EKONOMİ - 22 Haziran 2020 Pazartesi 11:31

TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik: "Tarım ve hayvancılıkta 455,07 milyar liralık üretim değerimizle büyük katkıda bulunuyoruz”

A
A
A
TÜDKİYEB Genel Başkanı Çelik: "Tarım ve hayvancılıkta 455,07 milyar liralık üretim değerimizle büyük katkıda bulunuyoruz”

Tüm Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği (TMD) ve Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, bu ülkenin geleceğinin tarım ve gıdada olduğunu bildirerek, “Bu ülke ekonomisine tarım ve hayvancılıkta 455,07 milyar liralık üretim değerimizle büyük katkıda bulunuyoruz” dedi.

Tüm Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği (TMD) ve Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı Nihat Çelik, bu ülkenin geleceğinin tarım ve gıdada olduğunu bildirerek, “Bu ülke ekonomisine tarım ve hayvancılıkta 455,07 milyar liralık üretim değerimizle büyük katkıda bulunuyoruz” dedi.


TÜDKİYEB Genel Başkanı Nihat Çelik, 2019 yılı rakamlarına göre çiftçinin 165,32 milyar liralık canlı hayvan, 93,92 milyar liralık hayvansal ürün, 77,55 milyar liralık tahıl ve diğer bitkisel ürün, 67,83 milyar liralık meyve, içecek ve baharat bitkileri, 50,45 milyar liralık sebze üretimi gerçekleştirdiğini belirtti.


Ülkenin tarımdaki üretime dayanarak 19,7 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatı yaptığını, tarımın 5,1 milyon kişiye iş sağladığını, işsizliği 2 puan civarında düşürdüğünü bildiren Çelik, “Tarım ve hayvancılık potansiyeli çok büyük olan bir ülkede yaşıyoruz. Mülteci ve yabancılarla birlikte 88 milyonluk bir ülkenin gıda güvencesini çiftçimiz ve yetiştiricimiz sağlıyor. Yakın çevrede tarım ve hayvancılıkta bizimle yarışacak bir ülke de yok. Bu ülkenin hala yeterince kullanılmayan tarlaları, otlakları var. Suya kavuşturulmamış 1,9 milyon hektar alan bulunuyor. Türkiye, verimli tarım alanlarını korumalı, sulama yatırımlarını tamamlamalı, kırsalda nüfusu tutacak kırsal kalkınma projeleri uygulamaya koymalı, tüm tarım arazilerini tarımsal üretim için kullanmalıdır. Hayvancılığın en ucuz yem kaynağı mera ve çayırlardır. Çayır ve meralar ıslah edilmelidir. Bu konuda Tarım ve Orman Bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli’nin çayır ve mera ıslahı çalışmalarına büyük önem verdiğini ve bu konudaki çalışmaları aralıksız sürdürdüğünü de görüyoruz. Bu konuda ve diğer konularda tarıma ve hayvancılığa yaptığı katkılar için teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.



“Tarım ve hayvancılığa verilen her destek ekonomiye katkı olarak geri dönüyor”


Tarım ve hayvancılık için harcanacak her kuruşun misliyle ekonomiye geri döneceğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Çelik, “Tarıma ve hayvancılığa verilen her destek ülkeye ekonomik katkı olarak geri dönüyor. Yeni koronavirüs salgınında da görüldü ki gıda güvencesi ve sağlık her şeyden önemli. Hayat dursa bile sağlık hizmeti durmuyor, gıda tüketimi azalmıyor. Aksine artıyor. Eğer gıda güvencenizi sağlayamıyorsanız, sağlık sisteminiz yetersiz ise istediğiniz kadar zengin ülke olun muhtaç duruma düşüyorsunuz. Bu kriz, bize sağlık sistemimizi ve tarımımızı ne olursa olsun ayakta tutmamız gerektiğini bize gösterdi" şeklinde konuştu.


Koronavirüs sürecinde tarımsal üretimin aksamadan sürdüğüne, çiftçinin ve yetiştiricinin gecesini gündüzüne katarak üretim faaliyetini devam ettirdiğine dikkati çeken Çelik, “bu konuda muhtarlarımızın büyük gayretleri de yadsınamaz. Devlet ile vatandaş arasındaki köprü görevini yapan muhtarlarımız, koronavirüs salgınında yetkili birimlerimizle müthiş bir eşgüdüm içinde çalıştı, kontrolü sağladı ve salgının kırsalda yayılmasının önüne geçtiler” ifadelerine yer verdi.



