GÜNDEM - 08 Kasım 2024 Cuma 18:05

Terör örgütü elebaşısı Gülen’e Protestan cenaze

A
A
A
Terör örgütü elebaşısı Gülen’e Protestan cenaze

Ölümünün üstünden üç hafta geçmesine rağmen FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e düzenlenen cenaze töreni ile ilgili skandallara her gün bir yenisi ekleniyor. İslam dininin savunucusu olarak lanse edilen örgüt elebaşı Gülen’in cenazesinin Protestan adetlerine göre yapıldığı ortaya çıktı.


FETÖ’ye müzahir isimler tarafından her seferinde İslam dininin savunucusu olarak lanse edilen örgüt elebaşı Gülen’in cenazesinin Protestan adetlerine göre yapıldığı ortaya çıktı. Gülen’in cenaze işlemlerinin Allentown/Pensilvania’da bulunan “Bachman, Kulik & Reinsmith Funeral Homes” adlı şirket aracılığıyla yapıldığı öğrenildi.



Şirkete gizlilik baskısı


Pensilvanya yakınlarında İslami usullerle defin hizmeti veren onlarca cenaze şirketi bulunuyor. Ancak, örgüt üst yönetimi cenaze için Protestan bir şirketi tercih etti. İnsanların İslam dinine olan inançlarını ve değerlerini sömürerek topladıkları paralarla ABD’de rahat bir hayat süren elebaşı Fetullah Gülen, bir Protestan gibi gömüldü.


Örgüt üst yönetimi, cenaze işlemlerinin gizlilikle yürütülmesi konusunda şirkete baskı yaptı. Şirket, çalışma usullerinin aksine çalışma takviminde bir günü boş bıraktı. Takvimde 24 Ekim gününe cenazesi olan kişinin yani terörist Fetullah Gülen’in adı yazılmadı.



Sözde mütevazi Gülen’e en lüks tabut


Kendine inanan insanlara sözde mütevazi bir hayat sürdüğünü anlatan ancak ABD’de büyük bir malikanede rahat bir hayat sürdüren Fetullah Gülen’in ölüsü de adeta milletten topladıkları parayla kaplandı. ABD’de fiyatları 2 bin ile 25 bin dolar arasında değişen tabutlardan en kaliteli ve pahalısı Gülen için kullanıldı.


Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre Hristiyanlarda olduğu gibi “lüks” tabutuyla gömüldüğü daha önce ortaya çıkan Gülen’in neden böyle gömüldüğünü mollalardan biri olan damadı Ahmet Kurucan, örgüte inananlara karşı savunmaya çalıştı. Ancak ikna edici olamadı. Örgüt içinde, cenazesi İslami adetlerin dışında yapılan Gülen’in tarihsel kökeninin Hristiyanlıktan dönme olup olmadığı tartışılmaya başlandı.



Protestan şirket doğum tarihini doğru yazdı


Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre terör örgütü FETÖ elebaşı Gülen’in kimliğinde yazan doğum tarihi 1941. Ancak Gülen’in, kendine manevi bir anlam yüklemek için her yerde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği 1938 yılında doğduğunu dile getiriliyor.


Cenazesinde ise gerçek bir kez daha ortaya çıktı. Örgüt üst yönetiminin cenaze işlemleri için anlaştığı Protestan şirketin mezara konması için hazırladığı levhada elebaşı Gülen’in gerçek doğum tarihi olan 1941 yazıldı. Gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsız olan örgüt yöneticileri ise apar topar 1938 tarihli yeni bir levha yaptırmak zorunda kaldı.



