir şey diyemiyorum" dedi. "Bu bir uyarı olabilir" Yenimahalle Muhtarı Salih Yolcu ise "Dün mahallemizdeki birçok noktaya A4 kağıdı üzerine şahsın resmiyle birlikte not yazılmıştır. Notta şahsın sapıklığını, dolandırıcılığı belirtiliyor ama burada isim yok, adres yok dolayısıyla şahsın fotoğrafına baktığımda şahsı ben de çıkaramadım. Öyle bir şahsa da mahallemde rastlamadım. Oturup oturmadığını kesin kayıtlarla bilmemekteyim. Bunu asan kim onu da bilmiyorum. Bu bir uyarı olabilir. Bu mağduriyeti bir başkasının da yaşamaması adına böyle bir yazı asmış olabilirler. Tüm vatandaşlarımızın böyle bir durumu yaşamamasını temenni ederim. Şahsı tanımıyorum ve geçmiş de benim mahallemde oturup oturmadığını bilmiyorum. Kimlik bilgisi olursa bizim mahallemizde oturup oturmadığı da anlaşılır. Kimlerle ne yaşadığını, kimi nasıl dolandırdığını bilmiyoruz" dedi. Muhtar Yolcu, konunun Kaymakamlık ve İlçe Emniyet Müdürlüğüne de bildirildiğini ifade etti.
Bursa Osmangazi’den bir ‘Çalıkuşu’ geçti Osmangazi Belediyesi tarafından başlatılan ‘Kolektif Okuma’ etkinliğinde editör-sosyolog Demet Çoraklı, Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri Çalıkuşu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen Kolektif Okuma etkinliği, Osmangazili edebiyatseverleri bir araya getirdi. Program boyunca editör-sosyolog Demet Çoraklı, Reşat Nuri Güntekin’in edebiyatımıza katkılarını ve aşk hikayesi olarak tanınan Çalıkuşu eserinin ağırlıklı olarak dönemin sosyal, kültürel, toplumsal sorunlarını dile getirmedeki başarısına dikkat çekti. İlk olarak 1922 yılında Vakit Gazetesi’nde yayınlanan Çalıkuşu romanının Türk Edebiyatı’nın en sevilen klasik eserleri arasında yer aldığını söyleyen Çoraklı, “Çalıkuşu, İstanbul’un dışına çıkarak, Anadolu’nun Bursa, İzmir, Çanakkale ve Tekirdağ şehirlerinde geçen ve arka planda Osmanlı’nın son yıllarını işleyen bir romandır. Eserde, İstanbul’da köklü bir ailenin kızı olan çocuk ruhlu Feride’nin çok sevdiği nişanlısı tarafından ihanete uğramasıyla kendini öğretmenlik mesleğine adaması ve hayatını kazanabilmek için Anadolu’da şehir şehir dolaşması anlatılır. Aynı zamanda Çalıkuşu, Türkiye’de yeni ve modern bir dönemin başlamasını özendiren bir roman olarak kabul edilmektedir” dedi. Demet Çoraklı, “Çalıkuşu eseri, dönemin toplumsal sorunlarına değinen, idealist öğretmen Feride’nin sergilediği tutum ve davranışları ile bir anda toplumun nabzını yakalamıştır. Yayınlandığı 1922 yılında, başkarakter Feride ile toplumun sesi, eserde anlatılan gerçekçi bakış açısı ile de Cumhuriyet’in gelişinin habercisi niteliği kazanmıştır” değerlendirmesinde bulundu. Reşat Nuri Güntekin’in Bursa ile kesişmesi Sosyolog Demet Çoraklı, Reşat Nuri Güntekin’in öğretmen olarak ilk görev yerinin Bursa Sultanisi yani Bursa Erkek Lisesi olması, Bursa’da Ahmet Vefik Paşa sahnesinde Muhsin Ertuğrul’u izlediğinde tiyatro eserleri yazma kararını almış olması ve Çalıkuşu eserinde Bursa’nın Zeyniler Köyü’nü işlemiş olmasının altını çizerek, Reşat Nuri Güntekin’in yaşamındaki Bursa’ya da dikkat çekmiş oldu. Çoraklı, “Çalıkuşu çok sevilince, 1966 yılında çekilen film ve 1982 yılında TRT’de yayınlanan dizi ile taçlandı. Böylece Türkiye’deki dizi kültürü de başlamış oldu. Eser, duygusal bir olayı anlatmakla birlikte dönemin toplumsal sorunlarını eleştirel olarak da ortaya koymuştur. Ayrıca Cumhuriyet’ten 1 yaş büyük olan bu eser, Atatürk döneminde öngörülen bir kadın modeli çizdiği için de çok değerlidir” diye konuştu. ‘Kolektif Okuma’ etkinliği sonunda ise Demet Çoraklı, kültüre ve sanata duyarlılıkları sebebiyle Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın ve Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir’e teşekkür etti.