Kırsalın kalkındırılmasında ana unsur muhtarlarımız olacaktır”


Muhtarların kamunun verdiği her türlü görevi bugüne kadar layıkıyla yerine getirdiğini, kırsalı ayakta tuttuğunu belirten Çelik, “Kırsalın kalkındırılması, ülke ekonomisine tarım ve hayvancılıkla çok daha büyük katkı sağlanması konusunda yapılacak her türlü proje, verilecek her türlü destek uygulamasının başarısında da ana unsur muhtarlarımız olacaktır. Kamu kuruluşları devletin kırsaldaki temsilcisi muhtarlarımızla işbirliği içinde hareket ederse sorunlar çok daha hızlı, kolay ve hedefe uyumlu bir şekilde çözülür” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bahçelievler yaşanan silahlı saldırıyı esnaf ve mahalleli anlattı Bahçelievler’de Genç Fenerbahçeliler Derneği üyelerinin karıştığı silahlı saldırıda mahalle sakinleri ve esnaf, “ Bu civarda ilk kez böyle bir olay oldu aralarında bir mesele varmış” dedi. İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde 24 Aralık gecesinde bir motor tamircisine eli silahlı bir grup saldırgan tarafından saldırı düzenlenmiş, olayda 1 kişi yaralanmıştı. Silahlı saldırıya karışan üç kişi polis tarafından adli makamlara sevk edilerek tutuklandı. Mahallede yaşayan esnaf ve vatandaşlar ise olayı anlattı. Bir vatandaş gece yarısı silah seslerini duyduğunu sabahleyin de olayı öğrendiğini belirterek, çatışma yaşayanların arkadaş olduğunu ve aralarında bir husumet olduğunu ifade etti. “Esnaf ve mahalleli olarak bir tedirginlik yaşadık” Silahlı saldırının gerçekleştiği mahallede esnaf olan Tuğçe Demirci, “Silahlı saldırı olduğu sırada dükkanımda değildim ancak, mahalle esnafı olarak sadece bir silahlı saldırı gerçekleştirildiğini duydum. İnşallah saldırıya uğrayanlar bir daha böyle bir şey yaşamazlar. esnaf olarak mahalleli olarak bir tedirginlik yaşadık ancak ben burada yeni olduğum için sadece duyduklarım kadarıyla olayı biliyorum inşallah bir daha böyle bir şey yaşanmaz” dedi. “Bunlar buraya geldiğinde böyle bir şey oldu” Saldırının olduğu Mahallede yaşayan Mahmut Albayrak, “Ben olayı görmedim ancak olayın olduğunu duydum. Gençleri silahla vurduklarını biliyorum iki kişiyi. birisinin ayağından yaralandığını ameliyatta olduğunu hayati tehlikesi olmadığını biliyorum. Bu mahallede böyle olaylar olmuyor ancak bunlar buraya geldiğinde böyle bir şey oldu. burada daha önce buna benzer bir olay yaşanmadı” diye konuştu. “Ben gece 4-5 el silah sesi duydum” Saldırı yapıldığı gün silah seslerini duyduğunu ifade eden mahalle sakini Ali Dervişoğlu, “Benim evim üst katta gece 1:30 civarlarındaydı. mermi seslerini duyduk ertesi gün sorduğumda motorcu arkadaşlar birbirlerine mermi atmışlar. 1 tanesinin ayağından vurulduğunu ameliyat geçirdiğini biliyorum. Ben gece 4-5 el silah sesi duydum. dükkanın sahibini tanıyorum. O söyledi bana arkadaşlarmış daha önce aralarında her ne geçtiyse böyle bir olay yaşandı” dedi.