Terör örgütü elebaşısı Gülen’e Protestan cenaze

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Televizyon platformu bahanesiyle 14 milyon TL’lik dolandırıcılık yapan 71 şüpheli yakalandı Eskişehir merkezli 24 ilde polis ekipleri tarafından düzenlenen operasyonlarda, telefonla aradıkları kişileri televizyon yayın platformu üyeliklerini iptal edeceklerini söyleyerek 14 milyon TL dolandıkdıkları belirlenen 71 şüpheli yakalandı. Eskişehir merkezli, Ankara, Tekirdağ, Kırklareli, İstanbul, Kocaeli, Sakarya, İzmir, Antalya, Denizli, Hatay, Mersin, Adana, Konya, Sivas, Yozgat, Kırakkale, Giresun, Ordu, Samsun, Kayseri, Balıkesir, Nevşehir ve Kütahya’da Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde eş zamanlı "Nitelikli Dolandırıcılık" operasyonu gerçekleştirildi. Operasyonlarda, telefonla aradıkları kişileri televizyon yayın platformu üyeliklerini yenileyeceklerini, üyeliklerini iptal edeceklerini veya üyelik iptali için vergi iadesi yapacaklarını, ödeme yapmadıkları takdirde haklarında yasal takip başlatacaklarını söyleyen şahısların 144 dolandırıcılık olayı gerçekleştirildiği, yaklaşık 3 milyon 500 bin TL mağdur zararı oluştuğu belirlendi. Suçtan elde edilen 14 milyon TL değerinde taşınmaz ile 100 milyon TL işlem hacmine sahip banka ve elektronik para hesaplarına polis tarafından bloke konuldu. Gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 54’ü kadın 71 şüpheli şahıs yakalanırken, 3 şahsın firar olduğu öğrenildi. Yapılan aramalarda çok sayıda bilgisayar, silah, uyuşturucu madde, doküman ve dijital materyal ele geçirildi.
İzmir Silahlı saldırıya uğrayan ambulans şoförü o anları anlattı: "Geceleri hala uyuyamıyorum" İzmir’in Bayraklı ilçesinde yol kavgasında silahlı saldırıya uğrayan ambulans şoförü, yaşadığı korku dolu anları anlattı. Yaşadığı şoku atlatamayan sürücü, hala geceleri uyuyamadığını belirtti. Olay, 14 Nisan Pazartesi günü Refik Şevket Mahallesi 2148/11 Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İzmir Şehir Hastanesi’nden Menemen yönüne seyreden özel bir kuruma ait 35 AUH 021 plakalı ambulansa bilinmeyen nedenle U.Ü. (32) adlı şahıs tarafından tabancayla ateş açıldı. Mermiler ambulansa isabet ederken şüpheli şahıs olay yerinden 06 EDR 872 plakalı otomobiliyle kaçarak uzaklaştı. Olay anında büyük panik yaşayan ambulans sürücüsü İbrahim Kutlutürk (51) ile yanındaki sağlık görevlileri M.Y. ve C.S., durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olayda yaralanan olmadığı belirlenirken ekipler kaçan şüphelinin yakalanması için çalışma başlattı. Yürütülen çalışma sonucu şüpheli U.Ü. suç aleti tabancayla birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin emniyetteki ifadesinde ambulans görevlilerinin kendisine trafikte saldırdığını, bu nedenle silahını ateşlediğini söylediği öğrenildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan U.Ü., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Önce kapıya ve yüzüme yumruk attı" Yaşadığı korku dolu anları anlatan ambulans şoförü İbrahim Kutlutürk, "Pazartesi günü öğle saatlerinde İzmir Şehir Hastanesi’ne cihaz almak için gitmiştim. Hastane içinde yavaşladıktan sonra önümü bir araç kesti. Sürücüsü inip önce kapıya sonra yüzüme yumruk attı. Ben de karşılık verince arabasına gidip silahını aldı. Silahı görünce hemen hareket ettim. Sonrasında arabaya ateş etti ve takip etmeye başladı. Onu atlattıktan sonra Ege Üniversitesi Hastanesi acil bölümünde sığındım. Sonra da hastane polisine gidip şikayetçi oldum. Çok korktum, geceleri hala uyuyamıyorum" dedi. "Kamera olmadığı için bu tarz olaylarda kendimizi koruyamıyoruz" Olay esnasında şans eseri ambulansta hasta olmadığını belirten Kutlutürk, "Mermiler eğer tüplere isabet etseydi. Araba tamamen patlayabilirdi. Olsaydı hasta da biz de ölebilirdik. Özel ambulanslarda ne yazık ki kamera yok. Kamera olmadığı için bu tarz olaylarda kendimizi koruyamıyoruz. Araçta kamera olsaydı emniyetin işini de kolaylaştırırdı" diye konuştu. Kutlutürk darp raporu aldığını da sözlerine ekledi.