Elazığ IKBY Oluşumlarından Sorumlu Bölge Bakanı Aydın Maruf: ’’Terör örgütü PKK’yı yok etmek için mutlaka birlikte olmak lazım’’ Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İlk Oluşumlardan Sorumlu Bölge Bakanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Merkez Yürütme Üyesi Aydın Maruf, ’’Terör örgütü PKK etnik grupların arasını bozmaya çalışıyor, hedefleri budur. İstikrarsızlık oluşturmaya çalışıyorlar. Terör örgütlerine karşı, özellikle de PKK’ya karşı hepimizin bir olması gerekiyor. Terör örgütü PKK’yı yok etmek için mutlaka birlikte olmak lazım. İş birliği yapmak gerekiyor’’ dedi. IKBY İlk Oluşumlardan Sorumlu Bölge Bakanı ve Irak Türkmen Cephesi (ITC) Merkez Yürütme Üyesi Aydın Maruf, Arplak’ın davetlisi olarak Elazığ’a geldi. Kentte bir dizi incelemelerde bulunan Maruf, tarihi Harput Mahallesi’nde İhlas Haber Ajansı muhabirine gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkmenler olarak her zaman Erbil-Ankara arasında olan ilişkilerin kendileri için önemli olduğunu kaydeden Maruf, “Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu’da önemli bir ülke ve her zaman barıştan yana olup, bölgede, Ortadoğu’da ve Irak’ta Türkmenler başta olmak üzere diğer etnik gruplara ve vatandaşlara her zaman destek vermiştir. Zor şartlar altında olan insanlarımızın yanında olarak, her zaman destek vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti, Irak Türkmenleri için ana vatanımızdır. Son dönemde Irak Erbil’de, Kürdistan bölgesinde bir parlamento seçimi yapıldı. Biz Irak Türkmen Cephesi olarak seçime katıldık. Seçimden sonra hükümet kurma süreci var. Biz Türkmenler o bölgede önemli bir faktör, toplum ve varlığız. Her zaman hak ve hukuklarımızı barış ve diyalog yolu üzerinden elde etmeye çalışıyoruz. Orada olan Kürt kardeşlerimiz ve Hristiyan kardeşlerimizle beraber güzel bir şekilde yaşıyoruz. Her zaman Türkmenler ve Kürtler arasında olan ilişkiler bizim için çok önemlidir. Bir kardeşlik, akrabalık ve kan bağı var. Bu da bölgeyi olumlu yönde etkiliyor. Kurulacak 10. Hükümet kabinesinde biz de Türkmenler olarak yer almak istiyoruz. Türkmenler dediğim gibi önemli bir faktördür. Son dönemde olan gruplar arasındaki yakınlaşma da bölgede önemlidir. Bizim için Iraklı Türkmenler her zaman asil bir toplumdur. En yakın zamanda 10. Hükümet kabinesinin kurulmasından yanayız. Türkmenlerin de bu kabinede yer alması önemlidir’’ diye konuştu. ’’Türkiye mazlumların anavatanıdır’’ Türkiye Cumhuriyeti’nin önemli bir ülke olduğunu belirten Aydın Maruf, ’’Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu ve dünyada önemli bir ülkedir. Her zaman bölgede barıştan yana olup, bölgede bulunan bütün insanlara sahip çıkmıştır. Irak’ta zor şartlarda olan Türkmenler başta olmak üzere diğer etnik gruplar, Kürt ve Arap kardeşlerimize her zaman sahip çıkarak, yanlarında olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, Ortadoğu’nun örnek bir ülkesidir. Biz Iraklı Türkmenler olarak her zaman Türkiye ile gurur duyuyoruz. Bizim ana vatanımız olduğu gibi mazlumların da ana vatanıdır. Bunun yanında Türkler ve Kürtler öz kardeştir. Geçmişte de beraberlerdi, şimdi de beraberler, gelecekte de beraber olacaklardır. Terör örgütü PKK’nın amacı bu etnik grupların arasını bozmaya çalışıyor, hedefleri budur. İstikrarsızlık oluşturmaya çalışıyorlar. Terör örgütlerine karşı, özellikle de PKK’ya karşı hepimizin bir olması gerekiyor. Terör örgütü PKK’yı yok etmek için mutlaka birlikte olmak lazım. İş birliği yapmak gerekiyor. Aramızdaki bu kardeşliği daha da güçlendirmemiz lazım’’ şeklinde konuştu. Elazığ’da Arslanlı Holding’in açılışına katıldıklarını dile getiren Bakan Maruf, “Ticaret anlamında önemli bir holding, ticaret önemlidir. Erbil-Ankara arası olan ilişkiler mühimdir. Ekonomik, kültürel ve siyasi bir aşamaya geldik. Türkmenler olarak her zaman bu ilişkilere bir faydamız olsun ve bir katkı sağlayalım diye düşünüyoruz. Burada güzel bir misafirperverlik var. Burada olan soydaşlarımız ve kardeşlerimiz bizleri güzel bir şekilde karşılayıp ağırladılar. Türkiye Cumhuriyeti’nde olan bütün kardeşlerimize başarılar diliyoruz’’ dedi.