İstanbul Beylikdüzü’nde yürek ısıtan görüntü İstanbul Beylikdüzü’nde bir sokak köpeği, soğuktan donmak üzere olan yavrusunu taşıyarak özel bir veteriner kliniğine getirip adeta yardım istedi. Yürek ısıtan görüntüler güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.Olay, geçtiğimiz Pazartesi günü Beylikdüzü ilçesi Adnan Kahveci Mahallesi’nde yaşandı. Daha önce sokakta kalan ve tedavi için bir yavrusu vatandaşlar tarafından özel veteriner kliniğine götürülen anne köpek, yavrusunu adım adım takip etti. Sokakta kalan ve donmak üzere olan diğer yavrusunu da ağzıyla taşıyan anne köpek, aynı veteriner kliniğine giderek veterinerden adeta yardım istedi. Durumu fark eden veteriner, anne köpeğe ve yavrusuna sahip çıkıp tedavilerini yaptı. Yaşanan anlar ise kliniğin güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.Alfa Veteriner Kliniği Veteriner Hekimi Baturay Oğan, yaşanan süreci anlatarak, “Anne köpeğimiz daha yaşam vadisi bölgesinde doğum yapmış çevredeki hayvanseverler de onu fark etmiş, destek olmaya çalışmışlar ama herhalde hayvancağız çevredeki insan varlığından sıkılıp yavrularını başka yere taşımış. Bu sebepten dolayı köpek yavrularını uzaklaştırınca insanlar görmeyince öldüler zannedip anne köpeği götürüp kısırlaştırmış. Anne köpek 2 gün sonra geri dönüp yavrularını aramaya başlamış. Ortaya çıktıklarında bir kısmı ölmüş. Bir kısmı da hayata tutunmaya çalışıyordu. Orada bulan bir hayvansever vatandaş yavru köpeği getirince anne köpekte peşinden geliyor. Son gördükleri canlı yavruyu da mamalar vesaire alıp evde bakıyorlar. Devamında köpek burayı görüp tanıyor yardım edileceğini anlayıp diğer yavruları bulmaya gidiyor. Bulduğu yavruyu da buraya getiriyor. Bize getirdiği yavru köpek ölmek üzereydi kalbi durma noktasındaydı soğuktan donmak üzereydi. Destekleyici tedavilerini yaptık. Hayata tutunmasını sağladık. Anne köpek şu anda aşağıda pansiyonda ona hastalık kapmasın diye iyice bakmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Şu an da bizde konaklıyorlar” dedi.
Van Van’da ürettiği bağlamaları dünyaya tanıtıyor Erzurum’dan 1992 yılında Van’a gelerek bağlama üretimini tanıtan Tevhid Usta, özel sipariş üzerine ürettiği bağlamaları Türkiye’nin dört bir yanına ve yurt dışına ihraç ediyor. Van’da müzik aletleri imalatçısı Tevhid Topal, babası Aşık Dermani olarak bilinen İbrahim Topal’dan devraldığı bağlama yapımı mesleğini büyük bir emek ve sabırla sürdürüyor. Atölyesinde yoğun bir mesai harcayan Tevhid Topal; Amerika, Almanya ve Yeni Zelanda gibi ülkelere bağlama gönderiyor. Sanatını gelecek kuşaklara aktarmak için büyük çaba gösteren usta, aynı zamanda genç ustalar yetiştiriyor. Tevhid Topal, sanatını sadece bir meslek olarak görmüyor, aynı zamanda babasından devraldığı kültürel bir miras olarak değerlendiriyor ve bu mirası yaşatmak için özveriyle çalışmaya devam ediyor. "Bağlama yapımı çok zordur" İHA muhabirine konuşan Tevhid Topal, mesleğini nasıl öğrendiğini ve bağlama yapımının zorluklarını anlattı. Babasından devraldığı mesleğini büyük bir emekle sürdürdüğünü ifade eden Topal, “Babam Aşık Dermani olarak bilinen İbrahim Topal ile Erzurum’da başladım bu işe. Mesleği öğrendikten sonra 1992 yılında Van’a yerleştim ve burada bağlama yapımına başladım. Enstrüman yapımı, özellikle bağlama yapımı çok zordur ama bir o kadar da keyiflidir. Ağaçların hazırlanması, kurutulması ve işlenmesi büyük bir özen gerektirir. Bir bağlamanın yapımı en erken bir buçuk ay sürüyor, bazen iki aya kadar uzayabiliyor. Yurt içinden ve yurt dışından yoğun talepler alıyoruz. Amerika ve Almanya gibi ülkelere bağlama gönderdik" dedi. Son yıllarda mesleğini öğretmeye de odaklandığını dile getiren Topal, “Yaklaşık 10 yıldır halk eğitim destekli kurslar veriyorum. Şu an mesleği öğrenip çeşitli okullarda eğitim alan öğrencilerim var. Bu da beni çok mutlu ediyor" diye konuştu.